İngilizce Türkçe Sözlük







14 Mart 2021 Pazar

twocolors – Bloodstream (Türkçe Çeviri)

twocolors – Bloodstream (Türkçe Çeviri)

I feel it in my bloodstream like we’re still in love
It’s rushing through my body, I can’t get enough

Kan dolaşımımda hissediyorum hala aşıkmışız gibi
Vücuduma hücum ediyor, yetmiyor

I feel it in my bloodstream like we’re still in love
(Like we’re still in love, oh, we’re still in love)
It’s rushing through my body, I can’t get enough
(I can’t get enough, just can’t get enough)

Kan dolaşımımda hissediyorum hala aşıkmışız gibi
Vücuduma hücum ediyor, yetmiyor

I’m just going through a drug overdose
I can’t take it no more
I’m losing faith in the chemicals
Take me high when I’m low

Aşırı dozda ilaç alıyorum
Kaldıramıyorum
Kimyasallara inancımı yitiriyorum
Moralim bozukken, modumu yükseltin

I’m just going through a drug overdose
She got my heart on the floor
I’m not yours, not yours
I’m still going through withdrawal

Aşırı dozda ilaç alıyorum
Kaldıramıyorum
Kimyasallara inancımı yitiriyorum
Moralim bozukken, modumu yükseltin

No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no

hayır, hayır hayır

I feel it in my bloodstream like we’re still in love
It’s rushing through my body, I can’t get enough

Kan dolaşımımda hissediyorum hala aşıkmışız gibi
Vücuduma hücum ediyor, yetmiyor

I feel it in my bloodstream like we’re still in love
(Like we’re still in love, oh, we’re still in love)
It’s rushing through my body, I can’t get enough
(I can’t get enough, just can’t get enough)

Kan dolaşımımda hissediyorum hala aşıkmışız gibi
Vücuduma hücum ediyor, yetmiyor

I’m just going through a drug overdose
I can’t take it no more
I’m losing faith in the chemicals
Take me high when I’m low

Aşırı dozda ilaç alıyorum
Kaldıramıyorum
Kimyasallara inancımı yitiriyorum
Moralim bozukken, modumu yükseltin

I’m just going through a drug overdose
She got my heart on the floor
I’m not yours, not yours
I’m still going through withdrawal

Aşırı dozda ilaç alıyorum
Kalbimi yerle bir etti
Senin değilim ben
Çekiliyorum

No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no
No, no, no, no, no, no, no, no

hayır, hayır hayır

I wish I was getting high
I’m shouting, I feel alive
A feeling that’s deep inside
I’m not yours, not yours
I’m still going through withdrawal

Keşke moralim yükselse
Bağırıyorum, canlı hissediyorum
Derinlerde bir his var
Senin değilim ben
Çekiliyorum

No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours
No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours
No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours, not yours

hayır senin değilim
hayır
senin değilim
hayır
senin değilim

I’m still going through withdrawals
No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours
No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours
No, no, no, no, no, no, no, no
I’m not yours, not yours

çekiliyorum
hayır senin değilim
hayır
senin değilim
hayır
senin değilim

I’m still going through withdrawals
çekiliyorum

Illenium & Iann Dior – First Time (Türkçe Çeviri)

I know that we haven’t met but I know your vibe
Are we skipping a step? ‘Cause I really don’t mind
It’s like you’ve been in my bed a couple thousand times
Now we’re at it again, we’re at it again for the very first time

Tanışmadığımızı biliyorum ama tarzını biliyorum
adım mı atlıyoruz? çünkü umrumda değil
binlerce kere yatağıma girmişsin gibi sanki
yine aynı yerdeyiz, yeniden ama ilk kez

Hello, stranger
I don’t know your name but I recognize your energy
A breath-taker
You give me déjà vu, this is feeling like a memory, yeah

Merhaba, yabancı
ismini bilmiyorum ama enerjini tanıyorum
nefes kesici
deja vu yaşattın bana, anılarımdan bir an gibi

Your lips look so familiar
And I don’t know if this real or just the liquor
But this feeling is major
It might sound a little strange ’cause


dudakların çok tanıdık
gerçek mi yoksa likör mü bilmiyorum
ama çok baskın bir his
tuhaf gelebilir çünkü;

I know that we haven’t met but I know your vibe
Are we skipping a step? ‘Cause I really don’t mind
It’s like you’ve been in my bed a couple thousand times
Now we’re at it again, we’re at it again

Tanışmadığımızı biliyorum ama tarzını biliyorum
adım mı atlıyoruz? çünkü umrumda değil
binlerce kere yatağıma girmişsin gibi sanki
yine aynı yerdeyiz, yeniden ama ilk kez

I know that we haven’t met but I know your vibe
Are we skipping a step? ‘Cause I really don’t mind
It’s like you’ve been in my bed a couple thousand times
Now we’re at it again, we’re at it again for the very first time

Tanışmadığımızı biliyorum ama tarzını biliyorum
adım mı atlıyoruz? çünkü umrumda değil
binlerce kere yatağıma girmişsin gibi sanki
yine aynı yerdeyiz, yeniden ama ilk kez

For the very first time
For the very first time

lk kez
lk kez

Am I being cliché?
Saying that you’re probably from a dream I had
I will put you on replay
You’re the TV show marathon on all damn weekend

klişelik mi ediyorum
rüyadan fırlamış gibi olduğunu söylüyorum
tekrar oynatacağım seni
sıkıcı bir haftasonunda güzel bir Tv şovu gibisin

Babe, I can’t lie, it kinda creeps me out
How you say what’s on my mind before it leaves my mouth
Yeah, it’s hard for me to explain
I know it probably sounds strange

bebeğim yalan söyleyemem, bu beni korkutuyor
ağzımdan çıkmadan aklımda olanı söylüyorsun
açıklaması zor benim için
tuhaf geliyor biliyorum

I know that we haven’t met but I know your vibe
Are we skipping a step? ‘Cause I really don’t mind
It’s like you’ve been in my bed a couple thousand times
Now we’re at it again, we’re at it again

Tanışmadığımızı biliyorum ama tarzını biliyorum
adım mı atlıyoruz? çünkü umrumda değil
binlerce kere yatağıma girmişsin gibi sanki
yine aynı yerdeyiz, yeniden ama ilk kez

I know that we haven’t met but I know your vibe
Are we skipping a step? ‘Cause I really don’t mind
It’s like you’ve been in my bed a couple thousand times
Now we’re at it again, we’re at it again for the very first time

Tanışmadığımızı biliyorum ama tarzını biliyorum
adım mı atlıyoruz? çünkü umrumda değil
binlerce kere yatağıma girmişsin gibi sanki
yine aynı yerdeyiz, yeniden ama ilk kez

For the very first time
For the very first time
ilk kez
ilk kez

We’re at it again, we’re at it again
We’re at it again, again
For the very first time
yine aynı yerdeyiz,
yine aynı yerdeyiz,
ilk kez

We’re at it again, we’re at it again
We’re at it again, again

yine aynı yerdeyiz,
yine aynı yerdeyiz,

Ane Brun – You’ll Never Walk Alone İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

When you walk through a storm
– Bir fırtınada yürürken
Hold your head up high
– Başını yukarıda tut.
And don’t be afraid of the dark
– Ve karanlıktan korkma
At the end of a storm is a golden sky
– Bir fırtınanın sonunda altın bir gökyüzü var
And the sweet silver song of a lark
– Ve bir lark’ın tatlı Gümüş şarkısı

Walk on through the wind
– Rüzgarda yürü
Walk on through the rain
– Yağmurda yürü
Tho’ your dreams be tossed and blown
– Tho ‘ your dreams be tossed and blown
Walk on, walk on with hope in your heart
– Yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten
And you’ll never walk alone
– Ve asla yalnız yürümeyeceksin
You’ll never, ever walk alone
– Asla, asla walk alone

Walk on, walk on with hope in your heart
– Yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten yürekten
And you’ll never walk alone
– Ve asla yalnız yürümeyeceksin
You’ll never, ever walk alone
– Asla, asla walk alone

Jim Croce – I Got A Name İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Like the pine trees linin’ the windin’ road
– Çam ağaçları gibi rüzgarlı yol
I’ve got a name, I’ve got a name
– Bir adım var, bir adım var
Like the singin’ bird and the croakin’ toad
– Şarkı söyleyen kuş ve croakin ‘ kurbağa gibi
I’ve got a name, I’ve got a name
– Bir adım var, bir adım var

And I carry it with me like my daddy did
– Ve babamın yaptığı gibi yanımda taşıyorum.
But I’m livin’ the dream that he kept hid
– Ama sakladığı rüyayı yaşıyorum.

Movin’ me down the highway
– Beni otoyolda hareket ettiriyor
Rollin’ me down the highway
– Beni otoyolda yuvarla
Movin’ ahead so life won’t pass me by
– Hayat beni geçmesin diye ilerliyorum.

Like the north wind whistlin’ down the sky
– Gökyüzünde ıslık çalan Kuzey rüzgarı gibi
I’ve got a song, I’ve got a song
– Bir şarkım var, bir şarkım var
Like the whirlpool whirl and the baby’s cry
– Girdap koşuşturması ve bebeğin ağlaması gibi
I’ve got a song, I’ve got a song
– Bir şarkım var, bir şarkım var

And I carry it with me and I sing it loud
– Ve onu yanımda taşıyorum ve yüksek sesle söylüyorum
If it gets me nowhere, I’ll go there proud
– Eğer beni hiçbir yere götürmezse, oraya gururla gideceğim

Movin’ me down the highway
– Beni otoyolda hareket ettiriyor
Rollin’ me down the highway
– Beni otoyolda yuvarla
Movin’ ahead so life won’t pass me by
– Hayat beni geçmesin diye ilerliyorum.

And I’m gonna go there free
– Ve oraya bedava gideceğim.
Like the fool I am and I’ll always be
– Ben aptalım ve her zaman olacağım
I’ve got a dream, I’ve got a dream
– Bir hayalim var, bir hayalim var
They can change their minds but they can’t change me
– Fikirlerini değiştirebilirler ama beni değiştiremezler.
I’ve got a dream, I’ve got a dream
– Bir hayalim var, bir hayalim var

Oh, I know I could share it if you’d want me too
– Oh, o da beni ister miydin, bunu paylaşabileceğim biliyorum
If you’re going my way, I’ll go with you
– Eğer benim yoluma gidiyorsan, ben de seninle gelirim.
Movin’ me down the highway
– Beni otoyolda hareket ettiriyor
Rollin’ me down the highway
– Beni otoyolda yuvarla
Movin’ ahead so life won’t pass me by
– Hayat beni geçmesin diye ilerliyorum.
Movin’ me down the highway
– Beni otoyolda hareket ettiriyor
Rollin’ me down the highway
– Beni otoyolda yuvarla
Movin’ ahead so life won’t pass me by
– Hayat beni geçmesin diye ilerliyorum.

Zucchero – Baila (Sexy Thing) İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Baila, let me see you dance, babe
– Baila, dansını görmeme izin ver bebeğim.
Yeah
– Evet
Let me see you dance, babe
– Seni dans ederken göreyim bebeğim.
Come on
– Haydi

Adesso credo nei miracoli (yeah)
– Adesso credo nei miracoli (Evet)
In questa notte di tequila boom boom (yeah)
– Questa notte di tekila boom boom (Evet)
Sei cosa sexy cosa, sexy thing (evvai yeah)
– Sei cosa seksi cosa, seksi şey (evvai Evet)
Ti ho messo gli occhi addosso e lo sai, yeah
– Ti ho messo gli occhi addosso e lo sai, yeah

Che devi avere un caos dentro di te
– Che devi avere un caos dentro di te
Per far fiorire una stella che balla (yeah)
– Per far fiorire una stella che balla (Evet)
Inferno e paradiso dentro di te
– Inferno e paradiso dentro di te
La luna è un sole guarda come brilla
– La luna è un sole guarda gel brilla

Baby, the night is on fire
– Bebeğim, gece yanıyor.
Siamo fiamme nel cielo
– Siamo fiamme nel cielo
Lampi in mezzo al buio
– Mezzo al buio içinde Lampi
What you say, uh
– Ne diyorsun, uh

Baila (yeah)
– Baila (Evet)
Baila morena (yeah)
– Baila morena (Evet)
Sotto questa luna piena (yeah)
– Sotto questa Luna piena (Evet)
Under the moonlight (oh yoh)
– Ay ışığı altında (oh yoh)
Under the moonlight
– Ay ışığı altında

Vai chica, vai cocca, che mi sa, cocca
– Vai chica, vai cocca, che mi sa, cocca
Che questa sera qualche cosa ti tocca
– Che questa sera qualche cosa ti tocca
Ho un cuore d’oro, sai, il cuore di un santo (yeah)
– Ho un cuore D’Oro, sai, il cuore di un santo (Evet)
Per così poco me la merito tanto
– Per così poco me la merito tanto

Baby, the night is on fire
– Bebeğim, gece yanıyor.
Siamo fiamme nel cielo
– Siamo fiamme nel cielo
Scandalo nel buio
– Scandalo nel buio
What you say
– Ne diyorsun

Baila (yeah)
– Baila (Evet)
Baila morena (yeah)
– Baila morena (Evet)
Sotto questa luna piena (yeah)
– Sotto questa Luna piena (Evet)
Under the moonlight (c’mon, yeah)
– Ay ışığı altında (hadi, Evet)
Baila (yeah)
– Baila (Evet)
Under the moonlight (c’mon)
– Ay ışığı altında (hadi)
Sotto questa luna piena
– Sotto questa Luna piena
Baila morena (get it going, c’mon girl)
– Baila morena (devam et, hadi kızım)

Yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet
Yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet
Uhuhuhuh
– Uhuhuhuh
Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet
Oh yes set me free set me free
– Oh evet beni özgür bırak beni özgür bırak
Oh
– Ey
You got me hurtin’ so bad, so bad
– Beni çok kötü incittin, çok kötü
Oh
– Ey
Oh no no no no
– Oh hayır hayır hayır hayır
Oh
– Ey
I got to have it so bad
– Bunu ben yaşadım çok kötü
What you say
– Ne diyorsun
What you say
– Ne diyorsun

Baila (yeah)
– Baila (Evet)
Baila morena (yeah)
– Baila morena (Evet)
Sotto questa luna piena (one more time)
– Sotto questa Luna piena (bir kez daha)
Under the moonlight (yeah)
– Ay ışığı altında (Evet)

E baila (yeah)
– E baila (Evet)
Under the moonlight (yeah, c’mon girl)
– Ay ışığı altında (Evet, hadi kızım)
Sotto questa luna piena (yeah)
– Sotto questa Luna piena (Evet)
Baila morena (c’mon girl, c’mon)
– Baila morena (hadi kızım, hadi)
Sotto questa luna piena (uh yeah)
– Sotto questa Luna piena (Ah evet)
Sotto questa luna piena (yeah yeah)
– Sotto questa Luna piena (Evet Evet)
Sotto questa luna piena (yeah set me free yeah)
– Sotto questa luna piena (Evet beni serbest bırak Evet)
Under the moonlight
– Ay ışığı altında

Muoio
– Muoio

Lina Maly – Darf ich das behalten Almanca Sözleri Türkçe Anlamları

Bitte darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Behalt meine alten Träume
– Eski hayallerimi koru
Kannst sie verwalten, wie du willst
– Onları istediğiniz gibi yönetebilir misiniz
Halt die Welt in deiner Gewalt
– Dünyayı elinde tut
Aber nimm deine kalten Hände von meiner Hand
– Ama soğuk ellerini elimden Çek.

Ich geb’ dir meinen Verstand dafür
– Bunun için sana aklımı veriyorum.
Ich geb’ dir mein Wort
– Sana söz veriyorum.
Ich will für immer stumm sein
– Sonsuza kadar sessiz olmak istiyorum
Aber nimm das nicht fort von mir
– Ama bunu benden alma.
Ich weiß, du nimmst alles, was du willst, zu dir
– İstediğin her şeyi aldığını biliyorum.
Aber das hier bleibt hier
– Ama bu burada kalıyor.

Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich geb’ alles her
– Her şeyi veriyorum.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr als das
– Bundan başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?

Ich hab’s gefunden, zerknittert und scheu
– Buldum, buruşuk ve utangaç
Saß es zwischen zwei Stunden bevor alles neu war
– Her şey yeni olmadan önce iki saat arasında oturdu
Und zwischen zwei Blicken, zwei Schritten im Sand
– Ve iki bakış arasında, kumda iki adım
Fand ich’s in meiner Hand
– Elimde buldum.

Ich geb’ dir meinen Verstand dafür
– Bunun için sana aklımı veriyorum.
Ich geb’ dir mein Wort
– Sana söz veriyorum.
Ich will für immer stumm sein
– Sonsuza kadar sessiz olmak istiyorum
Aber nimm das nicht fort von mir
– Ama bunu benden alma.
Ich weiß, du nimmst alles, was du willst, zu dir
– İstediğin her şeyi aldığını biliyorum.
Aber das hier bleibt hier
– Ama bu burada kalıyor.

Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich geb’ alles her
– Her şeyi veriyorum.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr als das
– Bundan başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?

Ich hab’s gefunden, zerschunden und lahm
– Buldum, paramparça ve topal
Hab’ seine Wunden verbunden und jetzt ist es zahm
– Yaralarını sardım ve şimdi uysal
Siehst du, es findet den Weg nicht mehr
– Artık yolu bulamıyor.
Ich kann seine Sprache
– Onun dilini biliyorum.
Ich lauf’ hinter ihm her und dann läuft es mir nach
– Onun peşinden koşuyorum ve sonra beni takip ediyor
Und ich halt’ es geborgen in meiner Hand
– Ve onu güvende tutuyorum.
Schlaf’ bis zum Morgen mit dem Rücken zur Wand
– Sabaha kadar uyu, sırtını duvara yasla

Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich geb’ alles her
– Her şeyi veriyorum.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr als das
– Bundan başka bir şeye ihtiyacım yok.
Ich brauche nichts mehr
– Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Darf ich das behalten?
– Bu bende kalabilir mi?

Behalt meine alten Träume
– Eski hayallerimi koru
Kannst sie verwalten, wie du willst
– Onları istediğiniz gibi yönetebilir misiniz
Halt die Welt in deiner Gewalt
– Dünyayı elinde tut
Aber nimm deine kalten Hände von meiner Hand
– Ama soğuk ellerini elimden Çek.

Nimo & Luciano – BAD EYEZ Almanca Sözleri Türkçe Anlamları

Die Bitch ist von der Straat (okay, okay)
– Kaltak Straat’tan (tamam, tamam)
Die Pussy lässt die Finger nicht vom Cocaine (cocaine)
– Kedi parmaklarını kokain (kokain) bırakmaz)
Ist schon hart, ja, sie will dabei sein in dem Dope-Game (dope-game)
– Bu zor, Evet, uyuşturucu oyununda (uyuşturucu oyunu) yer almak istiyor)
Essen Grill Royal, Ekho, für Kobe (Kobe)
– Yemek Izgara Kraliyet, Ekho, Kobe için (Kobe)

Und Rosé
– Ve Rosé
(Okay) Double Cup red, hackedicht auf der Blockparty (blockparty)
– (Tamam) double Cup red, blockparty’de hackedicht (blockparty)
Rolle mit Karre von Daimler, G mein Traumwagen (daimler)
– Daimler tarafından araba ile rulo, G benim rüya araba (daimler)
Nicht alles ist Geld, nein, Amigo
– Her şey para değil, Hayır, Amigo

Ich hab’ die Aura (yeah, und Dior an)
– Aura’m var (Evet, ve Dior an)
Du weißt, worauf sie steht (Worauf sie steht)
– Ne hakkında olduğunu biliyorsun (ne hakkında olduğunu)
(G-G-G-G-G-G-) G-Wagon (ja, Schmuck von Cartier)
– (G-G-G-G-G-G-G-G -) G-Wagon (Evet, Cartier’den mücevherler)
(Die Nase voller Schnee)
– (Kar dolu burun)
(Yayo, Lou-Lou-Lou-Lou-Lou-) Louis Vuitton
– (Yayo, Lou-Lou-Lou-Lou-Lou-) Louis Vuitton
Ihrе AP finanziert (ladies.de)
– AP tarafından finanse edilen (ladies.de)

Vollgold, viеr Uhr, Hotel Jumeirah
– Tam altın, saat dört, Hotel Jumeirah
Porsche 911, leb’ schnell
– Porsche 911, hızlı yaşa
Hennessy, leb’ schnell
– Hennessy, çabuk yaşa.
Hennessy, leb’ schnell
– Hennessy, çabuk yaşa.
Hennessy, leb’ schnell
– Hennessy, çabuk yaşa.

Die Bitch ist von der Straat
– Orospu Straat olduğunu
808 Bass knallt (grr)
– Grr) 808 bas patlama)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay, grr)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam, grr)
Too many bad eyes wegen Cash (yeah, okay, okay, okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (Evet, tamam, tamam, tamam, tamam)

Pull-up im Rolls-Royce Cullinan
– Rolls-Royce Cullinan Pull-up
Modus, ich bretter’ wie’n Hooligan
– Mod, Ben bir Holigan gibi
Kopf ist kaputt, besser hol mir dein’n Couseng ran (pow)
– Kafa kırıldı, bana Kuzenini getirsen iyi olur (pow)
FaceTime im schwarz-matten Huracán
– Siyah FaceTime-Mat Huracán

Oversea-Bitches mit Haken auf Instagram (mwah)
– Mwah) instagram kanca ile Yurtdışı Orospular)
Popp’ Bootles im White Club
– Beyaz kulüpte Popp ‘ Bootles
VVS-Stein rosé, heute reich, lan (rich)
– VVS – taş gül, bugün zengin, lan (zengin)
Wie du siehst, flossy (yay)
– Gördüğünüz gibi, flossy (yay)

Gyal, guck, die Diamonds sind flossy
– Gyal, bak, elmaslar flossy
Shake dein’n Butt ganze Nacht lang, Thot
– Bütün gece kıçını salla, bir
Tisch voll G’s, doch es wird charmant
– Masa G’lerle dolu, ama büyüleyici olacak
Heh, Jumeirah (wow)
– Hey, Jumeirah (vay canına)

Guck mal, ich chill’ in Jumeirah (Guck mal)
– Bak, jumeirah’da serinliyorum (bak)
Gästeliste plus zehn (yay)
– Konuk listesi artı on (yay)
Alles Ladys, die mitgeh’n, heh (yeah, huh)
– Tüm Bayanlar birlikte gidiyor, heh (Evet, huh)
Eyes so bad und sie will mich seh’n, ah (oh my God)
– Gözler çok kötü ve beni görmek istiyor, Ah (Aman Tanrım)
Bis in den Tag, denn sie will nicht geh’n, ja (ja, haha)
– Güne kadar, çünkü gitmek istemiyor, Evet (Evet, haha)
Eyes so bad und sie will mich seh’n, ah (mwah)
– Gözler çok kötü ve beni görmek istiyor, ah (mwah)

Bis in den Tag, denn sie will nicht geh’n
– Güne kadar, çünkü gitmek istemiyor.
808 Bass knallt (okay)
– 808 bas patlama (Tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay, okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam, tamam, tamam)

Roll’ im G-Wagon, deine Straße bebt (brabus)
– G Vagonunda yuvarlan, yolun titriyor (brabus)
Pisser, hol mir dein’n Couseng
– Orospu çocuğu, bana Kuzenini getir.
Ma seh’n, wie du dann noch redest (pisser, geh)
– O zaman hala nasıl konuştuğunu gör (pisser, git)

Deutsche Rapper sind Pussys, frag’ mich, wo besser bläst (buh-buh)
– Alman rapçiler Pussys, nerede daha iyi darbeler (boo-boo) sor)
Du bist kein Rapper, ne, Ekho, du bist ‘ne Rapperin
– Sen rapçi değilsin.
(Double Cup, Double Cup, Double Cup, D-D-D-)
– (Çift Fincan, Çift Fincan, Çift Fincan, D-D-D-)
Double Cup red, hackedicht auf der Blockparty (okay)
– Çift fincan kırmızı, blok partide hackedicht (Tamam)

Schrei’ so wie Lil Jon
– Lil Jon gibi ağla
Aber bin stoned, so wie Bob Marley (oh shit, fuck)
– Ama Bob Marley gibi sarhoş oldum (oh kahretsin, siktir et)
Deutsche Rapper sind TikTok-Bläser, neidische Mitläufer
– Alman rapçiler Tiktok-rüzgar, Kıskanç yoldaşlar
Ekho, ich scheiß’ auf deine Release-Woche
– Ekho, serbest bırakma Haftanı siktir et.

808 Bass knallt
– 808 bas patlama
G-Wagon Panzer
– G-Vagon Tankı
Roli ist iced-out
– Roli buzlu
Ich glaub’
– Sanırım
808s, Emirates, Holiday everyday
– 808s, Emirates, her gün tatil
Everyday, everyday
– Her gün, her gün

Die Bitch ist von der Straat
– Orospu Straat olduğunu
808 Bass knallt
– 808 bas patlama
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)
Too many bad eyes wegen Cash (okay, okay)
– Nakit yüzünden çok fazla kötü göz (tamam, tamam)