İngilizce Türkçe Sözlük







9 Şubat 2018 Cuma

Lana Del Rey – Yayo (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

I like the snake on your tattoo – I like the ivy and the ink blue
Dövmendeki yılana, onun üstündeki sarmaşığa ve mürekkep mavisine bayılıyorum
Yayo
Yayo (yayo, kokain için başka bir isim)
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

You have to take me right now – From this dark trailer park life now
Beni şimdi bu kasvetli karavan kampı hayatından başka yere götürmelisin
Yayo
Yayo
How now
How now
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin pırıltını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergilememe izin ver babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

I need you like a baby when I hold you – Like a druggie, like I told you
Sana sarıldığımda sanki bir bebekmiş gibi, uyuşturucu kullanan biriymiş gibi, sana söylemiş gibi sana ihtiyacım var
Yayo
Yayo
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin paralarını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergileyim babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

Hello, heaven, you are a tunnel lined with yellow lights on a dark night
Merhaba cennet, sen karanlık bir gecedeki sarı ışıklarla donatılmış bir tünelsin
Yayo
Yayo
Yeah, you
Evet sensin
Yayo
Yayo

Put me onto your black motorcycle
Beni siyah motosikletinin arkasına oturt
50’s baby doll dress for my “I do”
”Evet” cevabım için 1950’lerdeki düğün elbisesini giyeceğim
It only takes two hours to Nevada
Balayımız için Nevada’ya gitmemiz sadece iki saat sürer
I wear your sparkle, you call me your mama
Ben senin paralarını giyerim sen bana anneciğim dersin

Let me put on a show for you, daddy
Senin için bir gösteri sergilememe izin ver babacığım
Let me put on a show
Bir gösteri sergileyim
Let me put on a show for you, tiger
Senin için bir gösteri sergileyim kaplan
Let me put on a show
Gösteri sergileyim

Lana Del Rey – Brite Lites (Türkçe Çeviri)

Daddy = bir kızın sevgilisine veya onu siken erkeğe dediği şey. Bir kızın sevgilisi veya kocası, ona bakan erkeği; tıpkı gerçek babası gibi. Bir erkeğin bir kızdan alacağı en şefkatli terim. Bu kelimeyi söyleyen kız söylediği erkeğe karşı tamamen uysal. Genellikle cinsel ilişki konularında daha çok kullanılıyor. Tıpkı bu şarkıda olduğu gibi.

Lana bu kelimeyi şarkılarında çok fazla kullanıyor o yüzden kelimeyi ayrıntılı bilmeniz daha iyi olur.

Marina and the Diamonds – Homewrecker (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 12

Homewrecker (Kalp Kıran)

Every boyfriend is the one until otherwise proven
Her erkek arkadaş ötekiler kendini kanıtlayana kadar birincidir
The good are never easy, the easy never good
İyi asla kolay olmaz, kolay asla iyi olmaz
And loving never happens like you think it really should
Ve aşk asla düşündüğün gibi olması gerektiği şekilde olamaz
Deception and perfection are wonderful traits
Aldatma ve mükemmellik olağanüstü özellikler
One will breed love, the other hate
Biri aşkı üretir, diğeri nefret ettirir
You’ll find me in the lonely hearts
Sen beni yalnız kalplerde bulabilirsin
Under ‘I’m after a brand new start’
‘’Ben yepyeni başlangıçlardan sonrayım’’ın altında

And I don’t belong to anyone
Ve ben birilerine ait değilim

They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker
Yuva yıkan
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker
Yuva yıkan

Girls and their curls and gourmet vomit
Kızlar ve onların kıvırcıkları ve gurme kusmaları
Boys and their toys and their six-inch rockets
Erkekler ve onların oyuncakları ve altı inç roketleri
We’re all very lovely ’til we get to know each other
Birbirimizi tanımaya başlayana kadar hepimiz çok sevgi doluyuz
As we stop becoming friends and we start becoming lovers
Biz arkadaş gibi olmayı bırakıp sevgili olduk

And I don’t belong to anyone
Ve ben kimseye ait değilim

They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece biriyle birlikteyken mutluyum)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Yuva yıkan (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece biriyle çıkarken mutluyum)
They call me homewrecker
Onlar bana yuva yıkan der
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Yuva yıkan (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
I’m only happy when I’m on the run
Sadece biriyle birlikteyken mutluyum
I break a million hearts just for fun
Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım
I don’t belong to anyone
Kimseye ait değilim

I guess you could say that my life’s a mess
Sanırım hayatımın saçmalık olduğunu söyleyebilirsin
But I’m still looking pretty in this dress
Ama hala bu elbisede tatlı görünüyorum
I’m the image of deception
Ben aldatma imgesiyim

When everything is life and death
Her şey yaşamak ve ölmekken
You may feel like there’s nothing left
Burada bırakacak bir şey yokmuş gibi hissedebilirsin
Instead of love and trust and laughter
Aşk yerine ve güven ve kahkaha
What you get is happy never-after
Ne elde edersen asla mutlu değilsin
But deep down all you want is love
Ama bütün istediğin aşk derinlerde
The pure kind we all dream of
Bütün rüyalarımız saf türde
But we cannot escape the past
Ama geçmişten kaçamayız
So you and I will never last
Böylece sen ve ben asla sonsuza dek sürmeyeceğiz

‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece birileriyle birlikteyken mutluyum)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Kalp kıran (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I’m only happy when I’m on the run)
Yuva yıkan (Sadece birileriyle birlikteyken mutluyum)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker (I broke a million hearts just for fun)
Kalp kıran (Milyon tane kalbi sadece eğlence için kırdım)
‘Cause I’m a homewrecker
Çünkü ben kalp kıranım
Homewrecker
Kalp kıran

Rihanna ft. Jay-Z – Talk That Talk (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 18

Talk That Talk (Böyle Konuş)

Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet

[Jay-Z]
I be trying to chill, bitches wanna fuck me
Soğuk olmayı deniyorum, sürtükler beni becermek istiyor
Every little city I go – fuck me!
Gittiğim her küçük şehir-becer beni
Shawty must’ve heard, got the word, I move that D
Repçiyi duymuş olmalısın, söyleyecek bir şeyleri var, D’den hareket ettim
Had it by a bladder, she like “oh I gotta pee”
Bir tuvalet tarafından sahip oldu, o ‘’çişim var’’ gibiydi
Ran into a Rothko in my restroom
Oturma odamda Rothko’ya* rastladım
Singer slash actress in my bedroom
Şarkıcı, aktrist benim yatak odamda
Gotta have a ticket for a walk through
İçeri girmek için bilet almalıyım
Everything that do is big
Yapılan her şey büyük
I talk big money, I talk big homes
Büyük paradan, büyük evlerden bahsediyorum
I sell out arenas, I call that getting dome
Arenaları doldurdum, ben buna zirveye çıkmak diyorum
Million dollar voice, came through phone
Milyon dolarlık ses, telefondan geliyor
We heading to the top, if you coming, come on
Biz başa dönüyoruz, eğer geliyorsan, hadi
I’m Flying out to Pisa, just to get some pizza
Pisa’dan dışarı uçuyorum, sadece biraz pizza için
Fly down to Jamaica, just to roll some reefa
Jamaika’ya iniyorum, sadece biraz reefa** yuvarlamak için
Sex on the beach, left love speechless
Sahilde seks, aşkı suskun bırak
They say that money talk, tell these other niggas speak up
Onlar bunun para konuşması olduğunu söylüyor, öteki zencilere ses yükseltmelerini söyle
What’s up
Naber

[Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet

Say what you want, say what you like
Ne istiyorsan söyle, ne sevdiğini söyle
Say you want me to do and I got you
Ne yapmamı istediğini söyle ve sana sahibim
Tell me how to love you, tell me how to hold you
Nasıl seni sevdiğimi söyle, sana nasıl sarılacağımı söyle
I’m-a get it right on the first try for you
Haklıyım, senin için ilk kez denedim
Cause you ain’t never had a woman like me
Çünkü sen hiç benim gibi bir kadına sahip olmamıştın
And you will never have another like me
Ve asla benim gibi başka birine sahip olmayacaksın
No, so I’mma give it to you baby
Hayır, bu yüzden sana vereceğim bebek

[Hook: Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet

[Rihanna]
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
I want it all night, give it to me baby
Bütün gece istiyorum, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
Give it to me baby, give it to me baby
Ver bana bebeğim, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
I want it all night, give it to me baby
Bütün gece istiyorum, ver bana bebeğim
What you saying now, give it to me baby
Şimdi ne diyorsun, ver bana bebeğim
Give it to me baby, give it to me baby
Ver bana bebeğim, ver bana bebeğim

[Rihanna]
1 and 2 and a 3 and 4
1 ve 2 ve 3 ve 4
Come on let me know if you want some more
Gel eğer biraz fazla istiyorsan bilmeme izin ver
You know what I like, now get it right
Ne sevdiğimi biliyorsun, şimdi haklısın
Boy talk that talk to me all night
Oğlum benimle böyle bütün gece konuş
Yeah boy I like it yeah boy I like it
Evet oğlum bunu seviyorum evet oğlum bunu seviyorum
Love it when you talk that talk to me yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Yeah that talk to me yeah
Evet benimle böyle konuş evet
Love it when you talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuştuğun zaman bunu seviyorum evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk talk that talk to me, yeah
Konuş benimle böyle konuş, evet
Talk that talk to me, yeah
Benimle böyle konuş, evet
Talk talk that talk to me, yeah
Konuş benimle böyle konuş, evet

*: Ressam Mark Rothko’dan bahsediyor
**:Bir tür balık

Whethan&Dua Lipa-High [50 Shades Freed Soundtrack](Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 12

Whethan&Dua Lipa-High [50 Shades Freed Soundtrack](Türkçe Çeviri)

You don’t have to be so cautious
Çok terbiyeli olmak zorunda değilsin

If you practice what you preach
Eğer söylemlerinden pratik yaparsan

Counting up the stacks on the counter
Tezgah üzerindeki yığınları say

A fucking (disease)
Bir lanet (hastalık)

Don’t ask me to be righteous
Bana doğrucu olmayı sorma

If you practice what you teach
Eğer eğitimlerinden pratik yaparsan

Counting all your blessings the second you’re down on your knees
Dizlerinin üzerine çökmüş ikinci kez tüm iyi dilekleri say

[Nakarat:Dua Lipa]
So why, why?
Öyleyse neden, neden?

Don’t we get a little high, high?
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz, yükseğe?

Dua Lipa
Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe

Keep my head under the water
Suyun altında kafamı tutuyorum

Pride buried in my chest
Gurur göğsüme gömüldü

Not counting all the minutes, the seconds
Tüm dakikaları saniyeleri saymadan

Not holdin’ my (breath)
(Nefesimi) tutmadan

Now sinking from the surface
Şimdi yüzeyden batıyor

Swimming in my lungs
Akciğerlerim yüzüyor

Losing all my vision, religion
Tüm görüşümü, dinimi kaybediyorum

I’m holding my tongue
Dilimi tutuyorum

So why, why?
Öyleyse neden, neden?

Don’t we get a little high, high?
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz, yükseğe?

Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe

Don’t want to pay attention to the writing on the wall
Duvardaki yazılara kulak vermek istemem

Painted with aggression, and dripping when you call
Kızgınlıkla boyanmış ve sen aradığında damlıyor

Not gonna learn my lesson
Dersimi almamam gerek

Am I running out of time?
Ben zamanın dışına mı koşuyorum?

So, why?
Öyleyse neden?

Why?
Neden?

Why?
Neden?

Don’t we get a little–
Birazcık olsun-

Get a little–
Biraz

Don’t we get a little high
Biraz yükseğe çıkmıyor muyuz

Get a little high, high
Biraz yükseğe,yükseğe

Lana Del Rey – Brite Lites (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 27

I look for you in magazines
Seni magazinlerde arıyorum
I look for you in magazines
Seni magazin dergilerinde arıyorum
I look for you in magazines
Seni magazin dergilerinde arıyorum
I’m taking off my wedding ring
Kocamın taktığı yüzüğü çıkarıyorum/boşanıyorum

I gave you everything
Sana her şeyi verdim
I gave you everything
İhtiyaç duyduğun her şeyi sana verdim

Give me the bright lights
Bana ışıldayan ışıkları ver
Give me the bright lights
Bana sahne ışıklarını ver
Give me the bright lights
Bana Hollywood’un ışıklarını ver
Give me the bright lights
Bana şöhreti ver
Give me the bright lights
Bana ün getir
Give me the bright lights
Bana ün getir

I’m going back to Aberdeen
Aberdeen’a geri dönüyorum
I’m going back to Aberdeen
Aberdeen’a geri dönüyorum
I’m going back to Aberdeen
Aberdeen’a geri dönüyorum:
Where when I was a beauty queen
Bir zamanlar güzellik kraliçesi olduğum yere

I wasn’t anything
O zamanlar değerliydim
It wasn’t anything
Bunun hiçbir önemi yoktu

Give me the bright lights
Give me the bright lights
Give me the bright lights

Give me the bright lights
Give me the bright lights
Give me the bright lights

I’m waving on the silver screen
Beyaz perdede el sallıyorum
I’m waving on the silver screen
Sinemanın en değerli olduğu dönemdeki beyaz perdede el sallıyorum
I’m waving on the trampoline
Trambolinin üstünde zıplıyorum
I’m waving on the silver screen
Aktörlerin değerli olduğu zamandaki beyaz perdede el sallıyorum

The film is fading, look at me
O dönemdeki filmin tarihi geçiyor, benim de geçmeden bana bak
The film is fading, look at me
Film unutuluyor, çabuk, ben hala yeniyken bana bak
The film is fading, look at me
O zamanlardaki film unutuluyor, ben hala değerliyken bana bak
The film is fading, look at me, look at me
Film unutuluyor, ben şuan zirvedeyken bana bak, bana bak

Give me the bright lights
Give me the bright lights
Give me the bright lights

Give me the bright lights
Give me the bright lights
Give me the bright lights

Give me the bright lights
Give me the bright lights
Give me the bright lights

Give me the bright lights
Give me the bright lights

The Weeknd – Party (Türkçe Çeviri)

Imagine Dragons – Friction (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 33

Get down with the victim

-Kurban ile birlikte eğil
We both know you need them

-İkimiz de biliyoruz onlara ihtiyacın var
You’re stuck in the middle of all irrelevance

-Tüm yersiz şeylerin ortasında sıkışıp kaldın
And your heart is beating

-Ve kalbin atıyor

Cause you know that you gotta

-Çünkü sen biliyorsun ki
Get out of the middle

-Oradan kurtulmalısın
And rise to the top now

-Ve en yukarı çıkmalısın şimdi

When you’ve made it

-Bunu hallettiğin zaman
Won’t ya tell me what to do

-Bana ne yapılacağını söylemeyecek misin?
Cause I’m playin’ it all wrong

-Çünkü ben hepsini yanlış oynuyorum
When you made it, when you made it

-Bunu hallettiğinde, hallettiğinde
Won’t ya tell me what to do

-Bana ne yapılacağını söylemeyecek misin?
Cause I’m playin it all wrong
-Çünkü ben hepsini yanlış oynuyorum

You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Can’t take the pressure

-Baskı altına alamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Don’t tell me to be strong

-Güçlü olmamı söyleme bana
Ease it off

-Rahat bırak onu
You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla

And get into the system

-Ve sistemin içine gir
We both know you need one

-İkimiz de birine ihtiyacın olduğunu biliyoruz
The tip of the needle

-İğnenin ucu
Is taking over you

-Seni ele geçiriyor
And your heart is beating

-Ve kalbin atıyor

Cause you know that you gotta

-Çünkü sen biliyorsun ki
Get out of the middle

-Ortadan çıkmalısın
And rise to the top now

-Ve en yukarı yükselmelisin şimdi

When you’ve made it

-Bunu hallettiğin zaman
Won’t ya tell me what to do

-Bana ne yapılacağını söylemeyecek misin?
Cause I’m playin’ it all wrong

-Çünkü ben hepsini yanlış oynuyorum
When you made it, when you made it

-Bunu hallettiğinde, hallettiğinde
Won’t ya tell me what to do

-Bana ne yapılacağını söylemeyecek misin?
Cause I’m playin it all wrong
-Çünkü ben hepsini yanlış oynuyorum

You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Can’t take the pressure

-Baskı altına alamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Don’t tell me to be strong

-Güçlü olmamı söyleme bana
Ease it off

-Rahat bırak onu
You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla

Ohhh why can’t you let go

-Neden boşveremiyorsun
Like a bird in the snow

-Kardaki bir kuş gibi
This is no place to build your home

-Evini inşa edebileceğin başka bir yer yok

You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Can’t take the pressure

-Baskı altına alamazsın
So ease it off

-O yüzden rahatla
Don’t tell me to be strong

-Güçlü olmamı söyleme bana
Ease it off

-Rahat bırak onu
You can’t fight the friction

-Uyuşmazlık ile savaşamazsın

So

-Yani

Yeah Yeah Yeah Yeah

-Evet, evet, evet…

8 Şubat 2018 Perşembe

Beyoncé – Why Don’t You Love Me? (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 14

Why Don’t You Love Me (Neden beni sevmiyorsun?)

Now, now, now, honey
Şimdi, şimdi, şimdi, tatlım
You better sit down and look around
Oturup etrafına baksan iyi olur
Cause you must’ve bumped yo’ head
Çünkü kafanı çarpmış olmalısın
And I love you enough to talk some sense back into you, baby
Ve seni  bir anlam ifade edecek kadar seviyorum, bebek
I’d hate to see you come home, me the kids
Eve geldiğini görmekten nefret ederim, ben çocuklarlayken
And the dog is gone
Ve köpek gitti
Check my credentials…
Kimlik bilgilerimi kontrol et
I give you everything you want everything you need
İstediğin, ihtiyaç duyduğun her şeyi sana vereceğim
Even your friends say I’m a good woman
Arkadaşların bile iyi bir kadın olduğumu söylüyor
All I need to know is why?
Bütün ihtiyacım neden olduğunu bilmek

Why don’t you love me?
Neden beni sevmiyorsun?
Tell me, baby, why don’t you love me
Söyle, bebeğim neden beni sevmiyorsun?
When I make me so damn easy to love?
Beni sevmek bu kadar kolayken
And why don’t you need me?
Neden bana ihtiyaç duymuyorsun
Tell me, baby, why don’t you need me
Söyle, bebeğim neden bana ihtiyacın yok
When I make me so damn easy to need?
Bana gereksinim bu kadar kolayken

I got beauty, I got class
Güzelim, klasım var
I got style, and I got ass
Stilim var, kalçam var
And you don’t even care to care
Ve özen umrunda bile değil
Looka here
Buraya bak
I even put money in the bank account
Banka hesabına para bile koyabilirim
Don’t have to ask no one to help me out
Kimseden yardım istemiyorum
You don’t even notice that
Bunu fark etmiyorsun bile

Why don’t you love me?
Neden beni sevmiyorsun?
Tell me, baby, why don’t you love me
Söyle, bebeğim neden beni sevmiyorsun?
When I make me so damn easy to love?
Beni sevmek bu kadar kolayken
And why don’t you need me?
Neden bana ihtiyaç duymuyorsun
Tell me, baby, why don’t you need me
Söyle, bebeğim neden bana ihtiyacın yok
When I make me so damn easy to need?
Bana gereksinim bu kadar kolayken

I got beauty, I got heart
Güzelim, kalbim var
Keep my head in them books, I’m sharp
Kafamı bu kitaplarda tut, netim
But you don’t care to know I’m smart
Ama zeki olduğumu bilmeni umursamıyorsun
Now, now now now now now now
Şimdi, şimdi şimdi şimdi şimdi şimdi şimdi
I got moves in your bedroom
Yatak odasında hareketlerim var
Keep you happy with the nasty things I do
Yaptığım haylaz şeylerle seni mutlu edebilirim
But you don’t seem to be in tune
Ama sen ayarlanmış gibi görünmüyorsun
Ooh…..

Why don’t you love me?
Neden beni sevmiyorsun?
Tell me, baby, why don’t you love me
Söyle, bebeğim neden beni sevmiyorsun?
When I make me so damn easy to love?
Beni sevmek bu kadar kolayken
And why don’t you need me?
Neden bana ihtiyaç duymuyorsun
Tell me, baby, why don’t you need me
Söyle, bebeğim neden bana ihtiyacın yok
When I make me so damn easy to need?
Bana gereksinim bu kadar kolayken

There’s nothing not to love about me
Benim için sevilmeyecek bir şey yok
No, no, there’s nothing not to love about me
Hayır, hayır, benim için sevilmeyecek bir şey yok
I’m lovely
Sevimliyim
There’s nothing not to need about me
Benim hakkımda olması gereken bir şey yok
No, no, there’s nothing not to need about me
Hayır, hayır, Benim hakkımda olması gereken bir şey yok
Maybe you’re just not the one
Belki de sen tek biri değilsindir
Or maybe you’re just plain…….
Ya da belki de sadece sen plansındır
Dumb
Aptal