– Her gün ot iç
Don’t smoke the seeds, no way
– Tohumları içmeyin, hiçbir şekilde
Smoke the weed, hey
– Ot iç, hey
Smoke the weed
– Ot iç
Younger generation
– Gençlik
Young boys and girls
– Genç erkekler ve kızlar
Be careful of the seeds you show
– Gösterdiğiniz tohumlara dikkat edin
If you want fi see a strong tree grow
– Güçlü bir ağacın büyümesini görmek istiyorsanız
You gotta prepare for the future
– Geleceğe hazırlanmalısın.
Show respect don’t neglect Mother Nature
– Saygı göster Tabiat Ana’yı ihmal etme
All the pollution in this world
– Bu dünyadaki tüm kirlilik
Me just can’t stand it
– Ben sadece dayanamıyorum
Global warming make the whole world panic
– Küresel ısınma tüm dünyayı panikletiyor
Take care of mother earth ’cause for she be the planet
– Dünya Ana’ya iyi bak, Çünkü o bir gezegen olacak
Youth man, don’t go astray
– Genç adam, yoldan çıkma
Fresh trees, young seeds all tryin’ to find the light
– Taze ağaçlar, genç tohumlar ışığı bulmaya çalışıyor
Stretchin’ out their limbs to the sun, guide them right
– Uzuvlarını güneşe doğru uzatarak, onları doğru yönlendirin
Help them keep their life on track
– Hayatlarını doğru yolda tutmalarına yardımcı olun
Watch out for life like a satellite
– Bir uydu gibi hayata dikkat et
Tell them winds a stop and go like a traffic light
– Onlara rüzgarların durduğunu ve trafik ışığı gibi gittiğini söyle
Many obstacles to overcome in the city life
– Şehir hayatında üstesinden gelmek için birçok engel
Making sure they stay pure, teach them what’s wrong from right
– Temiz kaldıklarından emin olmak, onlara neyin yanlış olduğunu öğretmek
Sea brings forth new life (Yuh)
– Deniz yeni bir hayat getiriyor (Yuh)
Smoke the weed, everyday
– Her gün ot iç
Don’t smoke the seeds, no way
– Tohumları içmeyin, hiçbir şekilde
Smoke the weed, hey
– Ot iç, hey
Smoke the weed, yuh
– Ot iç, yuh
Hey ya ’round?
– Hey, yuvarlak mısın?
6AM in a de morning
– 6 am içinde bir de sabah
When mi jus a wake up
– Ne zaman mi jus bir wake Yukarı
Sticky beer pockets mi darlin’
– Yapışkan bira cepleri mi sevgilim
The bag a herb mi break up
– Çanta bir ot mi break up
How dem a fight de herb me cyaan stand it
– Nasıl dem bir fight de herb beni cyaan stand o
Me a solely see Babylon can’t come step on it
– Ben sadece Babil’in üzerine basamayacağını görüyorum
Mi a mix de weed wit all de Grey Goose and tonic
– Mi bir mix de ot zeka tüm de gri kaz ve tonik
Rude man nuh stop only chronic, everyday
– Kaba adam nuh sadece kronik durdurmak, her gün
Ay-a-ay-a-ay-a, mi roll me the weed up
– Bir ay-bir-ay-bir-Ay bana ot sarmak mı
Take a few strums and mi mix a couple breathe-up
– Birkaç strums al ve mi mix bir çift breathe-up
Can’t stand the princey boy go – de seed up
– Princey çocuk go – de tohum kadar duramaz
We nuh do that fi get cheat up
– Biz nuh yapmak o fi almak cheat Yukarı
And me sey herb, herb what we all prefer
– Ve ben sey ot, ot hepimiz ne tercih
And my juggly torn hippie street girl pon de yute
– Ve benim hokkabazlık yırtık hippi sokak kızı pon de yute
I say weed is life
– Ot hayattır diyorum
Weed is reality
– Ot gerçek
Smoke the weed, everyday
– Her gün ot iç
Don’t smoke the seeds, no way
– Tohumları içmeyin, hiçbir şekilde
Smoke the weed, hey
– Ot iç, hey
Smoke the weed (To the world)
– Ot iç (dünyaya)
Girl like grabba, youth deal mi so bad
– Grabba gibi kız, gençlik anlaşma mi çok kötü
Danced in the pop-off hot like de summer
– De yaz gibi pop-off sıcak dans
You can’t never understand why we live to light
– Neden ışığa kadar yaşadığımızı asla anlayamazsın.
You would never recognize unless you see the fire in my eyes
– Gözlerimdeki ateşi görmedikçe asla tanıyamazsın.
I’m burying the man like every single day
– Her gün olduğu gibi adamı gömüyorum.
Blackbirds in the sky can’t get a – break
– Gökyüzündeki kara kuşlar bir mola veremez
The smoke is my gun that’s how I blow them away
– Duman benim silahım onları böyle havaya uçururum
Music is my weapon, rewind and let it play
– Müzik benim silahım, geri sar ve çalmasına izin ver
Babylon to Felice, sun set all day
– Babil’den Felice’e, bütün gün güneş battı
They call me Snoop Lion, I smoke everyday
– Bana Snoop Lion diyorlar, her gün sigara içiyorum
We’ll keep planting these seeds
– Bu tohumları ekmeye devam edeceğiz
Watch them grow a new breed
– Yeni bir cins yetiştirmelerini izleyin
Cultivating these streets
– Bu sokakları yetiştirmek
The cycle carries on
– Döngü devam ediyor
And on and on and on it don’t stop
– Ve üzerinde ve üzerinde ve üzerinde durma
The tic tac couple universal globe
– Tic Tac çift evrensel küre
The bang bang baby live a love stream
– Bang bang bebeğim bir aşk akışı canlı
Them threw me in the snow, that way when we procreate
– Beni karın içine attılar, bu şekilde ürediğimizde
Smoke the weed, everyday
– Her gün ot iç
Don’t smoke the seeds, no way
– Tohumları içmeyin, hiçbir şekilde
Smoke the weed, hey
– Ot iç, hey
Smoke the weed, yeah
– Ot iç, Evet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder