İngilizce Türkçe Sözlük







12 Ocak 2022 Çarşamba

Mitski – Love Me More (Türkçe Çeviri)

If I keep myself at home
I won’t make the same mistake
That I made for fifteen years
I could be a new girl
I will be a new girl
I wish that this would go away
But when I’m done singing this song
I will have to find something else
To do to keep me here
Something else to keep me

Kendimi evde tutabilirsem
On beş yıldır yaptığım
Hatayı yapmam
Yeni bir kız olabilirim
Yeni bir kız olacağım
Keşke bu ortadan kalksa
Ama bu şarkıyı söylemeyi bitirdiğimde
Beni burada tutmak için yapacak
Başka bir şey bulmam gerekecek.
Beni tutacak başka bir şey

Here’s my hand
There’s the itch
But I’m not supposed to scratch

İşte elim
İşte kaşıntı
Ama kaşımamam lazım

I need you to love me more
Love me more, love me more
Love enough to fill me up
Fill me up, fill me full up
I need you to love me more
Love me more, love me more
Love enough to drown it out
Drown it out, drown me out

Beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev
Beni doldurmaya yetecek kadar sev
Doldur beni, doldur beni
beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev
Boğmaya yetecek kadar sev
Boğ, beni boğ

How do other people live?
I wonder how they keep it up
When today is finally done
There’s another day to come
Then another day to come
Then another day to

Diğer insanlar nasıl yaşıyor?
Nasıl devam ettirdiklerini merak ediyorum
Bugün nihayet bittiğinde
Bir gün daha başlayacak
Sonra başka bir gün gelecek
Sonra başka bir gün daha

Come back to mine
We’ll pretend it ends tomorrow

Benimkine geri gel
Yarın sonmuş gibi davranalım

I need you to love me more
Love me more, love me more
Love enough to fill me up
Fill me up, fill me full up
I need you to love me more
Love me more, love me more
Love enough to drown it out
Drown it out, drown me out

Beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev
Beni doldurmaya yetecek kadar sev
Doldur beni, doldur beni
beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev
Boğmaya yetecek kadar sev
Boğ, beni boğ

I need you to love me more
Love me more, love me more
Love enough to clean me up
Clean me up, clean me up
Clean me up, clean me up
Clean me up, clean me up
I need you to love me more
Love me more, love me more

Beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev
Beni temizleyecek kadar sev
Beni temizle, beni temizle
Beni temizle, beni temizle
Beni temizle, beni temizle
beni daha çok sevmene ihtiyacım var
Beni daha çok sev, beni daha çok sev

Adblock test (Why?)

11 Ocak 2022 Salı

Nelly Furtado – Promiscuous ft. Timberland (Türkçe Çeviri)

Am I throwin’ you off?
Nope
Didn’t think so

Seni başımdan mı atıyorum?
Hayır
Öyle düşünmemiştim

How you doin’, young lady?
T
hat feeling that you giving really drives me crazy
You’re dope, have a player ’bout to choke
I was at a loss for words first time that we spoke
You lookin’ for a girl that’ll treat you right?
How you lookin’ for her in the daytime with the light?
You might be the type if I play my cards right
I’ll find out by the end of the night
You expect me to just let you hit it?
But will you still respect me if you get it?
All I can do is try, gimme one chance (Chance)
What’s the problem? I don’t see no ring on your hand (Hand)
I’ll be the first to admit it
I’m curious about you, you seem so innocent
You wanna get in my world, get lost in it?
Boy, I’m tired of runnin’, let’s walk for a minute

Nasılsın genç bayan?
Verdiğin o his beni gerçekten deli ediyor
Sen mükemmelsin, bir sevgilin olmadığını fark ettim
İlk konuştuğumuzda resmen nutkum tutuldu

Sana iyi davranacak bir kız mı arıyorsun?
Gündüz gözüyle bile ışık tutarak mı arıyorsun onu?

Sen hayatımda tutmak isteyeceğim biri olabilirsin
Bu gecenin sonunda buna karar vereceğim
Direkt sana her şeyi vereceğimi mi düşünüyorsun?
Seninle her şeyi yaşarsam bana saygı duyacak mısın?

Yapabileceğim tek şey denemek, bana bir şans ver
Sorun ne? Parmağında bir yüzük göremiyorum
Bunu itiraf eden ilk kişi olacağım
Seni merak ediyorum, çok masum duruyorsun

Dünyama girip kaybolmak mı istiyorsun?
Oğlum, koşmaktan yoruldum, hadi biraz yürüyelim

Promiscuous girl, wherever you are
I’m all alone, and it’s you that I want
Promiscuous boy, you already know
That I’m all yours, what you waiting for?
Promiscuous girl, you’re teasin’ me
You know what I want, and I got what you need
Promiscuous boy, let’s get to the point
‘Cause we’re on a roll, you ready?

Ayrım gözetmeye kız*, nerede olursan ol
Tamamen yalnızım ve istediğim sensin

Ayrım gözetmeyen çocuk, zaten biliyorsun
Tamamen senin olduğumu, ne bekliyorsun?

Ayrım gözetmeye kız, beni tahrik ediyorsun
Ne istediğimi biliyorsun ve ihtiyacın olana sahibim

Ayrım gözetmeye çocuk, gelelim konuya
Çünkü şansımız açık, hazır mısın?

Roses are red, some diamonds are blue
Chivalry is dead, but you’re still kinda cute
Hey, I can’t keep my mind off you
Where you at? Do you mind if I come through?
I’m out of this world, come with me to my planet
Get you on my level, do you think that you can handle it?
They call me Thomas, last name Crown
Recognize game, I’ma lay mine’s down
I’m a big girl, I can handle myself
But if I get lonely, I’ma need your help
Pay attention to me, I don’t talk for my health
I want you on my team — So does everybody else
Shh, baby, we can keep it on the low (Low)
Let your guard down, ain’t nobody gotta know (Know)
If you with it, girl, I know a place we can go
What kind of girl do you take me for?

Güller kırmızı, bazı elmaslar mavi
Şövalyelik öldü ama sen hala çok tatlısın

Hey, aklımı senden uzak tutamıyorum
Neredesin? Gelmemin bir sakıncası var mı?

Ben bu dünyanın dışındayım, benimle gezegenime gel
Seni benim seviyeme çıkarayım, altından kalkabileceğini düşünüyor musun?

Bana Thomas derler, soyadımsa Crown
Bu oyunu biliyorum, kendiminkini de bırakacağım

Ben büyük bir kızım, kendi başımın çaresine bakabilirim
Ama yalnız kalırsam o zaman sana ihtiyacım olabilir
Dikkat et bana, sağlığım açısından demiyorum

Seni takımımda istiyorumHerkes istiyor.
Shh, bebeğim bunu gizli tutabiliriz
İndir duvarlarını, kimsenin bilmesine gerek yok
İstiyorsan bebeğim, gidebileceğimiz bir yer biliyorum

Beni nasıl bir kız sanıyorsun?

Promiscuous girl, wherever you are
I’m all alone, and it’s you that I want
Promiscuous boy, you already know
That I’m all yours, what you waiting for?
Promiscuous girl, you’re teasin’ me
You know what I want, and I got what you need
Promiscuous boy, let’s get to the point
‘Cause we’re on a roll, you ready?

Ayrım gözetmeye kız*, nerede olursan ol
Tamamen yalnızım ve istediğim sensin

Ayrım gözetmeyen çocuk, zaten biliyorsun
Tamamen senin olduğumu, ne bekliyorsun?

Ayrım gözetmeye kız, beni tahrik ediyorsun
Ne istediğimi biliyorsun ve ihtiyacın olana sahibim

Ayrım gözetmeye çocuk, gelelim konuya
Çünkü şansımız açık, hazır mısın?

Don’t be mad, don’t get mean
Don’t get mad, don’t be mean
Hey, don’t be mad, don’t get mean
Don’t get mad, don’t be mean

Kızma, kabalaşma
Kızma, kaba olma
Hey, kızma, kabalaşma
Kızma, kaba olma

Wait, I don’t mean no harm
I can see you with my t-shirt on
I can see you with nothin’ on
Feelin’ on me before you bring that on
Bring that on?! — You know what I mean
Girl, I’m a freak, you shouldn’t say those things
I’m only trying to get inside of your brain
To see if you can work me the way you say
It’s okay, it’s alright
I got something that you gon’ like
Hey, is that the truth or are you talking trash?
Is your game M.V.P like Steve Nash?

