You tell me “it gets better, it gets better
in time”
You say I’ll pull myself together, pull it together
“You’ll be fine”
Tell me what the hell do you know
What do you know,
Tell me how the hell could you know
How! could you know.

Bana ‘daha iyi, zamanla daha iyiye gidiyor’ de.
Kendimi toparlamalıyım, hepsine hesap vereceğim diyorsun.
“İyi olacaksın.”
Hangi cehennemi biliyorsun söyle bana
Ne biliyorsun,
Nasıl bilebilirsin söyle
Nasıl! biliyorsun.

Till it happens to you, you don’t know.
How it feels
How it feels.
Till it happens to you, you won’t know.
It won’t be real.
No It won’t be real.
Won’t know how it feels.

Başına gelene kadar, bilmiyordun.
Nasıl bir his
Nasıl hissettiriyor.
Senin başına gelene kadar, bilemezsin.
Gerçek olmayacak.
Hayır bu gerçek olmayacak.
Nasıl hissettirdiğini bilemezsin.

You tell me “hold your head up”.
Hold your head up and be strong
Cause when you fall, you gotta get up.
“You gotta get up and move on.”

“Kafanı tut.” de bana.
Kafanı yukarı doğru tut ve güçlü ol.
Çünkü ne zaman düşersen, ayağa kalkmalısın.
“Kalk ve devam et.”

Tell me, how the hell could you talk
How could you talk?
Cause until you walk where I walk,
It’s just all talk.

Söyle bana, nasıl seninle konuşabilirim
Nasıl seninle konuşabilirim?
Çünkü nereye ne kadar yürüyorum,
Bu sadece lafta kalır.

Till it happens to you, you don’t know.
How it feels
How it feels.
Till it happens to you, you won’t know.
It won’t be real (how could you know?)
No It won’t be real (how could you know?)
Won’t know how I feel.

Başına gelene kadar, bilmiyordun.
Nasıl bir his
Nasıl hissettiriyor.
Senin başına gelene kadar, bilemezsin.
Gerçek olmayacak. (Nasıl biliyorsun?)
Hayır bu gerçek olmayacak. (Nasıl biliyorsun?)
Neler hissettiğimi bilemezsin.

Till your world burns and crashes.
Till you’re at the end, the end of your rope.
Till you’re standing in my shoes, I don’t wanna hear nothing from you.
From you, from you, cause you don’t know.

Dünyan yanıp çökene kadar.
Sonunda, sen ipin ucunda olana kadar.
Benim ayakkabılarımı anlayana kadar, senden hiç birşey duymak istemiyorum.
Senden, senden, çünkü neden bilmiyorsun.
Senden, senden, çünkü neden bilmiyorsun.

Till it happens to you, you don’t know.
How I feel.
How I feel.
How I feel.
Till it happens to you, you won’t know.
It won’t be real (how could you know?)
No It won’t be real (how could you know?)
Won’t know how it feels.

Başına gelene kadar, bilmiyordun.
Nasıl bir his,
Nasıl hissettiriyor.
Senin başına gelene kadar, bilemezsin.
Gerçek olmayacak.
Hayır bu gerçek olmayacak.
Nasıl hissettirdiğini bilemezsin.

Till it happens to you, happens to you,
Happens to you.
Happens to you, happens to you.
Happens to you. ( how could you know?)

Sana olana kadar, oluyor.
Oluyor.
Sana oluyor, sana oluyor
Sana oluyor. (Nasıl biliyorsun?)

Till it happens to you, you won’t know how I feel.
Senin başına gelene kadar, neler hissettiğimi bilemezsin.

NOT : Nedenini bilmezsizce bu şarkı benim için bir anlam ifade ediyor. Bu şarkıyı çok sevmekteyim ve umarım sizde yaptığım çeviriyi beğenmişsinizdir. Bana sanki yanlışlarım var gibi geldi ilk defa. Ayrıca sanırsam cümlelerde biraz karışıklık oldu, özür dilerim hatalarım için.