İngilizce Türkçe Sözlük







1 Mart 2017 Çarşamba

Bruno Mars - That’s What I Like Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)





That’s What I Like
Ben bunu beğeniyorum
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

I got a condo in Manhattan
Manhattan'da bir evim var
Baby girl, what's hapnin'?
Napıyorsun bebeğim?
You and your ass invited
Sen ve senin popon davetli
So gon' and get to clappin'
O yüzden gel ve alkışa başla
So pop it for a pimp
Benim için salla poponu
Pop it for me
Benim için salla poponu
Turn around and drop it for a pimp
Etrafında dön ve üzerine otur
Drop, drop it for me
Benim üzerime otur
I'll rent a beach house in Miami
Miami'de bir sahil evi kiralayacağım
Wake up with no jammies
Pijamalarsız uyanıyoruz
Lobster tail for dinner
Akşam yemeği için ıstakoz
Julio serve that scampi
Julio karidesleri servis ediyor
You got it if you want it
İstersen sahip olabilirsin
Got, got it if you want it
Sahipsin istersen
Said you got it if you want it
İstersen sahip olabileceğini söyledim
Take my wallet if you want it now
İstersen sahip olabileceğini söyledim

Jump in the Cadillac, girl, let's put some miles on it
Cadillac'a atlayalım, biraz kilometre yazdıralım arabaya
Anything you want, just to put a smile on it
Ne istersen, sadece yüzünü gülümsetebilmek için
You deserve it baby, you deserve it all
Hakediyorsun bebeğim, hepsini hakediyorsun
And I'm gonna give it to you
Ve ben sana vereceğim

Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar
Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek
Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum

I'm talkin' trips to Puerto Rico
Porta Riko'ya gezintilerden bahsediyorum
Say the word and we go
Kelimeyi söyle ve gidelim
You can be my freaka
Benim çılgınım olabilirsin
Girl, I'll be on fleek, mami cita
ense muhteşem olacağım, ah, güzel kız
I will never make a promise that I can't keep
Tutamayacağım hiç bir söz vermeyeceğim
I promise that you'll smile and gon' never leave
Sana söz veriyorum gülecek ve hiç gitmeyeceksin
Shopping sprees in Paris
Paris'te alışverişler
Everything 24 karat
Her şey 24 karat
Take a look in that mirror
Aynada kendine bak
Now tell me who's the fairest
Şimdi bana kimin en çok alımlı olduğunu söyle
Is it you? Is it me?
Sen misin? Ben miyim?
Say it's us and I'll agree, baby
İkimiz de diyelim ve ben katılacağım sana, bebeğim

Jump in the Cadillac, girl, let's put some miles on it
Cadillac'a atlayalım, biraz kilometre yazdıralım arabaya
Anything you want, just to put a smile on it
Ne istersen, sadece yüzünü gülümsetebilmek için
You deserve it baby, you deserve it all
Hakediyorsun bebeğim, hepsini hakediyorsun
And I'm gonna give it to you
Ve ben sana vereceğim

Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar
Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek
Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum

If you say you want a good time
İyi vakit geçirmek istediğini söylersen
Well here I am baby, here I am baby
İşte ben buradayım bebeğim, buradayım bebeğim
Talk to me, talk to me, talk to me
Konuş benimle
Tell me what's on your mind
Aklında ne var söyle bana
If you want it, girl come and get it
İstiyorsan, gel ve al kızım
All this is here for you
Bunların hepsi senin için burada
Tell me baby, tell me, tell me baby
Söyle bana bebeğim, söyle bana, söyle bana bebeğim
What you tryna do
Ne yapmaya çalışıyorsun

Girl, you be shining so bright
Altın mücevherler, göz alıcı şekilde parıldıyorlar
Strawberry champagne all night
Buzlu çilekli şampanya
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Sex by the fire at night
Akşam ateşin yanında sevişmek
Silk sheets and diamonds all white
İpek çarşaflar ve beyaz elmaslar
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum
Lucky for you, that's what I like, that's what I like
Şanslısın, ben bunu beğeniyorum, bunu beğeniyorum

27 Şubat 2017 Pazartesi

Katy Perry - Chained To The Rhythm Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri



Katy Perry'nin yeni şarkısı Chained To The Rhythm İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.

Chained To The Rhythm
Ritme Zincirlendik
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

Are we crazy?
Deli miyiz?
Living our lives through a lens
Hayatlarımızı bir lensin içinden yaşıyoruz
Trapped in our white-picket fence
Beyaz kazıklı çitlerle tuzağa düşürüldük
Like ornaments
Süs eşyaları gibi
So comfortable, we live in a bubble, a bubble
Çok rahatlatıcı, bir köpüğün içinde yaşıyoruz, bir köpüğün
So comfortable, we cannot see the trouble, the trouble
Çok rahatlatıcı, sorun görmüyoruz, sorun
Aren't you lonely
Yalnız değil misin?
Up there in utopia
Yukarıdaki ütopyada
Where nothing will ever be enough
Hiçbir şeyin asla yetmeyeceği yerde
Happily numb
Mutlulukla uyuşmuş
So comfortable, we live in a bubble, a bubble
Çok rahatlatıcı, bir köpüğün içinde yaşıyoruz, bir köpüğün
So comfortable, we cannot see the trouble, the trouble
Çok rahatlatıcı, sorun görmüyoruz, sorun

So put your rose-colored glasses on
O yüzden pembe gözlüklerinizi takın
And party on
Ve parti yapın

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

So put your rose-colored glasses on
O yüzden pembe gözlüklerinizi takın
And party on
Ve parti yapın

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

It is my desire
Bu benim arzum
Break down the walls to connect, inspire
Bağlanan duvarları yık, ilham versin
Ay, up in your high place, liars
Ay, senin yüksek yerinde, yalancılar
Time is ticking for the empire
Zaman imparatorluk için akıyor
The truth they feed is feeble
Doğrusu yiyecek yenilebilir biçimde
As so many times before
Tıpkı daha önceki zamanlar gibi
They greed over the people
İnsanlara açgözlülük yapıyorlar
They stumbling and fumbling
Tökezleyip berbat ediyorlar
And we're about to riot
Ve biz isyan etmek üzereyiz
They woke up, they woke up the lions
Uyandılar, uyandılar aslanlar
(Woo!)

Turn it up, it's your favorite song
Sesini aç, bu senin en sevdiğin şarkı
Dance, dance, dance to the distortion
Dans et, dans et, çarpıklığa dans et
Turn it up, keep it on repeat
Sesini aç, durmadan şarkıyı çal
Stumbling around like a wasted zombie
Heba olmuş bir zombi gibi etrafta tökezle
Yeah, we think we're free
Evet, özgür olduğumuzu sanıyoruz
Drink, this one's on me
İç, bu benden olsun
We're all chained to the rhythm
Ritme zincirlendik
To the rhythm
Ritme
To the rhythm
Ritme

Turn it up
Sesi aç
Turn it up
Sesi aç
It goes on, and on, and on
Devam ediyor ve ediyor ve ediyor
It goes on, and on, and on
Devam ediyor ve ediyor ve ediyor
It goes on, and on, and on
Devam ediyor ve ediyor ve ediyor
'Cause we're all chained to the rhythm
Çünkü ritme zincirlendik

25 Şubat 2017 Cumartesi

The Chainsmokers & Coldplay - Something Just Like This Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

The Chainmokers ve Coldplay'in yeni şarkısı Something Just This'in İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi

Something Just Like This

Bunun gibi bir şey

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!I've been reading books of old

Eski kitapları okuyordum

The legends and the myths

Efsaneleri ve mitleri

Achilles and his gold

Akhilleus ve onun serveti

Hercules and his gifts

Herkül ve onun onun yetenekleri

Spiderman's control

Örümcek adam'ın kontolü

And Batman with his fists

Ve yumruklarıyla Batman

And clearly I don't see myself upon that list

Ve şüphesiz kendimi bu listede göremiyorum

But she said, where'd you wanna go?

Dedi ki: "Nereye gitmek istersin?"

How much you wanna risk?

Ne kadar risk almak istersin?

I'm not looking for somebody

Birisini aramıyorum

With some superhuman gifts

Kimi insanüstü yetenekleri olan

Some superhero

Kimi süper kahraman

Some fairytale bliss

Kimi peri masalı saadeti

Just something I can turn to somebody I can kiss

Yalnızca öpüşebileceğim birine dönüştürebileceğim bir şey arıyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Doo-doo-doo, doo-doo-dooDoo-doo-doo, doo-dooDoo-doo-doo, doo-doo-dooOh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Doo-doo-doo, doo-doo-dooDoo-doo-doo, doo-dooDoo-doo-doo, doo-doo-doo Oh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

I've been reading books of old

Eski kitapları okuyordum

The legends and the myths

Efsaneleri ve mitleri

The testaments they told

Söyledikleri ahitleri

The moon and its eclipse

Ay'ı ve tutulmayı

And Superman unrolls a suit before he lifts

Ve süperman havalanmadan önce kostümünü açıyor

But I'm not the kind of person that it fits

Ama ben buna yakışan bir insan değilim

But she said, where'd you wanna go?

Dedi ki: "Nereye gitmek istersin?"

How much you wanna risk?

Ne kadar risk almak istersin?

I'm not looking for somebody

Birisini aramıyorum

With some superhuman gifts

Kimi insanüstü yetenekleri olan

Some superhero

Kimi süper kahraman

Some fairytale bliss

Kimi peri masalı saadeti

Just something I can turn to somebody I can kiss

Yalnızca öpüşebileceğim birine dönüştürebileceğim bir şey arıyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Doo-doo-doo, doo-doo-dooDoo-doo-doo, doo-dooDoo-doo-doo, doo-doo-dooOh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Doo-doo-doo, doo-doo-dooDoo-doo-doo, doo-dooDoo-doo-doo, doo-doo-dooWhere'd you wanna go?

Nereye gitmek istersin?

How much you wanna risk?

Ne kadar risk almak istersin?

I'm not looking for somebody

Birisini aramıyorum

With some superhuman gifts

Kimi insanüstü yetenekleri olan

Some superhero

Kimi süper kahraman

Some fairytale bliss

Kimi peri masalı saadeti

Just something I can turn to somebody I can kiss

Yalnızca öpüşebileceğim birine dönüştürebileceğim bir şey arıyorum

I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Oh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Oh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Oh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Oh, I want something just like this

İşte böyle bir şey istiyorum

Ain't My Fault Türkçe çevirisi

Ain’t My Fault
Benim Hatam Değil
(Oh my, oh my, oh my…)
(Ah Tanrım,Ah Tanrım,Ah Tanrım)
Oh my, oh my, oh my
Ah,Tanrım,Ah Tanrım,Ah Tanrım
Oh my, oh my, oh my, oh my!
Ah Tanrım,Ah Tanrım,Ah Tanrım,Ah Tanrım

It ain’t my fault you keep turning me on
Beni sürekli tahrik ediyorsan bu benim hatam değil
It ain’t my fault you got, got me so gone
Aklımı başımdan fena alıyorsan benim hatam değil
It ain’t my fault I’m not leaving alone
Yalnız bırakmamam benim hatam değil
It ain’t my fault you keep turning me on
Beni sürekli tahrik ediyorsan bu benim hatam değil
I can’t talk right now, I’m looking and I like what I’m seeing
Şu an konuşamam,bakıyorum ve gördüğüm şey hoşuma gidiyor
Got me feeling kinda shocked right now
Biraz şokta gibi hissetmemi sağlıyor
Could’ve stopped right now, even if I wanted
Şimdi durabilirdim,eğer isteseydim
Gotta get it, get it, get it, while it’s hot right now
Şimdi tazeyken almam gerekiyor
Oh my god, what is this
Aman Tanrım,bu nedir
Why you all in my business
Neden bütün işime karışıyorsun
Baby I insist, please don’t blame me for what ever happens next
Bebeğim ısrar ediyorum,lütfen sonra olacaklardan sonra beni suçlama

No I, can’t be responsible
Hayır ben sorumlu olamam
If I, get you in trouble now
Şimdi senin başını belaya sokarsam
See you’re, too irresistible
Bak,sen çok karşıkoyulmazsın
Yeah that’s for sure
Evet bu kesin bir şey

So if I put your hands where my eyes can’t see
O yüzden ellerini gözlerimin göremeyeceği bir yere koyarsam
Then you’re the one who’s got a hold on me
O zaman bana sahip olan sensin
No I can’t be responsible, responsible
Hayır ben sorumlu olamam
It ain’t my fault
Benim hatam değil

It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault you came here looking like that
Senin buraya böyle görünerek gelmen benim hatam değil
You just made me trip, fall, and land on your lap
Sadece benim takılmamı,düşmemi ve kucağına inmemi sağladın
Certain bad boy swoon, body hotter than a sun
Kesin bir kötü çocuk baygıntısı,vücudu güneşten daha sıcak (seksi)
I don’t mean to be rude, but I look so damn good on ya
Kaba olmak istemem ama Tanrım senin üzerinde çok güzel duruyorum

Ain’t got time right now, missed me with the what’s your name, your sign?
Şu an zamanım yok,beni “adın ne,burcun ne?” gibi sorularla kaçırdın
It’s out of time, I just called an Uber* and it’s right outside
Zaman tükendi,az önce bir Uber* çağırdım ve tam dışarıda bekliyor
Oh my god, what is this
Aman Tanrım,bu nedir
Why you all in my business
Neden bütün işime karışıyorsun
Baby I insist, please don’t blame me for what ever happens next
Bebeğim ısrar ediyorum,lütfen sonra olacaklardan sonra beni suçlama

No I, can’t be responsible
Hayır ben sorumlu olamam
If I, get you in trouble now
Şimdi senin başını belaya sokarsam
See you’re, too irresistible
Bak,sen çok karşıkoyulmazsın
Yeah that’s for sure
Evet bu kesin bir şey

So if I put your hands where my eyes can’t see
O yüzden ellerini gözlerimin göremeyeceği bir yere koyarsam
Then you’re the one who’s got a hold on me
O zaman bana sahip olan sensin
No I can’t be responsible, responsible
Hayır ben sorumlu olamam
It ain’t my fault
Benim hatam değil

It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)

Baby one, two, three
Bebeğim,bir,iki,üç
Your body’s calling me
Vücudun beni çağırıyor
And I know wherever it is
Nerede olduğunu biliyorum
Is exactly where I wanna be
Tam olmak istediğim yerde
But don’t blame me
Ama beni suçlama
It ain’t my fault
Benim hatam değil

It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault (oh my, oh my, oh my)
Benim hatam değil (Ah Tanrım,Ah Tanrım,Ah Tanrım)

So if I put your hands where my eyes can’t see
O yüzden ellerini gözlerimin göremeyeceği bir yere koyarsam
Then you’re the one who’s got a hold on me
O zaman bana sahip olan sensin
No I can’t be responsible, responsible
Hayır ben sorumlu olamam
It ain’t my fault
Benim hatam değil

It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)
It ain’t my fault (no, no, no, no)
Benim hatam değil (hayır,hayır,hayır)

It ain’t my fault you got me so caught
Benim suçum değil,beni kendine fena bağladın
It ain’t my fault you got me so caught
Benim suçum değil,beni kendine fena bağladın

(Oh, well that’s too bad it ain’t my fault…!)
(Ah,pekala,bu çok kötü,benim hatam değil…!)

Lordly (feat. Alex Aiono) Türkçe çevirisi

And once we run the show everyone will know
Ve bir kez gösterimize başladık mı herkes bilecek
That we will be the ones that hold the highest truth
En yüksek gerçeklere tutunarak bir olacağız
And once we run the show everyone will know
Ve bir kez gösterimize başladık mı herkes bilecek
That we will be the ones that hold the highest truth
En yüksek gerçeklere tutunarak bir olacağız
I’m from that game strong on my face
Yüzümdeki gücün oyunuyum
I tell “em don’t go, we love, we love, that’s my place
Ben “gitme , biz aşığız , aşığız ,benim yerimde” derim
There is nothing to do, I just do it
Burada yapılacak hiç bir şey yok , sadece yaparım
Nothing but love under the sun
Hiç bir şey ama aşk güneşlerin altında
There lies a kingdom in my heart
Kalbimdeki bir krallıkta yalanlar var
A reign of light that lights up the dark
Karanlıkta ışıkların yandığı bir saltanatın ışığı
There’s nothing to do, I just do it
Burada yapılacak hiç bir şey yok , sadece yaparım
Nothing but love under the sun
Hiç bir şey ama aşk güneşlerin altında
And once we run the show everyone will know
Ve bir kez gösterimize başladık mı herkes bilecek
That we will be the ones that hold the highest truth
En yüksek gerçeklere tutunarak bir olacağız
And once we run the show everyone will know
Ve bir kez gösterimize başladık mı herkes bilecek
That we will be the ones that hold the highest truth
En yüksek gerçeklere tutunarak bir olacağız

Tuesday (Ft. Danelle Sandoval) Türkçe çevirisi

Got the club going up, on a Tuesday
Salı günü yükselen bir kulüp var
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil

Club goin up
Kulüp yükseliyor
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up, on a Tuesday
Salı günü yükselen bir kulüp var
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.

Club goin up Got the club going up
Yükselen bir kulüp var, yükselen
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Always workin’ OT, overtime and outta town,
Her zaman çalışıyoruz mesleki terapist gibi, fazla mesai ve şehrin dışında
Things is crazy back home, it kills me that I’m not around.
Çılgın şeyler eve döndü, çevrelerinde değilken bu beni öldürüyor
I think we gettin’ too deep, ain’t no party on the weekend.
Bence biz çok derine indik, hafta sonu parti yok
Upstairs I got Xans in an Advil bottle, I don’t take them shits,
Üstkatta Xans var Advil şişenin içinde, o b*ktan şeyleri almam
But you do, so I got ‘em
Ama sen alırsın, bu yüzden onları aldım
Got the club going up, on a Tuesday
Salı günü yükselen bir kulüp var
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up, on a Tuesday,
Kulüp salı günü yükseliyor
Got your girl in the cut, and she ain’t choosey.
Kesebileceğin bir kız var ve seçici biri değil
Club goin up
Kulüp yükseliyor.
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var
Got the club going up
Yükselen bir kulüp var

14 Şubat 2017 Salı

Requiem Türkçe çevirisi

Des amours meurent, des amours naissent
Aşklar ölür, aşklar doğar

Les siècles passent et disparaissent
Yüzyıllar geçer ve yok olur

Ce que tu crois être la mort
Ölüm olduğunu zannettiğin şey

C’est une saison et rien de plus
Bir mevsimdir, daha fazlası değil

Un jour lassé de cette errance
Bir gün bu serserilikten bıkmış bir halde

Tu t’en iras, quelle importance
Çekip gideceksin,ne önemi var

Car la terre tournera encore
Çünkü dünya gene de dönecek

Même quand nous ne tournerons plus
Biz dönmediğimiz zaman bile

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi sourire au beau milieu d’un requiem
Güldür beni,ölüler için yapılan duanın tam ortasında

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi danser jusqu’à ce que le temps nous reprenne
Dans ettir beni ;zaman bizden geri alıncaya kadar

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Un an, deux ans, cent ans de bonheur
Bir yıl,iki yıl, yüz yıl mutluluk

Puis la vie te cueille comme une fleur
Sonra hayat seni bir çiçek gibi koparır

Fais-moi marrer j’en ai besoin
Eğlendir beni buna ihtiyacım var

En attendant que sonne l’heure
Vaktin tamam olmasını beklerken

Un an, deux ans, cent ans à deux
Bir yıl,iki yıl,yüz yıl ikimiz birlikte

Et puis un jour on est tout seul
Ve sonra bir gün yapayalnızız

On pleure mais on survit quand même
Ağlarız ama gene de yaşamaya devam ederiz

C’est la beauté du requiem
Ölüler için yapılan duanın güzelliğidir bu

Les étincelles deviennent des flammes
Kıvılcımlar alev olur

Les petites filles deviennent des femmes
Küçük kızlar kadın olur

Ce que tu crois être la mort
Ölüm olduğunu zannettiğin şey

C’est un brasier et rien de plus
Bir kor yığınıdır,daha fazlası değil

Nos déchirures, nos déchéances
Büyük acılarımız,güçsüzlüklerimiz…

On pense qu’elles ont de l’importance
Bunların bir önemi var zannederiz

Mais demain renaîtra le jour
Ama yarın gün yeniden doğacak

Comme si nous n’avions pas vécu
Hiç yaşamamışız gibi

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi sourire au beau milieu d’un requiem
Güldür beni,ölüler için yapılan duanın tam ortasında

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi danser jusqu’à ce que le temps nous reprenne
Dans ettir beni ;zaman bizden geri alıncaya kadar

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Un an, deux ans, cent ans de bonheur
Bir yıl,iki yıl, yüz yıl mutluluk

Puis la vie te cueille comme une fleur
Sonra hayat seni bir çiçek gibi koparır

Fais-moi marrer j’en ai besoin
Eğlendir beni buna ihtiyacım var

En attendant que sonne l’heure
Vaktin tamam olmasını beklerken

Un an, deux ans, cent ans à deux
Bir yıl,iki yıl,yüz yıl ikimiz birlikte

Et puis un jour on est tout seul
Ve sonra bir gün yapayalnızız

On pleure mais on survit quand même
Ağlarız ama gene de yaşamaya devam ederiz

C’est la beauté du requiem
Ölüler için yapılan duanın güzelliğidir bu

Des amours naissent, des amours meurent
Aşklar doğar aşklar ölür

Ce soir enfin je n’ai plus peur
Nihayet bu akşam artık korkmuyorum

Je sais que je t’aimerai encore
Dünya artık dönmediği zaman

Quand la terre ne tournera plus
Seni hâlâ seveceğimi biliyorum

Des amours naissent, des amours meurent
Aşklar doğar aşklar ölür

Ce soir enfin je n’ai plus peur
Nihayet bu akşam artık korkmuyorum

Je sais que je t’aimerai encore
Dünya artık dönmediği zaman

Quand la terre ne tournera plus
Seni hâlâ seveceğimi biliyorum

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi sourire au beau milieu d’un requiem
Güldür beni,ölüler için yapılan duanın tam ortasında

Embrasse-moi dis-moi que tu m’aimes
Öp beni ve beni sevdiğini söyle

Fais-moi danser jusqu’à ce que le temps nous reprenne
Dans ettir beni ;zaman bizden geri alıncaya kadar

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi

Ce qu’il a donné
Verdiği şeyi
Çeviren : Ahmet Kadı

26 Ocak 2017 Perşembe

Major Lazer - Run Up Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri) ft. Nicki Minaj




Major Lazer yeni şarkısı Run Up İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi

Run Up
Koşuyor
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

Yeah
They thought that you was a shy girl
Evet, uyangaç bir kız olduğumu düşündüler
Until I made you my girl
Ta ki seni kızım(sevgilim) yapana kadar
Girl you pushed me like a big button
Kızım bana büyük bir buton gibi bastın
'Til I cuffed you like you did somethin'
Seni kelepçeleyene kadar, sanki bir şey yapmışsın gibi
You ain't gotta wait for it
Bunu beklemek zorunda değilsin
You ain't gotta wait for me to give you my love
Sana benim aşkımı vermem için beklemek zorunda değilsin
You ain't gotta wait for it
Bunu beklemek zorunda değilsin
Things are gettin' sticky, girl I think that I'm stuck
İşler sarpa sarıyor, kızım bence saplanıp kaldım

I'll admit I'm wrong when I know that you gon' come for me
Kabul ediyorum, "benim için geleceğini biliyorum" dediğimde yanılmışım
When you gon' come for me, yeah
Benim için geleceğini, evet
Never gonna not not hit that, your lovin' is drugs to me
Aşkın asla ama asla kullanmayacağım bir uyuşturucudur bana
When you gon' come to me, yeah
Beni için geleceğini evet
And every time you hit my phone, when you say you need company, oh
Ve arkadaşlığına ihtiyacım var deyip beni her aradığında
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

Girl you used to bein' quiet
Kız eskiden sessiz kalıyordun
'Til I brought that loud
Ta ki ben seslenene kadar
You say your dollars is a mountain
Dolarlarının bir dağ oldu derdin
And your mama your accountant
Ve annen de muhasebecin
You watch your figure 'cause you a big deal
Figürünü izle çünkü bu büyük bir anlaşma
Got your fresh prince and a big whip
Geç bir prens'in ve büyük bir kırbacın var
Polo mink coat, that's a big kill
Kürk modası büyük bir katliam
Put you on a phone like a windshield
Kendini ön cam gibi bir telefona koy

I'll admit I'm wrong when I know that you gon' come for me
Kabul ediyorum, "benim için geleceğini biliyorum" dediğimde yanılmışım
When you gon' come for me, yeah
Benim için geleceğini, evet
Never gonna not not hit that, your lovin' is drugs to me
Aşkın asla ama asla kullanmayacağım bir uyuşturucudur bana
When you gon' come to me, yeah
Beni için geleceğini evet
And every time you hit my phone, when you say you need company, oh
Ve arkadaşlığına ihtiyacım var deyip beni her aradığında
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

Major keys, I'm the boss
Majör perdesi, patron benim
Don't Griselda go off?
Griselda gitmedi mi?
Left from the loft and went to Bergdorf
Çatıdan ayrılıp Bergdorf'a gitti
Most of these dudes is really quite soft
Bu çocukların çoğu gerçekten yumuşak
45 special, this is my cloth
Özel 45, tam benim kumaşım
'Bout to drop a album, this is my fourth

I don't put sugar in my spaghetti sauce
Benim spagetti sosuna şeker koymuyorum
Drop a freestyle and get these hoes parched
Serbest uçuş yapın ve ayaklarımı sıkıca tutun
Fire burn the obea man church
Büyülü adam kilisesini yak
Pretty girls, when my girls get right
Kızlarım doğru yere gelince çok tatlılar
'Cause it's another day, let ya light shine bright
Çünkü bu başka bir gün, ışığın parlamasına izin ver
Ain't none of them in your lane
Hiçbiri senin yolunda değil
True mi have di game pon lock, dem wah code
Just link wit some hot gyal out ah road
True mi have di waist small, pretty, bus whine
Rolex nah deh pon uno dutty gyal time?
Yo, I told 'em pull up on me faster than Danica
Beni Danica'dan daha hızlı çekmelerini söyledim
That's on the low I'm tryna blow him like harmonicas
Bu düşük seviyede Ben, ona mızakacı gibi üflemeyi deniyorum.
He call me queen, he know "Nicki" is the moniker
Bana kraliçe diyor, "Nicki"nin lakap olduğunu biliyor
He want a mix between Hillary and Monica
Hillary ve Monica arasında bir karışım istiyor.
I switch it up, I switch it up
Değiştiriyorum, değiştiryorum
Rip the beat, then I, I stitch it up
Canlandır, sonra ben, değiştiririm
Travel, then I bounce, I ball-Sinead, Sir
Seyahat,
Barbie a link up Major Lazer
Barbi, Major Lazer bağlantısı

I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım
I'ma run up on you
Sana koşacağım

21 Ocak 2017 Cumartesi

On My Way Back Home Türkçe çevirisi

On my way back home,

Eve dönüş yolumda
By chance I thought of all my favorite songs,

Rastgele bütün sevdiğim şarkıları aklımdan geçirdim
Where I’d gone wrong

Nerede yanlış yapmıştım
The only words that I could think of

Aklıma getirebildiğim tek söz
I’m pissing my life away in the form of a song

Bir şarkı şeklindeki hayatımı boşa harcıyorum
On my way back home

Eve dönüş yolumda
Every step, a victory it was

Her adım bir zaferdi
I was cheating death, just in time I woke

Ölümü aldatıyordum,tam uyandığım anda
My memories start to wander off

Hatıralarım farklı şeylere dalıp gitmeye başlar
Come to me, the remembrance of

Bana gelir,hatıra olarak
On my way back home

Eve dönüş yolumda
I came in this way and here now I’ll stay

Bu şekilde geldim ve şimdi burada kalacağım
If the unknown have to wait one more day

Eğer meçhul olan bir gün daha beklemek zorundaysa
There’s often times that it comes out wrong

Bunun yanlış çıktığı pek çok zaman var
But luckily I, I got a mind to know

Ama ne mutlu ki benim bilecek bir aklım var
On my way back home

Eve dönüş yolumda

Çeviren:Ahmet KADI

16 Ocak 2017 Pazartesi

Je Suis D'ailleurs Türkçe çevirisi

Je prends mon élan
Hızımı artırıyorum

Pour planer au-dessus du sol
Arazinin üzerinde süzülerek uçmak için

Mais retombe sans comprendre
Ama (bir şey) anlamadan tekrar düşüyorum

Et crie intérieurement
Ve içimden çığlık atıyorum

Mon corps ne répond plus
Vücudum artık cevap vermiyor

J’ai oublié l’aisance
Geçip giden günlerin

Des jours écoulées
Rahatlığını unuttum

Je suis d’ailleurs
Ben başka bir yerdenim

Au milieu de mes semblables
Bana benzeyenlerin arasında

Je vois des monstres
Yaratıklar görüyorum

J’entends des hurlements
Çığlıklar duyuyorum

La gorge comprimée
Sıkı bir mengenede

Dans un étau austère
Boğazım sıkılmış

Les yeux bandés
Gözlerim bağlı

Je me sens étranger
Kendimi yabancı hissediyorum
Çeviren:Ahmet KADI

14 Ocak 2017 Cumartesi

The Chainsmokers - Paris Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



DJ Andrew Taggart ve Alex Pall adlı iki Amerikalı DJ'in oluşturduğu ünlü müzik grubu The Chainmokers'in yeni çıkardığı şarkı Paris İngilizce Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.

Paris
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
To get away from your parents
Senin ailenden uzaklaşmak için
And I thought "Wow, if I could take this in a shot right now
 Ve düşündüm ki "Wow, Eğer bunu tek bir atışla alabilirsem tam şimdi,
I don't think that we could work this out"
Bunu yapabileceğimizi düşünmüyorum"

Out on the terrace
Terastayken
I don't know if it's fair but I thought "How could I let you fall by yourself
Doğru mu bilmiyorum ama düşündüm ki "Senin tek başına düşmene nasıl izin verdim"
While I'm wasted for someone else"
 Ben bir başkası için sarhoşken

If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
To get away from your parents
Senin ailenden uzaklaşmak için
You look so proud standing there with the flower and the cigarette
Orada çiçek ve sigarayla dururken çok gururlu gözüküyorsun
Posting pictures of yourself on the internet
 Fotoğraflarını internette paylaşıyorsun

Out on the terrace
Terastayken
We breathe in the air of this small town
Bu küçük şehrin havasını soluyoruz
On our own couldn't pass for the thrill of it
Kendi başımıza heyecanı için pas geçemedik
Getting drunk on the bus we were living in
Yaşadığımız otobüste sarhoş oluyoruz

If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are
Gösterelim onlara bizim...
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

If we go down then we go down together 
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
They'll say you could do anything
Senin herşeyi yapabileceğini söyleyecekler
They'll say that I was clever
Benim akıllı olduğumu söyleyecekler
If we go down then we go down together
Eğer düşüceksek o zaman birlikte düşeceğiz
We'll get away with everything
Herşeyi arkamızda bırakacağız
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
We were staying in Paris (If we go down)
Paris'te kalıyorduk (Eğer düşersek)
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
We were staying in Paris
Paris'te kalıyorduk

Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
If we go down
Eğer düşersek
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim
Let's show them we are better
Hadi onlara kimin daha iyi olduğunu gösterelim

13 Ocak 2017 Cuma

Way Back Türkçe çevirisi

No looking back
Arkana bakma
Face the facts you said
Söylediklerinle yüzleş
Fait accompli (it’s over)
Oldu bitti (bitti)
Get out of my face, i prayed
Beni rahat bırak diye dua ettim.

Remembering the old schoolyard
Eski okul bahçesini hatırlıyorsun
Cheek to cheek and heart to heart
Yanak yanağa, kalp kalbeydik
You and me so crazy
Sen ve ben çok çılgındık
Really thrilled to bits
Gerçekten çok mutluyduk

We’ve been young and we’ve been free
Gençtik ve özgürdük
Been having confidence in love and honesty
Aşka ve dürüstlüğe inanıyorduk

Hey babe
Bebeğim
The simple things and time were on our side
Basit şeyler ve zaman bizden yanaydı
Way back when love was on your mind
Önceden, aşk senin içindeyken
Was on your mind
Aşk senin içindeyken

Friday night we made grade
Cuma gecesi başardık
Dressed to kill couldn’t hardly wait
Çok şıktık, sabırsızlanıyorduk
In the early morning rain
Sabah yağmurunda
We’ve been searching for a place to stay
Kalmak için bir yer arardık
The old oak gave us shelter then you took my breath away
Meşe ağacı bize sığınak olurdu sonra sen benim nefesimi keserdin
We’ve been young and we’ve been free
Genç ve özgürdük.
Been having confidence in love and honesty
Aşka ve dürüstlüğe inanıyorduk
Hey babe
Bebeğim
The simple things and time were on our side
Basit şeyler ve zaman bizden yanaydı
Way back when love was on your mind
Önceden, aşk senin içindeyken
Was on your mind
Aşk senin içindeyken

Blessed Türkçe çevirisi

Blessed (Kutsal)

I welcome the sun
-Güneşe hoş geldim

The clouds and rain
-Bulutlara ve yağmura

The wind that sweeps the sky clean and lets the sun shine again
-Gökyüzü rüzgarın tozunu süpürür ve güneş yeniden parlar

This is the most magnificent life has ever been
-Bu şimdiye kadarki en muhteşem hayattır.

Here is heaven and earth and the brilliant sky in between
-Burası cennet, doğa ve arasında muhteşem gökyüzü

Blessed is this life and I’m gonna celebrate being alive
-Bu kutsal bir yaşam ve hayatta olduğum için bunu kutlayacağım

Blessed is this life and I’m gonna celebrate being alive
-Bu kutsal bir yaşam ve hayatta olduğum için bunu kutlayacağım

Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive

I dwell in the darkness
-Karanlıkta yaşarım

I let in the light
-Işığın girmesine izin verdim

I sleep in the afternoon and become the noise in the night
-Öğleden sonra uyurum ve gecenin sessizliğinde gelirim

I trespass in temptation suffer in sacrifice
-Sınırları aşarım, acıyı baştan çıkarıp kurban ederim.

But I awake each day with the new sunrise
-Ama hergün yeni bir gün ışığıyla uyanırım.

Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive
Blessed is this life oh, and I’m gonna celebrate being alive

Eclosion Türkçe çevirisi

Déchire la peau épaisse
Qui pèse sur mes épaules
Détache-la pour moi
Membre par membre
Pièce par pièce
Je veux te montrer qui je suis
Au delà de mon corps
Au delà de ma chair
Te laisser entrevoir
Mes éctats limpides
Non humains

Omuzlarıma çöken
Kalın deriyi yırt
Benim için ayır onu
Uzuv uzuv
Parça parça
Kim olduğumu sana göstermek istiyorum
Vücudumun ötesinde
Tenimin ötesinde
İnsani olmayan
Berrak parlaklığımı
Bir an için görmene izin vermek istiyorum

Regarde-moi
Tel que je suis
Et accepte-moi
Ne les laisse pas
Me voler mon âme
Ne les laisse pas la ternir

Olduğum gibi
Bak bana
Ve kabul et beni
Ruhumu çalmalarına
İzin verme
Onu karartmalarına izin verme
Çeviren: Ahmet KADI

8 Ocak 2017 Pazar

Bebe Rexha - I Got You Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

I Got You

Benimsin

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!I can see you hurtin'

Canının yandığını görebiliyorum

I've been through the same thing

Ben de aynı şeyleri yaşadım

Baby don't you worry

Endileşenme bebeğim

I got you

Benimsin artık

I just wanna know you

Sadece seni tanımak istiyorum

Tell me all your secrets

Bana bütün sırlarını anlat

Lookin' like you need it

Buna ihtiyacın varmış gibi bakıyorsun

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Tell me what you're thinkin'

Ne düşündüğünü söyle bana

Always over thinkin'

Sürekliği düşündüğün şeyi

I just wanna love you

Sadece seni sevmek istiyorum

I got you

Benimsin

Don't have to be so guarded

Bu kadar ihtiyatlı olmak zorunda değilsin

Let's finish what we started

Başladığımız işi bitirelim

It's all I ever wanted

Bütün isteğim bu

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

I'd do the time for you

Zamanımı senin için harcardım

Tell a lie for you

Senin için yalan söylerdim

Yeah, baby, that's what I'd do

Evet. bebeğim. ne olsa yapardım

I'd walk the line for you

Senin için sınırı aşardım

Take a shot for you

Senin için bir yudum alırdım

Yeah, baby, that's what I'd do

Evet. bebeğim. ne olsa yapardım

Cause I got you

Çünkü sen benimsin

It's true

Gerçek bu

I'd die for you

Senin için ölürüm

I'd die for you

Senin için ölürüm

I got you

Benimsin

We can get high, oh nah, nah, nah

Yükselebiliriz

We can get low, oh nah, nah, nah

Alçalabiliriz

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Tell you no lies, oh, nah, nah, nah

Yalan söylemem

We can get lost oh, nah, nah, nah

Kaybolabiliriz

Take it all off, oh, nah, nah, nah

Herşeyini çıkart

Let me be your friend, baby let me in

Arkadaşın olmama izin ver, bebeğim izin ver

Give it to me all, oh, nah, nah, nah

Her şeyini bana ver

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

Cause I got you, you, oh, you

Çünkü benimsin, benim

I got you, I got you

Benimsin, benimsin

I got...

Benim,,,

Starboy Türkçe çevirisi

I’m tryna put you in the worst mood, ah
Seni en kötü ruh haline sokmayı deniyorum

P1 cleaner than your church shoes, ah
Benim P1’im (Pahalı bir araba modeli) senin kilise ayakkabılarından temiz

Milli point two just to hurt you, ah
Harcadığım bir nokta iki milyon sadece canını yakmak için

All red lamb’ just to tease you, ah
Tüm kırmızı lambalar seni kızdırmak için

None of these toys on lease too, ah
Bu oyuncaklar kiralık değil

Made your whole year in a week too, yeah
Senin bir yıllık kazancını ben bir haftada kazanırım

Main bitch out of your league too, ah
Esas s.rtük seninle değil

Side bitch out of your league too, ah
Yanındaki s.rtük de seninle değil

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Every day a nigga try to test me, ah
Her gün bir zenci(aşağılayıcı bir kelime) beni deniyor

Every day a nigga try to end me, ah
Her gün bir zenci beni bitirmeye çalışıyor

Pull off in that roadster SV, ah
Roadcaster SV’yi kapıma çekiyorum

Pockets over weight getting hefty, ah
Cebim doldu ve daha da doluyor

Coming for the king that’s a far cry
Kral için geliyorum uzak bir sızlanma

I come alive in the fall time I
Düşerken canlı hissediyorum

No competition I don’t really listen
Rekabet yok, cidden dinlemiyorum

I’m in the blue Mulsanne bumping New Edition
Ben son model Bentley Mulsanneye biniyorum

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Let a nigga Brad Pitt legend of the fall
Bırak Brad Pitt’i. Düşenlerin kurtarıcısı

Took the year like a bandit
Yılı bir haydut gibi kurardı

Bought mama a crib and a brand new wagon
Annemin altına bir Mercedes-Benz G çektim

Now she hit the grocery shop looking lavish
O markete gittiğinde müsrifçe harcıyor

Star Trek groove in that Wraith of Khan
Star Trek Wraith Khan gibi daldı

Girls get loose when they hear this song
Kızlar bu şarkıyı duyunca kendinden geçiyor

Hundred on the dash get me close to God
Araba yüzü bulunca tanrıya yaklaştım

We don’t pray for love we just pray for cars
Biz aşk için dua etmeyiz, arabalar için dua ederiz

House so empty need a centerpiece
Twenty racks a table cut from ebony
Cut that ivory into skinny pieces
Then she clean up with her face
Man I love my baby
You talking money need a hearing aid
You talking bout me I don’t see your shade
Switch up my style I take any lane
I switch up my cup I kill any pain

House so empty need a centerpiece
Ev çok boş ortaya bir şeyler koymak lazım

Twenty racks a table cut from ebony
Abanoz ağacından oyma masada yirmi raf(?)

Cut that ivory into skinny pieces
O fil dişini ince parçalara ayır

Then she clean up with her face, man; I love my baby.
Sonra sevgilim onun yüzünü yıkasın,adamım. Bebeğimi seviyorum

You talking money need a hearing aid
Paraya ihtiyacın olduğundan bahsediyorsun

You talking ’bout me I don’t see the shade
Benim hakkımda konuşuyorsun ama üzerimde bir şey görmüyorum

Switch up my style I take any lane
Tarzımı değiştirdim her hangi bir yere girebilirim

I switch up my cup I kill any pain
İçkimi yeniliyorum acıyı dindireceğim

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

Ha-ha-ha-ha-ha-ha
Look what you’ve done!
Ne yaptığına bir bak!

Ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha
I’m a motherfuckin’ Starboy
Ben adi yıldız çocuğum

I Don't wanna Live Forever(Fifty Shades Darker) Türkçe çevirisi

Been sitting eyes wide open behind these four walls, hoping you’d call
Bu dört duvarın içinde gözlerim açık aramanı bekleyerek oturuyorum
It’s just a cruel existence like there’s no point hoping at all
Bu hayal kurmanın mantıksız olduğu acımasız bir durum

Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
Up all night, all night and every day
tüm gece,tüm gece ve her gün
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver,ama hiç bir şey söyleme
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x3)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I’m sitting eyes wide open and I got one thing stuck in my mind
Gözlerim açık oturuyorum ve kafama takılan bir şey var
Wondering if I dodged a bullet or just lost the love of my life
Bir kurşundan mı kaçtım yoksa hayatımın aşkını mı kaybettim merak ediyorum

Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
Up all night, all night and every day
tüm gece,tüm gece ve her gün
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver,ama hiç bir şey söyleme
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x3)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I’ve been looking sad in all the nicest places
Tüm güzel yerlerde üzgün görünüyordum
Baby, baby, I feel crazy
Bebeğim,bebeğim,deli gibi hissediyorum
I see you around in all these empty faces
Tüm bu boş yüzlerde seni görüyorum
Up all night, all night and every day
Tüm gece,tüm gece ve her gün
I’ve been looking sad in all the nicest places
Tüm güzel yerlerde üzgün görünüyordum
Give me something, oh, but you say nothing
Bana bir şey ver, ama hiç bir şey söyleme
Now I’m in a cab, I tell ’em where your place is
Ben taksideyim, neredeysen oraya gitmesini söyleyeceğim
What is happening to me?
Bana neler oluyor?

I don’t wanna live forever, ’cause I know I’ll be living in vain
Sonsuza kadar yaşamak istemiyorum, çünkü boşluk içinde yaşayacağımı biliyorum
And I don’t wanna fit wherever
ve her yere uymak istemiyorum
I just wanna keep calling your name until you come back home (x5)
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum

I just wanna keep calling your name until you come back home
Sadece sen eve dönene kadar adını söylemek istiyorum
Until you back home
Eve dönene kadar

Ed Sheeran - Castle On The Hill Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Ed Sheeran'nın Yeni şarkısı Castle On The Hill İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karşınızda.


Castle On The Hill
Tepedeki kalenin üzerinde
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

When I was six years old I broke my leg
Altı yaşındayken bacağımı kırdım
I was running from my brother and his friends
Abim ve arkadaşlarından kaçarken
Tasted the sweet perfume of the mountain grass I rolled down
Ve dağların çimlerinin güzel parfümünü tattım yuvarlandığımda
I was younger then, take me back to when I
O zamanlar daha küçüktüm,beni geri götürün

Found my heart and broke it here,
Kalbimi bulup onu kırdığım yere
made friends and lost them through the years
Arkadaşlar edinip onları yıllar boyunca kaybettim
And I’ve not seen the roaring fields in so long,
Ve uzun süredir hararetli tarlalar görmedim,
I know, I’ve grown
Biliyorum büyüdüm
but I can’t wait to go home
Ama eve dönmek için sabırsızlanıyorum

I’m on my way, driving at 90 down those country lanes
90'la giderken şu şehrin yollarında
Singing to Tiny Dancer,
"Tiny Dancer" söyleyerek
And I miss the way you make me feel, and it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde güneşin batışını izledik

Fifteen years old and smoking hand rolled cigarettes
On beş yaşımda tütün sarıp sigara içiyorum
Running from the law through the backfields
Arka yollara saparak kanunlardan kaçıyorum
and getting drunk with my friends
ve arkadaşlarımla sarhoş oluyorum
Had my first kiss on a Friday night,
İlk öpücüğümü bir cuma gecesi aldım
I don’t reckon I did it right
Doğru yaptığımı sanmıyorum
I was younger then,
O zamanlar daha küçüktüm
take me back to when we found
Beni bulduğumuz yere geri götürün

Weekend jobs when we got paid
Paramızı alınca haftasonu takılırdık
and buy cheap spirits and drink them straight
Ucuz viskiler alırdık ve hemen içerdik
Me and my friends have not thrown up in so long,
Ben ve arkadaşlarım uzun zamandır kusmadık,
oh how we’ve grown
ah nasılda büyümüşüz
I can’t wait to go home
Ama eve dönmek için sabırsızlanıyorum

I’m on my way, driving at 90 down those country lanes
90'la giderken şu şehrin yollarında
Singing to Tiny Dancer,
"Tiny Dancer" söyleyerek
And I miss the way you make me feel, it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset
Güneşin batışını izledik
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde

One friend left to sell clothes
Bir arkadaş kıyafet satmayı bıraktı
One works down by the coast
Diğeri sahilde çalışıyor
One had two kids but lives alone
Birinin iki çocuğu var ama yalnız yaşıyor
One’s brother overdosed
Birinin kardeşi aşırı doz kullandı
Ones already on his second wife
Biri çoktan ikinci karısıyla
Ones just barely getting by
Biri arada bir uğruyor
But these people raised me
Ama bu insanlar beni büyüttü
And I can’t wait to go home
Ve eve dönmek için sabırsızlanıyorum

And I’m on my way,
Ve işte yolumdayım
and I still remember those country lanes
Ve bu şehrin yollarını hala hatırlıyorum
When we did not know the answers,
Cevapları bilmediğimiz zaman,
And I miss the way you make me feel, it’s real
Ve bana hissettirdiklerini özledim,ve bu gerçek
When we watched the sunset
Güneşin batışını izlerdik
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde
Over the castle on the hill
Tepedeki kalenin üzerinde

7 Ocak 2017 Cumartesi

Ed Sheeran - Shape Of You Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Ed Sheeran'ın yeni şarkısı Shape of You İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe Çevirisi


Shape Of You
Görünüşün
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

The club isn't the best place to find a lover
Klüp sevgili bulunabilecek en güzel yer değil
So the bar is where I go
O yüzden gittiğim yer bar
Me and my friends at the table doing shots
Ben ve arkadaşlarım masada shot atarken
Drinking faster and then we talk slow
Hızlı içiyoruz ve sonra yavaş konuşuyoruz
Come over and start up a conversation with just me
Gel buraya ve sadece benimle bir muhabbet başlat
And trust me I'll give it a chance now
Ve güven bana şu an bir şans vereceğim
Take my hand, stop! Put Van The Man on the jukebox
Elimi tut, dur! Müzik kutusundan Van The Man'i aç
And then we start to dance, and now I'm singing like
Ve sonra dansa başlarız, ve şimdi şöyle şarkı söylüyorum

Girl, you know I want your love
Kızım, biliyorsun sevgini istiyorum
Your love was handmade for somebody like me
Senin aşkın benim gibi biri için el yapımı
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
I may be crazy, don't mind me, say
Çılgın olabilirim, takma beni, söyle
Boy, let's not talk too much
Oğlum, artık daha fazla konuşma
Grab on my waist and put that body on me
Belimi kavra ve vücudunu üstüme koy
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
Come—come on now, follow my lead
Hadi—hadi şimdi, beni izle

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
And last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

One week in we let the story begin
Bir hafta içinde hikayenin başlamasına izin verdik
We're going out on our first date
İlk günümüzde dışarı çıkıyoruz
But you and me are thrifty so go all you can eat
Ama sen ve ben tutumluyuz bu yüzden yiyebileceğin tek şey
Fill up your bag and I fill up a plate
Çantanı doldur ve ben de bir tabak dolduracağım
We talk for hours and hours about the sweet and the sour
Tatlı ve ekşiyi saatlerce ve saatlerce konuşuyoruz
And how your family is doin' okay
Ve ailenin nasıl olduğunu
And leave and get in a taxi, we kiss in the backseat
Ve gidiyoruz taksiye biniyoruz, arka koltukta öpüşüyoruz
Tell the driver make the radio play, and I'm singing like
Sürücüye söyle radyoyu açsın, ve şimdi şöyle şarkı söylüyorum

Girl, you know I want your love
Kızım, biliyorsun sevgini istiyorum
Your love was handmade for somebody like me
Senin aşkın benim gibi biri için el yapımı
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
I may be crazy, don't mind me, say
Çılgın olabilirim, takma beni, söyle
Boy, let's not talk too much
Oğlum, artık daha fazla konuşma
Grab on my waist and put that body on me
Belimi kavra ve vücudunu üstüme koy
Come on now, follow my lead
Hadi şimdi, beni izle
Come-come on now, follow my lead
Hadi-hadi şimdi, beni izle

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
And last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Oh—i—oh—i—oh—i—oh—i
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi

I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım
We push and pull like a magnet do
Bir mıknatıs gibi itip çekiyoruz
Although my heart is falling too
Her ne kadar kalbim kapılıyor olsa da
I'm in love with your body
Senin vücuduna aşık oluyorum
Last night you were in my room
Ve dün gece odamdaydın
And now my bedsheets smell like you
Ve şimdi yatağın çarşafları senin gibi kokuyor
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
Come on, be my baby, come on
Hadi, bebeğim ol, hadi
I'm in love with your body
Vücuduna aşığım
Every day discovering something brand new
Her gün yepyeni şeyler keşfediyorum
I'm in love with the shape of you
Senin şekline aşığım

5 Ocak 2017 Perşembe

Sia - Dynamite Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)

Sia, Dynamite adlı yeni şarkısı İngilizce ve Türkçe Sözleri

Dynamite

Dinamit

DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh

You and me are meant to be

Biz (beraber) olmalıyız

Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh,

So take me in your arms baby

Peki beni kollarına al bebeğim

Dynamite oh, dynamite ohh

Dinamit oh, Dinamit oh,

Enlighten me and set me free (oh-oh-ohohoh)

Aydınlat beni ve beni özgür bırak

Free (oh-oh-ohohoh), free

Özgür, Özgür

And take in your arms baby-y-y-y

Ve beni kollarına al bebeğim

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh

Biz dinamitiz oh

We're dynamite, oh, we're dynamite, oh

Dinamitiz, oh Biz dinamitiz, oh

We're dynamite, oh, we're dynamite, oh

Dinamitiz, oh Biz dinamitiz, oh

Sia - Never Give Up Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)



Sia'nın yeni şarkısı Never Give Up İngilizce şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi ile karışınızda.

Never Give Up
Asla Vazgeçme
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

I've battled demons that won't let me sleep
Uyumama izin vermeyecek şeytanlarla savaştım
Called to the sea but she abandoned me
Denize seslendim ama o beni terk etti

But I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
No, I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım

Oh yeah, I'm haunted by the distant past
Uzak geçmişimin laneti üzerimde
Called to the skies but she was she overcast
Gökyüzüne seslendim ama o bulutluydu

But I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim
No, I won't never give up, no, never give up, no, no
Ama ben asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım

Never give up, never give up
Asla vazgeçme, asla vazgeçme
Never give up, never give up
Asla vazgeçme, asla vazgeçme
No, no, oooh
Hayır, hayır

And I won't let you get me down
Ve beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır
I won't let you get me down
Beni alt etmene izin vermeyeceğim
I'll keep gettin' up when I hit the ground
Yere düştüğümde ayağa kalkacağım
Oh, never give up, no, never give up no, no, oh
Oh, asla vazgeçme, hayır, asla vazgeçme, hayır, hayır

I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım
I'll find my way, find my way home, oh, oh, oh
Yolumu bulacağım, eve giden yolumu bulacağım

14 Aralık 2016 Çarşamba

Little Mix - Touch Şarkı Sözleri (Türkçe Çeviri)





Touch
Dokunuş
DİKKAT! İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEYE GEREK YOK! NASIL MI? TIKLAYIN!

You and I and nobody else
Sen ve ben, başkası değil
Feeling feelings I never felt
Hiç hissetmediğim hisleri hissetmek
The way you got me under your spell
Beni büyülemen gibi
Don't you keep it all to yourself
Herşeyi kendi başına yapma

So won't you take it, I feel like for the first time I am not faking
Öyleyse almaz mısın, bu kez numara yapmıyor gibiyim
Fingers on my buttons and now you're playing
Parmaklar düğmelerimde ve şimdi oynuyorsun
Master of anticipation
Sezgilerin efendisi
Don't you keep it all to yourself
Herşeyi kendi başına yapma

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için

Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To take control of my whole body
Bütün vücudumu kontrol etmek için
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet, all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)

Photograph with no T-shirt on
Üzerinde t-shirt'ü olmayan fotoğraf
Why you making me wait so long? (Wait so long)
Beni neden bu kadar bekletiyorsun (Bu kadar çok)
I promise to keep this a secret, I'll never tell
Bunu bir gibi tutacağıma söz veriyorum, asla söylemeyeceğim
But don't you keep it all to yourself
Ama herşeyi kendi başına yapma

So won't you take it, I feel like for the first time I am not faking
Öyleyse almaz mısın, bu kez numara yapmıyor gibiyim
Fingers on my buttons and now you're playing
Parmaklar düğmelerimde ve şimdi oynuyorsun
Master of anticipation
Sezgilerin efendisi
Don't you keep it all to yourself (To yourself)
Herşeyi kendi başına yapma (kendi başına)

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için

Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To take control of my whole body
Bütün vücudumu kontrol etmek için
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)

And now my whole week, my whole week is golden
Ve benim bütün haftam, bütün haftam altın gibi
Can you see me glowing? That's how I feel
Beni parlarken görebiliyor musun? Hissettiğim bu
And I'm not afraid to feed into emotions
Ve nefsime uymaktan korkmuyorum
'Cause I know that this could be something real
Çünkü bunun gerçek bir şey olabileceğini biliyorum

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için

Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To take control of my whole body
Bütün vücudumu kontrol etmek için
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh
Just a touch of your love, oh
Aşkına sadece bir dokunuş, oh

Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To knock me off of my feet all week
Bütün hafta ayaklarımı yerden kesmek için
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love is enough
Aşkına sadece bir dokunuş yeterli
To take control of my whole body
Bütün vücudumu kontrol etmek için
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love (Hey!)
Aşkına sadece bir dokunuş (Hey!)
Just a touch of your love
Aşkına sadece bir dokunuş