İngilizce Türkçe Sözlük







26 Ocak 2017 Perşembe

Major Lazer - Run Up Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri) ft. Nicki Minaj




Major Lazer yeni şarkısı Run Up İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi

Run Up
Koşuyor
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

Yeah
They thought that you was a shy girl
Evet, uyangaç bir kız olduğumu düşündüler
Until I made you my girl
Ta ki seni kızım(sevgilim) yapana kadar
Girl you pushed me like a big button
Kızım bana büyük bir buton gibi bastın
'Til I cuffed you like you did somethin'
Seni kelepçeleyene kadar, sanki bir şey yapmışsın gibi
You ain't gotta wait for it
Bunu beklemek zorunda değilsin
You ain't gotta wait for me to give you my love
Sana benim aşkımı vermem için beklemek zorunda değilsin
You ain't gotta wait for it
Bunu beklemek zorunda değilsin
Things are gettin' sticky, girl I think that I'm stuck
İşler sarpa sarıyor, kızım bence saplanıp kaldım

I'll admit I'm wrong when I know that you gon' come for me
Kabul ediyorum, "benim için geleceğini biliyorum" dediğimde yanılmışım
When you gon' come for me, yeah
Benim için geleceğini, evet
Never gonna not not hit that, your lovin' is drugs to me
Aşkın asla ama asla kullanmayacağım bir uyuşturucudur bana
When you gon' come to me, yeah
Beni için geleceğini evet
And every time you hit my phone, when you say you need company, oh
Ve arkadaşlığına ihtiyacım var deyip beni her aradığında
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

Girl you used to bein' quiet
Kız eskiden sessiz kalıyordun
'Til I brought that loud
Ta ki ben seslenene kadar
You say your dollars is a mountain
Dolarlarının bir dağ oldu derdin
And your mama your accountant
Ve annen de muhasebecin
You watch your figure 'cause you a big deal
Figürünü izle çünkü bu büyük bir anlaşma
Got your fresh prince and a big whip
Geç bir prens'in ve büyük bir kırbacın var
Polo mink coat, that's a big kill
Kürk modası büyük bir katliam
Put you on a phone like a windshield
Kendini ön cam gibi bir telefona koy

I'll admit I'm wrong when I know that you gon' come for me
Kabul ediyorum, "benim için geleceğini biliyorum" dediğimde yanılmışım
When you gon' come for me, yeah
Benim için geleceğini, evet
Never gonna not not hit that, your lovin' is drugs to me
Aşkın asla ama asla kullanmayacağım bir uyuşturucudur bana
When you gon' come to me, yeah
Beni için geleceğini evet
And every time you hit my phone, when you say you need company, oh
Ve arkadaşlığına ihtiyacım var deyip beni her aradığında
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

Major keys, I'm the boss
Majör perdesi, patron benim
Don't Griselda go off?
Griselda gitmedi mi?
Left from the loft and went to Bergdorf
Çatıdan ayrılıp Bergdorf'a gitti
Most of these dudes is really quite soft
Bu çocukların çoğu gerçekten yumuşak
45 special, this is my cloth
Özel 45, tam benim kumaşım
'Bout to drop a album, this is my fourth

I don't put sugar in my spaghetti sauce
Benim spagetti sosuna şeker koymuyorum
Drop a freestyle and get these hoes parched
Serbest uçuş yapın ve ayaklarımı sıkıca tutun
Fire burn the obea man church
Büyülü adam kilisesini yak
Pretty girls, when my girls get right
Kızlarım doğru yere gelince çok tatlılar
'Cause it's another day, let ya light shine bright
Çünkü bu başka bir gün, ışığın parlamasına izin ver
Ain't none of them in your lane
Hiçbiri senin yolunda değil
True mi have di game pon lock, dem wah code
Just link wit some hot gyal out ah road
True mi have di waist small, pretty, bus whine
Rolex nah deh pon uno dutty gyal time?
Yo, I told 'em pull up on me faster than Danica
Beni Danica'dan daha hızlı çekmelerini söyledim
That's on the low I'm tryna blow him like harmonicas
Bu düşük seviyede Ben, ona mızakacı gibi üflemeyi deniyorum.
He call me queen, he know "Nicki" is the moniker
Bana kraliçe diyor, "Nicki"nin lakap olduğunu biliyor
He want a mix between Hillary and Monica
Hillary ve Monica arasında bir karışım istiyor.
I switch it up, I switch it up
Değiştiriyorum, değiştiryorum
Rip the beat, then I, I stitch it up
Canlandır, sonra ben, değiştiririm
Travel, then I bounce, I ball-Sinead, Sir
Seyahat,
Barbie a link up Major Lazer
Barbi, Major Lazer bağlantısı

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

21 Ocak 2017 Cumartesi

On My Way Back Home Türkçe çevirisi

On my way back home,

Eve dönüş yolumda
By chance I thought of all my favorite songs,

Rastgele bütün sevdiğim şarkıları aklımdan geçirdim
Where I’d gone wrong

Nerede yanlış yapmıştım
The only words that I could think of

Aklıma getirebildiğim tek söz
I’m pissing my life away in the form of a song

Bir şarkı şeklindeki hayatımı boşa harcıyorum
On my way back home

Eve dönüş yolumda
Every step, a victory it was

Her adım bir zaferdi
I was cheating death, just in time I woke

Ölümü aldatıyordum,tam uyandığım anda
My memories start to wander off

Hatıralarım farklı şeylere dalıp gitmeye başlar
Come to me, the remembrance of

Bana gelir,hatıra olarak
On my way back home

Eve dönüş yolumda
I came in this way and here now I’ll stay

Bu şekilde geldim ve şimdi burada kalacağım
If the unknown have to wait one more day

Eğer meçhul olan bir gün daha beklemek zorundaysa
There’s often times that it comes out wrong

Bunun yanlış çıktığı pek çok zaman var
But luckily I, I got a mind to know

Ama ne mutlu ki benim bilecek bir aklım var
On my way back home

Eve dönüş yolumda

Çeviren:Ahmet KADI

16 Ocak 2017 Pazartesi

Je Suis D'ailleurs Türkçe çevirisi

Je prends mon élan
Hızımı artırıyorum

Pour planer au-dessus du sol
Arazinin üzerinde süzülerek uçmak için

Mais retombe sans comprendre
Ama (bir şey) anlamadan tekrar düşüyorum

Et crie intérieurement
Ve içimden çığlık atıyorum

Mon corps ne répond plus
Vücudum artık cevap vermiyor

J’ai oublié l’aisance
Geçip giden günlerin

Des jours écoulées
Rahatlığını unuttum

Je suis d’ailleurs
Ben başka bir yerdenim

Au milieu de mes semblables
Bana benzeyenlerin arasında

Je vois des monstres
Yaratıklar görüyorum

J’entends des hurlements
Çığlıklar duyuyorum

La gorge comprimée
Sıkı bir mengenede

Dans un étau austère
Boğazım sıkılmış

Les yeux bandés
Gözlerim bağlı

Je me sens étranger
Kendimi yabancı hissediyorum
Çeviren:Ahmet KADI

14 Ocak 2017 Cumartesi

The Chainsmokers - Paris Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



DJ Andrew Taggart ve Alex Pall adlı iki Amerikalı DJ'in oluşturduğu ünlü müzik grubu The Chainmokers'in yeni çıkardığı şarkı Paris İngilizce Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.

Paris
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
To get away from your parents
Senin ailenden uzaklaşmak için
And I thought "Wow, if I could take this in a shot right now
 Ve düşündüm ki "Wow, Eğer bunu tek bir atışla alabilirsem tam şimdi,
I don't think that we could work this out"
Bunu yapabileceğimizi düşünmüyorum"

Out on the terrace
Terastayken
I don't know if it's fair but I thought "How could I let you fall by yourself
Doğru mu bilmiyorum ama düşündüm ki "Senin tek başına düşmene nasıl izin verdim"
While I'm wasted for someone else"
 Ben bir başkası için sarhoşken

If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
To get away from your parents
Senin ailenden uzaklaşmak için
You look so proud standing there with the flower and the cigarette
Orada çiçek ve sigarayla dururken çok gururlu gözüküyorsun
Posting pictures of yourself on the internet
 Fotoğraflarını internette paylaşıyorsun

Out on the terrace
Terastayken
We breathe in the air of this small town
Bu küçük şehrin havasını soluyoruz
On our own couldn't pass for the thrill of it
Kendi başımıza heyecanı için pas geçemedik
Getting drunk on the bus we were living in
Yaşadığımız otobüste sarhoş oluyoruz

If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

If we go down then we go down together 
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk

Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

13 Ocak 2017 Cuma

Way Back Türkçe çevirisi

No looking back
Arkana bakma
Face the facts you said
Söylediklerinle yüzleş
Fait accompli (it’s over)
Oldu bitti (bitti)
Get out of my face, i prayed
Beni rahat bırak diye dua ettim.

Remembering the old schoolyard
Eski okul bahçesini hatırlıyorsun
Cheek to cheek and heart to heart
Yanak yanağa, kalp kalbeydik
You and me so crazy
Sen ve ben çok çılgındık
Really thrilled to bits
Gerçekten çok mutluyduk

We’ve been young and we’ve been free
Gençtik ve özgürdük
Been having confidence in love and honesty
Aşka ve dürüstlüğe inanıyorduk

Hey babe
Bebeğim
The simple things and time were on our side
Basit şeyler ve zaman bizden yanaydı
Way back when love was on your mind
Önceden, aşk senin içindeyken
Was on your mind
Aşk senin içindeyken

Friday night we made grade
Cuma gecesi başardık
Dressed to kill couldn’t hardly wait
Çok şıktık, sabırsızlanıyorduk
In the early morning rain
Sabah yağmurunda
We’ve been searching for a place to stay
Kalmak için bir yer arardık
The old oak gave us shelter then you took my breath away
Meşe ağacı bize sığınak olurdu sonra sen benim nefesimi keserdin
We’ve been young and we’ve been free
Genç ve özgürdük.
Been having confidence in love and honesty
Aşka ve dürüstlüğe inanıyorduk
Hey babe
Bebeğim
The simple things and time were on our side
Basit şeyler ve zaman bizden yanaydı
Way back when love was on your mind
Önceden, aşk senin içindeyken
Was on your mind
Aşk senin içindeyken

Blessed Türkçe çevirisi

Blessed (Kutsal)

I welcome the sun
-Güneşe hoş geldim

The clouds and rain
-Bulutlara ve yağmura

The wind that sweeps the sky clean and lets the sun shine again
-Gökyüzü rüzgarın tozunu süpürür ve güneş yeniden parlar

This is the most magnificent life has ever been
-Bu şimdiye kadarki en muhteşem hayattır.

Here is heaven and earth and the brilliant sky in between
-Burası cennet, doğa ve arasında muhteşem gökyüzü

Blessed is this life and I’m gonna celebrate being alive
-Bu kutsal bir yaşam ve hayatta olduğum için bunu kutlayacağım

Blessed is this life and I’m gonna celebrate being alive
-Bu kutsal bir yaşam ve hayatta olduğum için bunu kutlayacağım

Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive

I dwell in the darkness
-Karanlıkta yaşarım

I let in the light
-Işığın girmesine izin verdim

I sleep in the afternoon and become the noise in the night
-Öğleden sonra uyurum ve gecenin sessizliğinde gelirim

I trespass in temptation suffer in sacrifice
-Sınırları aşarım, acıyı baştan çıkarıp kurban ederim.

But I awake each day with the new sunrise
-Ama hergün yeni bir gün ışığıyla uyanırım.

Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive

Eclosion Türkçe çevirisi

Déchire la peau épaisse
Qui pèse sur mes épaules
Détache-la pour moi
Membre par membre
Pièce par pièce
Je veux te montrer qui je suis
Au delà de mon corps
Au delà de ma chair
Te laisser entrevoir
Mes éctats limpides
Non humains

Omuzlarıma çöken
Kalın deriyi yırt
Benim için ayır onu
Uzuv uzuv
Parça parça
Kim olduğumu sana göstermek istiyorum
Vücudumun ötesinde
Tenimin ötesinde
İnsani olmayan
Berrak parlaklığımı
Bir an için görmene izin vermek istiyorum

Regarde-moi
Tel que je suis
Et accepte-moi
Ne les laisse pas
Me voler mon âme
Ne les laisse pas la ternir

Olduğum gibi
Bak bana
Ve kabul et beni
Ruhumu çalmalarına
İzin verme
Onu karartmalarına izin verme
Çeviren: Ahmet KADI

8 Ocak 2017 Pazar

Bebe Rexha - I Got You Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

I Got You

Benimsin

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!I can see you hurtin'

Canının yandığını görebiliyorum

I've been through the same thing

Ben de aynı şeyleri yaşadım

Baby don't you worry

Endileşenme bebeğim

I got you

Benimsin artık

I just wanna know you

Sadece seni tanımak istiyorum

Tell me all your secrets

Bana bütün sırlarını anlat

Lookin' like you need it

Buna ihtiyacın varmış gibi bakıyorsun

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Tell me what you're thinkin'

Ne düşündüğünü söyle bana

Always over thinkin'

Sürekliği düşündüğün şeyi

I just wanna love you

Sadece seni sevmek istiyorum

I got you

Benimsin

Don't have to be so guarded

Bu kadar ihtiyatlı olmak zorunda değilsin

Let's finish what we started

Başladığımız işi bitirelim

It's all I ever wanted

Bütün isteğim bu

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

I'd do the time for you

Zamanımı senin için harcardım

Tell a lie for you

Senin için yalan söylerdim

Yeah, baby, that's what I'd do

Evet. bebeğim. ne olsa yapardım

I'd walk the line for you

Senin için sınırı aşardım

Take a shot for you

Senin için bir yudum alırdım

Yeah, baby, that's what I'd do

Evet. bebeğim. ne olsa yapardım

Cause I got you

Çünkü sen benimsin

It's true

Gerçek bu

I'd die for you

Senin için ölürüm

I'd die for you

Senin için ölürüm

I got you

Benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

I got...

Benim,,,

Starboy Türkçe çevirisi

I’m tryna put you in the worst mood, ah
Seni en kötü ruh haline sokmayı deniyorum

P1 cleaner than your church shoes, ah
Benim P1’im (Pahalı bir araba modeli) senin kilise ayakkabılarından temiz

Milli point two just to hurt you, ah
Harcadığım bir nokta iki milyon sadece canını yakmak için

All red lamb’ just to tease you, ah
Tüm kırmızı lambalar seni kızdırmak için

None of these toys on lease too, ah
Bu oyuncaklar kiralık değil

Made your whole year in a week too, yeah
Senin bir yıllık kazancını ben bir haftada kazanırım

Main bitch out of your league too, ah
Esas s.rtük seninle değil

Side bitch out of your league too, ah
Yanındaki s.rtük de seninle değil

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Every day a nigga try to test me, ah
Her gün bir zenci(aşağılayıcı bir kelime) beni deniyor

Every day a nigga try to end me, ah
Her gün bir zenci beni bitirmeye çalışıyor

Pull off in that roadster SV, ah
Roadcaster SV’yi kapıma çekiyorum

Pockets over weight getting hefty, ah
Cebim doldu ve daha da doluyor

Coming for the king that’s a far cry
Kral için geliyorum uzak bir sızlanma

I come alive in the fall time I
Düşerken canlı hissediyorum

No competition I don’t really listen
Rekabet yok, cidden dinlemiyorum

I’m in the blue Mulsanne bumping New Edition
Ben son model Bentley Mulsanneye biniyorum

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Let a nigga Brad Pitt legend of the fall
Bırak Brad Pitt’i. Düşenlerin kurtarıcısı

Took the year like a bandit
Yılı bir haydut gibi kurardı

Bought mama a crib and a brand new wagon
Annemin altına bir Mercedes-Benz G çektim

Now she hit the grocery shop looking lavish
O markete gittiğinde müsrifçe harcıyor

Star Trek groove in that Wraith of Khan
Star Trek Wraith Khan gibi daldı

Girls get loose when they hear this song
Kızlar bu şarkıyı duyunca kendinden geçiyor

Hundred on the dash get me close to God
Araba yüzü bulunca tanrıya yaklaştım

We don’t pray for love we just pray for cars
Biz aşk için dua etmeyiz, arabalar için dua ederiz

House so empty need a centerpiece
Twenty racks a table cut from ebony
Cut that ivory into skinny pieces
Then she clean up with her face
Man I love my baby
You talking money need a hearing aid
You talking bout me I don’t see your shade
Switch up my style I take any lane
I switch up my cup I kill any pain

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

I Don't wanna Live Forever(Fifty Shades Darker) Türkçe çevirisi

Been sitting eyes wide open behind these four walls, hoping you’d call
Bu dört duvarın içinde gözlerim açık aramanı bekleyerek oturuyorum
It’s just a cruel existence like there’s no point hoping at all
Bu hayal kurmanın mantıksız olduğu acımasız bir durum

Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
Up all night, all night and every day
tüm gece,tüm gece ve her gün
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver,ama hiç bir şey söyleme
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x3)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I’m sitting eyes wide open and I got one thing stuck in my mind
Gözlerim açık oturuyorum ve kafama takılan bir şey var
Wondering if I dodged a bullet or just lost the love of my life
Bir kurşundan mı kaçtım yoksa hayatımın aşkını mı kaybettim merak ediyorum

Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
Up all night, all night and every day
tüm gece,tüm gece ve her gün
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver,ama hiç bir şey söyleme
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x3)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I’ve been looking sad in all the nicest places
Tüm güzel yerlerde üzgün görünüyordum
Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
I see you around in all these empty faces
Tüm bu boş yüzlerde seni görüyorum
Up all night, all night and every day
Tüm gece,tüm gece ve her gün
I’ve been looking sad in all the nicest places
Tüm güzel yerlerde üzgün görünüyordum
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver, ama hiç bir şey söyleme
Now I’m in a cab, I tell ’em where your place is
Ben taksideyim, neredeysen oraya gitmesini söyleyeceğim
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x5)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I just wanna keep calling your name until you come back home
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum
Until you back home
Eve dönene kadar

Ed Sheeran - Castle On The Hill Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Ed Sheeran'nın Yeni şarkısı Castle On The Hill İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.


Castle On The Hill
Tepedeki kalenin üzerinde
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

When I was six years old I broke my leg
Altı yaşındayken bacağımı kırdım
I was running from my brother and his friends
Abim ve arkadaşlarından kaçarken
Tasted the sweet perfume of the mountain grass I rolled down
Ve dağların çimlerinin güzel parfümünü tattım yuvarlandığımda
I was younger then, take me back to when I
O zamanlar daha küçüktüm,beni geri götürün

Found my heart and broke it here,
Kalbimi bulup onu kırdığım yere
made friends and lost them through the years
Arkadaşlar edinip onları yıllar boyunca kaybettim
And I’ve not seen the roaring fields in so long,
Ve uzun süredir hararetli tarlalar görmedim,
I know, I’ve grown
Biliyorum büyüdüm
but I can’t wait to go home
Ama eve dönmek için sabırsızlanıyorum

I’m on my way, driving at 90 down those country lanes
90'la giderken şu şehrin yollarında
Singing to Tiny Dancer,
"Tiny Dancer" söyleyerek
And I miss the way you make me feel, and it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde güneşin batışını izledik

Fifteen years old and smoking hand rolled cigarettes
On beş yaşımda tütün sarıp sigara içiyorum
Running from the law through the backfields
Arka yollara saparak kanunlardan kaçıyorum
and getting drunk with my friends
ve arkadaşlarımla sarhoş oluyorum
Had my first kiss on a Friday night,
İlk öpücüğümü bir cuma gecesi aldım
I don’t reckon I did it right
Doğru yaptığımı sanmıyorum
I was younger then,
O zamanlar daha küçüktüm
take me back to when we found
Beni bulduğumuz yere geri götürün

Weekend jobs when we got paid
Paramızı alınca haftasonu takılırdık
and buy cheap spirits and drink them straight
Ucuz viskiler alırdık ve hemen içerdik
Me and my friends have not thrown up in so long,
Ben ve arkadaşlarım uzun zamandır kusmadık,
oh how we’ve grown
ah nasılda büyümüşüz
I can’t wait to go home
Ama eve dönmek için sabırsızlanıyorum

I’m on my way, driving at 90 down those country lanes
90'la giderken şu şehrin yollarında
Singing to Tiny Dancer,
"Tiny Dancer" söyleyerek
And I miss the way you make me feel, it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset
Güneşin batışını izledik
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde

One friend left to sell clothes
Bir arkadaş kıyafet satmayı bıraktı
One works down by the coast
Diğeri sahilde çalışıyor
One had two kids but lives alone
Birinin iki çocuğu var ama yalnız yaşıyor
One’s brother overdosed
Birinin kardeşi aşırı doz kullandı
Ones already on his second wife
Biri çoktan ikinci karısıyla
Ones just barely getting by
Biri arada bir uğruyor
But these people raised me
Ama bu insanlar beni büyüttü
And I can’t wait to go home
Ve eve dönmek için sabırsızlanıyorum

And I’m on my way,
Ve işte yolumdayım
and I still remember those country lanes
Ve bu şehrin yollarını hala hatırlıyorum
When we did not know the answers,
Cevapları bilmediğimiz zaman,
And I miss the way you make me feel, it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset
Güneşin batışını izlerdik
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde

7 Ocak 2017 Cumartesi

Ed Sheeran - Shape Of You Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Ed Sheeran'ın yeni şarkısı Shape of You İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi


Shape Of You
Görünüşün
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

The club isn't the best place to find a lover
Klüp sevgili bulunabilecek en güzel yer değil
So the bar is where I go
O yüzden gittiğim yer bar
Me and my friends at the table doing shots
Ben ve arkadaşlarım masada shot atarken
Drinking faster and then we talk slow
Hızlı içiyoruz ve sonra yavaş konuşuyoruz
Come over and start up a conversation with just me
Gel buraya ve sadece benimle bir muhabbet başlat
And trust me I'll give it a chance now
Ve güven bana şu an bir şans vereceğim
Take my hand, stop! Put Van The Man on the jukebox
Elimi tut, dur! Müzik kutusundan Van The Man'i aç
And then we start to dance, and now I'm singing like
Ve sonra dansa başlarız, ve şimdi şöyle şarkı söylüyorum

Girl, you know I want your love
Kızım, biliyorsun sevgini istiyorum
Your love was handmade for somebody like me
Senin aşkın benim gibi biri için el yapımı
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
I may be crazy, don't mind me, say
Çılgın olabilirim, takma beni, söyle
Boy, let's not talk too much
Oğlum, artık daha fazla konuşma
Grab on my waist and put that body on me
Belimi kavra ve vücudunu üstüme koy
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
Come—come on now, follow my lead
Hadi—hadi şimdi, beni izle

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
And last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

One week in we let the story begin
Bir hafta içinde hikayenin başlamasına izin verdik
We're going out on our first date
İlk günümüzde dışarı çıkıyoruz
But you and me are thrifty so go all you can eat
Ama sen ve ben tutumluyuz bu yüzden yiyebileceğin tek şey
Fill up your bag and I fill up a plate
Çantanı doldur ve ben de bir tabak dolduracağım
We talk for hours and hours about the sweet and the sour
Tatlı ve ekşiyi saatlerce ve saatlerce konuşuyoruz
And how your family is doin' okay
Ve ailenin nasıl olduğunu
And leave and get in a taxi, we kiss in the backseat
Ve gidiyoruz taksiye biniyoruz, arka koltukta öpüşüyoruz
Tell the driver make the radio play, and I'm singing like
Sürücüye söyle radyoyu açsın, ve şimdi şöyle şarkı söylüyorum

Girl, you know I want your love
Kızım, biliyorsun sevgini istiyorum
Your love was handmade for somebody like me
Senin aşkın benim gibi biri için el yapımı
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
I may be crazy, don't mind me, say
Çılgın olabilirim, takma beni, söyle
Boy, let's not talk too much
Oğlum, artık daha fazla konuşma
Grab on my waist and put that body on me
Belimi kavra ve vücudunu üstüme koy
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
Come-come on now, follow my lead
Hadi-hadi şimdi, beni izle

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
And last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
Last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

5 Ocak 2017 Perşembe

Sia - Dynamite Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

Sia, Dynamite adlı yeni şarkısı İngilizce ve Türkçe Sözleri

Dynamite

Dinamit

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh

You and me are meant to be

Biz (beraber) olmalıyız

Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh,

So take me in your arms baby

Peki beni kollarına al bebeğim

Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh,

Enlighten me and set me free (oh-oh-ohohoh)

Aydınlat beni ve beni özgür bırak

Free (oh-oh-ohohoh), free

Özgür, Özgür

And take in your arms baby-y-y-y

Ve beni kollarına al bebeğim

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh, we're dynamite, oh

Dinamitiz, oh Biz dinamitiz, oh

We're dynamite, oh, we're dynamite, oh

Dinamitiz, oh Biz dinamitiz, oh

Sia - Never Give Up Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Sia'nın yeni şarkısı Never Give Up İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karışınızda.

Never Give Up
Asla Vazgeçme
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

I've battled demons that won't let me sleep
Uyumama izin vermeyecek şeytanlarla savaştım
Called to the sea but she abandoned me
Denize seslendim ama o beni terk etti

But I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
No, I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım

Oh yeah, I'm haunted by the distant past
Uzak geçmişimin laneti üzerimde
Called to the skies but she was she overcast
Gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu

But I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
No, I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım

Never give up, never give up
Asla vazgeçme, asla vazgeçme
Never give up, never give up
Asla vazgeçme, asla vazgeçme
No, no, oooh
Hayır, hayır

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım