İngilizce Türkçe Sözlük







19 Mart 2018 Pazartesi

Avant Que L'ombre... Türkçe çevirisi

Âpreté des sons
Seslerin korkunçluğu

Tourmente des vents
Rüzgarların karmaşası

Mémoire…
Qui m’oublie, qui me fuit
Beni unutan benden kaçan hatıra

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Jésus ! De l’heure…
Tanrım ! beni öfkeli

Qui me ramène
hayallere,unutulmuş

A des songes emportés,
dünyalara götüren

A des mondes oubliés, oh
zamandan korkuyorum

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

De la douleur…
Uykusuz gecelerin

Des nuits de veille
Acısından….

Mémoire inachevée,
Nerede doğduğunu bilmeyen

Qui ne sait… où elle naît
Eksik hatıralar

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Oh ! Jésus ! Seigneur !
Ah ! Tanrım ! Rabbim !

Suis-je coupable ?
Ben suçlu muyum ?

Moi qui croyais mon âme
Ruhumun girilemez bir

Sanctuaire impénétrable
Mabet olduğuna inanan ben (suçlu muyum)

Jésus ! J’ai peur
Tanrım ! Korkuyorum

Jésus ! Je meurs
Tanrım ! Ölüyorum

De brûler l’empreinte
İzi,damgayı yaktığım için

Mais laisser le passé redevenir le passé
Ama bırak mazi tekrar mazi olsun

Avant que l’ombre, je sais
Biliyorum, karanlık ayaklarıma

Ne s’abatte à mes pieds
Aniden düşmeden önce *

Pour voir l’autre côté
Diğer tarafı görmek için

Je sais que… je sais que… j’ai aimé
Biliyorum ki..biliyorum ki…ben sevdim

Avant que l’ombre… gênée
sıkıntılıyım…karanlık ayaklarıma

Ne s’abatte à mes pieds
Aniden düşmeden önce

Pour voir l’autre côté
Diğer tarafı görmek için

Je sais que j’aime, je sais que j’ai…
Sevdiğimi biliyorum,sevdiğimi biliyorum

* karanlık ayaklarıma aniden düşmeden önce : ben ölmeden
önce anlamına gelen bir deyim.
Çeviren : Ahmet KADI

18 Mart 2018 Pazar

Alexandra Stan ft. Manuel – Miami (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 4

There’s a place in Miami where they heal your soul

-Miami’de onların senin ruhunu iyileştirebildiği bir yer var
They fill the glass with your deepest hope,

-Bardağı senin en derin umutlarınla doldururlar
Where the faces have no name

-Adı olmayan suratların olduğu yer
I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum

There’s a beach in Miami, when the sun is gone

-Miami’de güneşin kaybolduğu bir sahil var
You dance in the sand and you’re not alone,

-Kumsalda dans ediyorsun ve yalnız değilsin
There’s no faces and no name,

-Ne yüz var ne de bir isim
I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum

Uuuuu I feel I’m home

-Evim gibi hissediyorum
Uuuuuu I feel I’m homeee.

-Evim gibi hissediyorum.

Christina Aguilera – What a Girl Wants (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 13

What a girl wants, what a girl needs
What a girl wants, what a girl needs

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler

I wanna thank you for giving me time to breathe
Like a rock you waited so patiently
While I got it together, while I figured it out
I only looked but I never touched
‘Cause in my heart was a picture of us
Holding hands, making plans
And it’s lucky for me you understand

Bana nefes almak için zaman verdiğin için teşekkürler
Bir taş gibi sabırla bekledin
Kafamı topluyorken, kararımı verirken
Baktım ama asla dokunmadım
Çünkü kalbimde ikimizin resmi vardı
Elele tutuşup plan yaparken
Ve bunu anladığın için şanslıyım

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

What I want is what you got
And what you got, is what I want

Benim istediğim sende olanlar
Ve sende olanlar, istediklerimdir

There was a time I was blind, I was so confused
Run away just to hide it all from you
But baby, you knew me better than I knew myself
They say if you love something let it go
If it comes back it’s yours, that’s how you know
It’s for keeps, yeah, it’s for sure
And you’re ready and willing to give me more than

Gözümün görmediği bir an vardı, kafam karışıktı
Senden saklanmak için kaçtım
Ama bebeğim, sen beni kendimden daha iyi tanıyordun
Eğer bir şeyi seversen serbest bırak derler
Eğer dönerse senindir, sen bu işi biliyorsun
Her zaman için tabii ki
Ve bana bundan fazlasını vermek için gönüllüsün

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

What a girl wants, what a girl needs
Somebody sensitive, courageous
Sexy, cool, like you
What a girl wants, what a girl needs
What a girl wants (you’re so right)
What a girl needs (you’re so right)
You let a girl know how much you care about her
I swear you’re the one who always knew
You knew, you knew, you knew, you knew
I’m thanking you for being there for me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Duyarlı, cesur birini
Seksi, havalı birini senin gibi
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Bir kız ne ister
Bir kız ne ister
Bir kızı ne kadar umursadığını gösterdin
Yemin ederimki bunu anlayan tek kişisin
Anlayan,anlayan,anlayan,anlayan
Yanımda olduğun için teşekkürler

What a girl wants, what a girl needs
Whatever makes me happy sets you free
And I’m thanking you for knowing exactly
What a girl wants, what a girl needs
Whatever keeps me in your arms
And I’m thanking you for giving it to me

Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni mutlu eden her neyse seni serbest kılar
Bunu tam anlamıyla anladığın için teşekkürler
Bir kız ne ister, bir kız ne bekler
Beni kollarında tutan her neyse
Bunu bana yaşattığın için teşekkürler

Bleachers – Alfie’s Song (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 11

Fake young when we met
Everything seemed alright
Like children sing on the sidewalk
Cut straight through the moonlight

Tanıştığımızda numaradan gençtik
Herşey normal gözükürdü
Kaldırımda şarkı söyleyen çocuklar gibi
Ay ışığına kestirmeden giden

But how I love those days we didn’t get out of bed
Left your taste in my mouth
Your strange voice in my head

Ama yataktan çıkmadığımız günleri nasıl da seviyorum
Ağzımda tadın kalırdı
Tuhaf sesin kafamdan çıkmazdı

Oh, I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again

Ah, tekrar duymak istiyorum
Çünkü o zaman bir aşk şarkısına çok yüksek sesle tutulduk
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor
Sana muhtaç olduğum kısmı söyle o yüzden, evet
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor

Hey, yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah
Yeah, yeah, yeah, yeah, hey
La, la, la, la, la
Ok look out

Hey,evet,evet,evet
Evet,evet,evet,evet,
Evet,evet,evet,evet,
Evet,evet,evet,evet,
La,la,la,la,la
Tamam dikkat et

You’d leave the cities and chase bullet holes
That’s actually star light
And in those rare moments you and I were brilliant
We were gonna be alright

Şehirleri bırakıp kurşun deliklerini kovarlardın
Aslında bu bir yıldızın ışığıydı
Ve senin ve benim görkemli olduğumuz nadir zamanlarda
Herşey yolunda olacaktı

But god I loved those days we couldn’t get out of bed
Left your taste in my mouth
All your words in my head

Ama yataktan çıkmadığımız günleri nasıl da seviyorum
Ağzımda tadın kalırdı
Tuhaf sesin kafamdan çıkmazdı

And now I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again, woo

Oh, I wanna hear it again
Cause back then we were caught in a love song so loud, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again
So sang that I really need you so bad, oh yeah
No not so typical love song
Cause it hurt us again and again

Ah, tekrar duymak istiyorum
Çünkü o zaman bir aşk şarkısına çok yüksek sesle tutulduk
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor
Sana muhtaç olduğum kısmı söyle o yüzden, evet
Hayır sıradan bir aşk şarkısı değildi
Çünkü bizi tekrar ve tekrar acıtmaya devam ediyor

Sha, la, la, la, la, la, la
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la, la
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la, so bad, oh yeah
Sha, la, la, la, la, la, la, la, la

1, 2, 3, 4
I wanna be alright
I wanna be alright
I wanna be alright with my baby tonight
I wanna be alright
I wanna be alright
I wanna be alright with my baby tonight, oh yeah

1, 2, 3, 4
İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
Bebeğimle bu gece İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
İyi olmak istiyorum
Bebeğimle bu gece İyi olmak istiyorum

Off & On Türkçe çevirisi

[Verse 1]
The blood is thick, thicker than my thoughts are quick
Kan yoğundur,hızlı olan düşüncelerimden daha yoğun

Quicker than these thoughts turn sick, sick
Hastalığa dönüşen bu düşüncelerden daha hızlı,hasta…

Sicker than my temperature rising
Yükselen ateşimden daha hasta

Sicker than the whites of their eyes despising me
Onların,beni hor gören gözlerinin beyazından daha hasta

And all my lovers that I can’t disguise
Ve kimliğini gizleyemediğim tüm sevgililerimden

And I’ll never know why
Ve nedenini hiç bilmeyeceğim

[Verse 2]
The air is clear, clearer than the taste of tears
Hava berraktır,gözyaşlarının tadından daha berrak

Clearer than the smell of fear
Korkunun kokusundan daha berrak

And I’m fearful for a long cold year with you
Ve ben seninle (geçecek) uzun soğuk bir yıl için korkuyorum

Don’t you know what you do?
Ne yaptığını bilmiyor musun ?

You give me the horrors and I give you the goo that oozes
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

Separate the scabs from the bruises
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

[Chorus]
I turn my thoughts off and on
Düşüncelerimi kapatırım ve açarım

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

[Verse 3]
I’m out of breath, offers me a taste of death
Nefesim kesildi,bu bana ölümün tadını sunar

Equally the taste of life and I freeze to feel it
Aynı ölçüde hayatın da tadını ve bunu hissetmek için buz kesilirim

I prayed to my god and I prayed to your Jesus, oh yes
Ben Tanrıma dua ettim ve senin İsa’na dua ettim,ah evet

I prayed and I pleaded that I’d never go back
Asla geri dönmeyeyim diye dua ettim ve yalvardım

But I’m always going back
Ama her zaman geri dönüyorum

[Verse 4]
Cause the touch is sweet, sweeter than he touches me
Çünkü dokunmak güzeldir, onun bana dokunmasından daha güzel

Sweeter when that touch repeats, repeats
Bu dokunmalar tekrarlandığı zaman daha güzel

Please believe my heart spills its guts every time that you leave
Lütfen inan,her gidişinde kalbim içindekileri döküp boşaltıyor

Don’t you know what you do?
Ne yaptığını bilmiyor musun ?

You give me the horrors and I give you the goo that oozes
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

Separate the scabs from the bruises
Bana korkular verirsin ve ben sana sızan duyguları veririm

[Chorus]
Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

Off and on
kapalı ve açık

[Bridge]
He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek

He’s gonna teach me how to live
O (adam) bana nasıl yaşanacağını öğretecek
Çeviren: Ahmet Kadı

17 Mart 2018 Cumartesi

Agnes Obel – Riverside (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Down by the river by the boats

Nehir kıyısında, gemilerin yakınında

Where everybody goes to be alone

Herkesin yalnız olmak için gittiği yer

Where you won’t see any rising sun

Doğan güneşi göremeyeceğin yer

Down to the river we will run

Koşacağımız yer nehrin aşağısı

When by the water we drink to the dregs

Suyun kenarındayken tortuları içeriz

Look at the stones on the river bed

Nehir yatağındaki taşlara bakarız

I can tell from your eyes

Gözlerinden anlayabiliyorum 

You’ve never been by the riverside

Nehir kıyısına hiç gitmediğini 

Down by the water the riverbed

Nehir kıyısında, nehir yatağında 

Somebody calls you somebody says

Biri sana sesleniyor, biri sana diyor 

Swim with the current and float away

Akıntının yönünde yüz ve akıntıyla git

Down by the river everyday

Nehir kıyısında her gün

Oh my God I see how everything is torn in the river deep

Aman tanrım her şeyin nehrin derinliklerinde nasıl parçalandığını görüyorum

And I don’t know why I go the way

Ve bilmiyorum neden gittiğimi 

Down by the riverside

Nehir kıyısına 

When that old river runs pass your eyes

O eski nehir gözlerinden geçerken 

To wash off the dirt on the riverside

Nehir kenarındaki kiri temizlemek için

Go to the water so very near

Suyun çok yakınına git

The river will be your eyes and ears

Nehir senin gözlerin ve kulakların olacak

I walk to the borders on my own

Sınırlara kendi başıma yürürüm

To fall in the water just like a stone

Bir taş gibi suya düşmek için

Chilled to the marrow in them bones

Kemiklerinin iliğine kadar üşüyerek 

Why do I go here all alone

Neden buraya tek başıma gelirim?

Oh my God I see how everything is torn in the river deep

Aman tanrım her şeyin nehrin derinliklerinde nasıl parçalandığını görüyorum

And I don’t know why I go the way

Ve bilmiyorum neden gittiğimi 

Down by the riverside

Nehir kıyısına 

Lxandra – Dig Deep (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 21

Dig Deep (Derin Kazı)

He never knew my secret
O asla sırrımı bilmedi
But I for sure knew his
Ama eminim ki o biliyordu
In the arms of nature
Doğanın kollarında
So let her take and give
Bu yüzden almasına izin verdim ve verdim

The only thing that makes you grow
Seni büyüten tek şey
Is to dive into the sweet unknown
Bilinmeyen tatlıya dalmaktır
The only thing that breaks your bones
Kemiklerini kıran tek şey
Is when you don’t know where it hurts the most
Nerenin seni çen çok incittiğini bilmemektir
When you don’t know when it hurts
İncittiğini bilmediğin zaman

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum

For followers of rivers
Gölün takipçileri için
Darkness of the sin
Günahın karanlığı
The voices of latens
Maskelerin sesleri
Who have nowhere to run
Kim herhangi bir yere kaçtı

The only thing that makes you grow
Seni büyüten tek şey
Is to dive into the sweet unknown
Bilinmeyen tatlıya dalmaktır
The only thing that breaks your bones
Kemiklerini kıran tek şey
Is when you don’t know where it hurts the most
Nerenin seni çen çok incittiğini bilmemektir
When you don’t know when it hurts
İncittiğini bilmediğin zaman

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum

Oh, oh
For the believers and the seekers
İnanlar ve arayanlar için
Oh, oh
For the speaker and the elders
Konuşanlar ve yaşlılar için
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
For the protectors of the mother
Annenin koruyucuları için

So come and bring my witches home
Bu yüzden gel ve cadılarımı eve getir
I still hold the flame

Hala ateşi tutuyorum
And let the eyes of wisdom roll
Ve bilgelik gözlerini bırakalım
I still hold the flame
Hala ateşi tutuyorum
Dig deep baby, deep baby
Derin kaz bebeğim, derin bebeğim
There’s so much we can’t see baby, see baby
Burada göremediğimiz çok şey var bebeğim, göremediğimiz bebek
It’s you and me so dig deep baby, deep baby
Sen ve ben çok derin kaz bebeğim, derin bebeğim
So come along because I still hold the flame
Yani acele et çünkü ben hala ateşi tutuyorum
For the believers and the seekers
İnanlar ve arayanlar için