İngilizce Türkçe Sözlük







10 Şubat 2018 Cumartesi

Sia – California Dreamin’ (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

California Dreamin’ (Kaliforniya Rüyası)

All the leaves are brown, and the sky is gray
Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
I’ve been for a walk on a winter’s day
Bir kış gününde yürüyüşe çıktım
I’d be safe and warm if I was in L.A.
Eğer Los Angeles’ta olsaydım güvenli ve sıcak olabilirdim
California dreamin’, on such a winter’s day
Kaliforniya rüyası, böyle bir kış günü
All the leaves are brown and the sky is gray
Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
I’ve been for a walk on a winter’s day
Bir kış gününde yürüyorum
I’d be safe and warm if I was in L.A.
Eğer Los Angeles’ta olsaydım güvenli ve sıcak olabilirdim
California dreamin’, on such a winter’s day
Kaliforniya rüyası, böyle bir kış günü

I stopped into a church I passed along the way
Yol boyunca geçtiğim bir kilisede durdum
Well, I got down on my knees
Peki, diz çöktüm
And I pretended to pray
Ve dua eder gibi davrandım
You know the preacher liked the cold
Biliyorsun vaiz soğuktan hoşlandı
He knows I’m gonna stay
Kalacağımı bilir
California dreamin’, on such a winter’s day
Kaliforniya rüyası, böylesine bir günde

I’d be safe and warm
Güvende ve sıcak olacağım
I’d be safe and warm
Güvende ve sıcak olacağım
I’d be safe and warm
Güvende ve sıcak olacağım
I’d be safe and warm
Güvende ve sıcak olacağım

All the leaves are brown, and the sky is gray
Tüm yapraklar kahverengi, ve gökyüzü gri
I’ve been for a walk on a winter’s day
Kış gününde yürüyüşe çıktım
If I didn’t go, I could leave today
Eğer gitmeseydim bugün ayrılabilirdim
California dreamin’, on such a winter’s day
Kaliforniya rüyası, böylesine bir günde

Oh, on such a winter’s day
Böylesine bir kış günü
On such a winter’s day
Böylesine bir kış günü

Marina and the Diamonds – Primadonna (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 10

Primadonna*

Primadonna girl, yeah
Primadonna* kız, evet
All I ever wanted was the world
Bütün istediğim dünyaydı
I can’t help but I need it all
Yardım edemem ama hepsine ihtiyacım var
The primadonna life, the rise and fall
Primadonna hayatı, çıkışlar ve inişler
You say that I’m kinda difficult
Benim biraz zor olduğumu söyledin
But it’s always someone else’s fault
Ama bu her zaman birilerinin hatası
Got you wrapped around my finger, babe
Parmağıma sarıldın, bebek
You can count on me to misbehave
Edepsiz davranışlarda bana güvenebilirsin
Primadonna girl,
Primadonna kız
Would you do anything for me?
Benim için bir şey yapar mıydın?
Buy a big diamond ring for me?
Büyük elmas yüzük alır mıydın?
Would you get down on your knees for me?
Benim için dizlerine çöker miydin?
Pop the pretty question right now, baby
Şimdi tatlı soruyu patlat, bebek
Beauty queen on a silver screen
Güzellik kraliçesi gümüş ekranda
Living life like I’m in a dream
Hayatı rüyada gibi yaşıyorum
I know I’ve got a big ego
Biliyorum büyük bir egom var
I really don’t know why it’s such a big deal, though
Gerçekten neden bilmiyorum, gerçi ne büyük marifet

And I’m sad to the core, core, core
Ve ben içten içe çok üzgünüm, üzgünüm, üzgünüm
Every day is a chore, chore, chore
Her gün sıkıcı bir iş, sıkıcı bir iş, sıkıcı bir iş
When you feel of a whole more more
Bütünü fazla fazla hissettiğinde
I wanna be adored
Tapılmak istiyorum

