İngilizce Türkçe Sözlük







8 Ocak 2018 Pazartesi

Keala Settle – This Is Me (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 51

I am not a stranger to the dark
Hide away, they say
‘Cause we don’t want your broken parts
I’ve learned to be ashamed of all my scars
Run away, they say
No one’ll love you as you are

Karanlığa yabancı değilim
Saklan, dediler
Çünkü senin kırık parçalarını istemiyoruz
Bütün yaralarımdan utanmayı öğrendim
Kaç, dediler
Kimse seni olduğun gibi sevmeyecek

But I won’t let them break me down to dust
I know that there’s a place for us
For we are glorious

Ama beni tuzla buz etmelerine izin vermeyeceğim
Bizim için bir yer olduğunu biliyorum
Çünkü biz muhteşemiz

When the sharpest words wanna cut me down
I’m gonna send a flood, gonna drown them out
I am brave, I am bruised
I am who I’m meant to be, this is me
Look out ’cause here I come
And I’m marching on to the beat I drum
I’m not scared to be seen
I make no apologies, this is me

En keskin sözler beni devirmek istediğinde
Bir sel göndereceğim, hepsini boğacağım
Cesurum, bereliyim.
Olmam gereken kişiyim, bu benim
Dikkatli ol çünkü işte geldim
Çaldığım davul ritmine uygun yürüyorum
Ve görünmekten korkmuyorum
Özür dilemiyorum, bu benim

Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh, oh

Another round of bullets hits my skin
Well, fire away ’cause today, I won’t let the shame sink in
We are bursting through the barricades
And reaching for the sun (we are warriors)
Yeah, that’s what we’ve become

Sonraki tur kurşunlar tenime değdiğinde
Peki, ateş et, çünkü bugün, utancın içime gömülmesine izin vermeyeceğim
Barikatları delip geçiyoruz
Ve güneşe ulaşıyoruz (biz savaşçılarız)
Evet, işte bu dönüştüğümüz şey

Won’t let them break me down to dust
I know that there’s a place for us
For we are glorious

Beni tuzla buz etmelerine izin vermeyeceğim
Bizim için bir yer olduğunu biliyorum
Çünkü biz muhteşemiz

When the sharpest words wanna cut me down
Gonna send a flood, gonna drown them out
I am brave, I am bruised
I am who I’m meant to be, this is me
Look out ’cause here I come
And I’m marching on to the beat I drum
I’m not scared to be seen
I make no apologies, this is me

En keskin sözler beni devirmek istediğinde
Bir sel göndereceğim, hepsini boğacağım
Cesurum, bereliyim.
Olmam gereken kişiyim, bu benim
Dikkatli ol çünkü işte geldim
Çaldığım davul ritmine uygun yürüyorum
Ve görünmekten korkmuyorum
Özür dilemiyorum, bu benim

Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh-oh
Oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh, oh
This is me

Bu benim

And I know that I deserve your love
There’s nothing I’m not worthy of
When the sharpest words wanna cut me down
I’m gonna send a flood, gonna drown them out
This is brave, this is bruised
This is who I’m meant to be, this is me

Ve senin aşkını hak ettiğimi biliyorum
Değersiz olduğum hiçbir şey yok
En keskin sözler beni devirmek istediğinde
Bir sel göndereceğim, hepsini boğacağım
Cesur, bereli
Bu olmam gereken kişi, bu benim

Look out ’cause here I come (look out ’cause here I come)
And I’m marching on to the beat I drum (marching on, marching, marching on)
I’m not scared to be seen
I make no apologies, this is me

Dikkatli ol çünkü işte geldim (dikkatli ol çünkü işte geldim)
Ve çaldığım davulun ritmine uygun yürüyorum (yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum)
Görünmekten korkmuyorum
Özür dilemiyorum, bu benim

(Oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh)
I’m gonna send a flood
Gonna drown them out
(Oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh, oh, this is me)

(Oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh, oh-oh-oh-oh)
Bir sel göndereceğim
Ve hepsini boğacağım
(Oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh-oh-oh, oh, oh, bu benim.)

