İngilizce Türkçe Sözlük







28 Mayıs 2021 Cuma

My Chemical Romance – Dead! Türkçe Çeviri ve Sözleri

Yeah
And if your heart stops beating
I’ll be here wondering
Did you get what you deserve?
The ending of your life

Evet
Ve eğer kalbin atmayı bırakırsa
Burada merak ediyor olacağım
Hak ettiğini elde ettin mi?
Hayatının sonu

And if you get to heaven
I’ll be here waiting, babe
Did you get what you deserve?
The end, and if your life won’t wait
Then your heart can’t take this

Ve eğer cennete gidersen
Burada bekliyor olacağım, bebeğim
Hak ettiğini elde ettin mi?
Son, ve eğer hayat beklemezse
O zaman kalbin bunu kaldıramaz

Have you heard the news that you’re dead?
No one ever had much nice to say
I think they never liked you anyway
Oh, take me from the hospital bed
Wouldn’t it be grand? It ain’t exactly what you planned
And wouldn’t it be great if we were dead?
Oh, dead

Ölü olduğun haberlerini duydun mu?
Kimsenin söyleyecek güzel bir sözü yokmuş
Sanırım senden hiç bir zaman hoşlanmadılar
Ah, beni hastane yatağından kaldır
Harika olmaz mıydı? Bu tam olarak planladığın şey değil
Ve eğer ölü olsaydık bu muhteşem olmaz mıydı?
Ah, ölü

Tongue-tied and, oh, so squeamish
You never fell in love
Did you get what you deserve?
The ending of your life

Dilin tutulmuş, ah, ne kadar alıngan
Hiç aşık olmadın
Hak ettiğini elde ettin mi?
Hayatının sonu

And if you get to heaven
I’ll be here waiting, babe
Did you get what you deserve?
The end, and if your life won’t wait
Then your heart can’t take this

Ve eğer cennete gidersen
Burada bekliyor olacağım, bebeğim
Hak ettiğini elde ettin mi?
Son, ve eğer hayat beklemezse
O zaman kalbin bunu kaldıramaz

Have you heard the news that you’re dead?
No one ever had much nice to say
I think they never liked you anyway
Oh, take me from the hospital bed
Wouldn’t it be grand to take a pistol by the hand?
And wouldn’t it be great if we were dead?

Ölü olduğun haberlerini duydun mu?
Kimsenin söyleyecek güzel bir sözü yokmuş
Sanırım senden hiç bir zaman hoşlanmadılar
Ah, beni hastane yatağımdan kaldır
Elinden bir tabanca almak muhteşem olmaz mıydı?
Ve ölü olsaydık harika olmaz mıydı?

And in my honest observation
During this operation
Found a complication in your heart
So long
‘Cause now you’ve got (now you’ve got)
Maybe just two weeks to live
Is that the most the both of you can give?

Ve benim dürüst gözlemimce
Bu operasyon sırasında
Kalbinde bir karışıklık bulundu
Çok uzun
Çünkü şimdi yaşamak için (Çünkü şimdi)
Belki de iki haftan kaldı
İkinizin verebileceğinin en fazlası bu mu?

One, two, one, two, three, four
La, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la
Well come on
La, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la
La, la, la, la, la, la, la

La la la la la!
La la la la la!
La la la la la la!
Hadi ama!
La la la la la!
La la la la la!
La la la la la la!

if life ain’t just a joke
Then why are we laughing?
(La la la la la!La la la la la!La la la la la la!)3x
if life ain’t a joke then why am I dead?
Dead!

Eğer hayat sadece bir şaka değilse,
O zaman neden gülüyoruz?
(La la la la la!
La la la la la!
La la la la la la!)
3x
Eğer hayat bir şaka değilse ben neden ölüyüm?
Ölü!

My Chemical Romance – The End. Türkçe Çeviri

Now, come one, come all to this tragic affair
Wipe off that makeup, what’s in is despair
So throw on the black dress, mix in with the lot
You might wake up and notice you’re someone you’re not
If you look in the mirror and don’t like what you see
You can find out, first hand, what it’s like to be me
So gather ’round, piggies, and kiss this goodbye
I’d encourage your smiles, I’ll expect you won’t cry

Şimdi, haydi gel, tüm bu trajik meseleye
Makyajını sil, çaresizlik içindeki
O yüzden siyah elbiseni fırlat at, çok karıştırılan
Uyanıp olmadığın birine dönüştüğünü fark edebilirsin
Eğer aynaya baktığında gördüğünü beğenmiyorsan
Benim gibi olmak nasılmış ilk elden deneyimleyebilirsin
O zaman toplanın, domuzcuklar, ve veda öpücüğü ver
Gülücüklerini desteklerdim, ağlamamanı beklerim

Another contusion, my funeral jag
Here’s my resignation, I’ll serve it in drag
You’ve got front row seats to the penitence ball
When I grow up, I want to be nothing at all!

Çürüdükten sonra, cenaze torbasında
İşte istifam, sürükleyerek teslim edeceğim
Tövbe töreninde ön sıraları kapmışsın
Büyüdüğüm zaman, hiç bir şey olmak istemiyorum!

I said yeah, yeah!
I said yeah, yeah!

Evet dedim, evet!
Evet dedim, evet!

Come on, come on, come on, I said
Save me! (Get me the hell out of here)
Save me! (Too young to die and, my dear)
You can’t! (If you can hear me, just)
Save me! (Walk away)

Haydi , haydi, haydi, dedim ki
Kurtar beni! (Beni bu cehennemden çıkart)
Kurtar beni! (Ölmek için çok gencim, canım)
Yapamazsın! (Eğer beni duyuyorsan, sadece)
Kurtar beni! (Uzaklaş)

awfultune – Bye Ily Türkçe Çeviri

[Intro]
Self love

[Intro]
Öz sevgi

[Verse 1]
I love myself, no one’s love could ever compete
I hold myself down, I don’t need your cheap treat
Yeah, I can’t fit in pretty skirts
But I’m so pretty that it hurts
And when I start to flirt I’ll have these boys on their knees
I don’t need nobody
I’m worth more than just my body and that’s the tea

[Verse 1]
Kendimi seviyorum, başka kimsenin sevgisi yarışamaz bile
Kendimi tutuyorum, senin ucuz muamelene ihtiyacım yok
Evet, güzel eteklere sığmıyorum
Ama o kadar güzelim ki bu acıtıyor
Ve flört etmeye başladığım zaman bu çocuklara diz çöktüreceğim
Kimseye ihtiyacım yok
Bedenimden daha fazlasıyım ve olay bu

[Chorus]
I gotta say bye
I love you ’cause I know you don’t love me
These art form is not up to you
I am a masterpiece
It doesn’t matter if I’m fat
Or if I’m stick-thin skinny
I gotta say bye
I love you ’cause I know that you can’t handle me
Yeah, I know that you can’t handle me

[Chorus]
Görüşürüz demem gerekiyor
Seni seviyorum çünkü beni sevmediğini biliyorum
Bu sanat tarzı sana kalmış bir şey değil
Ben bir sanat eseriyim
Şişman olmam fark etmez
Ya da çubuk kadar zayıf olmam
Görüşürüz demem gerekiyor
Seni seviyorum çünkü benimle baş edemeyeceğini biliyorum
Evet, benimle baş edemeyeceğini biliyorum

[Post-Chorus]
Ooh, ooh (Woo!)
Ooh, ooh (Woo!)
Ooh, ooh (Woo!)
Ooh, ooh (Woo!)

[Verse 2]
I get what I want when I want it
I don’t ever have to tease
I’ll buy a drink for myself if I want it
I don’t ever say please
And even with a moustache on my face
I turn heads in this whole place
‘Cause my beauty kills like it’s a fucking deadly disease
I feel real cute today
I wanna see you try to take that away from me (Ooh)

[Verse 2]
Neyi ne zaman istesem elde ederim
Hiç bir zaman sataşmama gerek yok
Eğer istersem kendi içeceğimi kendim alırım
Asla lütfen demem
Ve suratımda bıyık olsa bile
Bu mekandaki tüm yüzleri kendime çeviriyorum
Çünkü güzelliğim lanet bir ölümcül hastalık gibi öldürüyor
Bugün gerçekten çok güzel hissediyorum
Bunu benden almaya çalıştığını görmek isterim (Ooh)

[Chorus]
I gotta say bye
I love you ’cause I know you don’t love me
These art form is not up to you
I am a masterpiece
It doesn’t matter if I’m fat
Or if I’m stick-thin skinny
I gotta say bye
I love you ’cause I know that you can’t handle me
Yeah, I know that you can’t handle me

[Chorus]
Görüşürüz demem gerekiyor
Seni seviyorum çünkü beni sevmediğini biliyorum
Bu sanat tarzı sana göre değil
Ben bir sanat eseriyim
Şişman olmam fark etmez
Ya da çubuk kadar zayıf olmam
Görüşürüz demem gerekiyor
Seni seviyorum çünkü benimle baş edemeyeceğini biliyorum
Evet, benimle baş edemeyeceğini biliyorum

Lil Uzi Vert & Quavo & Travis Scott – Go Off İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet
Yeah, yeah, yeah (yeah)
– Evet, Evet, Evet (Evet)
Yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet

One more ride (ride) one more race (ride)
– Bir daha binmek (binmek) bir daha yarış (binmek)
We go all out, we don’t play
– Elimizden geleni yapıyoruz, oynamıyoruz.
One more ride, one more race
– Bir yolculuk daha, bir yarış daha
We don’t slow down, ain’t no brakes
– Yavaşlamıyoruz, fren yok
I’ma go off (yeah) I’ma ride tonight (yeah)
– Ben gidiyorum (evet) bu gece bineceğim (Evet)
It don’t matter what we face
– Ne ile karşı karşıya olduğumuz önemli değil
I’ma go off (I’ma ride tonight)
– I’ma go off (I’ma ride tonight)
I’m the master of my fate
– Ben kaderimin efendisiyim.
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I gotta go now
– Şimdi gitmem lazım

Taking off and I’m riding on the road now
– Kalkıyorum ve şimdi yola çıkıyorum
Hit the gas, no brakes, gotta go now
– Gaza bas, fren yok, şimdi gitmeliyim
Put my life on the line, yeah it’s on me
– Hayatımı tehlikeye at, Evet benim üzerimde
Blood rushing through my veins, no IV
– Damarlarımda kan akıyor, serum yok
Ride, switching lanes, you can’t stop me
– Binmek, şerit değiştirmek, beni durduramazsın
You can smell the propane when you pass me (propane)
– Beni geçtiğinde propanın kokusunu alabilirsin (propan)
Ride for the gang because I’m the chief (gang gang)
– Çete için binmek çünkü ben şefim (çete çetesi)
Helicopter hovering, it’s high speed
– Helikopter gezinip, yüksek hız
Chase, drive, straight
– Kovalamaca, sürücü, düz
I’mma, race, to the, cake
– Ben, yarış, için, kek
Flame, on it, no chain, on me
– Alev, üzerinde, zincir yok, üzerimde
All of, us, became, homies
– Hepimiz Kanka olduk.

One more ride (ride) one more race (race)
– Bir daha binmek (binmek) bir daha yarış (yarış)
We go all out, we don’t play
– Elimizden geleni yapıyoruz, oynamıyoruz.
One more ride, one more race
– Bir yolculuk daha, bir yarış daha
We don’t slow down, ain’t no brakes
– Yavaşlamıyoruz, fren yok
I’ma go off (yeah) I’ma ride tonight (yeah)
– Ben gidiyorum (evet) bu gece bineceğim (Evet)
It don’t matter what we face
– Ne ile karşı karşıya olduğumuz önemli değil
I’ma go off (I’ma ride tonight)
– I’ma go off (I’ma ride tonight)
I’m the master of my fate
– Ben kaderimin efendisiyim.
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I gotta go now
– Şimdi gitmem lazım

Nine-nine, nine-nine (yeah)
– Dokuz-dokuz, dokuz-dokuz (Evet)
You’re rocking with the ether child in overdrive
– Eter çocuğuyla aşırı hızda sallanıyorsun
Yeah yeah, I-5 to I-9
– Evet evet, I-5’ten I-9’a
We go all niiiiight, yeah (straight up!)
– Biz tüm niiiiight gitmek, Evet (düz Yukarı!)
Double 0 speed, double 0 Chevy
– Çift 0 hız, çift 0 Chevy
I hit the fourth gear, hope I don’t drift
– Dördüncü vitese geçtim, umarım sürüklenmem
Souped up cars all around me
– Etrafımdaki arabaları çorbaladı
Hot-boxing at a high speed
– Yüksek hızda sıcak boks
One lane driving
– Tek şeritli sürüş
Bad thing beside me
– Yanımda kötü bir şey
One more time on the road (it’s lit)
– Yolda bir kez daha (yanıyor)
One more time ‘fore we go
– Bir kez daha gidiyoruz

One more ride (ride) one more race (race)
– Bir daha binmek (binmek) bir daha yarış (yarış)
We go all out, we don’t play
– Elimizden geleni yapıyoruz, oynamıyoruz.
One more ride, one more race
– Bir yolculuk daha, bir yarış daha
We don’t slow down, ain’t no brakes
– Yavaşlamıyoruz, fren yok
I’ma go off (yeah) I’ma ride tonight (yeah)
– Ben gidiyorum (evet) bu gece bineceğim (Evet)
It don’t matter what we face
– Ne ile karşı karşıya olduğumuz önemli değil
I’ma go off (I’ma ride tonight)
– I’ma go off (I’ma ride tonight)
I’m the master of my fate
– Ben kaderimin efendisiyim.
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I gotta go now
– Şimdi gitmem lazım

Gotta go now, gotta go
– Şimdi gitmeliyim, gitmeliyim
Swervin’ in my whip can’t slow down
– Benim kırbaç Swervin ‘ yavaşlatmak olamaz
Driving fancy cars, boy I’m on the road now
– Süslü arabalar sürüyorum, oğlum şimdi yoldayım
Automatic start, my Vic take a code now
– Otomatik başlatma, Kurbanım şimdi bir kod al
Yeah, rockstar, heavy metal, no guitar
– Evet, rock yıldızı, heavy metal, gitar yok
Why you pay so much for your Nissan? Because it’s GTR
– Nissan’ınız için neden bu kadar çok para ödüyorsunuz? Çünkü bu GTR
First I shift it, click it, burning rubber like I’m moving dark
– Önce onu kaydırıyorum, tıklıyorum, karanlık hareket ediyormuş gibi lastik yakıyorum
Drive at night, I chop my top so I can relate to the stars
– Geceleri araba, benim ilk uçurduğum yani yıldızlar bilirim
Yeah, relate to the stars
– Evet, yıldızlarla ilgili
I’ma race you for a pink slip
– Pembe bir kayma için yarışacağım
I got nitrous in my car so tell me what you thinkin’
– Arabamda nitro var, bana ne düşündüğünü söyle.
My adrenaline start pumpin’ so I been stopped blinkin’
– Adrenalinim yükselmeye başladı, bu yüzden göz kırpmayı bıraktım.

One more ride (ride) one more race (race)
– Bir daha binmek (binmek) bir daha yarış (yarış)
We go all out, we don’t play
– Elimizden geleni yapıyoruz, oynamıyoruz.
One more ride, one more race
– Bir yolculuk daha, bir yarış daha
We don’t slow down, ain’t no brakes
– Yavaşlamıyoruz, fren yok
I’ma go off (yeah) I’ma ride tonight (yeah)
– Ben gidiyorum (evet) bu gece bineceğim (Evet)
It don’t matter what we face
– Ne ile karşı karşıya olduğumuz önemli değil
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I’ma go off (I’ma go off)
– I’ma go off (I’ma go off)
I gotta go now
– Şimdi gitmem lazım

KeBlack – Complètement Sonné Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Peace and love, qu’est-ce qu’ils attendent?
– Barış ve sevgi, ne bekliyorlar?
J’pense qu’ils veulent m’atteindre
– Sanırım bana ulaşmak istiyorlar.
Rampent comme un serpent
– Bir yılan gibi sürün
Suceur de sang un peu comme Satan
– Şeytan gibi biraz kan emici

Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle me dit je t’aime mais j’suis sonné
– Seni sevdiğimi söylüyor ama sesim geliyor.
Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle pense au mariage mais j’suis sonné
– Evliliği düşünüyor ama sesim geliyor.
Mamamamamama
– Mamamama
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı

Elle voudrait m’emprisonné
– Beni hapse atmak istiyor.
Ou, ou peut-être m’empoisonner
– Ya da belki beni zehirle
Ah, entourés de traître on est
– Hainlerle çevriliyiz.
Faut savoir sur qui tu pointes ton pistolet
– Silahını kime doğrulttuğunu bilmelisin.
Pris dans un engrenage
– Bir viteste yakalandı
Tout va trop vite pour moi, oui Angela
– Her şey benim için çok hızlı gidiyor, Evet Angela
Non fais pas genre
– Hayır sevmiyorum
Angela
– Angela

Peace and love, qu’est-ce qu’ils attendent?
– Barış ve sevgi, ne bekliyorlar?
J’pense qu’ils veulent m’atteindre
– Sanırım bana ulaşmak istiyorlar.
Rampent comme un serpent
– Bir yılan gibi sürün
Suceur de sang un peu comme Satan
– Şeytan gibi biraz kan emici

Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle me dit je t’aime mais j’suis sonné
– Seni sevdiğimi söylüyor ama sesim geliyor.
Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle pense au mariage mais j’suis sonné
– Evliliği düşünüyor ama sesim geliyor.
Mamamamamama
– Mamamama
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı

Mon cœur est sous scellé
– Kalbim mühürlendi
Donc ma relation est sur la sellette
– Yani ilişkim sıcak koltukta
N’est-ce pas?
– Doğru mu?
Elles nous portent l’œil
– Bize göz getiriyorlar
Pourquoi tes copines veulent s’en mêler
– Kız arkadaşların neden bu işe karışmak istiyor
Je ne veux pas que tu penses tout ça sur moi
– Tüm bunları benim hakkımda düşünmeni istemiyorum.
Tu m’aimes ou pas? Oui mais parfois j’doute de toi
– Benden hoşlanıyor musun, hoşlanmıyor musun? Evet ama bazen senden şüpheliyim.

Peace and love, qu’est-ce qu’ils attendent?
– Barış ve sevgi, ne bekliyorlar?
J’pense qu’ils veulent m’atteindre
– Sanırım bana ulaşmak istiyorlar.
Rampent comme un serpent
– Bir yılan gibi sürün
Suceur de sang un peu comme Satan
– Şeytan gibi biraz kan emici

Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle me dit je t’aime mais j’suis sonné
– Seni sevdiğimi söylüyor ama sesim geliyor.
Complètement sonné
– Tamamen geliyordu
Elle voudrait qu’on le fasse mais j’suis sonné
– Bunu yapmamızı istiyor ama vuruldum.
Ah complètement sonné
– Ah tamamen çaldı
Elle pense au mariage mais j’suis sonné
– Evliliği düşünüyor ama sesim geliyor.
Mamamamamama
– Mamamama
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı

Mamamamamama
– Mamamama
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Mamamamamama sonné
– Mamamama çaldı
Sonné, sonné, sonné, sonné
– Çaldı, çaldı, çaldı, çaldı

Yanns – En détresse Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Oh, dis-moi tout
– Oh, bana her şeyi anlat
Oh, dis-moi tout
– Oh, bana her şeyi anlat
De toi je veux tout savoir
– Senden her şeyi bilmek istiyorum
Oh, dis-moi tout
– Oh, bana her şeyi anlat

Depuis que je t’ai croisée, ton visage j’peux plus l’effacer
– Seni geçtim yana, onu silemez ne bir yüz ne de ben senin
J’aimerais enterrer ton ex parce que le passé c’est l’passé
– Eski sevgilini gömmek istiyorum çünkü geçmiş geçmişte kaldı.
S’il veut faire la course, j’vais franchir la ligne d’arrivé
– Eğer yarışmak istiyorsa, bitiş çizgisini geçeceğim
Si ton cœur a calé, j’te donne le mien pour l’dépasser
– Kalbin durduysa, onu sollamak için benimkini veririm
J’pense à toi tous les jours et même le matin au réveil
– Her gün ve hatta sabah uyandığımda seni düşünüyorum
Et pour m’endormir, j’repense à tes bisous d’la veille
– Ve uykuya dalmak için, önceki günden öpücüklerine geri dönmeyi düşünüyorum
Faut qu’tu te fasses à l’idée que t’es dans mes rêve, dans mes pensées
– Rüyalarımda, düşüncelerimde olduğun fikrine ulaşmalısın.
Ah depuis que j’t’ai croisée, ton visage j’peux plus l’effacer
– Ah, seni geçtiğimden beri, yüzünü artık silemiyorum
J’veux pas que tu me parles de lui, j’préfère quand tu me parles de toi
– Benimle onun hakkında konuşmanı istemiyorum, benimle senin hakkında konuşmanı tercih ederim
J’veux connaître toute ta vie, s’il t’a fait du mal dis-moi (oh, dis-le-moi)
– Tüm hayatını bilmek istiyorum, Eğer seni incitirse söyle bana (oh, söyle bana)

Oh dis-moi tout, de toi je veux tout savoir (tout savoir)
– Oh bana her şeyi söyle, senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum (her şeyi biliyorum)
Oh dis-moi tout, j’me perds dans ton regard (dans ton regard)
– Oh bana her şeyi söyle, bakışlarında kayboldum (bakışlarında)
Oh faut pas que tu me laisses (nan), oh faut pas que tu me laisses
– Oh beni terk etmek zorunda değilsin (hayır), oh beni terk etmek zorunda değilsin
De toi je suis en détresse, oh faut pas que tu me laisses (faut pas que tu me laisses)
– Senden başım dertte, oh beni terk etmemelisin (beni terk etmemelisin)

Oublions le temps, faisons d’notre vie un rêve
– Zamanı unutalım, hayatımızı bir rüya yapalım
Jetons-nous dedans, peu importe si ça nous crève
– Bizi öldürürse öldürsün, kendimizi içeri atalım
J’veux me barrer au soleil, oublier ma vie, mes problèmes
– Güneşte durmak, hayatımı, sorunlarımı unutmak istiyorum
Oh faut pas que tu m’laisses, de toi je suis en détresse
– Oh beni bırakma, senden başım dertte

J’aime pas trop quand tu te fais belle, quand tu t’affiches sur TikTok
– Tiktok’ta yayınladığınızda güzel göründüğünüzde çok fazla sevmiyorum
J’aime pas quand tu me laisses seul le soir pour sortir avec tes potes (avec tes potes)
– Arkadaşlarınla (arkadaşlarınla) dışarı çıkmak için geceleri beni yalnız bırakmanı sevmiyorum)
Oh j’t’aime à mort (oh je t’aime à mort), ça fallait que je te le dise
– Oh seni ölümüne seviyorum (oh seni ölümüne seviyorum), sana söylemek zorundaydım
J’aime avoir raison quand t’as tort, ça c’est ma devise (c’est ma devise)
– Yanıldığın zaman haklı olmayı seviyorum, bu benim sloganım (bu benim sloganım)
Tes copine m’ont dans le viseur parce que moi c’est toi qu’je vise (c’est toi que je vise)
– Kız arkadaşların vizörde bana sahipler çünkü ben nişan alıyorum (nişan alıyorum)
Méfions-nous des gens, car le bonheur attire les jaloux
– İnsanlara karşı dikkatli olalım, çünkü mutluluk kıskançları cezbeder
À moi tu peux tout me dire, en tout cas moi j’te dirai tout
– Bana her şeyi anlatabilirsin, her durumda sana her şeyi anlatacağım
J’aime avoir raison quand t’as tort, ça c’est ma devise (c’est ma devise)
– Yanıldığın zaman haklı olmayı seviyorum, bu benim sloganım (bu benim sloganım)
Tes copine m’ont dans le viseur parce que moi c’est toi qu’je vise
– Kız arkadaşların beni vizörde tutuyor çünkü seni hedefliyorum
À moi tu peux tout me dire, en tous cas moi j’te dirai tout (tout)
– Bana her şeyi anlatabilirsin, her durumda sana her şeyi anlatacağım (hepsi)

Oh dis-moi tout, de toi je veux tout savoir (tout savoir)
– Oh bana her şeyi söyle, senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum (her şeyi biliyorum)
Oh dis-moi tout, j’me perds dans ton regard (dans ton regard)
– Oh bana her şeyi söyle, bakışlarında kayboldum (bakışlarında)
Oh faut pas que tu me laisses (nan), oh faut pas que tu me laisses
– Oh beni terk etmek zorunda değilsin (hayır), oh beni terk etmek zorunda değilsin
De toi je suis en détresse, oh faut pas que tu me laisses (faut pas que tu me laisses)
– Senden başım dertte, oh beni terk etmemelisin (beni terk etmemelisin)

Oublions le temps, faisons d’notre vie un rêve (un rêve)
– Zamanı unutalım, hayatımızı bir rüya yapalım (bir rüya)
Jetons nous dedans, peu importe si ça nous crève (si ça nous crève)
– (Her ne pahasına olursa olsun her ne pahasına olursa olsun, ne olursa olsun kendimizi atalım)
J’veux m’barrer au soleil, oublier ma vie, mes problèmes
– Güneşte kalmak, hayatımı, sorunlarımı unutmak istiyorum
Oh faut pas que tu m’laisses, de toi je suis en détresse
– Oh beni bırakma, senden başım dertte

Non, faut pas qu’tu m’laisses
– Hayır, beni bırakmak zorunda değilsin.
Non, faut pas qu’tu m’laisses
– Hayır, beni bırakmak zorunda değilsin.
De toi je suis en détresse
– Senden başım dertte
Non, faut pas qu’tu m’laisses
– Hayır, beni bırakmak zorunda değilsin.

Dutch Disorder – Heroine Fransızca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Choisir la vie
– Hayat seçimi
Choisir un boulot
– Bir iş seçin
Choisir une carrière
– Bir kariyer seçin
Choisir une famille
– Bir aile seçin
Choisir une putain de télé à la con
– Assfucking bir TV seçimi
Choisir des machines à laver, des bagnoles
– Çamaşır makineleri, arabalar seçimi
Des platines laser
– Lazer pikaplar
Des ouvre-boîtes électroniques
– Elektronik konserve açacakları
Choisir de pourrir à l’hospice
– Darülacezede çürümeyi seçme
Et de finir en se pissant dessus dans la misère
– Ve sonunda kendini sefalet içinde işiyor
En réalisant qu’on fait honte aux enfants niqués de la tête
– Çocukların kafalarıyla utandığını fark etmek
Qu’on a pondu pour qu’ils prennent le relais
– Biz onları ele geçirmek için koydu

Choisir son avenir, choisir la vie
– Geleceğini seçmek, hayatı seçmek
J’ai choisi de pas choisir la vie
– Hayatı seçmemeyi seçtim
J’ai choisi autre chose
– Başka bir şey seçtim
Les raisons? Y a pas de raisons
– Bu sebep? Bunun için bir sebep yok
On a pas besoin de raisons quand on a l’héroïne
– Eroin varken nedenlere ihtiyacımız yok.

J’ai choisi de pas choisir la vie
– Hayatı seçmemeyi seçtim
J’ai choisi autre chose
– Başka bir şey seçtim
Les raisons? Y a pas de raisons
– Bu sebep? Bunun için bir sebep yok
On n’a pas besoin de raisons quand on a l’héroïne
– Eroin varken nedenlere ihtiyacımız yok.
On n’a pas besoin de raisons quand on a l’héroïne
– Eroin varken nedenlere ihtiyacımız yok.

Choisir son avenir, choisir la vie
– Geleceğini seçmek, hayatı seçmek
On n’a pas besoin de raisons quand on a l’héroïne
– Eroin varken nedenlere ihtiyacımız yok.

Choisir la vie
– Hayat seçimi
Choisir un boulot
– Bir iş seçin
Choisir une carrière
– Bir kariyer seçin
Choisir une famille
– Bir aile seçin
Choisir une putain de télé à la con
– Assfucking bir TV seçimi
Choisir des machines à laver, des bagnoles
– Çamaşır makineleri, arabalar seçimi
Des platines laser
– Lazer pikaplar
Des ouvre-boîtes électroniques
– Elektronik konserve açacakları

Choisir de pourrir à l’hospice
– Darülacezede çürümeyi seçme
Et de finir en se pissant dessus dans la misère
– Ve sonunda kendini sefalet içinde işiyor
En réalisant qu’on fait honte aux enfants niqués de la tête
– Çocukların kafalarıyla utandığını fark etmek
Qu’on a pondu pour qu’ils prennent le relais
– Biz onları ele geçirmek için koydu
Choisir son avenir, choisir la vie
– Geleceğini seçmek, hayatı seçmek