İngilizce Türkçe Sözlük







5 Şubat 2018 Pazartesi

Sage the Gemini ft. IamSu – Gas Pedal (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 13

Gas Pedal (Gaz Pedalı)

[Chorus: Sage the Gemini]

Slow down, grab the wall
Yavaşla, duvara tutun

Wiggle like you trying to make yo ass fall off
K*çını düşürmeye çalışıyormuşsun gibi oynat

Hella thick I wanna smash ’em all
Çok kalın, hepsini şimdi parçalamak istiyorum

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal (You already know me, S-A-G-E)
Gaz pedalı (Beni zaten tanıyorsun, S-A-G-E)

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

(Look, ah)
(Bak)

[Sage the Gemini]

You already know me, S-A-G-E
Beni zaten tanıyorsun

Look, ugh
Bak

Black money let them all say amen
Kara para herkese amin dedirt

I’m just trying to make it clear boy Ray-Bans
Sadece erkek Ray-Ban’ları* temizlemeye çalışıyorum

I’m a great man, woah say a friend
Ben harika bir adamım, arkadaş de

I play a hole every night, DJ Amen
Her gece çalarım, DJ Amen

Room full of boppers, tell them give me topper
Oda bopperlarla** dolu, onlara söyle bana birinci sınıf şey versinler

Beat it, beat it up, 9-1-1, hit the coppers
Vur, vur, 911***, polise vur

I’m S-A-G-E you would like to know
Ben S-A-G-E, bilmek ister misin?

Fee-fi-fo-fum large meat in your throat
Boğazında büyük bir et

West-side baby do what you do
Batı Yakası bebeğim, ne yaparsan yap

And you got tail, what that shit do?
Ve kuyruğun var, bu bok ne işe yarar?

It’s pretty nigga mob, that’s the way that I grew
Bu tatlı zenci çetesi, bu büyüme şeklim

I be steppin’ up in the club they make ’em drop to my shoe
Klübe adım atıyorum, ayakkabılarımı bıraktırıyorlar

And her dude mad cause I spooned, but I don’t give a fork
Ve onun ahbabı çıldırdı çünkü ben kaşıkladım ama çatal vermedim

Silverware a nigga out if he actin’ a poor spork
Eğer bir gümüş zenci dışarıdaysa fakir kaşal*** gibi davranır

You’s a dork grab a girl and get a yank-in’
Sen aptal, bir kız al ve içer gir

Got a booty like Hoopz I’m trying to make-it, woah
Hoopz gibi kalçası var, yapmayı deniyorum

[Chorus: Sage the Gemini]

Slow down, grab the wall
Yavaşla, duvara tutun

Wiggle like you trying to make yo ass fall off
K*çını düşürmeye çalışıyormuşsun gibi oynat

Hella thick I wanna smash ’em all
Çok kalın, hepsini şimdi parçalamak istiyorum

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal (You already know me, S-A-G-E)
Gaz pedalı (Beni zaten tanıyorsun, S-A-G-E)

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

[IamSu]

She a trick for a dolla bill
Bir dolar banknotu için numarası var

And her boyfriend a bitch call him Tyler Perry
Ve onun erkek arkadaşı bir sürtük onu Tyler Perry diye çağır

Eugh, I’m in the black bat lookin’ scary
Ben siyah bir yarasaddayım, korkunç görünüyorum

On my way to the cake no bake-ery
Pastaya giderken fırında pişirmene gerek yok
Oops, bakery, never been no fake in me
Fırıncı, asla sahte değildi

Lead her to the bathroom, she askin’ where you takin’ me
Banyoya ona eşlik et, o beni nereye götürüyorsun diye sordu

Uh, tell her slow down baby
Ona sakinleş bebeğim de

I’m too turned up it’s finna go down baby
Ben çok aranıyorum, bu aşağı iniyor bebek

When you hit the stage the people do a 180
Sahneye çıktığında insanlar 180 yapar

When I hit the stage man the club oughta pay me
Sahneye çıktğımda adam ücretimi ödediğini sandı

Uh, you niggas so fugazi
Siz zenciler çok havalısınız

Uh, got a white bitch with me call that ho Slim Shady, uh
Beyaz bir sürtük benimle, bu sürtüğe Slim Shady**** deyin

Nigga ‘su so crazy
Zenciler, çok çılgınsınız

Got two hoes with me make my old bitch hate me, uh
İki sürtük benimle, eski sürtüğümü benden nefret ettirdi

All about my payment
Hepsi ödemem hakkında

You say we getting money that’s an understatement uh
Para alacağımızı söylüyorsun, bu biraz fazla değil
[Sage the Gemini]

Slow down, grab the wall
Yavaşla, duvara tutun

Wiggle like you trying to make yo ass fall off
K*çını düşürmeye çalışıyormuşsun gibi oynat

Hella thick I wanna smash ’em all
Çok kalın, hepsini şimdi parçalamak istiyorum

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

[Sage the Gemini]

Lil’ mama got sex appeal
Küçük anneciğin seks cazibesi var

I make her sing if she wanna get a record deal
Eğer o kayıt anlaşması yapmak isterse ona şarkı söyleteceğim

What the shit do, it’s finna get real
Ne bok yaptın, anlaşma yapacağım

She got a booty so big it’s like a ferris wheel
Çok büyük bir kalçası var bu dönme dolap gibi

Lil’ mama got sex appeal
Küçük anneciğin seks cazibesi var

I make her sing if she wanna get a record deal
Eğer o kayıt anlaşması yapmak isterse ona şarkı söyleteceğim

What the shit do, it’s finna get real
Ne bok yaptın, anlaşma yapacağım

She got a booty so big it’s like a ferris wheel
Çok büyük bir kalçası var bu dönme dolap gibi

[Sage the Gemini]

Slow down, grab the wall
Yavaşla, duvara tutun

Wiggle like you trying to make yo ass fall off
K*çını düşürmeye çalışıyormuşsun gibi oynat

Hella thick I wanna smash ’em all
Çok kalın, hepsini şimdi parçalamak istiyorum

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Now speed up
Şimdi hızlan

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

Gas pedal
Gaz pedalı

*Ray Ban: Güneş gözlüğü markası
**Bopper: Yüksek gelir sahibi insanlar (Bknz: Atlet, sanatçı, şarkıcı…)
***911: Amerikanların acil numarası
**** Kaşal: Kaşık formunu taşıyan ancak çatal dişlerine de sahip olan yemek yeme aleti

The Weeknd & Kendrick Lamar – Pray For Me (Black Panther) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 20

[The Weeknd:]
I’m always ready for a war again
Tekrar savaşmaya
Go down that road again
Tekrar o yoldan gitmeye her zaman hazırım
It’s all the same
Hepsi aynı
I’m always ready to take a life again
Tekrar öldürmeye her zaman hazırım
You know I’ll ride again
O yolcuğu tekrar çıkmaya hazır olacağımı biliyorsun
It’s all the same
Hiçbir şeyin değiştiği yok
Tell me who’s gon’ save me from myself
Söylesene, bu yaşadığım hayat tek bildiğim şey iken
When this life is all I know
Beni benden kim kurtaracak
Tell me who’s gon’ save me from this hell
Söylesene, beni bu cehennemden kim kurtaracak
Without you, I’m all alone
Sen olmadan ben yapayalnızım

Who gon’ pray for me?
Benim için kim dua edecek?
Take my pain for me?
Acımı kim alacak?
Save my soul for me?
Ruhumu kim kurtaracak?
‘Cause I’m alone, you see
Çünkü gördüğün gibi yalnızım
If I’m gon’ die for you
Eğer senin için öleceksem
If I’m gon’ kill for you
Eğer senin için öldüreceksem
Then I’ll spill this blood for you, hey
Bu kanı senin için akıtacağım

[Kendrick Lamar:]
I fight the world, I fight you, I fight myself
Dünyayla savaşırım, seninle savaşırım, kendimle savaşırım
I fight God, just tell me how many burdens left
Tanrıyla savaşırım, sadece kaç tane daha sorumluluğumun kaldığını söyle
I fight pain and hurricanes, today I wept
Acıyla ve fırtınalarla savaşırım, bugün ağladım
I’m tryna fight back tears, flood on my doorsteps
Göz yaşlarına karşı koymaya çalışıyorum, kapımın önünde dünya dolusu su var
Life a livin’ hell, puddles of blood in the streets
Hayat; canlı bir cehennem, sokaklarda kan dolmuş su çıkıntıları var
Shooters on top of the building
Tetikçiler binaların üstünde
Government aid ain’t relief
Devletin yardımı çare değil
Earthquake, the body drop, the ground breaks
Deprem oluyor, ceset düşüyor, yer yarılıyor
The poor run with smoke lungs and scarface
Zavallı insan akciğer kanseriyle ve yaralı yüzle yaşıyor
Who need a hero? (hero)
Kimin kahramana ihtiyacı var?
You need a hero, look in the mirror, there go your hero
Sana kahraman mı lazım, aynaya bak, al sana kahramanın
Who on the front lines at Ground Zero? (hero)
Afet olan yerde kim ön sıralarda? (kahraman)
My heart don’t skip a beat, even when hard times bumps the needle
Kalbim hiç bir ritmi atlamaz, zor zamanlarda bile plaktaki iğneyi çalıştırır
Mass destruction and mass corruption
Büyük tahrip ve büyük yolsuzluk
The souls are sufferin’ men
Ruhların hepsi acı çeken adamlar
Clutchin’ on deaf ears again
Sağır kulaklara yine yapışmışım
Papture is comin’
Hazreti İsa/dünyanın sonu geliyor
It’s all prophecy and if I gotta be sacrificed for the greater good, then that’s what it gotta be
Bunların hepsi kehanet ve herkesin iyiliği için kurban olacak kişi ben olacaksam
Then that’s what it gotta be
Tamam, ben olacağım

Who gon’ pray for me?
Benim için kim dua edecek?
Take my pain for me?
Kim acımı alacak?
Save my soul for me?
Kim ruhumu kurtaracak?
‘Cause I’m alone, you see
Çünkü yalnızım, gördüğün gibi
If I’m gon’ die for you
Eğer senin için öleceksem
If I’m gon’ kill for you
Eğer senin için öldüreceksem
Then I’ll spill this blood for you, hey
O zaman bu kanı senin için akıtacağım

Hey, hey
Hey, hey
Hey, hey
Hey, hey

Who gon’ pray for me?
Benim için kim dua edecek?
Take my pain for me?
Benim için acımı kim alacak?
Save my soul for me?
Benim için kim ruhumu kurtaracak?
‘Cause I’m alone, you see
Çünkü gördüğün üzere yapayalnızım
If I’m gon’ die for you
Eğer senin için öleceksem
If I’m gon’ kill for you
Eğer senin için öldüreceksem
Then I’ll spill this blood for you, hey
Bu kanı senin için akıtacağım

[Outro: Kendrick Lamar & The Weeknd]
Just in case my faith go, I live by my own law
İnancım yok olursa diye kendim kurduğum kanunla yaşıyorum
I live by my own law, I live by my own
Kendi kanunumla yaşıyorum, kendi başıma yaşıyorum
Just in case my faith go, I live by my own law
Ters bir şey olup da inancım giderse diye kendi kanunumla yaşıyorum
I live by my own law, I live by my own
Kendim kurduğum kanunla yaşıyorum, kendi başıma yaşıyorum

The Weeknd – Birthday Suit (Türkçe Çeviri)

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım profilimden bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

The Weeknd – Party (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 14

See the rides pull in
Arabaların park ettiğini
And the place pack up
Ve mekanın topladığını gördüm
Only enter if you’ve got a dime
Sadece 10 sent’in varsa girebiliyorsun
Saw a cutie on my right catching everybody’s eye
Herkesi sağımdaki tatlı kızı keserken gördüm
Man nobodies going home tonight
Birader bu gece kimselerin eve gittiği filan yok
She said she P-A-R-T-Y
Kız bana; parti yapıyorum, dedi
Took a shot of ‘trone left her worries on the side
Tekila’dan bir yudum alıp tüm dertlerini bir kenara bıraktı
And she down for whatever anything but clever
Ve kız akla yatkın şeyden başka her şeyi yapmaya razı

Then her track start to play
Sonra şarkısı çalmaya başladı
She started singing like woah oh
”woah woah” diye söylemeye başladı
Ooo she started singing like woah oh
”woah woah” diye söylemeye başladı
Everybody raise your cups in the sky
Herkes bardaklarını havaya kaldırsın
Take another hit getting high off of life
Başka bir yudum daha alıp hayattan kopun
Screaming like woah oh
”woah woah” diye bağırıyorum
This is my song, this is my song
Bu benim şarkım, bu benim şarkım

Now she’s drinking all her problems like a god damn alcoholic
Şimdi alkolikmiş gibi bütün problemlerini içiyor
Ain’t no way she is going to remember tonight
Bu geceyi hatırlamasına imkan yok
Shawty show me how you do it
Kızım bana üstümde nasıl oynadığını göster
Hold your drink before you lose it
Yere dökmeden önce içkini sağlam tut
Panties dropping by the end of tonight
Külotun bu gecenin sonuna çıkıyor olacak
She say she P-A-R-T-Y
Parti yapıyorum, dedi
Took another shot now she is tripping on a guy
Tekila’dan başka bir yudum daha aldı, şimdi adamın tekine bulaşıyor
Now she down for whatever and it ain’t no way gon’ be clever
Şimdi her şeyi yapmaya razı ve o yapacağı şeyin akla yatkın bir şey olacağı yok

Then her track start to play
Sonra şarkısı çalmaya başladı
She started singing like woah oh
”woah woah” diye söylemeye başladı
Ooo she started singing like woah oh
”woah woah” diye söylemeye başladı
Everybody raise your cups in the sky
Herkes bardaklarını havaya kaldırsın
Take another hit getting high off of life
Başka bir yudum daha alıp hayattan kopun
Screaming like woah oh
”woah woah” diye bağırıyorum
This is my song, this is my song
Bu benim şarkım, bu benim şarkım

P-A-R-T-Y
P-A-R-T-Y
Hear she got a twin on the side like fries
Fries’ların kenarlarında olduğu gibi bir ikizi varmış
Her eyes are glowing, her mind is blowing
Gözleri parıldıyor, aklı patlıyor
And they better look this good in the morning
Sabah da bu kadar iyi görünseler iyi olur
Show off the pairs, better yet I got two
Eşim var diye gösteriş yapıyor; daha da iyi, bende iki tane var
And you know they all loose with ru-ruffle tattoos
Ve hepsinin ru-ruffle dövmesiyle gevşediklerini biliyorsun
Call me Mike Myers I’mma kill this Grey Goose
Bana Kike Myers de, bu grey goose içkisini bitireceğim
I’mma take my last shot and we gonna make glue
Son yudumumu alacağım sonra sikişme işine geçeceğiz
Wipe the shit off the floor, don’t take off your shoes
Yerdekileri temizle, ayakkabılarını çıkarma
Girl I got a sweet tooth I can bite you if you choose
Kızım benim tatlılara fetişim var, istersen seni ısırabilirim
And if I catch ya man I’mma swing like babe ruth
Ve adamını görürsem Babe Ruth’muş gibi sallayacağım
So it’d be best for him if you kept this on the low-que
O yüzden bunu gizli tutsan onun için en iyisi olur
I can beat that pussy up
O amcığına patlatabilirim
Girl I can bruise you, and talk dirty in your ear like a Bluetooth
Kızım seni yaralayıp kulağına Bluetooth’muş gibi pis konuşabilirim
Girl put your worries in the pot add some water stir it up
Kızım endişelerini demliğe koyup karıştırmak için su ekle
And watch me make magic so long to tragic
Sonra o endişelerini sihirmiş gibi yok etmemi izle
And when we get to morning make it scramble like static
Ve sabah olduğunda statikmiş gibi sinyalini değiştir/sabah olduğunda dün gece diye bir gece olduğunu unut

Everybody raise your cups in the sky
Herkes bardaklarını havaya kaldırsın
Take another hit getting high off of life
Başka bir yudum daha alıp hayattan kopun
Screaming like woah oh
”woah” diye haykırıyorum
This is my song, this is my song
Bu benim şarkım, bu benim şarkım

Everybody raise your cups in the sky
Herkes bardaklarını havaya kaldırsın
Take another hit getting high off of life
Başka bir yudum daha alıp hayattan kopun
Screaming like woah oh
”woah” diye haykırıyorum
This is my song, this is my song
Bu benim şarkım, bu benim şarkım

The Weeknd – Drugs In My Body (Remix) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise EP. albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım profilimden bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Justin Timberlake – Breeze Off the Pond (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 57

Like breeze off the pond
Or trees on the lawn
Wind is always there, they’re saying it’s just air
Let it blow through you
Don’t let it move you

Göldeki esinti gibi
Ya da kırlardaki ağaçlar gibi
Rüzgar hep var, bunun sadece hava olduğunu söylerler
Bırak sana üflesin
Ama sakın hareket ettirmesin

Grass is greenest when you’re here with me, okay, mmm
If what they got is all good then why would they trade
No we are in the zone and we ain’t gonna let it go, no way
(No we ain’t gonna let it go, gonna let it go)
What we got is solid as oak so you know it’ll never blow away

Sen burada benimleyken her şey dört dörtlük,evet,mmm
Eğer ellerindeki her şey iyiyse, neden ticaret (alım satım) yapsınlar ki
Hayır kendi bölgemizdeyiz ve görmezden gelmeyeceğiz,olmaz
(görmezden gelmeyeceğiz,görmezden gelmeyeceğiz)
Aramızdakiler meşe gibi sağlam, bu yüzden biliyorsunki asla sürüklenmeyecektir

Like breeze off the pond
Or trees on the lawn
Wind is always there, what they’re saying it’s just air
Let it blow through you
Don’t let it move you

Göldeki esinti gibi
Ya da kırlardaki ağaçlar gibi
Rüzgar hep var, bunun sadece hava olduğunu söylerler
Bırak sana üflesin
Ama sakın hareket ettirmesin

Now the sun dances across the sparkly waves, yeah
While we’re canoeing, stoned as “Tiny Dancer” plays
Huff and puff all they want, but this house isn’t made of straw
What we got is solid as oak so you know it’ll never blow away

Şimdi güneş ışıltılı dalgalarla raks ediyor,evet
Kano sürerken, “Tiny Dancer” (Elthon John’a ait bir şarkı) çalıyormuş gibi sarhoş olduk
Tek istedikleri uf puf etmek, ama bu ev samandan yapılmadı
Aramızdakiler meşe gibi sağlam, bu yüzden biliyorsunki asla sürüklenmeyecektir

Like breeze off the pond
Or trees on the lawn
Wind is always there, they’re saying it’s just air
Let it blow through you
Don’t let it move you

Göldeki esinti gibi
Ya da kırlardaki ağaçlar gibi
Rüzgar hep var, bunun sadece hava olduğunu söylerler
Bırak sana üflesin
Ama sakın hareket ettirmesin

You and I against the world
Against the world, against the world
You and I against the world and everything it comes with
No denying what you’re worth
What you’re worth, what you’re worth
I’d be foolish beyond words to lose you
What I’d look like trying to hide my life
One of those guys, I was taught you should keep it low
Nuh-uh, want a billboard space with a big ol’ sign
You could see it from the highway
What I’d look like trying to hide my life
One of those guys, I was taught you should keep it low
Nuh-uh, want a billboard space with a big ol’ sign
You could see it from the highway, uh

Sen ve ben dünyaya karşı
Dünyaya karşı,dünyaya karşı
Sen ve ben dünyaya karşı ve her şey bunu beraberinde getiriyor
Değerini inkar edemem
Değerini,değerini
Seni kaybetmemek için kelimelerin yetmeyeceği kadar aptal olurum
Hayatımı gizlemeye çalışırken
O adamlardan biri gibi görünüyorum, kendine saklaması gerektiğini öğrenenlerden
Bir ilan tabelası istiyorum kocaman bir imzası olan
Onu otobandan görebilirsin

Like breeze off the pond
Or trees on the lawn
Wind is always there, they’re saying it’s just air
Let it blow through you
Don’t let it move you

Göldeki esinti gibi
Ya da kırlardaki ağaçlar gibi
Rüzgar hep var, bunun sadece hava olduğunu söylerler
Bırak sana üflesin
Ama sakın hareket ettirmesin

You and I against the world
Against the world, against the world
You and I against the world and everything it comes with
No denying what you’re worth
What you’re worth, what you’re worth
I’d be foolish beyond words to lose you
What I’d look like trying to hide my life
One of those guys, I was taught you should keep it low
Nuh-uh, want a billboard space with a big ol’ sign
You could see it from the highway
What I’d look like trying to hide my life
One of those guys, I was taught you should keep it low
Nuh-uh, want a billboard space with a big ol’ sign
You could see it from the highway, uh

Sen ve ben dünyaya karşı
Dünyaya karşı,dünyaya karşı
Sen ve ben dünyaya karşı ve her şey bunu beraberinde getiriyor
Değerini inkar edemem
Değerini,değerini
Seni kaybetmemek için kelimelerin yetmeyeceği kadar aptal olurum
Hayatımı gizlemeye çalışırken
O adamlardan biri gibi görünüyorum, kendine saklaması gerektiğini öğrenenlerden
Bir ilan tabelası istiyorum kocaman bir imzası olan
Onu otobandan görebilirsin

4 Şubat 2018 Pazar

Jessie J – You’re Loss I’m Found (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 18

You’re Loss I’m Found (Sen Kaybettin Ben Buldum)

Where did we go?
Nereye gittik?
Put your hand down
Elini indir
I’m scared to know
Bilmekten korkuyorum
What I’m feeling, yeah
Ne hissettiğimi
Say yes or no
Evet ya da hayır de
Do I give up and just let go
Pes edip sadece gitmeli miyim?
Or keep on dreaming?
Ya da hayallere devam mı etmeliyim?

What is this?
Bu nedir?
I was yours, you let me go
Senindim, gitmeme izin verdin
Are you bored?
Sıkıldın mı?
Is this love, can you tell me?
Bu aşk mı, bana söyleyebilir misin?
I’ve had enough
Yeterliydim
Oh, so tell me
Bu yüzden söyle bana

How can I be your lover?
Nasıl senin sevgilin olabilirim?
Stars ain’t made to shine under clouds
Yıldızlar bulutların altında parlayamazlar
Stop turning me down
Vazgeçmemi engelle
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
It’s too late
Çok geç
You’re lost, I’m found
Sen kaybettin, ben buldum

I gave my all
Her şeyimi verdim
Guess you knew all along I would fall
Sanırım uzun zamandır düşeceğimi biliyordun
For your teasing, why? (Why?)
Senin alayların için, neden? (Neden?)
And no matter what, I won’t go back to who I was
Ve önemi yok, kim olduğuma geri dönmeyeceğim
And watch you will be there, oh no, no no no
Ve orada olacağını seyredeceğim, hayır, hayır hayır hayır

Why ain’t can be your lover?
Neden senin sevgilin olamıyorum?
How to bright to shine under clouds
Bulutların altında nasıl parlayacağım?
You won’t turn me down
Beni vazgeçirmeyeceksin
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
Too late, you’re lost, I’m found
Çok geç, sen kaybettin, ben buldum

How can I be your lover?
Nasıl senin sevgilin olabilirim?
Stars ain’t made to shine under clouds
Yıldızlar bulutların altında parlayamazlar
Stop turning me down
Vazgeçmemi engelle
One day when you discover,
Bir gün keşfettiğinde
How bright I try to love you now
Seni nasıl parlayarak sevmeye çalıştığımı
I won’t be around
Etrafta olmayacağım
It’s too late
Çok geç
You’re lost, I’m found
Sen kaybettin, ben buldum

Ooh it’s too late
Çok geç
Too late, you’re lost, I’m found ooh, ooh yeah ooh ooh
Çok geç, sen kaybettin, ben buldum, evet

Jessie J – Get Away (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

Get Away (Kurtulmak)

Why does it feel like I’m living through you
Neden bu seninle yaşıyormuşum gibi hissettiriyor
Tell me why I’m addicted to you
Neden sana bağımlı olduğumu söyle
‘Cause I don’t even know
Çünkü ben bile bilmiyorum
Chasing this cause we think we want it
Bunu takip ediyoruz çünkü istediğimizi sanıyoruz
But we can’t breathe cause the air is toxic
Ama nefes alamıyoruz çünkü hava zehirli
So tell me where to go
Bu yüzden söyle bana nereye gidelim
It’s a thin, thin line
Bu ince, ince bir çizgi
To admit or deny, yeah yeah
Kabul etmek veya reddetmek için, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Do I stay ’cause you say you need me
Kalmalı mıyım çünkü bana ihtiyacın olduğunu söyledin
I craved it more when it isn’t easy
Bu kolay olmadığında daha çok dile getirdim
How am I supposed to grow?
Ben nasıl büyümeliyim?
It won’t fix ’cause I say I love you
Bu iyileşmeyecek çünkü seni sevdiğimi söyledim
I need to show but I don’t know how to
Göstermek zorundayım ama nasıl olduğunu bilmiyorum
How am I supposed to grow?
Ben nasıl büyümeliyim?

It’s a thin, thin light
Bu ince, ince ışık
To admit or deny, yeah yeah
Kabul etmek veya reddetmek için, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away-y-y
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın

Yeah yeah, yeah yeah
Evet evet, evet evet
Get away
Kurtulmak

Yeah yeah, yeah yeah, ooh ooh ooh
Evet evet, evet evet

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

How’s this a different kind of love?
Bu nasıl farkı türde bir aşk?
It used to be saving us,
Bizi koruyordu
Now it’s just breaking us
Şimdi sadece ayırıyor
It’s not about just giving up
Bu sadece vazgeçmek hakkında değil
We knowing that safe enough
Bu kadar güvenli olduğunu biliyoruz

Get away, get away, get away
Kurtulmanın, kurtulmanın, kurtulmanın
Get away-ay-ay
Kurtulmanın
Get away
Kurtulmak

Jessie J – Fire (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Fire (Ateş)

He is the flame
O bir alev
He draws me in
Beni içine çeker
That burns within
İçinde yandım
It’s a pain, it’s so sweet, oh
Bu acı, bu çok tatlı
The fix, the craze, by now he needs
Şimdiye kadar onun ihtiyaçları iyileşmek, delirtmek
Only I can’t breathe
Sadece nefes alamıyorum
And I just can’t pull away
Ve ben sadece ayrılamıyorum
Can’t get away, oh, oh
Kurtulamıyorum

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum
Fire, fire, fire
Alev, alev, alev
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

My hands they’re burnt, they’re black, they bleed
Ellerim yanık, ellerim siyah, ellerim kanamış
And embers asleep, my whole world is cold now
Ve köz söner, şimdi bütün dünyam soğuk
The blaze, the heat he’s putting out
Yangın, sıcağı o söndürüyor
Can’t live without
Onsuz yaşayamam
Yeah, I just can’t pull away,
Evet, ben sadece ayrılamıyorum
Can’t get away, oh, oh
Kurtulamıyorum

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum
Fire, fire, fire
Alev, alev, alev
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

Oh [x4]

Fire (fire)
Alev (alev)
Fire (ooh)
Alev (alev)
Fire (fire) Oh
Alev (alev)

Burning my soul now
Şimdi ruhum yanıyor
My soul now
Ruhum yanıyor
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now)

Şimdi ruhum (ruhum şimdi)
My soul now (soul now), Oh
Şimdi ruhum (ruhum şimdi)

From the fire, fire, fire
Ateşten, ateşten, ateşten, ateşten
I never wanna put it out
Asla söndürmek istemedim
Burning, burning, burning
Yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum

Oh [x8]