İngilizce Türkçe Sözlük







16 Ocak 2018 Salı

The Weeknd – Girls Born in the 90’s (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 30

Şarkı SOUNDCLOUD Link ——-> https://soundcloud.com/gearzof8/gbit90s?in=user-41894592/sets/these-girls-born-in-the-90s

I’ll make it look so easy
Çok kolay görünmesini sağlıyorum
Girl it’s so easy, so easy, so easy
Çok kolay, çok kolay, çok kolay
Do what I do, it’s easy
Yaptığım şeyi yap kızım, yapması çok kolay
Girl it’s so easy, so easy, so easy
Kızım çok kolay, çok kolay, çok kolay

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me
Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile
Although they know they not the only
O kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli

I’ll give it up so easy
Kendimi zahmetsizce/uysalca/hiç sorun çıkarmadan ele veririm
Girl I’m too easy, too easy, too easy
Kızım beni elde etmek/büyülemek/kandırmak çok kolay, çok kolay, çok kolay
I’ma fall in love until they leave me
Odamdan ayrılana kadar onlara aşık olurum
Cause they gon’ leave me, gon’ leave me, gon’ leave me
Çünkü gidecekler, beni bırakıp gidecekler, gidecekler

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me – although they know they not the only
Beni sikmek isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile o kızlara onların beni sikmek istediklerini düşündürttürüyorum
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç

I got them touchin’ on their body
Onlara kendilerine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me
O kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum
Although they know they not the only
Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok yaramaz

Bu şarkı normalde BBTM albümündeymiş ama Abel Acquainted şarkısı ile bu şarkının yerini değiştirmiş. Türkçem için kusura bakmayın. Beni isteyen kızların bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile o kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum” bu kısımdan bir şey anlamadıysanız anlamı: Abel’ı isteyen kızlar Abel’ı isteyen başka kızların olduğunu bilseler bile Abel o Abel’ı isteyen kızlara kendisini istetediklerini düşündürttürüyor. Hala anlamadıysanız anlayan birisi allah rızası için daha düzgün bir türkçeyle yoruma yazsın. Bu cümleyi kelimelere dökmek gerçekten beynimi sikti.  

The Weeknd’in House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence ve Kiss Land albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım ana sayfamdan bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Whitney Houston – I Will Always Love You (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 55

If I should stay
I would only be in your way
So I’ll go but I know
I’ll think of you every step of the way

Eğer kalsaydım
Yalnızca senin durumunda olacaktım
O yüzden gidiyorum ama biliyorum ki
Yolun her adımında seni düşüneceğim

And I will always love you
I will always love you
You
My darling, you

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni
Sevgilim,seni

Bittersweet memories
That is all I’m taking with me
So good-bye
Please don’t cry
We both know I’m not what you, you need

Acı-tatlı hatıralar
Yanımda götürdüklerim bir tek bunlar
O halde hoşçakal
Lütfen ağlama
İkimizde biliyoruzki bana muhtaç değilsin

And I will always love you
I will always love you
You

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni

I hope life treats you kind
And I hope you have all you’ve dreamed of
And I wish you joy and happiness
But above all this I wish you love

Umarım hayat sana iyi davranır
Ve umarım hayalini kurdukların gerçekleşir
Ve sana sevinç ve mutluluklar dilerim
Ama en önemlisi sana aşk dilerim

And I will always love you
I will always love you
I will always love you
I will always love you
I will always love you
I, I will always love you

Ve seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim

You
Darling, I love you
I’ll always
I’ll always love you

Seni
Sevgilim, seni seviyorum
Her zaman seveceğim
Seni her zaman seveceğim

Shawn Mendes – What If I Told You A Story Read (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 10

What If I Told You A Story Read (Sana masal anlatmışsam ne olmuş)

I know that I have made mistakes
Biliyorum hatalar yaptım
Like when I introduced you as a friend
Seni arkadaş gibi tanıttığım zamanlarda
And I pray to God it’s not too late
Ve tanrıya çok geç olmaması için dua ediyorum
Has a dream about awake again (?)
Yine uyanmak hakkında bir rüya mı görüyorum (?)
Yeah, we got so close I couldn’t see
Evet, çok yakınız göremiyordum
Laughing when we painted my room, yeah
Benim odamı boyarken gülüyorduk, evet
And all along the joke’s on me
Ve benim üzerimden şaka yapıyorduk
Now you’re happier with someone new
Sen şimdi yeni birileriyle daha mutlusun

What if I told you a story
Sana masal anlattıysam ne olmuş?
All about someone who loves you
Hepsi seni seven biri hakkında
And what if I told you he’s sorry he made you wait
Ve seni beklettiği için onun üzgün olduğunu söylediysem ne olmuş?
And what if I told you he’s dying ’cause he can’t change history
Ve sana o ölüyor çünkü geçmişi değiştiremiyor dediysem ne olmuş?
And what if I told you that someone was me

Ve sana o ‘biri’nin ben olduğumu söylediysem ne olmuş?

When I call you up late, I know he’s there
Seni geç aradığımda, onun orada olduğunu biliyorum
But you still pick up and leave the bed
Ama hala kalkıp yataktan ayrılıyorsun
You speak low so he can’t hear
Kısık sesle konuşuyorsun böylelikle o seni duyamaz
And it gives me hope that there’s something left
Ve bana orada bırakılan bir şey var hissini veriyor

What if I told you a story
Sana masal anlattıysam ne olmuş?
All about someone who loves you
Hepsi seni seven biri hakkında
And what if I told you he’s sorry he made you wait
Ve seni beklettiği için onun üzgün olduğunu söylediysem ne olmuş?
And what if I told you he’s dying ’cause he can’t change history
Ve sana o ölüyor çünkü geçmişi değiştiremiyor dediysem ne olmuş?
And what if I told you that someone was me

Ve sana o ‘biri’nin ben olduğumu söylediysem ne olmuş?

And when you ask me who I’m seeing now
Ve şimdi bana kimi gördüğümü sorduğunda
I wanna say it’s you I’m thinking about
Sana hakkında düğündüğüm sensin demek istiyorum
I’m tryna find the words somehow
Kelimeleri bir şekilde bulmaya çalışıyorum
To say the things that I never said
Hiç söylemediğim şeyleri söylemek için
I’d do whatever it takes, I need to know what’d you say
Ne gerekiyorsa yapardım, ne dediğini bilmeye ihtiyacım var
Cause you’ve got a hold on me, yeah, you got a hold of me
Çünkü sen bana sarıldın, evet bana sarıldın

What if I told you a story
Sana masal anlattıysam ne olmuş?
All about someone who loves you
Hepsi seni seven biri hakkında
And what if I told you he’s sorry he made you wait
Ve seni beklettiği için onun üzgün olduğunu söylediysem ne olmuş?
And what if I told you he’s dying ’cause he can’t change history
Ve sana o ölüyor çünkü geçmişi değiştiremiyor dediysem ne olmuş?
And what if I told you that someone was me

Ve sana o ‘biri’nin ben olduğumu söylediysem ne olmuş?

I’m ready to tell you a story
Sana masal anlatmaya hazırım
I am somebody who loves you
Ben seni seven biriyim
I wanna tell you I’m sorry
Sana üzgünüm demek istiyorum
And darling just listen don’t worry
Ve sevgilim lütfen sadece dinle, endişelenme
We could go down in history
Geçmişe dönebilirdik
Why don’t you let your somebody be me?
Neden senin ‘biri’n ben olmama izin vermiyorsun?

Delta Goodrem – Dear Life (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 9

Dear Life (Sevgili Yaşam)

Time will change you
Zaman seni değiştirecek
Nothing lasts forever more
Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
Tomorrow’s all we’re living for
Hepimiz yarın için yaşıyoruz
And lights will blind you
Ve ışıklar seni kör edecek
Illusions keep you wanting more
İlüzyonlar sana daha fazla istettirir
Just look past revolving doors
Geçmiş geçmişte kalmıştır*
To find what’s real
Neyin gerçek olduğunu bulmak için

Dear life, am I doing this right?
Sevgili hayat, bunu doğru yapıyor muyum?
Can you see me tonight?
Bu gece beni görebilir misin?
Can you help me dear life?
Bana yardım edebilir misin sevgili yaşam?
And I know that I can’t understand
Ve biliyorum, bunu anlayamam
What you hold in your hands for me
Ellerinde benim için ne tuttuğunu *tutuyorsun?*
Dear life
Sevgili yaşam

Love will change you
Aşk seni değiştirecek
No matter if you stay with them
Onlarla kalman önemli değil
You’ll never be the same again
Asla tekrar aynı olmayacaksın
You’ve shown me magic
Bana sihri gösterdin
Highs I’ve never felt before
Daha önce hiç hissetmediğim kadar yüksek
Memories that I thank you for
Anılarım için sana minnettarım
From deep in my soul
Ruhumdaki derinliklerden

Dear life, am I doing this right?
Sevgili hayat, bunu doğru yapıyor muyum?
Can you see me tonight?
Bu gece beni görebilir misin?
Can you help me dear life?
Bana yardım edebilir misin sevgili yaşam?
And I know that I can’t understand
Ve biliyorum, bunu anlayamam
What you hold in your hands for me
Ellerinde benim için ne tuttuğunu *tutuyorsun?*
Dear life
Sevgili yaşam

I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım*
I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım
I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım
Dear life
Sevgili yaşam

Sometimes it hurts you
Bazen bu seni incitir
Maybe it’s a lesson learned
Belki de bu öğrendiğimiz bir derstir
To bring my feet back to this Earth
Ayaklarımı bu dünyaya geri getirmek için (Ayakları yere basan kişi anlamında)
To find what’s real
Neyin gerçek olduğunu bulmak için

Dear life, am I doing this right?
Sevgili hayat, bunu doğru yapıyor muyum?
Can you see me tonight?
Bu gece beni görebilir misin?
Can you help me dear life?
Bana yardım edebilir misin sevgili yaşam?
And I know that I can’t understand
Ve biliyorum, bunu anlayamam
What you hold in your hands for me
Ellerinde benim için ne tuttuğunu *tutuyorsun?*
Dear life
Sevgili yaşam

I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım*
I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım
I’m a survivor
Ben bir savaşçıyım
Dear life
Sevgili yaşam
Dear life
Sevgili yaşam

*(1): Olmuş olayları sürekli anmak, dile getirmek anlamında.
*(2): Survivor kelime anlamı olarak ‘’hayatta kalmayı başarmış’’ demektir ancak çeviride bu anlamı daha çok dilimize uyuyor.

Marina and the Diamonds – Power and Control (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 31

Power and Control (Güç ve kontrol)
Power and control
Güç ve kontrol
Give a little, get a lot
Biraz ver, çok kazan (al)
That’s just how you are with love
Bu sadece aşkla nasıl olduğun
Give a little, get a lot
Biraz ver, çok kazan
Yeah, you may be good-looking but you’re not a piece of art
Evet, belki iyi görünebilirsin ama sanatın bir parçası değilsin

Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim

Women and men, we are the same
Kadınlar ve erkekler, biz aynıyız
But love will always be game
Ama aşk her zaman oyun olacak
We give and take a little more
Biraz daha alalım ve verelim
Eternal game of tug and war
Bu sonsuz halat çekme

Think you’re funny, think you’re smart
Komik olduğunu düşünüyorsun, zeki olduğunu düşünüyorsun
Think you’re gonna break my heart
Kalbimi kırmayı düşünüyorsun
Think you’re funny, think you’re smart
Komik olduğunu düşünüyorsun, zeki olduğunu düşünüyorsun
Yeah, you may be good-looking but you’re not a piece of art
Evet, belki iyi görünebilirsin ama sanatın bir parçası değilsin

Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
Women and men, we are the same
Kadınlar ve erkekler, biz aynıyız
But love will always be game
Ama aşk her zaman oyun olacak
A human vulnerability
İnsan savunmasızlığı
Doesn’t mean that I am weak
Zayıf olduğumu göstermez

That I am weak
Zayıf olduğumu
I am weak
Ben zayıfım
I am weak
Ben zayıfım
I am weak
Ben zayıfım
Weak
Zayıf

Weak (ah-ah, ah ah, ah ah, ah ah)
Zayıf
Weak (ah-ah, ah ah, ah ah, ah ah)
Zayıf
Weak (ah-ah, ah ah, ah ah, ah ah)
Zayıf
Weak (ah-ah, ah ah, ah ah, ah ah)
Zayıf

Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim

Women and men, we are the same
Kadınlar ve erkekler, biz aynıyız
But love will always be game
Ama aşk her zaman oyun olacak
We give and take a little more
Biraz daha alalım ve verelim
Eternal game of tug and war
Bu sonsuz halat çekme

Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
Power and control
Güç ve kontrol
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim
I’m gonna make you fall
Seni düşüreceğim

We give and take a little more
Biraz daha alalım ve verelim
Cause all my life I’ve been controlled
Çünkü bütün hayatım kontrol altında
You can’t have peace without a war
Savaşsız barışa sahip olamazsın
Without a war
Savaşsız
Without a war
Savaşsız

15 Ocak 2018 Pazartesi

Hailee Steinfeld feat BloodPop – Capital Letters (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 265

Capital Letters (Büyük Harfler)

Never was a leader
Asla lider değildi
Never had a thing for fairytales
Asla peri masalları için bir şeye sahip olmadı
Not really a believer, oh-oh
Gerçekten inançlı değil
Small voice in the quiet
Sessizlikte kısık ses
Guess I never dared to know myself
Sanırım kendimi tanımaya asla cesaretli olmadım
Can my heart beat quiet?
Kalp Atışlarım sessiz olabilir mi?
No
Hayır

But then there was you (but then there was you)
Ama sonra orada sendin (ama sonra orada sendin)
Yeah, then there was you
Evet, sonra orada sendin
Pull me out of the crowd
Beni kalabalıktan çek
You were telling the truth (you were telling the truth)
Doğruyu söylüyordun (Doğruyu söylüyordun)
Yeah (yeah, yeah)
Evet (evet, evet)
I got something to say now
Şimdi söyleyecek bir şeylerim var
‘Cause you tell me there’s no way I could have known
Çünkü bana yapabilecek hiçbir şeyin *yolun* olmadığını söylüyorsun
Nothing I couldn’t do
Hiçbir şey yapamadım
Yeah
Evet

I want to get louder
Sesimi yükseltmek istiyorum
I got to get loud
Sesimi yükseltmeliyim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

We put a crack in the shadows
Gölgerde çatlak koyduk
And you tell me it’s okay to be the light
Ve sen bana hafif olmak iyi dedin
And not to swim in the shallows
Ve sığda yüzmedin
No, no
Hayır, hayır
And I wanna get drunk with you
Ve ben seninle sarhoş olmak istiyorum
Only last or still, but you’re taking me places
Sadece son ya da hala ama sen beni bir yerlere götürüyorsun
Holding me onto you
Beni tutuyorsun, sana bağlı
And we don’t care who’s watching us, baby
Ve bizi kimin izlediğini umursamıyoruz, bebeğim

But then there was you (but then there was you)
Ama sonra orada sendin (ama sonra orada sendin)
Yeah, then there was you
Evet, sonra orada sendin
Pull me out of the crowd
Beni kalabalıktan çek
You were telling the truth (you were telling the truth)
Doğruyu söylüyordun (Doğruyu söylüyordun)
Yeah (yeah, yeah)
Evet (evet, evet)
I got something to say now
Şimdi söyleyecek bir şeylerim var
‘Cause you tell me there’s no way I could have known
Çünkü bana yapabilecek hiçbir şeyin *yolun* olmadığını söylüyorsun
Nothing I couldn’t do
Hiçbir şey yapamadım
Yeah
Evet

I want to get louder
Sesimi yükseltmek istiyorum
I got to get loud
Sesimi yükseltmeliyim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

In capital letters
Büyük harflerde
In capital–
Büyük hafler-
Gonna give it to you
Sana vereceğim
Gonna give it to you
Sana vereceğim
Gonna give it to you
Sana vereceğim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

Delta Goodrem – Feline (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 23

Feline* (Kedi)

So they say that you’re the hunter
Avcı olduğunu söylüyorlar
Or you’re the prey, you can run away
Ya da avsın, kaçabilirsin
Or you can show them how to be brave
Ya da onlara nasıl cesur olunduğunu gösterebilirsin

It doesn’t matter what you do
Ne yaptığın önemli değil
They’ll be hunting after you
Senin izini sürecekler
Trap you like an animal
Bir hayvan gibi tuzağa düşürecekler
And then everywhere you turn
Ve sonra döndüğün her yerde
There’s another torch that burns
Orada yanan başka bir meşale var
It doesn’t hurt me anymore
Artık bana zarar vermiyor

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

I feel alive
Canlı hissediyorum
I broke the bars that kept me caged inside
Beni kafeste tutan çubukları kırdım
Yeah it’s my time
Evet bu benim zamanım
To be the fearless queen out in the wild
Vahşide korkusuz kraliçe olmak için
I’ve been earning all my stripes
Bütün rütbelerimi kazanıyorum
Standing up to every fight
Her savaşta ayakta durdum
You woke up the animal
Hayvanı uyandırdın
And I’m never going back
Ve ben asla geri gitmeyeceğim
I’m the leader of the pack
Sürünün lideriyim
Got the scars of a warrior
Savaşçının izine sahibim

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

Feline, feline
Kedi, kedi
Feline, feline
Kedi, kedi

I’ve been earning all my stripes
Bütün rütbelerimi kazanıyorum
Standing up to every fight
Her savaşta ayakta durdum
You woke up the animal
Hayvanı uyandırdın
And I’m never going back
Ve ben asla geri gitmeyeceğim
I’m the leader of the pack
Sürünün lideriyim
Got the scars of a warrior
Savaşçının izine sahibim

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

*Feline: Sözcük anlamı kedi olsa da Goodrem burada yırtıcı dişi anlamında kullanmıştır.