İngilizce Türkçe Sözlük







3 Şubat 2018 Cumartesi

Ellie Goulding – Hanging On (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Hanging On (Tutunmak)

You know we can get away
Biliyorsun, kaçabiliriz
Because I’m calling your name
Çünkü ismini söylüyorum
Every day I feel this pain
Her gün bu acıyı hissediyorum
But you just turn and walk away
Ama sen sadece arkanı döndün ve uzaklaştın

I just can’t keep hanging on
Sadece tutunmaya devam edemiyorum
to you and me
Sana ve bana
I just don’t know what is wrong
Sadece neyin yanlış olduğunu bilmiyorum
with you and me
Seninle ve ben

Touch me and then turn away
Bana dokun ve sonra geri çevir
And put your hands into the flame
Ve ellerini ateşe koy
Tell me if you feel this pain
Eğer bu acıyı hissedersen bana söyle
‘Cause I don’t want to be a ball and chain, no
Çünkü zincirli top olmak istemiyorum, hayır

I just can’t keep hanging on, to you and me
Sadece tutunmaya devam edemiyorum, sana ve bana
I just don’t know what is wrong, with you and me
Sadece neyin yanlış olduğunu bilmiyorum, seninle ve ben
I just can’t keep hanging on, to you and me
Sadece tutunmaya devam edemiyorum, sana ve bana
With you and me
Seninle ve ben
With you and me
Seninle ve ben

Ellie Goulding – Lights (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 6

Lights (Işıklar)

I had a way then
O zamanlar bir yolum vardı
Losing it all on my own
Kendi başıma hepsini kaybediyorum
I had a heart then
O zamanlar kalbim vardı
But the queen has been overthrown
Ama kraliçe devrildi
And I’m not sleeping now
Ama şimdi uyumuyorum
The dark is too hard to beat
Karanlık yenmek için çok koyu
And I’m not keeping up
Ve ben yetişmiyorum
The strength I need to push me,
Güç beni itmek zorunda

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

Noises, I play within my head
Gürültüler, kafamın içinde çalıyor
Touch my own skin
Kendi tenime dokun
And hope they’ll still be there
Ve umarım onlar hala orada olurlar
And I think back to when
Ama bence döneceğim zaman
My brother and my sister slept
Erkek kardeşim ve kız kardeşim uyudu
In another place
Başka bir yerde
The only time I feel safe
Güvende hissettiğim tek zaman

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

Home, home
Ev, ev
(Lights, lights, lights)
(Işıklar, ışıklar, ışıklar)

Home, home
Ev, ev
(Lights, lights, lights)
(Işıklar, ışıklar, ışıklar)

Ellie Goulding – Figure 8 (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Figure 8* (Figür 8)

Breathe your smoke into my lungs
Dumanını ciğerlerime çekiyorum
In the back of the car with you I stare into the sun
Arabanın arkasında seninle güneşe dik dik bakıyorum
Still not too old to die young
Genç ölmek için hala çok yaşlı değilim
The lovers hold on to everything
Sevgililer herkese tutunur
And others hold on to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın
(And then you take it all away)
(Ve sonra hepsini elimden aldın)

Place a kiss on my cheekbone
Elmacık kemiğime bir öpücük yerleştir
Then you vanish me
Beni sıfırladığında
I’m buried in the snow
Kara gömüldüm
But something tells me I’m not alone
Ama bir şey bana yalnız olmadığımı söyledi
But lovers hold on to everything
Ama aşıklar her şeye tutunur
And others hold on to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın

So, Lovers hold on to everything
Yani, aşıklar her şeye tutunur
And others hold to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur
So, Lovers hold on to everything
Yani, aşıklar her şeye tutunur
And others hold to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın
(And then you take it all away)
(Ve sonra hepsini elimden aldın)

*Figür 8: Sonsuzluk işareti

Lana Del Rey – Blue Jeans (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 22

Blue Jeans (Mavi Kot)

Blue jeans, white shirt
Mavi kot, beyaz gömlek
Walked into the room you know you made my eyes burn
Biliyorsun odanın içine girdiğimde gözlerimi yaktın
It was like James Dean for sure
Kesinlikle James Dean gibiydi
You’re so fresh to death and sick as ca-cancer
Ölmek için çok gençsin ve kanser gibi hastasın

You were sorta punk rock,
Sen punk rock türüydün
I grew up on hip-hop
Ben hip-hopla büyüdüm
But you fit me better
Ama sen bana daha iyi uydun
Than my favourite sweater,
Benim favori kazağımdan (daha iyi uydun)
And I know that love is mean,
Ve aşkın anlamını biliyorum
And love hurts
Ve aşk incitir
But I still remember
Ama hala hatırlıyorum
That day we met in December,
Tanıştığımız aralık gününü
Oh, baby!
Bebek!

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

Big dreams, gangster
Büyük hayaller, mafya
Said you had to leave to start your life over
Hayata yeniden başlamak için terk etmek zorunda olduğunu söyledin
I was like, “No please, stay here.
Ben ‘’Hayır lütfen, burada kal’’ gibiydim
We don’t need no money we can make it all work.”
‘’Paraya ihtiyacımız yok tüm işleri yapabiliriz.’’

But he headed out on Sunday,
Ama o pazar günü dışarı çıktı
Said he’d come home Monday
Pazartesi geleceğini söyledi
I stayed up waitin’,
Kaldım ve bekledim
Anticipatin’, and pacin’
Bekliyorum ve düzene sokuyorum
But he was chasing paper
Ama o kağıtları topluyordu
“Caught up in the game.”
‘’Oyuna girmişti.’’
That was the last I heard
Bu son duyduğum

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

You went out every night
Her gece dışarı çıkardın
And, baby, that’s alright
Ve, bebeğim, sorun değil
I told you that no matter what you did I’d be by your side
Ne yaptığının önemi yok, yanında olacağım dedim
‘Cause I’mma ride or die
Çünkü ben sür ya da öl’üm
Whether you fail or fly
Düşersen veya uçarsan her neyse
Well, shit at least you tried.
Peki, lanet olası en azından denedin.

But when you walked out that door,
Ama sen kapıdan çıktığında
A piece of me died
Bir parçam öldü
I told you I wanted more,
Daha fazlasını istediğimi söyledim
But that’s not what I had in mind
Ama bu kafamdaki değildi
I just want it like before
Tıpkı önceki gibi istiyorum
We were dancing all night
Bütün gece dans ediyorduk
Then they took you away,
Sonra seni alıp götürdüler
Stole you out of my life
Seni benim hayatımdam çaldılar
You just need to remember…
Sadece hatırlamak zorundasın…

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

Lana Del Rey – Born to Die (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 27

Born To Die (Ölmek İçin Doğmak)

Why?
Neden?
Who me?
Ben mi?
Why?
Neden?

Feet don’t fail me now
Ayaklarım beni şimdi başarısızlığa uğratma
Take me to the finish line
Beni bitiş çizgisine götür
Oh my heart it breaks every step that I take
Attığım her adımda kalbim kırılıyor
But I’m hoping at the gates,
Ama kapıda umuyorum
They’ll tell me that you’re mine
Onlar benim olduğumu söyleyecekler

Walking through the city streets
Şehir sokakları boyunca yürüyorum
Is it by mistake or design?
Bu bir komplo mu hata mı?
I feel so alone on the Friday nights
Cuma gecelerinde çok yalnız hissediyorum
Can you make it feel like home, if I tell you you’re mine?
Bana benim olduğunu söylersen ev gibi hissettirebilir misin?
It’s like I told you honey
Bu sana söylemişim gibi tatlım

Don’t make me sad, don’t make me cry
Beni üzme, beni ağlatma
Sometimes love is not enough and the road gets tough
Bazen aşk yetmiyor ve yol zorlaşıyor
I don’t know why
Neden bilmiyorum
Keep making me laugh, let’s go get high
Beni güldürüyor, hadi sarhoş olalım
The road is long, we carry on
Yol uzun, devam ediyoruz
Try to have fun in the meantime
Bu arada eğlenmeyi deniyoruz

Come and take a walk on the wild side
Gel ve vahşi tarafta yürüyüşe çık
Let me kiss you hard in the pouring rain
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda seni iyice öpmeme izin ver
You like your girls insane
Kızların delirmesini seviyorsun
Choose your last words
Son kelimelerini seç
This is the last time
Bu son kez
‘Cause you and I, we were born to die
Çünkü sen ve ben ölmek için doğduk

Lost but now I am found
Kaybettim ama şimdi buldum
I can see but once I was blind
Görebiliyordum ama bir zamanlar kördüm
I was so confused as a little child
Çok şaşkındım biraz çocuk gibi
Tried to take what I could get
Alabileceğim şeyi almaya çalıştım
Scared that I couldn’t find
Bulamayacağımdan korktum
All the answers honey
Bütün cevapları tatlım

Don’t make me sad, don’t make me cry
Beni üzme, beni ağlatma
Sometimes love is not enough and the road gets tough
Bazen aşk yetmiyor ve yol zorlaşıyor
I don’t know why
Neden bilmiyorum
Keep making me laugh, let’s go get high
Beni güldürüyor, hadi sarhoş olalım
The road is long, we carry on
Yol uzun, devam ediyoruz
Try to have fun in the meantime
Bu arada eğlenmeyi deniyoruz

Come and take a walk on the wild side
Gel ve vahşi tarafta yürüyüşe çık
Let me kiss you hard in the pouring rain
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda seni iyice öpmeme izin ver
You like your girls insane
Kızların delirmesini seviyorsun
Choose your last words
Son kelimelerini seç
This is the last time
Bu son kez
‘Cause you and I, we were born to die
Çünkü sen ve ben ölmek için doğduk

Come and take a walk on the wild side
Gel ve vahşi tarafta yürüyüşe çık
Let me kiss you hard in the pouring rain
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda seni iyice öpmeme izin ver
You like your girls insane
Kızların delirmesini seviyorsun

So don’t make me sad, don’t make me cry
Bu yüzden beni üzme, beni ağlatma
Sometimes love is not enough and the road gets tough
Bazen aşk yetmiyor ve yol zorlaşıyor
I don’t know why
Neden bilmiyorum
Keep making me laugh
Beni güldürüyor
Let’s go get high
Hadi sarhoş olalım
The road is long, we carry on
Yol uzun, devam ediyoruz
Try to have fun in the meantime
Bu arada eğlenmeyi deniyoruz

Come and take a walk on the wild side
Gel ve vahşi tarafta yürüyüşe çık
Let me kiss you hard in the pouring rain
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda seni iyice öpmeme izin ver
You like your girls insane
Kızların delirmesini seviyorsun
Choose your last words
Son kelimelerini seç
This is the last time
Bu son kez
‘Cause you and I, we were born to die
Çünkü sen ve ben ölmek için doğduk

Lana Del Rey – Dark Paradise (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 22

Dark Paradise (Karanlık Cennet)

All my friends tell me I should move on
Tüm arkadaşlarım devam etmem gerektiğini söylüyor
I’m lying in the ocean, singing your song
Okyanusta uzanıyorum, senin şarkını söylüyorum
Ah, that’s how you sing it
Bu senin nasıl söylediğin
Loving you forever, can’t be wrong
Seni sonsuza dek sevmek yanlış olamaz
Even though you’re not here, won’t move on
Burada olmamana rağmen devam etmeyeceksin
Ah, that’s how we play it
Bu bizim nasıl oynadığımız

And there’s no remedy for memory your face
Ve yüzündeki anılar için burada hiç çare yok
Is like a melody, it won’t leave my head
Bu bir melodi gibi, kafamdan çıkmayacak
Your soul is hunting me and telling me
Ruhun beni evliyor ve bana söylüyor
That everything is fine
Her şey iyi
But I wish I was dead
Ama ölmeyi dilerdim

Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz
I’m scared that you won’t be waiting on the other side
Öteki tarafta beklemeyeceğinden korktum
Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz
I’m scared that you won’t be waiting on the other side
Öteki tarafta beklemeyeceğinden korktum

All my friends ask me why I stay strong
Bütün arkadaşlarım neden güçlü kaldığımı soruyor
Tell ’em when you find true love it lives on
Onlara gerçek aşkı bulduğunda o seni yaşatır de
Ah, that’s why I stay here
Bu burada kalmamın sebebi

And there’s no remedy for memory your face
Ve yüzündeki anılar için burada hiç çare yok
Like a melody, it won’t lift my head
Bir melodi gibi, bu kafamı kaldırmayacak
Your soul is hunting me and telling me
Ruhun beni evliyor ve bana söylüyor
That everything is fine
Her şey iyi
But I wish I was dead
Ama ölmeyi dilerdim

Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz
I’m scared that you won’t be waiting on the other side
Öteki tarafta beklemeyeceğinden korktum
Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz
But there’s no you, except in my dreams tonight
Ama burada sen yok, bu gece kafamın içindeki rüyalarım hariç

Oh oh oh, ha ha ha
I don’t wanna wake up from this tonight
Bu geceden uyanmak istemiyorum
Oh oh oh, ha ha ha
I don’t wanna wake up from this tonight
Bu geceden uyanmak istemiyorum

There’s no relief, I see you in my sleep
Rahatlama yok, seni uykumda gördüm
And everybody’s rushing me, but I can feel you touching me
Ve herkes beni sık boğaz ediyor ama ben senin dokunuşlarını hissedebiliyorum
There’s no release, I feel you in my dreams
Burada hiç gevşeklik yok, seni rüyalarımda hissediyorum
Telling me I’m fine
İyi olduğumu söylüyorsun

Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz
I’m scared that you won’t be waiting on the other side
Öteki tarafta beklemeyeceğinden korktum
Every time I close my eyes
Gözlerimi her kapadığımda
It’s like a dark paradise
Bu karanlık bir cennet gibi
No one compares to you
Kimse seninle karşılaştırılamaz

But that there’s no you, except in my dreams tonight
Ama burada sen yok, bu gece kafamın içindeki rüyalarım hariç
Oh oh oh, ha ha ha
I don’t wanna wake up from this tonight
Bu geceden uyanmak istemiyorum
Oh oh oh, ha ha ha
I don’t wanna wake up from this tonight
Bu geceden uyanmak istemiyorum

2 Şubat 2018 Cuma

Jessie J – I Miss Her (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

I Miss Her (Onu Özledim)

It’s not fair
Bu adil değil
I’m talking to You upstairs
Üst katta seninle konuşuyorum
Are you there?
Orada mısın?
You know I care
Biliyorsun umursuyorum
So please don’t tell me that this is an empty prayer
Bu yüzden bana bunun boş bir dua olduğunu söyleme
Oh no
Hayır

‘Cause all she has and all she’s lost
Çünkü sahip olduğu her şey ve kaybettiği her şey
I wish she could remember
Hatıralayabilmesini dilerdim
I watch her fade and slip away
Kayıp gidişini ve soluşunu izledim
It’s hurting more than ever
Bu her şeyden çok incitiyor

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

Is this pretend?
Bu bir rol mü?
Will she really not know my face?
Gerçekten yüzümü tanıyacak mı?
In the end
Sonunda
If You’re a friend a friend a friend
Eğer sen bir arkadaşsan bir arkadaşsan bir arkadaşsan
Show me how to heal it when she can’t even feel it
Hissedememesine rağmen nasıl iyileştireceğimi göster bana
Please… show me
Lütfen….göster bana

‘Cause all she has and all she’s lost
Çünkü sahip olduğu her şey ve kaybettiği her şey
I wish she could remember
Hatıralayabilmesini dilerdim
I watch her fade and slip away
Kayıp gidişini ve soluşunu izledim
It’s hurting more than ever
Bu her şeyden çok incitiyor

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

And promise me this
Ve bana bunun sözünü ver
When she goes
O gittiğinde
Everything she sees will set her free
Gördüğü her şey onu özgür bırakacak
Thirteen and the color green
On üç ve yeşil renk
Promise me this
Bana bunun sözünü ver
That she knows
O biliyor
That the people that she loves
Onun sevdiği insanlar
Will love her in the skies above
Gökyüzünde yükselirken onu sevecekler

I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum
You need to listen
Dinlemek zorundasın
Don’t let her disappear
Yok olmasına izin verme
I’ll give her my forever
Benim sonsuzluğumu ona vereceğim
If it meant for a day she could really be okay
Eğer bu bir gün gerçekten iyi olacak demekse
‘Cause I miss her
Çünkü onu özledim
Even though she’s still here
O burada olmasına rağmen

She’s still here oh
O hala burada

I miss her, miss her miss her
Onu özledim, onu özledim, onu özledim
I just miss her, miss her miss her
Sadece onu özledim, onu özledim, onu özledim
I miss her even though she’s still here
O burada olmasına rağmen yine de onu özlüyorum