İngilizce Türkçe Sözlük







17 Aralık 2017 Pazar

Marshmello – Danger (feat. Migos) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 15

Tryna get demons up outta me (demons)
Turn to a beast, eat your arteries (beast)
Deceasing opponents so properly (opponent)
Unleashing the dark side what got to me (got)
We come to take this shit over (hey)
Foot on the gas, hear the motor (skrrt)
Switchin’ my thoughts, I’m bipolar (woo)
I stare in the eyes of a cobra (sss)
Say you want smoke, come get it (come on)
You wanna play dumb, I’m wit’ it (wit’ it)
I’m about to take over the city (hey)
I came with my committee, gang with it (gang)
Came for the bag and the profit (bag)
Lookin’ for the wave when we got it (wave)
Nigga, you ain’t scare nobody (boo)
Bop-bop, that’s a whole body (bop)

İçimdeki şeytanları çıkarmaya çalışıyorum
Bir canavara dönüştürmek ve senin atardamarını yemek için
Usule uygun şekilde rakipler ölüyor
Beni içine alan karanlığı salıyorum
Ayağım gazda,motoru duyuyorum
Düşüncelerimi değiştiriyorum,bipolar gibiyim
Bir kobranın gözlerine gözlerimi diktim
Tüttürmek istediğini söylüyorsun,gel ve al
Salağa yatıyorsun,buna varım
Şehri ele geçirmek üzereyim
Kendi ekibimle geldim,onlarla ahkam kesiyorum
Çanta ve kazanç için geldim
Sahip olduğumuz dalgayı arıyorum
Zenci,kimse senden korkmuyor
Şap şup,hem de tüm vücutla

Cold case, cold-cold case
On the dark side, if you keep cold, it’s a cold case
Cold-cold case, cold-cold case
In my right mind, I can ride right ’til I road rage
Cold-cold case, cold case
Skeleton on my left wrist, and that’s all place
Cold-cold case, cold-cold case
On my knees, thanking God that he got me through the pain

Faili meçhul,faili meçhul
Karanlık tarafta,soğuk kalmaya devam edersen,bu bir soğuk (faili meçhul) davadır
Faili meçhul,faili meçhul
Haklı olan aklımda,trafik canavarlığı yapana kadar sürebilirim
Faili meçhul,faili meçhul
Sol bileğimdeki iskelet,her yerde
Faili meçhul,faili meçhul
Dizlerimin üstünde,bu acıyı atlattığım için Tanrı’ya şükrediyorum

Danger, danger
I don’t fit in, I’m a stranger
Believer, believer
I can take out all the evil
Empowerment to all my people
I can prove to you I’m a leader
Run through the money, no Visa
Forgive me ’cause my life illegal

Tehlike,tehlike
Buna uymuyorum ben yabancıyım bu konuya
İnançlı,inançlı
Tüm bu şeytanı atabilirim
Tüm halkıma güç veriyorum
Bir lider olduğumu ispatlayabilirim
Paraları sayıp döküyorum,Banka kartı olmadan
Affet beni çünkü benim hayatım yasa dışı

Searchin’ for the bag and the prize (bag)
On a mission lookin’ for them bad guys
Can’t run no play over my head, I’m real wise
Look at his eyes, wide, think he traumatized
Take me as a joke, I’ma hang ’em on the rope (rope)
‘Cause where I’m from, we don’t play like that on our side (no)
Better not freeze ’cause we know you’re gon’ choke (choke)
Talk behind my back but your shots backfired
I know you tried but you never could survive
I see the fear that’s in your eyes (eyes)
Run like Forrest, they tryna hide
They criticize in disguise (criticize)
They know I can only tell the truth (truth)
They know all you do is tell lies (lies)
I’m about to take over the city, tell me you just with it
‘Cause I know my squad gon’ ride (ride)

Çantayı ve ödülü arıyorum
Kötü adamların peşine düşen bir görevde
Kafamda oyun oynamam mümkün değil,ben gerçek bir bilgeyim
Gözlerine bir bak,travma geçirmiş gibi
Beni şakaya alıyor,onları ipte sallandıracağım
Çünkü geldiğim yerde,bizim köşemizde oynayanları sevmeyiz
Donmasan iyi olur çünkü boğulacağını biliyoruz
Arkamdan konuştun ama erken ateşleme yaptın
Denedin biliyorum ama asla hayatta kalamayacaksın
Gözlerindeki korkuyu görüyorum
Forrest gibi koşuyorum,saklanmaya çalışıyorlar
Maskeleriyle eleştiriyorlar
Onlar sadece doğruyu söyleyeceğimi biliyorlar
Onlar senin tek yaptığının yalan söylemek olduğunu biliyorlar
Şehri ele geçirmek üzereyim,bu işte var mısın söyle
Çünkü takımımın gezeceğini biliyorum

Danger, danger
I don’t fit in, I’m a stranger
Believer, believer
I can take out all the evil
Empowerment to all my people
I can prove to you I’m a leader
Run through the money, no Visa
Forgive me ’cause my life illegal

Tehlike,tehlike
Buna uymuyorum ben yabancıyım bu konuya
İnançlı,inançlı
Tüm bu şeytanı atabilirim
Tüm halkıma güç veriyorum
Bir lider olduğumu ispatlayabilirim
Paraları sayıp döküyorum,Banka kartı olmadan
Affet beni çünkü benim hayatım yasa dışı

Come on, say you want smoke come get it (wit’ it)
You wanna play dumb, I’m with it (gang, gang, bag)
Lookin’ for the wave when we got it (wave)
Bop-bop, that’s a whole body (bop)

Tüttürmek istediğini söylüyorsun,gel ve al
Salağa yatıyorsun,buna varım
Şehri ele geçirmek üzereyim
Şap şup,hem de tüm vücutla

Danger, danger
I don’t fit in, I’m a stranger
Believer, believer
I can take out all the evil
Empowerment to all my people
I can prove to you I’m a leader
Run through the money, no Visa
Forgive me ’cause my life illegal
Danger, danger
I don’t fit in, I’m a stranger
Believer, believer
I can take out all the evil
Empowerment to all my people
I can prove to you I’m a leader
Run through the money, no Visa
Forgive me ’cause my life illegal

Tehlike,tehlike
Buna uymuyorum ben yabancıyım bu konuya
İnançlı,inançlı
Tüm bu şeytanı atabilirim
Tüm halkıma güç veriyorum
Bir lider olduğumu ispatlayabilirim
Paraları sayıp döküyorum,Banka kartı olmadan
Affet beni çünkü benim hayatım yasa dışı
Tehlike,tehlike
Buna uymuyorum ben yabancıyım bu konuya
İnançlı,inançlı
Tüm bu şeytanı atabilirim
Tüm halkıma güç veriyorum
Bir lider olduğumu ispatlayabilirim
Paraları sayıp döküyorum,Banka kartı olmadan
Affet beni çünkü benim hayatım yasa dışı

Iggy Azalea, Zedd – Boom Boom (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 2

Okay, supercalifragilistic
And bionic, go ballistic
Coldest on my chain and wrist lit (automatic)
Sonic face lift, uh
One time gotta hit ’em with the, uh
Two time like a backstabber
Baby, come and hear the pitta-patta
Kiss my (hey) back-scratcher
Do you smell a lie la-la-la (hey)
Don’t need dope la-la-la-la (hey)
Don’t see your la-la-la-la
No time for the (shh), wait a minute
Do you smell a lie la-la-la (hey)
Don’t need dope la-la-la-la (hey)
Don’t see don’t la-la-la-la
No time for the (hey), wait a minute

Tamam, harika
Ve biyonik, balistik ol
Zincirimde ve bilek ışığında en soğuk (otomatik)
Sonik yüz gerdirme
Bir kere onları vurmalıyız, uh
Kaleş gibi iki kez
Bebeğim gel ve patırtıyı duy
Gel ve kaşağımı öp
Bir yalan kokusu alıyor musun
Uyuşturucuya ihtiyaç yok
Bir yalan kokusu alıyor musun la-la-la-la
Uyuşturucuya ihtiyaç yok la-la-la-la
.. için zaman yok (shh), bir dakika bekle
Görme, görme
….için zaman yok(hey), bir dakika bekle

Shotgun, left the scene
Poppin’ out the magazine
Click-clock, set it off
Real ones in the parking lot

Çifte atış, sahneyi terk etti
Magazinin dışına sıçra
Tik tak, hadi kur
Gerçek olanlar otoparkta

I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
Boom boom all up in your face

Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Boom boom hepsi yüzünde patlayacak

Wavy so often, Chordz made this on Slauson
Go crazy, you lost it, my ladies, you awesome
You got it, got it
Just drop it, drop it
Who ’bout it, ’bout it?
Who ’bout it, ’bout it?
Uh, the na-na-na-na
Tell me if you ready to ride or die
Do you smell a lie la-la-la (hey)
Don’t need dope la-la-la-la (hey)
Don’t see your la-la-la-la
No time for the (shh), wait a minute
Do you smell a lie la-la-la (hey)
Don’t need dope la-la-la-la (hey)
Don’t see don’t la-la-la-la
No time for the (hey), wait a minute

Sık saç dalgaları, Chordz bunu Slauson’da yaptırdı
Delir, kaybettin, kadınlarımi harikasınız
Buna sahipsin, sahipsin
Sadece kes şunu, kes şunu
Kim bunla ilgili, ilgili?
Kim bunla ilgili, ilgili?
Uh, na na na
Benimle sürmeye ya da ölmeye var mısın?
Bir yalan kokusu alıyor musun
Uyuşturucuya ihtiyaç yok
Senin la-la-la nı göremiyorum
.. için zaman yok (shh), bir dakika bekle
Bir yalan kokusu alıyor musun la-la-la-la
Uyuşturucuya ihtiyaç yok la-la-la-la
Senin la-la-la nı göremiyorum
Görme, görme
….için zaman yok(hey), bir dakika bekle

Shotgun, left the scene
Poppin’ out the magazine
Click-clock, set it off
Real ones in the parking lot

Çifte atış, sahneyi terk etti
Magazinin dışına sıçra
Tik tak, hadi kur
Gerçek olanlar otoparkta

I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
Boom boom all up in your face

Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Boom boom hepsi yüzünde patlayacak

Shotgun, left the scene
Poppin’ out the magazine
Click-clock, set it off
Real ones in the parking lot

Çifte atış, sahneyi terk etti
Magazinin dışına sıçra
Tik tak, hadi kur
Gerçek olanlar otoparkta

I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
Boom boom all up in your face

Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Boom boom hepsi yüzünde patlayacak

I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
I got that boom boom, baby, bring the bass
I got that boom boom all up in your face
Boom boom all up in your face

Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Bu patlamaya sahibim, bebeğim, bası geri getir
Bu patlamaya sahibim hepsi yüzünde patlayacak
Boom boom hepsi yüzünde patlayacak

16 Aralık 2017 Cumartesi

On Lache Rien Türkçe çevirisi

Du fond de ma cité HLM
Mahallemin,ucuz toplu konutların derinliğinden

Jusque dans ta campagne profonde
Senin köyünün derinliğine kadar

Notre réalité est la même
Bizim gerçeğimiz aynı

Et partout la révolte gronde
Ve her yerde isyan patlamak üzere

Dans ce monde on avait pas notre place
Bu dünyada bizim yerimiz olmadı

On avait pas la gueule de l’emploi
Bir işe kabul edilecek tipimiz olmadı

On est pas né dans un palace
Çok lüks bir otelde doğmadık

On avait pas la CB à papa
Bizde babamızın kredi kartları olmadı

SDF, chômeurs, ouvriers
Evsizler,işsizler,işçiler

Paysans, immigrés, sans papiers
Köylüler,göçmenler,kaçak göçmenler

Ils ont voulut nous diviser
Bizi bölmek istediler

Faut dire qu’ils y sont arrivés
Bunu başardıklarını söylemek gerekir

Tant que c’était chacun pour sa gueule
Herkes kendi başına olduğu sürece

Leur système pouvait prospérer
Onların sistemi gelişip ilerleyebiliyordu

Mais fallait bien qu’un jour on se réveil
Ama bir gün uyanmamız

et qu’les têtes s’remettes à tomber
Ve başların yeniden düşmeye başlaması gerekiyordu

Refrain :
On lache rien, on lache rien
Hiçbir şeyi bırakmayız,hiçbir şeyi bırakmayız

On lache rien, ON lache riiiiiien
Hiçbir şeyi bırakmayız,hiçbir şeyi bırakmayız

On lache rien
Hiçbir şeyi bırakmayız

On lache rien
Hiçbir şeyi bırakmayız

On lache rien, on lache rien
Hiçbir şeyi bırakmayız,hiçbir şeyi bırakmayız

Ils nous parlaient d’égalité
Bize eşitlikten bahsediyorlardı

Et comme des cons on les a cru
Ve aptallar gibi onlara inandık

Démocratie fait moi marrer
Demokrasi beni güldürüyor

Si c’était le cas on l’aurait su
Eğer durum böyle olsa bunu bilirdik

Que pèse notre bulletin de vote
Piyasa kanunları karşısında

Face à la loi du marché,
Oy pusulamızın ne önemi var ?

C’est con mes chers compatriotes mais on s’est bien fait baiser
Bu aptalca değerli vatandaşlarım ama kendimizi iyi becerttik

Que pèse les droits de l’homme
Bir Airbus uçağını satışı karşısında

Face à la vente d’un airbus
İnsan haklarının ne önemi var

Au fond y a qu’une règle en somme
Aslında,sonuç olarak tek bir kural var

Se vendre plus pour vendre plus
Daha çok satmak için kendini daha çok satmak

La république se prostitue sur le trottoir des dictateurs
Cumhuriyet,diktatörlerin kaldırımında fahişelik yapıyor

Leurs belles paroles on y croit plus,
Onların güzel sözlerine artık inanmıyoruz

Nos dirigeants sont des menteurs
Yöneticilerimiz yalancı

C’est tellement con, tellement banal
Barıştan ve kardeşlikten bahsetmek

De parler d’paix, d’fraternité
Öylesine aptalca,öylesine bayağı

Quand des SDF crève sur la dalle
Evsizler taş zeminde öldüğü zaman

Et qu’on mène la chasse au sans papiers
Ve kaçak göçmenler avlandığı zaman

Qu’on jette des miettes aux prolétaires
işçilere ekmek kırıntıları atılır

Juste histoire de les calmer,
Sadece onları sakinleştirme hikayesi

Qu’ils s’en prennent pas aux patrons millionnaires
trop précieux pour notre société

Toplumumuz için çok değerli olan milyoner
patronları hedef almasınlar diye

C’est fou comme ils sont protégés tout nos riches et nos puissants
Bu saçma :bütün güçlü ve zenginlerimiz ne kadar da korunuyor

Y a pas à dire ça peut aider
d’être l’ami du Président

Şüphesiz,Başkan’ın arkadaşı olmak
(İşlerin halledilmesine) yardımcı olabilir

Chers camarades, chers électeurs,
Değerli yoldaşlar,değerli seçmenler

Chers citoyens consommateurs
Değerli vatandaşlar,tüketiciler

Le réveil à sonné il est l’heure
D’remettre à zéro les compteurs

Çalar saatin zili çaldı,şimdi sayaçları
Yeniden sıfırlamanın tam zamanı

Tant qu’y a d’la lutte, Y a de l’espoir
Mücadele olduğu sürece umut vardır

Tant qu’y a dl’a vie, Y a du combat
Hayat olduğu sürece kavga da vardır

Tant qu’on se bat c’est qu’on est debout
Savaştığımız sürece ayakta kalırız

Tant qu’on est debout on lâchera pas
Ayakta olduğumuz sürece bırakmayacağız

La rage de vaincre coule dans nos veines
Galip gelme açlığı damarlarımızda dolaşır

Maintenant tu sais pourquoi on s’bat
Şimdi neden savaştığımızı biliyorsun

Notre idéal bien plus qu’un rêve
İdealimiz bir hayalden çok daha fazlası

Un autre monde , on a pas l’choix
Bir başka dünya…başka seçeneğimiz yok

Çeviren: Ahmet KADI

15 Aralık 2017 Cuma

SZA & Calvin Harris – The Weekend (Remix) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 2

You say you got a girl
How you want me?
How you want me when you got a girl?
The feelin’ is reckless
Of knowin’ it’s selfish
And knowin’ I’m desperate
Gettin’ all in your love
Fallin’ all over love, like
Do it ’til it hurts less
Hanging out the back, all up in your lap
Like is you comin’ home?
Is you out with her?
I don’t care long as you’re here by
10:30, no later than
Drop them drawers, give me what I want

Bir sevgilin olduğunu söylüyorsun
Nasıl olur da beni istersin?
Nasıl olur da beni istersin bir sevgilin varken?
Bunun bencilce olduğunu bilmek
Oldukça pervasız bir his
Ve benim çaresiz olduğumu biliyorsun
Tüm aşkını alacak kadar
Aşka tutunacak kadar
Buna daha az acı verene kadar devam edeceğim
Kucağında seninle sevişerek
Sanki eve geliyormuşsun gibi?
Yoksa onunla mısın?
10.30’a kadar burada olup gecikmediğin sürece
Umrumda değil
Topla şu iç çamaşırlarını ve bana istediğimi ver

My man is my man is your man
Heard it’s her man too
My man is my man is your man
Heard that’s her man
Tuesday and Wednesday, Thursday and Friday
I just keep him satisfied through the weekend
You’re like 9 to 5, I’m the weekend
Make him lose his mind every weekend
You take Wednesday, Thursday
Then just send him my way
Think I got it covered for the weekend

Benim erkeğim;benim erkeğim ise senin
Duydum ki bir başka kadının da erkeğiymiş
Benim erkeğim;benim erkeğim ise senin
Duydum ki başka kadının erkeğiymiş
Salı ve Çarşamba.Perşembe ve Cuma
Ben sadece onu hafta sonları tatmin ediyorum
Sen sabah 9 akşam 5’sin,ben ise hafta sonu
Her hafta sonu onun aklını uçuruyorum
Sen Çarşamba,Perşembe’yi al
Sonra da onu bana yolla
Sanırım bunu hafta sonuna saklamalıyım

I gotta say I’m in the mood for a little bit more of that
I mean I’m saying what kind of deal, just two days?
I need me at least ’bout four of them
More of them, more of you on me
On us, just tell me you want me, yeah
Monday and I’ll be at your door
Ready to take her place
Ready to give you
What you’ve been missin’ on weekdays
What you’ve been waitin’ for
10:30, no later than
Drop them drawers, I know what you want

Söylemek zorundayımki bundan biraz daha fazla havamdayım
Yani diyorum ki ne tür bir anlaşma bu,iki gün mü sadece?
En azından dört güne ihtiyacım var
Daha fazlası,daha fazla üzerimde olmalısın
Üzerimizde,sadece beni istediğini söyle,evet
Pazartesi kapında olacağım
Onun yerini almaya hazır bir şekilde
Sana vermeye hazır bir şekilde
Hafta içleri ne kaçırıyorsun
Neyi bekliyorsun
10.30’dan sonra olmaz
Topla şu iç çamaşırlarını ve bana istediğimi ver

My man is my man is your man
Heard it’s her man too
My man is my man is your man
Heard that’s her man
Tuesday and Wednesday, Thursday and Friday
I just keep him satisfied through the weekend
You’re like 9 to 5, I’m the weekend
Make him lose his mind every weekend
You take Wednesday, Thursday
Then just send him my way
Think I got it covered for the weekend

Benim erkeğim;benim erkeğim ise senin
Duydum ki bir başka kadının da erkeğiymiş
Benim erkeğim;benim erkeğim ise senin
Duydum ki başka kadının erkeğiymiş
Salı ve Çarşamba.Perşembe ve Cuma
Ben sadece onu hafta sonları tatmin ediyorum
Sen sabah 9 akşam 5’sin,ben ise hafta sonu
Her hafta sonu onun aklını uçuruyorum
Sen Çarşamba,Perşembe’yi al
Sonra da onu bana yolla
Sanırım bunu hafta sonuna saklamalıyım

Eminem – Need Me (feat. P!nk) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 18

You’re drunk, the coffee is burned
I hate to find you like this
I always find you like this
I come home and clean up your mess
What would you do without that?
Why do I always come back?
Oh, what I wouldn’t do for you!

Sarhoşsun ve kahven yanmış
Seni bu halde bulmaktan nefret ediyorum
Seni sürekli böyle buluyorum
Eve geliyor ve pisliklerini temizliyorum
Bu olmadan ne yapardın?
Neden sürekli geri geliyorum?
Ah,senin için neler yapmam ki!

And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me
And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me

Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın
Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın

Some nights I want to run for the hills
It’s never easy with you
I cannot reason with you
But your smile is as rare as it comes
What would I do without that?
Maybe that’s why I come back
Oh, what I wouldn’t do for you!

Bazı geceler tepelere koşmak istiyorum
Seninle işim hiç kolay değil
Seninle asla sonuca varamıyorum
Belki bu yüzden geri gelip duruyorum
Ah,senin için neler yapmam ki!

And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me
And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me

Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın
Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın

Startin’ to think we were made for each other
Birbirimiz için yaratıldığımızı düşünmeye başlıyorum
But one of us in this relationship is raisin’ the other
Ama bu ilişkide birimiz diğerini yükseltiyor
You remind me of my mother
Bana annemi hatırlatıyorsun
We drive one another crazy as each other
Birbirimizi karşılıklı olarak delirtiyoruz
And we’re both adults so there’s no excuse
Ve ikimizde yetişkiniz bunun bahanesi yok
For the games that we play with each other
Birbirimizle oynadığımız oyunların
Where you at? At a friend’s? No, you ain’t, motherfucker!
Neredesin?Arkadaşında mı?Hayır,değilsin,o**pu çocuğu!
But I give her the benefit of the doubt
Ama ona şüphenin faydasını veriyorum
Whenever the doubt kicks in, shiver when I touch her
Şüphe ne zaman içime düşse,ona dokunurken titriyorum
‘Cause I love her so much, I’m a sucker
Çünkü onu çok seviyorum,ben bir müptelayım
Our bottom lip can quiver when she’s in trouble
Alt dudaklarımız titriyor onun başı beladayken
She’s in hot water, think I caught her cheating again
O sıcak sularda,onu tekrar aldatırken yakaladım
Give her another chance? Another one after that?
Ona başka şans vermek mi?Başka şans verdikten sonra mı?
I’m swimmin’ in that Egyptian river, ’cause I’m in denial
Mısır nehrinde yüzüyorum,çünkü inkardayım
Say I don’t eat shit, but I got a shit-eating grin when I smile
Bu b*ku yemediğimi söylüyorum ama bu b*ku yediğime dair bir gülümsemem var
Makin’ an excuse for us to act it out
Öyle davranmamız için bir neden uyduruyorum
She’s just actin’ out, with her inner child
O sadece rol yapıyor,içindeki çocukla
Then I set the truth on fire
Sonra ben doğruyu ateşe veriyorum
‘Cause I’d rather believe a lie
Çünkü bir yalana inanmayı tercih ederim
Than to breathe a sigh of relieve I don’t believe in
İnanmadığım bir inancı içime solumaktansa
Going to bed mad, I keep on tryin’
Yatağa sinirli gideceğim,denemeye devan edeceğim
To make a bad girl good
Kötü bir kızı iyiye çevirmek için
But haven’t I stood by you in good times?
Ama iyi zamanlarında senin yanında durmadım?
And bad? I’m starting to feel like your goddamn dad
Kötü zamanlarda da? Senin lanet olası babanmışım gibi hissetmeye başladım
‘Cause I literally feel like you could die of a “should I?”
Çünkü gerçekten ‘yapmalı mıyım?’ sorularından öleceğini düşünüyorum
Leave me for good? You never would, it’d be all bad
Beni iyiliğim için bırakmak mı?Asla yapmazsın,her şey daha da kötü olurdu
Never understood why they call it goodbye
Neden buna bir veda diyorlar asla anlamadım
But I think I’m a pretty damn good guy
Ama gerçekten iyi bir adam olduğumu düşünüyorum
And you’re a good person, too
Ve sen de iyi bir insansın
I can save you, I can make you change
Seni kurtarabilirim,seni değiştirebilirim
But I keep puttin’ my fuckin’ foot in my mouth
Ama ayağımı ağzıma sokmaya devam edip duruyorum
Every time I gotta come and bail you out
Ne zaman gelmek ve seni kurtarmak zorunda kaldığımda
When you get in trouble that you get yourself in
Belaya bulaştığında ve içine düştüğünde
And I’m in trouble but I can’t leave, I’ll sell you out!
Ve ben de beladayım ama gidemiyorum,seni elden çıkaracağım!
I could never turn my fuckin’ back on you—what is that?
Sana asla sırtımı dönemiyorum-nasıl olur bu?
I’m co-dependent, I’m just now noticin’ it
Ben yarı bağımsızım,şimdi bunu fark ediyorum
But somehow it’s like every time I’m about to go to end it
Ama bir şekilde sürekli sona ilerliyorum
I ain’t got the cojones to do it, nor the heart
Ne testislerim ne kalbim var
Our apartment’s tore apart
Evimiz parçalanıyor
You’re usin’ my heart for a dart board
Kalbimi bir dart tahtası gibi kullanıyorsun
But God must’ve aligned stars for us
Ama Tanrı yıldızları bizim için sıralamak zorundaydı
‘Cause somebody paired us up
Çünkü biri bizi eşleştirdi
And they say He ain’t capable of makin’ a mistake
Ve onun hata yapma yeteneği olmadığını söylüyorlar
But this one’s perfect, ’cause I’m—
Ama bu seferki harika,çünkü ben

