İngilizce Türkçe Sözlük







30 Temmuz 2016 Cumartesi

The Chainsmokers - Closer Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri) ft. Halsey

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!Hey, I was doing just fine before I met you

Hey, seninle tanışmadan önce gayet iyi gidiyordum

I drink too much and that's an issue but I'm okay

Çok fazla içiyordum ve bu bir sorun ama ben iyiyim

Hey, you tell your friends it was nice to meet them

Hey, sen arkadaşlarına onlarla karşılaştığın için mutlu olduğunu söylüyorsun

But I hope I never see them again

Fakat ben onları bir daha görmemeyi umuyorum

I know it breaks your heart

Biliyorum bu kalbini kırıyor

Moved to the city in a broke down car

Bozuk bir arabayla şehre taşındın

And four years, no call

Ve dört yıl, hiç aramadın

Now you're looking pretty in a hotel bar

Şimdi, bir otel barında güzel görünüyorsun

And I can't stop

Ve kendimi durduramıyorum

No, I can't stop

Hayır, durduramıyorum

So baby pull me closer in the backseat of your Rover

Öyleyse bebeğim beni Rover'ının arka koltuğunda daha yakına çek

That I know you can't afford

Satın alamayacağını bildiğim (Rover'ın)

Bite that tattoo on your shoulder

Omzundaki dövmeyi ısırıyorum

Pull the sheets right off the corner

Hemen köşedeki çarşafları çek

Of the mattress that you stole from your roommate back in Boulder

Oda arkadaşın tırmanışdayken ondan çaldığın yataktan

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

You look as the good as the day I met you

Sen, tanıştığımız gündeki gibi iyi görünüyorsun

I forget just why I left you, I was insane

Seni neden bırakıp gittiğimi unuttum, çıldırmış olmalıyım

Stay and play that Blink-182 song that we beat to death in Tuscon, okay

Kal ve Tuscon'ın içinde defalarca tekrarladığımız o blink-182 şarkısını çal, tamam mı?

I know it breaks your heart

Biliyorum bu kalbini kırıyor

Moved to the city in a broke down car

Bozuk bir arabayla şehre taşındın

And four years, no call

Ve dört yıl, hiç aramadın

Now you're looking pretty in a hotel bar

Şimdi, bir otel barında güzel görünüyorsun

And I can't stop

Ve kendimi durduramıyorum

No, I can't stop

Hayır, durduramıyorum

So baby pull me closer in the backseat of your Rover

Öyleyse bebeğim beni Rover'ının arka koltuğunda daha yakına çek

That I know you can't afford

Satın alamayacağını bildiğim (Rover'ın)

Bite that tattoo on your shoulder

Omzundaki dövmeyi ısırıyorum

Pull the sheets right off the corner

Hemen köşedeki çarşafları çek

Of the mattress that you stole from your roommate back in Boulder

Oda arkadaşın tırmanışdayken ondan çaldığın yataktan

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

So baby pull me closer in the backseat of your Rover

Öyleyse bebeğim beni Rover'ının arka koltuğunda daha yakına çek

That I know you can't afford

Satın alamayacağını bildiğim (Rover'ın)

Bite that tattoo on your shoulder

Omzundaki dövmeyi ısırıyorum

Pull the sheets right off the corner

Hemen köşedeki çarşafları çek

Of the mattress that you stole from your roommate back in Boulder

Oda arkadaşın tırmanışdayken ondan çaldığın yataktan

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older (we ain't ever getting older)

Asla yaşlanmayacağız (Asla yaşlanmayacağız)

We ain't ever getting older (we ain't ever getting older)

Asla yaşlanmayacağız (Asla yaşlanmayacağız)

We ain't ever getting older (we ain't ever getting older)

Asla yaşlanmayacağız (Asla yaşlanmayacağız)

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

We ain't ever getting older

Asla yaşlanmayacağız

No we ain't ever getting older

Hayır, asla yaşlanmayacağız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder