İngilizce Türkçe Sözlük
26 Kasım 2016 Cumartesi
The Weeknd - M A N I A Şarkı Sözleri (Türkçe Çevirisi)
The Weekend'in yeni albümü Starboy'un çok beğenilen şarkılarından biri olan M A R I A 'nın İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karışınızda
M A N I A
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!
The reasons I can't have you
Sana sahip olamama nedenlerimi
Are so easy to fix
Düzeltmek çok kolay
I didn't really plan to
Gerçekten planlamadım
But Imma do it for this
Ama bunun için yapacağım
The reasons I can't have you
Sana sahip olmama nedenlerim
Isn't so complicated
Çok karışık değil
Baby if you let me I won't hesitate
Bebeğim bana izin verirsen tereddüt etmem
All I know (all I know, all I know, all I)
Tüm bildiğim (tüm bildiğim, tüm bildiğim)
All I know is this
Tüm bildiğim bu
All I know (all I know, all I know, all I)
Tüm bildiğim (tüm bildiğim, tüm bildiğim)
I ran outta tears when I was eighteen
On sekiz yaşına geldiğimde göz yaşlarım tükendi
So nobody made me but the main streets
Yani beni kimse değil bu caddeler yarattı
Cause too many people think they made me
Çünkü çok fazla insan beni yarattığını düşünüyor
Well if they really made me, than replace me
Peki beni gerçekten onlar yarattıysa, değiştirsinler beni
Homeless, to Forbes* list, these niggas bring no stress
Evsiz, Forbes listesine, bu zenciler stres yapmıyor
I feel like I'm Moses, I feel like I'm chosen
Kendimi Musa gibi hissediyorum, seçilmiş gibi hissediyorum
And if you're with my nigga then your girls single to me
Ve eğer benim zencimleysen, o zaman kızların bana bekar
I don't give a damn if a nigga said you knew me
Bir zenci beni tanıdığını söylediğinde, umurumda bile değil
Grew up with no father so nobody ever son me
Baba olmadan büyüdüm, bu yüzden kimse bana değil
My flow too sick Kevin Costner couldn't touch me
Akıntı çok dengesiz Kevin Costner bana dokunamadı
I know you wished that nobody ever loved me
Kimsenin beni sevmediğini dilediğini biliyorum
I feel useless when I'm never makin money
Hiç para kazanamadığım zaman işe yaramaz hissediyorum
Well this is the life we always fantasized
Hep hayalini kurduğumuz hayat bu
Rich folk problem through a queen street nigga's eyes
***
Every time you see me pull up in that aventadors
Beni her gördüğünde bu aventadorları kaldır
Just know we be grinding on them sidewalks
Onların kaldırımlarına aşındığımızı bilelim
Sidewalks saved my life
Kaldırımlar hayatımı kurtardı
They don't know ever lie
Hiçbirinin yalan olmadığını bilmiyorlar
Show me all the sides
Her iki tarafı da göster bana
They don't let me down
Beni hayal kırıklığına uğratmıyorlar
Everybody here wants you
Burada herkes seni istiyor
My love, my love
Aşkım, aşkım
And I know that you want him too
Ve ben de onu istediğinizi biliyorum
My love, my love
Aşkım, aşkım
I ask you what your heart desires
Kalbin ne istediğini soruyorum
My love, my love
Aşkım, aşkım
You tell me I'm the only one
Söyle bana bir tanen miyim
My love, my love
Aşkım, aşkım
It's a lie, a lie
Bu bir yalan, bir yalan
I catch you every time
Seni her seferinde yakalarım
In your lies, your lies
Yalan söylerken, yalan söylerken
Every time you close your eyes
Hepsinde de gözlerini kapattın
I hear the secrets that you keep
Sakladığın sırları duyabiliyorum
When you're talkin in your sleep
Uykunda konuştuğunda
I hear the secrets that you keep, keep
Sakladığın sırları duyabiliyorum
When you're talk, talkin, talkin
Uykunda konuştuğunda
I hear the secrets that you keep
Sakladığın sırları duyabiliyorum
When you're talkin in your sleep
Uykunda konuştuğunda
I hear the secrets that you keep, keep
Sakladığın sırları duyabiliyorum
When you talk, talkin, talkin
Konuştuğunda, konuştuğunda
I'm find ways to articulate the feeling I'm going through
Geçmekte olduğum hissi ifade etmenin yollarını bulurum
I just can't say I don't love you
Sadece senin sevmediğimi söyleyemem
Cause I love you
Çünkü seviyorum
It's hard for me to communicate the thoughts that I hold
Düşüncelerimi aktarmam benim için çok zor
But tonight I'm going to let you know
Ama bu gece sana haber vereceğim
Let me tell the truth
Bana gerçeği söyleyeceksin
Baby let me Tell the truth, yeah
Bebeğim bana gerçeği söyleyeceksin, evet
You know what I'm thinking
Ne düşündüğümü biliyorsun
I see it in your eyes
Bunu gözlerinde görüyorum
You hate that you want me
Beni istemenden nefret ediyorum
Hate it when you cry
Ağlamandan nefret ediyorum
Your scared to be lonely
Yanlız kalmaktan korkuyorsun
Especially in the night
Özellikle gece
I'm scared that I miss you
Seni özlemekten nefret ediyorum
Happens every time
Her seferinde olan şey
I don't want this feeling
Bu duyguyu istemiyorum
I can't afford love
Aşkı göze alamam
I tried to find me some
Kendimi bulmaya çalıştım
To pull us apart
Bizi parçalara ayırmak için
It ain't working cause your perfect
İşe yaramıyor çünkü sen mükemmelsin
And I know that your worth it
Ve biliyorum ki sen buna değersin
I can't walk away
Uzaklaşamam
I'm good I'm good I'm great
İyiyim, iyiyim, harikayım
Know it's been a while now I'm mixin up the drink
Biliyorsun biraz zaman geçti şimdi içkimi karıştırıyorum
I just need a girl who gonna really understand
Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var
I just need a girl who gonna really understand
Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var
I'm good I'm good I'm great
İyiyim, iyiyim, harikayım
Know its been a while now I'm mixin up the drink
Biliyorsun biraz zaman geçti şimdi içkimi karıştırıyorum
I just need a girl who gonna really understand
Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var
I just need a girl who gonna really understand
Sadece beni gerçekten anlayacak bir kıza ihtiyacım var
And I seen her get rich on the pole?
Ve onun direk (dansıyla) zenginleşmesini gördüm
I seen her I knew she had to know
Onu gördüğümde bilmek zorunda olduğunu biliyordum
I seen her take down that tequila
Onu tekilla çakarken gördün
Down by the litre
Litreyle içiyor
I knew I had to meet her
Onunla tanışmak zorunda olduğumu biliyordum
Ooo she mine
Ooo O benim
Ooo girl bump and grind
Ooo kızım bastır ve çalkala (kucak dansı)
Ooo she mine
Ooo O benim
Ooo girl bump a line
Ooo kızım bastır ve çalkala (kucak dansı)
Angelina
Lips like Angelina
Angelina gibi dudaklar
Like Selena
Selena gibi
Ass shaped like Selena
Selena gibi şekilli kalça
Im like
Ben gibiyim
Got up thanked the lord for the day
Gün için Lord'umuza teşekkür ettim
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
(woke up by a girl I don't even know her name)
(Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
Got up thanked the lord for the day
Gün için Lord'umuza teşekkür ettim
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
(woke up by a girl I don't even know her name)
(Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
Paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid
Paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak,
But I see something in ya
Ama sende bir şey görüyorum
Paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid, paranoid
Paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak, paranoyak,
But I see something in ya
Ama sende bir şey görüyorum
Got up thanked the lord for the day
Gün için Lord'umuza teşekkür ettim
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
(woke up by a girl I don't even know her name)
(Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
Got up thanked the lord for the day
Gün için Lord'umuza teşekkür ettim
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
Woke up by a girl I don't even know her name
Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım
(woke up by a girl I don't even know her name)
(Adının bile bilmediğim bir kız tarafından uyandırıldım)
You're paranoid
Sen paranoyaksın
Tell me what you really like
Gerçekten ne istediğini söyle bana
Baby I can take my time
Bebeğim zamanım var
We don't ever have to fight
Hiç kavga etmek zorunda değiliz
Just take it step by step
Sadece adım adım anlat
I can see it in your eyes
Bunu gözlerinde görebiliyorum
Cause they never tell me lies
Çünkü Onlar bana asla yalan söylemez
I can feel that body shake
Vücut sarsıntını hissedebiliyorum
And the heat between your legs
Ve bacaklarının arasındaki sıcaklığı
You've been scared of love
Aşktan korktun
And what it did to you
Ve sana ne yaptı
You don't have to run
Kaçmak zorunda değilsin
I know what you've been through
Neler yaşadığını biliyorum
Just a simple touch
Sadece basit bir dokunuş
And it can set you free
Ve bu seni özgür bırakabilir
We don't have to rush
Acele etmek zorunda değiliz
When you're alone with me
Benimle yalnızken
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming
Geliyor hissediyorum
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
You've been scared of love
Aşktan korktun
And what it did to you
Ve sana ne yaptı
You don't have to run
Kaçmak zorunda değilsin
I know what you've been through
Neler yaşadığını biliyorum
Just a simple touch
Sadece basit bir dokunuş
And it can set you free
Ve bu seni özgür bırakabilir
We don't have to rush
Acele etmek zorunda değiliz
When you're alone with me
Benimle yalnızken
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming (I feel it coming)
Geliyor hissediyorum (Geliyor hissediyorum)
I feel it coming baby (I feel it coming baby)
Geliyor hissediyorum bebeğim (Geliyor hissediyorum bebeğim)
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
I feel it coming baby
Geliyor hissediyorum bebeğim
Forbes: İş dünyası ve finans ile ilgili konuları içeren aylık amerikan dergisi
17 Kasım 2016 Perşembe
Osman Aga Türkçe çevirisi
Íthela na `rtho na s’ évro,
Gelip seni bulmak istiyorum
M’ épiase psilí vrochí, Osmán Agá
Yağmur yağmaya başladı Osman aga
As erchósoune na m’ évreis,
Keşke gelip beni bulsan
Ki as genoúsoune papí, Osmán Agá
Islansan bile Osman Aga
Vríka roúcha na s’ alláxo,
Değiştirmen için sana elbiseler buldum
Páploma na koimitheís, Osmán Agá
Uyuman için de kuş tüyü yorgan,Osman Aga
Ankaliá na se zestánei
Seni ısıtacak bir kucaklama
Kai glyká na oneirefteís, Osmán Agá
Böylece güzel rüyalarıın olur Osman Aga
San petháno sta karávia
Gemilerde öldüğüm zaman
Ríchte me mes’ sto gialó, Osmán Agá
Beni kıyıya at Osman Aga
Na me fan ta mávra psária
Böylece balıklar tarafından tüketilmiş olacağım
Kai to almyró neró, Osmán Agá
Ve tuzlu su tarafından Osman Aga
Kai to almyró neró, Osmán Agá
Ve tuzlu su tarafından Osman Aga
Çeviren:Ahmet KADI
14 Kasım 2016 Pazartesi
Unreal Türkçe çevirisi
Sit back,bare your cross to me
Arkana yaslan,haçını çıkar bana
Oh won’t I listen?
Oh,dinlemeyeyim mi?
God damn have I burned my hands?
Allah kahretsin,ellerimi mi yaktım ?
On what’s been missing
Olmayan şeyin üzerinde
I feel… unreal
Hissediyorum…gerçek dışı
Everytime I try and stop to feel
Ne zaman densem ve hissetmeyi bıraksam
Pick me up my friend
Beni al arkadaşım
Let me start again
Bırak yeniden başlayayım
You fucked me
Beni becerdin
Behind this garden
Bu bahçenin arkasında
Don’t fuck with me
Benimle uğraşma
Long before I could even see
You’re what was missing
Uzun zaman önce,eksik olan şeyin
Sen olduğunu bile görebiliyordum
Twisting deep inside of me
İçimin derinlerini burkan
Forever missing the glistening
Parlaklık hep eksik
I feel… unreal
Hissediyorum…gerçek dışı
Everytime I try and stop to feel
Ne zaman densem ve hissetmeyi bıraksam
Pick me up my friend
Al beni arkadaşım
Hold closed your hand
Elini kapalı tut
Can you see all the clear skin in front of me
Önümdeki bütün parlak ciltleri görebiliyor musun
Can you see, can you see
Görebiliyor musun görebiliyor musun
What you wanna see
Görmek istediğin şeyi
Can you see there’s a little spot of light in me
Görebiliyor musun içimde azıcık bir ışık var
Can you see, can you tell I’m fucked
Görebiliyor musun,becerildiğimi söyleyebilir misin
Bleeding emotions
Kanayan duygular
Bleed emotions
Duygular kanar
Sat back and gave your soul to me
Arkana yaslandın ve ruhunu bana verdin
But did I listen
Ama ben dinledim mi?
God damn did I burn my hands
Allah kahretsin ellerimi mi yaktım
On what was missing,
Olmayan şeyin üzerinde
The glistening
Parlaklık
I feel, … unreal
Hissediyorum…gerçek dışı
Everytime I try and stop to feel
Ne zaman densem ve hissetmeyi bıraksam
Pick me up my friend
Beni al arkadaşım
Hold closed my hand
Elimi kapalı tut
You fucked me
Beni becerdin
Behind this garden
Bu bahçenin arkasında
You fucked me
Beni becerdin
Behind this garden
Bu bahçenin arkasında
Don’t fuck with me
Benimle uğraşma
Çeviren: Ahmet KADI
13 Kasım 2016 Pazar
Born Naked Türkçe çevirisi
Who you waiting for?
Kimi bekliyorsun?
Another savior
Başka bir kurtarıcıyı mı
Always looking but you never find
Her zaman arıyorsun ama asla bulmazsın
Never find
Asla bulmazsın
Waking up from another night gone
Geçip giden başka bir geceden uyanıyorsun
Always looking but you never find
Her zaman arıyorsun ama asla bulmazsın
Never find
Asla bulmazsın
Going downtown
Şehir merkezine giderken
You know where you going
Nereye gittiğini biliyorsun
Throw your top down
Üst kıyafetini aşağı at*
Like you know where you going
Nereye gittiğini biliyormuşsun gibi
Tell me one thing
Bana bir şey söyle
Do you like
Where you going
Running all the red lights
Bütün kırmızı ışıkları geçerken
Gittiğin yeri
Seviyor musun
And I said who
Ve dedim ki kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
Who
Kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
A lonely highway
Issız bir otoban
You drove the wrong way
Arabayı yanlış yöne sürdün
Always chasing down the fantasy
Her zaman hayalin peşinden gidiyorsun
A sexy muscle car
Büyük hacimli motoru olan seksi bir araba
Under the radar
Radar altında
Always looking but you never see
Her zaman bakıyorsun ama asla görmüyorsun
Never see
Asla görmüyorsun
Going downtown
Şehir merkezine giderken
You know where you going
Nereye gittiğini biliyorsun
Throw your top down
Üst kyafetini aşağı at
Like you know where you going
Nereye gittiğini biliyormuşsun gibi
Tell me one thing
Bana bir şey söyle
Through your life
Hayatın boyunca
Where you going
Nereye gidiyorsun
Ignoring all of the signs
İşaretlerin hepsini göz ardı ederek
And I said who
Ve dedim ki kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
Who
Kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
I’ll say it again
Bunu tekrar söyleyeceğim
It’s never been the clothes that make the man
İnsanı insan yapan asla kıyafetler değildir
Nothing can
Hiçbir şey (birisini insan)yapamaz
Leave your baggage behind
Valizini geride bırak
And I said who
Ve dedim ki kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
Who
Kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
Ve gerisi bir örtü
Who
Kim
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
Who do you think you are?
Kim olduğunu zannediyorsun?
I’m telling the truth now
Şimdi gerçeği söylüyorum
We’re all born naked
Hepimiz çıplak doğduk
And the rest is drag
ve gerisi bir örtü
*Dipnot : İngilizcede ‘top” kelimesi üst kıyafet anlamına
geldiği gibi ‘üst” ‘tepe” ‘tavan” anlamına da gelir.Şarkıcı
‘top” kelimesiyle kıyafeti kastetmişse ‘üst kıyafetini aşağı at”
anlamı çıkar. Ancak burada arabanın açılabilir tavanını kastediyorsa
o zaman da ‘tavanını kaldır” gibi bir anlam çıkıyor.
Çeviren:Ahmet KADI
10 Kasım 2016 Perşembe
Fergie - Life Goes On Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)
Fergie'nin yeni şarkısı Life Goes On İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevisi ile karşınızda.
Life Goes On
Hayat Devam Ediyor
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!
Mmm, da-da-da-da-da-da-da
Every day when I wake up
Uyandığım her gün
Tryna read my fortune on the bottom of my coffee cup
Kahve fincanımdaki falımı okumaya çalışıyorum
But it seems like I never finish
Ama hiç tamamlanmayacak gibi görünüyor
It's always half full, or is it half empty?
Hep yarısı doluyor, ya da yarısı boş mu kalıyor?
Maybe it's my own superstition or a kind of self protection
Belki bu benim batıl inancım ya da bir tür savunma mekanizması
If it all looks bad, why would I wanna look ahead?
Herşey berbat görünüyorsa, neden geleceğe bakmak isteyeyim ki?
Oh, oh, oh, still sittin' here
Oh, oh, oh, hala burada oturuyor
Just watching the sun go down, (down), down, (down), down?
Sadece güneşin batışını izliyor, batışını, batışını
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
It's up to you what you're gonna do
Ne yapacağın sana kalmış
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
Who cares anyway?
Kim takar?
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
Damn it baby, what you're gonna do?
Lanet olsun bebeğim, ne yapmak istiyorsun?
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
But who cares anyway?
Ama kim takar ki?
(Haha yeah, who really cares?)
(Haha eveti gerçekten kim takar)
Every conversation gets me high on motivation
Her konuşma motivasyonumu yükseltiyor
Gets me craving of your own familiar situation *yeah)
Kendi alışkanlıklarına arzumu arttırıyor
Reach the unreachable, achieve the unbelievable
Ulaşılabilir ulaşılamazlık, gerçekleşebilir inanılmazlık
In the midst of all the madness, remember life's beautiful
Tüm bu çılgınlık ortasında, hatırla hayat güzel
Still I'm feeling restless, thinking I should rest less
Ben hala huzursuz hissediyorum, huzursuz olmam gerektiğini düşünüyorum
Work more, play hard, ready for the encore
Daha çok çalış, daha çok eğlen, tekrarı için hazır ol
Is this the kinda life I really wanna live for? (two times)
Bu gerçekten yaşamak istediğim türden bir hayat mı (iki misli)
In my heart I know, less is more (more)
Biliyorum, kalbim de, az daha çoktur, (daha çok)
More (more), more, more, more
Daha çok, daha, daha çok
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
It's up to you what you're gonna do
Ne yapacağın sana kalmış
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
Who cares anyway?
Kim takar?
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
Damn it baby, what you're gonna do?
Lanet olsun bebeğim, ne yapmak istiyorsun?
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
But who cares anyway?
Ama kim takar ki?
It's time to take this out of my hands
O, zaman bunu ellerimden aldı
Is it all gonna be worth it in the end?
Sonunda tüm bunlara değecek mi?
'Cause it's safe here in my comfort zone, yeah, yeah, yeah
Çünkü burası güvenli konfor bölgem, evet, evet, evet
Never stray too far from home
Asla evden çok uzaklara ayrılma
But then again this way I'll never know, never know
Ama daha sonra asla bilemeyeceğim bu yol, asla bilemeyeceğim
Maybe I should go...
Belki de gitmeliyim
Go crazy, go insane, go for everything
Get the money, dollar bills in your wallet, say ka-ching
Sign the dealy, make a mili, sound famili?
The urgency is sounding the drilly for the ma-milli
And then they really talk in Braille, actin' chilly
They got me feelin' like an achilles, silly, silly, I mean, really?
Really, really? Really really though?
Really, really, really though?
Feel the vibration of the higher ground
Love always leads to the highest sound
Many conversations, people makin' speculations
As to my procrastination due to my revelations
And then they get fugazi
You call yourself a rider
You need to speed your loyalty up like Bugatti
Baby don't underestimate my underdog mentality
We 'bout to race ahead, ambition on Ferrari
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
It's up to you what you're gonna do
Ne yapacağın sana kalmış
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
Who cares anyway?
Kim takar?
Life goes on with or without you
Hayat senle ya da sensiz, geçiyor
Damn it baby, what you're gonna do?
Lanet olsun bebeğim, ne yapmak istiyorsun?
You could go or you could stay
Gidebilirdin ya da kalabilirdin
But who cares anyway?
Ama kim takar ki?
You could go or you could stay
Gidebilir ya da kalabilirdin
Mmm, mmm
You could go, you could stay
Gidebilirdin, kalabilirdin
Da-da-da-da-da-da-da
The Chainsmokers - Setting Fires Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)
The Chainsmokers grubunun yeni şarkısı Setting Fires İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi
Setting FiresAteşler Yakmak
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!Down to my last match fire I touch just to feelSon kibrit ateşime (kadar) sadece hissetmek için dokunuyorum
Why is it easier to burn than it is to heal?Yanması neden iyileşmesinden daha kolay?
Out in the cold you've beenDışarıda,soğuktaydın
I begged you to come back inTekrar içeri girmen için yalvardım
But I can't do this againAma bunu tekrar yapamam
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can'tYapamam
I can't go on and on setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya devam edemem
I've been looking for answers I don't want to hearCevapları arıyordum, duymak istemiyorum
Chest to chest with you I'm staring into a mirrorSeninle göğüs göğüseyim aynaya bakarken
Out in the cold you've beenDışarda soğuktaydın
I begged you to come back intekrar içeri girmen için yalvardım
But I can't do this againAma bunu tekrar yapamam
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can'tYapamam
I can't go on and on setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya devam edemem
What would I do?Ne yapardım?
What I wouldn't do to save youSeni kurtarmak için neler yapmazdım
What would I do?Neler yapardım?
What I wouldn't do to save youSeni kurtarmak için neler yapmazdım
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can't keep you from harmSeni zarardan koruyamam
But I'm set on fire to keep you warmAma seni sıcak tutmak için kendim tutuşuyorum
I can't go on and onDevam edemem ve edemem
Setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya
I can'tYapamam
I can'tYapamam
I can't go on and on setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya devam edemem
I can'tYapamam
I can'tYapamam
I can't go on and on setting fires to keep you warmSeni sıcak tutmak için kendim tutuşmaya devam edemem
9 Kasım 2016 Çarşamba
Justin Bieber - Let Me Love You Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri) ft. Dj Snake
Let Me Love You
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!I used to believe we were burnin' on the edge of somethin' beautifulGüzel bir şeyin kenarında yandığımıza inanırdım
Somethin' beautifulGüzel bir şeyin
Sellin' a dreamÇok satan bir rüya
Smoke and mirrors keep us waitin' on a miracleDuman ve aynalar bir mucize için bize eşlik ediyor
On a miracleBir mucize için
Say, go through the darkest of daysDiyelim ki, en karanlık günleri geçiriyoruz
Heaven's a heartbreak awayCennetin kalp kırıklığı var
Never let you go, never let me downGitmene izin vermem, düşmeme izin verme
Oh, it's been a hell of a rideZorlu bir yolculuk oldu
Driving the edge of a knifeBıçağın kenarında yolculuk ediyoruz
Never let you go, never let me downGitmene izin vermem, düşmeme izin verme
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Oh baby, babyOh, bebeğim, bebeğim
Don't fall asleepSakın uyuma
At the wheel, we've got a million miles ahead of usDireksiyon başında, bizden milyonlarca kilometre önde gidiyor
Miles ahead of usMilyonlarca kilometre önde
All that we needİhtiyacımız olan her şey
Is a rude awakening to know we're good enoughKaba bir uyanış olduğunda yeterince iyi olduğumuzu bilmek
Know we're good enoughYeterince iyi olduğumuzu
Say, go through the darkest of daysDiyelim ki, en karanlık günleri geçiriyoruz
Heaven's a heartbreak awayCennetin kalp kırıklığı var
Never let you go, never let me downGitmene izin vermem, düşmeme izin verme
Oh, it's been a hell of a rideZorlu bir yolculuk oldu
Driving the edge of a knifeBıçağın kenarında yolculuk ediyoruz
Never let you go, never let me downGitmene izin vermem, düşmeme izin verme
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Oh baby, babyOh, bebeğim, bebeğim
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Don't you give up, nah-nah-nahVazgeçme, hayır hayır
I won't give up, nah-nah-nahBen vazgeçmeyeceğim, hayır
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Let me love youSeni sevmeme izin ver
Oh baby, babyOh, bebeğim, bebeğim