İngilizce Türkçe Sözlük







17 Ocak 2018 Çarşamba

Camila Cabello – Something’s Gotta Give (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Loving you, I thought I couldn’t get no higher
Your November rain could set the night on fire, night on fire
But we could only burn so long
Counterfeit emotions only run skin deep
Know you’re lying when you’re lying next to me, next to me
How did we get so far gone?

Seni severken, daha fazla sarhoş olamam diye düşünmüştüm
Senin Kasım yağmurun geceyi ateşe verebilir, geceyi ateşe
Ama sadece uzun bir süre yanardık
Sahte duyguların yalnızca derine işliyor
Yanı başımda yalan söylediğini biliyorum, yanı başımda
Nasıl oldu da bu hale geldik?

I should know by now
You should know by now
We should know by now

Şu ana dek bilmeliydim
Şu ana dek bilmeliydin
Şu ana dek bilmeliydik

Something’s gotta give, something’s gotta break
But all I do is give, and all you do is take
Something’s gotta change, but I know that it won’t
No reason to stay is a good reason to go
Is a good reason to go, ooh

Bir şey verilmek zorunda, bir şey kırılmak zorunda
Ama benim tek yaptığım vermek seninki ise almak
Bir şeyin değişmesi gerek ama biliyorum ki değişmeyecek
Kalmak için bir nedenin olmaması gitmek için iyi bir neden
Gitmek için iyi bir neden mi, ooh

I have never heard a silence quite so loud
I walk in the room and you don’t make a sound, make a sound
You’re good at making me feel small
If it doesn’t hurt me, why do I still cry?
If it didn’t kill me, then I’m half alive, half alive
How did we get so far gone?

Hiç bir sessizlikten bu kadar gürültü duymamıştım
Odaya giriyorum ve sesin çıkmıyor, sesin
Beni küçük hissettirmekte üstüne yok
Eğer bu beni incitmiyorsa, neden hala ağlıyorum_
Bu beni öldürmüyorsa, demek ki yarı hayattayım, yarı hayattayım
Nasıl oldu da bu hale geldik?

I should know by now
You should know by now
We should know by now

Şu ana dek bilmeliydim
Şu ana dek bilmeliydin
Şu ana dek bilmeliydik

Something’s gotta give, something’s gotta break
But all I do is give, and all you do is take
Something’s gotta change, but I know that it won’t
No reason to stay is a good reason to go
Is a good reason to go, ooh

Bir şey verilmek zorunda, bir şey kırılmak zorunda
Ama benim tek yaptığım vermek seninki ise almak
Bir şeyin değişmesi gerek ama biliyorum ki değişmeyecek
Kalmak için bir nedenin olmaması gitmek için iyi bir neden
Gitmek için iyi bir neden mi, ooh

I should know by now, you should know by now
I think I’m breaking right now, ooh
I should know by now, you should know by now
I think I’m breaking right now

Şimdiye dek bilmeliydim,şimdiye dek bilmeliydim
Sanırım şuan kırılıyorum
Şimdiye dek bilmeliydim,şimdiye dek bilmeliydim
Sanırım şuan kırılıyorum

Something’s gotta give, something’s gotta break
But all I do is give, and all you do is take
Something’s gotta change, but I know that it won’t
No reason to stay is a good reason to go
Is a good reason to go, ooh
Something’s gotta give

Bir şey verilmek zorunda, bir şey kırılmak zorunda
Ama benim tek yaptığım vermek seninki ise almak
Bir şeyin değişmesi gerek ama biliyorum ki değişmeyecek
Kalmak için bir nedenin olmaması gitmek için iyi bir neden
Gitmek için iyi bir neden mi, ooh
Bir şey verilmek zorunda

Appelle Mon Numéro Türkçe çevirisi

Qui entre dans l’histoire
Hikayenin içine giren

Entre dans le noir
Karanlığa girer

Histoire d’y voir
Orada en güzel

Mon plus beau geste
Vücut hareketimi görme hikayesi

J’ai un pillow du soir
Benim bir gece yastığım var

Un pillow de star
Yıldızdan bir yastık

Sans pillow je n’ai
Yastık olmadan

Plus l’envie d’être
Yaşama isteğim kalmadı

Qui entre dans l’histoire
Hikayenin içine giren

Cache derrière un fard, noir
Siyah bir fondötenin arkasına saklar

La peur des regards
Kayıp giden ve yaralayan

Qui glissent et blessent
Bakışların korkusunu

J’ai un pillow en plumes
Kuş tüyünden bir yastığım var

En forme de lune
Ay şeklinde

En forme de dune
Kumdan bir tepe şeklinde

Refais le geste
Hareketi tekrar yap

Appelle mon numéro
Numaramı ara

J’humeur à zéro
Moralim sıfır

Appelle mon numéro
Numaramı ara

J’ai le sang si chaud
Öyle sıcak bir kanım var

Appelle mon numéro
Numaramı ara

Viens dans mon sillage
Gel benim dümen suyuma

Ni trop sage
Ne çok fazla uslu

Ni collage
Ne de metres hayatı

Juste ce qu’il me faut
Bana tam olarak gereken şey

Appelle mon numéro
Numaramı ara

Compose ma vie
Hayatıma çekidüzen ver

Appelle mon numéro
Numaramı ara

Fais-moi l’hallali
Zafer çığlığı at bana

Appelle mon numéro
Numaramı ara

Donne-moi le « la »
Ver bana “la”

Lalalala
Lalalala

Appelle-moi
Ara beni

Qui entre dans l’histoire
Hikayenin içine giren

Entre dans le noir
Karanlığın içine girer

Velours d’un boudoir
Küçük özel odanın kadifesi

Et pour le reste…
Ve geriye kalanı için…

J’ai un pillow duvet
Kuş tüyünden bir yastığım var

Sans pilosité
Kılı olmayan

Sans pillow je n’ai
Yastık olmadan

Plus rien à mettre
Artık koyacak hiçbir şeyim yok

Allégorie, viens là
Alegori, buraya gel

Délit de l’émoi
Heyecanın suçu

Mon au-delà, c’est l’i…
Benim biraz uzağımda

…vresse du geste
Vücut hareketinin sarhoşluğu

À la folie j’ai « l’a…llo »
Çılgınca, bana “orada yatakta” diyen

Qui me dit : au lit, là !
bir telefon görüşmem var

L’embellie c’est l’o…
Düzelme,iyileşme

Reiller, de rêve
Rüyanın yastığıdır
Çeviren:Ahmet KADI

Jessie J – Thunder (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 14

Thunder (Gök gürültüsü)

I’m a red and fragile rose
Kırmızı ve kırılgan bir gülüm
Won’t grow in the dark alone
Karanlıkta yalnız büyümeyeceğim
Take me there cause I need to find the light
Beni buradan al çünkü ışığı bulmaya ihtiyacım var
I hate that I’m scared of this
Bundan korkmamdan nefret ediyorum
But you believe so I’ll take the risk
Ama bana inanıyorsan risk alacağım
Hold me and tell me I’m alright
Sarıl bana ve iyi olduğumu söyle

Now I’m falling down
Şimdi düşüyorum
You lift me up to the clouds
Sen beni bulutlara çıkarıyorsun
Yes, I’m falling down
Evet, düşüyorum
You lift me up Yea!
Beni yukarı çıkaryorsun (ayağa kaldırıyorsun anlamında) evet!

You make my head shake
Ellerimi titretiyorsun
I watch the glass break
Camın kırılışını izliyorum
Around my guarded heart tonight
Bu gece korunan kalbimin etrafında
This ain’t no mistake
Bu hata değil
You make my earth quake
Depremim oluyorsun*
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun
Like thunder, thunder, thunder (oh oh)
gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Thunder, thunder, thunder
Gök gürültüsü, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Like thunder, thunder, thunder (oh oh oh oh)
Gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun

Broke free, saw an open road
Özgür bırakıldım, kaçış yolunu gördüm
Footsteps lead me to your soul
Adımlarım beni ruhuna sürüklüyor
Now I run with a home to go to
Şimdi gidip bir eve koştum
Never thought I’d be this happy
Böyle mutlu olacağımı hiç düşünmemiştim
If you asking yes you have me
Eğer sorarsan evet bana sahipsin
How you change my thoughts, you’ll never know
Tabularımı nasıl yıktığını asla bilmeyeceksin

Now I’m falling down
Şimdi düşüyorum
You lift me up to the clouds
Sen beni bulutlara çıkarıyorsun
Yes, I’m falling down
Evet, düşüyorum
You lift me up Yea!
Beni yukarı çıkaryorsun (ayağa kaldırıyorsun anlamında) evet!

You make my head shake
Ellerimi titretiyorsun
I watch the glass break
Camın kırılışını izliyorum
Around my guarded heart tonight
Bu gece korunan kalbimin etrafında
This ain’t no mistake
Bu hata değil
You make my earth quake
Depremim oluyorsun*
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun
Like thunder, thunder, thunder (oh oh)
gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Thunder, thunder, thunder
Gök gürültüsü, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Like thunder, thunder, thunder (oh oh oh oh)
Gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun

I was broken and starting to think that I should be ashamed
Kırılmıştım ve  bunun için utanmam gerektiğini düşünüyordum
Trembling and nervous, I’m naked and feeling afraid
Titriyorum ve gerginim, çıplağım ve korkmuş hissediyorum
Then you came and told me and showed me to fight through the rain
Sonra sen geldin ve bana yağmurla tamamen savaşmamı söyledin
Fight through the rain, to fight through the rain
Yağmurla tamamen savaşmamı, yağmurla tamamen savaşmayı
Yeah, yeah, yeah, yeah!
Evet, evet, evet, evet!
You make my head shake
Ellerimi titretiyorsun
I watch the glass break
Camın kırılışını izliyorum
Around my guarded heart tonight
Bu gece korunan kalbimin etrafında
This ain’t no mistake
Bu hata değil
You make my earth quake
Depremim oluyorsun*
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun
Like thunder, thunder, thunder (oh oh)
gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Thunder, thunder, thunder
Gök gürültüsü, gök gürültüsü, gök gürültüsü
Like thunder, thunder, thunder (oh oh oh oh)
Gök gürültüsü gibi, gök gürültüsü, gök gürültüsü
You feel like thunder in sky
Gökyüzünde gök gürültüsü gibi hissediyorsun

You make me earth quake: Tam türkçeye çevirilemeyen bir cümle. Jessie J burada deprem gibi titremek anlamında kullanmış.

Dj Kass – Scooby Doo Papa ( Türkçe Çeviri ) (Çeviri)

Görüntülenme: 24

Şarkı Big Shaq’in Man’s Not Hot şarkısına diss olarak yazılmış bir şarkıdır.

-Pasa la juca sino le voy a dar como a esa
Pasayı geçin bunu ona verecegim
-Y la cosa suena ¡Ra!
Duydugun seyleri Ra
-Scooby Doo pa, pa
Scooby Doo pa, pa

-Y el pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum
-Y la cosa suena ¡Ra!
Duydugun ses Ra
-Scooby Doo pa, pa
-Scooby Doo pa, pa
-Y el pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum
-Y el pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum  pum, pum, pum, pum, pum
-Y la cosa suena ¡Ra, Ra, Ra, Ra, Ra!
Ve bu sesler Ra, Ra, Ra, Ra, Ra!
-Scooby Doo pa, pa
-Scooby Doo pa, pa
-Y el pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum
-Y el pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum  pum, pum, pum, pum, pum
-Y la cosa suena ¡Ra, Ra, Ra, Ra, Ra!
Ve bu sesler Ra, Ra, Ra, Ra, Ra!
-Scooby Doo pa, pa
-Scooby Doo pa, pa
-Y el pum pum pum pum pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum
-Tu quieres juca, pásamelo vente
Oynamak mı istiyorsun, bana bırak
-Tu quieres juca, pásamelo vente; sino, te voy a romper los dientes.
Jucayı istiyor musun, bana ilet, ama dişlerini dökmem gerek
-Pásame la maldita manguera,
Lanet hortumu bana koy
sino te voy a hacer tu lío aquí mismo, ¿qué fue?
Ama ben burda kargaşa cıkaracagım, Bu neydi ?
-Pasa la manguera
Hortumu geç
-Pasa la manguera sino, te bajo con problemas
Hortumu geç, seni problemlerle sarsarım
-Pasa la manguera
Hortumu geç
-Pasa la manguera sino, te bajo con problemas
Hortumu geç, seni problemlerle sarsarım
-Enetingo ski ¡Ra! “¿Askdfhsd?”
-Squibidi pa, pa
-Y el pum, pum, pum, pum, pum
-En el pum, pum, pum, pum, pum, pum, pum
-Enetingo ski ¡Ra! “¿Askdfhsd?”
-Squibidi pa, pa
-Y el pum, pum, pum, pum, pum
Ve bu pum, pum, pum, pum, pum
-You don’t know eh
Bilmiyorsun eh
-The boys not hot
Bu cocuk terlemedi
-Mess never got
Asla dağınık olmadı
-Pesperreichon crin “¿Askdfhsd?”
-Tripa de pollo
-“¿Askdfhsd?”

Marina and the Diamonds – Starring Role (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 19

Starring Role (Başrol)

You’re hard to hug, tough to talk to
Sana sarılmak zor, seninle konuşmak zor
And I never fall asleep, when you’re in my bed
Ve sen benim yatağımdayken ben asla uyuyamıyorum
All you give me is a heartbeat
Bana bütün katkın kalp atışları
I’ve turned into a statue
Heykele dönüştüm
And it makes me feel depressed
Ve bu beni depresif hissettirdi
‘Cause the only time you open up is when we get undressed
Çünkü bana kendini açtığın tek an biz çıplakkendi

You don’t love me
Beni sevmiyorsun
Big fucking deal
Büyük lanet olası marifet
I’ll never tell
Sana asla söylemedim
You how I feel
Nasıl hissetiğimi
You don’t love me
Beni sevmiyorsun
Not a big deal
Hayır büyük bir marifet değil
I’ll never tell you how I feel
Sana asla nasıl hissetiğimi söylemedim

It almost feels like a joke to play out the part
Bir parçada oynamak* adeta şaka gibi hissettirir
When you are not the starring role in someone else’s heart
Birilerinin kalbinde başrol değilsen
You know I’d rather walk alone
Biliyorsun, yalnız yürümeyi tercih ederim
Than play a supporting role
Yardımcı rol olmaktansa
If I can’t get the starring role
Eğer başrol olamazsam

Sometimes I ignore you so I feel in control
Bazen seni umursamıyorum bu yüzden kontrolde hissediyorum
‘Cause really, I adore you, and I can’t leave you alone
Çünkü sana gerçekten tapıyorum ve seni yalnız bırakamam
Fed up with the fantasies, they cover what is wrong
Fantazilerden bıktım, onlar neyin yanlış olduğunu örterler
Come on, baby, let’s just, get drunk, forget we don’t get on
Hadi bebeğim, hadi sadece sarhoş olalım, alışamadığımızı unutalım

You like my dad
Babamı sevdin
You get on well
İyi geçindin
I send my best
Sana en iyi –cehennemden saygılarımı- gönderdim
Regards from hell
Cehennemden saygılarımı

It almost feels like a joke to play out the part
Bir parçada oynamak* adeta şaka gibi hissettirir
When you are not the starring role in someone else’s heart
Birilerinin kalbinde başrol değilsen
You know I’d rather walk alone
Biliyorsun, yalnız yürümeyi tercih ederim
Than play a supporting role
Yardımcı rol olmaktansa
If I can’t get the starring role
Eğer başrol olamazsam

I never sent for love, I never had a heart to mend
Asla aşk için göndermedim, asla tamir edilmek için bir kalbe sahip olmadım
Because before the start began, I always saw the end
Çünkü başlangıç başlamadan önce her zaman sonu görüyorum

Yeah, I wait for you to open up, to give yourself to me
Evet, kendini bana açmanı bekliyorum, bana kendini vermen için
But nothing’s ever gonna give, I’ll never set you free
Ama hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğim, seni asla özgür bırakmayacağım
Yeah, I’ll never set you free
Evet asla seni özgür bırakmayacağım

It almost feels like a joke to play out the part
Bir parçada oynamak* adeta şaka gibi hissettirir
When you are not the starring role in someone else’s heart
Birilerinin kalbinde başrol değilsen
You know I’d rather walk alone
Biliyorsun, yalnız yürümeyi tercih ederim
Than play a supporting role
Yardımcı rol olmaktansa
If I can’t get the starring role
Eğer başrol olamazsam

The starring role
Başrol

Oynamak: Burada film anlamında kullanılmış.

16 Ocak 2018 Salı

The Weeknd – Girls Born in the 90’s (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 30

Şarkı SOUNDCLOUD Link ——-> https://soundcloud.com/gearzof8/gbit90s?in=user-41894592/sets/these-girls-born-in-the-90s

I’ll make it look so easy
Çok kolay görünmesini sağlıyorum
Girl it’s so easy, so easy, so easy
Çok kolay, çok kolay, çok kolay
Do what I do, it’s easy
Yaptığım şeyi yap kızım, yapması çok kolay
Girl it’s so easy, so easy, so easy
Kızım çok kolay, çok kolay, çok kolay

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me
Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile
Although they know they not the only
O kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli

I’ll give it up so easy
Kendimi zahmetsizce/uysalca/hiç sorun çıkarmadan ele veririm
Girl I’m too easy, too easy, too easy
Kızım beni elde etmek/büyülemek/kandırmak çok kolay, çok kolay, çok kolay
I’ma fall in love until they leave me
Odamdan ayrılana kadar onlara aşık olurum
Cause they gon’ leave me, gon’ leave me, gon’ leave me
Çünkü gidecekler, beni bırakıp gidecekler, gidecekler

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me – although they know they not the only
Beni sikmek isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile o kızlara onların beni sikmek istediklerini düşündürttürüyorum
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me
O kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum
Although they know they not the only
Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok yaramaz

Bu şarkı normalde BBTM albümündeymiş ama Abel Acquainted şarkısı ile bu şarkının yerini değiştirmiş. Türkçem için kusura bakmayın. Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile o kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum” bu kısımdan bir şey anlamadıysanız anlamı: Abel’ı isteyen kızlar Abel’ı isteyen başka kızların olduğunu bilseler bile Abel o Abel’ı isteyen kızlara kendisini istetediklerini düşündürttürüyor. Hala anlamadıysanız anlayan birisi allah rızası için daha düzgün bir türkçeyle yoruma yazsın. Bu cümleyi kelimelere dökmek gerçekten beynimi sikti.  

The Weeknd’in House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence ve Kiss Land albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım ana sayfamdan bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Whitney Houston – I Will Always Love You (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 55

If I should stay
I would only be in your way
So I’ll go but I know
I’ll think of you every step of the way

Eğer kalsaydım
Yalnızca senin durumunda olacaktım
O yüzden gidiyorum ama biliyorum ki
Yolun her adımında seni düşüneceğim

And I will always love you
I will always love you
You
My darling, you

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni
Sevgilim,seni

Bittersweet memories
That is all I’m taking with me
So good-bye
Please don’t cry
We both know I’m not what you, you need

Acı-tatlı hatıralar
Yanımda götürdüklerim bir tek bunlar
O halde hoşçakal
Lütfen ağlama
İkimizde biliyoruzki bana muhtaç değilsin

And I will always love you
I will always love you
You

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni

I hope life treats you kind
And I hope you have all you’ve dreamed of
And I wish you joy and happiness
But above all this I wish you love

Umarım hayat sana iyi davranır
Ve umarım hayalini kurdukların gerçekleşir
Ve sana sevinç ve mutluluklar dilerim
Ama en önemlisi sana aşk dilerim

And I will always love you
I will always love you
I will always love you
I will always love you
I will always love you
I, I will always love you

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim

You
Darling, I love you
I’ll always
I’ll always love you

Seni
Sevgilim, seni seviyorum
Her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim