İngilizce Türkçe Sözlük







3 Mart 2018 Cumartesi

Juicy J – One of Those Nights (ft. The Weeknd) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 19

Şarkı Link ——> https://www.youtube.com/watch?time_continue=38&v=VP7GNxLI9fM

[Intro: The Weeknd]
Hey, I’ma visit the sky today
Bugün gökyüzünü ziyaret edeceğim
Hey, I’ma dance on the clouds today
Bugün bulutlarda dans edeceğim
And make it rain, on everybody beneath us
Ve altımızdaki herkese yağmur yağdıracağım
Just ’cause they try, doesn’t mean they can be us
Sırf deniyorlar diye biz olmaları anlamına gelmiyor
No, nobody can be us
Hayır, kimse biz olamaz

[The Weeknd]
I’m tryna sink in some gin
Birazcık gin içmeye çalışıyorum
I need, I need, I need, I need, I need
İçmem lazım
And all this Hennessy got niggas in here hatin’ on me
Tüm bu açtığım Hennessy’ler buradaki adamları sinirden kudurtuyor
On me, on me, on me
On me, on me, on me
But if the neighbors know my name then, then I’m doin’ somethin’ right
Ama komşuları adımı biliyorsa o zaman bir şeyleri doğru yapıyorumdur
And if their mamas know my name
Ve anneleri adamı biliyorsa
And if their homies know my name then
Ve arkadaşları adımı biliyorsa o zaman
Then I’m doing something right
O zaman bir şeyleri doğru yapıyorumdur
And if their girlfriends know my name
Ve kız arkadaşları adımı biliyorsa
And just ’cause she loves me, don’t mean she understands
Ve sırf beni seviyor diye anlıyor olamaz
I don’t give a damn, I’ll make her fuck the band, ooh, yeah
Hiç sikimde değil, ona tayfaya siktirtirim
(I love the guitars)
(She loves the guitars)
I already know, I’ve seen her at my show banging out XO all day
Ben çoktan biliyorum, kızı gösterilerimde tüm gün XO diye bağırırken görüyordum
And her friend’s a freak
Ve arkadaşı tam bir kaçık
She can’t feel her throat, no, she can’t feel her knees, oh
Boğazını hissedemiyor, hayır, diz kapaklarını hissedemiyor
And I’m not tryna talk
Ve konuşmaya çalıştığım filan yok
And I’m not tryna walk
Ve kaçmaya filan çalışmıyorum
Just lift me out the club
Sadece beni kulüpten al

[The Weeknd & Juicy J]
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
Weed blowin’, champagne poppin’
Sigara içiliyor, champagne patlıyor
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor
Got that drink flowin’, champagne poppin’
O içkiyi içerim, şampanyayı patlatırım
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor

(I love the guitars)
(She loves the guitars)

[Juicy J]
Pounds of weed, Sour D
Tonlarca sigara, Sour Diesel
That medical for my allergies
O ilaç benim alerjilerim için
In the hotel with your girl For ’bout a week, shootin’ shower scenes
Kız arkadaşınla otelde porno çekiyoruz
She a bad chick like Bonnie Parker
Bonnie Parker gibi yaramaz bir kız
Rollin’ blunts in my flying saucer
Uzay mekiğimde sigaralar içiyorum
Juicy J – the new Skywalker, I’ll put your ho in a body auction
Juicy J: yeni Skywalker, orospunu açık arttırmada satacağım
When I’m having fun, I’m still getting paid
Eğleniyorken bile para kazanıyorum
Got a whole lot of mud in my Minute Maid
Dakikalık içeceğimde bir sürü uyuşturucu var
Stay riding through the city with my twelve gauge
Ölçme aletimle şehirlerden sürmeye hala devam ediyorum
Hating ass niggas, get it any day
Piçler her gün geçiniyor
Got a house on the hill cost a couple of mil’
Tepede bir kaç milyon dolara mal olan bir evim var
Juicy J got bank like uncle Phil
Juicy J’in amca Phil gibi bankası var
Keep snow bunnies that like poppin’ pills
Hap patlatıyormuş gibi kokain işini sürdürüyorum
Keep a double cup, I like crackin’ seals
Purple drank içmeye sürdürüyorum, mühür çatlatmaya bayılıyorum
Y’all niggas shit, I’m still going strong
Herkes boktan, ben hala sağlamım
Bought the loud pack now I’m in my zone
Kaliteli marijuana aldım, şimdi boşluğumdayım
Rolls Royce got me feeling like King Tut
Rolls Royce beni King Tut gibi hissettiriyor
Got my codeine cups, ’bout to drink up
Codeine bardaklarımı aldım, birazdan içmek üzereyim
If you’re talkin’ ’bout money, we can link up
Eğer para konuşuyorsan bağlantı kurabiliriz
Bad red boned bitch, body inked up!
Güneydeki yaramaz dövmeli orospular
Your girlfriend comin’ home with me
Kız arkadaşın benimle eve geliyor
And when she alone with me
Ve benimle baş başa olduğunda
She gonna suck dick and she don’t spit
Sikimi yalayıp boşaldığım şeyi tükürmeyecek
Or I’ma put that bitch back on the streets
Yoksa o orospuyu sokağa geri yollarım
I’m kickin’ it with girls that be going bi
Deliye dönmüş kızlarla ortam yapıyorum
Cause their pussy is the best and they head fire
Çünkü onlarda olan amcık en iyisinden ve çektiği saksolar 10/10

[The Weeknd & Juicy J]
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
Weed blowin’, champagne poppin’
Sigara içiliyor, champagne patlıyor
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor
Got that drink flowin’, champagne poppin’
O içkiyi içerim, şampanyayı patlatırım
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor

[The Weeknd]
Hey, I’ma visit the sky today
Bugün gökyüzünü ziyaret edeceğim
Hey, I’ma dance on the clouds today
Bugün bulutlarda dans edeceğim ve
And make it rain, on everybody beneath us
Altımızdaki herkese yağmur yağdıracağım
Just ’cause they try, doesn’t mean they can be us
Sırf deniyorlar diye biz olmaları anlamına gelmiyor
No, nobody can be us
Hayır, kimse biz olamaz

[The Weeknd & Juicy J]
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
One of those, it’s gon’ be one of those nights
O gecelerden olacak
Weed blowin’, champagne poppin’
Sigara içiliyor, champagne patlıyor
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor
Got that drink flowin’, champagne poppin’
O içkiyi içerim, şampanyayı patlatırım
Pagne poppin’, champagne poppin’
Pagne patlıyor, champagne açılıyor

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini buradan bulabilirsiniz.

Bebe Rexha – Sweet Beginnings (Türkçe Çeviri)

Sleeping At Last – Saturn (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 24

You taught me the courage of stars before you left

Bana gitmeden önce yıldızların cesaretini öğrettin

How light carries on endlessly even after death

Işığın ölümden sonra bile nasıl durmadan ilerlediğini

With shortness of breath you explained the infinite

Kısa bir nefeste sonsuzluğu açıkladın

How rare and beautiful it is to even exist

Var olmanın bile ne kadar nadir ve güzel olduğunu 

I couldn’t help but ask

Elimde olmadan sordum 

For you to say it all again

Hepisini yeniden söylemeni

I tried to write it down

Yazmaya çalıştım

But I could never find a pen

Ama asla bir kalem bulamadım

I’d give anything to hear

Her şeyi verirdim duymak için

You say it one more time

Bir kez daha söylediğini duymak için

That the universe was made

Evrenin yaratıldığını 

Just to be seen by my eyes

Sırf benim gözlerimden görülebilmek için

I couldn’t help but ask

Elimde olmadan sordum 

For you to say it all again

Hepisini yeniden söylemeni

I tried to write it down

Yazmaya çalıştım

But I could never find a pen

Ama asla bir kalem bulamadım

I’d give anything to hear

Her şeyi verirdim duymak için

You say it one more time

Bir kez daha söylediğini duymak için

That the universe was made

Evrenin yaratıldığını 

Just to be seen by my eyes

Sırf benim gözlerimden görülebilmek için

With shortness of breath, I’ll explain the infinite

Kısa bir nefeste sonsuzluğu açıklayacağım

How rare and beautiful it truly is that we exist

Var olmamızın gerçektende ne kadar nadir ve güzel olduğunu 

Betty Who – Human Touch (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Good love is so hard to find

İyi aşkın bulunması zordur

We got it right for a while

Bir süre biz bunu doğru yaptık

Do you get lonely at night?

Geceleri yalnız kalıyor musun?

We don’t have to go home

Eve gitmek zorunda değiliz

We don’t have to go

Gitmek zorunda değiliz

Low lights, cold nights, remember when?

Loş ışıklar, soğuk geceler, ne zamandı hatırlar mısın?

I call you every now and then

Arada sırada ararım seni

So good, that on and off again

Çok iyi, açık ve kapalı yeniden

And on again

Ve yeniden açık

Oh, why don’t you come over?

Neden gelmiyorsun?

Baby, be close to me, just like you used to be

Bebeğim bana yakın ol, tıpkı eskiden olduğun gibi

Oh, one more night to hold ya

Sana sarılmak için bir gece daha 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

I always loved how you kiss

Her zaman öpüşme şeklini sevdim

And I’m overdue for a fix

Ve bir düzeltme için geciktim

Just with a touch of your lips

Sadece dudaklarının bir dokunuşuyla 

I want you to come home

Eve gelmeni istiyorum

I want you to come home

Eve gelmeni istiyorum

Low lights, cold nights, remember when?

Loş ışıklar, soğuk geceler, ne zamandı hatırlar mısın?

I call you every now and then

Arada sırada ararım seni

So good, that on and off again

Çok iyi, açık ve kapalı yeniden

And on again

Ve yeniden açık

Oh, why don’t you come over?

Neden gelmiyorsun?

Baby, be close to me, just like you used to be

Bebeğim bana yakın ol, tıpkı eskiden olduğun gibi

Oh, one more night to hold ya

Sana sarılmak için bir gece daha 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

Baby, I love how we love in the in-between

Bebeğim, seviyorum arada sevmemizi

Baby, I love how it feels when you’re holding me

Bebeğim bana sarıldığındaki hissi seviyorum

Baby, I love how we love in the in-between

Bebeğim, seviyorum arada sevmemizi

Baby, I love it, I love it

Bebeğim seviyorum, seviyorum

Oh, why don’t you come over?

Neden gelmiyorsun?

Baby, be close to me, just like you used to be

Bebeğim bana yakın ol, tıpkı eskiden olduğun gibi

Oh, why don’t you come over?

Neden gelmiyorsun?

Baby, be close to me, just like you used to be

Bebeğim bana yakın ol, tıpkı eskiden olduğun gibi

Oh, one more night to hold ya

Sana sarılmak için bir gece daha 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

We don’t have to call it love, we just need a human touch

Buna aşk dememize gerek yok, sadece insan dokunuşuna ihtiyacımız var 

Lewis Capaldi – Mercy (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 2

For every second you been talking

Konuştuğun her bir saniye için

I’ve been try’na count the lines around your face

Yüzündeki çizgileri saymaya çalışıyorum

‘Cause I don’t know if I’ll ever be this close again

Çünkü bir daha böyle yakın olur muyum bilmiyorum

I feel like I’m just wasting time

Zamanımı boşa harcağımı hissediyorum

Before you pull the trigger

Sen tetiği çekmeden önce

It’s the drawing of the line

Sınırı çizmek bu

It’s my ghost you’re gonna give up

Vazgeçeceğin şey benim hayaletim

Got your made up mind

Kararını verdin

It hurts to see you’re alright

İyi olduğunu görmek canımı yakıyor

When I’m not alright

Ben iyi değilken

So if you’re calling it a night

Bu gecelik bu kadar diyorsan eğer

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, you’re breaking my heart

Merhamet göster bana, kalbimi kırıyorsun

Have mercy on me, I’m falling apart

Merhamet göster bana, parçalanıyorum

Have mercy, my heart

Merhamet et, kalbime

I felt you slip away so slowly

Yavaşça kayıp gittiğini hissettim

I lost my grip a little more each time we touched

Her dokunuşumuzda tutuşumu biraz daha kaybettiğim

I’ve got no hope I guess I’ll never get it back again

Hiç umudum yok, sanırım onu asla geri alamayacağım

Felt like I was just wasting time

Zamanımı boşa harcağımı hissettim

Before you pull the trigger

Sen tetiği çekmeden önce

It’s the drawing of the line

Sınırı çizmek bu

It’s my ghost you’re gonna give up

Vazgeçeceğin şey benim hayaletim

Got your made up mind

Kararını verdin

It hurts to see you’re alright

İyi olduğunu görmek canımı yakıyor

When I’m not alright

Ben iyi değilken

So if you’re calling it a night

Bu gecelik bu kadar diyorsan eğer

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, you’re breaking my heart

Merhamet göster bana, kalbimi kırıyorsun

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, I’m falling apart

Merhamet göster bana, parçalanıyorum

And I just don’t know how we got

Ve bilmiyorum nasıl biz

So wrong, for so long

Bu kadar yanlış olduk, bunca zamandır

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, mercy my heart

Merhamet göster bana, merhamet et, kalbime

Somehow I can’t let go

Bir şekilde bırakamıyorum

But I know I’ve been holding on too long

Ama biliyorum uzun zamandır dayanıyorum

Somehow I can’t let go

Bir şekilde bırakamıyorum

But I know I’ve been holding on too long

Ama biliyorum uzun zamandır dayanıyorum

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, you’re breaking my heart

Merhamet göster bana, kalbimi kırıyorsun

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, I’m falling apart

Merhamet göster bana, parçalanıyorum

And I just don’t know how we got

Ve bilmiyorum nasıl biz

So wrong, for so long

Bu kadar yanlış olduk, bunca zamandır

Oh please have, have mercy

Lütfen, merhamet et

Have mercy on me, mercy my heart

Merhamet göster bana, merhamet et, kalbime

Lewis Capaldi – Bruises (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 5

Counting days, counting days

Günleri sayıyorum, günleri sayıyorum

Since my love up and got lost on me

Aşkım uçup içimde kaybolduğundan beri

And every breath that I’ve been taken

Ve aldığım her nefes

Since you left feels like a waste on me

Boşa harcanmış gibi geliyor sen gittiğinden beri

I’ve been holding on to hope

Umuda tutunuyorum

That you’ll come back when you can find some peace

Biraz huzur bulup geri geleceğine dair

‘Cause every word that I’ve heard spoken

Çünkü söylendiğini duyduğum her kelime

Since you left feels like a hollow street

Tenha bir sokak gibi hissettiriyor sen gittiğinden beri

I’ve been told, I’ve been told to get you off my mind

Dediler ki, dediler ki seni aklımdan çıkartmalıymışım

But I hope I never lose the bruises that you left behind

Ama umarım senin geride bıraktığın yaraları asla kaybetmem

Oh my lord, oh my lord, I need you by my side

Ah tanrım, tanrım, tanımda olmana ihtiyacım var

There must be something in the water

Su da bir şey olmalı

‘Cause every day it’s getting colder

Çünkü her gün daha da soğuyor

And if only I could hold you

Ve eğer sana tutunabilseydim

You’d keep my head from going under

Başımın suyun dibini boylamasını engellerdin

Maybe I, maybe I’m just being blinded

Belki ben, belki ben körleşiyorumdur

By the brighter side

Aydınlık taraftan

Of what we had because it’s over

Aramızdaki şeyin bitmesinden

Well, there must be something in the tide

Belki de bu akıntının içinde bir şey olmalı

I’ve been told, I’ve been told to get you off my mind

Dediler ki, dediler ki seni aklımdan çıkartmalıymışım

But I hope I never lose the bruises that you left behind

Ama umarım senin geride bıraktığın yaraları asla kaybetmem

Oh my lord, oh my lord, I need you by my side

Ah tanrım, tanrım, tanımda olmana ihtiyacım var

There must be something in the water

Su da bir şey olmalı

‘Cause every day it’s getting colder

Çünkü her gün daha da soğuyor

And if only I could hold you

Ve eğer sana tutunabilseydim

You’d keep my head from going under

Başımın suyun dibini boylamasını engellerdin

It’s your love I’m lost in

İçinde kaybolduğum şey senin aşkın

Your love I’m lost in

Senin aşkında kayboluyorum

Your love I’m lost in

Senin aşkında kayboluyorum

And I’m tired of being so exhausted

Ve bu kadar yorgun olmaktan bıktım

Your love I’m lost in

Senin aşkında kayboluyorum

Your love I’m lost in

Senin aşkında kayboluyorum

Your love I’m lost in

Senin aşkında kayboluyorum

Even though I’m nothing to you now

Her ne kadar şu anda senin için bir hiç olsam da 

Even though I’m nothing to you now

Her ne kadar şu anda senin için bir hiç olsam da 

There must be something in the water

Su da bir şey olmalı

‘Cause every day it’s getting colder

Çünkü her gün daha da soğuyor

And if only I could hold you

Ve eğer sana tutunabilseydim

You’d keep my head from going under

Başımın suyun dibini boylamasını engellerdin

Digital Farm Animals ft. Hailee Steinfeld – Digital Love (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 8