7 Ocak 2018 Pazar

The Weeknd – In The Night (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 19

Şarkı YouTube Video Link ——> https://www.youtube.com/watch?v=9CbQl98JEbE

All alone, she was livin’ – in a world without an end or beginnin’
Sonu ve başlangıcı olmayan bir dünyada tek başına yaşıyordu
Baby girl was livin’ life for the feelin’
Baby girl hayatı hissetmek için yaşıyordu
But I don’t mind, I don’t mind, oh
Ama benim için bir mahsuru yok, benim için hiç bir mahsuru yok
And all the wrongs she committed
Ve kız yaptığı tüm yanlışlar ile yaşarken
She was numb and she was so co-dependent
Uyuşmuştu ve başka birine ihtiyaç duyuyordu
She was young and all she had was the city
O zamanlar küçücüktü ve tek sahip olduğu şey şehirdi
But I don’t mind, I don’t mind
Ama benim için bir mahsuru yok, benim için hiç bir mahsuru yok

And I know
Ve biliyorum ki
That she’s capable of anything, it’s riveting
O kız her şeyi yapmaya gücü yetiyor, bu çok büyüleyici
But when – You wake up she’s always gone, gone, gone, oh
Ama sabah uyandığında her zaman gitmiş olur

In the night she hears him calling
Geceliğin adamın onu çağırdığını duyuyor
In the night she’s dancin’ to relieve the pain
Geceliğin acısını dindirmesi için dans ediyor
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
Anladığınızı hiç sanmıyorum
In the night when she comes crawlin’
Geceliğin dizlerinin üstünde sürünerek gelirken
Dollar bills and tears keep fallin’ down her face
Dolarlar ve göz yaşları yüzünden yere düşerken
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
Anladığını hiç sanmıyorum

He sang a song when he did it
Adam o küçücük kızı sikerken bir şarkı söyledi
He was cold and he was so unforgiving
O duygusuz ve çok acımasızdı
Now she dances to the song on the minute
Şimdi kız o şarkıya dakikasında dans ediyor
Yeah, all the time, all the time, oh
Evet; her zaman, her zaman
It make her weak when she hear it
Şarkıyı duyduğunda onu güçsüz yapıyor
And it got her on her knees like religion
Ve onu sanki dinmiş dizlerinin üstüne çöktürüyor
She was young and she was forced to be a woman
O zaman küçücüktü ve kadın olmaya zorlanmıştı
Yeah, all the time, all the time
Evet, her zaman, her zaman

And I know
Ve biliyorum ki
That she’s capable of anything, it’s riveting
O kız her şeyi yapmaya gücü yetiyor, bu çok büyüleyici
But when – You wake up she’s always gone, gone, gone, oh
Ama sabah uyandığında her zaman gitmiş olur

In the night she hears him calling
Geceliğin adamın onu çağırdığını duyuyor
In the night she’s dancin’ to relieve the pain
Geceliğin acısını dindirmesi için dans ediyor
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
İlişki kurabildiğinizi hiç sanmıyorum
In the night when she comes crawlin’
Geceliğin dizlerinin üstünde sürünerek gelirken
Dollar bills and tears keep fallin’ down her face
Dolarlar ve göz yaşları yüzünden yere düşerken
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
Anladığınızı hiç sanmıyorum

Oh baby
I don’t think you understand
Anladığını hiç sanmıyorum
I don’t think you understand
I don’t think you understand
Oh no, no
I don’t think you understand

In the night she hears him calling
Geceliğin adamın onu çağırdığını duyuyor
In the night she’s dancin’ to relieve the pain
Geceliğin acısını dindirmesi için dans ediyor
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
Anlatmaya çalıştığım şeyi anladığınızı hiç sanmıyorum
In the night when she comes crawlin’
Geceliğin dizlerinin üstünde sürünerek gelirken
Dollar bills and tears keep fallin’ down her face
Dolarlar ve göz yaşları yüzünden yere düşerken
She’ll never walk away
O kız hiç çekip gitmez
I don’t think you understand
Anladığını hiç sanmıyorum

Bonus:

6 Ocak 2018 Cumartesi

Bu hesap askıya alınmıştır | Alastyr Türkçe çevirisi

Askıya alınma sebebi yönetici e-posta adresine gönderilmiştir. Daha detaylı bilgi için destek bileti oluşturabilirsiniz.

Eğer bu web sitesinin sahibi siz iseniz, bu hatayı almanızın sebebi Servis Kullanım Şartları içerisinde belirtilen sebeplerden birisi olabilir:

  • Servis Kullanım Şartlarınca uygun içerik barındırmadığı için askıya alınmış olabilir.
  • Web siteniz sunucu kaynaklarını sözleşme detaylarınca belirtilen oranlardan fazla kullanıyor olabilir.
  • Ödenmemiş faturasından dolayı sistem tarafından otomatik askıya alınmış olabilir.

Bildirim Gönder

5 Ocak 2018 Cuma

Hozier-Take Me To Church (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Hozier-Take Me To Church (Türkçe Çeviri)

My lover’s got humour
Aşıklarımın mizah anlayışı var
She’s the giggle at a funeral
O bir cenaze töreninde kıkırdıyor
Knows everybody’s disapproval
Kimsenin onaylamadığını biliyor
I should’ve worshipped her sooner
Ona daha önce tapardım.
If the heavens ever did speak
Eğer gökler hiç konuşmazlarsa
She’s the last true mouthpiece
o Son dürüst konuşmacıdır
Every Sunday’s getting more bleak
Her pazar gittikçe daha kasvetli oluyor

A fresh poison each week
Her hafta taze bir zehir

“We were born sick”
Biz hasta doğduk
You heard them say it
Onların sözlerini duydun
My church offers no absolutes
Kilisem kesinlikle yok
She tells me “worship in the bedroom”
O bana ‘Yatak odasında tapınırcasına sevebilirsin ‘ dedi
The only heaven I’ll be sent to
Gönderileceğim tek cennet
Is when I’m alone with you
Seninle yalnız kaldığım zamanlar
I was born sick, but I love it
Ben hasta doğdum Ama bunu seviyorum
Command me to be well
Bana iyi davran

Amen, Amen, Amen, Amen

Take me to church
Beni kiliseye götür
I’ll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim
I’ll tell you my sins and you can sharpen your knife
Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil
Offer me that deathless death
Ölümsüz ölüm teklif et
Good God, let me give you my life
İyi tanrı hayatımı vereyim sana

Take me to church
Beni kiliseye götür
I’ll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim
I’ll tell you my sins and you can sharpen your knife
Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil
Offer me that deathless death
O Ölümsüz ölümü teklif et
Good God, let me give you my life
İyi tanrı hayatımı vereyim sana

If I’m a pagan of the good times
Eğer iyi zamanların paganıyım
My lover’s the sunlight
Sevgilim gün ışıkları
To keep the goddess on my side
Tanrıçayı yanımda tutmak için
She demands a sacrifice
Bir fedakarlık istiyor
Drain the whole sea
Tüm denizi boşalt
Get something shiny
Parlak bir şey olsun
Something meaty for the main course
Ana yemek için etli bir şey
That’s a fine looking high horse
Güzel görünen yüksek at.
What you got in the stable?
Ahırda neler var?
We’ve a lot of starving faithful
Açlık çeken bir sürü sadık sahibiz
That looks tasty
Lezzetli görünüyor
That looks plenty
Bereketli gözüküyor
This is hungry work
bu açlığın işi

Take me to church
Beni kiliseye götür
I’ll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim
I’ll tell you my sins so you can sharpen your knife
Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil
Offer me my deathless death
O Ölümsüz ölümü teklif et
Good God, let me give you my life
İyi tanrı hayatımı vereyim sana

Take me to church
Beni kiliseye götür
I’ll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim
I’ll tell you my sins so you can sharpen your knife
Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil
Offer me my deathless death
O Ölümsüz ölümü teklif et
Good God, let me give you my life
İyi tanrı hayatımı vereyim sana

No masters or kings when the ritual begins
Ritüel başladığında efendiler veya krallar yok
There is no sweeter innocence than our gentle sin
Nazik günahımızdan daha tatlı bir masum yoktur
In the madness and soil of that sad earthly scene
O üzücü dünyevi cisimlerin deliliğinde ve topraklarında
Only then I am human
Yalnızca o zaman ben insanım
Only then I am clean
Yalnızca o zaman temizim

Amen, Amen, Amen

Take me to church
Beni kiliseye götür
I’ll worship like a dog at the shrine of your lies
Yalanlarının tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim
I’ll tell you my sins and you can sharpen your knife
Sana günhalarımı söyleyeceğim ve sen bıçağını keskinleştirebil
Offer me that deathless death
O Ölümsüz ölümü teklif et
Good God, let me give you my life
İyi tanrı hayatımı vereyim sana

The Weeknd – Party Monster (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Şarkı YouTube Video Link ——-> https://www.youtube.com/watch?v=diW6jXhLE0E

[The Weeknd:]
I’m good, I’m good, I’m great
Ben iyiyim, iyiyim, ben harikayım
Know it’s been a while, now I’m mixing up the drank
Biliyorum; bayağı oldu, şimdi drank’i karıştırıyorum
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım var 
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım var
I’m good, I’m good, I’m great
İyiyim, iyiyim, ben harikayım
Know it’s been a while, now I’m mixing up the drank
Biliyorum; bayağı oldu, şimdi drank’i karıştırıyorum
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım var
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım var

And I seen her get richer on the pole
Ve o anlayışlı olan kızı direkte(striptiz) çiçeklerini açarken gördüm
I’ve seen her, I knew she had to know
O kızı gördüğümde bilmesi gerektiğini biliyordum
I’ve seen her take down that tequila – down by the liter
O kızı  tekilayı litresine kadar içtiğini gördüğümde
I knew I had to meet her
Onunla tanışmam gerektiğini biliyordum
Ooh, she mine, ooh, girl, bump and grind
Ooh, o kız benim, ohh girl, dans ediyor
Ooh, she mine, ooh, girl, bump a line
Ooh, o kız benim, ohh girl, kokain çekiyor
Angelina, lips like Angelina
Angelina, dudakları aynı Angelina Jolie gibi
Like Selena, ass shaped like Selena
Aynı Selena, kızın götü aynı Selena Quintanilla gibi

I’m like, got up, thank the Lord for the day
”Kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için ona teşekkür etme” hallerindeyim
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım ve adını bile bilmiyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Got up, thank the Lord for the day
Ayağa kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için teşekkür ediyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Woke up by a girl. I don’t even know her name

I’m good, I’m good, I’m great
İyiyim, iyiyim, ben harikayım
Know it’s been a while, now I’m mixing up the drank
Biliyorum; bayağı oldu
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece halimden anlayacak bir kız için bekliyorumdum
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece benim halimden anlayacak kıza ihtiyacım vardı
I’m good, I’m good, I’m great
İyiyim, iyiyim, ben harikayım
Know it’s been a while, now I’m mixing up the drank
Biliyorum; bayağı oldu, şimdi drank’i karıştırıyorum
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım vardı
I just need a girl who gon’ really understand
Sadece anlayışlı olan bir kıza ihtiyacım var

I’ve been poppin’, just took three in a row
Hapları patlatıyordum, daha demin tek seferde üç tane ağzıma attım
I’m down to do it again, I’m on a roll
Tekrar sikişmeye hazırım, kafam güzel
I’ve seen him outside tryna reach her
Dışarıda adamı altımdaki kıza ulaşmaya çalışırken gördüm
You tryna leave him, you said I’m the reason
O adamdan ayrılmaya çalışıyormuşsun, nedeni de benmişim
Tell me lies, ooh, girl, tell me lies
Bana yalanlar söyle, ooh, girl, yalan söyle
Say you’re mine, I’m yours for the night
Bana ”Benimsin” de, bende gece için senin olayım
I’m the realest, she said I’m the realest
Kız ”Yalan söyleyemem” ”Ben gerçekçiyim” dedi
Head be genius, dick game be the meanest
Sonuna kadar almak üstün yetenektir, sadece kafasını yalamak en olağanıdır

I’m like, got up, thank the Lord for the day
”Kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için ona teşekkür etme” hallerindeyim
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım ve daha adını bile bilmiyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Got up, thank the Lord for the day
Kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için teşekkür ediyorum
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Çünkü uzun aradan sonra adını bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Woke up by a girl. I don’t even know her name

Got up, thank the Lord for the day
Kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için ona teşekkür ettim
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Bitches in my new spot, crowdin’ up my space
Orospular yeni yerimdeler, mekanımda üşüşüyorlar
Had to check the safe, check the dresser for my chains
Kasamı denetlemeliyim, demirlerim için çekmecemi denetlemeliyim – boyna takılan demir
Got up, thank the Lord for the day
Kalktım ve tanrıya bu günü verdiği için ona teşekkür ettim
Woke up by a girl. I don’t even know her name
Bir kız tarafından uyandırıldım, daha adını bile bilmiyorum
Bitches in my new spot, crowdin’ up my space
Orospular yeni mekanımda üşüşüyorlar
Had to check the safe, check the dresser for my chains
Paralarım yerinde mi diye kasamı kontrol etmeliyim, demirlerim yerinde mi diye için çekmecemi kontrol etmeliyim

[The Weeknd & Lana Del Rey:]
Paranoid (paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
Paranoid (oh, paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
Paranoid (paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
But I see something in you (you’re paranoid)
Ama senin içinde diğer kızlardan farklı bir şey gördüm (Paranoyaksın)
Paranoid (paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
Paranoid (oh, paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
Paranoid (paranoid)
Paranoyağım (paranoyaksın)
But I see something in you
Ama senin içinde diğer kızlarda göremediğim bir şeyi gördüm

(Got up, thank the Lord for the day)
(Woke up by a girl, I don’t even know her name)
(Woke up by a girl, I don’t even know her name)
(Woke up, woke up by a girl, I don’t even know her name)
(Got up, thank the Lord for the day)
(Woke up by a girl, I don’t even know her name)
(Woke up by a girl, I don’t even know her name)
(Woke up, woke up by a girl, I don’t even know her name)

[Lana Del Rey:]
You’re paranoid

The Weeknd – Six Feet Under (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

[The Weeknd]
Ask around about her
Kızın nasıl biri olduğunu herkese sor
She don’t get emotional
Hiç duygusal olmaz
Kill off all her feelings
Tüm duygularını öldürüyor
That’s why she ain’t approachable
Bu yüzden yanına yaklaşılmıyor
She know her pussy got a fanbase
Amcığının hayranları olduğu biliyor:
A couple niggas with a suitcase
Bavulu olan iki üç zenci
Suit and tie niggas who play roleplay
Rol oynayan takım elbiseli ve kravatlı zenciler
When it comes to money she play no games
Parasını almaya gelince oyun filan oynamaz

She lick it up just like a candy
Sanki şekermiş gibi yalıyor
She wanna make them leave their family
Kız adamlara ailelerini terk ettirmelerini istetiyor
She trying to live a life so fancy
Çok kıyak bir hayat yaşamaya çalışıyor
She wanna pull up in a Bentley
Bentley’in içinde kenara çekmek istiyor
She ain’t got time for lovin’
Sevmeye zamanı yok
Louis Vuitton her husband
Kocası Louis Vuitton – Louis Vuitton –> http://us.louisvuitton.com/eng-us/homepage
She rather die in lusting
Seks arzusuyla ölmeyi yeğler
She rather die in the club, ’til she
Kulüpte ölmeyi yeğler, ta ki 

[The Weeknd & Future]
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanır
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanacak
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanacak
You know how she get down, pop it for a check now
Dizlerinin üstüne nasıl çöktüğünü biliyorsun, o götü bir çek için salla şimdi
Six feet under, six, six feet under
Mezarda
Six feet under, six, six feet under
Mezarda
Six feet under she gon’ kill me for that paper
Mezarda olsa bile o para için beni öldürür
Not the type to fuck around, gonna turn that ass around
Taşak geçilecek bir tip değil, o götü alt üst edecek

[The Weeknd]
She don’t depend on anybody
Kimseye bağlı değil
Know just what to do with her own body
Kendi vücuduyla tam olarak ne yapması gerektiğini biliyor
Counting all that money like a hobby
Sanki hobiymiş gibi paraları sayıyor
She don’t give a fuck about nobody
Hiç kimse sikinde değil
And she got her whole crew poppin’
Bir de uyuşturucu kullanan tayfası var
And she bend it over like she got no back bone
Ve sikişirken sanki omurgası yokmuş gibi belini büker
Got a couple niggas blinging up a trap phone
Atılabilir telefonunda süs niyetine iki üç tane zenci var
She don’t need nobody waiting back home, she got it
Evinde onu bekleyecek kimseye ihtiyacı yok

She lick it up just like a candy
Sanki şekermiş gibi yalıyor
She wanna make them leave their family
Adamlara ailelerini terk ettirmelerini istetiyor
She trying to live a life so fancy
Çok kıyak bir hayat yaşamaya çalışıyor
She wanna pull up in a Bentley
Bentley’in içinde kenara çekmek istiyor
She ain’t got time for lovin’
Sevmek için hiç zamanı yok
Louis Vuitton her husband
Kocası Louis Vuitton
She rather die in lusting
Seks arzusuyla ölmeyi tercih eder
She rather die in the club, ’til she
Kulüpte ölmeyi tercih eder, ta ki 

[The Weeknd & Future]
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanacak
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanacak
Six feet under she gon’ get that fucking paper
Mezara girene kadar o karı sikiş parasını kazanacak
You know how she get down, pop it for a check now
Dizlerinin üstüne nasıl çöktüğünü biliyorsun, o götü bir çek için salla şimdi
Six feet under, six, six feet under (That fuckin’ paper)
Mezarda
Six feet under, six, six feet under (That fuckin’ paper)
Mezarda
Six feet under she gon’ kill me for that paper
Mezarda olsa bile o para için beni gebertir
Not the type to fuck around, gonna turn that ass around
Taşak geçilecek bir tip değil, o götü alt üst edecek

[Future]
Gonna turn that ass around
O götü alt üst edecek
Oh murder, oh murder
Oh katil, oh katil
Gonna turn that ass around
O götü alt üst edecek
Oh murder, oh murder
Oh katil, oh katil

[The Weeknd]
Real love’s hard to find
Gerçek aşkın bulunması zor
So she don’t waste her time
O yüzden bulmakla hiç zamanını harcamaz
So she don’t waste her time, oooh
O yüzden hiç zamanını harcamaz
You ain’t gon’ catch her crying
Onu ağlarken hiç yakalayamayacaksın
She ain’t gon’ lose her mind
Aklını kaçırmayacak
She ain’t gon’ lose her mind
Aklını hiç kaçırmayacak
‘Til she…
Ta ki

[Outro: Future & The Weeknd]
Six feet under she gon’ kill me for that paper
Mezarda olsa bile o para için beni gebertir
Six feet under she gon’ kill me for that paper
Mezarda olsa bile o para için beni gebertir
Six feet under she gon’ kill me for that paper
Mezarda olsa bile o para için beni gebertir
Not the type to fuck around, gonna turn that ass around
Taşak geçilecek bir tip değil, o götü alt üst edecek

Charlie Puth – If You Leave Me Now (feat. Boyz II Men) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 4

No, this is not goodbye
I swear that I’m gonna change
No, baby, please don’t cry
It doesn’t have to end this way

Hayır, bu bir elveda değil
Yemin ederim ki değişeceğim
Hayır,bebeğim,lütfen ağlama
Bu şekilde bitmek zorunda değil

‘Cause when I think of all the nights I’ll be alone
I get terrified
Please don’t say goodbye

Çünkü yalnız geçireceğim tüm geceleri düşününce
Dehşete kapılıyorum
Lütfen elveda deme

‘Cause girl, if you leave me now
If you give it up and just walk right out
You will take the biggest part of me
And all the things that I believe
Baby, if you leave me now (yeah)

Çünkü kızım, eğer şimdi beni terk edersen
Eğer vazgeçersen ve çekip gidersen
Benden en büyük parçamı da alıp gideceksin
Ve inandığım tüm şeyleri de
Bebeğim, eğer şimdi beni terk edersen

When did we lose our way?
My whole world was unravelling
And girls driving me insane
There’s no road for the travelling

Ne zaman yolumuzu kaybettik?
Tüm dünyam çözülüyor
Ve kızlar beni deli ediyor
Yollara düşecek bir yol bile yok

When I think about all of the nights you’re gone
(Nights you’re gone, oh)
I get terrified
Please don’t say goodbye

Gittiğin tüm geceleri düşününce
(Gittiğin geceler)
Dehşete kapılıyorum
Lütfen elveda deme

‘Cause girl, if you leave me now
If you give it up and just walk right out (oh)
You will take the biggest part of me
And all the things that I believe
Baby, if you leave me now
Oh, baby, if you leave me now

Çünkü kızım, eğer şimdi beni terk edersen
Eğer vazgeçersen ve çekip gidersen
Benden en büyük parçamı da alıp gideceksin
Ve inandığım tüm şeyleri de
Bebeğim, eğer şimdi beni terk edersen

Oh, I can promise if we parted (parted)
And if you left me brokenhearted
Every single night, I’ll think about you with someone else
Baby, if you leave me

Ah, söz veriyorum eğer ayrılırsak
Ve beni kırık kalbimle bırakırsan
Her gece, seni başka biri ile düşüneceğim
Bebeğim,eğer beni terk edersen

Baby, if you leave me now
If you give it up and just walk right out (oh)
You will take the biggest part of me
And all the things that I believe
Baby if you leave me now
Oh girl, if you leave me now
If you give it up and just walk right out (oh)
You will take the biggest part of me
And all the things that I believe
Baby, if you leave me now
Oh, baby, if you leave me now

Çünkü kızım, eğer şimdi beni terk edersen
Eğer vazgeçersen ve çekip gidersen
Benden en büyük parçamı da alıp gideceksin
Ve inandığım tüm şeyleri de
Bebeğim, eğer şimdi beni terk edersen
Çünkü kızım, eğer şimdi beni terk edersen
Eğer vazgeçersen ve çekip gidersen
Benden en büyük parçamı da alıp gideceksin
Ve inandığım tüm şeyleri de
Bebeğim, eğer şimdi beni terk edersen