İngilizce Türkçe Sözlük







2 Şubat 2018 Cuma

Jessie J – I Miss Her (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

I Miss Her (Onu Özledim)

It’s not fair
Bu adil değil
I’m talking to You upstairs
Üst katta seninle konuşuyorum
Are you there?
Orada mısın?
You know I care
Biliyorsun umursuyorum
So please don’t tell me that this is an empty prayer
Bu yüzden bana bunun boş bir dua olduğunu söyleme
Oh no
Hayır

‘Cause all she has and all she’s lost
Çünkü sahip olduğu her şey ve kaybettiği her şey
I wish she could remember
Hatıralayabilmesini dilerdim
I watch her fade and slip away
Kayıp gidişini ve soluşunu izledim
It’s hurting more than ever
Bu her şeyden çok incitiyor

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

Is this pretend?
Bu bir rol mü?
Will she really not know my face?
Gerçekten yüzümü tanıyacak mı?
In the end
Sonunda
If You’re a friend a friend a friend
Eğer sen bir arkadaşsan bir arkadaşsan bir arkadaşsan
Show me how to heal it when she can’t even feel it
Hissedememesine rağmen nasıl iyileştireceğimi göster bana
Please… show me
Lütfen….göster bana

‘Cause all she has and all she’s lost
Çünkü sahip olduğu her şey ve kaybettiği her şey
I wish she could remember
Hatıralayabilmesini dilerdim
I watch her fade and slip away
Kayıp gidişini ve soluşunu izledim
It’s hurting more than ever
Bu her şeyden çok incitiyor

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

And promise me this
Ve bana bunun sözünü ver
When she goes
O gittiğinde
Everything she sees will set her free
Gördüğü her şey onu özgür bırakacak
Thirteen and the color green
On üç ve yeşil renk
Promise me this
Bana bunun sözünü ver
That she knows
O biliyor
That the people that she loves
Onun sevdiği insanlar
Will love her in the skies above
Gökyüzünde yükselirken onu sevecekler

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

She’s still here oh
O hala burada

I miss her, miss her miss her
Onu özledim, onu özledim, onu özledim
I just miss her, miss her miss her
Sadece onu özledim, onu özledim, onu özledim
I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum

Justin Timberlake – Sauce (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 18

Ooh, sauce
Uh, you got all of it
Yeah
You know, you got all of it
You got all of it
Go ‘head

Ah, stil
Hepsi sende var
Evet
Biliyorsun,hepsi sende var
Hepsi sende var
Devam et

Ooh, I love your pink, you like my purple
You must be God herself, can I come worship?
Let’s make some new details, just for your journal
‘Cause you keep lookin’ at me with those eyes like you know somethin’ I don’t
So, go ahead, say I won’t
Ain’t nothin’ to it but to do it, throw away that phone
‘Cause I know you miss your snap on a lover, and I can name three or four
But you keep lookin’ at me with those eyes like you know somethin’ I don’t

Senin pembene bayılıyorum, sen benim moruma bayılıyorsun
Sen Tanrı’nın kendisi olmalısın, ibadete gelebiliyor muyum?
Şu gözlerle sanki bilmediğim bir şeyleri biliyormuşçasına bana bakıp duruyorsun
Devam et, yapmayacağımı söyle
Yapacak bir şey yok ama bu yapılacak, şu telefonu elinden bırak
Çünkü sevgilinin üzerinde snap atmayı özlediğini biliyorum, üç ya da dört kez diyebilirim
Ama şu gözlerle sanki bilmediğim bir şeyleri biliyormuşçasına bana bakıp duruyorsun

Hold up
Ooh, ooh, somethin’ comes over me
It’s always loose screws when you get close to me
It’s like too much to describe, yeah, it’s enough for two lives
And I could never spend all of it but at least I’m gon’ try

Bekle
Bir şeyler bana doğru geliyor
Bana yaklaştığında vidalarım gevşiyor
Çok fazla açıklanacak şey var gibi,evet, iki hayat için böylesi yeterli
Deneyeceksem en azından hepsini harcayamam

