İngilizce Türkçe Sözlük







4 Şubat 2018 Pazar

Jessie J – You’re Loss I’m Found (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 18

You’re Loss I’m Found (Sen Kaybettin Ben Buldum)

Where did we go?
Nereye gittik?
Put your hand down
Elini indir
I’m scared to know
Bilmekten korkuyorum
What I’m feeling, yeah
Ne hissettiğimi
Say yes or no
Evet ya da hayır de
Do I give up and just let go
Pes edip sadece gitmeli miyim?
Or keep on dreaming?
Ya da hayallere devam mı etmeliyim?

What is this?
Bu nedir?
I was yours, you let me go
Senindim, gitmeme izin verdin
Are you bored?
Sıkıldın mı?
Is this love, can you tell me?
Bu aşk mı, bana söyleyebilir misin?
I’ve had enough
Yeterliydim
Oh, so tell me
Bu yüzden söyle bana

How can I be your lover?
Nasıl senin sevgilin olabilirim?
Stars ain’t made to shine under clouds
Yıldızlar bulutların altında parlayamazlar
Stop turning me down
Vazgeçmemi engelle
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
It’s too late
Çok geç
You’re lost, I’m found
Sen kaybettin, ben buldum

I gave my all
Her şeyimi verdim
Guess you knew all along I would fall
Sanırım uzun zamandır düşeceğimi biliyordun
For your teasing, why? (Why?)
Senin alayların için, neden? (Neden?)
And no matter what, I won’t go back to who I was
Ve önemi yok, kim olduğuma geri dönmeyeceğim
And watch you will be there, oh no, no no no
Ve orada olacağını seyredeceğim, hayır, hayır hayır hayır

Why ain’t can be your lover?
Neden senin sevgilin olamıyorum?
How to bright to shine under clouds
Bulutların altında nasıl parlayacağım?
You won’t turn me down
Beni vazgeçirmeyeceksin
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
Too late, you’re lost, I’m found
Çok geç, sen kaybettin, ben buldum

How can I be your lover?
Nasıl senin sevgilin olabilirim?
Stars ain’t made to shine under clouds
Yıldızlar bulutların altında parlayamazlar
Stop turning me down
Vazgeçmemi engelle
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
It’s too late
Çok geç
You’re lost, I’m found
Sen kaybettin, ben buldum

Ooh it’s too late
Çok geç
Too late, you’re lost, I’m found ooh, ooh yeah ooh ooh
Çok geç, sen kaybettin, ben buldum, evet

Jessie J – Get Away (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

Get Away (Kurtulmak)

Why does it feel like I’m living through you
Neden bu seninle yaşıyormuşum gibi hissettiriyor
Tell me why I’m addicted to you
Neden sana bağımlı olduğumu söyle
‘Cause I don’t even know
Çünkü ben bile bilmiyorum
Chasing this cause we think we want it
Bunu takip ediyoruz çünkü istediğimizi sanıyoruz
But we can’t breathe cause the air is toxic
Ama nefes alamıyoruz çünkü hava zehirli
So tell me where to go
Bu yüzden söyle bana nereye gidelim
It’s a thin, thin line
Bu ince, ince bir çizgi
To admit or deny, yeah yeah
Kabul etmek veya reddetmek için, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Do I stay ’cause you say you need me
Kalmalı mıyım çünkü bana ihtiyacın olduğunu söyledin
I craved it more when it isn’t easy
Bu kolay olmadığında daha çok dile getirdim
How am I supposed to grow?
Ben nasıl büyümeliyim?
It won’t fix ’cause I say I love you
Bu iyileşmeyecek çünkü seni sevdiğimi söyledim
I need to show but I don’t know how to
Göstermek zorundayım ama nasıl olduğunu bilmiyorum
How am I supposed to grow?
Ben nasıl büyümeliyim?

It’s a thin, thin light
Bu ince, ince ışık
To admit or deny, yeah yeah
Kabul etmek veya reddetmek için, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Yeah yeah, yeah yeah
Evet evet, evet evet
Get away
Kurtulmak

Yeah yeah, yeah yeah, ooh ooh ooh
Evet evet, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away-ay-ay
Kurtulmanın
Get away
Kurtulmak

Jessie J – Fire (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Fire (Ateş)

He is the flame
O bir alev
He draws me in
Beni içine çeker
That burns within
İçinde yandım
It’s a pain, it’s so sweet, oh
Bu acı, bu çok tatlı
The fix, the craze, by now he needs
Şimdiye kadar onun ihtiyaçları iyileşmek, delirtmek
Only I can’t breathe
Sadece nefes alamıyorum
And I just can’t pull away
Ve ben sadece ayrılamıyorum
Can’t get away, oh, oh
Kurtulamıyorum