Bekle, amacım kötü değil
Seni üzerinde tişörtümle hayal edebiliyorum

Seni çıplak hayal edebiliyorum
Elinden geleni ardına koymadan önce üzerimde hissediyorum

Elimden gelen mi?Ne demek istediğimi biliyorsun
Kızım, ben bir ucubeyim*, bunları söylememelisin
Sadece aklına girmeye çalışıyorum
Bana söylediğin şekilde çalışıp çalışamayacağını görmek için

Sorun değil, sorun değil
Bende senin beğeneceğin bir şey var

Hey, bu doğru mu yoksa boş mu konuşuyorsun?
Oyunun M.V.P Steve Nash gibi mi?

Promiscuous girl, wherever you are
I’m all alone, and it’s you that I want
Promiscuous boy, I’m callin’ ya name
But you’re drivin’ me crazy the way you’re makin’ me wait
Promiscuous girl, you’re teasin’ me
You know what I want, and I got what you need
Promiscuous boy, we’re one in the same
So we don’t gotta play games no more

Ayrım gözetmeye kız, nerede olursan ol
Tamamen yalnızım ve istediğim sensin

Ayrım gözetmeyen çocuk, adını çağırıyorum
Ama beklettiğin için beni delirtiyorsun
Ayrım gözetmeye kız, beni tahrik ediyorsun
Ne istediğimi biliyorsun ve ihtiyacın olana sahibim

Ayrım gözetmeye çocuk, ikimiz de aynı şeyi istiyoruz
Bu yüzden artık oyun oynamamıza gerek yok

*promiscuous: kriterleri yüksek olmayan, rastgele insanlarla cinsel ilişkide bulunan, seçici olmayan

*freak: cinsel ilişki sırasındaki fantazilerde sınır tanımayan

Adblock test (Why?)

The Neighbourhood Kimdir?

The Neighborhood, 2011 yılında Newbury Park, California’da kurulmuş bir Amerikan rock grubudur.


Grup, vokalist Jesse Rutherford (1991), gitaristler Jeremy Freedman(1992) ve Zach Abels (1992), basçı Mikey Margott(1993) ve davulcu Brandon Alexander Fried’den(1990) oluşmaktadır.

İlk albümleri ”I Love You” 2013 yılında yayınlanmıştır. O iyıldan itibaren aktif olarak müzik üretmeye devam etmişlerdir.


En ünlü şarkıları Sweater Weather ile tanınmışlardır ve TikTok uygulaması ile Daddy Issues adlı şarkıları tekrar göz önüne çıkmışlardır. Daddy Issues, ününe kavuştukran sonra 2019 yılında şarkının remix’i de grup tarafından yayınlanmıştır.

Adblock test (Why?)

10 Ocak 2022 Pazartesi

AURORA – Everything Matters (Türkçe Çeviri)

I’m driving your car with you sleeping in the seat next to me
Like a baby, you twist and you turn
You’re travelling fast like a bird in a dream

Yanımdaki koltukta uyurken arabanı sürüyorum
Bir bebek gibi, dönüyorsun ve dönüyorsun
Bir rüyadaki kuş gibi hızlı seyahat ediyorsun

Look at it go, look at it dance over the sky like a rocket
A love machine, a cinematic dream
So pure and it hurts when the beauty is lost in the speed
‘Cause everything matters to me
(To me, to me, to me, to me)
To me

Şuna bak, şuna bak, bir roket gibi gökyüzünde dans ediyor
Bir aşk makinesi, sinematik bir rüya
Çok saf ve güzellik hızla kaybolduğunda acıtıyor
Çünkü benim için her şey önemli
(Bana, bana, bana, bana)
Bana göre

You are part of the dawn where the light comes from the dark
You’re a part of the morning and еverything matters
Herе we are, an atom and a star
You’re a part of the movement and everything matters
(To me, to me, to me, to me)

Işığın karanlıktan geldiği şafağın bir parçasısın
Sabahın bir parçasısın ve her şey önemli
İşte buradayız, bir atom ve bir yıldız
Hareketin bir parçasısın ve her şey önemli
(Bana, bana, bana, bana)

I’m watching your storm turn into form
In the clouds of the world like a burst
It dances and it twirls
On top of the world, it is good and it hurts

Fırtınanın forma dönüşmesini izliyorum
Dünyanın bulutlarında bir patlama gibi
Dans ediyor ve dönüyor
Dünyanın tepesinde, bu iyi ve acıtıyor

Look at it go, look at it dance over the sky like a rocket
A teacher, a simulated dream
A cure, a cure for the hurt
And the pleasure you feel is real

Şuna bak, şuna bak, bir roket gibi gökyüzünde dans ediyor
Bir öğretmen, simüle edilmiş bir rüya
Bir tedavi, acı için bir tedavi
Ve hissettiğin zevk gerçek

Quelque part, avant l’aube
Quand la lumière veut nous voir
Quelque part dans le monde un oiseau s’endort
Sans bruit, toi et moi
Dans la nuit on trouvera
Quelque part où déposer les fleurs qu’on a cueillies
Pars avant l’aube
Quand la lumière veut nous voir

Şafaktan önce bir yerde
Işık bizi görmek istediğinde
Dünyanın bir yerinde bir kuş uykuya dalar
sessizce sen ve ben
gece bulacağız
Topladığımız çiçekleri koyacak bir yer
Şafaktan önce gidelim
Işık bizi görmek istediğinde

Adblock test (Why?)

AURORA – A Dangerous Thing (Türkçe Çeviri)

Something about you is soft like an angel
And something inside you is violence and danger
I knew from the moment we met, you are a dangerous thing
When you are with me, I feel like I’m living
And living besides you can be unforgiving
I knew from the very first step, you are a dangerous thing

Senin hakkında bir şey bir melek gibi yumuşak
Ve içinde diğer şeylerse şiddet ve tehlike
Tanıştığımız andan itibaren biliyordum, sen tehlikeli bir şeysin
Sen benimleyken, yaşadığımı hissediyorum
Ve senin yanında yaşamak affetmez olabilir
İlk adımdan biliyordum, sen tehlikeli bir şeysin

There’s no end to the fall
You keep on getting better, I keep forgetting
There’s no love in the end
I hope you’ll call
I keep on losing feathers, I keep forgetting
There’s no love in the end
No love in the end
No love in the end
No love in the end

Düşüşün sonu yok
Sen daha iyi olmaya devam ediyorsun, ben unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Umarım ararsın
Tüyleri kaybetmeye devam ediyorum, unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok

Something about you is warm and sedusive, and
When you’re with me you’re cold and abusive
I knew from the second we met, you are a dangerous flame
You are a dangerous flame

Sende sıcak ve baştan çıkarıcı bir şey var ve
Benimle olduğun zaman soğuk ve küfürbazsın
Tanıştığımız andan itibaren biliyordum, sen tehlikeli bir alevsin
Sen tehlikeli bir alevsin

There’s no end to the fall
You keep on getting better, I keep forgetting
There’s no love in the end
I hope you will come
I keep on losing feathers, I keep forgetting
There’s no love in the end
No love in the end
No love in the end
No love in the end

Düşüşün sonu yok
Sen daha iyi olmaya devam ediyorsun, ben unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Umarım ararsın
Tüyleri kaybetmeye devam ediyorum, unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok

No love in the end
No love in the end
No love in the end

Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok

I don’t think I know myself, without your help
I wonder why have I got a heaven deep inside of me
I keep the light on, it keeps me warm
I hate it when I fall for your illusion of love
I know this is not love

Senin yardımın olmadan kendimi tanıyabildiğimi sanmıyorum
Merak ediyorum neden içimde derin bir cennet var
Işığı açık tutuyorum, beni sıcak tutuyor
Aşk yanılsamasına kapıldığımda bundan nefret ediyorum
Biliyorum bu aşk değil

There’s no end to the fall
You keep on getting better
There’s no love in the end
I hope you will come
I keep on losing feathers, I keep forgetting
There’s no love in the end
There’s no end to the fall
You keep on getting better, I keep forgetting
There’s no love in the end
I hope you will come
I keep on losing feathers, I keep forgetting
There’s no love in the end
No love in the end
No love in the end
No love in the end

Düşüşün sonu yok
Sen daha iyi olmaya devam ediyorsun, ben unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Umarım ararsın
Tüyleri kaybetmeye devam ediyorum, unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Düşüşün sonu yok
Sen daha iyi olmaya devam ediyorsun, ben unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Umarım ararsın
Tüyleri kaybetmeye devam ediyorum, unutmaya devam ediyorum
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok
Sonunda aşk yok

Adblock test (Why?)

9 Ocak 2022 Pazar

Asaf Avidan – Lost Horse (Türkçe Çeviri)

All my body’s undulating
Back and forth but it’s too late and
There’s no cure and no sedating
All this pain we’re generating
This prolonged, insane, grotesque thing
That we wrongly have been naming “love”
Honey, this ain’t love, no

Tüm vücudum ileri geri dalgalanıyor ama çok geç
ve ürettiğimiz tüm bu acıyı, yanlış bir şekilde “aşk” olarak
adlandırdığımız bu uzun süreli,
çılgın, grotesk şeyi ne tedavi edebilir, ne de sakinleştirebiliriz.
Tatlım, bu aşk değil, hayır

Pretty soon, I will be feeding
On the taps your little feet in
Silver boots make when they’re fleeing town
And I can’t get around to being
Much surprised by memories speeding
On the road on which we’re bleeding
Love
Honey, this ain’t love

Çok yakında, gümüş çizmeli küçük ayaklarının şehirden kaçarken
bıraktıkları izleri takip edeceğim
Ve kanadığımız yolda hızlanan anılarla pek şaşırmamak elde değil.
Aşk
Tatlım, bu aşk değil

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail
I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk
Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

It’s raining cats and dogs and lightning
Strikes my heart and sheds some light on
To the fact it ain’t so frightening
How there hasn’t been your pretty sight in
So much time, my teeth are whitening
From the blood we shed while biting
Love
Honey, this ain’t love

Delilercesine sağanak yağmur yağıyor ve kalbime yıldırım
çarpıyor ve bu kadar uzun zamandır güzel görüşünün
olmamasının o kadar da korkutucu olmadığı gerçeğine
biraz ışık tutuyor.
Isırırken döktüğümüz kandan dişlerim beyazlıyor
Aşk
Tatlım, bu aşk değil

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail
I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk
Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

Only
Born to fail

Yalnızca
Başarısız olmak için doğduk

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

Adblock test (Why?)

Lana Del Rey – Break My Fall (Türkçe Çeviri)

The greatest line in history:
Baby it’s not you, it’s me
What you think I’m dumb, dumb, baby doll?
I’m big enough and bad enough
And I can tell when things get rough
Now nothing that you say can break my fall

Tarihteki en iyi söz
”Bebeğim sorun sende değil, bende”
Aptal mı aptal bir oyuncak bebek olduğumu mu düşünüyorsun?
Yeterince büyük ve yeterince kötüyüm
Ve işler çirkinleşmeye başladığında bunu anlayabilirim
Şimdi söyleyebileceğin hiçbir şey düşüşümü engelleyemez

Stop right there
If you really care

Tam orada dur
Eğer gerçekten umursuyorsun

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

Greatest lie in history:
Baby it’s not you, it’s me
Do you really think I’ll buy your bullshit boy?
Ooh-oh-oh-oh
Give a girl her self respect
You haven’t gone and hurt me yet
But you know that I’ll crumble if you call

Tarihteki en büyük yalan
Bebeğim sorun sende değil, bende
Sahiden zırvalıklarına inanacağımı mı sandın?
Bir kıza kendine olan saygısını geri ver
Henüz gidip de beni kırmadın
Ama eğer ararsan parçalanacağımı biliyorsun

Stop right there
If you really care

Tam orada dur
Eğer gerçekten umursuyorsun

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

I’m not gonna let you become a martyr
Not gonna let you pick up the gun
I’m gonna make this a whole lot harder
Won’t make it easy for you to run
I’m not gonna let you become a martyr
Not gonna let you pick up the gun
I’m gonna make this a whole lot harder
Won’t make it easy for you to run

Mağdur olmana izin vermeyeceğim
Sİlahı almana izin vermeyeceğim
Bunu çok daha zor hale getireceğim
Koşmanı kolaylaştırmayacak
Mağdur olmana izin vermeyeceğim
Sİlahı almana izin vermeyeceğim
Bunu çok daha zor hale getireceğim
Koşmanı kolaylaştırmayacak

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

Adblock test (Why?)