İngilizce Türkçe Sözlük







17 Aralık 2021 Cuma

Shaggy – Mad Mad World (Türkçe Çeviri)

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
(What’s wrong with us?)
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
(Bize ne oluyor?)
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Rough life, nuff crime, youth them a do hard time
No guides, no sign, walking on a thin line
Sentenced, no trial, victim of a profile
No hope, more fight, wonder why we’re hostile

Zor hayat, çokça suç, gençlik için zor zamanlar
Kılavuz yok, işaret yok, ince bir çizgide yürüyoruz
Mahkûm edildi, yargılanmadı, bir profilin kurbanı
Umut yok, daha fazla kavga, neden düşman olduğumuzu merak ediyorum

False prophet make profit, focused on them pocket
White collar false docket, door open, can’t lock it
Politics, polytricks, equal econometricks
(Where is the justice?)

Sahte peygamber kar eder, cebine odaklanır
Beyaz yaka sahte fiş, kapı açık, kilitleyemiyorum
Politika, dümen çevirme, eşit ekonometri
(Adalet nerde?)

Death toll rising, sex commercializing
Barely surviving, future jeopardizing
No compromising, hope paralyzing
Rules need revising, why is it surprising?
Got to heed the warning, see the storms are forming
Not the time for stalling, look around it’s so appauling

Ölü sayısı artıyor, seks ticarileşiyor
Zar zor hayatta kalıyoruz, geleceği tehlikeye atıyoruz
Ödün vermek yok, umut felç oluyor
Kuralların gözden geçirilmesi gerekiyor, bu neden şaşırtıcı?
Uyarıyı dikkate almalıyız, fırtınaların oluştuğunu gör
Oyalamanın zamanı değil, etrafa bakın çok ürkütücü

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
(Mad, crazy you know)
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
(Deli, çılgın, biliyorsun)
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Nuclear warfare, satellites everywhere
Mothers on welfare, what about medicare?
Ethnic cleansing, freedom pending
Government spending, who are they defending?

Nükleer savaş, her yerde uydular
Anneler sosyal yardımda, peki ya tıbbi yardım
Etnik temizlik, bekleyen özgürlük
Devlet harcamaları, kimi savunuyorlar?

Bankrolls on poles, anything to enroll
Spotlight’s their goal, price paid their soul
Step back, retrack, notice where your life’s at
(Where was it worth it?)

Direklerde para yatırma, kaydolmak için her şey
Spot ışığı onların hedefi, bedel ruhlarını ödedi
Geri çekil, geri dön, hayatının nerede olduğunu fark et
(Buna değer miydi)

Got to heed the warning, see the storm that’s forming
Not the time for stalling’, look around it’s so appauling’
Poor is the mentality that disregard humanity
Say no to this insanity, create a new reality
It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

Uyarıyı dikkate almalıyım, oluşan fırtınayı gör
Oyalamanın zamanı değil, etrafa bak bu çok ürkütücü
Zavallı insanlığı hiçe sayan zihniyettir
Bu deliliğe hayır deyin, yeni bir gerçeklik yaratın
İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Rough life, nuff crime, youth them a do hard time
No guides, no sign, walking on a thin like
Sentenced, no trial, victim of a profile
No hope, more fight, wonder why we’re hostile

Zor hayat, çokça suç, gençlik için zor zamanlar
Kılavuz yok, işaret yok, ince bir çizgide yürüyoruz
Mahkûm edildi, yargılanmadı, bir profilin kurbanı
Umut yok, daha fazla kavga, neden düşman olduğumuzu merak

False prophet make profit, focused on them pocket
White collar false docket, doors open can’t lock it
Politics, polytricks, equal econometricks

Sahte peygamber kar eder, cebine odaklanır
Beyaz yaka sahte fiş, kapı açık, kilitleyemiyorum
Politika, dümen çevirme, eşit ekonometri

Adblock test (Why?)

24kGoldn – More Than Friends (Türkçe Çeviri)

Oh, baby, you, you got what I need (Yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need, yeah (Yeah)
But you say I’m just a friend
I guess we’ll never be more than friends

Bebeğim sen ihtiyacım olana sahipsin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Bebeğim sen ihtiyacım olana sahipsin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olamayacağız

Look, I’ve had Kylies, Riley’s and Holly too (Ah)
Only girl I ain’t had yet was Y-O-U
If I put a ring on it, would you say “I do”?
Like the Alicia to my Usher, would you be my boo?
5’3″, brown hair, that’s the one I need
Cute face, thick thighs, put it all on me
‘Cause I’m dyin’ inside, baby, can’t you see? (Ugh)
You the one on my mind, take a chance on me