Hey, we got a good thing

Hey aramızda iyi bir şey var 

Wish I had you right here with me

Keşke burada yanımda olsaydın

All day, that I’m thinking

Tüm gün, düşünüyorum

That it ain’t gotta be that way

Bu şekilde olmaması gerektiğini

All that I’m seeing

Tek görebildiğim

Is your face on a phone screen

Senin yüzün, telefon ekranında

With a call and a message

Bir arama ve bir mesajla

Maybe we gon’ be ok

Belki iyi oluruz

Oh, you gotta notice

Farketmelisin

I hear explosions

Patlamalar duyuyorum

Whenever I see your face on my pillow

Senin yüzünü yastığımda ne zaman görsem

I swipe right, cause I see just what I like

Sağa kaydırıyorum, çünkü beğendiğim şeyi gördüm

Baby, I tap twice for you

Bebeğim senin için iki kere tıklıyorum

I swipe right, cause I see just what I like

Sağa kaydırıyorum, çünkü beğendiğim şeyi gördüm

Baby, I tap twice for you

Bebeğim senin için iki kere tıklıyorum

Cause we’re living in a new age

Çünkü biz yeni bir çağda yaşıyoruz

It’s called digital

Buna dijital deniyor

It’s called digital love, love

Buna dijital aşk deniyor, aşk

It’s called digital, it’s called digital

Buna dijital deniyor, buna dijital deniyor

It’s called digital, it’s called digital

Buna dijital deniyor, buna dijital deniyor

It’s late and I been drinking

Saat geç ve ben içiyorum

So tired from working on the weekend

Haftasonu çalışmaktan çok yoruldum

All day you had me wishing

Tüm gün diledim

That you would just show up my way

Karşıma çıkmanı

Gotta room, and no it ain’t much

Bir odam var, ve hayır çok iyi değil

But it’s warm undercover when it’s just us

Ama örtülerin aldı sıcak olur sadece ikimiz varken

We could turn our phones off

Telefonlarımızı kapatabiliriz

Lie in bed and let the radio play

Yatakta uzanır ve radyoyu açarız

Oh, you gotta notice

Farketmelisin

I hear explosions

Patlamalar duyuyorum

Whenever I see your face on my pillow

Senin yüzünü yastığımda ne zaman görsem

I swipe right, cause I see just what I like

Sağa kaydırıyorum, çünkü beğendiğim şeyi gördüm

Baby, I tap twice for you

Bebeğim senin için iki kere tıklıyorum

I swipe right, cause I see just what I like

Sağa kaydırıyorum, çünkü beğendiğim şeyi gördüm

Baby, I tap twice for you

Bebeğim senin için iki kere tıklıyorum

Cause we’re living in a new age

Çünkü biz yeni bir çağda yaşıyoruz

It’s called digital

Buna dijital deniyor

It’s called digital love, love

Buna dijital aşk deniyor, aşk

Cause we’re living in a new age

Çünkü biz yeni bir çağda yaşıyoruz

It’s called digital

Buna dijital deniyor

It’s called digital love, love

Buna dijital aşk deniyor, aşk

It’s called digital, it’s called digital

Buna dijital deniyor, buna dijital deniyor

It’s called digital, it’s called digital

Buna dijital deniyor, buna dijital deniyor

Oh, you gotta notice

Farketmelisin

I hear explosions

Patlamalar duyuyorum

Whenever I see your face on my pillow

Senin yüzünü yastığımda ne zaman görsem

2 Mart 2018 Cuma

Logic – 44 MoRe (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

44 More (44 tane daha)

Ayy, bitch I been goin’ and goin’ like the Energizer

-Sürtük tıpkı bir Energizer* gibi gidiyorum gidiyorum
Yeah, I’m supplyin’ the wood like  Elijah

-Evet, ormanları Elijah gibi donatıyorum**
In the cut, smokin’ on indica

-Kesimde, hint keneviri tüttürüyor
Might fuck around and compartmentalize ya

-Seni becerebilir ve bölümlerine ayırabilir
They say, they say life is a bitch and if that is the case then I’m finna surprise her

-Onlar söyler, onlar der ki hayat bir orospudur ve eğer olay buysa onu şaşırtmayı planlıyorum
No, I am not an adviser, but I do advise you to pay attention

-Hayır ben bir danışman değilim, ama sana kulak asmanı öneriyorum
Never need to mention, I’m that motherfucker bustin’ heads

-Dile getirmeye hiç gerek yok, ben o lanet olası başkaldıranlardanım
Finna push it to the ledge

-Bunu en uç noktaya kadar iteceğim
Yeah, I’ve been smokin’ my meds

-Evet, ilaçlarımı tüttürüyor bir vaziyetteyim
Ain’t got no love for the feds

-Federaller için bir sevgim yok
Can’t let fame go to your head

-Ünün kafanın içine gitmesine izin veremem
Fuck with me, watch where you tread

-Seviş benimle, adımlarını izle
I’m finna kill it instead

-Bunun yerine öldüreceğim ya da
I’m finna, I’m finna, I’m finna

-Planlıyorum, planlıyorum, planlıyorum
I will, I will do like I’ve never done it

-Yapacağım, daha önce hiç yapmadığım gibi yapacağım
And I wanna run it and I wanna keep it goin’ and goin’

-Ve onu çalıştırmak istiyorum, onu çalıştırmaya devam etmek istiyorum
Like infinity, be the only entity to ever rip it apart

-Ebediyen sanki, şimdiye kadar onu parçalayabilecek tek varlık olmak
From the start like this, from the heart like this

-Başından beri tıpkı böyle, kalpten tıpkı böyle
Finna murder it, a million miles and there ain’t no nitrous

-Öldürmeyi düşünüyor, bir milyon kilometre ve hiç azot yok
Doin’ righteous

-Dürüst olanı yapıyorsun
I-I been, I-I-I been down this road before

-Ben ben, ben bu yoldan daha önce geçtim
Everybody think that they do but they don’t

-Herkes yaptığını düşünüyor ama yapmıyorlar
Swear to God that they would but they won’t

-Tanrı şahidim olsun yapabilirler ama yapmayacaklar
Spittin’ riddles in the middle of a past-time

-Geçmiş bir zamanda bilmece çözmek
Me in my mind, feelin’ divine, like yeah

-Kendi aklımda ilahi hissetmek, işte bu
Finna get it like yeah, yeah, like yeah, like yeah (woo, woo, woo, woo)

-İşte böyle halledeceğim, işte böyle, evet
I done made 20 million dollars (preach!)

-20 milyon dolar kazandım (Vaaz!)
I don’t flex to be acknowledged (preach!)

-Kabullenmede esnek değilim (Vaaz!)
At this point it’s common knowledge (preach!)

-Tam da bu ortak bilgi (Vaaz!)
All you haters been abolished (preach!)

-Tüm nefret edenler ortadan kaldırılacak (Vaaz!)
You in the club throwin’ dollars, but I’m savin’ mine so my kids go to college (preach!)

-Sen kulüpte dolarları savuruyorsun ama ben kendiminkileri biriktiriyorum yani benim çocuklarım koleje gidecek (Vaaz!)
Or maybe whatever they wanna do (preach!)

-Ya da belki her ne yapmak istiyorlarsa (Vaaz!)
Just as long as they never say (preach!)

-Sadece şunu söylemedikleri sürece (Vaaz!)
“Daddy blew 20 million dollars (ayy)

-Babacık ordan bi 20 milyon dolar üfle (Aoo)
He had to flex to be acknowledged (ayy)

-Kabul edilmek için esnek olması gerekiyordu (Aoo)
He in the club throwin’ dollars and now cannot afford to send me to college (ayy)

-O şimdi kulüpte dolarları savuruyor ve şimdi beni koleje gönderemeyecek
Daddy just wanna be loved, just like everybody wanna be accepted (ayy)

-Babacık sadece sevilmek istedi, tıpkı herkesin kabul görmek istemesi gibi
But somehow he had neglected me and my momma for all of this rap shit” (ayy)

-Ama bir şekilde o bu rap saçmalığı için beni ve annemi ihmal etmişti
No, I cannot fuck with that shit (ayy)

-Hayır ben bu b*kla yapamam
No, I cannot fuck with that

-Hayır bu b*kla yapamam
Who you know dropped the album back to back to back to back to back to back again?

-Tekrar tekrar ve tekrar tekrar yine albüm çıkaran kimi tanıyorsun?
I’m back again to snap again and goddamnit, it ain’t no other way around it

-Tekrar geri döndüm tekrar ani ve Allah kahretsin, bunun başka hiçbir yolu yok
Yeah, it’s happenin’ ’cause I’ve been livin’ in a world on my own

-Evet bu gerçekleşiyor çünkü ben kendi halimde bir dünyada yaşıyorum
Leave me alone, I’m in the zone where I’ve been prone to destroy shit

-Beni yalnız bırakın, pislik yapmam için eğilimli olduğum bölgedeyim
You cannot avoid this

-Sen bunu önleyemezsin
Wack mothafuckas have annoyed this

-Lanet olası şeytanlar buna kızdılar
Yes, you know I enjoy this

-Evet biliyorsun bundan keyif alıyorum
Preach, mothafuckin’ preach

-Vaaz lanetolası vaaz
Yeah I’m tryna reach everybody in the streets, puttin’ words to the beats

-Aynen sokaktaki herkese ulaşmaya çalışıyorum, kelimeleri ritme koyarak
Each one teach one, yeah I’m tryna reach one

-Her biri başka birine öğretir, evet birine ulaşmaya çalışıyorum
Who the beast one? That be me, I’m the pride to the East one

-Canavar olan kim? Ben mi? Ben doğunun gurur kaynağıyım
Tell me how you really wanna do it right now, time to murder this

-Söyle bana gerçekten nasıl bunu doğru yapmak istiyorsun, bunu öldürme zamanı
Shout out everybody, no fuckin’ around, ain’t heard of this

-Herkese bağır, lanet etrafa değil, bu duyulmaz
Heard of us, we ain’t goin’ nowhere, it’s a herd of us

-Bizi duydular, hiçbir yere gitmiyoruz, bu bizim topluluğumuz
Hold up, roll up

-Geciktik, harekete geçtik
Levitated like I’m David Blaine

-David Blaine gibi havada kaldım
Livin’ a dream like I’m David Aames

-Sanki David Aaames’mişim gibi bir hayali yaşadım
Talk all you want, we are not the same

-İstediğini konuş, biz aynı değiliz
Step in the spot, now they know the name

-Yerinde adım at şimdi onlar ismi biliyorlar
Sold more albums my first week than Harry Styles and Katy Perry

-İlk haftamda Harry Styles ve Katy Perry’den daha fazla albüm sattım
If that ain’t a sign of the times then I don’t know what is, man this shit is scary

-Eğer bu tüm zamanların imzası değilse ne bilmiyorum, adamın bu b*k korkutucu
‘Cause bitch, I’ve been blowin’ up like C-4

-Çünkü sürtük, C4 gibi patlayıp duruyordum
And I’m 3 for 3 like a free throw

-Ve ben 3’e 3 serbest atışım
Anybody hatin’ on the boy

-Kimse oğlandan nefret etmiyor
Take a step back and then deepthroat

-Bir adım geri gel ve derin bir nefes al
Now my phone blowin’ up like ring

-Şimdi telefonun bir çan gibi patlıyor
Like ring, ring, ring, ring, ring, ring, ring, ring, ring, ring, ring!

-Çan gibi, çan çan çan
That Kevin Durant, I’m a champion

-Şu Kevin Durant gibi ben bir şampiyonum
Check the numbers, I’m a champion

-Numaraları kontrol et ben bir şampiyonum
Can’t sleep on the boy anymore, but the haters that love to hate gon’ pop an Ambien

-Artık oğlanda uyuyamıyorum ama bir pop Ambien’den** nefret etmeyi seven kötülerle uyurum (?)
Star Lord, champion

-Yıldız tanrısı, şampiyon
Know the name, now they know the alias, that’s for sure

-İsmi bil, şimdi onlar da takma adları biliyor, bu kesin
Gave ’em 44, now here’s 44 more

-44 tane verdim onlara ve şimdi 44 tane daha

*Energizer kelime olarak enerji veren anlamındadır ve bir pil markasıdır.

**Elijah İlyas peygamberdir ve aydı zamanda Hobbit’te oynayan ünlü aktör Elijah Wood’a da bir gönderme olabilir.