My baby mama one time (yah)
Girl na you dey make my temperature dey rise
If you leave me, I go die (I swear)
You are like the oxygen I need
Bebeğim, sevgilim
Kızım benim ateşimi yükseltiyorsun
Eğer beni bırakırsan, ölürüm (yemin ederim)
İhtiyacım olan oksijen gibisin
To survive I'll be honest
Your loving dey totori me
I-I'm so obsessed
I want to chop your nkwobi
Yaşamak için dürüst olacağım
Senin totorin sevgi dolu
Fazla takıntılıyım
Nkwobi'ni dilimlemek istiyorum
Unle
Your body dey baka mi si (unle)
Open am make I see (oh yeah)
Gimme love nwantiti
Baby make a bad man sing, oh yeah
Unle
Vücudun, sadece seni istiyorum
Görmem için aç
Bana aşkı ver nwantiti
Bebeğim, kötü bir adama şarkı söylettin
Ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah-ah
Ah-ah-ah-ah-ah-ah
Aah-ah-ah-ah-ah-ah-ah
Del bloque la sensation
En tus pierna' siento la vibration
Pretty face with no limitation
Terminamo' en casa dándono' un session
Beni sadece senin yap
Bacaklarımdaki titreşimi hissedebiliyorum
Sınırsız güzellikteki yüzün
Nihayet evde bir randevuya çıkabildik
El que te toque, all my bullets is hollow
Me no scare si me muero tomorrow
Estoy aquí to kill your sorrow
Cada bad gyal quiere un hombre malo
Sana kim dokunursa, bütün kurşunlarım boş
Yarın ölecek olursam benden korkma
Kederini öldürmek için buradayım
Her kötü kız kötü bir erkek ister
Hold me tight, abrázame fuerte
Kiss me right, bésame, vente
With no light, humo en el ambiente
Tenerte, qué rico se siente (ah, ay)
Beni sıkı tut, beni sıkı tut
Beni öp, öp beni, gel
Işık yok, ortamda duman var
Sana sahip olmak, ne kadar güzel hissettiriyor
Hold me tight, abrázame fuerte
Kiss me right, bésame, vente
With no light, humo en el ambiente
Tenerte, qué rico se siente (ah, ay)
Beni sıkı tut, beni sıkı tut
Beni öp, öp beni, gel
Işık yok, ortamda duman var
Sana sahip olmak, ne kadar güzel hissettiriyor
I steal a few breaths From the world for a minute
And then I’ll be nothing forever
And all of my memories
And all of the things I have seen
Will be gone
With my eyes with my body with me
Dünyadan bir dakikalığına
Bir kaç nefes çaldım Ve sonrasında sonsuza kadar bir hiç olacağım
Tüm hatıralarım
Ve gördüğüm her şey
Kaybolacak
Gözlerim ve vücudumla benimle birlikte
But me and my husband
We’re doing better It’s always been just him and me
Together
So I bet all I have on that
Furrowed brow
And at least in this lifetime
We’re sticking together
Me and my husband
We’re sticking together
Ama eşim ve ben
Daha iyiyiz
Her zaman sadece ben ve o vardık
Birlikte
Sahip olduğum her şey üzerine bahse girerim ki
Çatık kaşlarla
En azından bu yaşam süresince
Birlikte kalacağız
Eşim ve ben
Birlikte kalacağız
And I am the idiot with the painted face
In the corner, taking up space
But when he walks in, I am loved, I am loved
Ve boyanmış suratlı aptal benim
Köşede, yer kaplayan
Ama o içeri girdiğinde, seviliyorum, seviliyorum
Me andmy husband We’re doing better
It’s always been just him and me
Together
So I bet all I have on that
Furrowed brow
And at least in this lifetime
We’re sticking together
Me and my husband
We’re sticking together
Me and my husband
We’re doing better
Eşim ve ben
Daha iyiyiz Her zaman sadece ben ve o vardık
Birlikte
Sahip olduğum her şey üzerine bahse girerim ki
Çatık kaşlarla
En azından bu yaşam süresince
Birlikte kalacağız
Eşim ve ben
Birlikte kalacağız
Eşim ve ben
Daha iyiyiz
There ain’t no gold in this river