Bak Kylie’lerimi Riley’lerim ve Holly’lerim var
Elde edemediğim tek kız sensin
Eğer sana bir yüüzük takarsam, ”Evet” der misin
Usher’ıma Alicia’ymışsın gibi, ihtiyacım olan kişi
160 boy, kahverengi saç, ihtiyacım olan bu
Sevimli surat, kalın bacaklar, hepsini bana ver
Çünkü içten içe ölüyorum, bebeğim göremiyor musun
Aklımda olan sensin, bana bir şans ver

‘Cause I was down for the count ’til I met you
Ain’t a chance in the world I’d forget you, no
If my words ever start to upset you
Then I sing this song just to let you know

Çünkü senle tanışana kadar süreli birileriyle yatıyordum
Seni unutmama imkan yok
Eğer dediklerim hiç seni üzmeye başlarsa
O zaman bu şarkıyı sadece bil diye söylerim

You, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend

I guess we’ll never be more than friends

Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun, sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olmayacağız

Never be more than—
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever, -ever, -ever, -ever though
Never, never no, never, never, neve
r no
I’d rather be forever though (Yeah, yeah)

Asla fazla olamayız—
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Sonsuza kadar olmayı tercih ederim, sonsuz
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Ama sonsuza kadar olmayı tercih ederim

So tell me, how for does taking it slow go? (Go)
Said you would pop out (Out), but you was a no show, really?
How long until I get one chance? (Chance)
Champagne and Drake songs (Songs), I need me my one dance, feel me?
You like punk bands, baby, me too (Right now)
Bumping three stacks, that’s what we do (We do)
When we out in public you complain like that (Haha)
But we did last summer, can’t take that back

Öyleyse söyle bana, ağırdan almak nasıl oluyor? (Gitmek)
Dışarı çıkacağını söyledin (Out), ama sen bir şov değildin, gerçekten?
Bir şansım olana kadar ne kadar var? (Şans)
Şampanya ve Drake şarkıları (Şarkılar), bana ihtiyacım var bir dansım, beni hissediyor musun?
Punk gruplarını seviyorsun bebeğim, ben de (Şu anda)
Üç yığını çarpmak, yaptığımız bu (Yapıyoruz)
Dışarı çıktığımızda böyle şikayet ediyorsun (Haha)
Ama geçen yaz yaptık, bunu geri alamayız

‘Cause I was down for the count ’til I met you
Ain’t a chance in the world I’d forget you, no
If my words ever start to upset you
Then I sing this song just to let you know

Çünkü senle tanışana kadar süreli birileriyle yatıyordum
Seni unutmama imkan yok
Eğer dediklerim hiç seni üzmeye başlarsa
O zaman bu şarkıyı sadece bil diye söylerim

You, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend
I guess we’ll never be more than friends

Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun, sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olmayacağız

Never be more than—
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever, -ever, -ever, -ever though
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever though (Yeah, yeah)

Asla fazla olamayız—
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Sonsuza kadar olmayı tercih ederim, sonsuz
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Ama sonsuza kadar olmayı tercih ederim

Adblock test (Why?)

INNA x Sean Paul – UP (Türkçe Çeviri)

Once upon a time, there was a girl who made a wish
To find herself a love and finally make a switch
Then you came around, you healed another stitch
And I’m glad about that, I can finally make the switch

Bir zamanlar dilek tutan bir kız varmış
Kendine bir aşk bulmak ve sonunda bir geçiş yapmak için
Sonra sen geldin, bir dikiş daha iyileştirdin
Ve buna sevindim, sonunda geçiş yapabilirim

And I know, yeah I know
Many would like to be in my shoes
And I know, yeah I know

With you, I got nothin’ to lose (You done know!)

Ve biliyorum, evet biliyorum
Çoğu kişi benim yerimde olmak ister
Ve biliyorum, evet biliyorum
Seninleyken kaybedecek hiçbir şeyim yok

When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p

And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch
When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch

Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin
Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Baby girl, it insane dat yuh feel all di pain
And yuh feel all di mental drain (Yeah, yeah)
But yuh don’t know S to thе P
Weh mi deh yah fi go tek yuh ‘pon a diffеrent plane
Cyaan contain all di lovin’ weh mi got fi yuh, girl
‘Cah mi waan hear yuh call out mi name
And it’s a shame dem wanna be your main
Baby girl, yuh know dem ah move too lame

Kızımü bu kadar acıyı hissetmen delice
Ve tüm bu mental boşalmayı hissediyorsun
Ama S den P’ye kadar bilmiyorsun
Günüm geldiğinde seni farklı bir uçağa bindireceğim
Senin için hissettiğim bunca sevgiyi içermek zor kızım
Adımı söyleyişini duymak istiyorum
Ve onların senin erkeğin olmak istemeleri bir utanç
Kızım, onların çok tembel olduğunu biliyorsun

And I know, yeah I know
Many would like to be in my shoes
And I know, yeah I know
With you, I got nothin’ to lose

Ve biliyorum, evet biliyorum
Çoğu kişi benim yerimde olmak ister
Ve biliyorum, evet biliyorum
Seninleyken kaybedecek hiçbir şeyim yok

When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch
When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch

Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin
Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Yo-yo, kissing and loving and such
Seh she nah get enough, seh she want turn it up
Bad mon ah handle di biz, give her it like a witch
You can use that magic touch

Öpüşmek ve sevmek falan
Doyamıyor, hep fazlasını istiyor
Kötü para onunla boğuşuyori ona bir cadıymış gibi veriyor
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Adblock test (Why?)

Meghan Trainor – Title ( Türkçe Çeviri )

If you want my love
He gotta do what he does
If you want these sweet like sugar Gucci lips
He gotta give it up
I know you think I'm cool
But I ain't one of the boys
No, don't be scared that I'm gon' tie you down
I need a little more

Eğer aşkımı istiyorsan
Yaptığını yapmalı
Bu şeker gibi tatlı Gucci dudaklarını istiyorsan
Ondan vazgeçmesi gerekiyor
Havalı olduğumu düşündüğünü biliyorum
Ama ben erkeklerden biri değilim
Hayır, seni bağlayacağımdan korkma
Bana daha fazlası lazım

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

If it ain't no game
I won't be hanging around
But don't blow up my shit at 3 AM saying
"How you need me now?"
Don't call me boo
Like you're some kind of ghost (which you're a ghost)
If you don't want me seeking other guys
Well, here's what you need to know

Eğer oyun değilse
Ortalıkta olmayacağım
Ama sabahın 3'ünde b*kumu patlatma diyerek
"Şimdi bana nasıl ihtiyacın var?"
Bana boo deme
Sanki bir tür hayaletsin gibi (ki sen bir hayaletsin)
Başka erkekler aramamı istemiyorsan
O zaman,işte bilmen gerekenler

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et


Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı


Yeah, said I'm a special kind of woman
I'm loving what you got, but I'm hating what you doing
Gotta understand that I'm looking for a man
Who can get up on a bike, look ma, no hands
You gotta show me off, off
But you embarrassed, if that's the case I'm all gone
You gotta treat me like a trophy, put me on the shelf
I promise something else

Evet, benim özel bir kadın olduğumu söyledin
Sahip olduğun şeyi seviyorum ama yaptığın şeyden nefret ediyorum
Anlamalısın ki bir erkek arıyorum
Bisiklete binebilen, bak anne, ellerim havada
Bana hava atmalısın, atmalısın
Ama utandın, eğer durum buysa, ben yokum
Bana bir ödül gibi davranmalısın, beni rafa kaldırmalısın
Başka bir şeye söz veriyorum

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title, yeah

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title, yeah

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

Adblock test (Why?)

The Weeknd, Swedish House Mafia – Moth To A Flame ( Türkçe Çeviri )

Like a moth to a flame
I'll pull you in, I'll pull you back to
What you need initially
It's just one call away
And you'll leave him, you're loyal to me
But this time, I'll let you be

Bir aleve güve gibi
Seni içeri çekeceğim, seni geri çekeceğim
Başlangıçta ihtiyacın olan şey
Sadece bir telefon uzakta
Ve onu terk edeceksin, bana sadıksın
Ama bu sefer, olmana izin vereceğim

'Cause he seems like he's good for you
And he makes you feel like you should
And all your friends say he's the one
His love for you is true

Çünkü senin için iyi gibi görünüyor
Ve olman gerektiği gibi hissettiriyor
Ve bütün arkadaşların o olduğunu söylüyor
Aşkı senin için doğru

But does he know you call me when he sleeps?
But does he know the pictures that you keep?
But does he know the reasons that you cry?
Oh, tell me, does he know where your heart lies?
Where it truly lies

Ama uyuduğunda beni aradığını biliyor mu?
Ama sakladığın fotoğrafları biliyor mu?
Ama ağlamanın nedenini biliyor mu?
Ah, söyle bana, kalbinin nerede olduğunu biliyor mu?
Gerçekten nerede olduğunu

Yeah, you should be with him
I let you go from time
You should stay with him

Evet, onunla olmalısın
Zamanında gitmene izin verdim
Onunla olmalısın

'Cause he seems like he's good for you
And he makes you feel like you should
And all your friends say he's the one
His love for you is true (hey)

Çünkü senin için iyi gibi görünüyor
Ve olman gerektiği gibi hissettiriyor
Ve bütün arkadaşların o olduğunu söylüyor
Aşkı senin için doğru (Hey)

But does he know you call me when he sleeps? (Oh, no)
But does he know the pictures that you keep? (No)
But does he know the reasons that you cry?
Oh, tell me, does he know where your heart lies?
Where it truly lies

Ama uyuduğunda beni aradığını biliyor mu? (Ah, hayır)
Ama sakladığın fotoğrafları biliyor mu? (Hayır)
Ama ağlamanın nedenini biliyor mu?
Ah, söyle bana, kalbinin nerede olduğunu biliyor mu?
Gerçekten nerede olduğunu

Right here with me, babe
Where it truly lies
In my bed, babe
Where it truly lies
In my arms, babe
Where it truly lies, oh
Where it truly lies

Tam burada benimle, bebeğim
Gerçekten olduğu yer
Benim yatağımda, bebeğim
Gerçekten olduğu yer
Kollarımda, bebeğim
Gerçekten olduğu yer, ah
Gerçekten olduğu yer

Where it truly lies (hey)
Where it truly lies

Gerçekten olduğu yer (hey)
Gerçekten olduğu yer

Adblock test (Why?)

Sales – Pope is a Rockstar ( Türkçe Çeviri)

Now he wants to start talking.
"Go ahead, " when I'm walking.
Face the lie that I'm hawking.
"No, don't wanna, won't happen."

Şimdi konuşmak istiyor.
“Devam et.” Ben yürürken.
Savunduğum yalanla yüzleş
“Hayır, istemiyorum, olmayacak.”

Pope is a rockstar.
You take your clothes off.
Heading for the last fight,
Before our worlds part.

Papa bir rock yıldızı
Kıyafetlerini çıkartıyorsun.
Son dövüşe doğru,
Dünyalarımız ayrılmadan önce.

We can wait forever for the world to untrack
We can wait forever for the worthwhile track

Dünyanın izini sürmesini sonsuza kadar bekleyebiliriz
Değerli parça için sonsuza kadar bekleyebiliriz

And oh you want to start talking
Fall together, I'm walking.
Face the lie that I'm hawking.
We can always fight.

Ve ah konuşmaya başlamak istiyorsun
Birlikte düşelim, yürüyorum.
Savunduğum yalanla yüzleş.
Her zaman savaşabiliriz.

You can be the highlight.
Pope is a rockstar.
Hoping on a late night.

Öne çıkan sen olabilirsin.
Papa bir rock yıldızı.
Geç bir gecede umut.

How you wanna start talking?
How you wanna start walking?
We can make a landslide, dive-in.
We can let it all go, cave-in.

Konuşmaya nasıl başlamak istersin?
Yürümeye nasıl başlamak istersin?
Heyelan yapabiliriz, dalış yapabiliriz.
Her şeyi akışına bırakabiliriz.

You wanna start talking
You know what I'm walking

Konuşmaya başlamak istiyorsun
Ne yürüdüğümü biliyorsun

Hoping and a hoping that I won't cry.
Hoping and a hoping that I won't try.

Ağlamayacağıma dair umut ve bir umut.
Umut ve denemeyeceğim bir umut.

Adblock test (Why?)

7 Aralık 2021 Salı

Ciaran Lavery – Lovers Who Make Love (Türkçe Çeviri)

How you gonna look tonight? Ok, fine
With your shoes on tight and a tie real nice?
How you gonna sleep tonight with your sheets on fire
And the money spent for the medicine?

Bu gece nasıl görüneceksin? Tamam, iyi.
Ayakkabıların dar ve kravatın gerçekten güzel mi?
Çarşafların yanıyorken bu gece nasıl uyuyacaksın?
Peki ilaca harcanan para?


You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy
You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy

Annen için alırsın, çünkü o
O seni seviyor oğlum
Annen için alırsın, çünkü o
O seni seviyor oğlum


Halloween to Christmas time in the blink of an eye
All your next of kin have gone again
But you don’t seem to recognize, you just pacify
I’ve only seen you once, but you weren’t one for talking much

Göz açıp kapayıncaya kadar Cadılar Bayramı'ndan Noel'e
Tüm akrabaların tekrar gitti
Ama tanımıyor gibisin, sadece uzaklaşıyorsun
Seni sadece bir kez gördüm ama çok konuşan biri değildin

They say you get it from your ma, 'cause she
She raised you boy
You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy
You get it for your ma, 'cause she
She raised you boy...

Annen için alırsın, çünkü o
Seni o büyüttü oğlum
Annen için alırsın, çünkü o
Seni o büyüttü oğlum…

Adblock test (Why?)