Sweet little words made for silence Sessizliğe yönelen küçük şirin kelimeler
Not talk Konuşma
Young heart for love, not heartache Aşk, toy bir yürek için keder değil
Dark hair for catching the wind Koyu saçlar rüzgarı yakalamak için,
Not to veil the sight of a cold world Yabani dünyanın halini örtsün diye değil
Kiss while your lips are still red Dudakların hala kırmızıyken öp
While he’s still silent O hala sessizken
Rest while bosom is still untouched, unveiled Soluklan, göğsün hala dokunulmamışken, çırılçıplakken
Hold another hand while the hand’s still without a tool Başka bir el tut, ellerin hala bir alet tutmamışken(penis)
Drown into eyes while they’re still blind Boğul gözlerde, onlar hala körken
Love while the night still hides the withering dawn Sev, gece hala şafağı soldurup saklamamışken
First day of love never comes back Aşkın ilk zamanları asla geri gelmez
A passionate hour’s never a wasted one Tutku dolu bir saat asla boşa harcanmış değildir
The violin, the poet’s hand, Keman, şairin eli
Every thawing heart plays your theme with care Buzu çözülmüş her kalp dikkatle senin melodini çalar
I used to hate you so easily
Look into your eyes so eagerly
And where there was cold I wouldn’t walk away
‘Cause when there’s money love is blind
He’s so blind
But after a time
I realized that for me to grow I’ve got to let go
Senden nefret ediyordum Gözlerine hevesle bakıyordum Ve gözlerin soğukta olsa uzaklaşamıyordum Çünkü para aşkı kör ediyordu Hem de çok Fakat bir süre sonra Anladım ki büyümem için gitmem gerekiyor
I hope life treats you good
I hope life treats you good
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
I hope life treats you well
I hope she treats you well
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
I hope that she is kind
I hope that she is kind
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
‘Cause after a time you realize that it ain’t easy
‘Cause after a time you realize that you should’ve believed me
I hope life treats you good
I hope life treats you good
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
Umarım hayat sana iyi davranır Umarım hayat sana iyi davranır Umarım o sana iyi davranır Umarım kibardır Umarım umarım umarım
Çünkü bir süre sonra kolay olmadığını farkettim Çünkü bir süre sonra bana inanman gerektiğini gördüm Umarım hayat sana iyi davranır Umarım hayat sana iyi davranır
Loving ourselves comes so easily
Forgiveness was like the biggest sin to me
And where there was war I wouldn’t walk away
But after a time
I realized that for me to grow I’ve got to let go
Kendimizi sevmek çok kolaydır Onu affetmek bana büyük bir günah gibi Savaş dahi çıksa gidemezdim
Fakat bir süre sonra Büyümem için gitmem gerektiğini farkettim
I hope life treats you good
I hope life treats you good
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
I hope life treats you well
I hope she treats you well
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
I hope that she is kind
I hope that she is kind
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
Hope life treats you good
I hope life treats you good
I hope, I hope, I hope, I hope, I hope, I hope
Umarım hayat sana iyi davranır Umarım hayat sana iyi davranır Umarım o sana iyi davranır Umarım kibardır Umarım umarım umarım
Right now, I have taken all that I am
And I forgive you, and I forgive you
For all that you are
I hope that life is good in a way you haven’t been good
I hope that she is kind even though you haven’t been kind
‘Cause I’ll forgive, ’cause I’ll forgive you, ’cause I’ll forgive you
Yeah I’ll forgive, I’ll forgive you, I’ll forgive you
Şimdi, beni ben yapan her şeyi aldım Ve seni affediyorum, affediyorum Olduğun her şey için ( -yaptığın her şeye rağmen- gibi )
Umarım hayat sana hiç olmadığı kadar iyi olur Umarım o, sen kibar olmasan da sana karşı kibar olur Çünkü seni affedeceğim, seni affedeceğim, affedeceğim Evet seni affedeceğim…
When you look at me, you know you’re hard to read
Bana baktığında, anlamakta zorlandığını biliyorsun
Because the face I see is not the one I know
Çünkü baktığım yüz tanıdığım yüz değil
And when you call me baby, what’s that supposed to mean?
Ve beni aradığında bebeğim, bundan ne anlam çıkartmalıyım?
I don’t know who you are, how long can we pretend?
Kim olduğunu bilmiyorum, daha ne kadar biliyor gibi davranabiliriz?
See the change I know
Değişimi görüyorum
We both don’t have the heart to say
İkimizde de söyleyecek yürek yok
Can’t return to what we were
Eskiye dönemeyiz
It will never be the same
Asla eskisi gibi olmayacak
‘Cause you said you’d never let me go
Çünkü bana, beni asla bırakmayacağını söyledin
And I said I can’t but now we know
Ve bende yapamayacağımı söyledim ama şimdi anlıyoruz ki
That it’s too hard to say three words
Üç kelimeyi söylemek çok zor
Too hard to make it work
Bunun üstesinden gelmek çok zor
When there’s nothing left to talk about
Geriye konuşacak hiçbir şeyimiz kalmadığında
‘Cause you know the flame is running out
Yani alev söndüğünde
Two hearts are left to burn, do you know
Geriye yanmış iki kalp kalır, görüyorsun
We’re only left with smoke
Yalnızca dumanlarla kaldık
Black smoke
Kara duman
We’re only left with smoke
Yalnızca dumanlarla kaldık
Black smoke
Kara duman
I tried to tell myself, that it’s all in my head
Kendime bunların hepsinin kafamda olduğunu söylemeye çalıştım (aklımın bir oyunu)
But the truth remains, we’re just too far apart
Fakat gerçekler, bizden çok uzak
You know we’re fooling ourselves if we hold on
Kendimizi kandırmaya devam ediyoruz
‘Cause we’re fighting for something that we don’t want
Çünkü istemediğimiz şeyler yüzünden kavga ediyoruz
Just leave it now and walk away
Sadece bırak ve uzaklaş
(Too hard to say three words) Black smoke
(Üç kelimeyi söylemek çok zor) Kara duman
(Too hard to make it work) We’re only left with smoke
(Bunun üstesinden gelmek çok zor) Yalnızca dumanlarla kaldık
(Too hard to say three words) Black smoke
(Üç kelimeyi söylemek çok zor) Kara duman
(Too hard to make it work)
(Bunun üstesinden gelmek çok zor)
‘Cause you said you’d never let me go, oh no
Çünkü bana, beni asla bırakmayacağını söyledin
Yeah, you said you’d never let me go
Evet, beni asla bırakmayacağını söyledin
Don’t make a fuss, you need to trust me
This is how it always must be
When I stop to think of us
I can assure you, I adore you
Endişelenme, bana güvenmelisin
Bu her zaman böyle olmalı
Bizi düşünmeyi bıraktığımda
Seni temin edebilirim ki sana tapıyorum
Because you’re so gorgeous
You need to be cautious
Take good care when I’m not there
I’m still in love with you
Çünkü sen muhteşemsin
İhtiyatlı olmalısın
Burada olmadığımda kendine dikkat et
Seni hala seviyorum
(Da-da-da-dance)
You have a fun time (Dance)
And soak up that sunshine (Let’s dance)
But don’t drink too much wine
Just one or two will have to do (Everybody dance)
İyi vakit geçir
Ve güneşi iyice içine çek
Fakat fazla şarap içme
Bir ya da iki kadeh yeterli olmalı
I know what you’re thinking (Everybody dance)
So I won’t be drinking
No need to fear when you’re not here
I’m still in love with you
Ne düşündüğünü biliyorum
Bu yüzden fazla içmeyeceğim
Burada olmadığında endişelenmene gerek yok
Seni hala seviyorum
I’m still in love with you
I’m still in love with you
I got a condo in Manhattan
Manhattan'da bir evim var Baby girl, what's hapnin'?
Napıyorsun bebeğim? You and your ass invited
Sen ve senin popon davetli So gon' and get to clappin'
O yüzden gel ve alkışa başla So pop it for a pimp
Benim için salla poponu Pop it for me
Benim için salla poponu Turn around and drop it for a pimp
Etrafında dön ve üzerine otur Drop, drop it for me
Benim üzerime otur I'll rent a beach house in Miami
Miami'de bir sahil evi kiralayacağım Wake up with no jammies
Pijamalarsız uyanıyoruz Lobster tail for dinner
Akşam yemeği için ıstakoz Julio serve that scampi
Julio karidesleri servis ediyor You got it if you want it
İstersen sahip olabilirsin Got, got it if you want it
Sahipsin istersen Said you got it if you want it
İstersen sahip olabileceğini söyledim Take my wallet if you want it now
İstersen sahip olabileceğini söyledim
Jump in the Cadillac, girl, let's put some miles on it
Cadillac'a atlayalım, biraz kilometre yazdıralım arabaya Anything you want, just to put a smile on it
Ne istersen, sadece yüzünü gülümsetebilmek için You deserve it baby, you deserve it all
Hakediyorsun bebeğim, hepsini hakediyorsun And I'm gonna give it to you
Ve ben sana vereceğim
Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
I'm talkin' trips to Puerto Rico
Porta Riko'ya gezintilerden bahsediyorum Say the word and we go
Kelimeyi söyle ve gidelim You can be my freaka
Benim çılgınım olabilirsin Girl, I'll be on fleek, mami cita
ense muhteşem olacağım, ah, güzel kız I will never make a promise that I can't keep
Tutamayacağım hiç bir söz vermeyeceğim I promise that you'll smile and gon' never leave
Sana söz veriyorum gülecek ve hiç gitmeyeceksin Shopping sprees in Paris
Paris'te alışverişler Everything 24 karat
Her şey 24 karat Take a look in that mirror
Aynada kendine bak Now tell me who's the fairest
Şimdi bana kimin en çok alımlı olduğunu söyle Is it you? Is it me?
Sen misin? Ben miyim? Say it's us and I'll agree, baby
İkimiz de diyelim ve ben katılacağım sana, bebeğim
Jump in the Cadillac, girl, let's put some miles on it
Cadillac'a atlayalım, biraz kilometre yazdıralım arabaya Anything you want, just to put a smile on it
Ne istersen, sadece yüzünü gülümsetebilmek için You deserve it baby, you deserve it all
Hakediyorsun bebeğim, hepsini hakediyorsun And I'm gonna give it to you
Ve ben sana vereceğim
Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
If you say you want a good time
İyi vakit geçirmek istediğini söylersen Well here I am baby, here I am baby
İşte ben buradayım bebeğim, buradayım bebeğim Talk to me, talk to me, talk to me
Konuş benimle Tell me what's on your mind
Aklında ne var söyle bana If you want it, girl come and get it
İstiyorsan, gel ve al kızım All this is here for you
Bunların hepsi senin için burada Tell me baby, tell me, tell me baby
Söyle bana bebeğim, söyle bana, söyle bana bebeğim What you tryna do
Ne yapmaya çalışıyorsun
Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum