İngilizce Türkçe Sözlük







23 Nisan 2016 Cumartesi

Prince Purple Rain Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

LYRİCS:

I never meant to cause you any sorrow
I never meant to cause you any pain
I only wanted one time to see you laughing
I only wanted to see you laughing in the purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
I only wanted to see you bathing in the purple rain
I never wanted to be your weekend lover
I only wanted to be some kind of friend, hey
Baby, I could never steal you from another
It’s such a shame our friendship had to end
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
I only wanted to see you
underneath the purple rain
Honey, I know, I know,
I know times are changin’
It’s time we all reach out for something new,
that means you too
You say you want a leader,
but you can’t seem to make up your mind
And I think you better close it
and let me guide you to the purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
If you know what
I’m singin’ about up here,
come on raise your hand
Purple rain, purple rain
I only want to see you,
only want to see you in the purple rain

TÜRKÇE ÇEVİRİ:

Kesinlikle senin canını sıkmak istemezdim…
Kesinlikle sana acı vermek istemezdim
Sadece seni bir kez olsun gülerken görmek isterdim
Sadece mor yağmurda seni bir kez gülerken görmek isterdim
Mor yağmur,mor yağmur
Mor yağmur ,mor yağmur
Mor yağmur mor yağmur
Sadece seni mor yağmur altında yıkanırken görmek isterdim..
Asla senin hafta sonu aşkın olmak istemedim..
Sadece senle bir kaç çeşit arkadaş olmak isterdim
Bebek seni asla diğerlerinden koparamazdım
Bu sadece arkadaşlığımızı bitiren bi utançtı
Mor yağmur,mor yağmur
Mor yağmur ,mor yağmur
Mor yağmur mor yağmur
Sadece seni mor yağmur altında görmek isterdim
Tatlım biliyorum, biliyorum biliyorum zaman değişiyor
Yeni bir şeylere uzanma zamanı bizim için
Bu sana da bağlı
Sen bir lider istediğini söylersin
Fakat seçimini yapmış görünmüyorsun
Sanırım bunu düşünmemek daha iyi olur
Ve mor yağmurda sana kılavuzluk etmeme izin ver
Mor yağmur, mor yağmur
Mor yağmur, mor yağmur
Eğer burada şarkı söylerken ne demek istediğimi anlıyorsan
Hadi elini kaldır
Mor yağmur,mor yağmur
Ben sadece seni görmek istiyorum, sadece seni görmek istiyorum
Mor yağmurun altında

Prince “Purple Rain” Türkçe Çevirisi Sizlerle… (Çeviri)

Purple Rain (Soundtrack from the Motion Picture)

I never meant to cause you any sorrow
I never meant to cause you any pain
I only wanted one time to see you laughing
I only wanted to see you laughing in the purple rain

Kesinlikle senin canını sıkmak istemezdim…
Kesinlikle sana acı vermek istemezdim
Sadece seni bir kez olsun gülerken görmek isterdim
Sadece mor yağmurda seni bir kez gülerken görmek isterdim

Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
I only wanted to see you bathing in the purple rain

Mor yağmur,mor yağmur
Mor yağmur ,mor yağmur
Mor yağmur mor yağmur
Sadece seni mor yagmur altında yıkanırken görmek isterdim..

I never wanted to be your weekend lover
I only wanted to be some kind of friend, hey
Baby, I could never steal you from another
It’s such a shame our friendship had to end

Asla senin haftasonu aşkın olmak istemedim..
Sadece senle bikaç çeşit arkadaş olmak isterdim
Bebek seni asla diğerlerinden koparamazdım
Bu sadece arkadaşlığımızı bitiren bi utançtı

Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
I only wanted to see you
underneath the purple rain

Mor yağmur,mor yağmur
Mor yağmur ,mor yağmur
Mor yağmur mor yağmur
Sadece seni mor yağmur altında görmek isterdim

Honey, I know, I know,
I know times are changin’
It’s time we all reach out for something new,
That means you too
You say you want a leader,
But you can’t seem to make up your mind
And I think you better close it
And let me guide you to the purple rain

Tatlım biliyorum, biliyorum biliyorum zaman değişiyor
Yeni bir şeylere uzanma zamanı bizim için
Bu sana da bağlı
Sen bir lider istediğini söylersin
Fakat seçimini yapmış görünmüyorsun
Sanırım bunu düşünmemek daha iyi olur
Ve mor yağmurda sana kılavuzluk etmeme izin ver

Purple rain, purple rain
Purple rain, purple rain
If you know what
I’m singin’ about up here,
come on raise your hand

Mor yağmur, mor yağmur
Mor yağmur, mor yağmur
Eğer burda şarkı söylerken ne demek istediğimi anlıyorsan
Hadi elini kaldır

Purple rain, purple rain
I only want to see you,
only want to see you in the purple rain

Mor yağmur,mor yağmur
Ben sadece seni görmek istiyorum, sadece seni görmek istiyorum
Mor yağmurun altında

oğuzhan şen

Beyoncé – Lemonade (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

21 Nisan 2016 Perşembe

Love Love Love Türkçe çevirisi

Have I ever told you before
Daha önce sana hiç söyledim mi ?

I think you’re beautiful when you’re sleeping
Uyuduğun zaman güzel olduğunu düşünüyorum

I have faith you watch me in my slumber, too.
İnancım var,ben uyurken sen de bana bakıyorsun

Oh, when you’re sleeping.
Oh, sen uyuduğun zaman

If I’m all that you’re looking for, tell me,
Eğer aradığın her şey bensem, söyle bana

Why is there a river streaming down your face?
Neden yüzünden aşağı akıp giden bir nehir var ?

Oh, yeah, it’s streaming.
Oh, evet nehir akıp gidiyor

(Sometimes makes me wonder)
Bazen bana merak ettirir

All about your Love, love, love, love, love.
Senin aşkın,aşkın,aşkın,aşkın,aşkın hakkındaki her şeyi

And after some time, it’s something I find true.
Ve bir süre sonra,doğru bulduğum bir şey bu

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Love’s not a grave, it won’t decay on you.
Aşk bir mezar değil, sende çürümeyecek

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

So many days I was afraid of love.
Günlerce aşktan korktum

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

What if nothing is just that
Ya hiçbir şey tam olarak bu değilse

And suffering’s the only thing we’re good at
Ve acı çekmek başarılı olduğumuz tek şey ise

Dreaming picture that a whole world in a slumber.
Bütün dünyanın uykuda olduğu bir resmi hayal ediyoruz

Oh, yeah, we’re dreaming.
Oh,evet hayal ediyoruz

But don’t get too attached to the living,
Ama hayata çok bağlı olma

Even every single memory’s fleeting.
Her bir hatıra kısa sürelidir

That’s a fact, being torn asunder.
Gerçek bu,yırtılmak parçalanmak

Oh, yeah, it’s fleeting.
Oh,evet bu kısa süreli

But, to my surprise, no reason why
Ama meğerse, nedeni yok

One day I woke up and realized…
Bir gün uyandım ve anladım

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

And after some time, it’s something I find true.
Ve bir süre sonra,doğru bulduğum bir şey bu

Love, love, love, love, love
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Love’s not a grave, it won’t decay on you.
Aşk bir mezar değil, sende çürümeyecek

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

So many days I was afraid of love.
Günlerce aşktan korktum

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Give it to me.
Onu bana ver

Love, love, love, love, love
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Give it to me.
Onu bana ver

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Give it to me.
Onu bana ver

Love, love, love, love, love.
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk

Keep you in my focus.
Seni odağımda tutuyorum

With love and affection,
Sevgi ve şefkatle

(Love, love, love, love, love)
Aşk, aşk, aşk, aşk, aşk
Çeviren:Ahmet KADI

20 Nisan 2016 Çarşamba

Invisible Türkçe çevirisi

Crowded hallways are the loneliest places
Kalabalık koridorlar en ıssız yerlerdir

For outcasts and rebels
Serseriler ve asiler için

Or anyone who just dares to be different
Veya farklı olmaya cesaret eden herhangi birisi için

And you’ve been trying for so long
Ve çok uzun zamandır yerinin neresi olduğunu

To find out where your place is
Bulmaya çalışıyorsun

But in their narrow minds
Ama onların dar akıllarında

There’s no room for anyone who dares to do something different
Farklı bir şey yapmaya cesaret eden birisine yer yok

Oh, but listen for a minute
Oh,ama dinle bir dakika

Trust the one
Who’s been where you are wishing all it was
Was sticks and stones

Senin yerinde olan,
Her şeyin taş ve sopa olduğunu isteyen
Birisine güven

Those words cut deep but they don’t mean you’re all alone
Bu sözler derinden incitir ama yalnız olduğun anlamına gelmez

And you’re not invisible
Ve sen görünmez değilsin

Hear me out,
Sonuna kadar dinle beni

There’s so much more to life than what you’re feeling now
Şimdi hissettiğin şeyden kat kat fazlası var hayatta

Someday you’ll look back on all these days
Bir gün bütün bu günlere dönüp bakacaksın

And all this pain is gonna be invisible
Ve bütün bu acı görünmez olacak

Oh, invisible
Oh,görünmez

So your confidence is quiet
Dolayısıyla senin inancın sükunettir

To them quiet looks like weakness
Sükunet,onlara zayıflık gibi görünür

But you don’t have to fight it
Ama kavga etmek zorunda değilsin

‘Cause you’re strong enough to win without a war
Çünkü bir mücadele olmadan kazanmak için yeterince güçlüsün

Every heart has a rhythm
Her kalbin bir ritmi var

Let yours beat out so loudly
Bırak seninki de öyle yüksek sesle

That everyone can hear it
Ritim tutsun ki herkes onu duyabilsin

Yeah, I promise you don’t need to hide it anymore
Evet,söz veriyorum artık bunu saklamana gerek yok

Oh, and never be afraid of doing something different
Oh, ve asla farklı bir şey yapmaktan korkma

Dare to be something more
Daha fazla bir şey olmaya cesaret et

Trust the one
Who’s been where you are wishing all it was
Was sticks and stones

Senin yerinde olan,
Her şeyin taş ve sopa olduğunu isteyen
Birisine güven

Yeah, the words cut deep but they don’t mean you’re all alone
Bu sözler derinden incitir ama yalnız olduğun anlamına gelmez

And you’re not invisible
Ve sen görünmez değilsin

Hear me out,
Sonuna kadar dinle beni

There’s so much more of this life than what you’re feeling now
Şimdi hissettiğin şeyden kat kat fazlası var hayatta

And someday you’ll look back on all these days
Bir gün bütün bu günlere dönüp bakacaksın

And all this pain is gonna be invisible
Ve bütün bu acı görünmez olacak

These labels that they give you
Sana yapıştırdıkları bu etiket

just ’cause they don’t understand
Sadece anlamadıkları için

If you look past this moment
Eğer şu anı görmezden gelirsen

You’ll see you’ve got a friend
Waving a flag for who you are
And all you’re gonna do

Senin için ve yapacağın her şey için
Bayrak dalgalandıran bir dostunun
Olduğunu göreceksin

Yeah, so here’s to you
Evet, bu yüzden haydi şerefe!

And here’s to anyone who’s ever felt invisible
Ve kendini hep görünmez hisseden birinin şerefine

Yeah, and you’re not invisible
Evet, ve sen görünmez değilsin

Hear me out,
Sonuna kadar dinle beni

There’s so much more to life than what you’re feeling now
Şimdi hissettiğin şeyden kat kat fazlası var hayatta

And someday you’ll look back on all these days
Bir gün bütün bu günlere dönüp bakacaksın

And all this pain is gonna be invisible
Ve bütün bu acı görünmez olacak

It’ll be invisible
Görünmez olacak
Çeviren:Ahmet KADI

Rihanna Needed Me (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

antika

Mustard on the beat ho!

Ritimin güzelliği ho!

I was good on my own, that’s the way it was, that’s the way it was
You was good on the low for a faded fuck, on some faded love
Shit, what the fuck you complaining for? Feeling jaded huh?
Used to trip off that shit I was kickin’ to you
Had some fun on the run though I give it to you

Kendi başıma iyiydim, bu böyleydi, bu böyleydi
solgun bir sekste iyiydin, solgun bir sevgide
Kahretsin, neden şikayet ediyorsun? Yorgun hissediyorsun, ha?
Sana tekmelediğim şeyden dolayı bana söyleniyorsun
Yolda benim sana verdiğim eğlencen oldu

But baby, don’t get it twisted
You was just another nigga on the hit list
Tryna fix your inner issues with a bad bitch
Didn’t they tell you that I was a savage
Fuck your white horse and a carriage
Bet you never could imagine
Never told you you could have it

Ama bebeğim, bunu çarpıtma,
Vurulacak listesindeki öbür zenciydin sadece
İçindeki sorunları kötü bir sürtükle halletmeye çalışıyordun
Onlar sana benim vahşi olduğumu söylemediler mi
Beyaz atını ve vagonunu becereyim
Eminim hayal bile etmemişsindir
Buna sahip olacağını hiç söylemedim

You needed me
Oooh, you needed me
To feel a little more, and give a little less
Know you’re here to confess
But baby who, you needed me

Bana ihtiyaç duydun
Oh, bana ihtiyaç duydun
Biraz daha fazla hissedip, biraz daha az vermek için
Biliyorum itiraf etmek için geldin
Ama bebeğim kim, senin bana ihtiyacın vardı

You been rollin’ around, shit I’m rollin up
Light and roll it up
Break it down like a pound, shit was never us
Shit was never us
That’s the real on the real, are you serious?
How you feel, how you feel?
Used to trip off that shit I was kickin’ to ya
Had some fun on the run though, I give it to ya

Sen etrafta dönüyordun, ben geziniyordum
Işık ve gezdir
Pound gibi bozdur, biz hiç değildik
Biz hiç değildik
Gerçeğin gerçeği bu, ciddi misin?
Nasıl hissediyorsun, nasıl hissediyorsun?
Yolda benim sana verdiğim eğlencen oldu

But baby, don’t get it twisted
You was just another nigga on the hit list
Tryna fix your inner issues with a bad bitch
Didn’t they tell you that I was a savage
Fuck your white horse and a carriage
Bet you never could imagine
Never told you you could have it

Ama bebeğim, bunu çarpıtma,
Vurulacak listesindeki öbür zenciydin sadece
İçindeki sorunları kötü bir sürtükle halletmeye çalışıyordun
Onlar sana benim vahşi olduğumu söylemediler mi
Beyaz atını ve vagonunu becereyim
Eminim hayal bile etmemişsindir
Buna sahip olacağını hiç söylemedim

You needed me
Oooh, you needed me
To feel a little more, and give a little less
Know you’re here to confess
But baby who, you needed me

Bana ihtiyaç duydun
Oh, bana ihtiyaç duydun
Biraz daha fazla hissedip, biraz daha az vermek için
Biliyorum itiraf etmek için geldin
Ama bebeğim kim, senin bana ihtiyacın vardı

oğuzhan şen

Rihanna Kiss It Better (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

antika

Kiss it, kiss it better, baby
Kiss it, kiss it better, baby

Öp, daha iyi öp, bebeğim
Öp, daha iyi öp, bebeğim

Been waiting on that sunshine
Boy, I think I need that back
Can’t do it like that
No one else gonna get it like that
So I argue, you yell, had to take me back
Who cares when it feels like crack?
Boy you know that you always do it right
Man, fuck your pride, just take it on back, boy
Take it on back boy, take it back all night
Just take it on back, take it on back
Mmm, do what you gotta do, keep me up all night
Hurting bad man, and it hurts inside when I look you in your eye

Güneş ışığında bekliyordum
Oğlum, sanırım tekrar ihtiyacım var
Bu şekilde yapamam
Başka kimse bu şekilde elde etmeyecek
Yani ben tartışıyorum, sen bağırıyorsun, beni geri almalısın
Çatlak gibi hisettirdiğinde kimin umurunda?
Oğlum her zaman doğru yaptığını biliyorsun
Gururunu boşver, sadece geri al, oğlum
Geri al oğlum, bütün geceyi geri al
Sadece geri al, geri al
Mmm, yapman gerekeni yap, bütün gece uyanık tut beni
Çok kötü acıtıyor, ve gözlerine baktığımda içimi acıtıyor

What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby
What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby

Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim
Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim

Been waiting on that sunshine
Boy, I think I need that back
Can’t do it like that
No one else gonna get it like that
So I argue, you yell, had to take me back
Who cares when it feels like crack?
Boy, you know that you always do it right
Man, fuck your pride, just take it on back, boy
Take it on back boy, take it back all night
Just take it on back, take it on back
Mmm, do what you gotta do, keep me up all night
Hurting bad man, and it hurts inside when I look you in your eye

Güneş ışığında bekliyordum
Oğlum, sanırım tekrar ihtiyacım var
Bu şekilde yapamam
Başka kimse bu şekilde elde etmeyecek
Yani ben tartışıyorum, sen bağırıyorsun, beni geri almalısın
Çatlak gibi hisettirdiğinde kimin umurunda?
Oğlum her zaman doğru yaptığını biliyorsun
Gururunu boşver, sadece geri al, oğlum
Geri al oğlum, bütün geceyi geri al
Sadece geri al, geri al
Mmm, yapman gerekeni yap, bütün gece uyanık tut beni
Çok kötü acıtıyor, ve gözlerine baktığımda içimi acıtıyor

What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby
What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby

Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim
Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim

I’ve been waiting up all night
Baby, tell me what’s wrong
Go on and make it right
Make it all night long
I’ve been waiting up all night
Baby, tell me what’s wrong
Go on and make it right
Make it all night long
Man, fuck your pride, just take it on back, boy
Take it on back boy, take it back all night
Just take it on back, take it on back
Mmm, do what you gotta do, keep me up all night
Hurting bad man, and it hurts inside when I look you in your eye

Bütün gece bekledim
Bebeğim, söyle sorun ne
Devam et ve doğru yap
Tüm gece yap
Bütün gece bekledim
Bebeğim, söyle sorun ne
Devam et ve doğru yap
Tüm gece yap
Gururunu boşver, sadece geri al, oğlum
Geri al oğlum, bütün geceyi geri al
Sadece geri al, geri al
Mmm, yapman gerekeni yap, bütün gece uyanık tut beni
Çok kötü acıtıyor, ve gözlerine baktığımda içimi acıtıyor

What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby
What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby
What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better, baby
What are you willing to do?
Oh, tell me what you’re willing to do?
Kiss it, kiss it better baby

Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim
Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim
Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim
Ne yapmak istiyorsun?
Oh, söyle bana ne yapmak istiyorsun?
Öp, daha iyi öp, bebeğim

oğuzhan şen