[unable to retrieve full-text content]
İngilizce Türkçe Sözlük
2 Ekim 2021 Cumartesi
30 Eylül 2021 Perşembe
Shinitai – chan – Miss Wanna Die (Türkçe çeviri)
Shinitai – chan – Miss Wanna Die (Türkçe çeviri)
Awake, l opened my eyes to see A hospital, so white and clean I was walking up to roof, think Then can't recall at all a single thing Uyandım, görmek için gözümü açtım Bir hastane, bembeyaz ve temiz Çatıya doğru yürüyordum sanırım Hiçbir şeyi hatırlamıyorum Held a hand for me, you were there l know, but l couldn't reach The me that would fall down all the time But stand and reach my hand to see Have you tried crossing over yet? Bana el uzattın, oradaydın Biliyorum ama ulaşamıyorum Her zaman yıkılacak olan ben Ama ayağa kalk ve görmek için elimi uzat Karşıya geçmeyi henüz denemedin mi? Ah wanna die, wanna die But don’t really wanna die You were there, you would care Making me aware Every scar, all the blood More and more, they’re never done Not enough, not enough Ah ölmek istiyorum, ölmek istiyorum Ama gerçekten ölmek istemiyorum Oradaydın, umursuyordun Beni delirtiyorsun Her yara, kan içinde Gittikçe artıyor, asla bitmiyor Yeterli değil, yeterli değil Ah wanna die, wanna die But don’t really wanna die If I died, you would cry And I don’t know why Every scar, all the blood More and more, they’re never done Not enough, not enough Ah ölmek istiyorum, ölmek istiyorum Ama gerçekten ölmek istemiyorum Ölmüş olsaydım, ağlardın Ve neden bilmiyorum Her yara, kan içinde Gittikçe artıyor, asla bitmiyor Yeterli değil, yeterli değil When I forget you, I’m all alone without a place to go But then played a mirror like a show, the past I used to know A dream, ’til I see every part of me, eyes of red following and Seni unuttuğumda, gidecek yerim olmadığında yapayalnızdım Ama sonra bir gösteri gibi ayna çaldı, eskiden bildiğim geçmiş Bir rüya, her parçamı görene kadar, kırmızı gözler takip ediyor ve I wanna live, wanna live Deep inside I’ve always been Reaching out for a hand, so don’t let this be the end Mushrooms growing on my head Still remember even then Where you are when I’m dead Yaşamak istiyorum, yaşamak istiyorum Daima diplerdeydim Bir ele uzanıyorum, bu yüzden bitmesine izin verme Kafamda büyüyen mantarlar O zaman bile hatırlıyorum Öldüğümde neredesin Ah wanna die, wanna die But don’t really wanna die You were there, you would care You know it really isn’t fair Every time I forgot You remain inside my thoughts Not enough, not enough Ah wanna die, wanna die Wanna die, but I still couldn’t die With you by my side Behind the days I spent alone, afraid Now you’re here to stay Ah ölmek istiyorum, ölmek istiyorum Ama gerçekten ölmek istemiyorum Oradaydın, umursuyordun biliyorsun bu hiç adil değil Her unuttuğumda Düşüncelerimin içindesin Yeterli değil, yeterli değil Ah ölmek istiyorum, ölmek istiyorum Ölmek istiyorum, ama hala ölemedim Yanımda sen varken Yalnız geçirdiğim günlerin ardında, korkuyla Şimdi kalmak için buradasın Lalala lalala lalala And the scars never fade Memories that replay Rewind yet again to the pain we felt on that day Lalala lalala lalala Ve yaralar asla solmaz Tekrar eden anılar O gün çektiğimiz acıya bir kez daha geri sar
25 Eylül 2021 Cumartesi
Coldplay & BTS – My Universe (Türkçe Çeviri)
You (You), you are (You are) my universe
And I (I), just want (Just want) to put you first
And you (You), you are (You are) my universe, and I
Sen, sen benim evrenimsin
Ve ben seni sadece önceliğim yapmak istiyorum
Sen, sen benim evrenimsin, ve ben
In the night, I lie and look up at you
When the morning comes, I watch you rise
There’s a paradise they couldn’t capture
That bright infinity inside your eyes
Geceleri uzanıyorum ve sana bakıyorum
Sabah geldiğinde yükselişini izliyorum
Yakalayamadıkları bir cennet var
Gözlerindeki o parlak sonsuzluk
매일 밤 네게 날아가 (가)
꿈이란 것도 잊은 채
나 웃으며 너를 만나 (나)
Never ending forever, baby
Her gece sana uçuyorum
Bunun sadece bir rüya olduğunu unutarak
Seninle bir gülümsemeyle buluşuyorum
Sonsuza kadar asla bitmez bebeğim
You (You), you are (You are) my universe
And I (I), just want (Just want) to put you first
And you (You), you are (You are) my universe
And you make my world light up inside
Sen, sen benim evrenimsin
Ve ben seni sadece önceliğim yapmak istiyorum
Sen, sen benim evrenimsin
Ve dünyamı tam içerisinden aydınlatıyorsun
어둠이 내겐 더 편했었지
길어진 그림자 속에서 (Eyes)
And they said that we can’t be together
Because, because we come from different sides
Karanlık eskiden benim için daha rahattı
Uzun gölgelerle birlikte
Ve birlikte olamayacağımızı söylediler
Çünkü, çünkü farklı yönlerden geliyoruz
You (You), you are (You are) my universe
And I (I), just want (Just want) to put you first
And you (You), you are (You are) my universe
And you make my world light up inside
Sen, sen benim evrenimsin
Ve ben seni sadece önceliğim yapmak istiyorum
Sen, sen benim evrenimsin
Ve sen benim dünyamı aydınlatıyorsun
My universe (Do-do, do-do)
My universe (Do-do, do-do)
My universe (Do-do, do-do)
(You make my world)
You make my world light up inside
Make my world light up inside
Evrenim
Evrenim
Evrenim
(Dünyamı aydınlatıyorsun)
Ve sen benim dünyamı aydınlatıyorsun
Dünyamı aydınlatıyorsun
나를 밝혀주는 건
너란 사랑으로 수 놓아진 별
내 우주의 넌
또 다른 세상을 만들어 주는 걸
너는 내 별이자 나의 우주니까
지금 이 시련도 결국엔 잠시니까
너는 언제까지나 지금처럼 밝게만 빛나줘
우리는 너를 따라 이 긴 밤을 수놓을 거야
Beni aydınlatan şey
Senin aşkınla işlenmiş yıldızlardır
Benim evrenimde, benim için
Başka bir dünya yaratıyorsun
Çünkü sen benim yıldızlarım ve evrenimsin
Bu zorluklar geçici
Her zaman yaptığın gibi her zaman parla
Bu uzun gece boyunca seni takip edeceğiz
너와 함께 날아가
When I’m without you, I’m crazy
자 어서 내 손을 잡아
We are made of each other, baby
Seninle birlikte uçuyorum
Sensizken ben deliyim
Gel tut elimi şimdi
Biz birbirimiz için yapıldık bebeğim
You (You), you are (You are) my universe
And I (I), just want (Just want) to put you first (To put you first)
And you (You), you are (You are) my universe
And you make my world light up inside
Sen, sen benim evrenimsin
Ve ben seni sadece önceliğim yapmak istiyorum
Sen, sen benim evrenimsin
Ve sen benim dünyamı aydınlatıyorsun
My universe (Do-do, do-do)
You, you are (You are)
My universe (Do-do, do-do)
I, just want (Just want)
My universe
You, you are (You are) my universe, and I
My universe
Evrenim
Sen, sensin
Evrenimsin
İstiyorum ki
Benim evrenim
Sen benim evrenimsin
Evrenimsin
24 Eylül 2021 Cuma
Guns N’ Roses – Hard Skool (Türkçe Çeviri)
Hard Skool
Guns N’ Roses
All cautions made, every chance was given
No effort spared to save what we had
All in good faith I would not hesitate
To extend myself and lend you my hand
Tüm uyarılar yapıldı, her şans verildi
Sahip olduklarımızı kurtamak için hiçbir çabadan kaçmadık
Tüm iyi niyetle elimden gelini yapmak ve sana elimi uzatmaktan çekinmem
But you had to play it cool, had to do it your way
Had to be a fool, had to throw it all away
Too hard school and you thought you were here to stay
If that were true, it wouldn’t matter anyway
Ama soğukkanlı davranmalı , kendi yönteminle yapmalısın
Bir aptal olmalısın, her şeyi bir kenara atmalısın
Okul çok zor ve sen kalmak için önceden de burada olduğunu düşündün
Bu doğru olsaydı bile yine de fark etmezdi
As tempers fade and lies forgiven
No cause embraced could break what we had
In its place a storm is liftin’
I would’ve thought you could be more of a man
Öfkeler yok olup yalanlar affedilirken
Kabul edilen hiçbir neden sahip olduklarımızı yıkamaz
Onun yerine bir fırtına yükseliyor
Daha iyi bir adam olabileceğini düşünürdüm
But you had to play it cool, had to do it your way
Had to be a fool, had to throw it all away
Too hard school and you thought you were here to stay
If that were true, it wouldn’t matter anyway
Ama soğukkanlı davranmalı , kendi yönteminle yapmalısın
Bir aptal olmalısın, her şeyi bir kenara atmalısın
Okul çok zor ve sen kalmak için önceden de burada olduğunu düşündün
Bu doğru olsaydı bile yine de fark etmezdi
Ayy-ayy, ayy-ayy
Ayy-ayy, ayy-ayy
But you had to play it cool, had to do it your way
Had to be a fool, had to throw it all away
Too hard school and you thought you were here to stay
If that were true, it wouldn’t matter anyway
Had to play it cool, had to do it your way
Had to be a fool, had to throw it all away
Too hard school and you thought you were here to stay
If that were true, it wouldn’t matter anyway
Had to play it cool, had to do it your way
Had to be a fool, had to throw it all away
Too hard school and you thought you were here to stay
If that were true, it wouldn’t matter anyway
Ama soğukkanlı davranmalı , kendi yönteminle yapmalısın
Bir aptal olmalısın, her şeyi bir kenara atmalısın
Okul çok zor ve sen kalmak için önceden de burada olduğunu düşündün
Bu doğru olsaydı bile yine de fark etmezdi
[×3]
ITZY LOCO TÜRKÇE ÇEVİRİ
ITZY LOCO TÜRKÇE ÇEVİRİ
LOCO
Girdim içeri manipülatif, başardım
Anladım LOCO, LOCO
Tanrım, kalbime saf zehir kurşunu
Anladım LOCO, LOCO
Tuzağa düştüm ve hiçbir çıkış yolu yok
Seninle ilgili düşüncelerimle çevriliyim
Sanırım biraz takıntılıyım
Seni sevmek için doğmuş gibi hissediyorum, ya
Bu kitty'e acil yardım
Susadığımda yağmur gibi ferah
Seni kilitleyeceğim, gözüm üzerinde, sarı
Bu gece ateşi hissediyorum, gel ve alevi körükle
Çok geç, seni çok fena istiyorum, onunla mücadele etmemeye karar verdim
Yine de kapsamaz çünkü beni kör ettin
Böyle bir telaş, aklımı kaybetmeme neden oluyorsun
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Bana ne yapıyorsun?
Bu kötü hız treni yolculuğundan çıkamıyorum
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Ben bağımlıyım, kontrol dışı
Anladım LOCO, LOCO
Böyle bir telaş, aklımı kaybetmeme neden oluyorsun
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Bana ne yapıyorsun?
Bu kötü hız treni yolculuğundan çıkamıyorum
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Ben bağımlıyım, kontrol dışı
LOCO
Anladım LOCO-LOCO-CO
Anladım LOCO-LOCO-CO oh-oh-oh
Bu telaşı seviyorum, aklımı kaybetmeme neden oluyorsun
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Bana ne yapıyorsun?
Bu kötü hız treni yolculuğundan çıkamıyorum
Beni de-de-deli gibi aşık ettin
Ben bağımlıyım, kontrol dışı
Anladım LOCO-LOCO-CO
22 Eylül 2021 Çarşamba
RED – NOT ALONE [ Türkçe Çeviri ]
Red – Not Alone
Slowly fading away
Yavaş yavaş solup gidiyorsun
You’re lost and so afraid
Kaybolmuş ve çok korkmuşsun
Where is the hope in a world so cold?
Böylesine soğuk bir dünyada umut nerede?
Looking for a distant light
Uzaktakiışıklara bakıyorsun
Someone who can save a life
Bir hayatı kurtarabilecek birine
Living in fear that no one will hear your cry
Hiç kimsenin ağlamanı duymayacağı korkusuyla yaşıyorsun
(Can you save me now?)
Şimdi beni kurtarabilir misin?
I am with you
Ben seninleyim
I will carry you through it all
Her şeyde sana destek olacağım
I won’t leave you, I will catch you
Seni terk etmeyeceğim
When you feel like letting go
Unutulmuş hissettiğinde
‘Cause you’re not, you’re not alone
Çünkü sen değilsin, yalnız değilsin
Your heart is full of broken dreams
Kalbin hayal kırıklıklarıyla dolu
Just a fading memory
Soluk bir anı sadece
And everything’s gone but the pain carries on
Ve her şey geçti ama acısı devam ediyor
Lost in the rain again
Yine yağmurda kaybolmuş
When will it ever end?
Ne zaman sona erecek?
The arms of relief seem so out of reach
Kollarının rahatlaması ulaşılmaz görünüyor
But I, I am here
Ama ben, ben burdayım
I am with you
Seninleyim
I will carry you through it all
Her şeyde sana destek olacağım
I won’t leave you, I will catch you
Seni terk etmeyeceğim
When you feel like letting go
Unutulmuş hissettiğinde
‘Cause you’re not, you’re not alone
Çünkü sen değilsin, yalnız değilsin
And I will be your hope when you feel like it’s over
Ve senin umudun olacağım, her şey bitmiş gibi hissettiğinde
And I will pick you up when your whole world shatters
Ve tüm dünyan başına yıkıldıpında seni elinden tutup kaldıracağım
And when you’re finally in my arms
Ve sen sonunda kollarıma geldiğinde
You’ll look up and see, love has a face
Yukarı bakacak ve göreceksin ki aşkın bir yüzü var
I will carry you through it all
Her şeyde sana destek olacağım
I won’t leave you, I will catch you
Seni terk etmeyeceğim
When you feel like letting go
Unutulmuş hissettiğinde
‘Cause you’re not, you’re not alone
Çünkü sen değilsin, yalnız değilsin
And I will be your hope (you’re not alone)
Ve ben senin umudun olacağım (yalnız değilsin)
And I will pick you up
Senin elinden tutup kaldıracağım
And I will be your hope
Ve senin umudun olacağım
And I will be your hope
Ve senin umudun olacağım
Slowly fading away
Yavaş yavaş solup gidiyorsun
You’re lost and so afraid
Kaybolmuş ve çok korkmuşsun
Where is the hope in a world so cold?
Böylesine soğuk bir dünyada umut nerede?
21 Eylül 2021 Salı
Troye Sivan-Angel Baby (Türkçe Çeviri)
I need a lover to keep me sane
Bir sevgiyi akıllıca tutmaya ihtiyacım var
Pull me from hell bring me back again
Beni tekrar cehennemden geri getirmesi için
Play me the classics, something romantic
Bana klasikleri çal, romantik bir şey
Give him my all when I don’t even have it
Sahip olmadığım şeyleri ver bana
I always dreamed of a solemn face
Daima ciddi bir yüz hayal ettim
Someone who feels like a holiday
Bir tatil gibi hissettiren birileri
But now I’m in pieces, barely believing
Ama şimdi ben parçalara bölündüm, zar zor inanıyorum
Starting to think that I’ve lost all feeling
Hepsini kaybediyormuşum gibi hissettirmeye başlıyor
You came out the blue on a rainy night, no lie
Yağmurlu mavi bir gecede geldin, yalan yok
I tell you how I almost died, while you’re bringing me back to life
Az kalsın ölüyordum, sen bana hayatımı geri verirken
NAKARAT
I just wanna live in this moment forever
Ben sadece sonsuza kadar bu anda yaşamak isterim
‘Cause I’m afraid that living couldn’t gеt any better
Çünkü ben hiç iyi olmayan şeyler yaşamaktan korkuyorum
Started giving up on thе world forever
Sonsuza kadar dünyadan vazgeçmeye başladım
Until you give up heaven so we could be together
Sen cennetten vazgeçene kadar biz birlikte olabilirdik
You’re my angel, angel baby
Sen benim meleğimsin, melek bebeğim
Angel, you’re my angel baby
Meleğim, sen benim melek bebeğim
Baby, you’re my angel, angel baby
Bebeğim, sen benim meleğimsin, melek bebeğimsin
I’ll fall in love with the little things
Küçük şeylerle aşık oluyorum
Counting the tattoos on your skin
Tenindeki dövmeleri sayarken
Tell me a secret
Bana bir sır söyle
And baby I’ll keep it
Ve bebeğim ben tutacağım
And maybe we can play house for the weekend
Ve belki biz hafta sonu evcilik oynayabiliriz
All the sick and twisted nights that I’ve been waiting for ya
Hasta ve buruk tüm gecelerde senin için bekledim
They were worth it all along, yeah
O geceler her şeye değerdi, evet