Bu nehirde altın yok
That I’ve been washing my hands in forever
Ezelden beri ellerimi yıkadığım
I know there is hope in these waters
Bu sularda umut olduğunu biliyorum
But I can’t bring myself to swim
Ama kendimi yüzmek için ikna edemiyorum
When I am drowning in this silence
Bu sessizlikte boğulurken
Baby, let me in
Bebeğim, girmeme izin ver
Go easy on me, baby
Bana yüklenme, bebeğim
I was still a child
Hâlâ bir çocuktum
Didn’t get the chance to
Hiç şansım olmadı
Feel the world around me
Etrafımdaki dünyayı anlamak için
I had no time to choose what I chose to do
Ne yapmak istediğimi seçmek için zamanım yoktu
So go easy on me
Yani bana yüklenme
There ain’t no room for things to change
Bir şeylerin değişmesi için bir yer yok
When we are both so deeply stuck in our ways
İkimiz de kendi yollarımızda saplanıp kalmışken
You can’t deny how hard I have tried
Ne kadar çok denediğimi inkâr edemezsin
I changed who I was to put you both first
İkinizi de ilk sırada koymak için değişmiştim
But now I give up
Ama şimdi vazgeçiyorum
Go easy on me, baby Bana yüklenme, bebeğim
I was still a child Hâlâ bir çocuktum
Didn’t get the chance to Hiç şansım olmadı
Feel the world around me Etrafımdaki dünyayı anlamak için
I had no time to choose what I chose to do Ne yapmak istediğime karar vermek için zamanım yoktu
So go easy on me Yani bana yüklenme
I had good intentions
İyi niyetliydim
And the highest hopes
Ve çok umutluydum
But I know right now
Ama tam şimdi biliyorum
It probably doesn’t even show
Muhtemelen artık belli bile olmuyor
Go easy on me, baby Bana yüklenme, bebeğim
I was still a child Hâlâ bir çocuktum
Didn’t get the chance to Hiç şansım olmadı
Feel the world around me Etrafımdaki dünyayı anlamak için I had no time to choose what I chose to do Ne yapmak istediğime karar vermek için zamanım yoktu
So go easy on me Yani bana yüklenme
Look what has happened, hard times cought us
Love has never asked, shot us from our old wounds
Who do you think took the first step?
It was all dust and smoke*, time was ignored
We fooled ourselves, it was not gonna come real anyway
Maybe it was a game, but it hurt
“I cannot stand one moment,
I cannot ingradiate myself with this world
Don’t leave, it will bring my end” Your tounge, saying (is a lie)
Your heart is lie, your goodbye is lie
Don’t mention me of love, please
Your love, your world is lie
“I cannot stand one moment,
I cannot ingradiate myself with this world
Don’t leave, it will bring my end” Your tounge, saying (is a lie)
Your heart is lie, your goodbye is lie
Don’t mention me of love, please
Your love, your world is lie
If you’re in a forest, out of your mind
Harpies in the branches breaking your arms
If you’re stuck in rainbows, shattering glass
Where you miss the moment, watching it pass
Bir ormandaysan, zihninin dışında
Çalılarda ki acımasız kadınlar kollarını kırarken
Eğer gökkuşağına hapsolduysan, çatırdayan camda
Anılarını özlediğin anda, gitmesini izlerken
If you say the word, if you say the word
If you say the word, if you say the word
Eğer o kelimeyi söylersen, eğer o kelimeyi söylersen
Eğer o kelimeyi söylersen, eğer o kelimeyi söylersen
When you spend your life wishing a twinkling star
When you forget how lucky you are
Buried in rubble sixty foot down
Tüm hayatını kayan bir yıldız görmek için harcadığında
Ne kadar şanslı olduğunu unuttuğunda
18 bin metre aşağıda döküntülere gömüldüğünde
If you say the word, if you say the word
If you say the word, if you say the word
Then I’ll come running
Eğer o kelimeyi söylersen, eğer o kelimeyi söylersen
Eğer o kelimeyi söylersen, eğer o kelimeyi söylersen
Koşarak geleceğim
When you change your friends like changing your clothes
We all walk around Hepimiz ortalıkta dolaşıp duruyoruz
And waste life Ve hayatımızı boşa harcıyoruz
It’s just gonna go on forever Bu sonsuza kadar böyle gidecek işte
Like there’s some eternal endless supply Sanki ebedi, bitmek bilmez bir kaynağı varmış gibi
Of what it takes to keep us alive Bizi hayatta tutmak için gereken şeylerin
There might be a day Bir gün olmalı
Where everything goes away to remind us Her şeyin gittiği, bize hatırlatmak için
How ungrateful our culture is Kültürümüzün ne kadar nankör olduğunu
We need to take time Zamana ihtiyacımız var
To replace what’s stolen from mother nature Doğa anadan çalınanı yerine koymak için
We only have one sun, one moon, one me Sadece bir tane Güneşimiz, bir tane Ayımız, bir tane ben’imiz var
One you Bir tane sen’imiz
And we only have a little time to show how much we love Ve sevgimizi göstermek için sadece birazcık zamanımız var
The sun (the sun) the moon (the moon) Güneş, Ay
How much I really love you Sizi gerçekten ne kadar da çok seviyorum
We only have a little bit of time (time, time, time) Bizim sadece birazcık zamanımız var (zaman, zaman, zaman)
I once heard Grace Jones say Daha önce Grace Jones’un şöyle söylediğini duymuştum:
“I have my own concept of time” “Benim kendi zaman kavramım var”
I always think bout’ that cause I’ve always felt like Her zaman bunun hakkında düşünürüm çünkü her zaman…
I was running a little behind … Biraz geriden geldiğimi hissettim
But what’s in front of me Ama önümde ne olduğu…
I don’t know Bilmiyorum
‘Cause I can’t see what hasn’t started to grow Çünkü neyin henüz yaşanmaya başlamadığını göremiyorum
We only have one sun, one moon, one me Sadece bir tane Güneşimiz, bir tane Ayımız, bir tane ben’imiz var
One you Bir tane sen’imiz
And we only have a little time to show how much we love Ve sevgimizi göstermek için sadece birazcık zamanımız var
The sun (the sun) the moon (the moon) Güneş, Ay
How much I really love you Sizi gerçekten ne kadar da çok seviyorum
We only have a little bit of time (time, time, time) Bizim sadece birazcık zamanımız var (zaman, zaman, zaman)
Wake up, world Uyan, dünya
Can’t you see the earth is crying? Yeryüzünün ağladığını göremiyor musun?
Wake up, world Uyan, dünya
Can’t you see all the clouds are dying? Tüm bulutların ölmeye başladığını göremiyor musun?
And maybe one day there won’t be rainbows Ve belki de bir gün artık gökkuşakları olmayacak
Grass won’t be green and the sky won’t be blue Çimenler yeşil ve gök mavi olmayacak
I don’t wanna see a cyclone Bir siklon (güçlü bir fırtına türü) görmek istemiyorum
There’s no sun, no moon, no me, no you Güneşsiz, Aysız, Bensiz, Sensiz
We only have one sun, one moon, one me Sadece bir tane Güneşimiz, bir tane Ayımız, bir tane ben’imiz var
One you Bir tane sen’imiz
And we only have a little time to show how much we love Ve sevgimizi göstermek için sadece birazcık zamanımız var
The sun (the sun) the moon (the moon) Güneş, Ay
How much I really love you Sizi gerçekten ne kadar da çok seviyorum
We only have a little bit of time (time, time, time) Bizim sadece birazcık zamanımız var (zaman, zaman, zaman)