İngilizce Türkçe Sözlük







9 Ocak 2022 Pazar

Asaf Avidan – Lost Horse (Türkçe Çeviri)

All my body’s undulating
Back and forth but it’s too late and
There’s no cure and no sedating
All this pain we’re generating
This prolonged, insane, grotesque thing
That we wrongly have been naming “love”
Honey, this ain’t love, no

Tüm vücudum ileri geri dalgalanıyor ama çok geç
ve ürettiğimiz tüm bu acıyı, yanlış bir şekilde “aşk” olarak
adlandırdığımız bu uzun süreli,
çılgın, grotesk şeyi ne tedavi edebilir, ne de sakinleştirebiliriz.
Tatlım, bu aşk değil, hayır

Pretty soon, I will be feeding
On the taps your little feet in
Silver boots make when they’re fleeing town
And I can’t get around to being
Much surprised by memories speeding
On the road on which we’re bleeding
Love
Honey, this ain’t love

Çok yakında, gümüş çizmeli küçük ayaklarının şehirden kaçarken
bıraktıkları izleri takip edeceğim
Ve kanadığımız yolda hızlanan anılarla pek şaşırmamak elde değil.
Aşk
Tatlım, bu aşk değil

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail
I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk
Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

It’s raining cats and dogs and lightning
Strikes my heart and sheds some light on
To the fact it ain’t so frightening
How there hasn’t been your pretty sight in
So much time, my teeth are whitening
From the blood we shed while biting
Love
Honey, this ain’t love

Delilercesine sağanak yağmur yağıyor ve kalbime yıldırım
çarpıyor ve bu kadar uzun zamandır güzel görüşünün
olmamasının o kadar da korkutucu olmadığı gerçeğine
biraz ışık tutuyor.
Isırırken döktüğümüz kandan dişlerim beyazlıyor
Aşk
Tatlım, bu aşk değil

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail
I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk
Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

Only
Born to fail

Yalnızca
Başarısız olmak için doğduk

I want you to hold me
Perpendicularly only
A sundial for the gods
We were born, born to fail

Beni tutmanı istiyorum
Sadece dik şekilde
Tanrılar için olan bir güneş saati
Doğduk, başarısız olmak için doğduk

Adblock test (Why?)

Lana Del Rey – Break My Fall (Türkçe Çeviri)

The greatest line in history:
Baby it’s not you, it’s me
What you think I’m dumb, dumb, baby doll?
I’m big enough and bad enough
And I can tell when things get rough
Now nothing that you say can break my fall

Tarihteki en iyi söz
”Bebeğim sorun sende değil, bende”
Aptal mı aptal bir oyuncak bebek olduğumu mu düşünüyorsun?
Yeterince büyük ve yeterince kötüyüm
Ve işler çirkinleşmeye başladığında bunu anlayabilirim
Şimdi söyleyebileceğin hiçbir şey düşüşümü engelleyemez

Stop right there
If you really care

Tam orada dur
Eğer gerçekten umursuyorsun

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

Greatest lie in history:
Baby it’s not you, it’s me
Do you really think I’ll buy your bullshit boy?
Ooh-oh-oh-oh
Give a girl her self respect
You haven’t gone and hurt me yet
But you know that I’ll crumble if you call

Tarihteki en büyük yalan
Bebeğim sorun sende değil, bende
Sahiden zırvalıklarına inanacağımı mı sandın?
Bir kıza kendine olan saygısını geri ver
Henüz gidip de beni kırmadın
Ama eğer ararsan parçalanacağımı biliyorsun

Stop right there
If you really care

Tam orada dur
Eğer gerçekten umursuyorsun

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

I’m not gonna let you become a martyr
Not gonna let you pick up the gun
I’m gonna make this a whole lot harder
Won’t make it easy for you to run
I’m not gonna let you become a martyr
Not gonna let you pick up the gun
I’m gonna make this a whole lot harder
Won’t make it easy for you to run

Mağdur olmana izin vermeyeceğim
Sİlahı almana izin vermeyeceğim
Bunu çok daha zor hale getireceğim
Koşmanı kolaylaştırmayacak
Mağdur olmana izin vermeyeceğim
Sİlahı almana izin vermeyeceğim
Bunu çok daha zor hale getireceğim
Koşmanı kolaylaştırmayacak

Don’t go and blow it all, it’s bad enough baby
I don’t wanna hear you saying it’s not you, it’s me
If there’s blood on my hands, you should let me know
If you’re done with the dance, you should let me go
Baby you said it all
There’s nothing you can say to break my fall

Gidip de her şeyi körükleme, bu zaten yeterince kötü bebeğim
Sorun sende değil, bende deyişini duymak istemiyoruö
Eğer ellerimde kan varsa, bilmeme izin vermelisin
Eğer bu dansı bitirdiysen, gitmeme izin vermelisin
Bebeğim her şeyi söyledin
Düşmemi engellemek için diyebilecek hiçbir şeyin yok

Adblock test (Why?)

Lana Del Rey – Backfire (Türkçe Çeviri)

Salvatore, you can def be my baby blue
Be my mafiosi rock ‘n’ roll high
Back to Malibu in our trailer park for two
We’re like Sid and Nancy loving the fight

Salvatore, kesinlikle benim oğlan çocuğum olabilirsin
Rock ‘n’ roll sarhoşluğunda mafyam olabilirsin
İki kişilik karavanımızda Malibu’ya geri dönüyoruz
Biz kavga etmeyi seven Sid ve Nancy gibiyiz

We got a jumper
Got a jumper
Got a jumper
Got a jumper
My man’s crazy and his mind isn’t right
But I like him, fact, I love him
I can’t get e-enough of him
He knows only I can save him tonight

Atlamak üzereyiz
Atlayacağız
Atlayacağız
Atlayacağız
Benim adamım deli ve aklı düzgün çalışmıyor
Ama ondan hoşlanıyorum, aslında onu seviyorum
Ona doyamıyorum
Bu gece onu sadece benim kurtarabileceğimi biliyor

I’ve been waiting on your love
Baby, for too long now, too long now
I thought that I could change you like the others
But I don’t know how, don’t know how
It’s gonna backfire
It’s gonna backfire, baby
Gonna backfire, gonna backfire, baby
Told you a million times before
Yes, I’m up for it a million more

Senin aşkını bekliyordum
Bebeğim, çok uzun zamandır, çok uzun zamandır
Seni diğerleri gibi değiştirebileceğimi sandım
Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, nasıl yapacağımı bilmiyorum
Ters tepecek
Ters tepecek, bebeğim
Geri tepecek, geri tepecek, bebeğim
Sana daha önce bir milyon kez söyledim
Evet, bir milyona daha varım

I’m tired of fighting you
Seems like everything I do
Even when I win, I lose with you, man
And it’s not something you choose
You say trouble follows you
It’s been like that since the day you began

Seninle savaşmaktan yoruldum
Yaptığım her şeyi, ben kazanmış olsam bile, konu sensen kaybediyor gibi görünüyorum adamım
Ve bu senin seçebileceğin bir şey değil
Belanın seni takip ettiğini söylüyorsun
Başladığın günden beri bu böyle

We got a jumper
Got a jumper
Got a jumper
Got a jumper
I know very well you’re bringing me down
I will follow, I will follow
For a little piece of heaven
I am ready, I am willing to drown

Atlamak üzereyiz
Atlayacağız
Atlayacağız
Atlayacağız
Beni yıkacağını çok iyi biliyorum
Yine de takip edeceğim, takip edeceğim
Küçük bir cennet parçası için
Ben hazırım, boğulmaya hazırım

I’ve been waiting on your love
Baby, for too long now, too long now
I thought that I could change you like the others
But I don’t know how, don’t know how
It’s gonna backfire
It’s gonna backfire, baby
Gonna backfire, gonna backfire, baby
We’ve done it a million times before
Yes, I’m up for it a million more

Senin aşkını bekliyordum
Bebeğim, çok uzun zamandır, çok uzun zamandur
Seni diğerleri gibi değiştirebileceğimi sandım
Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, nasıl yapacağımı bilmiyorum
Ters tepecek
Ters tepecek bebeğim
Geri tepecek, geri tepecek, bebeğim
Sana daha önce bir milyon kez söyledim
Evet, bir milyona daha varım

We’re always taking trips downtown
Officer Brown’s always coming around
Tapping on our windows, “Kids, come out
Ain’t no way to live, let me show you how.”
But we know we’re not gonna change
Keep hustling every night and day

Her zaman şehir merkezine geziler yapıyoruz
Memur Brown her zaman etrafta dolaşıyor
Pencerelerimize dokunarak, “Çocuklar, dışarı çıkın
Yaşamanın bir yolu yok, size nasıl olduğunu göstereyim” diyor
Ama biliyoruz ki biz değişmeyeceğiz
Her gece ve gündüz koşuşturmaya devam ediyoruz

I‘ve been waiting on your love
Baby, for too long now, too long now
I thought that I could change you like the others
But I don’t know how, don’t know how
It’s gonna backfire
It’s gonna backfire, baby
Gonna backfire, gonna backfire, baby
Done it a million times before
And I’ll run for it a million more

Senin aşkını bekliyordum
Bebeğim, çok uzun zamandır,
çok uzun zamandır
Seni diğerleri gibi değiştirebileceğimi düşündüm
Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum, nasıl yapacağımı bilmiyorum
Ters tepecek
Ters tepecek bebeğim
Geri tepecek, geri tepecek, bebeğim
Daha önce bir milyon kez yaptı
m
Ve bunun için bir milyon daha koşacağım

Adblock test (Why?)

8 Ocak 2022 Cumartesi

Lorde – Writer In The Dark (Türkçe Çeviri)

Break the news – you’re walking out
To be a good man for someone else
Sorry I was never good like you
Stood on my chest and kept me down
Hated hearing my name on the lips of a crowd
Did my best to exist just for you

Son dakika haberleri, ben terk ediyorsun
Başkası için iyi bir adam olmak için
Ben senin gibi iyi olamadığım için özür dilerim
Bu göğsüme oturdu ve beni devirdi
Adımı kalabalığın dudaklarında duymaktan nefret ederdin
Ama ben sadece senin için var olabilmek için elimden geleni yaptım

Bet you rue the day you kissed a writer in the dark
Bet you rue the day you kissed a writer in the dark
Now she’s gonna play and sing and lock you in her heart
Bet you rue the day you kissed a writer in the dark

Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur
Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur
Şimdi o çalacak ve söyleyecek ve seni kalbine hapsedecek
Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur

I am my mother’s child, I’ll love you ’til my breathing stops
I’ll love you ’til you call the cops on me
But in our darkest hours, I stumbled on a secret power
I’ll find a way to be without you, babe

Ben annemin kızıyım, seni nefeslerim son bulana kadar seveceğim
Seni polisleri çağırmanı gerektirene kadar seveceğim
Ama en karanlık saatlerimizde, gizli bir güce rastladım
Sensiz olmanın bir yolunu bulacağım bebeğim

I still feel you, now and then
Slow like pseudo-ephedrine
When you see me, will you say I’ve changed?
I ride the subway, read the signs
I let the seasons change my mind
I love it here since I’ve stopped needing you

Hala ara sıra seni hissediyorum
Pseudo-ephedrine gibi yavaş
Beni tekrar gördüğünde değiştiğimi söyleyecek misin?
Metroda gidiyorum, tabelaları okuyorum
Mevsimlerin fikrimi değiştirmesine izin veriyorum
Sana ihtiyaç duymayı bıraktığımdan beri burayı seviyorum

Bet you rue the day you kissed a writer in the dark
Bet you rue the day you kissed a writer in the dark
Now she’s gonna play and sing and lock you in her heart
Bet you rue the day you kissed a writer in the dark

Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur
Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur
Şimdi o çalacak ve söyleyecek ve seni kalbine hapsedecek
Eminim karanlıkta yazarı öptüğün güne lanet okuyorsundur

I am my mother’s child, I’ll love you ’til my breathing stops
I’ll love you ’til you call the cops on me
But in our darkest hours, I stumbled on a secret power
I’ll find a way to be without you, babe

Ben annemin kızıyım, seni nefeslerim son bulana kadar seveceğim
Seni polisleri çağırmanı gerektirene kadar seveceğim
Ama en karanlık saatlerimizde, gizli bir güce rastladım
Sensiz olmanın bir yolunu bulacağım bebeğim

Adblock test (Why?)

Evanescence – Going Under (Türkçe Çeviri)

Now I will tell you what I’ve done for you
50, 000 tears I’ve cried
Screaming, deceiving and bleeding for you
And you still won’t hear me (Going under)
Don’t want your hand this time – I’ll save myself
Maybe I’ll wake up for once (wake up for once)
Not tormented daily defeated by you
Just when I thought I’d reached the bottom

Şimdi senin için neler yaptığımı anlatacağım
Elli bin gözyaşı döktüm
Senin için çığlık attım, yalan söyledim, kanadım
Ve sen hala beni duymuyorsun
Bu sefer ellerini istemiyorum, ben kendimi kurtarırım
Belki bir kez olsun acı çekmeden,
Senin tarafından her zamanki gibi yenilmeden uyanırım
Tam da dibe vurduğumu düşündüğüm zaman

I’m dying again
Yine ölüyorum

I’m going under (going under)
Drowning in you (drowning in you)
I’m falling forever (falling forever)
I’ve got to break through
I’m going under

Dibe batıyorum
Sende boğuluyorum
Sonsuza kadar düşüyorum
Artık bunu yenmem gerekiyor
Dibe batıyorum

Blurring and stirring the truth and the lies (so I don’t know what’s real)
So I don’t know what’s real and what’s not (don’t know what’s real and what’s not)
Always confusing the thoughts in my head
So I can’t trust myself anymore

Gerçekle yalanı karıştırıp bulanıklaştırıyorsın
Böylece neyin gerçek neyin yalan olduğunu bilmiyorum
Aklımdaki düşünceleri hep karıştırıyorsun
Bu yüzden artık kendime güvenemiyorum

I’m dying again
Yine ölüyorum

I’m going under (going under)
Drowning in you (drowning in you)
I’m falling forever (falling forever)
I’ve got to break through

Dibe batıyorum
Sende boğuluyorum
Sonsuza kadar düşüyorum
Artık bunu yenmem gerekiyor

So go on and scream, scream at me
I’m so far away (so far away)
I won’t be broken again (again)
I’ve got to breathe
I can’t keep going under

Bu yüzden devam et ve bağır
Bana bağır, ama ben çok uzaktayım
Tekrar kırılmayacağım
Nefes almam lazım, batmaya devam edemem

I’m dying again
Yine ölüyorum

I’m going under (going under)
Drowning in you (drowning in you)
I’m falling forever (falling forever)
I’ve got to break through
I’m going under (going under)
Going under (drowning in you)
I’m going under

Dibe batıyorum
Sende boğuluyorum
Sonsuza kadar düşüyorum
Artık bunu yenmem gerekiyor
Dibe batıyorum
Dibe batıyorum

Adblock test (Why?)

Stereophonics – I Wanna Get Lost With You (Türkçe Çeviri)

Do you remember the light in the flame?
It was a birthday party of someone
Then you told me your name
For you were one in a million

Alevdeki ışığı hatırlıyor musun?
Birinin doğum günü partisiydi
Sonra bana adını söyledin
Milyonda bir olduğun için

I wanna get lost with you
It’s the only thing I wanna do
Get out of my mind with you
So come on over

Seninle kaybolmak istiyorum
Bu yapmak istediğim tek şey
Seninle aklımı kaybetmek
Bu yüzden hadi gel

I walked you home in the rain
Speaking the same language
You were running around in my brain
Then you sent me a message
It said…

Yağmurda seni evine bıraktım
Aynı dili konuşuyordun
Aklımda dönüp duruyordun
Sonra bana bir mesaj gönderdin
Mesajda diyordu ki

I wanna get lost with you
It’s the only thing I wanna do
Get out of my mind with you
So come on over
I
wanna get lost with you
It’s the only thing I wanna do
Get out of my mind with you
So come on over

Seninle kaybolmak istiyorum
Bu yapmak istediğim tek şey
Seninle aklımı kaybetmek
Bu yüzden hadi gel
Seninle kaybolmak istiyorum
Bu yapmak istediğim tek şey
Seninle aklımı kaybetmek
Bu yüzden hadi gel

I know we did some wrong
You told me that now
When I came to you
That you were with someone
If God messed up
With so much stuff
Like living a loaded gun
But now that I’m out of my mind with you
We got that day in the sun

Biliyorum biraz yanlış yaptık
Şimdi sana geldiğimde
Bana başka biriyle olduğunu söyledin
Bu sanki dolu bir silahla yaşamak gibi
Bir sürü şeyi alt üst etti
Ama şimdi seninle aklımı yitirdiğime göre
En iyi güneri yaşayacağız

I wanna get lost with you
It’s the only thing I wanna do
Get out of my mind with you
So come on over
I wanna get lost with you
It’s the only thing I wanna do
Get out of my mind with you
So come on over

Seninle kaybolmak istiyorum
Bu yapmak istediğim tek şey
Seninle aklımı kaybetmek
Bu yüzden hadi gel
Seninle kaybolmak istiyorum
Bu yapmak istediğim tek şey
Seninle aklımı kaybetmek
Bu yüzden hadi gel

Adblock test (Why?)

7 Ocak 2022 Cuma

The Weeknd – I Heard You’re Married (Türkçe Çeviri)

The way you hypnotized me, I could tell
You’ve been in control
You manifested this, but girl, I blame myself
Things I should’ve known
The whispers that I hear
Are blowing through my ears
These words I need to hear from you
And I know this is a fling
But you’re hiding someone’s ring
It hurts to think I’m sharing you

Beni hipnotize etme şeklin belli oluyordu.
Kontrol edildin.
Bunu sen gösterdin ama kızım, kendimi suçluyorum.
Bir şeyler yapmalıyım
Duyduğum fısıltılar
Kulaklarımdan esiyor
Senden duymam gereken bu sözler
Ve bunun bir kaçamak olduğunu biliyorum
Ama birinin yüzüğünü saklıyorsun.
Seni paylaştığımı düşünmek acı veriyor.

Ooh, I heard you’re married, girl
I knew that this was too good to be true
Ooh, I heard you’re married girl, oh, oh, oh

Evli olduğunu duydum kızım.
Doğru olması çok iyi oldu, biliyordum
Evli olduğunu duydum kızım, oh, oh, oh

If you don’t love him (Oh no)
Then do yourself a favor and just leave him
Your number in my phone, I’m gon’ delete it
Girl, I’m way too grown for that deceiving
‘Cause I don’t play, I don’t play
Now I’m sure you have your issues and your reasons (Reasons)
But why you even with him if you’re cheating? (Cheating)
And I thought you were someone that I could be with (Yeah)
And it kills me that I’m sharing you

Eğer onu sevmiyorsan (Oh hayır)
O zaman kendine bir iyilik yap ve onu yalnız bırak.
Telefonumdaki numaranı sileceğim.
Kızım, bu aldatmaca için çok büyüdüm.
Çünkü oynamıyorum, oynamıyorum
Şimdi eminim sorunlarınız ve nedenleriniz vardır (Nedenler)
Ama hile yapıyorsan neden onunla birliktesin ki? (Hile)
Ve seni birlikte olabileceğim biri sandım (Evet)
Ve seni paylaşmam beni öldürüyor.

Oh, I heard you’re married, girl
I knew that this was too good to be true
Ooh, I heard you’re married, girl, oh, oh, oh
And I hate it
Ooh, I heard you’re married, girl (Married, girl)
The way you had me wrapped around your fingertip
Ooh, I heard you’re married, girl, oh, oh, oh

Evli olduğunu duydum kızım.
Doğru olması çok iyi oldu, biliyordum
Evli olduğunu duydum kızım, oh, oh, oh
Ve bundan nefret ediyorum
Evli olduğunu duydum, kızım (Evli, kız)
Beni parmağının ucuna dolama şeklin.
Evli olduğunu duydum kızım, oh, oh, oh

I can’t be with you
No, I can’t be with you
You’re too deceiving, girl, oh
I can’t be with you
No, I can’t be with you
You’re too deceiving, girl, oh

Seninle olamam
Hayır, ben seninle olamam
Çok aldatıcısın kızım.
Seninle olamam
Hayır, ben seninle olamam
Çok aldatıcısın kızım.

Can’t be your side bitch
That shit ain’t fly bitch
Can’t be your pilot
Can’t be your private
Make me your obvious
If I ain’t your husband, I can’t be your hybrid
I heard you’re married
I bet he treats you like Virgin Mary
You like it dirty and I’m Dirty Harry
I thought we were some love birds, canaries
Bird to Larry
But I can’t fuck with you
You put my love on the line and then hang up on you
That’s a long kiss goodbye, I gotta tongue kiss you
And when Doves cry we ain’t got enough tissue
I’m still in love with you
Where the love at?
You walk down the aisle, I can make you run back
Like fuck that, where the love at?
Tell hubby I’ll kill him, no hub cap

Senin yanın olamaz kaltak
O bok uçmuyor kaltak
Pilotun olamaz.
Özel hayatın olamaz.
Beni belli et
Eğer ben senin kocan değilsem, senin melezin olamam.
Evli olduğunu duydum
Bahse girerim sana Meryem Ana gibi davranıyordur.
Sen pisliği seviyorsun ve ben de Pis Harry’im.
Aşk kuşları, kanaryalar olduğumuzu sanıyordum.
Larry’ye kuş
Ama seninle yatamam.
Aşkımı tehlikeye attın ve sonra telefonu kapattın.
Bu uzun bir veda öpücüğü, seni dilimle öpmeliyim.
Ve Güvercinler ağladığında yeterli dokumuz yok.
Hala sana aşığım
Nerede bu aşk?
Koridorda yürürsen, seni geri koştururum.
Siktir et, aşk nerede?
Kocana onu öldüreceğimi söyle, göbek kapağından.

Oh, I heard you’re married, girl
I knew that this was too good to be true
Ooh, I heard you’re married, girl, oh, oh, oh
And I hate it
Ooh, I heard you’re married, girl (Married, girl)
The way you had me wrapped around your fingertip
Ooh, I heard you’re married, girl, oh, oh, oh

Evli olduğunu duydum kızım.
Doğru olması çok iyi oldu, biliyordum
Evli olduğunu duydum kızım, oh, oh, oh
Ve bundan nefret ediyorum
Evli olduğunu duydum, kızım (Evli, kız)
Beni parmağının ucuna dolama şeklin.
Evli olduğunu duydum kızım, oh, oh, oh

I can’t be with you
No, I can’t be with you
You’re too deceiving, girl, oh
I can’t be with you
No, I can’t be with you
You’re too deceiving, girl, oh

Seninle olamam
Hayır, ben seninle olamam
Çok aldatıcısın kızım.
Seninle olamam
Hayır, ben seninle olamam
Çok aldatıcısın kızım.

Adblock test (Why?)