İngilizce Türkçe Sözlük







19 Mart 2021 Cuma

Zen-G & Bayhan – İSTANBUL Şarkı Sözleri

Osman Cello

Bırak beni İstanbul’da
Ben kalayım, unutmadım
Aklımdalar hatıralar
Bırak beni İstanbul’da
Ben yanayım
Sokaklarda yazar adım
İstanbul’da

Gözlerimi bur’da açtım hülyaya
On sekiz kasım doksan dört merhaba
Adımı kulağıma fısıldadı Samatya
Burnum sümük dolu, gözlerimde çapak ya
Koştum sırtımda çantayla
İlk aşkım Koca Mustafa Paşa’da
Acıya alıştım her ayrılıkta
Tek şansım bu kaosta yaşlanmak

Görüyorum o anları, flashback gibi
Koşuyorum çocukluğumun salıncağına
Trenlere atlayarak gidiyorduk
Yedikule’den ta Yeşilköy Kumsalına
Yürek yerinden çıkacakmış gibi olur
Cepten çıkarsa sustalılar
Az mı yakamozlarına kandık
Roma parkından sonsuzluğa
İstanbul

Bırak beni İstanbul’da
Ben kalayım, unutmadım
Aklımdalar hatıralar
Bırak beni İstanbul’da
Ben yanayım
Sokaklarda yazar adım
İstanbul’da

Göz altlarım mosmor, eşofmanı fosforlu
Hayata yenik başlarım her gün
Kasımpaşa gibi yokuşları dimdik
Karakteristiktir
Karakterinden eksikse, hadi siktir
Geceleri Taksim içi dolu pislik
Dolmuş, taksi bekleme bas git
Hеr gün riskli, sisli ve mistik ya
Sırrımız İstanbul’a gizli

Bitmiyor tersoluk
Ghettolar hеr solukta
Ciğerlerine çekiyor egsoz
Hayalim bi’ Rolls Royce ama
Hayat Beykoz gibi, omuzlarıma yüklüyor hep toz
Dolapdere Big Bang, Kuştepe Bang Bang
Zeytinburnu, Sulukule, Delidolu gang, gang
Bir gün bende gideceğim elbet
Sevdiklerim emanet sana tek tek
İstanbul

Bırak beni İstanbul’da
Ben kalayım, unutmadım
Aklımdalar hatıralar
Bırak beni İstanbul’da
Ben yanayım
Sokaklarda yazar adım
İstanbul’da, ah

Ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah
Ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah, ah

Ah İstanbul, vah İstanbul
Yaktın, yıktın İstanbul
Ah İstanbul, vah İstanbul
Çok yıprattın İstanbul

Cem Adrian – Sana Sarılınca Şarkı Sözleri

Karanlığı bölen cılız bir, ışık gibi.
Fırtınada çırpınan, kanatlar gibi.
Islanmaktan korkmayan bir, kelebek gibi.
Seni sevdim, seni sevdim

Okyanusta kağıttan bir, gemi gibi.
Baharı beklemeden açan, tomurcuk gibi.
Sanki ilk kez seven bir, çocuk gibi
Seni sevdim s, eni sevdim

Sana sarılınca, geçer sandım geçer sandim
Sana inanınca, biter sandım biter sandım.
Sana bağlanınca, düşmem sandım duşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.

Sana sarılınca, geçer sandım geçer sandim
Sana inanınca, biter sandım biter sandım.
Sana bağlanınca, düşmem sandım duşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.

Karanlığı bölen cılız bir, ışık gibi.
Fırtınada çırpınan, kanatlar gibi.
Islanmaktan korkmayan bir kelebek gibi seni sevdim seni sevdim
Okyanusta kağıttan bir, gemi gibi.

Baharı beklemeden açan, tomurcuk gibi.
Sanki ilk kez seven bir, çocuk gibi seni sevdim.
Sana sarılınca geçer sandım gecer sandım
Sana inanınca biter sandım biter sandım

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.
Sana sarılınca, geçer sandım geçer sandim
Sana inanınca, biter sandım biter sandım.

Sana bağlanınca, düşmem sandım düşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.
Sana sarılınca, geçer sandım geçer sandım
Sana inanınca, biter sandım biter sandım.
Sana bağlanınca, düşmem sandım düşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.
Sana sarılınca, geçer sandım geçer sandım
Sana inanınca, biter sandım biter sandım.
Sana bağlanınca, düşmem sandım düşmem sandım
Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın.

ROSÉ – Gone İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

I thought that you’d remember, but it seems that you forgot
– Hatırlayacağını düşünmüştüm ama unutmuşsun gibi görünüyor.
It’s hard for me to blame you when you were already lost
– Kaybolduğunda seni suçlamak benim için zor.
Oh, yeah, I’m tired of always waiting, oh, yeah, yeah
– Oh, evet, her zaman beklemekten yoruldum, oh, evet, evet
I see you changed your number, that’s why you don’t get my calls
– Görüyorum ki numaranı değiştirmişsin, bu yüzden telefonlarıma cevap vermiyorsun.
I gave you all of me, now you don’t wanna be involved
– Sana her şeyi verdim, şimdi karışmak istemiyorsun.
Oh, yeah, yeah, I really gotta face it, oh, yeah, yeah
– Oh, evet, evet, gerçekten yüzleşmeliyim, oh, evet, evet

I just wanna be the one
– Ben sadece bir olmak istiyorum
But to you, we’re already done
– Ama senin için işimiz bitti.
Tell me, why’d you have to hit-and-run me?
– Söyle bana, neden bana vurup kaçtın?
Now I’m all alone crying ugly
– Şimdi yapayalnız ağlıyorum çirkin
You broke my heart just for fun
– Sadece eğlenmek için kalbimi kırdın.
Took my love and just left me numb
– Aşkımı aldı ve sadece beni uyuşuk bıraktı
Now it’s eight in the morning
– Şimdi saat sabahın sekizi.
Hate in the morning (all because of you)
– Sabahları nefret ediyorum (hepsi senin yüzünden)

Another story that’s sad and true
– Üzücü ve gerçek olan başka bir hikaye
I can feel the pain, can you?
– Acıyı hissedebiliyorum, ya sen?
You had to be the one to let me down
– Beni hayal kırıklığına uğratan sen olmalıydın.
To color me blue
– Bana mavi renk
Hate to see you with someone new
– Seni yeni biriyle görmekten nefret ediyorum.
I’ll put a curse on her and you
– Onu ve seni lanetleyeceğim.
Ain’t no looking back, now you’re dead and gone
– Geriye bakmak yok, şimdi öldün ve gittin
My love is gone too
– Aşkım da gitti.

All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is gone
– Tüm aşkım gitti
Now you’re dead and gone
– Şimdi öldün ve gittin.

All my love is gone and the hate has grown
– Tüm aşkım gitti ve nefret büyüdü
I’m standing all alone and I’m searching for something
– Yapayalnız duruyorum ve bir şey arıyorum
But I can’t feel nothing
– Ama hiçbir şey hissetmiyorum
I pack my bags and go, this don’t feel like home
– Bavullarımı topladım ve gidiyorum, bu ev gibi hissetmiyorum
Too much darkness for a rainbow, I feel so used
– Bir gökkuşağı için çok fazla karanlık, çok kullanılmış hissediyorum
How am I supposed to live without you? I refuse, yeah
– Sensiz nasıl yaşayacağım? Reddediyorum, Evet

I just wanna be the one
– Ben sadece bir olmak istiyorum
But to you, we’re already done
– Ama senin için işimiz bitti.
Tell me, why’d you have to hit-and-run me?
– Söyle bana, neden bana vurup kaçtın?
Now I’m all alone crying ugly
– Şimdi yapayalnız ağlıyorum çirkin
You broke my heart just for fun
– Sadece eğlenmek için kalbimi kırdın.
Took my love and just left me numb
– Aşkımı aldı ve sadece beni uyuşuk bıraktı
Now it’s eight in the morning
– Şimdi saat sabahın sekizi.
Hate in the morning (all because of you)
– Sabahları nefret ediyorum (hepsi senin yüzünden)

Another story that’s sad and true
– Üzücü ve gerçek olan başka bir hikaye
I can feel the pain, can you?
– Acıyı hissedebiliyorum, ya sen?
You had to be the one to let me down
– Beni hayal kırıklığına uğratan sen olmalıydın.
To color me blue
– Bana mavi renk
Hate to see you with someone new
– Seni yeni biriyle görmekten nefret ediyorum.
I’ll put a curse on her and you
– Onu ve seni lanetleyeceğim.
Ain’t no looking back, now you’re dead and gone
– Geriye bakmak yok, şimdi öldün ve gittin
My love is gone, too
– Aşkım da gitti.

All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is go-o-o-o-o-o-o-o-one
– Tüm aşkım go-o-o-O-O-O-O-O-one
All my love is gone
– Tüm aşkım gitti
Now you’re dead and gone
– Şimdi öldün ve gittin.

HAIM – The Steps İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

So baby, when I’m near you
– Bu yüzden bebeğim, Sana yakın olduğumda
You can’t feel me, I’m lightnin’
– Beni hissedemiyorsun, parıldıyorum.
You used to come by
– Eskiden uğrardın.
And sit down by my side
– Ve yanımda otur.

You would come in close
– Yakın geldin
And take off all my clothes
– Ve tüm kıyafetlerimi çıkar
Every time I think that I’ve been takin’ the steps
– Her zaman adım attığımı düşünüyorum.
You end up mad at me for makin’ a mess
– Bana kızgın makin için bir karışıklık sona’

I can’t understand, why you don’t understand me
– Neden beni anlamadığını anlayamıyorum.
Baby
– Bebek
And every day I wake up and I make money for myself
– Ve her gün uyanıyorum ve kendim için para kazanıyorum
And though we share a bed, you know that I don’t need your help
– Aynı yatağı paylaşsak da, yardımına ihtiyacım olmadığını biliyorsun.
Do you understand?
– Anlıyor musun?
You don’t understand me
– Beni anlamıyorsun
Baby
– Bebek

All the ivy
– Tüm sarmaşık
Is growing sideways
– Yanlara doğru büyüyor
You won’t stop it
– Bunu durdurmayacaksın.
Till it covers all my place
– Tüm yerimi kaplayana kadar
Every time I think that I’ve been takin’ the steps
– Her zaman adım attığımı düşünüyorum.
You end up mad at me for makin’ a mess
– Bana kızgın makin için bir karışıklık sona’
I can’t understand, why you don’t understand me
– Neden beni anlamadığını anlayamıyorum.
Baby
– Bebek
And every day I wake up and make money for myself
– Ve her gün uyanıyorum ve kendim için para kazanıyorum
And though we share a bed, you know that I don’t need your help
– Aynı yatağı paylaşsak da, yardımına ihtiyacım olmadığını biliyorsun.
Do you understand?
– Anlıyor musun?
You don’t understand me
– Beni anlamıyorsun
Baby
– Bebek

If I go right
– Eğer doğru gidersem
And you go left
– Ve sen sola git
Hey, I know we’ll meet up again
– Tekrar buluşacağımızı biliyorum.

And if you go left
– Ve eğer sola gidersen
And I go right
– Ve ben sağa gidiyorum
Hey, maybe that’s just life sometimes
– Hey, belki de bazen hayat budur

Every time I think that I’ve been takin’ the steps
– Her zaman adım attığımı düşünüyorum.
You end up mad at me for makin’ a mess
– Bana kızgın makin için bir karışıklık sona’
I can’t understand, why you don’t understand me
– Neden beni anlamadığını anlayamıyorum.
Baby
– Bebek
And every day I wake up and make money for myself
– Ve her gün uyanıyorum ve kendim için para kazanıyorum
And though we share a bed, you know that I don’t need your help
– Aynı yatağı paylaşsak da, yardımına ihtiyacım olmadığını biliyorsun.
Do you understand?
– Anlıyor musun?
You don’t understand me
– Beni anlamıyorsun
Baby
– Bebek

Kallde “El Rey Del Placer” – La Llevo Al Cielo İspanyolca Sözleri Türkçe Anlamları

Conmigo quema ella a cada rato
– Benimle her zaman onu yakar
Se crece y coge vuelo por que
– Büyür ve uçar çünkü
Yo no la celo
– Onu heveslendirmiyorum.

Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odadayken
No tengo que decirle solita
– Yalnız onu söylememe gerek yok
Rompe el hielo sabe donde
– Buz kırmak nerede bilir
Pone sus manos toco mi
– Ellerini benim dokunmak koyar
Punto débil por eso no la
– Zayıf nokta neden olmasın
Dejo
– Ayrılmak

Desde hace tiempo frente
– Uzun bir süre için karşı karşıya
Al espejo yo le doy lo que
– Aynaya ne veriyorum
Le hace falta dice que la
– O söylemek gerekiyor ki
Obligo a hacer lo que no debe
– Yapmak kuvvet ne yapmamalısın
Entre paredes nadie sabe
– Duvarlar arasında kimse bilmiyor
Lo que pasa
– Ve ne olur

Baby eso nada la detiene
– Bebeğim, hiçbir şey onu durduramaz.
Soy la razón por la que ella
– Neden o ben
Pierde la calma
– Soğukkanlılığını kaybet

Le hace falta dice que la
– O söylemek gerekiyor ki
Obligo a hacer lo que no debe
– Yapmak kuvvet ne yapmamalısın
Entre paredes nadie sabe
– Duvarlar arasında kimse bilmiyor
Lo que pasa
– Ve ne olur

Baby eso nada la detiene
– Bebeğim, hiçbir şey onu durduramaz.
Soy la razón por la que ella
– Neden o ben
Pierde la calma
– Soğukkanlılığını kaybet

Al cielo
– Cennete
Conmigo quema ella a cada rato
– Benimle her zaman onu yakar
Se crece y coge vuelo por que
– Büyür ve uçar çünkü
Yo no la celo
– Onu heveslendirmiyorum.

Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odadayken
No tengo que decirle solita
– Yalnız onu söylememe gerek yok
Rompe el hielo
– Buzu kır

Conmigo quema ella a cada rato
– Benimle her zaman onu yakar
Se crece y coge vuelo por que
– Büyür ve uçar çünkü
Yo no la celo
– Onu heveslendirmiyorum.

Y cuando estamos en el cuarto
– Ve odadayken
No tengo que decirle solita
– Yalnız onu söylememe gerek yok
Rompe el hielo
– Buzu kır

Sabe donde
– Nerede olduğunu bilir
Pone sus manos toco mi
– Ellerini benim dokunmak koyar
Punto débil por eso no la
– Zayıf nokta neden olmasın
Dejo
– Ayrılmak

Desde hace tiempo frente
– Uzun bir süre için karşı karşıya
Al espejo yo le doy lo que
– Aynaya ne veriyorum
Le hace falta dice que la
– O söylemek gerekiyor ki
Obligo a hacer lo que no debe
– Yapmak kuvvet ne yapmamalısın
Entre paredes nadie sabe
– Duvarlar arasında kimse bilmiyor
Lo que pasa
– Ve ne olur

Baby eso nada la detiene
– Bebeğim, hiçbir şey onu durduramaz.
Soy la razón por la que ella
– Neden o ben
Pierde la calma
– Soğukkanlılığını kaybet

18 Mart 2021 Perşembe

IARINA – Cry (Türkçe Çeviri)

You come to my place late at night
And I don’t wanna say goodbye
Why you keep me guessing
I stopped dancing

Gece geç saatte evime geliyorsun
Ve vedalaşmak istemiyorum
Neden beni muallakta bırakıyorsun
Dans etmeyi kestim

And I cry and I cry and I cry
I cry for a love that is not even mine
And I cry and I cry and I cry
I cry for you baby ’cause you should be mine

Ve ağladım ağladım
Sahip olmadığım bir aşka ağladım
Ve ağladım ağladım
Senin için ağladım bebeğim çünkü benim olmalısın

There’s nothing that I wouldn’t do
Each time I go to bed I think of you
I keep waiting in line
Why I’m so blind

Yapmayacağım bir şey yok
Her yatağa gidişimde seni düşünüyorum
Sırada bekliyorum
Neden bu kadar körüm

And I cry and I cry and I cry
I cry for a love that is not even mine
And I cry and I cry and I cry
I cry for you baby ’cause you should be mine

Ve ağladım ağladım
Sahip olmadığım bir aşka ağladım
Ve ağladım ağladım
Senin için ağladım bebeğim çünkü benim olmalısın

It’s not your fault
Or mine
But we’re a lie
I wanna say
Goodbye
But not tonight
‘Cause you and I
We’re synchronized
Like two birds in the sky

Senin hatan değil
ya da benim dğil
ama biz yalanız
veda etmek istiyorum
ama bu gece değil
çünkü sen ve ben
senkronize haldeyiz
gökyüzünde iki kuş misali

And I cry and I cry and I cry
I cry for a love that is not even mine
And I cry and I cry and I cry
I cry for you baby ’cause you should be mine

Ve ağladım ağladım
Sahip olmadığım bir aşka ağladım
Ve ağladım ağladım
Senin için ağladım bebeğim çünkü benim olmalısın

Embody & Brianna – Love Of You (Türkçe Çeviri)

There’s no one else,
Passing by on my street,
I’m alone, I’ve been thinking all night long

Yolumdan geçen başka biri yok
yalnızım, tüm gece düşünüyorum

And all these places,
I pass by,
The remind me of you,
Can’t replace the love of you,

Geçtiğim her yer
Seni hatırlatıyor
Senin aşkının yerine başkasını koyamıyorum

You’ve been so cold, been so wrong
But you want the right things
I’m not sure, I’m not done with the things u said to me

Çok soğuktun, çok yanlıştı halin tavrın
Ama doğru olan şyleri istiyorsun
emin değilim, bana söylediklerini aşamadım

I’m here, you’re not,
Feeling so empty inside
Lalala
But you’re still on my mind

ben buradayım sen değilsin
içimde boşluk var
lalala
ama hala aklımdasın

You come, you leave, i stay, i keep
All the things you said to me,
I can’t replace the love of you.

geliyorsun gidiyorsun ben kalıyorum ve kalmaya devam ediyorum
bana söylediğin her şey
senin aşkının yerine başkasını koyamıyorum