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum
Fire, fire, fire
Alev, alev, alev
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

My hands they’re burnt, they’re black, they bleed
Ellerim yanık, ellerim siyah, ellerim kanamış
And embers asleep, my whole world is cold now
Ve köz söner, şimdi bütün dünyam soğuk
The blaze, the heat he’s putting out
Yangın, sıcağı o söndürüyor
Can’t live without
Onsuz yaşayamam
Yeah, I just can’t pull away,
Evet, ben sadece ayrılamıyorum
Can’t get away, oh, oh
Kurtulamıyorum

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum
Fire, fire, fire
Alev, alev, alev
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

Oh [x4]

Fire (fire)
Alev (alev)
Fire (ooh)
Alev (alev)
Fire (fire) Oh
Alev (alev)

Burning my soul now
Şimdi ruhum yanıyor
My soul now
Ruhum yanıyor
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)

Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now), Oh
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

Oh [x8]

3 Şubat 2018 Cumartesi

Ellie Goulding – Hanging On (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Hanging On (Tutunmak)

You know we can get away
Biliyorsun, kaçabiliriz
Because I’m calling your name
Çünkü ismini söylüyorum
Every day I feel this pain
Her gün bu acıyı hissediyorum
But you just turn and walk away
Ama sen sadece arkanı döndün ve uzaklaştın

I just can’t keep hanging on
Sadece tutunmaya devam edemiyorum
to you and me
Sana ve bana
I just don’t know what is wrong
Sadece neyin yanlış olduğunu bilmiyorum
with you and me
Seninle ve ben

Touch me and then turn away
Bana dokun ve sonra geri çevir
And put your hands into the flame
Ve ellerini ateşe koy
Tell me if you feel this pain
Eğer bu acıyı hissedersen bana söyle
‘Cause I don’t want to be a ball and chain, no
Çünkü zincirli top olmak istemiyorum, hayır

I just can’t keep hanging on, to you and me
Sadece tutunmaya devam edemiyorum, sana ve bana
I just don’t know what is wrong, with you and me
Sadece neyin yanlış olduğunu bilmiyorum, seninle ve ben
I just can’t keep hanging on, to you and me
Sadece tutunmaya devam edemiyorum, sana ve bana
With you and me
Seninle ve ben
With you and me
Seninle ve ben

Ellie Goulding – Lights (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 6

Lights (Işıklar)

I had a way then
O zamanlar bir yolum vardı
Losing it all on my own
Kendi başıma hepsini kaybediyorum
I had a heart then
O zamanlar kalbim vardı
But the queen has been overthrown
Ama kraliçe devrildi
And I’m not sleeping now
Ama şimdi uyumuyorum
The dark is too hard to beat
Karanlık yenmek için çok koyu
And I’m not keeping up
Ve ben yetişmiyorum
The strength I need to push me,
Güç beni itmek zorunda

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

Noises, I play within my head
Gürültüler, kafamın içinde çalıyor
Touch my own skin
Kendi tenime dokun
And hope they’ll still be there
Ve umarım onlar hala orada olurlar
And I think back to when
Ama bence döneceğim zaman
My brother and my sister slept
Erkek kardeşim ve kız kardeşim uyudu
In another place
Başka bir yerde
The only time I feel safe
Güvende hissettiğim tek zaman

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun
And so I tell myself that I’ll be strong
Ve bu yüzden kendime güçlü olacaksın dedim
And dreaming when they’re gone
Ve onlar gittiğinde hayal kuruyorum
‘Cause they’re calling, calling, calling me home
Çünkü onlar çağırıyor, çağırıyor, beni eve çağırıyor
Calling, calling, calling home
Çağırıyor, çağırıyor, eve çağırıyor
You show the lights that stop me turn to stone
Beni taşa dönüşmemi engelleyen ışıkları gösteriyorsun
You shine them when I’m alone
Yalnız olduğumda onları parlatıyorsun

Home, home
Ev, ev
(Lights, lights, lights)
(Işıklar, ışıklar, ışıklar)

Home, home
Ev, ev
(Lights, lights, lights)
(Işıklar, ışıklar, ışıklar)

Ellie Goulding – Figure 8 (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Figure 8* (Figür 8)

Breathe your smoke into my lungs
Dumanını ciğerlerime çekiyorum
In the back of the car with you I stare into the sun
Arabanın arkasında seninle güneşe dik dik bakıyorum
Still not too old to die young
Genç ölmek için hala çok yaşlı değilim
The lovers hold on to everything
Sevgililer herkese tutunur
And others hold on to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın
(And then you take it all away)
(Ve sonra hepsini elimden aldın)