And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me
And I’m starting to think that maybe you need me
Maybe you need me
Maybe you need me

Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın
Ve belkide bana muhtaç olduğunu düşünmeye başlıyorum
Belki bana muhtaçsın
Belki bana muhtaçsın

The Weeknd – Tell Your Friends (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 24

Şarkı YouTube Video Link ——> https://www.youtube.com/watch?v=cBZ31gcmn1c

We are not the same I am too reckless
Biz aynı değiliz, ben çok pervasızım
I’m not tryna go in that direction
O istikamette gitmeye çalışmıyorum
These niggas they been doing too much flexing
Bu zenciler çok gösteriş yapıyorlardı
And they’re about to call the wrong attention
Ve yanlış ilgiyi çekmek üzereler
And I ain’t got no patience, no more testing
Artık sabrım filan kalmadı, daha fazla sınama yok
I do shit how I want, don’t need no blessing
Nasıl istiyorsam öyle yaparım, şükretmeme hiç gerek yok
XO niggas ain’t nothing to mess with
XO zencileri taşak geçilecek tiplerden değil
Nobody stopping us, oh no we’re destined
Kimse bizi durduramaz, bizim kaderimiz ortak yazılmış
And everybody around you is so basic
Ve senin etrafındaki herkes çok basit
I’m never rocking white, I’m like a racist
Asla beyaz biriyle takılmam, ırkçı gibi bir şeyim
I don’t drink my liquor with a chasin’
İçkimi havalı biriyle içmem
And money is the only thing I’m chasin’
Ve peşinde olduğum tek şey para
Add some dope dimes on some coke lines
İki üç kokain sıralarına biraz kaliteli uyuşturucu ekle
Give me head all night, cum four times
Tüm gece bana sakso çek, dört kere boşal
Baby girl just wanna smoke a pound
Baby girl sadece bir pound tüttürmek istiyor
Do an ounce, get some dick
Bir ounce tüttür, içine biraz yarrak al
Tell your friends about it
Sonra bunu arkadaşlarına anlat

Go tell your friends about it (About it)
Git bunu arkadaşlarına anlat
Go tell your friends about it (About it)
Git arkadaşlarına anlat
Go tell them what you know, what you seen
Git onlara; ne bildiğini, ne gördüğünü
How I roll, how I did it on the low
Sana nasıl bindiğimi, kafayı çekmişken nasıl yaptığımı anlat
Go tell your friends about it (About it)
Git arkadaşlarına seni nasıl siktiğimi anlat
Go tell your friends about it (About it)
Git arkadaşlarına nasıl boşaldığını anlat
I’m that nigga with the hair singing ’bout popping pills, fucking bitches
Hap patlatmalarıyla ilgili şarkı söyleyen, orospu siken, o değişik saçlı zenci benim
Living life so trill
Hayatı çok gerçek yaşıyorum

Last year I did all the politicin’
Geçen sene tüm şakaları yaptım
This year I’m all focused on the vision
Bu sene tamamen vizyona odağım
I think these hoes deserve another fixing
Galiba bu orospular başka bir tane daha dozu(kokain) hak ediyor
I’m talking about the ones from the beginning
İlk olanlardan bahsediyorum
Don’t believe the rumours bitch, I’m still a user
Dedikodulara kulak asma kevaşe, ben hala bir user’ım – user = her gün farklı bir karı siken adam

I’m still rocking camo and still roll with shooters
Hala alkol kullanıyorum ve hala tetikçilerle takılıyorum
I’m a villain in my city, I just made another killing
Şehrimde ben bir kötü adamam, bunu söylerken başka bir katliam daha yaptım
I’mma spend it all on bitches
Hepsini kevaşelerin üstüne harcayacağım
And everybody fucking, everybody fucking
Ve herkes sikişiyor, herkes sikişiyor
Pussy on the house, everybody fucking
Am bedava, herkes sikişiyor
And I miss my city man it’s been a minute
Şehrimi özledim birader, daha ayrılalı bir dakika oldu
M.I.A. a habit, Cali was the mission
Miami bir alışkanlık, görev california’ydı
Cruise through the west-end in my new Benz
Yeni mersedesimle west-end’e doğru gidiyoruz  – west end = zengin beyaz insanların yaşadığı yer

I’m just tryna live life through a new lens
Sadece hayatı yeni birinin gözünden yaşamaya çalışıyorum
Driving by the streets I used to walk through when I had no crib
Daha beşiğim yokken yürüdüğüm sokakların yanından geçiyoruz
I guess you call that shit a miracle
Sen şimdi bu boka mucize dersin

Go tell your friends about it (About it)
Git arkadaşlarına anlat
Go tell your friends about it (About it)
Git anlat
Go tell them what you know, what you seen
Git onlara; ne bildiğini, ne gördüğünü
How I roll, how I be on the low
Nasıl bindiğimi, kafam güzelken nasıl olduğumu anlat
Go tell your friends about it (About it)
Git arkadaşlarına nasıl sakso çektiğini anlat
Go tell your friends about it
Git anlat
I’m that nigga with the hair singing ’bout popping pills, fucking bitches
Hap patlatmalarıyla ilgili şarkı söyleyen, orospuları siken, o değişik saçlı zenci benim
Living life so trill
Hayatı çok gerçek yaşıyorum

My cousin said I made it big and it’s unusual
Kuzenim ”Büyük olay yaptın” dedi ve bu fazla görülmedik bir şey
She tried to take a selfie at my grandma’s funeral
Kız, büyük annemin cenazesinde selfie’sini çekmeye çalıştı
Used to roam on Queen, now I sing Queen street anthems
Eskiden Queen’de dolaşırdım, şimdi ise Queen sokak marşlarını söylüyorum
Used to hate attention, now I pull up in that wagon
Eskiden ilgiyi sevmezdim, şimdi ise ilgiyi o yük vaganunda çekiyorum
I was broken, I was broken, I was so broke
Çok parçalanmıştım, çok parçalanmıştım, çok parçalanmış – broken = bir insanın yolunu kaybetmiş veya depresyonda olması/birinin toplumda artık bir işe yaramıyor olması

I used to roam around the town when I was homeless
Eskiden hiç bir şeyim yokken mahalle etrafında gezerdim
Me and Lamar would rob a nigga for his Jordans
Ben ve Kendrick Lamar, sırf ayakkabıları için bir zenciyi soyardık
And flip it just to get these hoes another nose fix
Daha sonra bu orospulara başka bir burun dozu(kokain) almak için ayakkabıyı satardık
Now we get faded, when we want girl
Şimdi ise karı sikmeyi isterken tarih olduk/unutulup gittik
We got choices
Seçimlerimiz vardı
Lay them on the fucking table… We got choices
Kızları masaya yatırdık… Bir seçimimiz vardı
And if they wanna fuck my niggas, they got choices
Ve eğer benim zencilerime yamuk yapmak isterlerse, onların seçimleri olmuş olacak
They told me not to fall in love, that shit is pointless
Zencilerim bana ”Aşık olma, o şey anlamsız” dedi
Yeah, that shit is pointless
Aynen, bu bok anlamsız
They told me not to fall in love, that shit is pointless
Bana; aşık olma, o bok yararsız dediler
Yeah, that shit is pointless
Evet, bu bok yararsız
They told me not to fall in love, that shit is pointless
Bana; aşık olma, o bok yararsız dediler

Go tell your friends about it (about it)
Git arkadaşlarına anlat
Go tell your friends about it (about it)
Git arkadaşlarına anlat
Go tell them what you know, what you seen
Git onlara ne bildiğini, ne gördüğünü
How I roll, how I did it on the low
Nasıl bindiğimi, kafayı çekmişken nasıl yaptığımı anlat
Go tell your friends about it (about it)
Git anlat
Go tell your friends about it
Git anlat
I’m that nigga with the hair singing ’bout popping pills, fucking bitches
Hap patlatmalarıyla ilgili şarkı söyleyen, orospuları siken, o değişik saçlı zenci benim
Living life so trill
Hayatı çok gerçek yaşıyorum
Life so trill
Çok gerçek
Life so trill
Çok gerçek
Life so trill
Hayat çok gerçek

14 Aralık 2017 Perşembe

Rak- Su – Dimelo (feat. Naughty Boy & Wyclef Jean) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Oh, you got my heart beating rápido
You got the boom like your name’s J’Lo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Ah,kalbimi hızlıca attırıyorsun
Sanki adın Jennifer Lopez’miş gibi göğüslerin var
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Dimelo, dimelo, dimelo
Dimelo, dimelo, dimelo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Söyle,söyle,söyle
Söyle,söyle,söyle
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

We were, two stepping on the dance floor
And now ya, still telling me you want more
Podemos bailar ’till ya feet sore
Tengo a few moves at a top drawer (aye)
I grab your hand, we start to step (aye)
We salsa dance and move correct (aye)
She got me in deep like a scuba (woo)
I’m telling she hotter than Cuba

Dans pistinden iki adım ötedeydik
Şimdi ise daha fazlasını istediğini söylüyorsun
Ayakların acıyana kadar dans edebiliriz
Üst bölmede bir kaç hamle yapıyorum
Elini tutuyorum ve adımlara başlıyoruz
Salsa yapıyoruz ve yanlış yapıyoruz
Bir skuba (oksijen tüpü) gibi diplerime iniyor
Onun Küba’dan bile daha sıcak olduğunu söyleyebilirim

The way you move, the way you move
Makes me wanna get close to you
I had to Whatsapp my amigos
She moving like she from Puerto Rico

Oh, you got my heart beating rápido
You got the boom like your name’s J’Lo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Ah,kalbimi hızlıca attırıyorsun
Sanki adın Jennifer Lopez’miş gibi göğüslerin var
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Dimelo, dimelo, dimelo
Dimelo, dimelo, dimelo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Söyle,söyle,söyle
Söyle,söyle,söyle
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Shakira, Shakira
Still no fighting tonight
Wanna be startin’ something, guilty feet ain’t got no rhythm
That’s George Michael moonwalking with Michael Jackson
Rihanna she give me wild thoughts
Baby take off like planes at Heathrow Airport
Figure 8 make man take bait
I never really knew that she could dance like this

Shakira,shakira
Bu gece hala bir mücadele yok
Bir şeylere başlamak istiyorum,suçlu ayaklarımın ritmi yok
İşte George Michael Michael Jackson ile ay yürüyüşü yapıyor
Rihanna bana edepsiz düşünceler veriyor
Bebeğim Heathrow Airport’a doğru uçakları havalandır
8 şekline girmek adama yemi yutturuyor
Asla böyle dans edebildiğini düşünmezdim

The way you move, the way you move
Makes me wanna get close to you
I had to Whatsapp my amigos
She moving like she from Puerto Rico

Hareketlerin,hareketlerin
Beni sana yaklaştırıyor
Dostlarıma Whatsapp’tan mesaj atmalıyım
Puerto Rico’luymuş gibi dans ediyor o

Oh, you got my heart beating rápido
You got the boom like your name’s J’Lo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Ah,kalbimi hızlıca attırıyorsun
Sanki adın Jennifer Lopez’miş gibi göğüslerin var
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Dimelo, dimelo, dimelo
Dimelo, dimelo, dimelo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Söyle,söyle,söyle
Söyle,söyle,söyle
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Pulled up, turning up and it was you that I saw
Mamacita, nice to meet ya, started dancing some more
Back to the table couple drinks we’re just gonna pour
Then I whisper in her ear, “I’ve never seen you before”
Your body like an hourglass and now an hour pass (hey)
And now it’s getting dark, how about we just leave this bar
We can reach the stars, places new, that’s my task
Me and you can go cruising see some blues up in my car

Çekil,dön ve gördüğüm sendin
Ateşli kadın,seninle tanışmak güzel,biraz daha dans etmeye başladık
Masaya dönüp bir kaç içki içeceğiz
Sonra onun kulağına ‘seni daha önce görmemiştim’ diyeceğim
Vücudun bir kum saati gibi ve saatler hızla akıyor
Hava kararıyor ve burayı terk etmek üzereyiz
Yıldızlara ulaşabiliriz,yeni yerlere,işte planım bu
Sen ve ben arabamda müzik dinleyerek yolculuk edebiliriz

The way you move, the way you move
Makes me wanna get close to you
I had to Whatsapp my amigos
She moving like she from Puerto Rico

Hareketlerin,hareketlerin
Beni sana yaklaştırıyor
Dostlarıma Whatsapp’tan mesaj atmalıyım
Puerto Rico’luymuş gibi dans ediyor o

Oh, you got my heart beating rápido
You got the boom like your name’s J’Lo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Ah,kalbimi hızlıca attırıyorsun
Sanki adın Jennifer Lopez’miş gibi göğüslerin var
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun

Dimelo, dimelo, dimelo
Dimelo, dimelo, dimelo
You got them hips like Shakira
Smile like Camila
Got me feeling Latino

Söyle,söyle,söyle
Söyle,söyle,söyle
Shakira gibi kalçaların var
Camila gibi gülüşün var
Beni Latin havasına sokuyorsun