Primadonna girl, yeah
Primadonna* kız, evet
All I ever wanted was the world
Bütün istediğim dünyaydı
I can’t help but I need it all
Yardım edemem ama hepsine ihtiyacım var
The primadonna life, the rise and fall
Primadonna hayatı, çıkışlar ve inişler
You say that I’m kinda difficult
Benim biraz zor olduğumu söyledin
But it’s always someone else’s fault
Ama bu her zaman birilerinin hatası
Got you wrapped around my finger, babe
Parmağıma sarıldın, bebek
You can count on me to misbehave
Edepsiz davranışlarda bana güvenebilirsin

Primadonna girl fill the void, up with Celluloid
Primadonnda kız, boşlukla, selülitle dolu
Take a picture, I’m with the boys
Oğlanlarla beraberken fotoğrafımı çek
Get what I want ’cause I ask for it
İstediğimi elde et çünkü bunun için sordum
Not because I’m really that deserving of it
Değil çünkü ben gerçekten bunu hak ediyorum
Living life like I’m in a play
Hayatı oynuyormuşum gibi yaşıyorum
In the lime light, I want to stay
Sarı ışıkta, kalmak istiyorum
I know I’ve got a big ego
Biliyorum büyük bir egom var
I really don’t know why it’s such a big deal, though
Gerçekten neden bilmiyorum, gerçi ne büyük marifet

Going up, going down, down, down
Yukarı çıkıyorum, aşağı iniyorum, aşağı, aşağı
Anything for the crown, crown, crown
Taç için bir şeyler taç taç taç
With the lights dimming down, down, down
Işıklar sönükken, sönükken, sönükken
I spin around
Etrafta dönüyorum

‘Cause I’m a primadonna girl, yeah
Çünkü ben primadonna kızım, evet
All I ever wanted was the world
Bütün istediğim dünyaydı
I can’t help but I need it all
Yardım edemem ama hepsine ihtiyacım var
The primadonna life, the rise and fall
Primadonna hayatı, çıkışlar ve inişler
You say that I’m kinda difficult
Benim biraz zor olduğumu söyledin
But it’s always someone else’s fault
Ama bu her zaman birilerinin hatası
Got you wrapped around my finger, babe
Parmağıma sarıldın, bebek
You can count on me to misbehave
Edepsiz davranışlarda bana güvenebilirsin

Primadonna girl, yeah
Primadonna* kız, evet
All I ever wanted was the world
Bütün istediğim dünyaydı
I can’t help but I need it all
Yardım edemem ama hepsine ihtiyacım var
The primadonna life, the rise and fall
Primadonna hayatı, çıkışlar ve inişler
You say that I’m kinda difficult
Benim biraz zor olduğumu söyledin
But it’s always someone else’s fault
Ama bu her zaman birilerinin hatası
Got you wrapped around my finger, babe
Parmağıma sarıldın, bebek
You can count on me to misbehave
Edepsiz davranışlarda bana güvenebilirsin
Primadonna girl
Primadonna kız

*: Operada baş sanatçı

Marina and the Diamonds – How To Be a Heartbreaker? (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 14

How to be a Heartbreaker? (Nasıl Kalp Kıran Olunur?)

Rule number one
Kural bir
Is that you gotta have fun
Eğlenmelisin
But, baby, when you’re done
Ama bebeğim bittiğinde
You gotta be the first to run
İlk kaçan sen olmalısın
Rule number two
Kural iki
Just don’t get attached to
(Kaybedebileceğin birine) takılı kalma
Somebody you could lose
Kaybedeceğin birine
So le-let me tell you
Yani söylememe izin ver

This is how to be a heartbreaker
Bu nasıl kalp kıran olacağın
Boys they like a little danger
Erkekler küçük tehlikelerden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singin’ I lo-lo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
How to be a heartbreaker
Nasıl kalp kıran olunur
Boys they like the look of danger
Erkekler tehlike görüntüsünden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singing I lo-oo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
At least I think I do
En azından yaptığımı düşünüyorum
Cause I lo-lo-lo-love you
Çünkü seni se-se-seviyorum

Rule number three
Kural üç
Wear your heart on your cheek
Yanağına bir kalp çiz
But never on your sleeve
Ama asla koluna değil
Unless you want to taste defeat
Yenilgi tadını istemedikçe
Rule number four
Kural dört
Gotta be looking pure
Saf görünmelisin
Kiss him goodbye at the door
Kapıda güle güle derken onu öp
And leave him wanting more, more
Ve bırak daha fazlasını istesin, daha fazlasını

This is how to be a heartbreaker
Bu nasıl kalp kıran olacağın
Boys they like a little danger
Erkekler küçük tehlikelerden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singin’ I lo-lo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
How to be a heartbreaker
Nasıl kalp kıran olunur
Boys they like the look of danger
Erkekler tehlike görüntüsünden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singing I lo-oo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
At least I think I do
En azından yaptığımı düşünüyorum
Cause I lo-lo-lo-love you
Çünkü seni se-se-seviyorum

Girls, we do, whatever it will take
Kızlar, ne alırsa alsın yapacağız
Cause girls don’t want
Çünkü kızlar istemez
We don’t want our hearts to break, in two
Çünkü kalbimiz kırılsın istemeyiz, ikide
So it’s better to be fake
Yani bu sahte olmaktan iyi
Can’t risk losing in love again, babe
Aşkta kaybetmek için tekrar risk alamayız,  bebek

This is how to be a heartbreaker
Bu nasıl kalp kıran olacağın
Boys they like a little danger
Erkekler küçük tehlikelerden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singin’ I lo-lo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
How to be a heartbreaker
Nasıl kalp kıran olunur
Boys they like the look of danger
Erkekler tehlike görüntüsünden hoşlanırlar
We’ll get him falling for a stranger, a player
Onu bir yabancıya aşık edeceğiz, bir oyuncu
Singing I lo-oo-lo-love you
Söyle, seni se-se-seviyorum
At least I think I do
En azından yaptığımı düşünüyorum
Cause I lo-lo-lo-love you
Çünkü seni se-se-seviyorum
At least I think I do
En azından yaptığımı düşünüyorum

9 Şubat 2018 Cuma

Lana Del Rey – Yayo (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

I like the snake on your tattoo – I like the ivy and the ink blue
Dövmendeki yılana, onun üstündeki sarmaşığa ve mürekkep mavisine bayılıyorum
Yayo
Yayo (yayo, kokain için başka bir isim)
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

You have to take me right now – From this dark trailer park life now
Beni şimdi bu kasvetli karavan kampı hayatından başka yere götürmelisin
Yayo
Yayo
How now
How now
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin pırıltını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergilememe izin ver babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

I need you like a baby when I hold you – Like a druggie, like I told you
Sana sarıldığımda sanki bir bebekmiş gibi, uyuşturucu kullanan biriymiş gibi, sana söylemiş gibi sana ihtiyacım var
Yayo
Yayo
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin paralarını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergileyim babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

Hello, heaven, you are a tunnel lined with yellow lights on a dark night
Merhaba cennet, sen karanlık bir gecedeki sarı ışıklarla donatılmış bir tünelsin
Yayo
Yayo
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Balayımız için Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin paralarını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergilememe izin ver babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

Lana Del Rey – Brite Lites (Türkçe Çeviri)

Daddy = bir kızın sevgilisine veya onu siken erkeğe dediği şey. Bir kızın sevgilisi veya kocası, ona bakan erkeği; tıpkı gerçek babası gibi. Bir erkeğin bir kızdan alacağı en şefkatli terim. Bu kelimeyi söyleyen kız söylediği erkeğe karşı tamamen uysal. Genellikle cinsel ilişki konularında daha çok kullanılıyor. Tıpkı bu şarkıda olduğu gibi.

Lana bu kelimeyi şarkılarında çok fazla kullanıyor o yüzden kelimeyi ayrıntılı bilmeniz daha iyi olur.

Marina and the Diamonds – Homewrecker (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 12

Homewrecker (Kalp Kıran)

Every boyfriend is the one until otherwise proven
Her erkek arkadaş ötekiler kendini kanıtlayana kadar birincidir
The good are never easy, the easy never good
İyi asla kolay olmaz, kolay asla iyi olmaz
And loving never happens like you think it really should
Ve aşk asla düşündüğün gibi olması gerektiği şekilde olamaz
Deception and perfection are wonderful traits
Aldatma ve mükemmellik olağanüstü özellikler
One will breed love, the other hate
Biri aşkı üretir, diğeri nefret ettirir
You’ll find me in the lonely hearts
Sen beni yalnız kalplerde bulabilirsin
Under ‘I’m after a brand new start’
‘’Ben yepyeni başlangıçlardan sonrayım’’ın altında

And I don’t belong to anyone
Ve ben birilerine ait değilim

They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker
Yuva yıkan
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker
Yuva yıkan

Girls and their curls and gourmet vomit
Kızlar ve onların kıvırcıkları ve gurme kusmaları
Boys and their toys and their six-inch rockets
Erkekler ve onların oyuncakları ve altı inç roketleri
We’re all very lovely ’til we get to know each other
Birbirimizi tanımaya başlayana kadar hepimiz çok sevgi doluyuz
As we stop becoming friends and we start becoming lovers
Biz arkadaş gibi olmayı bırakıp sevgili olduk

And I don’t belong to anyone
Ve ben kimseye ait değilim

They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece biriyle birlikteyken mutluyum)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Yuva yıkan (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece biriyle çıkarken mutluyum)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Yuva yıkan (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
I’m only happy when I’m on the run
Sadece biriyle birlikteyken mutluyum
I break a million hearts just for fun
Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım
I don’t belong to anyone
Kimseye ait değilim

I guess you could say that my life’s a mess
Sanırım hayatımın saçmalık olduğunu söyleyebilirsin
But I’m still looking pretty in this dress
Ama hala bu elbisede tatlı görünüyorum
I’m the image of deception
Ben aldatma imgesiyim

When everything is life and death
Her şey yaşamak ve ölmekken
You may feel like there’s nothing left
Burada bırakacak bir şey yokmuş gibi hissedebilirsin
Instead of love and trust and laughter
Aşk yerine ve güven ve kahkaha
What you get is happy never-after
Ne elde edersen asla mutlu değilsin
But deep down all you want is love
Ama bütün istediğin aşk derinlerde
The pure kind we all dream of
Bütün rüyalarımız saf türde
But we cannot escape the past
Ama geçmişten kaçamayız
So you and I will never last
Böylece sen ve ben asla sonsuza dek sürmeyeceğiz

‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece birileriyle birlikteyken mutluyum)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Kalp kıran (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece birileriyle birlikteyken mutluyum)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Kalp kıran (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker
Kalp kıran

Rihanna ft. Jay-Z – Talk That Talk (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 18

Talk That Talk (Böyle Konuş)

Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet

[Jay-Z]
I be trying to chill, bitches wanna fuck me
Soğuk olmayı deniyorum, sürtükler beni becermek istiyor
Every little city I go – fuck me!
Gittiğim her küçük şehir-becer beni
Shawty must’ve heard, got the word, I move that D
Repçiyi duymuş olmalısın, söyleyecek bir şeyleri var, D’den hareket ettim
Had it by a bladder, she like “oh I gotta pee”
Bir tuvalet tarafından sahip oldu, o ‘’çişim var’’ gibiydi
Ran into a Rothko in my restroom
Oturma odamda Rothko’ya* rastladım
Singer slash actress in my bedroom
Şarkıcı, aktrist benim yatak odamda
Gotta have a ticket for a walk through
İçeri girmek için bilet almalıyım
Everything that do is big
Yapılan her şey büyük
I talk big money, I talk big homes
Büyük paradan, büyük evlerden bahsediyorum
I sell out arenas, I call that getting dome
Arenaları doldurdum, ben buna zirveye çıkmak diyorum
Million dollar voice, came through phone
Milyon dolarlık ses, telefondan geliyor
We heading to the top, if you coming, come on
Biz başa dönüyoruz, eğer geliyorsan, hadi
I’m Flying out to Pisa, just to get some pizza
Pisa’dan dışarı uçuyorum, sadece biraz pizza için
Fly down to Jamaica, just to roll some reefa
Jamaika’ya iniyorum, sadece biraz reefa** yuvarlamak için
Sex on the beach, left love speechless
Sahilde seks, aşkı suskun bırak
They say that money talk, tell these other niggas speak up
Onlar bunun para konuşması olduğunu söylüyor, öteki zencilere ses yükseltmelerini söyle
What’s up
Naber

[Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet

Say what you want, say what you like
Ne istiyorsan söyle, ne sevdiğini söyle
Say you want me to do and I got you
Ne yapmamı istediğini söyle ve sana sahibim
Tell me how to love you, tell me how to hold you
Nasıl seni sevdiğimi söyle, sana nasıl sarılacağımı söyle
I’m-a get it right on the first try for you
Haklıyım, senin için ilk kez denedim
Cause you ain’t never had a woman like me
Çünkü sen hiç benim gibi bir kadına sahip olmamıştın
And you will never have another like me
Ve asla benim gibi başka birine sahip olmayacaksın
No, so I’mma give it to you baby
Hayır, bu yüzden sana vereceğim bebek

[Hook: Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet

[Rihanna]
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
I want it all night, give it to me baby
Bütün gece istiyorum, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
Give it to me baby, give it to me baby
Ver bana bebeğim, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
I want it all night, give it to me baby
Bütün gece istiyorum, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
Give it to me baby, give it to me baby
Ver bana bebeğim, ver bana bebeğim

[Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk talk that talk to me, yeah
Konuş benimle böyle konuş, evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk talk that talk to me, yeah
Konuş benimle böyle konuş, evet

*: Ressam Mark Rothko’dan bahsediyor
**:Bir tür balık

Whethan&Dua Lipa-High [50 Shades Freed Soundtrack](Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 12

Whethan&Dua Lipa-High [50 Shades Freed Soundtrack](Türkçe Çeviri)

You don’t have to be so cautious
Çok terbiyeli olmak zorunda değilsin

If you practice what you preach
Eğer söylemlerinden pratik yaparsan

Counting up the stacks on the counter
Tezgah üzerindeki yığınları say

A fucking (disease)
Bir lanet (hastalık)

Don’t ask me to be righteous
Bana doğrucu olmayı sorma

If you practice what you teach
Eğer eğitimlerinden pratik yaparsan

Counting all your blessings the second you’re down on your knees
Dizlerinin üzerine çökmüş ikinci kez tüm iyi dilekleri say

[Nakarat:Dua Lipa]
So why, why?
Öyleyse neden, neden?

Don’t we get a little high, high?
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz, yükseğe?

Dua Lipa
Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe

Keep my head under the water
Suyun altında kafamı tutuyorum

Pride buried in my chest
Gurur göğsüme gömüldü

Not counting all the minutes, the seconds
Tüm dakikaları saniyeleri saymadan

Not holdin’ my (breath)
(Nefesimi) tutmadan

Now sinking from the surface
Şimdi yüzeyden batıyor

Swimming in my lungs
Akciğerlerim yüzüyor

Losing all my vision, religion
Tüm görüşümü, dinimi kaybediyorum

I’m holding my tongue
Dilimi tutuyorum

So why, why?
Öyleyse neden, neden?

Don’t we get a little high, high?
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz, yükseğe?

Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe

Don’t want to pay attention to the writing on the wall
Duvardaki yazılara kulak vermek istemem

Painted with aggression, and dripping when you call
Kızgınlıkla boyanmış ve sen aradığında damlıyor

Not gonna learn my lesson
Dersimi almamam gerek

Am I running out of time?
Ben zamanın dışına mı koşuyorum?

So, why?
Öyleyse neden?

Why?
Neden?

Why?
Neden?

Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe