İngilizce Türkçe Sözlük







31 Aralık 2021 Cuma

Katy Perry & Alesso – When I’m Gone (Türkçe Çeviri)

When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But it won’t be for long, you’ll see
When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But no one’s gonna feel like, feel like

Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama uzun sürmeyecek, göreceksin
Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama kimse sana öyle hissettirmeyecek, öyle hissettirmeyecek

Thought it would be easy
Easy to forget me
Let go of the memories (Ah-ah-ah-ah)
Now your bed is empty
And you’re wakin’ up sweating
I’m still in your wild dreams

Kolay olacağını düşündün
Beni unutmanın
Anıları bırak gitsin (Ah-ah-ah-ah)
Şimdi yatağın boş
Ve sen terler içinde uyanıyorsun.
Hala senin vahşi rüyalarındayım.

Late nights, callin’ me, callin’ me
Do anything to keep me close
Well, you should know it’s gonna be, gonna be
So hard for you to let me go

Geç geceler, çağırıyor beni, çağırıyor beni.
Beni yakın tutmak için her şeyi yaparsın
Beni bırakmanın zor olacağını bilmelisin.

When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But it won’t be for long, you’ll see
When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But no one’s gonna feel like, feel like

Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama uzun sürmeyecek, göreceksin
Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama kimse sana öyle hissettirmeyecek, öyle hissettirmeyecek;

Me on top of you
Touch you like I do
No, you’ll never forget
When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But no one’s gonna feel like, feel like

Üzerinde olduğum gibi
Sana dokunduğum gibi
Hayır, asla unutamayacaksın
Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama kimse sana öyle hissettirmeyecek, öyle hissettirmeyecek;

You’re chasin’ the danger
It’s just in your nature
Look for me in strangers (Ah-ah-ah-ah)
All these pretty faces
No one can replace it
I’m always your favorite

Tehlike ile yarışıyorsun
Bu senin doğanda var
Beni yabancılarda ara.
Tüm o güzel yüzler
Hiçbiri benimle karşılaştırılamaz
Ben hep senin favorinim

Late nights, callin’ me, callin’ me
Do anything to keep me close
Well, you should know it’s gonna be, gonna be
So hard for you to let me go

Geç geceler, çağırıyor beni, çağırıyor beni.
Beni yakın tutmak için her şeyi yaparsın
Beni bırakmanın zor olacağını bilmelisin.

When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But it won’t be for long, you’ll see
When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But no one’s gonna feel like, feel like

Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama uzun sürmeyecek, göreceksin
Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama kimse sana öyle hissettirmeyecek, öyle hissettirmeyecek;

Me on top of you
Touch you like I do
No, you’ll never forget
When I’m gone, I’m never really gone
You think you’re movin’ on
But no one’s gonna feel like, feel like

Üzerinde olduğum gibi
Sana dokunduğum gibi
Hayır, asla unutamayacaksın
Gittiğimde, gerçekten hiç gitmedim.
Hayatına devam ettiğini düşünüyorsun.
Ama kimse sana öyle hissettirmeyecek, öyle hissettirmeyecek;

Adblock test (Why?)

29 Aralık 2021 Çarşamba

Billie Eilish – NDA (Türkçe Çeviri)




Billie Eilish – NDA (Türkçe Çeviri)

[Verse 1]
Did you think I’d show up in a limousine? (No)
Had to save my money for security
Got a stalker walkin’ up and down the street
Says he’s Satan and he’d like to meet
I bought a secret house when I was seventeen
Haven’t had a party since I got the keys
Had a pretty boy over, but he couldn’t stay
On his way out I made him sign an NDA, mm
Yeah, I made him sign an NDA
Once is good enough
‘Cause I don’t want him having shit to say-ay, ayy, ayy, ayy-ayy

[Verse 1]
Limuzinle mi geleceğimi düşündün?
Güvenlik için para ayırmam lazımdı
Caddede tur atan stalker var
Şeytan olduğunu ve tanışmak istediğini söylüyor
17 yaşımdayken bir gizli ev almıştım
Anahtarı aldığımdan beri içinde parti vermedim
Tatlı bir çocuk getirmiştim ama kalamadı
Kapıdan çıkarken ona NDA imzalattım
Evet, evin yerini kimseye söylememesi için çocuğa gizlilik sözleşmesi imzalattım
Bir kere gelmesi yeterli
Çünkü söyleyecek bir şeyi olmasını istemiyorum

[Chorus]
You couldn’t save me, but you can’t let me go, oh, no
I can crave it, but you don’t need to know, oh-oh

[Chorus]
Beni kurtaramadın ama bir türlü unutamıyorsun
Canım isteyebilir ama senin bilmene gerek yok

[Verse 2]
Mm-mm, mm-mm
Thirty under thirty for another year (Another year)
I can barely go outside, I think I hate it here (Think I hate it here)
Maybe I should think about a new career
Somewhere in Kuwait where I can disappear
I been havin’ fun (Fun, fun, fun) gettin’ older now
Didn’t change my number, made him shut his mouth
At least I gave him something he can cry about
I thought about my future, but I want it now, oh-oh
Want it now, mm-mm-mm
You can’t keep me up

[Verse 2]
Otuzun altında bir yıl daha
Dışarıya bile zor çıkıyorum, galiba buradan nefret ediyorum
Belki de başka bir mesleğe girmeyi düşünmeliyim
Kuwait gibi kaybolacağım bir yerde
Eğleniyordum, yaşlanmaya başladım artık
Numaramı değiştirmedim, çocuğun ağzını kapattırdım
En azından üzerine ağlayacağı bir şey verdim
Geleceğimi düşündüm ama şimdi istiyorum
Şimdi istiyorum
Beni hapsedemezsin

[NDA]
You couldn’t save me, but you can’t let me go, oh, no
I can crave it, but you don’t need to know, oh-oh

[NDA]
Beni kurtaramadın ama bir türlü unutamıyorsun
Canım isteyebilir ama senin bilmene gerek yok

[Outro]
Did I take it too far? (Did I take it too far?)
Now I know what you are (Are)
you hit me so hard (It’s so hard)
I saw stars
Think I took it too far (Too far) When I sold you my heart (My heart)
How’d it get so dark? (So dark)
I saw stars (I saw stars)
Stars (Stars)

[Outro]
Çok mu zorladım?
Şimdi nasıl biri olduğunu biliyorum
Bana o kadar sert vurdun ki
Yıldızları gördüm
Galiba sana kalbima satmakla çok fazla ileriye götürdüm
Her şey nasıl bu kadar karardı
Yıldızları gördüm
Yıldızları

Billie Eilish – NDA Türkçe

Yazar Hakkında

blank

Adblock test (Why?)

Billie Eilish – bury a friend (Türkçe Çeviri)




What do you want from me?
Why don’t you run from me?
What are you wondering?
What do you know?
Why aren’t you scared of me?
Why do you care for me?
When we all fall asleep, where do we go?

Ne istiyorsun benden?
Neden kaçmıyorsun benden?
Neyi merak ediyorsun?

Ne biliyorsun?
Neden benden korkmuyorsun?

Neden beni önemsiyorsun?
Uyuduğumuzda, nereye gidiyoruz?

(Come here)
Say it, spit it out
what is it exactly
Your pain is the amount, cleanin’ you out
Am I satisfactory?
Today, I’m thinkin’ about the things that are deadly
The way I’m drinkin’ you down
Like I wanna drown, like I wanna end me

(Gel buraya)
Söyle, çıkar ağzındaki baklayı
Tam olarak ne bu?
Bunun bedeli senin acın, silip süpürüyor seni
Memnun edici miyim ben?
Bugün, sıkıcı şeyler hakkında düşünüyorum
Seni içişim…
Boğulmak istiyormuşum gibi, sonumu getirmek istiyormuşum gibi

Step on the glass, staple your tongue
Bury a friend, try to wake up
Cannibal class, killing the sun
Bury a friend, I wanna end me

Cama bas, dilini zımbala
Bir arkadaşını göm, canlandırmaya çalış
Yamyam sınıfı, güneşi öldürüyor
Bir arkadaşını göm, sonumu getirmek istiyorum

I wanna end me
I wanna, I wanna, I wanna… end me
I wanna, I wanna, I wanna…

Sonumu getirmek istiyorum
Sonumu getirmek istiyorum
İstiyorum, istiyorum, istiyorum

What do you want from me?
Why don’t you run from me?
What are you wondering?
What do you know?
Why aren’t you scared of me?
Why do you care for me?
When we all fall asleep, where do we go?

Ne istiyorsun benden?
Neden kaçmıyorsun benden?
Neyi merak ediyorsun?

Ne biliyorsun?
Neden benden korkmuyorsun?

Neden beni önemsiyorsun?
Uyuduğumuzda, nereye gidiyoruz?

(Listen)
Keep you in the dark, what had you expected?
Me to make you my art and make you a star
And get you connected?
I’ll meet you in the park
I’ll be calm and collected
But we knew right from the start that you’d fall apart
‘Cause I’m too expensive
Your talk’ll be somethin’ that shouldn’t be said out loud
Honestly, I thought that I would be dead by now
Calling security, keepin’ my head held down
Bury the hatchet or bury your friend right now

(Dinle)
Seni karanlıkta saklıyorum, ne bekliyordun ki?
Seni sanatım ve yıldızım yapmamı
Ve bağlanmamızı mı?
Seninle parkta buluşacağım
Sakin ve aklı başında olacağım
Ama başından beri biliyorduk darmadağın olacağını
Çünkü ben çok masraflıyım
Söyleyeceklerin, sesli söylenmemesi gereken şeyler olacak
Doğrusu, tam şu an öleceğimi düşündüm
Güvenliği arıyorum, başımı tutuyorum
Şu an, baltanı ya da arkadaşını göm

For the debt I owe, gotta sell my soul
‘Cause I can’t say no, no, I can’t say no
Then my limbs are froze and my eyes won’t close
And I can’t say no, I can’t say no
(Careful)

Borcum için, ruhumu satmalıyım
Çünkü hayır diyemiyorum, hayır, hayır diyemiyorum
Ardından uzuvlarım donakalıyor ve gözlerim kapanmıyor
Ve hayır diyemiyorum, hayır, hayır diyemiyorum
(Dikkatli ol)

Step on the glass, staple your tongue
Bury a friend, try to wake up
Cannibal class, killing the sun
Bury a friend, I wanna end me

Cama bas, dilini zımbala
Bir arkadaşını göm, canlandırmaya çalış
Yamyam sınıfı, güneşi öldürüyor
Bir arkadaşını göm, sonumu getirmek istiyorum

I wanna end me
I wanna, I wanna, I wanna… end me
I wanna, I wanna, I wanna…

Sonumu getirmek istiyorum
Sonumu getirmek istiyorum
İstiyorum, istiyorum, istiyorum

What do you want from me?
Why don’t you run from me?
What are you wondering?
What do you know?
Why aren’t you scared of me?
Why do you care for me?
When we all fall asleep, where do we go?

Ne istiyorsun benden?
Neden kaçmıyorsun benden?
Neyi merak ediyorsun?

Ne biliyorsun?
Neden benden korkmuyorsun?

Neden beni önemsiyorsun?
Uyuduğumuzda, nereye gidiyoruz?

Yazar Hakkında

blank

Adblock test (Why?)

24 Aralık 2021 Cuma

Akon – Bananza (Türkçe çeviri)

Akon – Bananza (Türkçe çeviri)

Hey, ladies drop it down
Just want to see you touch the ground
Don’t be shy girl go bananza
Shake ya body like a belly dancer

Hey, bayanlar yere bırakın
Sadece yere dokunduğunu görmek istiyorum
Utanma kızım Bananza'ya git
Vücudunu bir dansöz gibi salla

Yo, excuse me, beg your pardon girl
Do you have any idea what you starting girl
You got me tingiling, come to me mingiling
Steppin' off lookin' bootylicious and jingiling
When you walk, I see it baby girl
When you talk, I believe it baby girl
I like that, thick-petite n' pretty
Little touch is a ditty
Love to work the kitty like purrrrrrr

Yo, pardon, özür diliyorum kızım
Neye başladığın hakkında fikrin var mı kızım
İçimi titrettin, bana karışarak gel
Çıplak ve şımarık görünmekten vazgeçiyorum
Yürüdüğünde, onu görüyorum bebeğim
Konuştuğunda, inanıyorum bebeğim
Bunu sevdim,kalın-minyon tatlı
Küçük dokunuş bir şımarıklıktır
Kediyi purrrrrr gibi çalıştırmayı seviyorum

She loves to stirr it up, purrrrrr
I can hear her purring up
'Cause she's the type that'll get arousy u[p
Get you excited and call her boyfriend up (ohh)
What's the plan without the plan B
We can meet up at the hutter house for the t.v
So stand by like a butty pass
While I watch this beautiful thing shake that ass

Onu karıştırmayı seviyor, purrrrr
Mırıldandığını duyabiliyorum
Çünkü seni tahrik edebilecek tipte
Seni heyecanlandırır ve erkek arkadaşını ara
B planı olmadan plan ne
T.v için kulübede buluşabiliriz 
Bir popo geçişi gibi bekle
Bu güzel şeyin kıçını sallamasını izlerken

 Hey, ladies drop it down
Just want to see you touch the ground
Don't be shy girl go bananza
Shake ya body like a belly dancer

Hey, bayanlar yere bırakın
Sadece yere dokunduğunu görmek istiyorum
Utanma kızım Bananza'ya git
Vücudunu bir dansöz gibi salla

Girl, I must say you the flyest thang in here
You're so hot we gon' need some rain in here
Type to make ex-gangstas bang in here
Girl you could do anything you want in here
Clown if you want to, frown if you want to
You ain't even gotta drop down if you want to
'Cause I'd rather see you shake it standin'
Either way you do it girl you look outstandin (uh-huh)

Kızım, burada en çok uçan olduğunu söylemeliyim
Çok ateşlisin burada biraz yağmura ihtiyacımız var
Eski gangsterleri buraya patlatmak için yazın
Kızım burada ne istersen yapabilirsin
İstersen palyaço, istersen kaşlarını çat
İstemiyorsan düşmek zorunda değilsin 
Çünkü onu ayakta salladığını görmek isterim
Her iki şekilde de yaparsın kızım olağanüstüsün

And now you got me spending (uh-huh)
The way you got that body bendin' (uh-huh)
An ass like that girl you gotta be kickin'
Had me goin' to church, next day repentant
Lap dancing for my FA crew
Slide it over to boo 'cause he want some too
Up in the VIP with no fee
Blessing you with the G even though we gettin' it free so

Ve şimdi harcamamı sağladın
O vücudunu bükme şeklin
O kız gibi tekmelemelisin
Ertesi gün kiliseye gitmemi sağladı
FA ekibim için kucak dansı
Boo'ya biraz daha kaydır çünkü istiyor
VIP'de ücret ödemeden yükselin
Onu özgür kılsak da seni G ile kutsuyorum

Girl, shake ya body-body
With somebody-body
Whatever you do don't break your body body
After the party-party
Grab a hottie-hottie
In the back seat of your Maseratti-ratti
Jiggle jiggle it to the left (ah ah ah)
Jiggle jiggle it to the right (ah ah ah)
Jiggle it to the front then jiggle it to the back
And jiggle jiggle it all-all night (ah ah ah)

Kızım, salla vücudunu 
Biriyle
Ne yaparsan yap vücudunu kırma
Partiden sonra
Ateşli bir kız tut
Maserattinin arka koltuğunda
Salla sola salla 
Salla sola salla
Öne sonra da arkaya salla
Ve bütün gece boyunca salla salla 

Adblock test (Why?)

17 Aralık 2021 Cuma

Shaggy – Mad Mad World (Türkçe Çeviri)

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
(What’s wrong with us?)
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
(Bize ne oluyor?)
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Rough life, nuff crime, youth them a do hard time
No guides, no sign, walking on a thin line
Sentenced, no trial, victim of a profile
No hope, more fight, wonder why we’re hostile

Zor hayat, çokça suç, gençlik için zor zamanlar
Kılavuz yok, işaret yok, ince bir çizgide yürüyoruz
Mahkûm edildi, yargılanmadı, bir profilin kurbanı
Umut yok, daha fazla kavga, neden düşman olduğumuzu merak ediyorum

False prophet make profit, focused on them pocket
White collar false docket, door open, can’t lock it
Politics, polytricks, equal econometricks
(Where is the justice?)

Sahte peygamber kar eder, cebine odaklanır
Beyaz yaka sahte fiş, kapı açık, kilitleyemiyorum
Politika, dümen çevirme, eşit ekonometri
(Adalet nerde?)

Death toll rising, sex commercializing
Barely surviving, future jeopardizing
No compromising, hope paralyzing
Rules need revising, why is it surprising?
Got to heed the warning, see the storms are forming
Not the time for stalling, look around it’s so appauling

Ölü sayısı artıyor, seks ticarileşiyor
Zar zor hayatta kalıyoruz, geleceği tehlikeye atıyoruz
Ödün vermek yok, umut felç oluyor
Kuralların gözden geçirilmesi gerekiyor, bu neden şaşırtıcı?
Uyarıyı dikkate almalıyız, fırtınaların oluştuğunu gör
Oyalamanın zamanı değil, etrafa bakın çok ürkütücü

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
(Mad, crazy you know)
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
(Deli, çılgın, biliyorsun)
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Nuclear warfare, satellites everywhere
Mothers on welfare, what about medicare?
Ethnic cleansing, freedom pending
Government spending, who are they defending?

Nükleer savaş, her yerde uydular
Anneler sosyal yardımda, peki ya tıbbi yardım
Etnik temizlik, bekleyen özgürlük
Devlet harcamaları, kimi savunuyorlar?

Bankrolls on poles, anything to enroll
Spotlight’s their goal, price paid their soul
Step back, retrack, notice where your life’s at
(Where was it worth it?)

Direklerde para yatırma, kaydolmak için her şey
Spot ışığı onların hedefi, bedel ruhlarını ödedi
Geri çekil, geri dön, hayatının nerede olduğunu fark et
(Buna değer miydi)

Got to heed the warning, see the storm that’s forming
Not the time for stalling’, look around it’s so appauling’
Poor is the mentality that disregard humanity
Say no to this insanity, create a new reality
It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

Uyarıyı dikkate almalıyım, oluşan fırtınayı gör
Oyalamanın zamanı değil, etrafa bak bu çok ürkütücü
Zavallı insanlığı hiçe sayan zihniyettir
Bu deliliğe hayır deyin, yeni bir gerçeklik yaratın
İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

It’s a mad mad world that we’re living in
Gotta keep your heads up high, can’t be giving in
Don’t you let one day go by without praising the most High
‘Cause it’s the only way we ever will survive

İçinde yaşadığımız çılgın bir dünya
Başını dik tutmalısın, pes edemezsin
En Yüksek’i övmeden bir günün geçmesine izin verme
Çünkü hayatta kalmamızın tek yolu bu

Rough life, nuff crime, youth them a do hard time
No guides, no sign, walking on a thin like
Sentenced, no trial, victim of a profile
No hope, more fight, wonder why we’re hostile

Zor hayat, çokça suç, gençlik için zor zamanlar
Kılavuz yok, işaret yok, ince bir çizgide yürüyoruz
Mahkûm edildi, yargılanmadı, bir profilin kurbanı
Umut yok, daha fazla kavga, neden düşman olduğumuzu merak

False prophet make profit, focused on them pocket
White collar false docket, doors open can’t lock it
Politics, polytricks, equal econometricks

Sahte peygamber kar eder, cebine odaklanır
Beyaz yaka sahte fiş, kapı açık, kilitleyemiyorum
Politika, dümen çevirme, eşit ekonometri

Adblock test (Why?)

24kGoldn – More Than Friends (Türkçe Çeviri)

Oh, baby, you, you got what I need (Yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need, yeah (Yeah)
But you say I’m just a friend
I guess we’ll never be more than friends

Bebeğim sen ihtiyacım olana sahipsin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Bebeğim sen ihtiyacım olana sahipsin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olamayacağız

Look, I’ve had Kylies, Riley’s and Holly too (Ah)
Only girl I ain’t had yet was Y-O-U
If I put a ring on it, would you say “I do”?
Like the Alicia to my Usher, would you be my boo?
5’3″, brown hair, that’s the one I need
Cute face, thick thighs, put it all on me
‘Cause I’m dyin’ inside, baby, can’t you see? (Ugh)
You the one on my mind, take a chance on me

Bak Kylie’lerimi Riley’lerim ve Holly’lerim var
Elde edemediğim tek kız sensin
Eğer sana bir yüüzük takarsam, ”Evet” der misin
Usher’ıma Alicia’ymışsın gibi, ihtiyacım olan kişi
160 boy, kahverengi saç, ihtiyacım olan bu
Sevimli surat, kalın bacaklar, hepsini bana ver
Çünkü içten içe ölüyorum, bebeğim göremiyor musun
Aklımda olan sensin, bana bir şans ver

‘Cause I was down for the count ’til I met you
Ain’t a chance in the world I’d forget you, no
If my words ever start to upset you
Then I sing this song just to let you know

Çünkü senle tanışana kadar süreli birileriyle yatıyordum
Seni unutmama imkan yok
Eğer dediklerim hiç seni üzmeye başlarsa
O zaman bu şarkıyı sadece bil diye söylerim

You, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend

I guess we’ll never be more than friends

Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun, sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olmayacağız

Never be more than—
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever, -ever, -ever, -ever though
Never, never no, never, never, neve
r no
I’d rather be forever though (Yeah, yeah)

Asla fazla olamayız—
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Sonsuza kadar olmayı tercih ederim, sonsuz
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Ama sonsuza kadar olmayı tercih ederim

So tell me, how for does taking it slow go? (Go)
Said you would pop out (Out), but you was a no show, really?
How long until I get one chance? (Chance)
Champagne and Drake songs (Songs), I need me my one dance, feel me?
You like punk bands, baby, me too (Right now)
Bumping three stacks, that’s what we do (We do)
When we out in public you complain like that (Haha)
But we did last summer, can’t take that back

Öyleyse söyle bana, ağırdan almak nasıl oluyor? (Gitmek)
Dışarı çıkacağını söyledin (Out), ama sen bir şov değildin, gerçekten?
Bir şansım olana kadar ne kadar var? (Şans)
Şampanya ve Drake şarkıları (Şarkılar), bana ihtiyacım var bir dansım, beni hissediyor musun?
Punk gruplarını seviyorsun bebeğim, ben de (Şu anda)
Üç yığını çarpmak, yaptığımız bu (Yapıyoruz)
Dışarı çıktığımızda böyle şikayet ediyorsun (Haha)
Ama geçen yaz yaptık, bunu geri alamayız

‘Cause I was down for the count ’til I met you
Ain’t a chance in the world I’d forget you, no
If my words ever start to upset you
Then I sing this song just to let you know

Çünkü senle tanışana kadar süreli birileriyle yatıyordum
Seni unutmama imkan yok
Eğer dediklerim hiç seni üzmeye başlarsa
O zaman bu şarkıyı sadece bil diye söylerim

You, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend, oh you say I’m just a friend
Oh, baby, you, you got what I need (Yeah, yeah)
But you say I’m just a friend
I guess we’ll never be more than friends

Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun, sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sensin bebeğim, ihtiyacım olan sensin
Ama sadece arkadaşın olduğumu söylüyorsun
Sanırım asla arkadaştan fazlası olmayacağız

Never be more than—
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever, -ever, -ever, -ever though
Never, never no, never, never, never no
I’d rather be forever though (Yeah, yeah)

Asla fazla olamayız—
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Sonsuza kadar olmayı tercih ederim, sonsuz
Asla, asla hayır, asla, asla, asla hayır
Ama sonsuza kadar olmayı tercih ederim

Adblock test (Why?)

INNA x Sean Paul – UP (Türkçe Çeviri)

Once upon a time, there was a girl who made a wish
To find herself a love and finally make a switch
Then you came around, you healed another stitch
And I’m glad about that, I can finally make the switch

Bir zamanlar dilek tutan bir kız varmış
Kendine bir aşk bulmak ve sonunda bir geçiş yapmak için
Sonra sen geldin, bir dikiş daha iyileştirdin
Ve buna sevindim, sonunda geçiş yapabilirim

And I know, yeah I know
Many would like to be in my shoes
And I know, yeah I know

With you, I got nothin’ to lose (You done know!)

Ve biliyorum, evet biliyorum
Çoğu kişi benim yerimde olmak ister
Ve biliyorum, evet biliyorum
Seninleyken kaybedecek hiçbir şeyim yok

When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p

And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch
When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch

Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin
Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Baby girl, it insane dat yuh feel all di pain
And yuh feel all di mental drain (Yeah, yeah)
But yuh don’t know S to thе P
Weh mi deh yah fi go tek yuh ‘pon a diffеrent plane
Cyaan contain all di lovin’ weh mi got fi yuh, girl
‘Cah mi waan hear yuh call out mi name
And it’s a shame dem wanna be your main
Baby girl, yuh know dem ah move too lame

Kızımü bu kadar acıyı hissetmen delice
Ve tüm bu mental boşalmayı hissediyorsun
Ama S den P’ye kadar bilmiyorsun
Günüm geldiğinde seni farklı bir uçağa bindireceğim
Senin için hissettiğim bunca sevgiyi içermek zor kızım
Adımı söyleyişini duymak istiyorum
Ve onların senin erkeğin olmak istemeleri bir utanç
Kızım, onların çok tembel olduğunu biliyorsun

And I know, yeah I know
Many would like to be in my shoes
And I know, yeah I know
With you, I got nothin’ to lose

Ve biliyorum, evet biliyorum
Çoğu kişi benim yerimde olmak ister
Ve biliyorum, evet biliyorum
Seninleyken kaybedecek hiçbir şeyim yok

When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch
When I’m down, you can bring me up
Up-p-p, up-p-p, up-p-p, up-p-p
And when I’m hurt, you know I don’t need much
You can use that magic touch

Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin
Düştüğümde, beni kaldırabilirsin
Yukarı, yukarı, yukarı
Ve incindiğimde, biliyorsun fazla bir şeye ihtiyacım yok
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Yo-yo, kissing and loving and such
Seh she nah get enough, seh she want turn it up
Bad mon ah handle di biz, give her it like a witch
You can use that magic touch

Öpüşmek ve sevmek falan
Doyamıyor, hep fazlasını istiyor
Kötü para onunla boğuşuyori ona bir cadıymış gibi veriyor
O sihirli dokunuşu kullanabilirsin

Adblock test (Why?)

Meghan Trainor – Title ( Türkçe Çeviri )

If you want my love
He gotta do what he does
If you want these sweet like sugar Gucci lips
He gotta give it up
I know you think I'm cool
But I ain't one of the boys
No, don't be scared that I'm gon' tie you down
I need a little more

Eğer aşkımı istiyorsan
Yaptığını yapmalı
Bu şeker gibi tatlı Gucci dudaklarını istiyorsan
Ondan vazgeçmesi gerekiyor
Havalı olduğumu düşündüğünü biliyorum
Ama ben erkeklerden biri değilim
Hayır, seni bağlayacağımdan korkma
Bana daha fazlası lazım

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

If it ain't no game
I won't be hanging around
But don't blow up my shit at 3 AM saying
"How you need me now?"
Don't call me boo
Like you're some kind of ghost (which you're a ghost)
If you don't want me seeking other guys
Well, here's what you need to know

Eğer oyun değilse
Ortalıkta olmayacağım
Ama sabahın 3'ünde b*kumu patlatma diyerek
"Şimdi bana nasıl ihtiyacın var?"
Bana boo deme
Sanki bir tür hayaletsin gibi (ki sen bir hayaletsin)
Başka erkekler aramamı istemiyorsan
O zaman,işte bilmen gerekenler

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et


Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı


Yeah, said I'm a special kind of woman
I'm loving what you got, but I'm hating what you doing
Gotta understand that I'm looking for a man
Who can get up on a bike, look ma, no hands
You gotta show me off, off
But you embarrassed, if that's the case I'm all gone
You gotta treat me like a trophy, put me on the shelf
I promise something else

Evet, benim özel bir kadın olduğumu söyledin
Sahip olduğun şeyi seviyorum ama yaptığın şeyden nefret ediyorum
Anlamalısın ki bir erkek arıyorum
Bisiklete binebilen, bak anne, ellerim havada
Bana hava atmalısın, atmalısın
Ama utandın, eğer durum buysa, ben yokum
Bana bir ödül gibi davranmalısın, beni rafa kaldırmalısın
Başka bir şeye söz veriyorum

Baby, don't call me your friend
If I hear that word again
You might never get a chance to see me naked in your bed
And I know girls ain't hard to find
But if you think you wanna try
Then consider this an invitation to kiss my ass goodbye

Bebeğim, bana arkadaşım diye seslenme
Eğer o kelimeyi bir daha duyarsam
Beni yatağında çıplak görme şansın olmayabilir
Ve kızları bulmanın zor olmadığını biliyorum
Ama eğer denemek istediğini düşünürsen
O zaman bunu kıçıma veda öpücüğü için bir davet olarak kabul et

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title, yeah

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

Give me that title, title
Come on give me that title, title
Better give me that title, title
Come on give me that title, title, yeah

Bana o unvanı ver, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı
Bana o unvanı versen iyi olur, unvanı
Hadi ama, bana o unvanı ver, unvanı

Adblock test (Why?)

The Weeknd, Swedish House Mafia – Moth To A Flame ( Türkçe Çeviri )

Like a moth to a flame
I'll pull you in, I'll pull you back to
What you need initially
It's just one call away
And you'll leave him, you're loyal to me
But this time, I'll let you be

Bir aleve güve gibi
Seni içeri çekeceğim, seni geri çekeceğim
Başlangıçta ihtiyacın olan şey
Sadece bir telefon uzakta
Ve onu terk edeceksin, bana sadıksın
Ama bu sefer, olmana izin vereceğim

'Cause he seems like he's good for you
And he makes you feel like you should
And all your friends say he's the one
His love for you is true

Çünkü senin için iyi gibi görünüyor
Ve olman gerektiği gibi hissettiriyor
Ve bütün arkadaşların o olduğunu söylüyor
Aşkı senin için doğru

But does he know you call me when he sleeps?
But does he know the pictures that you keep?
But does he know the reasons that you cry?
Oh, tell me, does he know where your heart lies?
Where it truly lies

Ama uyuduğunda beni aradığını biliyor mu?
Ama sakladığın fotoğrafları biliyor mu?
Ama ağlamanın nedenini biliyor mu?
Ah, söyle bana, kalbinin nerede olduğunu biliyor mu?
Gerçekten nerede olduğunu

Yeah, you should be with him
I let you go from time
You should stay with him

Evet, onunla olmalısın
Zamanında gitmene izin verdim
Onunla olmalısın

'Cause he seems like he's good for you
And he makes you feel like you should
And all your friends say he's the one
His love for you is true (hey)

Çünkü senin için iyi gibi görünüyor
Ve olman gerektiği gibi hissettiriyor
Ve bütün arkadaşların o olduğunu söylüyor
Aşkı senin için doğru (Hey)

But does he know you call me when he sleeps? (Oh, no)
But does he know the pictures that you keep? (No)
But does he know the reasons that you cry?
Oh, tell me, does he know where your heart lies?
Where it truly lies

Ama uyuduğunda beni aradığını biliyor mu? (Ah, hayır)
Ama sakladığın fotoğrafları biliyor mu? (Hayır)
Ama ağlamanın nedenini biliyor mu?
Ah, söyle bana, kalbinin nerede olduğunu biliyor mu?
Gerçekten nerede olduğunu

Right here with me, babe
Where it truly lies
In my bed, babe
Where it truly lies
In my arms, babe
Where it truly lies, oh
Where it truly lies

Tam burada benimle, bebeğim
Gerçekten olduğu yer
Benim yatağımda, bebeğim
Gerçekten olduğu yer
Kollarımda, bebeğim
Gerçekten olduğu yer, ah
Gerçekten olduğu yer

Where it truly lies (hey)
Where it truly lies

Gerçekten olduğu yer (hey)
Gerçekten olduğu yer

Adblock test (Why?)

Sales – Pope is a Rockstar ( Türkçe Çeviri)

Now he wants to start talking.
"Go ahead, " when I'm walking.
Face the lie that I'm hawking.
"No, don't wanna, won't happen."

Şimdi konuşmak istiyor.
“Devam et.” Ben yürürken.
Savunduğum yalanla yüzleş
“Hayır, istemiyorum, olmayacak.”

Pope is a rockstar.
You take your clothes off.
Heading for the last fight,
Before our worlds part.

Papa bir rock yıldızı
Kıyafetlerini çıkartıyorsun.
Son dövüşe doğru,
Dünyalarımız ayrılmadan önce.

We can wait forever for the world to untrack
We can wait forever for the worthwhile track

Dünyanın izini sürmesini sonsuza kadar bekleyebiliriz
Değerli parça için sonsuza kadar bekleyebiliriz

And oh you want to start talking
Fall together, I'm walking.
Face the lie that I'm hawking.
We can always fight.

Ve ah konuşmaya başlamak istiyorsun
Birlikte düşelim, yürüyorum.
Savunduğum yalanla yüzleş.
Her zaman savaşabiliriz.

You can be the highlight.
Pope is a rockstar.
Hoping on a late night.

Öne çıkan sen olabilirsin.
Papa bir rock yıldızı.
Geç bir gecede umut.

How you wanna start talking?
How you wanna start walking?
We can make a landslide, dive-in.
We can let it all go, cave-in.

Konuşmaya nasıl başlamak istersin?
Yürümeye nasıl başlamak istersin?
Heyelan yapabiliriz, dalış yapabiliriz.
Her şeyi akışına bırakabiliriz.

You wanna start talking
You know what I'm walking

Konuşmaya başlamak istiyorsun
Ne yürüdüğümü biliyorsun

Hoping and a hoping that I won't cry.
Hoping and a hoping that I won't try.

Ağlamayacağıma dair umut ve bir umut.
Umut ve denemeyeceğim bir umut.

Adblock test (Why?)

7 Aralık 2021 Salı

Ciaran Lavery – Lovers Who Make Love (Türkçe Çeviri)

How you gonna look tonight? Ok, fine
With your shoes on tight and a tie real nice?
How you gonna sleep tonight with your sheets on fire
And the money spent for the medicine?

Bu gece nasıl görüneceksin? Tamam, iyi.
Ayakkabıların dar ve kravatın gerçekten güzel mi?
Çarşafların yanıyorken bu gece nasıl uyuyacaksın?
Peki ilaca harcanan para?


You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy
You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy

Annen için alırsın, çünkü o
O seni seviyor oğlum
Annen için alırsın, çünkü o
O seni seviyor oğlum


Halloween to Christmas time in the blink of an eye
All your next of kin have gone again
But you don’t seem to recognize, you just pacify
I’ve only seen you once, but you weren’t one for talking much

Göz açıp kapayıncaya kadar Cadılar Bayramı'ndan Noel'e
Tüm akrabaların tekrar gitti
Ama tanımıyor gibisin, sadece uzaklaşıyorsun
Seni sadece bir kez gördüm ama çok konuşan biri değildin

They say you get it from your ma, 'cause she
She raised you boy
You get it for your ma, 'cause she
She loves you boy
You get it for your ma, 'cause she
She raised you boy...

Annen için alırsın, çünkü o
Seni o büyüttü oğlum
Annen için alırsın, çünkü o
Seni o büyüttü oğlum…

Adblock test (Why?)

LP – Conversation (Türkçe Çeviri)

You are my one desire
Who knew two waters make a fire sign?
And our worlds, though always in a spiral
Are taking me higher

Sen benim tek arzumsun
İki suyun ateş işareti yaptığını kim bilebilirdi?
Ve dünyalarımız, her zaman bir sarmal içinde olsa da
Beni daha yükseğe çıkarıyor

It’s the truth that makes you melt
Path to heaven always goes through hell
I don’t like to kiss and tell
But you take me higher

Seni eriten gerçek bu
Cennete giden yol her zaman cehennemden geçer
İlişkilerimi açıklamayı sevmiyorum
Ama sen beni daha yükseğe çıkarıyorsun

Let’s have a conversation
It’s hanging in the air, I hang on every line
Let’s have a conversation
I know you really care and so do I

Hadi konuşalım
Havada asılı duruyor, her satırına asılıyorum
Hadi konuşalım
Gerçekten umursadığını biliyorum ve ben de umursuyorum

If you talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind
Just talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind

Eğer benimle konuşursan ve bana bakarsan ve bana bir kelime daha edersen
Sadece aklından geçeni söyle
Sadece benimle konuş ve bana bak ve bana başka bir kelime söyle
Sadece aklından geçeni söyle

Let’s have a conversation
Let’s have a conversation

Hadi konuşalım
Hadi konuşalım

Chances are it will be hard
Let’s discuss what takes us far apart
I’ll admire you still from afar
I’ll never get tired
Let’s have a conversation
It’s hanging in the air, I hang on every line
Let’s have a conversation
I know you really care and so do I

Büyük ihtimalle zor olacak
Bizi birbirimizden uzaklaştıran şeyi tartışalım
Sana hala uzaktan hayran olacağım
Asla yorulmayacağım
Hadi konuşalım
Havada asılı duruyor, her satırına asılıyorum
Hadi konuşalım
Gerçekten umursadığını biliyorum ve ben de öyle

If you talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind
Just talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind

Eğer benimle konuşursan ve bana bakarsan ve bana bir kelime daha edersen
Sadece aklından geçeni söyle
Sadece benimle konuş ve bana bak ve bana başka bir kelime söyle
Sadece aklından geçeni söyle

Let’s have a conversation
Let’s have a conversation

Hadi konuşalım
Hadi konuşalım

It’s just communication
I need some patience
Oh
Just communication
Not a revelation

Bu sadece iletişim
Biraz sabıra ihtiyacım var
Ah
Sadece iletişim
Bir ifşa değil

Let’s have a conversation
It’s hanging in the air, I hang on every line
Let’s have a conversation
I know you really care and so do I
If you talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind
Just talk to me and look at me, and say another word to me
Just say what’s on your mind

Hadi konuşalım
Havada asılı duruyor, her satırına asılıyorum
Hadi konuşalım
Gerçekten umursadığını biliyorum ve ben de umursuyorum
Eğer benimle konuşursan ve bana bakarsan ve bana bir kelime daha edersen
Sadece aklından geçeni söyle
Sadece benimle konuş ve bana bak ve bana başka bir kelime söyle
Sadece aklından geçeni söyle

Let’s have a conversation
Hadi konuşalım

Adblock test (Why?)

Ed Sheeran & Elton John – Merry Christmas (Türkçe Çeviri)

Build the fire and gather ’round the tree
Fill the glass and maybe come and sing with me

Ateşi yakın ve ağacın etrafında toplanın
Bardağı doldurun ve belki gel ve benimle şarkı söyleyin

So kiss me under the mistletoe
Pour out the wine, let’s toast and pray for December snow
I know there’s been pain this year, but it’s time to let it go
Next year, you never know
But for now, Merry Christmas, we’ll
Dance in the kitchen while embers glow
We’ve both known love, but this love we got is the bеst of all
I wish you could see you through my eyes, then you would know
My God, you look bеautiful
Right now, Merry Christmas

Ökse otunun altında öp beni
Şarabı dök, kadeh kaldıralım ve Aralık karı için dua edelim
Biliyorum bu yıl acı oldu ama artık bırakma zamanı
Gelecek yıl, asla bilemezsin
Ama şimdilik, Mutlu Noeller, biz
Közler parlarken mutfakta dans edeceğiz
İkimiz de aşkı biliyorduk ama sahip olduğumuz bu aşk hepsinden iyisi
Keşke seni benim gözlerimden görebilseydin, o zaman bilirdin
Tanrım, güzel görünüyorsun
Şimdi, Mutlu Noeller

The fire is raging on
And we’ll all sing along to the song
Just having so much fun
While we’re here, can we all spare a thought
For the ones who have gone?
Merry Christmas, everyone

Ateş yanmaya devam ediyor
Ve hepimiz şarkıya eşlik edeceğiz
Sadece çok eğleniyoruz
Buradayken, gidenler için
Biraz düşünebilir miyiz?
Herkese mutlu noeller

So just keep kissin’ me under the mistletoe
Pour out the wine, let’s toast and pray for December snow
I know there’s been pain this year, but it’s time to let it go
Next year, you never know
But for now, Merry Christmas, we’ll
Dance in the kitchen while embers glow
We’ve both known love, but this love we got is the best of all
I wish you could see you through my eyes, then you would know
My God, you look beautiful
Right now, Merry Christmas

Ökse otunun altında öpmeye devam et beni
Şarabı dök, kadeh kaldıralım ve Aralık karı için dua edelim
Biliyorum bu yıl acı oldu ama artık bırakma zamanı
Gelecek yıl, asla bilemezsin
Ama şimdilik, Mutlu Noeller, biz
Közler parlarken mutfakta dans edeceğiz
İkimiz de aşkı biliyorduk ama sahip olduğumuz bu aşk hepsinden iyisi
Keşke seni benim gözlerimden görebilseydin, o zaman bilirdin
Tanrım, güzel görünüyorsun
Şimdi, Mutlu Noeller

I feel it when it comes
Every year helpin’ us carry on
Filled up with so much love
All our family and friends are together
Where we all belong
Merry Christmas, everyone

Geldiğinde hissediyorum
Her yıl devam etmemize yardım ediyor
Çok fazla aşkla dolu
Tüm ailemiz ve arkadaşlarımız bir arada
Hepimizin ait olduğu yer
Herkese mutlu noeller

It’s Christmas time for you and I
We’ll have a good night and a Merry Christmas
It’s Christmas time for you and I
We’ll have a good night and a Merry Christmas
It’s Christmas time for you and I
We’ll have a good night and a Merry Christmas
It’s Christmas time for you and I
We’ll have a good night and a Merry Christmas time

Senin ve benim için Noel zamanı
İyi geceler ve mutlu Noeller geçireceğiz
Senin ve benim için Noel zamanı
İyi geceler ve mutlu Noeller geçireceğiz
Senin ve benim için Noel zamanı
İyi geceler ve mutlu Noeller geçireceğiz
Senin ve benim için Noel zamanı
İyi geceler ve Mutlu Noeller geçireceğiz

Adblock test (Why?)

SZA – I Hate U (Türkçe Çeviri)

I be so sick of you niggas, y’all contradicting
I be so bored with myself, can you come and fuck me?
I feel so ordinary, sad when you around me
Treat me like corduroy, wear me out
Arguments, you air me out
Tripping ’bout your whereabouts
I can’t keep no conflict with you, boy, can we just rub it out?
I don’t want no static with you, you know you my plug
And I can’t shake this habit, no

Sizden bıktım zenciler, çelişiyorsunuz
Kendimden çok sıkıldım, gelip beni sikebilir misin?
Etrafımdayken çok sıradan, üzgün hissediyorum
Bana kadife gibi davran, yıprat beni
Argümanlar, beni tüketiyorsun
Bulunduğun yer hakkında trip atıyorsun
Seninle hiçbir anlaşmazlığı sürdüremem, oğlum, bunu bir kenara bırakabilir miyiz?
Seninle statik istemiyorum, sen benim ihtiyacımsın, biliyorsun
Ve bu alışkanlığı sallayamıyorum, hayır

I’ve been up, baby
Heavy reminiscin’
Heavy on the missin’ you
Wish shit was different than what it was (Oh, yeah)
I’ve been up, baby
Lost in the lie of us
Lost, ain’t no findin’ us
I’ve been up, baby

Uyanıktım
Hatıralar çok yoğun
Seni özlemek çok ağır
Keşke her şey farklı olsaydı
Uyanıktım, bebeğim
Yalanımızda kayboldum
Kayıp, bizi bulan yok
Uyanıktımi bebeğim

And if you wondered if I hate you (I do)
Shitty of you to make me feel just like this
What I would do to make you feel just like this
And if you wondered if I hate you (Fuck you)
Shitty of you to makе me feel just like this
What I would do to make you feel just likе this

Ve eğer senden nefret edip etmediğimi merak ettiysen (ediyorum)
Beni böyle hissettirmen çok boktan
Seni böyle hissettirmek için ne yapardım
Ve eğer senden nefret edip etmediğimi merak ettiysen (Siktir git)
Bana böyle hissettirmen çok boktan
Sana böyle hissettirmek için ne yapardım

Used to be too solid ’til you scrambled me
Used to be your rider, you mishandle me
Used to be nonviolent ’til you ambushed me
Now I’m out here wildin’ with you
Now I’m out here, silent treatment, that mean no permission (No)
Missionary gettin’ boring, can you switch positions? (Yeah)
Hard to save your soul, you don’t ever listen, no (No)

Sen beni karıştırana kadar çok katıydım
Eskiden senin binicindim, beni yanlış idare edene kadar
Sen beni pusuya düşürene kadar şiddet içermeyen biriydim
Şimdi burada seninle çıldırıyorum
Şimdi buradayım, sessiz muamele, bu demek oluyor ki hiç izin yok (Hayır)
Misyonerlik sıkıcı olmaya başladı, pozisyon değiştirebilir misin? (Evet)
Ruhunu kurtarmak zor, dinlemiyorsun bile, hayır (Hayır)

I’ve been up, baby
Heavy reminiscin’

Heavy on the missin’ you
Wish shit was different than what it was (Oh, yeah)
I’ve been up, baby
Lost in the lie of us
Lost, ain’t no findin’ us
I’ve been up, baby

Uyanıktım
Hatıralar çok yoğun
Seni özlemek çok ağır
Keşke her şey farklı olsaydı
Uyanıktım, bebeğim
Yalanımızda kayboldum
Kayıp, bizi bulan yok
Uyanıktımi bebeğim

And if you wondered if I hate you (I do)
Shitty of you to make me feel just like this
What I would do to make you feel just like this
And if you wondered if I hate you (Fuck you)
Shitty of you to makе me feel just like this
What I would do to make you feel just likе this

Ve eğer senden nefret edip etmediğimi merak ettiysen (ediyorum)
Beni böyle hissettirmen çok boktan
Seni böyle hissettirmek için ne yapardım
Ve eğer senden nefret edip etmediğimi merak ettiysen (Siktir git)
Bana böyle hissettirmen çok boktan
Sana böyle hissettirmek için ne yapardım

Adblock test (Why?)