İngilizce Türkçe Sözlük







15 Ocak 2018 Pazartesi

Hailee Steinfeld feat BloodPop – Capital Letters (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 265

Capital Letters (Büyük Harfler)

Never was a leader
Asla lider değildi
Never had a thing for fairytales
Asla peri masalları için bir şeye sahip olmadı
Not really a believer, oh-oh
Gerçekten inançlı değil
Small voice in the quiet
Sessizlikte kısık ses
Guess I never dared to know myself
Sanırım kendimi tanımaya asla cesaretli olmadım
Can my heart beat quiet?
Kalp Atışlarım sessiz olabilir mi?
No
Hayır

But then there was you (but then there was you)
Ama sonra orada sendin (ama sonra orada sendin)
Yeah, then there was you
Evet, sonra orada sendin
Pull me out of the crowd
Beni kalabalıktan çek
You were telling the truth (you were telling the truth)
Doğruyu söylüyordun (Doğruyu söylüyordun)
Yeah (yeah, yeah)
Evet (evet, evet)
I got something to say now
Şimdi söyleyecek bir şeylerim var
‘Cause you tell me there’s no way I could have known
Çünkü bana yapabilecek hiçbir şeyin *yolun* olmadığını söylüyorsun
Nothing I couldn’t do
Hiçbir şey yapamadım
Yeah
Evet

I want to get louder
Sesimi yükseltmek istiyorum
I got to get loud
Sesimi yükseltmeliyim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

We put a crack in the shadows
Gölgerde çatlak koyduk
And you tell me it’s okay to be the light
Ve sen bana hafif olmak iyi dedin
And not to swim in the shallows
Ve sığda yüzmedin
No, no
Hayır, hayır
And I wanna get drunk with you
Ve ben seninle sarhoş olmak istiyorum
Only last or still, but you’re taking me places
Sadece son ya da hala ama sen beni bir yerlere götürüyorsun
Holding me onto you
Beni tutuyorsun, sana bağlı
And we don’t care who’s watching us, baby
Ve bizi kimin izlediğini umursamıyoruz, bebeğim

But then there was you (but then there was you)
Ama sonra orada sendin (ama sonra orada sendin)
Yeah, then there was you
Evet, sonra orada sendin
Pull me out of the crowd
Beni kalabalıktan çek
You were telling the truth (you were telling the truth)
Doğruyu söylüyordun (Doğruyu söylüyordun)
Yeah (yeah, yeah)
Evet (evet, evet)
I got something to say now
Şimdi söyleyecek bir şeylerim var
‘Cause you tell me there’s no way I could have known
Çünkü bana yapabilecek hiçbir şeyin *yolun* olmadığını söylüyorsun
Nothing I couldn’t do
Hiçbir şey yapamadım
Yeah
Evet

I want to get louder
Sesimi yükseltmek istiyorum
I got to get loud
Sesimi yükseltmeliyim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

In capital letters
Büyük harflerde
In capital–
Büyük hafler-
Gonna give it to you
Sana vereceğim
Gonna give it to you
Sana vereceğim
Gonna give it to you
Sana vereceğim

We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We’re blowing out speakers
Hoparlörleri havaya uçurduk
Our heart a little clearer
Kalbimiz biraz daha net
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz
We ’bout to go up baby, up we go
Yukarı çıkmaya hazırız bebeğim, yukarı gidiyoruz

For worst or for better
En kötüsü için ya da en iyisi için
Gonna give it to you
Sana vereceğim
In capital letters
Büyük harflerde

Delta Goodrem – Feline (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 23

Feline* (Kedi)

So they say that you’re the hunter
Avcı olduğunu söylüyorlar
Or you’re the prey, you can run away
Ya da avsın, kaçabilirsin
Or you can show them how to be brave
Ya da onlara nasıl cesur olunduğunu gösterebilirsin

It doesn’t matter what you do
Ne yaptığın önemli değil
They’ll be hunting after you
Senin izini sürecekler
Trap you like an animal
Bir hayvan gibi tuzağa düşürecekler
And then everywhere you turn
Ve sonra döndüğün her yerde
There’s another torch that burns
Orada yanan başka bir meşale var
It doesn’t hurt me anymore
Artık bana zarar vermiyor

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

I feel alive
Canlı hissediyorum
I broke the bars that kept me caged inside
Beni kafeste tutan çubukları kırdım
Yeah it’s my time
Evet bu benim zamanım
To be the fearless queen out in the wild
Vahşide korkusuz kraliçe olmak için
I’ve been earning all my stripes
Bütün rütbelerimi kazanıyorum
Standing up to every fight
Her savaşta ayakta durdum
You woke up the animal
Hayvanı uyandırdın
And I’m never going back
Ve ben asla geri gitmeyeceğim
I’m the leader of the pack
Sürünün lideriyim
Got the scars of a warrior
Savaşçının izine sahibim

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

Feline, feline
Kedi, kedi
Feline, feline
Kedi, kedi

I’ve been earning all my stripes
Bütün rütbelerimi kazanıyorum
Standing up to every fight
Her savaşta ayakta durdum
You woke up the animal
Hayvanı uyandırdın
And I’m never going back
Ve ben asla geri gitmeyeceğim
I’m the leader of the pack
Sürünün lideriyim
Got the scars of a warrior
Savaşçının izine sahibim

I’m running into the fire
Ateşin içine koşuyorum
Falling into the flames
Alevlerin içine  düşüyorum
Turns me into the lion
Beni aslana dönüştürüyor
I am a feline, feline
Ben kediyim, kediyim
Fear the feline
Kedi korkusu

*Feline: Sözcük anlamı kedi olsa da Goodrem burada yırtıcı dişi anlamında kullanmıştır.

Delta Goodrem – Just Call (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 15

Just Call (Sadece Söyle)

When the rain is pouring, flooding at your feet
Yağmur yağarken ayaklarından su sızıyor
And better days feel far behind
Ve daha iyi günler geride kaldı
When the sun is hiding rays of light you need
Güneş ihtiyacın olan ışıkları gizlediğinde
And the clouds, they fill your mind
Ve bulutlar, zihnini doldurur
When the fire in your soul is feeling cold
Ruhunda ateş varken soğuk hissettiriyor
And the lights burn out, I’ll be your flame
Ve ışıklar yanıyor, senin alevin olacağım

Just call my name and I’ll be there
Sadece ismimi söyle ve ben orada olacağım
I’ll be next to you soon as I can
Olabildiğince çabuk yanında olacağım
When you’re down and out and your heart’s in doubt
Düştüğünde ve bittiğinde ve kalbin şüphelendiğinde
Don’t know what to do, I’ll be there with you
Ne yapacağını bilmiyorsun,orada seninle olacağım

And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım
And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım

When the mountain feels too high for you to climb
Dağ tırmanman için fazla yüksek hissettirdiğinde
And you can’t breathe, I’ll see what’s near
Ve sen nefes alamıyorsun, yakınında ne var göreceğim
When the night has gone too dark to see the stars
Gece yıldızları görmek için fazla karanlık olduğunda
And you can’t wish ’cause it’s out of reach
Ve dileyemezsin çünkü ulaşılmaz

Just call my name and I’ll be there
Sadece ismimi söyle ve ben orada olacağım
I’ll be next to you soon as I can
Olabildiğince çabuk yanında olacağım
When you’re down and out and your heart’s in doubt
Düştüğünde ve bittiğinde ve kalbin şüphelendiğinde
Don’t know what to do, I’ll be there with you
Ne yapacağını bilmiyorsun,orada seninle olacağım

And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım
And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım

Just call my name and I’ll be there
Sadece ismimi söyle ve ben orada olacağım
I’ll be next to you soon as I can
Olabildiğince çabuk yanında olacağım
When you’re down and out and your heart’s in doubt
Düştüğünde ve bittiğinde ve kalbin şüphelendiğinde
Don’t know what to do, I’ll be there with you
Ne yapacağını bilmiyorsun,orada seninle olacağım

You can spend your days living like you have lost
Günlerini,kaybetmişsin gibi harcayabilirsin
Or you can change, rewrite the page
Ya da değiştirebilirsin, sayfayı yeniden yazabilirsin
We could set the world on fire for the day
Gün boyunca dünyayı ateşe verebilirdik
I’ll be your flame, I will be your flame
Ateşin olacağım, ateşin olacağım

Just call my name and I’ll be there
Sadece ismimi söyle ve ben orada olacağım
I’ll be next to you soon as I can
Olabildiğince çabuk yanında olacağım
When you’re down and out and your heart’s in doubt
Düştüğünde ve bittiğinde ve kalbin şüphelendiğinde
Don’t know what to do, I’ll be there with you
Ne yapacağını bilmiyorsun,orada seninle olacağım

And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım
And my love said
Ve sevgim
Ay ay ay ay ay ya
Ay ay ay ay ay ya *dedi*
I will be here just call my name
Sadece ismimi söyle, burada olacağım

Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah
Oh oh, oh woah

I will be here, just call my name
Orada olacağım, sadece ismimi söyle.

Troye Sivan – My My My! (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 26

Shine on, diamond
Don’t make me wait another day
‘Cause passion is passion
You know it just as well as me

Parla,elmas
Beni bir gün daha bekletme
Çünkü tutku tutkudur
Bunu benim kadar iyi biliyorsun

Now, let’s stop running from love
Running from love
Let’s stop, my baby
Let’s stop running from us
Running from us
Let’s stop, my baby

Şimdi aşktan kaçmayı bırak
Aşktan kaçmayı
Hadi dur, bebeğim
Bizden kaçmayı bırak
Bizden kaçmayı
Hadi dur, bebeğim

Oh my, my, my
I die every night with you
Oh my, my, my
Living for your every move

Ah ben,ben,ben
Seninle her gece ölürüm
Ah ben,ben,ben
Senin her hareketin için yaşıyorum

Spark up, buzz cut
I got my tongue between your teeth
Go slow, no, no, go fast
You like it just as much as me

Kıvılcımlar çıktı, üç numara kesilen saçlardan
Dilim dişlerinin arasından geçiyor
Yavaşla,hayır hayır,hızlan
Bunu en az benim kadar seviyorsun

Now, let’s stop running from love
Running from love
Let’s stop, my baby
Let’s stop running from us
Running from us
Let’s stop, my baby

Şimdi aşktan kaçmayı bırak
Aşktan kaçmayı
Hadi dur, bebeğim
Bizden kaçmayı bırak
Bizden kaçmayı
Hadi dur, bebeğim

Oh my, my, my
I die every night with you
Oh my, my, my
Living for your every move

Ah ben,ben,ben
Seninle her gece ölürüm
Ah ben,ben,ben
Senin her hareketin için yaşıyorum

Should be the last night ever
Should be the last night we’re apart
Got my name on this treasure
On this treasure

Bu son gece olmalı
Ayrı olduğumuz son gece olmalı
Bu hazineye adımı koydum
Bu hazineye

Oh my, my, my
(Oh my, my)
I die every night with you
(I die, I die, I die, I die, yeah, yeah)
Oh my, my, my
(Oh my, my, my
Oh my, my, my)
Living for your every move
(Living for, living for, yeah)
Oh my, my, my
I die every night with you
(Oh my, my, my
Oh my, my, my, oh)
Oh my, my, my
Living for your every move
(Living for your every move)
Oh my, my, my

Ah ben,ben,ben
(Ah ben,ben)
Seninle her gece ölürüm
(Ölürüm,ölürüm,ölürüm,evet,evet)
Ah ben,ben,ben
(Ah ben,ben
Ah ben,ben,ben)
Senin her hareketin için yaşıyorum
(Yaşıyorum,yaşıyorum,evet)
Ah ben,ben,ben
Seninle her gece ölürüm
Ah ben,ben,ben
(Ah ben,ben)
Seninle her gece ölürüm
(Ölürüm,ölürüm,ölürüm,evet,evet)
Ah ben,ben,ben
(Ah ben,ben
Ah ben,ben,ben)
Senin her hareketin için yaşıyorum
(Yaşıyorum,yaşıyorum,evet)
Ah ben,ben,ben

Kendrick Lamar – m.A.A.d City (Feat. MC Eiht) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 27

Şarkı YouTube Video Link ——> https://www.youtube.com/watch?v=10yrPDf92hY

[Kendrick Lamar + ScHoolBoy Q:]
If Pirus and Crips all got along
Eğer Piru gansterları ile Crips gansterları iyi geçinecekse
They’d probably gun me down by the end of this song
Büyük ihtimalle bu şarkının bitimine beni silaha dizerler
Seem like the whole city go against me
Görünüşe göre tüm şehir bana karşı
Every time I’m in the street, I hear
Ne zaman sokağa çıksam, I hear
YAWK! YAWK! YAWK! YAWK!
YAWK! YAWK! YAWK! YAWK!

“Man down, where you from, nigga?”
Adam vuruldu, sen nerelisin negro?
“Fuck who you know! Where you from, my nigga?”
Senin tanıdıklarını sikeyim; nerelisin diye soruyorum, güzel zencim benim?
“Where your grandma stay, huh, my nigga?”
Büyük annen nerede kalıyor, huh, tatlı zencim?
“This m.A.A.d city I run, my nigga”
Bu m.A.A.d şehrini ben yönetirim benim biricik zencim

[Kendrick Lamar:]
Brace yourself, I’ll take you on a trip down memory lane
Sıkı tutunun, sizi hatırlayacağınız bir yolculuğa götüreceğim
This is not a rap on how I’m slingin’ crack or move cocaine
Bu nasıl uyuşturucu sattığım veya nasıl kokain yürüttüğüm hakkında bir rap değil
This is cul-de-sac and plenty Cognac and major pain
Bu bir çıkmaz yol ve bir sürü cognac ve çok büyük acı
Not the drill sergeant, but the stress that weighin’ on your brain
En tehlikeli adamlar değil de beyninde yapan stresin ağırlığı
It was me, L Boog, and Yan Yan, YG Lucky ride down Rosecrans
Yan Yan ve L Boog bendim, YG Lucky Rosecrans’a doğru sürdü
It got ugly, wavin’ yo’ hand out the window – check yourself! Uh
İşler boka sardı, elini pencereden sallıyorsun, kendine çeki düzen ver
Warriors and Conans
Warriors and Conans(sokak gangsterları hakkında oyun)
Hope euphoria can slow dance with society
Umarım mutluluk toplumla iyi geçinebilir
The driver seat the first one to get killed
Sürücü koltuğundaki her zaman ilk öldürülen kişidir
Seen a light-skinned nigga with his brains blown out
Aptalın durduğu ****’ların takıldığı aynı yerde
At the same burger stand where *beep* hang out
Beyni parçalanmış halde beyaz tenli bir zenci gördüm
Now this is not a tape recorder sayin’ that he did it
Şimdi bu onun beynini parçaladığını söyleyen bir kayıt değil
But ever since that day, I was lookin’ at him different
Ama o günden beri adama farklı bakıyorum
That was back when I was nine
O zamanlar ben 9 yaşındaydım
Joey packed the nine
Joey 9mm’lerle donandı
Pakistan on every porch is fine
Pakistan’da her siper yeri güzel, tıpkı burada olduğu gibi
We adapt to crime
Suça uyum sağladık
Pack a van with four guns at a time – with the sliding door
Tek seferde bir arabayı dört silahla birlikte sürme kapıyla donattık
Fuck is up?
Ne oldu lan?
Fuck you shootin’ for if you ain’t walkin’ up, you fuckin’ punk?
Vurarken yüze bakamayacaksan ne diye ateş ediyorsun, amına koduğumun nanoşu?
Pickin’ up the fuckin’ pump, pickin’ off you suckers
Siktiğimin pompalısını elime alıyorum, siz piçlere tek tek sıkıyorum
Suck a dick or die or sucker punch
Ağzına yarağı al yada öl yada tokat ye
A wall of bullets comin’ from AK’s, AR’s, “Ayy, y’all, duck!”
Keleşlerden, tüfeklerden duvar dolusu mermi geliyor ”Eğilin”
That’s what Momma said when we was eatin’ the free lunch
Beleş öğle yemeğimizi yerken bunu annem söylemişti
Aw man, goddamn, all hell broke loose
Aw birader, amına koyayım, kıyamet koptu
You killed my cousin back in ’94, fuck yo’ truce!
Sen 94’de kuzenimi öldürdün ateşkesini sikeyim
Now crawl your head in that noose
Şimdi başını o ipe geçir
You wind up dead on the news
Haberlerde ölü olarak bitmişsin
Ain’t no peace treaty, just pieces BG’s up to pre-approve
Ateşkes filan yok, sadece gangsterların onaylaması gereken silahlar var
Bodies on top of bodies, IV’s on top of IV’s
Cesetler üstüne cesetler, IV’ler üstüne IV’ler
Obviously the coroner between the sheets like the Isleys
Belli ki çarşaflar arasındaki ölüleri kontrol eden kişi tıpkı Isleys gibi
When you hop on that trolley, make sure your colors correct
O tramvaya binince ten renginin doğru olduğuna emin ol
Make sure you’re corporate or they’ll be callin’ your mother collect
Götünü koruyacak biri olduğuna emin ol yoksa annenni ödemeli olarak arıyor olacaklar
They say the governor collect all of our taxes, except when we in traffic and tragic happens
”Hükümet, trafiğe çıktığımızda olan trajik olayların dışında tüm vergilerimizi topluyor” diyorlar
That shit ain’t no threat
Bu bokun tehlikeli bir tarafı yok
You movin’ backwards if you suggest that you sleep with a TEC
Sanki sana 9mm ile uyumanı önermişler gibi geri geri gidiyorsun
Go buy a chopper and have a doctor on speed dial, I guess
Git bir keleş al ve hızlı aramanda bir doktor olsun, I guess
M.A.A.d city
M.A.A.d city

“Man down, where you from, nigga?”
Adam öldü, sen nerelisin negro?
“Fuck who you know! Where you from, my nigga?”
Senin arkanı sikeyim! Nerelisin diyorum, güzel zencim benim?
“Where your grandma stay, huh, my nigga?”
Büyük annen nerede kalıyor, huh, tatlı zencim?
“This m.A.A.d city I run, my nigga”
Bu m.A.A.d şehrini ben yönetirim benim biricik zencim

[Kendrick Lamar + ScHoolBoy Q:]
If Pirus and Crips all got along
Eğer Piru gansterları ile Crips gansterları iyi geçinecekse
They’d probably gun me down by the end of this song
Büyük ihtimalle bu şarkının bitimine kafama sıkarlar
Seem like the whole city go against me
Görünüşe göre tüm şehir bana karşı
Every time I’m in the street, I hear YAWK! YAWK! YAWK! YAWK!
Ne zaman sokağa çıksam, YAWK! YAWK! YAWK! YAWK! Diye sesler duyuyorum

[MC Eiht:]
Wake yo’ punk-ass up!
O nanoş götünü kaldır
It ain’t nothin’ but a Compton thang
Compton şeyinden başka bir şey değil
G-yeah, real simple and plain
Jiyeeh, basit ve düz
Let me teach you some lessons about the street
Size biraz sokak hakkında bir şeyler öğreteyim
(Smoke somethin’, nigga!)
(Bir şeyler ateşle, nigga!)
Hood (‘Sup, Cuz?)
Mahalle (Nası gidiyor kuzen?)
It ain’t nothin’ but a Compton thang
Bu şey Compton şeyinden başka hiç bir şey değil
G-yeah, how we do
Jiyeah, how we do

[Kendrick Lamar:]
Fresh outta school ’cause I was a high school grad
Okuldan yeni bitirmiştim çünkü lise mezunuydum/17 yaşındaydım
Sleepin’ in the living room of my momma’s pad
Annemin salonundaki yatağında uyuyordum
Reality struck
Gerçeklik yüzüme vurdu:
I seen the white car crash hit the light pole
Beyaz arabanın lambalara çarptığını gördüm
Two niggas hopped out on foot and dashed
İki zenci arabanın içinden yürüyerek yarrağı yemiş bir şekilde çıktı
My pops said I needed a job, I thought I believed him
Babam bana ”Sana iş lazım” dedi, ona inandığımı düşünüyordum
Security guard for a month and ended up leavin’
Bir ay boyunca güvenlik görevlisiydim, sonu ayrılmamla bitti
In fact, I got fired
Aslında kovuldum
‘Cause I was inspired by all of my friends to stage a robbery the third Saturday I clocked in
Çünkü arkadaşlarım işimin üçüncü gününde hırsızlık yapmak için beni gaza getirdiler
Projects tore up, gang signs get thrown up
Bütün planlar gitti, çete tabelaları kaldırıldı
Cocaine laced in marijuana
Marijuana’lar kokain ile süslenmiş
And they wonder why I rarely smoke now
Şimdi de niye bu kadar az içiyorum diye merak ediyorlar
Imagine if your first blunt had you foamin’ at the mouth
İlk içtiğiniz sigaranın ağzınızdan köpük getireceğinizi bir hayal edin bakayım
I was straight tweakin’, the next weekend we broke even
Direk kafayı bulmuştum, sonraki hafta değişen hiç bir bok olmamıştı
I made allegiance that made a promise to see you bleedin’
”Seni acı çekerken görmeye söz verdim” diye bir bağlılık yaptım
You know the reasons but still will never know my life
Neden olduğunu biliyorsun ama asla benim hayatımı bilemeyeceksin
Kendrick a.k.a. “Compton’s Human Sacrifice”
Kendrick namı diğer: ”Compton’ın kurbanı/fedakarı

[MC Eiht:]
G-yeah, cocaine, weed
Koakain, sigara
Niggas been mixin’ shit since the ’80s, loc
Adamlar 80’lerden beri uyuşturucu karıştırıyor birader
Sherm sticks, butt-nakeds
PCP’ye batırılmış sigaralar, götlerde don yok
Dip, make a nigga flip
Dumansız tütün adamı bir boyuttan başka boyuta geçirir
Cluck heads all up and down the block and shit
Bağımlılar blokta aşağı yukarı filan dolaşıyormuş
One Time’s crooked and shit
Polisler yozlaşmış filan
Block a nigga in Alondra, Rosecrans, Bullis
Alondra’da, Rosecrans’da, Bullis’de adamın önünü kes
It’s Compton
Burası Compton

I’m still in the hood, loc, yeah, that’s cool
Hala mahalledeyim, kardeş, yeah, klas
The hood took me under, so I follow the rules
Çete beni beni gruba aldı, bende kurallara uydum
But yeah, that’s like me
Aynen benim gibi
I grew up in the hood where they bang And niggas that rep colors is doin’ the same thang
Kafalara sıkan ve farklı rengi temsil eden adamların aynı şeyleri yaptığı mahallede büyüdüm(Pirus gangster’ları kırmızıyı temsil eder, Crips gangster’ları ise mavi. Üstelik bu iki farklı birbirleri ile çete ölümüne düşmandırlar)

Pass it to the left so I can smoke on me
Sola geçte üzerime gelen dumandan bende çekebileyim
A couple drive-by’s in the hood lately
Son zamanlarda mahallede iki üç drive-by oldu – Drive-by = arabada giderken camdan silahla sıkma

Couple of IV’s with the fuckin’ spray-can
İki üç uslu üniversiteli çocukların ellerinde sprey
Shots in the crowd, then everybody ran
Kalabalığa iki el ateş et sonra herkes topuk
Crew I’m finna slay, the street life I crave
Katledeceğim tayfa onlar, hasret olduğum şey sokak hayatı
Shots hit the enemy, hearts turn brave
Mermiler düşmana geldi, yürekler cesura döndü
Mount up, regulators in the whip – down the boulevard with the pistol grip
Atlayın, tayfanın beyni aşağıdaki caddede pompalıyla sürücü koltuğunda
Trip, we in the hood still
Trip, hala mahalledeyiz
So, loc, grab a strap ’cause yeah, it’s so real
O yüzden kardeş eline bir tabanca al, çok gerçek
Deal with the outcome
Sonuçla uğraş
A strap in the hand And a bird and ten grand’s where a mothafucka stand
Elde tabanca ve kokain var ve orospu çocuğunun durduğu yerde 10 bin dolar

[Kendrick Lamar:]
If I told you I killed a nigga at sixteen, would you believe me?
Sana 16 yaşımda bir zenci öldürdüm desem bana inanır mıydın?
Or see me to be innocent Kendrick you seen in the street
Yoksa beni sokakta elinde basket topuyla ve
With a basketball and some Now and Laters to eat?
Biraz Now and Laters çiğneyecek olan masum Kendrick olarak mı görürdün?
If I mentioned all of my skeletons, would you jump in the seat?
Sana yaptığım en boktan şeylerden bahsetsem yanımdaki koltuğa atlar mısın?
Would you say my intelligence now is great relief?
Aklımın büyük bir rahatlama olduğunu söyleyebilir misin?
And it’s safe to say that our next generation maybe can sleep
Ve ”bir sonraki kuşağımız ellerinde keleşle rehine tutmak yerine
With dreams of bein’ a lawyer or doctor
Avukat veya doktor olma hayalleriyle belki uyuyabilir”
Instead of boy with a chopper that hold the cul-de-sac hostage
Demek yeridir
Kill ’em all if they gossip
Eğer dedikodusunu yaparsalar hepsini öldür
The Children of the Corn, they vandalizin’ the option of livin’ a lie
Dünün çocukları yalandan yaşama seçeneklerini yıkıp kırıyorlar
Drown their body with toxins
Vücutlarını zehirlerle boğuyorlar
Constantly drinkin’ and drive
Sürekli içip araba sürüyorlar
Hit the powder, then watch this flame that arrive in his eye
Burunlarına kokaine vuruyorlar, sonra gözlerine gelecek olan ateşi izliyorlar
Listen, coward, the concept is aim and then bang it and slide
İyi dinle korkak, kavram şu: nişan alıp vurmak
Out that bitch with deposit
Sonra o depozitosu olan olan piçi kötü yola düşürmek
A price on his head, the tithes
O piçin başındaki ödül ve camideki bağışın yüzde 10’u
Probably go to the projects, I
Muhtemelen tasarıya gidecektir
Live inside the belly of the rough, Compton, USA
Ben tasarının göbeğinin içinde yaşıyorum: Compton, USA
Made Me an Angel on Angel Dust
Beni PCP’deki bir melek yaptı

[Scratches] M.A.A.d city
Compton

Nigga, pass Dot the bottle, damn!
Nigga, şişeyi uzatsana amına koyayım
You ain’t the one that got fucked up
Yarrağı yiyen kişi sen değilsin ki
What you holdin’ it for?
Ne diye tutuyorsun amk?
Niggas always actin’ unsensitive and shit
Zenciler her zaman az duyarlı filan davranıyor
Nigga, that ain’t no word
Negro, öyle bir kelime yok
Nigga, shut up!
Nigga kapa o ağzını
Hey, Dot, you good, my nigga?
Hey Dot sen tamam mısın tatlı zencim benim?
Don’t even trip
Sen kafayı hiç takma
Just lay back and drink that
Sadece arkana yaslanıp onu iç

Kendrick, Compton gibi bok götüren bir eyaletten sağ çıkmayı başarmış ve bu kadar ünlü olmayı başarmış bir adam. Bu şarkıda kendi hayatından bir çok şey anlatmış. Ayrıca Compton’ın ne kadar boktan bir yer olduğunu sadece

–A wall of bullets comin’ from AK’s, AR’s, “Ayy, y’all, duck!”
Keleşlerden, tüfeklerden duvar dolusu mermi geliyor
That’s what Momma said when we was eatin’ the free lunch
”Eğilin” Beleş öğle yemeğimizi yerken bunu annem söylemişti–

Gibi cümleyle anlatmayı başarmış. Bir tek bu şarkısı değil, bütün şarkılarında çok derin anlamlar yatıyor. İngilizceniz varsa adamın şarkılarına tek tek bakın demek istediğimi anlarsınız.

”m.A.A.d”in iki açılımı var: Biri My Angel on Angel Dust(Kendrick, arkadaşlarının uyuşturuculara kokain ve angel dust(PCP) kattığını görmüş, buda Kendrick’te büyük bir etki yaratmış o yüzden şarkının sözlerine bunu koymuş. Böyle bir şey Kendrick’in başına gelmiş o yüzden albümün ve şarkının adına böyle bir şey koymuş. Üstelik Kendrick’in sigara içmemesinin nedeni başına böyle bir olay gelmesi) diğeri My Angry Adolescence Divided(Bunu koymasının sebebi ne bilmiyorum)

Now and Later:

The Weeknd’in House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve yayımlanmamış The Noise EP. albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım ana sayfamdan bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

14 Ocak 2018 Pazar

Sigrid – Everybody Knows (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 17

JUSTICE LEAGUE (2017) ORIGINAL SOUNDTRACK

Everybody knows that the dice are loaded

Herkes zarın hileli olduğunu biliyor

Everybody rolls with their fingers crossed

Herkes çapraz parmaklarıyla yuvarlar

Everybody knows the war is over

Herkes savaşın bittiğini biliyor

Everybody knows the good guys lost

Herkes iyi adamların kaybettiğini biliyor

Everybody knows the fight was fixed

Herkes dövüşün hileli olduğunu biliyor.

The poor stay poor, the rich get rich

Fakir, fakir kalır; zengin zenginleşir.

That’s how it goes

İşler böyle yürür

Everybody knows

Herkes biliyor

[Verse 2] Everybody knows that the boat is leaking

Herkes geminin su aldığını biliyor

Everybody knows that the captain lied

Herkes kaptanın yalan söylediğini biliyor

Everybody got this broken feeling

Herkeste bu buruk duydu var

Like their father or their dog just died

Babaları ya da henüz ölen köpekleri gibi

Everybody talking to their pockets

Herkes ceplerine konuşur

Everybody wants a box of chocolates

Herkes bir kutu çikolata

And a long-stem rose

Ve uzun saplı bir gül istiyor

Everybody knows

Herkes biliyor

[Verse 3] Everybody knows that you love me baby

Herkes beni sevdiğini biliyor bebeğim

Everybody knows that you really do

Herkes bunu gerçekten hissettiğini biliyor

Everybody knows that you’ve been faithful

Herkes sadık olduğunu biliyor

Oh, give or take a night or two

Oh, aşağı yukarı bir ya da iki gece

Everybody knows you’ve been discreet

Herkes sağduyulu olduğunu biliyor

But there were so many people you just had to meet

Ama sadece tanışmak zorunda olduğun birsürü insanlar vardı

Without your clothes

Giysilerin olmadan..

Everybody knows

Herkes biliyor

[Chorus] Everybody knows, everybody knows

Herkes biliyor, herkes biliyor

That’s how it goes

İşler böyle yürür

Everybody knows

Herkes biliyor

Everybody knows, everybody knows

Herkes biliyor, herkes biliyor

That’s how it goes

İşler böyle yürür

Everybody knows

Herkes biliyor

[Verse 4] And everybody knows that it’s now or never

Herkes biliyor, ya şimdi ya da asla

Everybody knows that it’s me or you

Herkes biliyor, ya ben ya da sen

And everybody knows that you live forever

Herkes senin sonsuza kadar yaşadığını biliyor

When you’ve done a line or two;

Bir ya da iki hattın olduğunda ;

Everybody knows the deal is rotten

Herkes anlaşmanın çürük olduğunu biliyor

Old Black Joe’s still picking cotton

Yaşlı Black Joe hâlâ pamuk topluyor

For your ribbons and bows

Senin kurdelelerin ve yayların için

And everybody knows

Ve herkes biliyor

And everybody knows that the Plague is coming

Herkes salgının yaklaştığını biliyor

Everybody knows that it’s moving fast

Herkes O’nun hızlı hareket ettiğini biliyor

Everybody knows that the naked man and woman

Herkes o çıplak adam ve kadının

Are just a shining artifact of the past

Sadece geçmişin parlayan eserleri olduğunu biliyor

Everybody knows the scene is dead

Herkes sahnenin ölü olduğunu biliyor

But there’s gonna be a meter on your bed

Ama yatağında bir sayaç olacak

That will disclose; what everybody knows

Bu herkesin bildiğini açığa vuracak.

[Verse 6] And everybody knows that you’re in trouble

Herkes başının belada olduğunu biliyor

Everybody knows what you’ve been through

Herkes neler yaşadığını biliyor

From the bloody cross on top of Calvary

Calvary’nin üstündeki kanlı haçtan

To the beach of Malibu

Malibu’daki sahile kadar

Everybody knows it’s coming apart

Herkes onun parçalandığını biliyor

Take one last look at this Sacred Heart

Bu Kutsal Kalp’e son bir kez bak

Before it blows

Darbe almadan önce

Everybody knows

Herkes biliyor

Logic & Rag’N’Bone Man – Broken People (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 15

Logic & Rag’N’Bone Man – Broken People (Türkçe Çeviri)

We’re broken people now

We’re burning out

So cold and bleeding now now now

Gonna let you down

We’re broken people now

We’re broken people now

Biz parçalanmış insanlarız

Yanıyoruz

Çok soğuk ve kanıyoruz şimdi

Seni yüzüstü bırakacağım

Biz parçalanmış insanlarız

Biz parçalanmış insanlarız

Tell me that I won’t ever be nothin’, ain’t that somethin’?

I’ve risen from the bottom

I got ’em eyes on the prize and inside ’em

Damn right I overcame, y’all know the name

We similar but never been the same

Everybody, yeah they know the name

Right now, we’ll make it some how

We’ll make it some way

Yeah you know we gon’ get it today like

I’m all on my own now

I won’t ever let you down

Won’t let you down down down

Hiçbir şey olamayacağımı söyle, bu da bir şey değil midir?

En dipten yükseldim

Ödüllere gözümü dikip aldım

Her şeyin üstesinden geldim, adımı öğreneceksiniz

Benziyoruz ama asla aynı olmayacağız

Herkes, evet, ismimi biliyorlar

Şimdi, bir şekilde üstesinden geleceğiz

Bir yolunuz bulacağız

Evet, anlıyorum

Kendi başımayım şimdi

Seni asla yüzüstü bırakmayacağım

Seni yüzüstü bırakmayacağım

Yes I’ve been through it

They know I do it for the people

I’m fighting so we be equal

For my son and my sequel

And anybody who listenin’

In they system like venom

I get in ’em and spread visciously

This is me

Evet üstesinden geldim

Onlar için yaptığımı biliyorlar

Eşit olabilelim diye savaşıyorum

Oğlum ve akıbetim için

Ve dinleyen herkes için

Sistemlerine zehir gibi

Girip yavaşça dağılıyorum

Bu benim

We’re broken people now

We’re burning out

So cold and bleeding now now now

Gonna let you down

We’re broken people now

Yanıyoruz

Çok soğuk ve kanıyoruz şimdi

Seni yüzüstü bırakacağım

Biz parçalanmış insanlarız

We back at it

Young Logic, the rap addict

Giving it every part of myself on the real you would think that I’d be asthmatic

Allergic to your bullshit, yeah that’s right I done had it

Real all the time, if you rep it get it tatted right now

This right here a vibe right now

I am too alive right now

I’m alive right now

Come on feel the vibe right now

Feel the vibe

Feel the vibe

Feel the, feel the, feel, feel the, feel the vibe

Tekrar dönüyoruz

Genç Logic, rap bağımlısı

Her parçamı gerçek sana verirken astımlı olduğumu düşünebilirsin

Senin saçmalıklarına alerjiğim, evet doğru, bıktım

Her zaman gerçek, eğer ünlenirsen hemen dövmesini yaptır

Bu, burada bir hareket

Şu an fazlasıyla canlıyım

Şu an canlıyım

Gel de bunu hisset

Bunu hisset

Bunu hisset

Bunu hisset

Yes I’ve been through it

They know I do it for the people

I’m fighting so we be equal

For my son and my sequel

And anybody who listenin’

In they system like venom

I get in ’em and spread visciously

This is me

Evet üstesinden geldim

Onlar için yaptığımı biliyorlar

Eşit olabilelim diye savaşıyorum

Oğlum ve akıbetim için

Ve dinleyen herkes için

Sistemlerine zehir gibi

Girip yavaşça dağılıyorum

Bu benim

We’re broken people now

We’re burning out

So cold and bleeding now now now

Gonna let you down

Biz parçalanmış insanlarız

Yanıyoruz

Çok soğuk ve kanıyoruz şimdi

Seni yüzüstü bırakacağım

Broken we ain’t beaten

There’s no glory in defeat

We won’t fall into the cracks between our streets

We’re broken people now

We’re broken people now

Kırıldık, yenilmedik

Bozguna uğramakta bir görkem yok

Sokaklarımızdaki çatlakların içine düşmeyeceğiz

Biz parçalanmış insanlarız

Biz parçalanmış insanlarız

We’re broken people now

We’re burning out

So cold and bleeding now now now

Gonna let you down

We’re broken people now

Biz parçalanmış insanlarız

Yanıyoruz

Çok soğuk ve kanıyoruz şimdi

Seni yüzüstü bırakacağım

Biz parçalanmış insanlarız