İngilizce Türkçe Sözlük







19 Mart 2018 Pazartesi

Avant Que L'ombre... Türkçe çevirisi

Âpreté des sons
Seslerin korkunçluğu

Tourmente des vents
Rüzgarların karmaşası

Mémoire…
Qui m’oublie, qui me fuit
Beni unutan benden kaçan hatıra

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Jésus ! De l’heure…
Tanrım ! beni öfkeli

Qui me ramène
hayallere,unutulmuş

A des songes emportés,
dünyalara götüren

A des mondes oubliés, oh
zamandan korkuyorum

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

De la douleur…
Uykusuz gecelerin

Des nuits de veille
Acısından….

Mémoire inachevée,
Nerede doğduğunu bilmeyen

Qui ne sait… où elle naît
Eksik hatıralar

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Oh ! Jésus ! Seigneur !
Ah ! Tanrım ! Rabbim !

Suis-je coupable ?
Ben suçlu muyum ?

Moi qui croyais mon âme
Ruhumun girilemez bir

Sanctuaire impénétrable
Mabet olduğuna inanan ben (suçlu muyum)

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Jésus ! Je meurs
Tanrım ! Ölüyorum

De brûler l’empreinte
İzi,damgayı yaktığım için

Mais laisser le passé redevenir le passé
Ama bırak mazi tekrar mazi olsun

Avant que l’ombre, je sais
Biliyorum, karanlık ayaklarıma

Ne s’abatte à mes pieds
Aniden düşmeden önce *

Pour voir l’autre côté
Diğer tarafı görmek için

Je sais que… je sais que… j’ai aimé
Biliyorum ki..biliyorum ki…ben sevdim

Avant que l’ombre… gênée
sıkıntılıyım…karanlık ayaklarıma

Ne s’abatte à mes pieds
Aniden düşmeden önce

Pour voir l’autre côté
Diğer tarafı görmek için

Je sais que j’aime, je sais que j’ai…
Sevdiğimi biliyorum,sevdiğimi biliyorum

* karanlık ayaklarıma aniden düşmeden önce : ben ölmeden
önce anlamına gelen bir deyim.
Çeviren : Ahmet KADI

18 Mart 2018 Pazar

Alexandra Stan ft. Manuel – Miami (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 4

There’s a place in Miami where they heal your soul

-Miami’de onların senin ruhunu iyileştirebildiği bir yer var
They fill the glass with your deepest hope,

-Bardağı senin en derin umutlarınla doldururlar
Where the faces have no name

-Adı olmayan suratların olduğu yer
I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum

There’s a beach in Miami, when the sun is gone

-Miami’de güneşin kaybolduğu bir sahil var
You dance in the sand and you’re not alone,

-Kumsalda dans ediyorsun ve yalnız değilsin
There’s no faces and no name,

-Ne yüz var ne de bir isim
I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum

Uuuuu I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum
Uuuuuu I feel I’m homeee.

-Evim gibi hissediyorum.

Christina Aguilera – What a Girl Wants (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 13

What a girl wants, what a girl needs
What a girl wants, what a girl needs

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler

I wanna thank you for giving me time to breathe
Like a rock you waited so patiently
While I got it together, while I figured it out
I only looked but I never touched
‘Cause in my heart was a picture of us
Holding hands, making plans
And it’s lucky for me you understand

Bana nefes almak için zaman verdiğin için teşekkürler
Bir taş gibi sabırla bekledin
Kafamı topluyorken, kararımı verirken
Baktım ama asla dokunmadım
Çünkü kalbimde ikimizin resmi vardı
Elele tutuşup plan yaparken
Ve bunu anladığın için şanslıyım

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

What I want is what you got
And what you got, is what I want

Benim istediğim sende olanlar
Ve sende olanlar, istediklerimdir

There was a time I was blind, I was so confused
Run away just to hide it all from you
But baby, you knew me better than I knew myself
They say if you love something let it go
If it comes back it’s yours, that’s how you know
It’s for keeps, yeah, it’s for sure
And you’re ready and willing to give me more than

Gözümün görmediği bir an vardı, kafam karışıktı
Senden saklanmak için kaçtım
Ama bebeğim, sen beni kendimden daha iyi tanıyordun
Eğer bir şeyi seversen serbest bırak derler
Eğer dönerse senindir, sen bu işi biliyorsun
Her zaman için tabii ki
Ve bana bundan fazlasını vermek için gönüllüsün

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

What a girl wants, what a girl needs
Somebody sensitive, courageous
Sexy, cool, like you
What a girl wants, what a girl needs
What a girl wants (you’re so right)
What a girl needs (you’re so right)
You let a girl know how much you care about her
I swear you’re the one who always knew
You knew, you knew, you knew, you knew
I’m thanking you for being there for me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Duyarlı, cesur birini
Seksi, havalı birini senin gibi
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Bir kız ne ister
Bir kız ne ister
Bir kızı ne kadar umursadığını gösterdin
Yemin ederimki bunu anlayan tek kişisin
Anlayan,anlayan,anlayan,anlayan
Yanımda olduğun için teşekkürler

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

Bleachers – Alfie’s Song (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

Fake young when we met
Everything seemed alright
Like children sing on the sidewalk
Cut straight through the moonlight

Tanıştığımızda numaradan gençtik
Herşey normal gözükürdü
Kaldırımda şarkı söyleyen çocuklar gibi
Ay ışığına kestirmeden giden

But how I love those days we didn’t get out of bed
Left your taste in my mouth
Your strange voice in my head

Ama yataktan çıkmadığımız günleri nasıl da seviyorum
Ağzımda tadın kalırdı
Tuhaf sesin kafamdan çıkmazdı

Oh, I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again

Ah, tekrar duymak istiyorum
Çünkü o zaman bir aşk şarkısına çok yüksek sesle tutulduk
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor
Sana muhtaç olduğum kısmı söyle o yüzden, evet
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor

Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah, hey
La, la, la, la, la
Ok look out

Hey,evet,evet,evet
Evet,evet,evet,evet,
Evet,evet,evet,evet,
Evet,evet,evet,evet,
La,la,la,la,la
Tamam dikkat et

You’d leave the cities and chase bullet holes
That’s actually star light
And in those rare moments you and I were brilliant
We were gonna be alright

Şehirleri bırakıp kurşun deliklerini kovarlardın
Aslında bu bir yıldızın ışığıydı
Ve senin ve benim görkemli olduğumuz nadir zamanlarda
Herşey yolunda olacaktı

But god I loved those days we couldn’t get out of bed
Left your taste in my mouth
All your words in my head

Ama yataktan çıkmadığımız günleri nasıl da seviyorum
Ağzımda tadın kalırdı
Tuhaf sesin kafamdan çıkmazdı

And now I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again, woo

Oh, I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again

Ah, tekrar duymak istiyorum
Çünkü o zaman bir aşk şarkısına çok yüksek sesle tutulduk
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor
Sana muhtaç olduğum kısmı söyle o yüzden, evet
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor

Sha, la, la, la, la, la, la
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la, so bad, oh yeah
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la

1, 2, 3, 4
I wanna be alright
I wanna be alright
I wanna be alright with my baby tonight
I wanna be alright
I wanna be alright
I wanna be alright with my baby tonight, oh yeah

1, 2, 3, 4
İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
Bebeğimle bu gece İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
Bebeğimle bu gece İyi olmak istiyorum

Off & On Türkçe çevirisi

[Verse 1]
The blood is thick, thicker than my thoughts are quick
Kan yoğundur,hızlı olan düşüncelerimden daha yoğun

Quicker than these thoughts turn sick, sick
Hastalığa dönüşen bu düşüncelerden daha hızlı,hasta…

Sicker than my temperature rising
Yükselen ateşimden daha hasta

Sicker than the whites of their eyes despising me
Onların,beni hor gören gözlerinin beyazından daha hasta

And all my lovers that I can’t disguise
Ve kimliğini gizleyemediğim tüm sevgililerimden

And I’ll never know why
Ve nedenini hiç bilmeyeceğim

[Verse 2]
The air is clear, clearer than the taste of tears
Hava berraktır,gözyaşlarının tadından daha berrak

Clearer than the smell of fear
Korkunun kokusundan daha berrak

And I’m fearful for a long cold year with you
Ve ben seninle (geçecek) uzun soğuk bir yıl için korkuyorum

Don’t you know what you do?
Ne yaptığını bilmiyor musun ?

You give me the horrors and I give you the goo that oozes
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

Separate the scabs from the bruises
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

[Chorus]
I turn my thoughts off and on
Düşüncelerimi kapatırım ve açarım

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

[Verse 3]
I’m out of breath, offers me a taste of death
Nefesim kesildi,bu bana ölümün tadını sunar

Equally the taste of life and I freeze to feel it
Aynı ölçüde hayatın da tadını ve bunu hissetmek için buz kesilirim

I prayed to my god and I prayed to your Jesus, oh yes
Ben Tanrıma dua ettim ve senin İsa’na dua ettim,ah evet

I prayed and I pleaded that I’d never go back
Asla geri dönmeyeyim diye dua ettim ve yalvardım

But I’m always going back
Ama her zaman geri dönüyorum

[Verse 4]
Cause the touch is sweet, sweeter than he touches me
Çünkü dokunmak güzeldir, onun bana dokunmasından daha güzel

Sweeter when that touch repeats, repeats
Bu dokunmalar tekrarlandığı zaman daha güzel

Please believe my heart spills its guts every time that you leave
Lütfen inan,her gidişinde kalbim içindekileri döküp boşaltıyor

Don’t you know what you do?
Ne yaptığını bilmiyor musun ?

You give me the horrors and I give you the goo that oozes
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

Separate the scabs from the bruises
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

[Chorus]
Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

[Bridge]
He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek
Çeviren: Ahmet Kadı

17 Mart 2018 Cumartesi

Agnes Obel – Riverside (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Down by the river by the boats

Nehir kıyısında, gemilerin yakınında

Where everybody goes to be alone

Herkesin yalnız olmak için gittiği yer

Where you won’t see any rising sun

Doğan güneşi göremeyeceğin yer

Down to the river we will run

Koşacağımız yer nehrin aşağısı

When by the water we drink to the dregs

Suyun kenarındayken tortuları içeriz

Look at the stones on the river bed

Nehir yatağındaki taşlara bakarız

I can tell from your eyes

Gözlerinden anlayabiliyorum 

You’ve never been by the riverside

Nehir kıyısına hiç gitmediğini 

Down by the water the riverbed

Nehir kıyısında, nehir yatağında 

Somebody calls you somebody says

Biri sana sesleniyor, biri sana diyor 

Swim with the current and float away

Akıntının yönünde yüz ve akıntıyla git

Down by the river everyday

Nehir kıyısında her gün

Oh my God I see how everything is torn in the river deep

Aman tanrım her şeyin nehrin derinliklerinde nasıl parçalandığını görüyorum

And I don’t know why I go the way

Ve bilmiyorum neden gittiğimi 

Down by the riverside

Nehir kıyısına 

When that old river runs pass your eyes

O eski nehir gözlerinden geçerken 

To wash off the dirt on the riverside

Nehir kenarındaki kiri temizlemek için

Go to the water so very near

Suyun çok yakınına git

The river will be your eyes and ears

Nehir senin gözlerin ve kulakların olacak

I walk to the borders on my own

Sınırlara kendi başıma yürürüm

To fall in the water just like a stone

Bir taş gibi suya düşmek için

Chilled to the marrow in them bones

Kemiklerinin iliğine kadar üşüyerek 

Why do I go here all alone

Neden buraya tek başıma gelirim?

Oh my God I see how everything is torn in the river deep

Aman tanrım her şeyin nehrin derinliklerinde nasıl parçalandığını görüyorum

And I don’t know why I go the way

Ve bilmiyorum neden gittiğimi 

Down by the riverside

Nehir kıyısına 

Lxandra – Dig Deep (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 21

Dig Deep (Derin Kazı)

He never knew my secret
O asla sırrımı bilmedi
But I for sure knew his
Ama eminim ki o biliyordu
In the arms of nature
Doğanın kollarında
So let her take and give
Bu yüzden almasına izin verdim ve verdim

The only thing that makes you grow
Seni büyüten tek şey
Is to dive into the sweet unknown
Bilinmeyen tatlıya dalmaktır
The only thing that breaks your bones
Kemiklerini kıran tek şey
Is when you don’t know where it hurts the most
Nerenin seni çen çok incittiğini bilmemektir
When you don’t know when it hurts
İncittiğini bilmediğin zaman

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum

For followers of rivers
Gölün takipçileri için
Darkness of the sin
Günahın karanlığı
The voices of latens
Maskelerin sesleri
Who have nowhere to run
Kim herhangi bir yere kaçtı

The only thing that makes you grow
Seni büyüten tek şey
Is to dive into the sweet unknown
Bilinmeyen tatlıya dalmaktır
The only thing that breaks your bones
Kemiklerini kıran tek şey
Is when you don’t know where it hurts the most
Nerenin seni çen çok incittiğini bilmemektir
When you don’t know when it hurts
İncittiğini bilmediğin zaman

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum

Oh, oh
For the believers and the seekers
İnanlar ve arayanlar için
Oh, oh
For the speaker and the elders
Konuşanlar ve yaşlılar için
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
For the protectors of the mother
Annenin koruyucuları için

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum
For the believers and the seekers
İnanlar ve arayanlar için

Hayley Kiyoko – Let It Be (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 20

Let It Be (Bırak Olsun)

Baby, come around ’cause I need you
Bebek, etrafıma gel çünkü sana ihtiyacım var
Baby, calm me down let me see you
Bebek, beni sakinleştir seni görmeme izin ver
‘Cause you know you’re my operator
Çünkü biliyorsun sen benim şebekemsin
Let me show every single layer
Her bir katmanımı göstermeme izin ver
Losing all my power just to have you
Sadece sana sahip olabilmek için bütün gücümü kaybediyorum
Hundred miles an hour thinking ’bout you
Saatte yüz mil seni düşünüyorum
Every night gets a little tougher
Her gece biraz daha sertleşiyor
How can I dream about another
Nasıl başkası hakkında hayal kurabilirim

‘Cause I believe we’re the ones who had it all
Çünkü hepsine sahip olanın biz olduğumuza inanıyorum
I believe we just had to learn to fall
Sadece düşmeyi öğrenmek zorunda olduğumuza inanıyorum
I miss you, I love you, so it’s really hard to see
Seni özlüyorum,  seni seviyorum, bu yüzden görmek gerçekten zor
Yeah, we just got to let it be
Evet, sadece izin vermeliyiz

Let us see, be free
Görmemize izin ver, özgür ol

Baby, come around ’cause I want you
Bebek, etrafıma gel çünkü seni istiyorum
Laying on the floor here without you
Sensiz yerde uzanıyorum
‘Cause you know you’re my operator
Çünkü biliyorsun sen benim şebekemsin
Help me show every single layer
Her bir katmanımı göstermeme izin ver
Giving baby steps a new meaning
Yeni anlamlar için küçük adımlar atıyorum
Yeah, I’m making such a mess of my feelings
Evet, duygularım yüzünden saçmalıklar yapıyorum
Won’t you just meet me in the middle
Sadece benimle ortada buluşmaz mısın?
Where’s the love, won’t you give a little
Aşk nerede, biraz vermez misin?
‘Cause I believe we’re the ones who had it all
Çünkü hepsine sahip olanın biz olduğumuza inanıyorum
I believe we just had to learn to fall
Sadece düşmeyi öğrenmek zorunda olduğumuza inanıyorum
I miss you, I love you, so it’s really hard to see
Seni özlüyorum,  seni seviyorum, bu yüzden görmek gerçekten zor
Yeah, we just got to let it be
Evet, sadece izin vermeliyiz

Let us see, be free
Görmemize izin ver, özgür ol
Let us see, be free
Görmemize izin ver, özgür ol

Can’t imitate us it’s breaking my bones
Bizi taklit edemiyorum, bu kemiklerimi kırıyor
Heart up in chaos that keeps me alone
Kalp atışımıdaki kaos beni yalnız bırakmaya devam ediyor
Wasted the beautiful all on my own
Kendimdeki bütün güzellikleri harcadım
I’m making a new home
Yeni bir ev yapıyorum
Washing the sheets ’cause you’re still in my bed
Çarşafları yıkıyorum çünkü sen hala yatağımdasın
Can’t leave the dark ’cause you’re all in my head
Karanlıktan kurtulamıyorum çünkü sen hep kafamdasın
All in my head and it’s killing me, it’s killing me
Hepsi kafamda ve bu beni öldürüyor, öldürüyor
‘Cause we’re at the end
Çünkü biz sondayız

‘Cause I believe we’re the ones who had it all
Çünkü hepsine sahip olanın biz olduğumuza inanıyorum
I believe we just had to learn to fall
Sadece düşmeyi öğrenmek zorunda olduğumuza inanıyorum
I miss you, I love you, so it’s really hard to see
Seni özlüyorum,  seni seviyorum, bu yüzden görmek gerçekten zor
Yeah, we just got to let it be
Evet, sadece izin vermeliyiz

11 Mart 2018 Pazar

The Neighbourhood – Void (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 7

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

I wonder how I got by this week

Bu haftaya kadar nasıl geldim merak ediyorum

I only touched you once

Sana sadece bir kez dokundum 

Lately I can’t find a beat

Son zamanlarda bir ritim bulamıyorum

I used to feel the rush

Eskiden telaşı hissederdim

Started with a little bit

Azıcıkla başladım

Now I don’t know how to quit

Şimdi nasıl bırakacağımı bilmiyorum

Always feel inadequate

Hep yetersiz hissediyorum

Same way that my daddy did

Babamın hissettiği şekilde

Mama told me not to try

Annem denemememi söyledi

And I should have taken her advice

Ve onun tavsiyesini dinlemeliydim

And now I’m all twisted

Ve şimdi tamamen sapkınım

When it’s all gone, I miss it

O tamamen gittiğinde, onu özlüyorum

I’ll try just to do somethin’

Bir şeyler yapmayı deneyeceğim

I’ll try ’cause I got nothin’

Deneyeceğim çünkü hiçbir şeyim yok

Else that gets me through the day

Ayrıca bu beni gün boyu zorluyor

‘Til I find another way

Başka bir yol bulana kadar

I’ll try just to do somethin’

Bir şeyler yapmayı deneyeceğim

I’ll try ’cause I got nothin’

Deneyeceğim çünkü hiçbir şeyim yok

Even if I lose again

Tekrar kaybedersem bile

I won’t quit

Vazgeçmeyeceğim

I wonder how I got by this week

Bu haftaya kadar nasıl geldim merak ediyorum

I only touched you once

Sana sadece bir kez dokundum 

Lately I can’t find a beat

Son zamanlarda bir ritim bulamıyorum

I used to feel the rush

Eskiden telaşı hissederdim

And now I need you to feel the vibe

Ve şimdi heyecanı hissetmene ihtiyacım var 

I need you to see the point

Meseleyi görmene ihtiyacım var 

I need you to feel alive

Canlı hissetmene ihtiyacım var 

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

My insecurities are

Güvensizliklerim

My own worst enemy, yeah

En kötü düşmanlarım, evet

Something’s not lettin’ me

Bir şey bana izin vermiyor

Move the way I used to

Eskiden hareket ettiğim gibi etmeme

Thought you could better me but

Beni daha iyi yapabilirsin sanmıştım ama 

Then you stopped lettin’ me walk

Sonra yürümeme izin vermeyi bıraktın

Now you’re just settin’ me off

Şimdi beni duraksatıyorsun 

So I’m tryna lose you

Bu yüzden seni kaybetmeyi deniyorum 

I’ll fight just to do somethin’

Bir şeyler yapmak için savaşacağım

I’ll fight ’cause I got nothin’

Savaşacağım çünkü hiçbir şeyim yok

Else that gets me through the day

Ayrıca bu beni gün boyu zorluyor

‘Til I find another way

Başka bir yol bulana kadar

I’ll fight just to do somethin’

Bir şeyler yapmak için savaşacağım 

I’ll fight ’cause I got nothin’

Savaşacağım çünkü hiçbir şeyim yok

Even if I lose again

Tekrar kaybedersem bile

I can’t quit

Vazgeçemem

I wonder how I got by this week

Bu haftaya kadar nasıl geldim merak ediyorum

I only touched you once

Sana sadece bir kez dokundum 

Lately I can’t find a beat

Son zamanlarda bir ritim bulamıyorum

I used to feel the rush

Eskiden telaşı hissederdim

And now I need you to feel the vibe

Ve şimdi heyecanı hissetmene ihtiyacım var 

I need you to see the point

Meseleyi görmene ihtiyacım var 

I need you to feel alive

Canlı hissetmene ihtiyacım var 

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

I need you to fill the void

Boşluğu doldurmana ihtiyacım var

You paralyze me every time

Beni her seferinde felç ediyorsun

I try to find some paradise

Cennet bulmaya çalışıyorum

I’ve got to fill the void

Boşluğu doldurmalıyım

And now I’m paranoid

Ve şimdi paranoyağım 

You paralyze me every time

Beni her seferinde felç ediyorsun

I try to find some paradise

Cennet bulmaya çalışıyorum

I’ve got to fill the void

Boşluğu doldurmalıyım

And now I’m paranoid

Ve şimdi paranoyağım 

The Neighbourhood – Scary Love (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Move to the city with me

Benimle şehre taşın 

Don’t wanna be alone

Yalnız olmak istemiyorum

Don’t wanna be alone

Yalnız olmak istemiyorum

You’re too pretty for me

Benim için fazla güzelsin

Baby, I know, it’s true, yeah

Bebeğim biliyorum, bu doğru evet

You look better when you first wake up

Uyandığında daha iyi görünüyorsun 

Than anybody else I’ve fucked

Becerdiğim diğer insanlardan 

Baby, I got good luck with you

Bebeğim seninle iyi şansım var

I didn’t know we’d get so far

Bilmiyordum bu kadar yol katedeceğimizi

And it’s only the start

Ve bu daha başlangıç

Baby, you got me worried

Bebeğim beni endişelendirdin

Your love is scaring me

Senin aşkın beni korkutuyor

No one has ever cared for me

Kimse beni umursamamıştı

As much as you do

Senin umursadığın kadar 

Ooo, yeah, I need you here

Evet burada sana ihtiyacım var 

Your love is scaring me

Senin aşkın beni korkutuyor

No one has ever cared for me

Kimse beni umursamamıştı

As much as you do

Senin umursadığın kadar 

Ooo, yeah, I need you here

Evet burada sana ihtiyacım var 

Ridin’ through the city with me

Benimle şehirde dolaşıyorsun

Just watching you glow

Senin parlayışını izliyorum

I’m in the passenger seat, you’re in control

Ben yolcu koltuğundayım, kontrol sende

It’s on you now, mhm

Sende şu an

You look better every day, I swear

Her geçen gün daha iyi görünüyorsun yemin ederim

Really, it’s a little unfair

Gerçekten bu biraz adaletsiz

Baby, I’m star-struck by you

Bebeğim sana hayranım

I didn’t know we’d get so far

Bilmiyordum bu kadar yol katedeceğimizi

And it’s only the start

Ve bu daha başlangıç

Baby, you got me worried

Bebeğim beni endişelendirdin

Your love is scaring me

Senin aşkın beni korkutuyor

No one has ever cared for me

Kimse beni umursamamıştı

As much as you do

Senin umursadığın kadar 

Ooo, yeah, I need you here

Evet burada sana ihtiyacım var 

Your love is scaring me

Senin aşkın beni korkutuyor

No one has ever cared for me

Kimse beni umursamamıştı

As much as you do

Senin umursadığın kadar 

Ooo, yeah, I need you here

Evet burada sana ihtiyacım var 

If we fall apart

Eğer parçalanırsak

Maybe it wasn’t meant to be

Belki de olacağı yokmuş 

If we fall apart

Eğer parçalanırsak

Then it was our favorite dream

O zaman bu bizim en sevdiğimiz hayalimizdi 

Your love is therapy

Senin aşkın tedavi 

No drug can give me clarity

Hiçbir ilaç bana netlik veremez

As much as you do (as you do, baby)

Senin verdiğin kadar (senin verdiğin kadar bebeğim)

Ooo, yeah, I need you here (I need you here)

Evet burada sana ihtiyacım var (sana burada ihtiyacım var)

Your love is scaring me

Senin aşkın beni korkutuyor

No one has ever cared for me

Kimse beni umursamamıştı

As much as you do

Senin umursadığın kadar 

Ooo, yeah, I need you here

Evet burada sana ihtiyacım var 

The Neighbourhood – Flowers (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

Every day, you want me to make

Her gün yapmamı istiyorsun 

Something I hate, all for your sake

Nefret ettiğim bir şeyi, tamamen senin hatrına

I’m such a fake, I’m just a doll

Ben sahteyim, sadece bir oyuncak bebeğim

I’m a rip-off, and it turns you on

Ben bir dolandırmayım ve bu seni baştan çıkartıyor

Put on your clothes

Kıyafetlerini giy 

Then I polish my toes

Sonra ben parmaklarımı cilalayayım

Then I powder my nose

Sonra burnumu pudralayayım

In case you get close (get too close, baby)

Belki yaklaşırsın diye (Yaklaş bebeğim)

Knock on your door

Kapın çalınır 

Then I put on a show

Sonra ben gösteriye başlarım

Then I gave you the floor

Sonra sözü sana bıraktım

And you just froze

Ve sen donup kaldın

Every day, you want me to make

Her gün yapmamı istiyorsun 

Something I hate, all for your sake

Nefret ettiğim bir şeyi, tamamen senin hatrına

I’m such a fake, I’m just a doll

Ben sahteyim, sadece bir oyuncak bebeğim

I’m a rip-off, and it turns you on

Ben bir dolandırmayım ve bu seni baştan çıkartıyor

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

Someone has to do it (do it)

Bunu birinin yapması gerek

So, I guess I will (me)

Yani sanırım ben yapacağım

You want more than flowers

Çiçeklerden fazlasını istiyorsun

And I, I can be your fling

Ve ben, ben senin eğlencen olabilirim

I can be your fling

Ben senin eğlencen olabilirim

I can be your fling (can I be yours?)

Ben senin eğlencen olabilirim (senin olabilir miyim?)

I can be your boy

Senin erkeğin olabilirim

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

And it turns you on

Ve bu seni baştan çıkartıyor 

10 Mart 2018 Cumartesi

Travis Scott – Wonderful (ft. The Weeknd) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 2

[Travis Scott]
Oh my, oh my, what a wonderful time (yeah!)
Oh my, oh my, ne kadar güzel bir zaman
Been a minute since I pulled up outside (skrr, skrr)
Arabayı dışarıya çekeli daha bir dakika oldu
Shut it down, yeah, you do that everytime (okay!)
Kapat, aynen, sen onu her zaman yapıyorsun
Oh-wee got a feeling you might, yeah (yeah!)
Bizde hissedebileceğin bir duygu var

[Travis Scott]
Work it like a stripper, yeah
O götünü stripper’mış gibi oynatıyorsun
But you not a stripper, yeah
Ama stripper filan olduğun yok
Dog it down with ya, yeah
Onu seninle beraber yapacağım
Work that nine to five with ya, yeah
Seninle bir pound sigara içtikten sonra
After smoke a pound with ya
O götünü sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalıştıracağım

[Travis Scott]
Oh my (yeah!), on a vibe, what a wonderful time (it’s lit!)
Oh my, çok iyi hissediyorum, ne kadar güzel bir zaman
Hundred deep, all my niggas outside
Hundred deep, tüm zencilerim dışarıda
Valet park when I pull up in the ride (yeah, yeah)
Arabayı park ettiğimde almaya kilerci gelir
Oh it’s late you might have to spend the night, yeah
Çok geç oldu oldu, geceyi burada geçirmek zorunda kalabilirsin

[The Weeknd & Travis Scott]
Oh, I love my city lit at night, yeah (yah)
Şehrim, gece ışıklarını yakınca bayılıyorum
Oh, I love my bitches when they bite, yeah (yah)
Orospularım ısırınca başka dünyaya geçiyorum
Oh, let’s call some up and let’s get right, yeah (yah)
Oh, hadi birilerini arayalım da ortamın havasını düzeltelim
Ohhh (yeah!)
Ohhh (yeah!)
We just landed in your city, go time
Daha demin şehrine indik, gösteri yapma zamanı
Driving to the venue, like she’s seeing no signs
Kız caddelerden sanki tabelaları görmüyormuş geçiyor
She got all the passes, she don’t ever do lines
Tüm giriş kartlarını aldı, hiç bekleme sıralarına girmez
Bust it like she’s single, she ain’t wasting no time (alright!)
Sevgilisi yokmuş gibi giyiniyor, kız zamanını hiç boşa harcamıyor
You cannot record, that’s for the show now (oh no!)
Verdiğimiz şeyi kaydedemezsin, o artık gösteri için
Leave your phone, you get that later on now (straight up!)
Telefonunu masada bırak, onu artık ilerleyen zamanlarda alırsın
Pour that special drink that’s for my throat now
Özel içkiyi bardağa doldur, o artık boğazım için
And take a sip
Ve bir yudum al

[The Weeknd]
Oh my, oh my, what a wonderful time (yeah!)
Oh my, oh my, ne kadar güzel bir zaman
Been a minute since I pulled up outside (skrr, skrr)
Arabayı dışarıya çekeli daha bir dakika oldu
Shut it down, yeah, you we that everytime (okay!)
Kapat, aynen, biz bunu her zaman yapıyoruz
Oh-wee got a feeling you might, yeah (yeah!)
Bizde hissedebileceğin bir duygu var

[Travis Scott]
Work it like a stripper, yeah
O götünü stripper’mış gibi oynatıyorsun
But you not a stripper, yeah
Ama stripper filan olduğun yok
Dog it down with ya, yeah
Onu seninle beraber yapacağım
Work that nine to five with ya, yeah
Seninle bir pound sigara içtikten sonra
After smoke a pound with ya
O götünü sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalıştıracağım

[Travis Scott]
Oh me, oh my
Oh me, oh my
Why they wonderin’ who the kid sleeping side?
Kenarda uyuyan çocuk kim diye merak ediyorlar
I been up sleepless late nights
Gece geç saatlere kadar uykusuzdum
Override yeah, overdrive yeah
Sikimde değil, aynen, hiç sikimde değil
(Oh) Bag it, bag it up, just bag it up
Doldur, doldur, sadece torbaya doldur
Yeah, wanna try this one more again
Aynen bunu bir kez daha denemek istiyorum
I been on the edge (yah, yah)
Delirmenin eğişiğindeyim
Scoping through the lens
Lenslerden bakıyorum
These thoughts is on my mind
Bu kafamın içindeki düşünceler
Got me on the drive
Beni yolculuğa koydu
Got me on the ride
Güzel bir zaman için beni
To a wonderful time
Arabaya oturtturdu

[The Weeknd & Travis Scott]
Oh my, oh my, what a wonderful time (yeah!)
Oh my, oh my, ne kadar güzel bir zaman
Been a minute since I pulled up outside (skrr, skrr)
Arabayı dışarıya çekeli daha bir dakika oldu
Shut it down, yeah, we do that everytime (okay!)
Kapat, aynen, biz bunu her zaman yapıyoruz
Oh-wee got a feeling you might, yeah (yeah!)
Bizde hissedebileceğin bir duygu var
Oh my, oh my, what a wonderful time (yeah!)
Oh my, oh my, ne kadar güzel bir zaman
Been a minute since I pulled up outside (skrr, skrr)
Arabayı dışarıya çekeli daha bir dakika oldu
Shut it down, yeah, you do that everytime (okay!)
Kapat, aynen, sen onu her zaman yapıyorsun
Oh-wee got a feeling you might, yeah (yeah!)
Bizde hissedebileceğin bir duygu var

[The Weeknd]
Work it like a stripper, yeah
O götünü stripper’mış gibi çalıştırıyorsun
But you not a stripper, yeah
Ama stripper filan olduğun yok
Dog it down with ya, yeah
Onu seninle beraber yapacağım
Work that nine to five with ya, yeah
Seninle bir pound sigara içtikten sonra
After smoke a pound with ya
O götünü sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalıştıracağım

Disclosure – Nocturnal (ft. The Weeknd) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini buradan bulabilirsiniz.

Taylor Swift – Today Was A Fairytale (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 20

Today was a fairytale
You were the prince
I used to be a damsel in distress
You took me by the hand and you picked me up at six
Today was a fairytale
Today was a fairytale
Today was a fairytale
I wore a dress
You wore a dark grey t-shirt
You told me I was pretty
When I looked like a mess
Today was a fairytale

Bugün bir peri masalıydı
Sen prenstin
Ben sıkıntı içinde bir hanımefendi olurdum hep
Elimi tuttun ve beni altı kişi arasından seçtin
Bugün bir peri masalıydı
Bugün bir peri masalıydı
Bugün bir peri masalıydı
Bir elbise giydim
Senin ise koyu gri bir tişörtün vardı
Bana güzel olduğumu söyledin
Hem de berbat görünürken
Bugün bir peri masalıydı

Time slows down
Whenever you’re around

Zaman yavaşlıyor
Sen ne zaman yanımda olsan

Can you feel this magic in the air?
It must have been the way you kissed me
Fell in love when I saw you standing there
It must have been the way
Today was a fairytale

Havadaki sihri hissediyor musun?
Beni öpüşünden kaynaklanıyor olmalı
Seni orada beklerken gördüğümde aşık oldum
Duruşundan olmalı
Bugün bir peri masalıydı

It must have been the way
Today was a fairytale
Today was a fairytale
You’ve got a smile that takes me to another planet
Every move you make everything you say is right
Today was a fairytale
Today was a fairytale
All that I can say
Is now it’s getting so much clearer
Nothing made sense until the time I saw your face
Today was a fairytale

Duruşundan olmalı
Bugün bir peri masalıydı
Bugün bir peri masalıydı
Beni başka gezegenlere götüren bir gülüşün var
Her hareketinle söylediğin her kelimeyi doğruluyorsun
Bugün bir peri masalıydı
Bugün bir peri masalıydı
Tek söyleyebildiğim
Artık her şeyin daha da netleşiyor olması
Senin yüzünü görmedikçe hiçbir şeyin anlamı yok
Bugün bir peri masalıydı

But can you feel this magic in the air?
It must have been the way you kissed me
Fell in love when I saw you standing there
It must have been the way
Today was a fairytale
It must have been the way
Today was a fairytale

Havadaki sihri hissediyor musun?
Beni öpüşünden kaynaklanıyor olmalı
Seni orada beklerken gördüğümde aşık oldum
Duruşundan olmalı
Bugün bir peri masalıydı
Duruşundan olmalı
Bugün bir peri masalıydı

Time slows down
Whenever you’re around
I can feel my heart
It’s beating in my chest
Did you feel it?
I can’t put this down

Zaman yavaşlıyor
Sen ne zaman yanımda olsan
Hissediyorum kalbimin
Göğsümden çıkacak gibi olduğunu
Sen de hissettin mi?
Bunu durduramıyorum

Can you feel this magic in the air?
It must have been the way you kissed me
Fell in love when I saw you standing there
It must have been the way
Today was a fairytale

Havadaki sihri hissediyor musun?
Beni öpüşünden kaynaklanıyor olmalı
Seni orada beklerken gördüğümde aşık oldum
Duruşundan olmalı
Bugün bir peri masalıydı

Nelly – Just a Dream (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 17

I was thinkin ’bout her, thinkin ’bout me
Thinkin ’bout us, where we gon’ be?
Opened my eyes, yeah
It was only just a dream
So I travel back, down that road
Will she come back? No one knows
I realize, yeah
It was only just a dream

Onu ve kendimi düşünüyordum
Bizi ve gidişatımızı düşünüyordum
Gözlerimi açtım evet
Sadece bir rüyaymış
O yola tekrardan gittim
Gelecek mi? Kim bilir
Fark ettim ki
Sadece bir rüyaymış

I was at the top and now it’s like I’m in the basement
Number one spot, now she found her a replacement
I swear now I can’t take it
Knowin somebody’s got my baby
And now you ain’t around, baby I can’t think
I shoulda put it down, shoulda got that ring
Cause I can still feel it in the air
See her pretty face, run my fingers through her hair
My love of my life
My shorty, my wife
She left me, I’m tight
Cause I knew that it just ain’t right

Üstteydim eskiden,şimdi ise bodrum katında gibiyim
Bir numaraydım ama artık yerimi başkasıyla doldurdu
Yemin ederimki artık katlanamıyorum
Bebeğimin başkasıyla olduğu düşüncesine
Artık yanımda değilsin, düşünemiyorum
Takmalıydım, bir yüzük alıp takmalıydım
Çünkü hala havada kokusu var
Onun güzel yüzünü görüyorum, parmaklarımı saçlarında gezdiriyorum
Hayatımın aşkı
Minyonum,kadınım
Beni bırakıp gitti, artık dayanıklıyım
Çünkü doğru olmadığını biliyordum

Uhh, uhh, uhh
I was thinkin ’bout her, thinkin ’bout me
Thinkin ’bout us, where we gon’ be?
Opened my eyes, yeah
It was only just a dream
So I travel back, down that road
Will she come back? No one knows
I realize, yeah
It was only just a dream

Onu ve kendimi düşünüyordum
Bizi ve gidişatımızı düşünüyordum
Gözlerimi açtım evet
Sadece bir rüyaymış
O yola tekrardan gittim
Gelecek mi? Kim bilir
Fark ettim ki
Sadece bir rüyaymış

When I be ridin man I swear I see her face at every turn
Tryin to get my Usher on but I can’t let it +Burn+
And I just hope she know that she the only one I yearn – for
My woman, oh I miss her, when will I learn?
Didn’t give her all my love, I guess now I got my payback
Now I’m in the club thinkin all about my baby
Hey, she was so easy to love
But wait, I guess that love wasn’t enough
I’m goin through it every time that I’m alone
And now I’m missin, wishin she pick up the phone
But she made a decision that she wanted to move on
Cause I was wrong

Araba sürerken yemin ederim ki her kavşakta yüzünü görüyorum
İçimdeki Usher’ı çıkarmaya çalışıyorum ama yanmasına izin veremem
Umarım hasretini duyduğum tek şeyin kendisi olduğunu biliyordur
Kadınım, onu özlüyorum, ne zaman öğreneceğim?
Ona tüm sevgimi gösteremedim, sanırım bu yüzden bedelini ödüyorum
Şimdi kulüpte onu düşünüyorum
Hey, o sevilmek için yaratılmıştı
Ama dur, sanırım sevmek yetmemişti
Yalnız olduğum her an aklımdan çıkmayacak bu
Şimdi özlüyorum, telefonu açmasını dileyerek
Ama gitmek için bir karar verdi
Ben hatalıydım

I was thinkin ’bout her, thinkin ’bout me
Thinkin ’bout us, where we gon’ be?
Opened my eyes, yeah
It was only just a dream
So I travel back, down that road
Will she come back? No one knows
I realize, yeah
It was only just a dream

Onu ve kendimi düşünüyordum
Bizi ve gidişatımızı düşünüyordum
Gözlerimi açtım evet
Sadece bir rüyaymış
O yola tekrardan gittim
Gelecek mi? Kim bilir
Fark ettim ki
Sadece bir rüyaymış

9 Mart 2018 Cuma

Disclosure – Nocturnal (ft. The Weeknd) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 13

[The Weeknd]
Street lights, turn on one by one
Sokak lambalara birer birer yanıyor
My hope is, descending like the sun
Umudum güneş gibi batıyor
Try to tell myself there’s freedom in the loneliness (Oh baby)
Kendime yalnızlıkta özgürlük var demeye çalışıyorum
Always restless, story of my life
Her zaman hareketliyim, hayatım hikayesi
Disconnected, body clock’s not right
Dış dünyandan bağlantım kopuk, bedenimin enerjisi bozuk
Try to tell myself that I’mma get some sleep tonight
Kendime bu gece birazcık olsa da uyuyacağım demeye çalışıyorum

Found myself where I started, this isn’t where I want to be
Kendimi başladığım yerde buldum, olmak istediğim yer burası değil
The time that I find hardest, always comes eventually
En sıkıntılı zamanlar eninde sonunda beni buluyor

My shadow doesn’t show in the dark
Benim gölgem kendisini karanlıkta belli etmez
The night time is inclined to my heart
Gece, kalbime doğru yatmış halde
The emptiness I felt from the start
Başından beri hissettiğim boşluk
Will follow me ’till I fall apart
Ben parçalanasıya kadar beni takip eder

Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal = sabahları uyumak, geceleri uyanık olmak veya gece vakti

My demons are blocking out the light
Şeytanlarım ışığın önünü kesiyor
And my mind is about to lose the fight
Ve aklım savaşı kaybetmek üzere
Why can’t I find peace, when a caracal could sleep tonight? (Yeah)
Karakulak bu gece uyuyabiliyorken ben niye huzuru bulamıyorum?
Your absence isn’t something that I choose (choose, choose choose)
Senin varlığın benim seçtiğim bir şey değil
But the truth is you were never mine to lose (lose, lose, lose)
Ama işin gerçeği, seni kaybetmek için hiçbir zaman bana ait olmamıştın(böyle cümleleri çevirirken gerçekten deliriyorum. Böyle cümlelerin tam olarak türkçe karşılığı yok yada tam anlamı benim aklıma gelmiyor o yüzden cümleyi anlamakta zorlanabilirsiniz. Cümlenin asıl anlatmak istediği şey = sana ait olmayan bir şeyi kaybedemezsin)

Spending half my life just tryna get away from you (Oh baby, oh)
Hayatımın yarısını senden kaçmaya çalışmakla harcıyorum

Found myself where I started, this isn’t where I want to be
Kendimi başladığım yerde buldum, olmak istediğim yer burası değil
The time that I find hardest, always comes eventually
En sıkıntılı olarak gördüğüm zamanlar eninde sonunda beni buluyor

My shadow doesn’t show in the dark
Benim gölgem kendisini karanlıkta belli etmez
The night time is inclined to my heart
Gece kalbime doğru yatıyor
The emptiness I felt from the start
Başından beri hissettiğim boşluk
Will follow me ’till I fall apart
Ben parçalanasıya kadar beni takip eder

Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal (Oh yeah)

My shadow doesn’t show in the dark
Benim gölgem kendisini karanlıkta belli etmez
The night time is inclined to my heart
Gece kalbime doğru yatmış halde
The emptiness I felt from the start
Başından beri hissettiğim boşluk
Will follow me ’till I fall apart
Ben parçalanasıya kadar beni takip ediyor

Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal
Nocturnal, nocturnal, nocturnal, nocturnal

Travis Scott – Pray 4 Love (ft. The Weeknd) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini buradan bulabilirsiniz.

Years & Years – Sanctify (Türkçe Çeviri (Çeviri)

Görüntülenme: 18

When I pray
When I-
When I pray

Ben dua ettiğimde
Ben-
Ben dua ettiğimde

In the night, you come to me
‘Cause I’m the one who knows who you are
Ooh
Give me your confession, saying
Lately, life’s been tearing you apart
Now

Gece bana geliyorsun
Çünkü senin kim olduğunu bilen tek kişi benim
Ooh
İtiraf et, söyle
Son zamanlarda, yaşam seni hırpaladı
Şimdi

Walk through the fire with you
’Cause I know how it can hurt
Being cut into and afraid

Ateşin içinden yürümek seninle
Parçalara ayrılmanın ve korkmanın
Ne kadar acıtacağını biliyorum çünkü

So don’t break (break)
Sanctify my body with pain (pain)
Sanctify the love that you crave (crave)
Oh, and I won’t, and I won’t, and I won’t be ashamed
Sanctify my sins when I pray
When I pray

O zaman kırma (kırma)
Bedenimi acıyla kutsa (acıyla)
Çok istediğin aşkı kutsa (çok istediğin)
Oh, ve yapmayacağım, ve yapmayacağım, ve utanmayacağım
Dua ettiğimde günahlarımı kutsa
Dua ettiğimde

You don’t have to be straight with me
I see what’s underneath your mask
I’m a man like you, I breathe the rituals of the dancer’s dance
Oh, oh

Benimle düz* olmak zorunda değilsin
Maskenin altında ne olduğunu görüyorum
Senin gibi bir adamım, dansçının dansındaki ritüelleri hissediyorum
Oh, oh

And there’s fire in you
And you know it’s gonna hurt, being cut into
And afraid

Ve içinde ateş var
Ve biliyorsun ki acıtacak, parçalara ayrılmak
Ve korkmak

So don’t break (break)
Sanctify my body with pain (pain)
Sanctify the love that you crave (crave)
Oh, and I won’t, and I won’t, and I won’t be ashamed
Sanctify my sins when I pray
When I pray

O zaman kırma (kırma)
Bedenimi acıyla kutsa (acıyla)
Çok istediğin aşkı kutsa (çok istediğin)
Oh, ve yapmayacağım, ve yapmayacağım, ve utanmayacağım
Dua ettiğimde günahlarımı kutsa
Dua ettiğimde

You’ll find redemption when all this is through
Father, forgive me for finding the truth
Love takes its toll on me, I’m just like you
Maybe it’s heavenly
Maybe it’s heavenly

Herşey bittiğinde kefareti bulacaksın
Peder, doğruyu bulmam için beni bağışla
Aşk bedelini alıyor, aynı senin gibiyim
Belki ilahi
Belki ilahi

So don’t break (break)
Sanctify my body with pain (pain)
Sanctify the love that you crave (crave)
Oh, and I won’t, and I won’t, and I won’t be ashamed
Sanctify my sins when I pray

O zaman kırma (kırma)
Bedenimi acıyla kutsa (acıyla)
Çok istediğin aşkı kutsa (çok istediğin)
Oh, ve yapmayacağım, ve yapmayacağım, ve utanmayacağım
Dua ettiğimde günahlarımı kutsa

Sanctify my body with pain (sanctify, sanctify my sins)
Sanctify the love that you crave (sanctify)
Oh, and I won’t, and I won’t, and I won’t be ashamed (sanctify)
Sanctify my sins when I pray
When I pray
When I pray

Bedenimi acıyla kutsa (kutsa, günahlarımı kutsa)
Çok istediğin aşkı kutsa (kutsa)
Oh, ve yapmayacağım, ve yapmayacağım, ve utanmayacağım (kutsa)
Dua ettiğimde günahlarımı kutsa
Dua ettiğimde

*straight: karşı cinsten hoşlanan, heteroseksüel

Rihanna – Only Girl (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 20

La-la-la-la
La-la-la-la
La-la-la-la
La-la-la-la

I want you to love me like I’m a hot ride
Be thinking of me
Doing what you like
So boy, forget about the world, ’cause it’s gon’ be me and you tonight
I wanna make you beg for it
Then I’ma make you swallow your pride, ooh

Sıcak bir gezintiymişim gibi beni sevmeni istiyorum
Beni düşünüyor ol
Nasıl istersen öyle
Haydi oğlum, dünyayı unut çünkü bu gece sadece sen ve ben kalacağız
Seni yalvartmak istiyorum
Sonra da gururunu çiğnemeni

Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only girl in the world
Like I’m the only one that’s in command
‘Cause I’m the only one who understands
How to make you feel like a man, yeah
Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only one

Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Dünyada kalan tek kız
Emrinde kalan tek kişi benmişim gibi
Çünkü ben tek kişiyim
Seni bir erkek gibi hissettirmeyi bilen
Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Tek kişi

Want you to take it like a thief in the night
Hold me like a pillow
Make me feel right
Baby, I’ll tell you all my secrets that I’m keeping
You can come inside
And when you enter, you ain’t leaving
Be my prisoner for the night, ooh

Gece gelen hırsız gibi ele geçirmeni istiyorum onu
Beni bir yastık gibi sar
Rahat hissetmemi sağla
Bebeğim, sana tuttuğum sırları anlayacağım
İçime gelebilirsin
Girdiğinde çıkamayacaksın
Bu gecelik benim esirim ol

Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only girl in the world
Like I’m the only one that’s in command
‘Cause I’m the only one who understands
How to make you feel like a man, yeah
Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only one

Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Dünyada kalan tek kız
Emrinde kalan tek kişi benmişim gibi
Çünkü ben tek kişiyim
Seni bir erkek gibi hissettirmeyi bilen
Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Tek kişiho knows your heart
Only one

Take me for a ride, ride
Oh, baby, take me high, high
Let me make you rise, rise
Oh, make it last all night, night
Take me for a ride, ride
Oh, baby, take me high, high
Let me make you rise, rise
Make it last all night

Beni gezintiye çıkar,gezintiye
Bebeğim, uçur beni,uçur
İzin ver seni yükselteyim
Tüm gece devam edebilirim
Beni gezintiye çıkar,gezintiye
Bebeğim, uçur beni,uçur
İzin ver seni yükselteyim
Tüm gece devam edebilirim

Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only girl in the world
Like I’m the only one that’s in command
‘Cause I’m the only one who understands
How to make you feel like a man, yeah
Want you to make me feel like I’m the only girl in the world
Like I’m the only one that you’ll ever love
Like I’m the only one who knows your heart
Only one

Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Dünyada kalan tek kız
Emrinde kalan tek kişi benmişim gibi
Çünkü ben tek kişiyim
Seni bir erkek gibi hissettirmeyi bilen
Sanki dünyada tek kız ben kalmışım gibi hissettirmeni istiyorum
Hep seveceğin tek kişi benmişim gibi
İçini bilen tek kişi benmişim gibi
Tek kişiho knows your heart
Only one

7 Mart 2018 Çarşamba

Ruth B – If This Is Love (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

It’s been a long day and I’m trying to figure it out

Uzun bir gündü ve ben anlamaya çalışıyorum

The way those words left your mouth

Kelimelerin ağzından çıkma şeklini

I feel broken, shattered and blue

Kırılmış hissediyorum, paramparça ve kederli

And it’s all because of you

Ve hepsi senin yüzünden 

And I’m trying, trying to figure it out

Ve ben deniyorum, deniyorum anlamayı

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

It’s been a long time since I’ve felt the way that I do now

Şu anda hissettiğim şekilde hissetmeyeli çok uzun zaman oldu

Like I need you but I don’t know how

Sanki sana ihtiyacım varmış ama nasıl olduğunu bilmiyormuşum gibi

It’s been a while since I smiled

En son gülümseyeli uzun zaman oldu

And I meant it for all my heart

Ve kastettiğim tüm kalbim

But the idea of leaving this behind, it tears me apart

Ama bunu arkamda bırakma fikri, beni paramparça ediyor

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

Kiss me now and remind me why

Şimdi beni öp ve nedenini hatırlat

I ever wanted to make you mine

Tek istediğim seni benim yapmaktı

And even though it hurts in this moment

Ve şu anda bile canımı acıtıyor

I’ve always known it

Bunu her zaman biliyordum

You’re the other half of my broken heart

Sen kırık kalbimin diğer yarısısın

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

If this is love

Eğer bu aşksa 

Why does it break me down?

Neden beni yerle bir ediyor?

Why do you break me down?

Neden beni yerle bir ediyorsun?

Even though it hurts in this moment

Şu anda bile canımı acıtıyor

I’ve always known it

Bunu her zaman biliyordum

You’re the other half of my broken heart

Sen kırık kalbimin diğer yarısısın

Lost Kings – Quit You (Türkçe Çeviri) ft. Tinashe (Çeviri)

Görüntülenme: 4

Tell me if I’m right ’cause I’ve been thinking

Haklı mıyım söyle çünkü bir süredir düşünüyordum

Every time that you reply that you been drinking

Her cevap verdiğinde içiyor oluyorsun

‘Cause the only time you think of me is when the sun is down

Çünkü beni sadece güneş battıktan sonra düşünüyorsun

Pour another glass and keep on fuckin’ me around

Bir bardak daha doldur ve beni küçük düşürmeye devam et

Woken by the window and I’m reminded that

Pencerenin yanında uyandım ve hatırladım

My thoughts under my pillow containing memories of the

Düşüncelerimin yastığımın altında olduğunu ve anılarımı içerdiğini

Places where we could have been if it were up to me

Bana kalsa gidebileceğimiz yerlerin

I guess that all your promises were just my fantasies

Sanırım senin tüm sözlerin sadece benim hayal gücümdü

Now I’m addicted to the high you put me on

Şimdi beni çıkarttığın yüksekliğe bağımlığım

The minute you arrive, I’m gone

Geldiğin an ben gidiyorum

But I’ve been mistaken, oh, you just been playing

Ama ben yanılmışım, sen sadece oynuyorsun

Still I’m addicted to the same old Coldplay song

Ben hala aynı eski Coldplay şarkısına bağımlığım

And every time you turn it on

Ve onu her açışında 

God knows I can’t fix you

Tanrı biliyor ya seni düzeltemem

But I can’t quit you

Ama senden vazgeçemem

I can’t quit you

Senden vazgeçemem

I can’t quit you

Senden vazgeçemem

Remind me once again why I’m repeating

Neden tekrarladığımı bana bir kez daha hatırlat

That we can’t be more than friends

Arkadaştan fazlası olamayacağımızı

I’m just protecting myself from the possibility that you could turn me down

Ben sadece kendimi, beni geri çevirebilme ihtimalinden koruyorum

Thinking that I’m better off if I don’t make a sound,

Sensiz daha iyi olduğumu düşünüyorum eğer sesimi çıkartmazsam

Now I’m addicted to the high you put me on

Şimdi beni çıkarttığın yüksekliğe bağımlığım

The minute you arrive, I’m gone

Geldiğin an ben gidiyorum

But I’ve been mistaken, oh, you just been playing

Ama ben yanılmışım, sen sadece oynuyorsun

Still I’m addicted to the same old Coldplay song

Ben hala aynı eski Coldplay şarkısına bağımlığım

And every time you turn it on

Ve onu her açışında 

God knows I can’t fix you

Tanrı biliyor ya seni düzeltemem

But I can’t quit you

Ama senden vazgeçemem

I can’t quit you

Senden vazgeçemem

I can’t quit you

Senden vazgeçemem

I promise, I promise, I promise myself I won’t see you again

Söz veriyorum, söz veriyorum, kendime söz veriyorum bir daha seni görmeyeceğim

Won’t answer your calls, no, not at all, or read any text that you send

Aramalarına cevap vermeyeceğim, hayır, hem de hiç, ya da gönderdiğin hiçbir mesajı okumayacağım

I promise, I promise, I promise myself this will come to an end

Söz veriyorum, söz veriyorum, kendime söz veriyorum bu son bulacak

‘Cause I can’t do this again

Çünkü bunu tekrar yapamam

No, I can’t quit you

Hayır senden vazgeçemem

No, no, no

Hayır, hayır, hayır

I can’t quit you

Senden vazgeçemem

No, I can’t quit you

Hayır, senden vazgeçemem

No, I just can’t quit you

Hayır, senden vazgeçemem

6 Mart 2018 Salı

Blossoms – I Can’t Stand It (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

I Can’t Stand It (Buna Dayanamam)

There’s a passage in my mind
Aklımda bir geçit var
The pocket starts of you
Cebinden başlıyor
And all the things that come with emotional ties
Ve bütün şeyler duygusal bağla gleiyor

Though memories do fade
Gerçi anılar soluyor
These heavy heart inside of me
Bu ağır kalp benim içimde
Hates that I said all those things to you then
Bunların hepsini senin için söylemekten nefret ediyorum

I’d forget you if I could
Eğer yapabilseydim seni unuturdum
I know I probably should be sleeping
Biliyorum muhtemelen uyumalıyım
Not thinking this through
Bunu düşünmeden
But I can’t stand it
Ama buna dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam

Fooling myself dry
Kendimi kandırıyorum
You’re like no other
Sen başkası gibi değilsin
Booked myself for some amnesia to keep me in line
Kendimi çizgide tutabilmek için biraz amnezi* aldım

Why do I fall in love
Neden aşığım
With the least bit of attention
En az dikkatle
I need some direction, affection in time
Biraz yöne ihtiyacım var, zaman içindeki sevgi

I’d forget you if I could
Eğer yapabilseydim seni unuturdum
I know I probably should be sleeping
Biliyorum muhtemelen uyumalıyım
Not thinking this through
Bunu düşünmeden
But I can’t stand it
Ama buna dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam

When I was thinking of a plan
Planı düşünürken
She sent the snow then took my hand
Bana kar gönderdi sonra elimi tuttu
I shut you out, you changed my mind
Seni susturdum, fikrimi değiştirdin
The echoes fall beside the scenes where you would cry
Eko ağlayacağın yanına düşüyor

I’d forget you if I could
Eğer yapabilseydim seni unuturdum
I know I probably should be sleeping
Biliyorum muhtemelen uyumalıyım
Not thinking this through
Bunu düşünmeden
But I can’t stand it
Ama buna dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam

I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam
I can’t stand it
Dayanamam

*: Uyuşukluk veren bir hap türü

Three Days Grace – Right Left Wrong (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 13

Right Left Wrong (Sağ Sol Yanlış)

Sometimes I just wanna run away
Bazen sadece kaçmak istiyorum
Run away
Kaçmak
Run away
Kaçmak
I only wanna disappear
Sadece gözden kaybolmak istiyorum
Far from here
Buradan uzak
Away from everyone
Herkesten uzak
Before I come undone
Ben bitmeden önce
The time has come
Bu zaman geldi
The time has come
Bu zaman geldi

So here I go
Bu yüzden işte gidiyorum
Left right left
Soldan sağa sola
Right left wrong
Sağ sol yanlış
I don’t know where I’m going
Nereye gittiğimi bilmiyorum
But I just keep moving on
Sadece yürümeye devam ediyorum
Moving on
Yürümeye
Moving on
Yürümeye

I’ve been thinking about it
Bunun hakkında düşünüyorum
Too much doubt in
İçinde çok fazla şüphe var
All of these feelings
Tüm bu hisler
Too many reasons to run
Kaçmak için çok fazla sebep var
The time has come
Bu zaman geldi
The time has come
Bu zaman geldi

So here I go
Bu yüzden işte gidiyorum
Left right left
Soldan sağa sola
Right left wrong
Sağ sol yanlış
I don’t know where I’m going
Nereye gittiğimi bilmiyorum
But I just keep moving on
Sadece yürümeye devam ediyorum

I put my head down keep running away from it
Başımı eğdim ve bundan kaçmaya devam ediyorum
Anywhere I’m going can’t be worse than this
Gideceğim herhangi bir yer bundan daha kötü olamaz
I need to get away before it pulls me in
Bu beni içine çekmeden önce kaçmak zorundayım
And I’m never ever getting close to anyone again
Ve bir daha kimseye yaklaşamıyorum

I put my head down keep running away from it
Başımı eğdim ve bundan kaçmaya devam ediyorum
Anywhere I’m going can’t be worse than this
Gideceğim herhangi bir yer bundan daha kötü olamaz
I need to get away before it pulls me in
Bu beni içine çekmeden önce kaçmak zorundayım
I’m never ever getting close to anyone again
Bir daha kimseye yaklaşamıyorum
And I don’t even know where I’m going to
Ve nereye gideceğimi bile bilmiyorum
But I don’t want any motherfuckin’ part of you
Ama senin lanet olası bir parçan olmak istemiyorum
I’ve been waiting for this moment for way too long
Bu anı çok uzun zamandır bekliyorum
I don’t know where I’m going but I just keep moving on
Nereye gittiğimi bilmiyorum ama sadece yürümeye devam edeceğim

So here I go
Bu yüzden işte gidiyorum
Left right left
Soldan sağa sola
Right left wrong
Sağ sol yanlış
I don’t know where I’m going
Nereye gittiğimi bilmiyorum
But I just keep moving on
Sadece yürümeye devam ediyorum

Sade – Flower of the Universe (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Flower of the Universe (Kahinatın Çiçekleri)

They come to see the fire burning in your heart
Kalbindeki ateşin yanışını görmek için geldiler
They want to witness, this love from the start
Bu aşkın başlangıcına görmeye tanık olmak istiyorlar

They hear you when you cry
Ağladığında seni duyuyorlar
This love is far and wide
Bu aşk uzak ve geniş
When you smile the stars align
Sen gülümsendiğinde yıldızlar hizalandı
Flower of the universe
Evrenin çiçeği
Ooh, child of mine
Benim çocuğum

Oooh, ooh, ooh

When you sleep softly the angels come
Sen usulca uyurken melekler geldi
Like diamonds, like my love
Elmaslar gibi, aşkım gibi
They want to know it’s true
Bunun gerçek olmasını bilmek istiyorlar
There’s someone in the world lovely as you
Dünyada senin gibi güzel biri var

They hear you when you cry
Ağladığında seni duyuyorlar
This love is far and wide
Bu aşk uzak ve geniş
When you smile the stars align
Sen gülümsendiğinde yıldızlar hizalandı
Flower of the universe
Evrenin çiçeği
Ooh, child of mine
Benim çocuğum

5 Mart 2018 Pazartesi

Before You Exit – Clouds (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

Time tried to stop one

Zaman birini durdurmayı denedi 

Cold cold night in June

Haziran’ın soğuk gecesinde

Somehow I knew you

Bir şekilde seni biliyordum

Kept on dancing through

Dans etmeye devam ettim

And you jumped on a flight in the

Ve sen bir uçağa bindin içinde

Darkest of blues, took a trip to paradise

Mavinin en karanlık tonunun, cennete bir gezi yaptın

Through the stars and back over the moon

Yıldızlar aracılığıyla ve ayın üstünden

Oh, tell me it’s true, oh

Bunun doğru olduğunu söyle bana

Please just tell me you’re alright

Lütfen iyi olduğunu söyle bana 

Are you way up in the sky

Sen gökyüzünde misin?

Laughing, smiling, looking down

Kahkaha atıp, gülümseyip, aşağıya bakıyorsun

Saying “one day we’ll meet in the clouds”

Diyorsun ki “bir gün bulutlarda buluşacağız” 

Up in the clouds

Bulutların üzerinde

No one I knew stood

Tanıdığım kimse duramadı

Half as bright as you

Senin yarın kadar parlak

But now you shine on

Ama şimdi sen parlıyorsun

The perfect avenue

Mükemmel caddede

And the light that you left it helps me to see

Ve senin bıraktığın ışık görmemi sağlıyor

A way through all the bitterness

Tüm bu acıların içinde

A way to who I really want to be

Gerçekten kim olmak istediğime doğru yolu

Oh, light up the streets, oh

Sokakları aydınlat

Please just tell me you’re alright

Lütfen iyi olduğunu söyle bana 

Are you way up in the sky

Sen gökyüzünde misin?

Laughing, smiling, looking down

Kahkaha atıp, gülümseyip, aşağıya bakıyorsun

Saying “one day we’ll meet in the clouds”

Diyorsun ki “bir gün bulutlarda buluşacağız” 

Up in the clouds

Bulutların üzerinde

Some nights I still hear your whispers

Bazı geceler hala fısıltını duyuyorum

And your memories they hang like a picture

Ve anıların, duvardaki resimler gibi asılı

Oh, and you’ll always be just like a sister

Sen daima bir kız kardeş gibi olacaksın

Some nights I still see your smile

Bazı geceler hala gülümsemeni görüyorum

Your number I wish I could dial

Keşke numaranı arayabilsem

Oh, but I can’t wait to talk for a while, oh

Ama bir süre konuşmak için sabırsızlanıyorum

Please just tell me you’re alright

Lütfen iyi olduğunu söyle bana 

Are you way up in the sky

Sen gökyüzünde misin?

Laughing, smiling, looking down

Kahkaha atıp, gülümseyip, aşağıya bakıyorsun

Saying “one day we’ll meet in the clouds”

Diyorsun ki “bir gün bulutlarda buluşacağız” 

Up in the clouds

Bulutların üzerinde