İngilizce Türkçe Sözlük







14 Ocak 2018 Pazar

Mrs. Adams Türkçe çevirisi

Here I am
İşte buradayım

In this Hollywood bar
Bu Hollywood barında

Press my face against the glass
Yüzüm cama bastırıyorum

Can’t you see I’m making reservations?
Rezervasyon yaptırdığımı göremiyor musun?

Ah, for her birthday
Ah, onun doğum günü için

Hey, Mrs. Adams
Hey, Bayan Adams

what you doing now with your gun in your mouth?
Şimdi ağzında silahla ne yapıyorsun?

You jokers and clowns you just feel down
Siz şakacılar ve palyaçolar moraliniz bozuk

Hey!
Hey!

Oh, I got to go with you
Oh, sizinle gitmek zorundayım

Don’t you believe ’em
Onlara inanmıyor musun

Do you see ’em coming down?
Aşağı indiklerini görüyor musun?

’cause you’ll end up in the ground
Çünkü sonunda kendini yerde bulacaksın

Ah! Hey, Jackie
Ah, selam Jackie

Can’t you see ’em coming down from her attic to sand
Tavan arasından kumsala doğru indiklerini göremiyor musun

That’s me and it doesn’t feel down
Bu benim ve kötü hissettirmiyor

You just feel down on your birthday
Sen sadece doğum gününde moralin bozuk

Yeah, go on Mrs. Adams with your corpse in her attic on her birthday
Evet, Bayan Adams,onun doğum gününde tavan arasındaki cesedinizle devam edin

At least seventy
En az yetmiş (ceset)

Oh, God, it’s almost eleven
Aman tanrım, saat neredeyse on bir

Whoa, you got to go
Vay ! gitmen gerekiyor

You got to go
Gitmen gerekiyor

Oh, I got to go Oh,
Oh,gitmem gerekiyor,oh

Poor Mrs. Adams in the snow
Zavallı Bayan Adams karlar içinde

Now I’m hanging from her robe
Şimdi onun halatından asılıyorum

Huh! Hah! Just hang…
huh hah ! Sadece asılı..

Çeviren: Ahmet Kadı

Wasted Acres Türkçe çevirisi

Howling at the field
Açık arazide havlıyor

The clearest of days
Günlerin en aydınlığı

Where does that hound run?
Şu av köpeği nereye koşar ?

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun ?

Were you even listening?
Dinliyor muydun da?

Trust in your machine
Makinene güven

The kick and the wheeze
Tekme ve kış mevsimi için

That hauls for the winter
Çektiği hırıltılı ses *

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun ?

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Trusted friend
Güvenilir dost

Tell me what you need
Söyle bana neye ihtiyacın var

Why would you stay here?
Neden burada kalacaktın

Were you even listening?
Dinliyor muydun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun

Were you even listening?
Dinliyor muydun da?

*Dipnot : Şarkıda kırsal bölgedeki günlük işlerden
bahsediliyor.Şarkıcı ATV denilen arazi taşıtıyla giderken
köpeği havlıyor, kış için odun taşıyor. “Tekme ve kış için çektiği
hırıltılı ses” ifadesinde “tekme” motorun marşına ayağıyla basmayı
“hırıltılı ses” ise motorun hırıltısını ifade ediyor. Kış için çektiği ise odun
Sık sık tekrarladığı “dinliyor muydun da” sözüyle bu şarkının da
içinde yer aldığı albümü kastediyor. “Makinene güven” derken
arazi taşıtını kastediyor

Çeviren: Ahmet KADI

Camila Cabello – Consequences (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 30

Dirty tissues, trust issues
Glasses on the sink, they didn’t fix you
Lonely pillows in a stranger’s bed
Little voices in my head
Secret keeping, stop the bleeding
Lost a little weight because I wasn’t eating
All the souls that I can’t listen to, to tell the truth

Kirli peçeteler, güven sorunları
Kadehler lavaboda, seni takip etmediler
Yalnız yastıklar bir yabancının yatağında
Kafamda küçük sesler
Sır tutuyor, kanamam durdu
Yemediğim için biraz kilo verdim
Dinleyemediğim tüm ruhlar, doğru söylemek için

Loving you was young, and wild, and free
Loving you was cool, and hot, and sweet
Loving you was sunshine, safe and sound
A steady place to let down my defenses
But loving you had consequences

Seni sevmek çok toyca,vahşice ve özgürceydi
Seni sevmek güzel,seksi ve tatlıydı
Seni sevmek gün ışığı, sapasağlamdı
Savunmamı bırakacak sağlam bir yer
Ama seni sevmemin sonuçları (bedeli) vardı

Hesitation, awkward conversation
Running on low expectation
Every siren that I was ignoring
I’m paying for it

Tereddütle edilen garip sohbetler
Düşük beklentiyle konuşmaya devam etmek
Görmezden geldiğim her işaretin
Karşılığını ödüyorum

Loving you was young, and wild, and free
Loving you was cool, and hot, and sweet
Loving you was sunshine, safe and sound
A steady place to let down my defenses
But loving you had consequences

Seni sevmek çok toyca,vahşice ve özgürceydi
Seni sevmek güzel,seksi ve tatlıydı
Seni sevmek gün ışığı, sapasağlamdı
Savunmamı bırakacak sağlam bir yer
Ama seni sevmemin sonuçları (bedeli) vardı

No, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh
Said no, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh
I, no, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh, mhm

Hayır, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh
Hayır dedim, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh
Hayır, ooh-ooh-ooh-ooh-ooh-ooh

Loving you was dumb, dark, and cheap
Loving you will still take shots at me
Loving you was sunshine, but then it poured
And I lost so much more than my senses
‘Cause loving you had consequences

Seni sevmek aptal,karanlık ve ucuzdu
Seni sevmek hala beni gafil avlıyor
Seni sevmek güneş ışığıydı ama sonra döküldü
Ve duygularımın çocuğunu kaybettim
Ama seni sevmemin sonuçları (bedeli) vardı

13 Ocak 2018 Cumartesi

Camila Cabello – Into it (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 4

Ooh, I’m not a psychic
But I see myself all over you (ooh)
Ooh, I’m sick on you, sick on you
But you’re the medicine, too (ooh)

Bir medyum değilim
Ama kendimi senin her yerinde görüyorum
Sana hastayım,sana hastayım
Ama sen de bir ilaçsın

The gravity can’t hold us, your hands are outer space
I can’t make sense of nothing and words just get in the way
This couch is getting smaller, but it’s my favorite place
Don’t even ask the question, you know what I’m gonna say

Yer çekimi bizi tutamaz, ellerin uzay dışında
Hiç bir şeye anlam veremiyorum ve kelimeler aklıma gelmiyor
Koltuk gittikçe küçülüyor, ama burası benim en sevdiğim yer
Tek bir soru dahi sorma, ne diyeceğimi zaten biliyorsun

I’m into it
Whatever trouble that you’re thinking, I could get into it
I see a king-sized bed in the corner, we should get into it
All of the things, I wanna do to you is infinite
I mean, if you’re into it, I’m into it

Ben varım
Hangi sorunu düşünüyorsan, ona varım
Köşedeki çift kişilik yatağı görüyorum, içine girmeliyiz
Sana yapmak istediğim şeyler sonsuz sayıda
Yani, eğer sen varsan ben de varım

Ooh, I’m holding my, holding my breath
Until I’m turning blue (yeah, yeah)
Ooh, don’t save me, don’t save me, don’t save me
I’ll fall into you, fall into you

Nefesimi tutuyorum,nefesimi tutuyorum
Mavileşene kadar
Beni kurtarma,beni kurtarma,beni kurtarma
İçine düşüyorum, içine düşüyoryum

This couch is getting smaller, but it’s my favorite place
Don’t even ask the question, you know what I’m gonna say

Koltuk gittikçe küçülüyor, ama burası benim en sevdiğim yer
Tek bir soru dahi sorma, ne diyeceğimi zaten biliyorsun

I’m into it
Whatever trouble that you’re thinking, I could get into it
I see a king-sized bed in the corner, we should get into it
All of the things, I wanna do to you is infinite
I mean, if you’re into it, I’m into it
I’m into it, I’m into it
Whatever trouble that you’re thinking
I see a king-sized bed in the corner
We should get into it (I’m into it)
Enough of the conversation, baby, let’s get into it (I’m into it)
I mean, if you’re into it, I’m into it

Ben varım
Hangi sorunu düşünüyorsan, ona varım
Köşedeki çift kişilik yatağı görüyorum, içine girmeliyiz
Sana yapmak istediğim şeyler sonsuz sayıda
Yani, eğer sen varsan ben de varım
Ben varım,ben varım
Hangi sorunu düşünüyorsan, ona varım
Köşedeki çift kişilik yatağı görüyorum
İçine girmeliyiz
Bu kadar sohbet yeter, bebeğim haydi içine girelim
Yani, eğer sen varsan ben de varım

The gravity can’t hold us, your hands are outer space
I can’t make sense of nothing and words just get in the way
This couch is getting smaller, but it’s my favorite place
Don’t even ask the question, you know what I’m gonna say

Yer çekimi bizi tutamaz, ellerin uzay dışında
Hiç bir şeye anlam veremiyorum ve kelimeler aklıma gelmiyor
Koltuk gittikçe küçülüyor, ama burası benim en sevdiğim yer
Tek bir soru dahi sorma, ne diyeceğimi zaten biliyorsun

I’m into it
Whatever trouble that you’re thinking, I could get into it
I see a king-sized bed in the corner, we should get into it
All of the things, I wanna do to you is infinite
I mean, if you’re into it, I’m into it

Ben varım
Hangi sorunu düşünüyorsan, ona varım
Köşedeki çift kişilik yatağı görüyorum, içine girmeliyiz
Sana yapmak istediğim şeyler sonsuz sayıda
Yani, eğer sen varsan ben de varım

Camila Cabello – She Loves Control (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Cold, ’cause she has been here before
She doesn’t cry anymore, no looking back
No, she doesn’t go to the bar
Too many lovers she’s scarred, and they want her back

Mesafeli, çünkü daha önce de bu durumdaydı
Artık ağlamıyor, ardına bakmıyor
Hayır, barlarda takılmıyor
Yaralı bıraktığı bir çok aşığı var, ve onu geri istiyorlar

She loves control, she wants it her way
And there’s no way she’ll ever stay unless you give it up (give it up)
She loves control, she wants it her way
And all it takes is just one taste, you wanna give it up (give it up)

O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Sen pes etmediğin sürece kalmasının mümkünatı yok
O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Tek gereken şey tadını almak, ondan sonra pes etmek isteyeceksin

Bold, you know she lives for the thrill
You know she lusts for the kill, so they won’t come back
No, no, no, no, no, no, no
Don’t, don’t you try taming the storm
Don’t say you haven’t been warned (oh)
‘Cause she won’t like that, like that

Cesur, onun heyecan için yaşadığını biliyorsun
Biliyorsun o birilerini ortadan kaldırmaya can atıyor, o yüzden peşine düşmeyecekler
Hayır,hayır,hayır,hayır
Sakın, sakın bu fırtınayı dindirmeyi deneme
Daha önce uyarmadılar deme
Çünkü o bunu sevmeyecek, bunu

She loves control, she wants it her way
And there’s no way she’ll ever stay unless you give it up
She loves control, she wants it her way
And all it takes is just one taste, you wanna give it up

O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Sen pes etmediğin sürece kalmasının mümkünatı yok
O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Tek gereken şey tadını almak, ondan sonra pes etmek isteyeceksin

She loves control (control, hey)
She loves control (control, hey)

O kontrol etmeyi sever,
O kontrol etmeyi sever,

Say what you want
But the way she kills you makes you feel alive
And you know that it feels right

Ne istersen söyle
Ama onun seni öldürüşü seni yaşıyor hissettirecek
Ve bunun iyi bir his olduğunu biliyorsun

She loves control, she wants it her way
And there’s no way she’ll ever stay unless you give it up
She loves control, she wants it her way
And all it takes is just one taste, you wanna give it up

O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Sen pes etmediğin sürece kalmasının mümkünatı yok
O kontrol etmeyi sever, kendi istediği olsun ister
Tek gereken şey tadını almak, ondan sonra pes etmek isteyeceksin

12 Ocak 2018 Cuma

Mrs. Adams Türkçe çevirisi

Here I am
İşte buradayım

In this Hollywood bar
Bu Hollywood barında

Press my face against the glass
Yüzüm cama bastırıyorum

Can’t you see I’m making reservations?
Rezervasyon yaptırdığımı göremiyor musun?

Ah, for her birthday
Ah, onun doğum günü için

Hey, Mrs. Adams
Hey, Bayan Adams

what you doing now with your gun in your mouth?
Şimdi ağzında silahla ne yapıyorsun?

You jokers and clowns you just feel down
Siz şakacılar ve palyaçolar moraliniz bozuk

Hey!
Hey!

Oh, I got to go with you
Oh, sizinle gitmek zorundayım

Don’t you believe ’em
Onlara inanmıyor musun

Do you see ’em coming down?
Aşağı indiklerini görüyor musun?

’cause you’ll end up in the ground
Çünkü sonunda kendini yerde bulacaksın

Ah! Hey, Jackie
Ah, selam Jackie

Can’t you see ’em coming down from her attic to sand
Tavan arasından kumsala doğru indiklerini göremiyor musun

That’s me and it doesn’t feel down
Bu benim ve kötü hissettirmiyor

You just feel down on your birthday
Sen sadece doğum gününde moralin bozuk

Yeah, go on Mrs. Adams with your corpse in her attic on her birthday
Evet, Bayan Adams,onun doğum gününde tavan arasındaki cesedinizle devam edin

At least seventy
En az yetmiş (ceset)

Oh, God, it’s almost eleven
Aman tanrım, saat neredeyse on bir

Whoa, you got to go
Vay ! gitmen gerekiyor

You got to go
Gitmen gerekiyor

Oh, I got to go Oh,
Oh,gitmem gerekiyor,oh

Poor Mrs. Adams in the snow
Zavallı Bayan Adams karlar içinde

Now I’m hanging from her robe
Şimdi onun halatından asılıyorum

Huh! Hah! Just hang…
huh hah ! Sadece asılı..

Çeviren: Ahmet Kadı

Wasted Acres Türkçe çevirisi

Howling at the field
Açık arazide havlıyor

The clearest of days
Günlerin en aydınlığı

Where does that hound run?
Şu av köpeği nereye koşar ?

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun ?

Were you even listening?
Dinliyor muydun da?

Trust in your machine
Makinene güven

The kick and the wheeze
Tekme ve kış mevsimi için

That hauls for the winter
Çektiği hırıltılı ses *

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun ?

Were you even listening?
Dinliyor muyundun da ?

Trusted friend
Güvenilir dost

Tell me what you need
Söyle bana neye ihtiyacın var

Why would you stay here?
Neden burada kalacaktın

Were you even listening?
Dinliyor muydun da ?

Were you riding with me?
Benimle birlikte mi yolculuk ediyordun

Were you even listening?
Dinliyor muydun da?

*Dipnot : Şarkıda kırsal bölgedeki günlük işlerden
bahsediliyor.Şarkıcı ATV denilen arazi taşıtıyla giderken
köpeği havlıyor, kış için odun taşıyor. “Tekme ve kış için çektiği
hırıltılı ses” ifadesinde “tekme” motorun marşına ayağıyla basmayı
“hırıltılı ses” ise motorun hırıltısını ifade ediyor. Kış için çektiği ise odun
Sık sık tekrarladığı “dinliyor muydun da” sözüyle bu şarkının da
içinde yer aldığı albümü kastediyor. “Makinene güven” derken
arazi taşıtını kastediyor

Çeviren: Ahmet KADI