İngilizce Türkçe Sözlük







31 Mayıs 2021 Pazartesi

My Chemical Romance – The Sharpest Lives Türkçe Çeviri ve Sözleri

Well it rains and it pours when you’re out on your own
If I crash on the couch, can I sleep in my clothes
‘Cause I spent the night dancing, I’m drunk I suppose
If it looks like I’m laughing
I’m really just asking to leave this alone
You’re in time for the show
You’re the one that I need

Pekala dışarıda tek başınayken yağmur yağıyor ve dökülüyor
Eğer koltuğa çökersem, kıyafetlerimle uyuyabilir miyim?
Çünkü geceyi dans ederek geçirdim, tahminimce sarhoşum
Eğer gülüyormuşum gibi duruyorsa
Sadece bunu yalnız bırakmak için izin istiyorum
Gösteri için tam zamanında geldin
İhtiyacım olan sensin

I’m the one that you loathe
You can watch me corrode
Like a beast in repose
‘Cause I love all the poison away with the boys in the band

Tiksindiğin şey benim
Çürümemi izleyebilirsin
Dinlenen bir canavar gibi
Çünkü gruptaki tüm çocuklarla beraber zehirlemeyi seviyorum

I’ve really been on a bender and it shows
So why don’t you blow me
A kiss before she goes

Bir cümbüş içerisindeydim ve bu belli oluyor
Öyleyse o gitmeden önce
Neden bana bir öpücük yollamıyorsun?

Give me a shot to remember
And you can take all the pain away from me
Your kiss and I will surrender
The sharpest lives are the deadliest to lead
A light to burn all the empires
So bright the sun is ashamed to rise and be
In love with all of these vampires
So you can leave like the sane, abandon me

Hatırlamam için bana bir shot* ver
Ve tüm bu acıyı benden alabilirsin
Sen öpersin ve ben teslim olurum
En keskin hayatlar yaşanması en ölümcül olanlardır
Tüm imparatorlukları yıkmak için bir ışık
Güneş o kadar parlak ki doğmaya ve
Tüm bu vampirlere aşık olmaya utanıyor
O yüzden akıllı biri gibi, beni terk et

There’s a place in the dark where the animals go
You can take off your skin in the cannibal glow
Juliet loves the beat and the lust it commands
Drop the dagger and lather the blood on your hands, Romeo

Karanlıkta hayvanların gittiği bir yer var
Yamyam parıltısında derini çıkartabilirsin
Juliet tempoyu seviyor ve şehvetle emrediyor
Hançeri bırak ve elindeki kanı çitile, Romeo

I’ve really been on a bender and it shows
So why don’t you blow me
A kiss before she goes

Bir cümbüş içerisindeydim ve bu belli oluyor
Öyleyse o gitmeden önce
Neden bana bir öpücük yollamıyorsun?

Give me a shot to remember
And you can take all the pain away from me
Your kiss and I will surrender
The sharpest lives are the deadliest to lead
A light to burn all the empires
So bright the sun is ashamed to rise and be
In love with all of these vampires
So you can leave like the sane, abandon me

Hatırlamam için bana bir shot* ver
Ve tüm bu acıyı benden alabilirsin
Sen öpersin ve ben teslim olurum
En keskin hayatlar yaşanması en ölümcül olanlardır
Tüm imparatorlukları yıkmak için bir ışık
Güneş o kadar parlak ki doğmaya ve
Tüm bu vampirlere aşık olmaya utanıyor
O yüzden akıllı biri gibi, beni terk et

Give me a shot to remember
And you can take all the pain away from me
Your kiss and I will surrender
The sharpest lives are the deadliest to lead
A light to burn all the empires
So bright the sun is ashamed to rise and be
In love with all of these vampires
So you can leave like the sane, abandon me

Hatırlamam için bana bir shot* ver
Ve tüm bu acıyı benden alabilirsin
Sen öpersin ve ben teslim olurum
En keskin hayatlar yaşanması en ölümcül olanlardır
Tüm imparatorlukları yıkmak için bir ışık
Güneş o kadar parlak ki doğmaya ve
Tüm bu vampirlere aşık olmaya utanıyor
O yüzden akıllı biri gibi, beni terk et

*: Shot, alkol oranı yüksek olan içkilerin tekila bardağında tek seferde içilmesine denir.

My Chemical Romance – This Is How I Disappear Türkçe Çeviri ve Sözleri

Go!
To un-explain the unforgivable
Drain all the blood and give the kids a show
By streetlight this dark night
A séance down below
There’s things that I have done
You never should ever know

Git!
Açıklanamayanı affetmek için
Tüm kanı süz ve çocuklara bir gösteri ver
Bu karanlık gecede sokak lambası tarafından
Aşağıda bir seans
Yaptığım şeyleri
Asla bilmemelisin

And without you is how I disappear
And live my life alone, forever now
And without you is how I disappear
And live my life alone, forever now

Ve bu sensiz nasıl yok olduğum
Ve hayatımı nasıl yaşadığım, artık sonsuza kadar
Ve bu sensiz nasıl yok olduğum
Ve hayatımı nasıl yaşadığım, artık sonsuza kadar

Who walks among the famous living dead
Drowns all the boys and girls inside your bed
And if you could talk to me
Tell me if it’s so
That all the good girls go to heaven
Well, heaven knows

Ünlü yaşayan ölünün arasında yürüyenler
Tüm oğlan ve kızları yatağının içine göm
Ve eğer benimle konuşabilirsen
Bana
Tüm iyi kızların cennete gittiğinin doğru olup olmadığını söyle
En azından, cennet biliyor

That without you is how I disappear
And live my life alone, forever now
And without you is how I disappear
And live my life alone, forever now

Bu sensiz nasıl yok olduğum
Ve hayatımı yalnız yaşadığım, artık sonsuza kadar
Bu sensiz nasıl yok olduğum
Ve hayatımı yalnız yaşadığım, artık sonsuza kadar

Can you hear me cry out to you?
Words I thought I’d choke on, figure out
I’m really not so with you anymore
I’m just a ghost
So I can’t hurt you anymore
So I can’t hurt you anymore

Sana haykırdığımı duymuyor musun?
Boğulacağımı düşündüğüm kelimeler, çöz
Cidden artık seninle beraber değilim
Ben sadece bir hayaletim
Böylece artık seni üzemem
Böylece artık seni üzemem

And now, you wanna see how far down I can sink?
Let me go, fuck!
So you can
Well, now, so you can
I’m so far away from you
Well, now, so you can

Ve şimdi, ne kadar derine çökebileceğimi görmek ister misin?
Gitmeme izin ver, siktir!
Böylece artık
En azından, şimdi, böylece artık
Senden çok uzaktayım
En azından, şimdi, böylece artık

And without you is how I disappear
And without you is how I disappear
Forever, forever now

Ve bu sensiz nasıl yok olduğum
Ve bu sensiz nasıl yok olduğum
Sonsuza kadar, şimdi sonsuza kadar

Nena Daconte – Tenia Tanto Que Darte İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Prometo guardarte en el fondo de mi corazón
– Seni kalbimin derinliklerinde tutacağıma söz veriyorum.
Prometo acordarme siempre de aquel raro diciembre
– Bu garip aralık’ı her zaman hatırlayacağıma söz veriyorum
Prometo encender en tu día especial una vela
– Özel gününüzde bir mum yakacağıma söz veriyorum
Y soplarla por ti, prometo no olvidarlo nunca
– Ve senin için üfle, asla unutmayacağıma söz veriyorum

Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim
Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim

Camino despacio pensando volver hacia atrás
– Yavaş yavaş geri düşünerek yürüyorum
No puedo, en la vida las cosas suceden nomás
– Yapamam, hayatta her şey olur
Aún pregunto qué parte de tu destino se quedó conmigo
– Hala kaderinin hangi kısmının benimle kaldığını soruyorum
Pregunto qué parte se quedó por el camino
– Acaba hangi kısım yolda kaldı

Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim
Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim

Tenía tanto que, a veces, maldigo mi suerte
– O kadar çok şey yaşadım ki bazen şansımı lanetliyorum
A veces la maldigo por no seguir contigo
– Bazen seni takip etmediği için onu lanetliyorum.

Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim
Tenía tanto que darte, tantas cosas que contarte
– Sana verecek çok şeyim vardı, anlatacak çok şeyim vardı
Tenía tanto amor guardado para ti
– Senin için çok fazla sevgi biriktirdim

Pararapa, parararapa
– Pararapa, pararapa
Pampararara, pararipapa, pampararapapa
– Pampararapapa, pampararapapa, pampararapapa, pampararapapa, pampararapapa

Jorge Drexler Feat. Mon Laferte – Asilo İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Dame una noche de asilo en tu regazo
– Bana kucağında bir gece tımarhane ver
Esta noche, por ejemplo, dejemos al mundo afuera
– Bu gece, örneğin, dünyayı dışarıda bırakalım
Abre tus brazos, ciérralos conmigo dentro
– Kollarını aç, benimle birlikte kapat.
Solo unas horas y luego cuando amanezca yo pondré una cafetera
– Sadece birkaç saat ve sonra güneş doğduğunda bir Cezve koyacağım
Y abre llevado esta nube hacia otro cielo de nubes pasajeras
– Ve bu bulutu açmak, geçen bulutların başka bir gökyüzüne yol açtı
Si el sueño pierde pie, resbala, queda colgando de un hilo
– Rüya ayağını kaybederse, kayar, bir iplikle asılır
Prefiero una noche entera en vela, a tener el alma en vilo
– Bütün gece uyanık olmayı, ruhun gergin olmasını tercih ederim

Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver

Dame un remanso
– Bana bir durgun su ver
Yo te daré lo que tengo
– Sana sahip olduğum şeyi vereceğim
Este amor que no me explico
– Açıklamadığım bu aşk
Pasan los años, y sigue a espaldas del tiempo
– Yıllar geçiyor ve zamanın gerisinde kalıyor
Quiero que me hables del tiempo
– Bana hava durumunu anlatmanı istiyorum.
Que te desnudes como si fuera algo corriente
– Sanki sıradan bir şeymiş gibi soyunuyorsun.
Como si verte desnuda no me aturdiera tan sistemáticamente
– Sanki seni çıplak görmek beni bu kadar sistematik bir şekilde sersemletmedi
Tu piel me sea desconocida, me deje siempre intranquilo
– Cildiniz benim için bilinmiyor, beni her zaman huzursuz bırakın
Prefiero lamer después mis heridas a que tu amor pierda filo
– Aşkını kaybetmektense yaralarımı yalamayı tercih ederim.

Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver
Dame una noche de asilo
– Bana bir sığınma gecesi ver

Status Quo – Pictures Of Matchstick Men İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

When I look up to the sky
– Gökyüzüne baktığımda
I see your eyes, a funny kind of yellow
– Gözlerini görüyorum, komik bir tür sarı
I rush home to bed, I soak my head
– Eve yatağa koşuyorum, kafamı ıslatıyorum
I see your face underneath my pillow
– Yastığımın altında yüzünü görüyorum
I wake next morning, tired, still yawning
– Ertesi sabah uyanıyorum, yorgunum, hala esniyorum
See your face come peeping through my window
– Yüzünü görmek penceremden peeping gel

Pictures of matchstick men and you
– Kibrit çöpü erkek resimleri ve sen
Mirages of matchstick men and you
– Kibrit çöpü erkeklerin serapları ve sen
All I ever see is them and you
– Tek gördüğüm onlar ve sen

Windows echo your reflection
– Windows yansımanızı yansıtır
When I look in their direction now
– Şimdi onların yönüne baktığımda
When will this haunting stop?
– Bu musallat ne zaman bitecek?
Your face, it just won’t leave me alone
– Yüzün, beni yalnız bırakmayacak.

Pictures of matchstick men and you
– Kibrit çöpü erkek resimleri ve sen
Mirages of matchstick men and you
– Kibrit çöpü erkeklerin serapları ve sen
All I ever see is them and you
– Tek gördüğüm onlar ve sen

You in the sky, you with this guy
– Sen gökyüzündesin, bu adamla birliktesin
You make men cry, you lie
– Erkekleri ağlatıyorsun, yalan söylüyorsun
You in the sky, you with this guy
– Sen gökyüzündesin, bu adamla birliktesin
You make men cry, you lie
– Erkekleri ağlatıyorsun, yalan söylüyorsun

Pictures of matchstick men and
– Kibrit çöpü erkek resimleri ve
Pictures of matchstick men and you
– Kibrit çöpü erkek resimleri ve sen
Pictures of matchstick men …
– Kibrit çöpü erkek resimleri …

Post-Party – Wasting Time İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I know that you’re strange
– Garip olduğunu biliyorum
I think I like that
– Böyle düşünüyorum
Cause you’ve always known
– Çünkü her zaman biliyordun
How to make me laugh
– Beni güldürmek için nasıl
That’s something I can’t hide
– Bu gizleyemeyeceğim bir şey

Even the good times
– İyi zamanlar bile
Can come and hurt you
– Gelip sana zarar verebilir
Now it’s just us
– Şimdi sadece biziz
I don’t want them to
– Bunu yapmalarını istemiyorum.
It’s you I can’t deny
– İnkar edemeyeceğim sensin.

I know that this is not permanent
– Bunun kalıcı olmadığını biliyorum
Just an experiment in wasting time
– Sadece zaman kaybı için bir deney

Another moment
– Başka bir an
Lost in the fiction
– Kurguda kayboldu
Of a longing heart
– Özlem dolu bir kalbin
Feeding addiction
– Beslenme bağımlılığı
And then tomorrow took the sky
– Ve sonra yarın gökyüzünü aldı

Even the good times
– İyi zamanlar bile
Can come and hurt you
– Gelip sana zarar verebilir
Now it’s just us
– Şimdi sadece biziz
I don’t want them to
– Bunu yapmalarını istemiyorum.
It’s you I can’t deny
– İnkar edemeyeceğim sensin.

I know that this is not permanent
– Bunun kalıcı olmadığını biliyorum
Just an experiment in wasting time
– Sadece zaman kaybı için bir deney
You had me just for the night
– Sadece bir geceliğine beni yakaladın.
Now you are the one thing on my mind
– Şimdi aklımdaki tek şey sensin.
You were just wasting time
– Sadece zaman harcıyordun.
Yeah, You were just wasting time
– Evet, sadece zaman harcıyordun.

I know that this is not permanent
– Bunun kalıcı olmadığını biliyorum
Just an experiment in wasting time
– Sadece zaman kaybı için bir deney
You had me just for the night
– Sadece bir geceliğine beni yakaladın.
Now you are the one thing on my mind
– Şimdi aklımdaki tek şey sensin.
You were just wasting time
– Sadece zaman harcıyordun.
Yeah, you were just wasting time
– Evet, sadece zaman harcıyordun.

You were just wasting time
– Sadece zaman harcıyordun.
Yeah, you were just wasting time
– Evet, sadece zaman harcıyordun.
Yeah, you were just wasting time
– Evet, sadece zaman harcıyordun.

Bagatelle – Summer In Dublin İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

1.
– 1.
Take me away from this city,
– Beni bu şehirden Uzaklaştır,
And leave me to where I can be on my own.
– Ve beni tek başıma olabileceğim bir yere bırak.
I wanted to see you and now that I have
– Seni görmek istedim ve şimdi
I just wanna be left alone.
– Sadece yalnız kalmak istiyorum.
I’ll always remember your kind words,
– Her zaman nazik sözlerini hatırlayacağım,
And I’ll still remember your name,
– Ve hala adını hatırlayacağım,
But I’ve seen you changing and turning,
– Ama değiştiğini ve döndüğünü gördüm.,
And I know that things just won’t be the same.
– Ve biliyorum ki işler eskisi gibi olmayacak.

Ref.
– İlan.
I remember that summer in Dublin,
– Dublin’deki o yazı hatırlıyorum.,
And the Liffey as it stank like hell,
– Ve Liffey cehennem gibi kokuyordu,
And young people walking down Grafton Street,
– Ve Grafton Caddesi’nde yürüyen gençler,
Everyone looking so well.
– Herkes çok iyi görünüyor.
I was singing a song I heard somewhere,
– Bir yerde duyduğum bir şarkıyı söylüyordum.,
Called “Rock’n’Roll Never Forget”,
– “Rock’n’roll asla Unutma” denir”,
When my humming was smothered by the 46A,
– Ne zaman benim uğultu oldu smothered tarafından the 46A,
And the scream of a low flying jet.
– Ve alçaktan uçan bir jetin çığlığı.
So, I jumped on a bus to Dun Laoghaire,
– Bu yüzden Dun Laoghaire’e giden bir otobüse atladım,
Stopping off to pick up my guitar,
– Gitarımı almak için duruyorum,
When a drunk on a bus told me how to get rich,
– Otobüste sarhoş bir adam bana nasıl zengin olacağımı söylediğinde,
I was glad we weren’t going too far.
– Çok ileri gitmediğimize sevindim.

2.
– 2.

So, I’m leaving on Wednesday morning,
– Çarşamba sabahı gidiyorum.,
Trying to find a place where I can hear,
– Duyabileceğim bir yer bulmaya çalışıyorum.,
The wind and the birds and the sea and rocks,
– Rüzgar, kuşlar, deniz ve kayalar,
And where open roads are always out there.
– Ve her zaman açık yolların olduğu yerde.
And if sometimes I tire of the quiet,
– Ve eğer bazen sessizlikten yorulursam,
And I wanna get back up that hill,
– Ve o tepeye geri dönmek istiyorum,
I just get on the road and I stick out my thumb,
– Sadece yola çıkıyorum ve başparmağımı çıkarıyorum,
â? Cause I know for sure you’ll be there still.
– a? Çünkü hala orada olacağından eminim.

Ref.
– İlan.
[As above]
– [Yukarıdaki gibi]

I remember that summer in Dublin.
– Dublin’deki o yazı hatırlıyorum.

I can’t stop see that sunshine in Dublin.
– Dublin’deki güneş ışığını görmekten kendimi alamıyorum.