Ooh, I love your pink, you like my purple
That color right between those, that’s where I worship
Let’s make some new details up in your journal
‘Cause you keep lookin’ at me with those eyes like you know somethin’ I don’t
So, go ahead, say I won’t
Ain’t nothin’ to it but to do it, throw away that phone
‘Cause I know you miss your snap on a lover, and I can name three or four
But you keep lookin’ at me with those eyes like you know somethin’ I don’t

Senin pembene bayılıyorum, sen benim moruma bayılıyorsun
Sen Tanrı’nın kendisi olmalısın, ibadete gelebiliyor muyum?
Şu gözlerle sanki bilmediğim bir şeyleri biliyormuşçasına bana bakıp duruyorsun
Devam et, yapmayacağımı söyle
Yapacak bir şey yok ama bu yapılacak, şu telefonu elinden bırak
Çünkü sevgilinin üzerinde snap atmayı özlediğini biliyorum, üç ya da dört kez diyebilirim
Ama şu gözlerle sanki bilmediğim bir şeyleri biliyormuşçasına bana bakıp duruyorsun

Hold up
Ooh, ooh, somethin’ comes over me
It’s always loose screws when you get close to me
It’s like too much to describe, yeah, it’s enough for two lives
And I could never spend all of it but at least I’m gon’ try

Bekle
Bir şeyler bana doğru geliyor
Bana yaklaştığında vidalarım gevşiyor
Çok fazla açıklanacak şey var gibi,evet, iki hayat için böylesi yeterli
Deneyeceksem en azından hepsini harcayamam

Ain’t nothin’ to it but to do it, throw away that phone
‘Cause I know you miss your snap on a lover, and I can name three or four
But you keep lookin’ at me with those eyes like you know somethin’ I don’t

Yapacak bir şey yok ama bu yapılacak, şu telefonu elinden bırak
Çünkü sevgilinin üzerinde snap atmayı özlediğini biliyorum, üç ya da dört kez diyebilirim
Ama şu gözlerle sanki bilmediğim bir şeyleri biliyormuşçasına bana bakıp duruyorsun

Uh, ooh, sauce
You got all of it, go ‘head
Ooh, sauce
Go ‘head, you got all of it, huh
Ooh, sauce
Uh, yeah, you got all of it, go ‘head
Ooh, sauce
Go ‘head, you got all of it, uh
Timbo, JT
C’mon

Ah, stil
Hepsi sende var devam et
Ah,stil
Hepsi sende var devam et
Ah,stil
Hepsi sende var devam et
Ah,stil
Hepsi sende var devam et
Timbo,JT (justin timberlake)
Haydi

Justin Timberlake – Higher Higher (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 15

Uh, stress is cruel, fame’s a lie
But you’re special, on every level
Success is cool, money is fine
But you’re special, another level

Ah, stres çok acımasız, şöhret bir yalan
Ama sen özelsin, her konuda
Başarı güzel, para iyi
Ama sen özelsin, başka bir seviyedesin

Listen
I see the man, they wanna touch ya
That’s when I tell ’em, “Uh-uh”
I guess I am a jealous lover
‘Cause I ain’t sharin’ with another

Dinle
Bir adam görüyorum, sana dokunmak istiyorlar
O an onlara ‘Ah ah’ (olmaz) diyorum
Sanırım ben kıskanç bir aşığım
Çünkü başkasıyla paylaşamam

Stress is cruel, fame’s a lie
But you’re special, on every level
Success is cool, and money is fine
But you’re special, another level

Ah, stres çok acımasız, şöhret bir yalan
Ama sen özelsin, her konuda
Başarı güzel, para iyi
Ama sen özelsin, başak bir seviyedesin

I guess you can say I was lovestruck
I met you, you was with your brother
I had to go and get my cousin
Tell a joke and then say, “What’s up?”
We both danced to “Lucky Star”
Eyeing each other, then we’re laughin’
I might as well have been some butter
Melting all over, girl, what?
Ooh, you are that thunder, lightnin’
I need it to get out the darkness
My body told me I was done, but
I think it meant to say in trouble

Sanırım buna abayı yakmak diyebilirsin
Seninle tanıştığımda erkek kardeşinleydin
Gidip kuzenimi almam gerekti
Bir şaka yaptım ve sonra ‘Naber’ dedim
“Luck Star” da ikimizde dans ettik
Göz göze geldik sonra gülmeye başladık
Biraz yağlanmış olabilirim
Çünkü her yerim eriyor, kızım, ne?
Ah, sen bir şimşeksin ve aydınlatıyorsun
Bu karanlıktan çıkmam gerek
Bedenim bana bittiğimi söylüyor ama
Sanırım başımın belada olduğunu söylemek istiyor

If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing

Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz

You said get used to change
Nothing would be the same
And we’re climbing, more to gain
Gettin’ higher, higher, higher
To them we might look strange
It’s somethin’ you can’t explain
And we’re climbing, more to gain
Gettin’ higher, higher, higher
We’re climbing, more to gain
Gettin’ higher, higher, higher
We’re climbing, more to gain
Gettin’ higher, higher, higher

Değişime alış dedin
Hiç bir şey aynı kalmazdı
Daha fazla kazanmak için tırmanıyoruz
Yükseliyoruz,yükseliyoruz,yükseliyoruz
Onlara belki garip görünebiliriz
Bu açıklamasını yapamayacağın bir şey
Daha fazla kazanmak için tırmanıyoruz
Yükseliyoruz,yükseliyoruz,yükseliyoruz
Daha fazla kazanmak için tırmanıyoruz
Yükseliyoruz,yükseliyoruz,yükseliyoruz

Stress is cruel (stress is cruel)
Fame’s a lie (fame’s a lie)
But you’re special (but you’re special)
On every level (on every level)
Success is cool (success is cool)
And money is fine (money is fine)
But you’re special (but you’re special)
Another level (another level)

Stres acımasız
Şöhret bir yalan
Ama sen özelsin
Her konuda
Başarı güzel
Para iyi
Ama sen özelsin
Başka bir seviyedesin

Sugar
If it’s for you, it can’t be any old thing
Ayy, sugar
If it’s for you, it can’t be any old thing
Hey
If it’s for you, it can’t be any old thing
It can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
I said come on
If it’s for you, it can’t be any old thing
I said, sugar, come on
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing
If it’s for you, it can’t be any old thing

Tatlm
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Tatlım
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Hey
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Haydi dedim
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Haydi tatlım gel dedim
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz
Bu senin için, bu eski bir şey olamaz

1 Şubat 2018 Perşembe

Iggy Azalea – Savior (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 34

Savior (Kurtarıcı)

Been around the world and I, I, I, I can’t find my baby
Dünyanın etrafındaydım ve ben, ben, ben, ben bebeğimi bulamıyorum
Things gettin’ crazy, losin’ my patience
Şeyler deliriyor, sabrımı kaybediyorum
Why you keep me waitin’? Goin’ through the phases
Neden beni beklettiriyorsun? Aşamalar boyunca geçiyorum
Got me walkin’ out the house all done up
Evden çıkıp hepsini bitirmemi sağladı
Just in case I see your face and you decide to run up
Yüzünü gördüm ve her ihtimale karşı kaçmaya karar verdim
Yeah, I’m in a different place, I need someone to hold on to
Evet, ben farklı bir yerdeyim, tutunmak için birilerine ihtiyacım var
I been sendin’ up a prayer hope the call gets through
Bir duaya yolluyorum, umudun gelmesini umut ediyorum

‘Cause my heart beats for you only
Çünkü benim kalp atışlarım sadece senin için
I wonder if you even know me
Beni tanıyor musun merak ediyorum
Countin’ down every moment
Her anı geri sayıyorum
That I wait for ya, I wait for ya
Senin için bekliyorum, senin için bekliyorum
I wonder if you even notice
Fark etmiş miydin merak ediyorum
Lately, I’ve been feelin’ hopeless
Son zamanlarda umutsuzum
Easy to lose focus, but I’ll wait for ya
Dikkati kaybetmek kolay ama senin için bekliyorum

(Quavo)
I’ve been looking for a savior (hey)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a savior (hey)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a real one to hold on to (hey)
Tutunacak gerçek birilerini arıyordum
I’ve been looking for a savior, savior, yeah, to save me

Kurtarıcı arıyordum, kurtarıcı, kurtarıcı evet beni kurtarmak için

[Post-Chorus: Both & (Quavo)]
Ah ay, na na na ay
Ah ay, na na na ay (yeah)
Ah ay, na na na ay
(I’ve been looking for a savior, savior, yeah, to save me)
(Kurtarıcı arıyordum, kurtarıcı, kurtarıcı evet beni kurtarmak için)
Ah ay, na na na ay

I feel like God playin’ tricks on me, got a fix on me
Tanrı beni iyileştirmek için aldatmaca yapıyor gibi hissediyorum
Feel the weight of the world like I got a brick on me
Üzerimde tuğla varmış gibi dünyanın yükünü hissediyorum
Had a dance with the devil and he got a grip on me
Şeytanla dans ettim ve o bana elini kolunu verdi

I’m just tryna get to heaven, hope you got a ticket for me, uh
Sadece ccennete girmeyi deniyorum, umarım benim için biletin vardı
I’ve been sending up prayers I need feedback
Dualarımı gönderiyorum ve geri dönüşe ihtiyacım var
Past full of sin can someone delete that
Geçmişim günah dolu, birileri bunu silebilir mi?
My path got muddy, I feel like my feet trapped
Yolum çamurlu, ayağım batmış gibi hissediyorum
Can you give me the strength now to beat that?
Bundan kurtulmak için bana şimdi güç verebilir misin?

‘Cause my heart beats for you only
Çünkü benim kalp atışlarım sadece senin için
I wonder if you even know me
Beni tanıyor musun merak ediyorum
Countin’ down every moment
Her anı geri sayıyorum
That I wait for ya, I wait for ya
Senin için bekliyorum, senin için bekliyorum
I wonder if you even notice
Fark etmiş miydin merak ediyorum
Lately, I’ve been feelin’ hopeless
Son zamanlarda umutsuzum
Easy to lose focus, but I’ll wait for ya
Dikkati kaybetmek kolay ama senin için bekliyorum

[Quavo]
I’ve been looking for a savior (hey)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a savior (hey)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a real one to hold on to (hey)
Tutunacak gerçek birilerini arıyordum
I’ve been looking for a savior, savior, yeah, to save me

Kurtarıcı arıyordum, kurtarıcı, kurtarıcı evet beni kurtarmak için

[Iggy Azalea]
Saving my love for you, saving my love for you
Sevgimi senin için koruyorum, sevgimi senin için koruyorum
Saving it all for you, saving it all for you
Hepsini senin için koruyorum, hepsini senin için koruyorum
Saving my love for you, saving my love for you
Sevgimi senin için koruyorum, sevgimi senin için koruyorum
Saving it all for you, saving it all for you
Hepsini senin için koruyorum, hepsini senin için koruyorum

[Chorus: Quavo]
I’ve been looking for a savior (ah ay, na na na ay)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a savior (ah ay, na na na ay)
Kurtarıcı arıyordum
I’ve been looking for a real one to hold on to
Tutunacak gerçek birilerini arıyordum
I’ve been looking for a savior (ah ay, na na na ay)
Kurtarıcı arıyordum
Savior, yeah, to save me
Kurtarıcı, evet, beni kurtarmak için

[: Iggy Azalea & (Quavo)]
Been around the world and I, I, I (I’ve been looking for a)
Dünyanın etrafındaydım ben, ben, ben (için arıyordum)
Been around the world and I, I, I (I’ve been looking for a)
Dünyanın etrafındaydım ben, ben, ben (için arıyordum)
Been around the world and I, I, I
Dünyanın etrafındaydım ben, ben, ben
I’ve been looking for a savior, savior, yeah, save me
Kurtarıcı arıyordum, kurtarıcı, evet, kurtar beni

Slushii ft. Marshmello – There X2 (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 23

There X2 (İki Kez)

I still miss you, baby, after all this time
Tüm bu zamandan sonra seni hala özlüyorum bebeğim
But if I wait here, will you be there, times two?
Ama eğer burada beklersem, iki kez burada olacak mısın?
I still miss you, baby, after all this time
Tüm bu zamandan sonra seni hala özlüyorum bebeğim
But if I wait here, will you be there, times two?
Ama eğer burada beklersem, iki kez burada olacak mısın?

I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you

Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
(Will you be there, times two?)
(İki kez burada olacak mısın?)
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
Will you be there, times two?
İki kez burada olacak mısın?

I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you after all this time
Tüm bu zamandan sonra hala seni özlüyorum

I still miss you, baby, after all this time
Tüm bu zamandan sonra seni hala özlüyorum bebeğim
But if I wait here, will you be there, times two?
Ama eğer burada beklersem, iki kez burada olacak mısın?
I still miss you, baby, after all this time
Tüm bu zamandan sonra seni hala özlüyorum bebeğim
But if I wait here, will you be there, times two?
Ama eğer burada beklersem, iki kez burada olacak mısın?
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you

Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
(Will you be there, times two?)
(İki kez burada olacak mısın?)

I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
I still miss you, I still miss you
Seni hala özlüyorum, seni hala özlüyorum
Will you be there, times two?
İki kez burada olacak mısın?

Whoa whoa oh, whoa whoa oh
Whoa whoa oh oh oh oh oh
Whoa whoa oh, whoa whoa oh
Whoa whoa oh oh oh oh oh
And I hope you know
Ve umarım biliyorsundur
Yes, I can’t do this on my own
Evet, bunu kendi başıma yapamazdım
And, baby, I know I was wrong
Ve, bebek, biliyorum ben yanlıştım
But I’ll be there, times two
Ama iki kez burada olacağım

And I hope you know
Ve umarım biliyorsundur
Yes, I can’t do this on my own
Evet bunu kendi başıma yapamazdım
And, baby, I know I was wrong
Ve, bebek, biliyorum ben yanlıştım
But I’ll be there, times two
Ama iki kez burada olacağım
And I hope you know
Ve umarım biliyorsundur
Yes, I can’t do this on my own
Evet, bunu kendi başıma yapamazdım
And, baby, I know I was wrong
Ve, bebek, biliyorum ben yanlıştım
But I’ll be there, times two
Ama iki kez burada olacağım

Jennifer Lopez – Us (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 20

Us (Biz)

Is this a warning?
Bu bir uyarı mı?
My heart beatin’ on an offbeat
Kalbim sıradışı atıyor
Is this a caution
Bu bir ikaz mı?
That I can’t get enough for your need?
İhtiyacına yetemiyor muyum?

Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?

Feelin’ you go on and touch my love
Seni hissediyorum devam et ve aşkıma dokun
Throwing it now, here you go, catch up
Şimdi atıyorsun, hadi bakalım, yakala
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us? (Could it be us?)
Bu biz olabilir mi? (Bu biz olabilir mi?)

Could it be us?
Bu biz olabilir mi?

I’m right here
Ben tam buradayım
Don’t wake me if I’m dreaming
Eğer rüyadaysam beni uyaandırma
Could you be the one without a doubt?
Şüphesiz biri olabilir misin?
Could I be for your keepin’
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?

Feelin’ you go on and touch my love
Seni hissediyorum devam et ve aşkıma dokun
Throwing it now, here you go, catch up
Şimdi atıyorsun, hadi bakalım, yakala

Could it be us?
Bu biz olabilir mi?

Feelin’ you go on and touch my love
Seni hissediyorum devam et ve aşkıma dokun
Throwing it now, here you go, catch up
Şimdi atıyorsun, hadi bakalım, yakala
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us? (Could it be us?)
Bu biz olabilir mi? (Bu biz olabilir mi?)

Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?
Could it be us?
Bu biz olabilir mi?

Mike Shinoda – Over Again (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 19

Mike Shinoda – Over Again (Türkçe Çeviri)

Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar
Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar

It was a month since he passed, maybe less
O gittiğinden beri bir ay geçti, belki de daha az
And no one knew what to do, we were such a mess
Ve kimse ne yapacağını bilmiyordu, çok pis bir durumdu
We were texting, we were calling, we were checking in
Biz mesaj atıyorduk, arıyorduk, kontrol ediyorduk
We said we ought to play a show in honor of our friend
Arkadaşımızın onuruna bir gösteri oynamamız gerektiğini söyledik.
Well now that show’s finally here, it’s tonight
Peki şimdi o şov nihayet burada, bu gece
Supposed to go to the bowl, get on stage, dim the lights
Varsayalım ki yolunda gitti , sahneye çıktı,Işıklar söndü
With our friends and our family, in his name, celebrate
Arkadaşlarımız ve ailemiz ,onun adına ,kutlandı
There’s no way that I’ll be ready to get back up on that stage
O aşamada geri almaya hazır olmamın hiçbir yolu yok
Can’t remember if I’ve cancelled any show
Herhangi bir şovu iptal edip etmediğimi hatırlamıyorum
But I think about what I’m supposed to do and I don’t know
Ama ne yapmam gerektiğini düşünüyorum ve bilmiyorum
Cause I think about not doing it the same way as before
Çünkü bunu önceki gibi yapmamayı düşünüyorum.
And it makes me wanna puke my fucking guts out on the floor
Ve bu beni kusturuyor yerdeki kahrolası benim cesaretim
We rehearsed it for a month, I’m not worried about the set
Bir ay boyunca prova ettik, set hakkında endişelenmiyorum
I get tackled by the grief at times that I would least expect
Zaman zaman kederin üstesinden geliyorum, en azından umuyorum
I know what I should be doing when I’m singing but instead
Şarkı söylediğimde ne yapmam gerektiğini biliyorum ama bunun yerine
We’ll be playing through a song and I’d remember in my head
Bir şarkı çalıyor olacağız ve hatırlıyor olacağım

Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar
Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar

What (are) they saying, I’m not raw?
Ne diyorlar, ben acemi değilmiymişim ?
What the fuck you take me for?
Ne bokuma getirdiniz beni ?
All the sudden you hear what I’ve said a hundred ways before?
Aniden yüzlerce yol önce söylediklerimi duymaya mı başladın?
I been pushed, I been trapped
Itildim, sıkışıp kaldım
Drug myself through hell and back and
Sarhoş edip kendimi cehennemden geri geldim
Fallen flat and had the balls to start it all again from scratch
Yere düştüm, yine de her şeye yeniden başlayacak cesaretim vardı
How do you feel, how you doing, how’d the show go?
Nasılsın, nasılsın, gösteri nasıl gidiyor?
Am I insane to say the truth is that I don’t know
Gerçeği söylemek gerekirse deliriyor muyum bilmiyorum
My body aches head’s spinning this is all wrong
Bedenimdeki acılar başın dönüyor, hepsi yanlış
I almost lost it in middle of a couple songs
Birkaç şarkının ortasında neredeyse kaybettim
And everybody that I talk to is like, “wow
Ve konuştuğum herkes “vay gibidir”
Must be really hard to figure what to do now”
Şimdi ne yapacağımı anlamamak gerçekten zor olmalı ”
Well thank you genius, you think it’ll be a challenge
Teşekkür ederim zeki şey , bunun bir meydan okuma olacağını düşünüyorsun
Only my life’s work hanging in the fucking balance
Sadece hayatımın işi lanet dengede asılı duruyor
And all I wanted was to get a little bit of closure
Ve tek istediğim, biraz kapanmaktı.
And every step I took I looked and wasn’t any closer
Ve aldığım her adım baktım ve daha yakın değildi
‘Cause sometimes when you say goodbye, yeah you say it
Çünkü bazen elveda derken evet, söylüyorsun
Over and over and over and over
Defalarca tekrar tekrar

Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar
Sometimes, sometimes you don’t say goodbye once
Bazen, bazen olur olmaz yere elveda demezsin Bazen, bazen bazen veda etmezsin
You say goodbye over and over and over again
Elveda dersin, tekrar tekrar
Over and over and over again
tekrar ve tekrar ve tekrar

Over and over and over again
Tekrar ve tekrar ve tekrar
Over and over and over again
Tekrar ve tekrar ve tekrar
Over and over and over again
Tekrar ve tekrar ve tekrar
Over and over and over again
Tekrar ve tekrar ve tekrar
(Over and over and over again)
(Tekrar ve tekrar ve tekrar)
(Over and over and over again)