İngilizce Türkçe Sözlük







6 Mart 2016 Pazar

Faith Türkçe çevirisi

I need a little space in my mind
Aklımda biraz boşluğa ihtiyacım var
I need that little hope, I can find
Biraz umuda ihtiyacım var, bulabilirim
I need a little, I need a little faith
Azıcık, azıcık inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
I need to feel my soul come alive
Ruhumun canlandığını hissetmeye ihtiyacım var
I need to feel the strength to get by
Almak için gücü hissetmeye ihtiyacım var
I need a little, I need a little faith
Azıcık, azıcık inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
İstemek için çok mu fazla?

Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla

I need a little space in my mind
Aklımda biraz boşluğa ihtiyacım var
I need that little hope, I can find
Biraz umuda ihtiyacım var, bulabilirim
I need a little, I need a little faith
Azıcık, azıcık inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
I need to feel my soul come alive
Ruhumun canlandığını hissetmeye ihtiyacım var
I need to feel the strength to get by
Almak için gücü hissetmeye ihtiyacım var
I need a little, I need a little faith
Azıcık, azıcık inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
İstemek için çok mu fazla?

Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla

I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
İstemek için çok mu fazla?

I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
I need a little faith
Biraz inanca ihtiyacım var
Is that too much to ask for?
İstemek için çok mu fazla?

Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla
Too much to ask for
İstemek için çok fazla

5 Mart 2016 Cumartesi

Marina And The Diamonds-İmmortal Türkçe Çeviri (Çeviri)

marina-immortal-600x600

I wanna be immortal
Ölümsüz olmak isterim
Like a God in the sky
Gökyüzündeki bir Tanrı gibi
I wanna be a silk flower
İpek bir çiçek olmak isterim
Like I’m never gonna die
Asla ölmeyecekmiş gibi
I wanna live forever
Sonsuza kadar yaşamak isterim
Forever in your heart
Kalbinde sonsuza kadar
And we’ll always be together
Ve biz daima birlikte olacağız
From the end to the start
Başlangıçtan sona kadar

That’s what we do it for
Biz bunun için ne yapmalıyız
To reserve a place
Bir yer ayırmalıyız
It’s just another part of the human race
Sadece insan ırkının başka kısımları
That’s what we do it for
Bunun için ne yapmalıyız
To reserve a space
Biz uzay ayırmalıyız
In history, it’s just
Tarihte sadece
Part of the human race, race
İnsan ırkının bir kısmı
(Race, race, race, race, race, race)
(Irk,ırk,ırk,ırk,ırk,ırk)

NAKARAT
I’m forever chasing
Sonsuza kadar takip edeceğim
After time but everybody dies, dies
Bir süre sonra herkes ölür ama ölür
If I could buy forever at a price
Eğer bir sonsuza kadar bir fiyata satın alabilseydim
I would buy it twice, twice
İki kes satın almış olacaktım iki kez
But if the earth ends in fire
Ama eğer dünya ateşte sona ererse
And the seas are frozen in time
Ve denizler zamanında donarsa
There’ll be just one survivor
Burada sadece birimiz hayatta kalacağız
The memory that I was yours
Senin olduğum an
And you were mine
Ve senin benim olduğun
Everybody dies, dies
Herkes ölür,ölür
Chasing after time, time
Bir süre sonra takip ederim

When you love somebody
Sen bazılarına aşık olduğunda
They’ll always leave too soon
Onlar çok yakın zamanda ayrılacaklar
But a memory, a memory
Ama bir an ,bir an
Can make a flower bloom
Bir çiçek açabilir mi
We wanna be remembered
Biz hatırlamak isteriz
Don’t wanna live in vain
Boşuna yaşamak istemeyiz
But nothing lasts forever
Ama hiç bir şey sonsuza kadar sürmez
This world is in a losing game
Bu dünya kayıp bir oyun içinde

I wanna mean something to somebody else
Bazıları için bazı şeyleri anlamak isterim
Feel a significance in the real world
Gerçek dünyanın bir önemini hissederim
It’s not enough to live out a lucky life
Şanslı bir hayat yaşamak için yeterli değil

No I don’t wanna be afraid,
Hayır korkmak istemiyorum
Afraid to die, die, die
Ölmekten korkmak,ölmekten,ölmekten
I just wanna be able to say
Sadece mümkün olabileceğini söylemek istiyorum
That I have lived my life, life
Öyle ki hayatımı yaşadım
Oh, all the things that humans do
Ohh tüm bu şeyleri insanlar yapar
To leave behind a little proof
Arkasından ayrılmak için küçük bir ispat
But the only thing that doesn’t die is love, love, love
Ama ölmemek için tek şey var aşk,aşk,aşk
Love, love
Aşk,aşk

So keep me alive
Öyleyse beni canlı tut
So keep me alive
Öyleyse beni canlı tut
So keep me alive, alive
Öyleyse beni canlı tut,canlı

loading...

Marina And The Diamonds-I’m A Ruin Türkçe Çeviri (Çeviri)

Marina-and-The-Diamonds-Froot-01

I know that I can’t have it all
Biliyorum her şeye sahip olamam
But without you I am afraid I’ll fall
Ama sensiz düşeceğimden korkarım
I know I’m playing with your heart
Biliyorum kalbinle oynuyorum
And I could treat you better but I’m not that smart
Ve ben sana daha iyi davranabilirdim ama ben o kadar küçük değilim

When it comes to love, you’re an easy fight
Aşk oluştuğunda , sen kolay bir kavgasın
A flower in a gun, a bird in flight
Bir silahın içinde bir çiçek , uçmakta bir kuş
It isn’t fair and it isn’t right
Bu korku değil ve doğru değil
To lead you on like it’s all alright
Sana dayanıyor gibi her şey tamam

I played with your heart
Kalbinle oynadım
And I could treat you better but I’m not that smart
Ve sana daha iyi davranabilirdim ama ben o kadar küçük değilim
You still mean everything to me
Hala benim için her şeysin
But I wanna be free
Ama ben özgür olmak istiyorum

I’ll ruin, yeah, I’ll ruin you
Mahvedeceğim, evet ,seni mahvedeceğim
I’ve been doing things I shouldn’t do
Yapmamam gerekenleri yapıyordum

[2x] Yeah, uh huh, ooh, yeah

Yeah, uh huh, ooh, yeah

It’s difficult to move on
Devam etmek zor
When nothing was right and nothing’s wrong
Hiç bir şey doğru olmadığında ve hiç bir şey yanlış olmadığında
You still can’t look me in the eye
Hala gözlerinle bana bakamazsın
‘Cause you’ve been bitten once and now you’re twice as shy
Çünkü sen bir kez ısırıldın ve şimdi iki kere utanıyorsun

I’ve had my share of beautiful men
Güzelim adamı paylaştım
But I’m still young and I wanna love again
Ama hala gencim ve tekrar aşık olmak istiyorum
It’s difficult to say goodbye
Elveda demek zor
And easier to live a lover’s lie
Ve aşkın bir yalanı yaşamaktan daha kolay

And I’ve tried to say
Ve söylemeye çalıştım
Babe, I’m gonna ruin you if you let me stay
Bebeğim seni mahvedeceğim eğer kalmama izin verirsen
You still mean everything to me, to me
Hala bana göre her şeysin ,bana göre
But I wanna be free
Ama ben özgür olmak isterim

I’ll ruin, yeah, I’ll ruin you
Mahvedeceğim, evet ,seni mahvedeceğim
I’ve been doing things I shouldn’t do
Yapmamam gerekenleri yapıyordum
[2x] Yeah, uh huh, ooh, yeah

It doesn’t feel right and it doesn’t feel fair
Doğru hissettirmiyor ve korku hissettirmiyor
When I’m planning to move on and you’re still standing there
Devam etmeye planladığımda ve sen hala burada duruyordun
Don’t wanna keep a secret but I don’t know how to keep it fair, yeah
Bir sır saklamak istemem ama korkuyu nasıl tutacağımı bilmiyorum

I’ll ruin, yeah, I’ll ruin you
Mahvedeceğim, evet ,seni mahvedeceğim
I’ve been doing things I shouldn’t do
Yapmamam gerekenleri yapıyordum

But I don’t wanna say goodbye
Ama elveda demek istemem
But, baby, I don’t wanna lie
Ama bebeğim yalan söylemek istemiyorum
To lie, to lie to you
Yalan söylemek , sana yalan söylemek
I’m a ruin
Ben bir harabeyim

[3x] Yeah, uh huh, ooh, yeah

loading...

3 Mart 2016 Perşembe

Lorde-Bravado Türkçe Çeviri (Çeviri)

28434959_800_800

All my life
Tüm hayatım boyunca
I’ve been fighting a war
Bir savaş için dövüştüm
I can’t talk to you or your friends
Seninle ve ya arkadaşlarınla konuşmam
It’s not only you
Yalnız sen değilsin
My heart jumps around when I’m alluded to
İma ettiğim zaman kalbim etrafında zıplar
This will not do
Bu olmayacak

‘Cause I was raised up
Çünkü ben yükseldim
To be admired to be noticed
Hayran kalındım fark edildim
But when you’re withdrawn it’s the closest thing
Ama en yakın şeyde sen içine kapanıktın
To assault when all eyes are on you
Tüm gözler senin üzerindeyken saldırıya uğradım
This will not do
Bu olmayacak

Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh

I’m faking glory
Aldatıcı zaferim
Lick my lips toss my hair
Dudaklarımı yaladım saçlarımı salladım
And turn the smile on
Ve gülüşüm döner
And the story’s brand-new
Ve hikayeler yepyeni
But I can take it from here
Ama ben buradan alabilirim
I’ll find my own bravado
Ben kendi kabadayılığımı bulacağım

It’s a switch flipped
Bir anahtar çevirdi
It’s a pill tipped back, it’s a moon eclipsed, whoa
Geri uçlu bir hap var ,gölgede bir ay whoa
And I can tell you that when the lights come on I’ll be ready for this
Ve ışıklar açıldığında sana söyleyebilirim ben bunun için hazır olacağım

It’s in your bloodstream
Bu senin kan akışın
A collision of atoms that happens before your eyes
Gözlerinden önce atomların bir çöküşü meydan geldi
It’s a marathon run or a mountain you scale without thinking of size
Boyutunu düşünmeden bir dağ ve ya bir maraton koşusunu ölçtün

I was frightened of every little thing that I thought was out to get me down
İndiğimi düşündüğümde her küçük şeyden tedirgin olurdum
To trip me up and laugh at me
Bana çelme tak ve bana gül

But I learnt not to want
Ama ben istemeden öğrendim
The quiet of the room with no one around to find me out
Odanın sessizliği ile kimse beni odada bulamaz
I want the applause, the approval, the things that make me go
Ben alkış ,onay ,beni yapan şeyleri isterim

Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh
Oh, oh, oh, oh

loading...

Icona Pop-Someone Who Can Dance Türkçe Çeviri (Çeviri)

maxresdefault

Working at the video store, every day’s a bore, I just dream away
Video dükkanında çalışırken ,her günün bir sıkıntısı , ben sadece hayallere dalarım
DVDs are gone for life, we just get online and go to Pirate Bay
Dvd ler yaşam için çaba gösterirler,biz sadece çevrimiçi oluruz ve Pirate Bay (indirme sitesi )’a gireriz
Tripping like I’m on the moon and when I think of being in the disco light
Ayda sendeliyor gibiyim ve disko ışıklarının olduğunu düşünürüm
Give me that bass right up in my face, I want glitter on the floor tonight
Sağdan yüzüme doğru pesi yükseltip ver bana ,geceleri zeminde parıltılar isterim

I want nothing like the others
Diğerleri gibi hiç bir şey istemem
I want more than I can take
Alabildiğimden daha fazlasını isterim
I want nothing like the others
Diğerleri gibi hiç bir şey istemem
I want more than I can take
Alabildiğimden daha fazlasını isterim
I want someone who can dance
Dans edebilen insanları isterim
Not someone I can talk to
Benim konuştuğum birileri olmasın
I want someone who can dance
Dans edebilen insanları isterim

Feeling like a superstar in this boring bar, with my lipstick on
Bu sıkıcı barda rujumla birlikte bir süper star gibi hissediyorum
Body getting tense, waiting for my friends, I wonder where the hell they are
Arkadaşlarımı beklerken Vücut gerginleşiyor ,onların hangi cehennemde olduğunu merak ediyorum
Yeah we kinda rule the world, when we go there, we will never stand in line
Evet biz oraya gittiğimizde dünyanın kurallarını biraz yıkıyoruz,biz çizgimizden asla çıkmayacağız
Seven days a week, no we never sleep, I want glitter on the floor tonight
Biz haftada yedi gün var,hayır biz asla uyumayız ,geceleri zeminde parıltılar isterim

Oh, I’m not insane
Oh ben deli değilim
No, I’m not insane
Hayır ben deli değilim
We are not insane,
Biz deli değiliz
No, we’re not insane
Hayır biz deli değiliz
(I want someone who can dance, not someone I can talk to)
(Dans edebilen insanları isterim,Benim konuştuğum birileri olmasın)
No, I’m not insane
(I want someone who can dance, not someone I can talk to)
(Dans edebilen insanları isterim,Benim konuştuğum birileri olmasın)
No, I’m not insane
Hayır ben deli değilim
(I want someone who can dance, not someone I can talk to)
(Dans edebilen insanları isterim,Benim konuştuğum birileri olmasın)
We are not insane
Biz deli değiliz
(I want someone who can dance, not someone I can talk to)
(Dans edebilen insanları isterim,Benim konuştuğum birileri olmasın)
No, we’re not insane
Hayır biz deli değiliz

If you look away, I make out with someone else
Eğer uzaklara bakarsam,birileriyle olduğum ortaya çıkar
If you look away
Eğer uzaklara bakarsam
If you look away, I make out with someone else
Eğer uzaklara bakarsam,birileriyle olduğum ortaya çıkar
If you look away
Eğer uzaklara bakarsam
I want someone who can dance
Dans edebilen insanları isterim

loading...

One Woman One Man Türkçe çevirisi

I am a sinner, as cold as the winter
Ben bir günahkarım, kışın soğuğu kadar
She is the sun, she is the queen of love
O güneş, aşkın kraliçesi
I am a burden, always uncertain
Ben bir yüküm, her zaman belirsiz
She is a raft, only believes in us
O bir yığın, sadece bize inanan

And I know that she cries by the red in her eyes
Gözündeki kırmızılardan biliyorum o ağlıyor
She’s been waiting for signs that never come
Hiç gelmeyecek işaretleri bekliyor
All she ever really wanted was…
Onun gerçekten tüm istediği…

One woman, one man
Bir kadın bir adam
That’s all that she asks
Onun tüm istediği bu
No other demands
Başka talebi yok
One woman, one man, yeah
Bir kadın, bir adam

I am a loser, I only confuse her
Ben bir kaybedenim, sadece onu karıştırırım
She is the sail, no matter where we go
O bir gemi, nereye gittiğimiz önemli değil
Tradition in her veins, passed down
Gelenek onun damarlarında, nesilden nesile
The way I live is far too gone
Yaşadığım yol çok uzakta
Oh I wish it wasn’t so
Böyle olmamasını dilerdim

And I know that she cries by the red in her eyes
Gözündeki kırmızılardan biliyorum o ağlıyor
She’s been waiting for signs that never come
Hiç gelmeyecek işaretleri bekliyor
All she ever really wanted was…
Onun gerçekten tüm istediği…

One woman, one man
Bir kadın bir adam
That’s all that she asks
Onun tüm istediği bu
No other demands
Başka talebi yok
One woman, one man, yeah
Bir kadın, bir adam

One woman, one man
Bir kadın bir adam
That’s all that she asks
Onun tüm istediği bu

One woman, one man…
Bir kadın bir adam…

Fifth Harmony – Work from Home (feat. Ty Dolla $ign) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

7_27 (Deluxe)

I ain’t worried ’bout nothin’
I ain’t wearin’ na-nada
I’m sittin’ pretty, impatient, but I know you gotta
Put in them hours, I’mma make it hotter
I’m sending pic after picture, I’mma get you fired

Hiçbir şey için endişelenmiyorum
Hiçbir şey giymiyorum
Oldukça sabırsız bir şekilde oturuyorum, ama yapman gerek biliyorum
Onları saatlere ayır, bunu daha da ateşli yapacağım
Fotoğraftan sonra bir tane daha fotoğraf gönderiyorum, seni işten kovdurtacağım

I know you’re always on the night shift
But I can’t stand these nights alone
And I don’t need no explanation
Cause baby, you’re the boss at home

Her zaman gece vardiyasında olduğu biliyorum
Ama bu gecelere tek başıma dayanamıyorum
Ve bir açıklamaya ihtiyacım yok
Çünkü bebeğim, evde patron sensin

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Let’s put it into motion
I’mma give you a promotion
I’ll make it feel like a vacay, turn the bed into an ocean
We don’t need nobody, I just need your body
Nothin’ but sheets in between us, ain’t no getting off early

Hadi harekete koyulalım
Sana bir terfi vereceğim
Bir tatil gibi hissettireceğim, yatağı okyanusa doğru çevir
Kimseye ihtiyacımız yok, sadece vücuduna ihtiyacım var
Aramızda çarşaflar dışında hiçbir şey yok, erken ayrılmak yok

I know you’re always on the night shift
But I can’t stand these nights alone
And I don’t need no explanation
Cause baby, you’re the boss at home

Her zaman gece vardiyasında olduğu biliyorum
Ama bu gecelere tek başıma dayanamıyorum
Ve bir açıklamaya ihtiyacım yok
Çünkü bebeğim, evde patron sensin

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Oh yeah, girl you gotta work for me
Can you make it clap, no hands for me?
Take it to the ground, pick it up for me
Look back at it all over me
Put in work like my timesheet
She ride it like a ’63
I’mma buy her new Céline
Let her ride in a foreign with me
Ooh, she the bae, I’m her boo
And she down to break the rules
La-di-da she gon’ go
I’m on drugs, she finessin’
I pipe up, she take that
Putting overtime on your body

Oh evet kızım benim için çalışman gerek
Ellerini kullanmadan benim için alkış tutabilir misin?
Yerden alıp, benim için kaldırabilir misin?
Üzerimdeyken geriye bak
Zaman planıma göre çalış
Onu *63’müş gibi sürüyor
Ona yeni bir **Céline alacağım
Benimle beraber yabancı bir ülkeye gezintiye çıkaracağım
Oh, o benim için herkesten önce gelen, ben de onun erkek arkadaşıyım
Ve o kuralları yıkmaya hazır
La-di-da, o gidecek
Ben uyuşturucunun etkisindeyim, o ustalıkla yapıyor
Ben tüttürüyorum, o dumanı alıyor
Bedeninin üzerinde mesaiye kalıyorum

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Yeah, we can work from home
Yeah, we can work from home
Yeah

Evet, evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evet, evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evet

*’63 derken bir iş makinesinden bahsediyor.
**Céline Dion, pahalı bir parfüm.

oğuzhan şen