Place a kiss on my cheekbone
Elmacık kemiğime bir öpücük yerleştir
Then you vanish me
Beni sıfırladığında
I’m buried in the snow
Kara gömüldüm
But something tells me I’m not alone
Ama bir şey bana yalnız olmadığımı söyledi
But lovers hold on to everything
Ama aşıklar her şeye tutunur
And others hold on to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın

So, Lovers hold on to everything
Yani, aşıklar her şeye tutunur
And others hold to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur
So, Lovers hold on to everything
Yani, aşıklar her şeye tutunur
And others hold to anything
Ve diğerleri herhangi bir şeye tutunur

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın

I chased your love around a figure 8
Sevginin etrafını figür 8* gibi takip ettim
I need you more than I can take
Sana alabildiğimden daha fazla ihtiyacım var
You promised forever and a day
Sonsuza dek bir gün vaat ettin
And then you take it all away
Ve sonra hepsini elimden aldın
(And then you take it all away)
(Ve sonra hepsini elimden aldın)

*Figür 8: Sonsuzluk işareti

Lana Del Rey – Blue Jeans (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 22

Blue Jeans (Mavi Kot)

Blue jeans, white shirt
Mavi kot, beyaz gömlek
Walked into the room you know you made my eyes burn
Biliyorsun odanın içine girdiğimde gözlerimi yaktın
It was like James Dean for sure
Kesinlikle James Dean gibiydi
You’re so fresh to death and sick as ca-cancer
Ölmek için çok gençsin ve kanser gibi hastasın

You were sorta punk rock,
Sen punk rock türüydün
I grew up on hip-hop
Ben hip-hopla büyüdüm
But you fit me better
Ama sen bana daha iyi uydun
Than my favourite sweater,
Benim favori kazağımdan (daha iyi uydun)
And I know that love is mean,
Ve aşkın anlamını biliyorum
And love hurts
Ve aşk incitir
But I still remember
Ama hala hatırlıyorum
That day we met in December,
Tanıştığımız aralık gününü
Oh, baby!
Bebek!

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

Big dreams, gangster
Büyük hayaller, mafya
Said you had to leave to start your life over
Hayata yeniden başlamak için terk etmek zorunda olduğunu söyledin
I was like, “No please, stay here.
Ben ‘’Hayır lütfen, burada kal’’ gibiydim
We don’t need no money we can make it all work.”
‘’Paraya ihtiyacımız yok tüm işleri yapabiliriz.’’

But he headed out on Sunday,
Ama o pazar günü dışarı çıktı
Said he’d come home Monday
Pazartesi geleceğini söyledi
I stayed up waitin’,
Kaldım ve bekledim
Anticipatin’, and pacin’
Bekliyorum ve düzene sokuyorum
But he was chasing paper
Ama o kağıtları topluyordu
“Caught up in the game.”
‘’Oyuna girmişti.’’
That was the last I heard
Bu son duyduğum

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim

You went out every night
Her gece dışarı çıkardın
And, baby, that’s alright
Ve, bebeğim, sorun değil
I told you that no matter what you did I’d be by your side
Ne yaptığının önemi yok, yanında olacağım dedim
‘Cause I’mma ride or die
Çünkü ben sür ya da öl’üm
Whether you fail or fly
Düşersen veya uçarsan her neyse
Well, shit at least you tried.
Peki, lanet olası en azından denedin.

But when you walked out that door,
Ama sen kapıdan çıktığında
A piece of me died
Bir parçam öldü
I told you I wanted more,
Daha fazlasını istediğimi söyledim
But that’s not what I had in mind
Ama bu kafamdaki değildi
I just want it like before
Tıpkı önceki gibi istiyorum
We were dancing all night
Bütün gece dans ediyorduk
Then they took you away,
Sonra seni alıp götürdüler
Stole you out of my life
Seni benim hayatımdam çaldılar
You just need to remember…
Sadece hatırlamak zorundasın…

I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim
I would wait a million years
Milyonlarca yıl seni bekleyeceğim
Promise you’ll remember that you’re mine
Söz ver, benim olduğunu hatırlayacaksın
Baby, can you see through the tears?
Bebeğim, gözyaşlarını görebilir misin?
Love you more
Seni daha çok sevebilirim
Than those bitches before
Daha önce seni o s*rtüklerden (daha çok sevebilirim)
Say you’ll remember, oh, baby, say you’ll remember, oh, baby, ooh
Hatırlayacağını söyle, bebeğim, hatırlayacağını söyle, bebeğim
I will love you ’til the end of time
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim