İngilizce Türkçe Sözlük







3 Mart 2016 Perşembe

Fifth Harmony – Work from Home (feat. Ty Dolla $ign) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

7_27 (Deluxe)

I ain’t worried ’bout nothin’
I ain’t wearin’ na-nada
I’m sittin’ pretty, impatient, but I know you gotta
Put in them hours, I’mma make it hotter
I’m sending pic after picture, I’mma get you fired

Hiçbir şey için endişelenmiyorum
Hiçbir şey giymiyorum
Oldukça sabırsız bir şekilde oturuyorum, ama yapman gerek biliyorum
Onları saatlere ayır, bunu daha da ateşli yapacağım
Fotoğraftan sonra bir tane daha fotoğraf gönderiyorum, seni işten kovdurtacağım

I know you’re always on the night shift
But I can’t stand these nights alone
And I don’t need no explanation
Cause baby, you’re the boss at home

Her zaman gece vardiyasında olduğu biliyorum
Ama bu gecelere tek başıma dayanamıyorum
Ve bir açıklamaya ihtiyacım yok
Çünkü bebeğim, evde patron sensin

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Let’s put it into motion
I’mma give you a promotion
I’ll make it feel like a vacay, turn the bed into an ocean
We don’t need nobody, I just need your body
Nothin’ but sheets in between us, ain’t no getting off early

Hadi harekete koyulalım
Sana bir terfi vereceğim
Bir tatil gibi hissettireceğim, yatağı okyanusa doğru çevir
Kimseye ihtiyacımız yok, sadece vücuduna ihtiyacım var
Aramızda çarşaflar dışında hiçbir şey yok, erken ayrılmak yok

I know you’re always on the night shift
But I can’t stand these nights alone
And I don’t need no explanation
Cause baby, you’re the boss at home

Her zaman gece vardiyasında olduğu biliyorum
Ama bu gecelere tek başıma dayanamıyorum
Ve bir açıklamaya ihtiyacım yok
Çünkü bebeğim, evde patron sensin

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Oh yeah, girl you gotta work for me
Can you make it clap, no hands for me?
Take it to the ground, pick it up for me
Look back at it all over me
Put in work like my timesheet
She ride it like a ’63
I’mma buy her new Céline
Let her ride in a foreign with me
Ooh, she the bae, I’m her boo
And she down to break the rules
La-di-da she gon’ go
I’m on drugs, she finessin’
I pipe up, she take that
Putting overtime on your body

Oh evet kızım benim için çalışman gerek
Ellerini kullanmadan benim için alkış tutabilir misin?
Yerden alıp, benim için kaldırabilir misin?
Üzerimdeyken geriye bak
Zaman planıma göre çalış
Onu *63’müş gibi sürüyor
Ona yeni bir **Céline alacağım
Benimle beraber yabancı bir ülkeye gezintiye çıkaracağım
Oh, o benim için herkesten önce gelen, ben de onun erkek arkadaşıyım
Ve o kuralları yıkmaya hazır
La-di-da, o gidecek
Ben uyuşturucunun etkisindeyim, o ustalıkla yapıyor
Ben tüttürüyorum, o dumanı alıyor
Bedeninin üzerinde mesaiye kalıyorum

You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
But you gotta put in work, work, work, work
Work, work, work
You don’t gotta go to work, work, work, work
Work, work, work
Let my body do the work, work, work, work
Work, work, work
We can work from home, oh, oh, oh-oh
We can work from home, oh, oh, oh-oh

İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
İş, iş, iş
Ama ortaya bir çalışma koyman lazım
Çalış, çalış, çalış
İşe gitmene gerek yok, işe, işe, işe
Bırak da işi bedenim yapsın, iş, iş, iş
İş, iş, iş
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh

Yeah, we can work from home
Yeah, we can work from home
Yeah

Evet, evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evet, evden çalışabiliriz, oh, oh, oh-oh
Evet

*’63 derken bir iş makinesinden bahsediyor.
**Céline Dion, pahalı bir parfüm.

oğuzhan şen

2 Mart 2016 Çarşamba

My mama loved me Şarkı çevirisi Türkçe çevirisi

My mama raised me
Annem beni büyüttü
All by herself
Tüm içtenliğiyle
She didn’t get
A lotta help
Bir sürü yardım almadı.
She made mistakes
Hatalar yaptı
Along the way
Tüm yol boyunca
But here’s one thing
I can truly say
Doğruca söyleyebileceğim tek şey var

My mama loved me
Annem beni seviyor
And she worked
Ve o çalıştı
And she slaved
Köle gibi çalıştı
From a little bitty baby
She made me what I’m today
Beni minnacık bir bebekten şimdi olduğum halime getirdi.

She didn’t put up
Beni kenara bırakmadı
With no back talk
Dedikodu yapmadı
I learned respect
Saygı öğrendim
Before I could walk
Yürüyebilmeyi öğrenmeden önce
She let me run
Koşmama izin verdi
But not all night
Ama tüm gece boyunca değil
I’m so glad
Çok mutluyum
She raised me up right
Beni doğru büyüttü

My mama loved me
Annem beni seviyor
And she worked
Ve o çalıştı
And she slaved
Köle gibi çalıştı
From a little bitty baby
She made me what I’m today
Beni minnacık bir bebekten şimdi olduğum halime getirdi.

(Guitar)

Now boys and girls
Şimdi,oğlanlar ve kızlar
Hear what I got to say
Beni dinleyin
Be good to your mama
Annenize iyi davranın
Each and every day
Her bir gün
Friends may come
Arkadaşlar gelir
Friends may go
Arkadaşlar gider
But you only got one mama
Ama sadece bir anneniz var
And I want you to know
Ve şunu bilmenizi istiyorum

My mama loved me
Annem beni seviyor
And she worked
Ve o çalıştı
And she slaved
Köle gibi çalıştı
From a little bitty baby
She made me what I’m today
Beni minnacık bir bebekten şimdi olduğum halime getirdi.

Atlantis Is Calling (S.O.S. For Love) Türkçe çevirisi

Lady I know it was hard
Hanımefendi, biliyorum zordu

But it’s much harder to ignore
Ama görmezden gelmek çok daha zor

There is a chance and I promise
Bir ihtimal var ve söz veriyorum

I won’t hurt you anymore
Seni artık incitmeyeceğim

Hollywood nights we’re romancin’
Hollywood geceleri, aşk hikayesi anlatıyoruz

You can trust me anytime
Bana herzaman güvenebilirsin

Somewhere oh babe there is someone
Biryerde,oh bebeğim, birisi var

Oh you’re dancin’ in my mind
Oh, zihnimde dans ediyorsun

Oh oh oh little queenie
O o o küçük queenie *

I’m your fool come on
ben senin salağınım, haydi

Teach me the rules
Bana kuralları öğret

I will send an S.O.S. for love
Aşk için bir S.O.S sinyali göndereceğim

Oh oh oh little queenie
O o o küçük queenie

I’m your fool you need love
ben senin salağınım,aşka ihtiyacın var
Like I do
Benim yaptığım gibi

I will send an S.O.S. for love
Aşk için bir S.O.S sinyali göndereceğim

Atlantis is calling S.O.S. for love
Atlantis çağırıyor, aşk için S.O.S

Atlantis is calling from the stars above
Atlantis yukardaki yıldızlardan çağırıyor

Atlantis is calling S.O.S. for love
Atlantis çağırıyor, aşk için S.O.S

Atlantis is calling it’s too hot to stop
Atlantis çağırıyor, durmak için hava çok sıcak

If lovin’ you is wrong babe
Eğer seni sevmek yanlışsa bebeğim

Oh I don’t wanna be right
Oh doğru olmak istemiyorum

I’ve got you under my skin babe
Sen benim tenimin altında varsın bebeğim

Oh baby hold me tight
Oh bebeğim beni sıkı tut

I’m ready for our romance
Aşk hikayemiz için hazırım

I wait a million years for you
Senin için bir milyon yıl beklerim

I love you more than I’m sayin’
Seni söylediğimden fazla seviyorum

Baby that’s for me the truth
bebeğim benim için gerçek budur

*Dipnot:
Queenie : Queen (kraliçe) kelimesinden türemiş bir kız ismi

Çeviren: Ahmet KADI

1 Mart 2016 Salı

Halsey – Young God (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

BADLANDS (Deluxe)

He says, “Oh, baby girl, you know we’re gonna be legends
I’m the king and you’re the queen and we will stumble through heaven
If there’s a light at the end, it’s just the sun in your eyes
I know you wanna go to heaven but you’re human tonight”

O diyor ki, “Oh, tatlı kız, biliyorsun biz efsane olacağız
Ben kralım, sen kraliçe ve biz cennette tökezleyeceğiz
Eğer en sonda bir ışık varsa, o gözlerinin içindeki güneştir
Biliyorum cennete gitmek istiyorsun ama bu gece insansın”

And I’ve been sitting at the bottom of a swimming pool
For a while now, drowning my thoughts out, the sounds

Ve ben yüzme havuzunun altında oturuyorum
Bir süredir, düşüncelerimde boğuluyorum, sesler

But do you feel like a young God?
You know the two of us are just young gods
And we’ll be flying through the streets with the people underneath
And they’re running, running, running
But do you feel like a young God?
You know the two of us are just young gods
And we’ll be flying through the streets with the people underneath
And they’re running, running, running again

Fakat bir genç Tanrı gibi hissediyor musun?
Biliyorsun ikimiz sadece genç tanrılarız
Ve biz altımızdaki insanlarla uçarak caddelerin içinden geçeceğiz
Ve onlar koşuyorlar, koşuyorlar, koşuyorlar
Fakat bir genç Tanrı gibi hissediyor musun?
Biliyorsun ikimiz sadece genç tanrılarız
Ve biz altımızdaki insanlarla uçarak caddelerin içinden geçeceğiz
Ve onlar koşuyorlar, koşuyorlar, koşuyorlar

(And we’ll be running, running, running again)
(And we’ll be running, running, running)

(Ve biz koşacağız, koşacağız, koşacağız)
(Ve biz koşacağız, koşacağız, koşacağız)

He says “Oh, baby girl, don’t get caught on my edges
I’m the king of everything and oh, my tongue is a weapon
There’s a light in the crack that’s separating your thighs
And if you wanna go to heaven you should fuck me tonight”

O diyor ki, “Oh, tatlı kız, benim keskin kenarıma yakalanma
Ben her şeyin kralıyım ve oh, dilim benim silahım
Bacaklarının arasındaki boşlukta bir ışık var
Ve eğer cennete gitmek istiyorsan bu gece benimle sevişmelisin”

And I’ve been sitting at the bottom of a swimming pool
For a while now, drowning my thoughts out, the sounds

Ve ben yüzme havuzunun altında oturuyorum
Bir süredir, düşüncelerimde boğuluyorum, sesler

But do you feel like a young God?
You know the two of us are just young gods
And we’ll be flying through the streets with the people underneath
And they’re running, running, running
But do you feel like a young God?
You know the two of us are just young gods
And we’ll be flying through the streets with the people underneath
And they’re running, running, running again

Fakat bir genç Tanrı gibi hissediyor musun?
Biliyorsun ikimiz sadece genç tanrılarız
Ve biz altımızdaki insanlarla uçarak caddelerin içinden geçeceğiz
Ve onlar koşuyorlar, koşuyorlar, koşuyorlar
Fakat bir genç Tanrı gibi hissediyor musun?
Biliyorsun ikimiz sadece genç tanrılarız
Ve biz altımızdaki insanlarla uçarak caddelerin içinden geçeceğiz
Ve onlar koşuyorlar, koşuyorlar, koşuyorlar

(And we’ll be running, running, running again)
(And we’ll be running, running, running)

(Ve biz koşacağız, koşacağız, koşacağız)
(Ve biz koşacağız, koşacağız, koşacağız)

oğuzhan şen

Halsey – I Walk the Line (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

BADLANDS (Deluxe)

I keep a close watch on this heart of mine
I keep my eyes wide open all the time
I keep the ends out for the tie that binds
Because you’re mine, I walk the line

Kalbimde sıkı bir gözetim sürdürüyorum
Gözlerimi her zaman tamamen açık tutuyorum
Sonları bağlamaktan uzak duruyorum
Çünkü sen benimsin, ben çizgide yürüyorum

I find it very, very easy to be true
I find myself alone when each day is through
Yes, I’ll admit that I’m a fool for you
Because you’re mine, I walk the line [x2]

Bunu, doğru olması için baya, baya basit buluyorum
Her gün sonunda kendimi yalnız başıma buluyorum
Evet, senin için bir aptal olduğumu kabul ediyorum
Çünkü sen benimsin, ben çizgide yürüyorum [x2]

You’ve got a way to keep me on your side
You give me cause for love that I can’t hide
For you I know I’d even try to turn the tide

Beni yanında tutmak için bir yolun var
Bana saklayamadığım aşkım için bir sebep veriyorsun
Biliyorum ki senin için gelgitin yönünü değiştirmeyi bile denerim

Because you’re mine, I walk the line [x5]

Çünkü sen benimsin, ben çizgide yürüyorum [x5]

oğuzhan şen

Halsey – Hurricane (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

BADLANDS (Deluxe)

There’s a place way down in Bed Stuy,
Where a boy lives behind bricks,
He’s got an eye for girls of eighteen,
And he turns them out like tricks

Bed Stuy’da çok aşağılarda bir yer var,
Bir çocuğun tuğlaların arkasında yaşadığı.
18 yaşındaki kızlarda gözü var
Ve onları bir oyun gibi çözüyor

I went down to a place in Bed Stuy
A little liquor on my lips
I let him climb inside my body
And held him captive in my kiss

Bed Stuy’ın aşağısında bir yere gittim
Dudaklarımda biraz içki
Onun vücudumun içine tırmanmasına izin verdim
Ve öpücüğümün içinde esir tuttum

And there’s a storm you’re starting now
And there’s a storm you’re starting now
And there’s a storm you’re starting

Ve şimdi senin başlattığın bir fırtına var
Ve şimdi senin başlattığın bir fırtına var
Ve senin başlattığın bir fırtına var

I’m a wanderess
I’m a one night stand
Don’t belong to no city
Don’t belong to no man
I’m the violence in the pouring rain
I’m a hurricane
Ha ah ah ha ah ah ah
I’m a hurricane
Ha ah ah ha ah ah ah
I’m a hurricane

Ben bir avareyim
Tek geceliğim
Hiçbir şehre ait değilim
Hiçbir erkeğe ait değilim
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdaki şiddetim
Ben bir kasırgayım
Ha ah ah ha ah ah ah
Ben bir kasırgayım
Ha ah ah ha ah ah ah
Ben bir kasırgayım

I went down to a place in Brooklyn
Where you tripped on LSD
And I found myself reminded
To keep you far away from me

Brooklyn’de bir yere gittim
LSD’nin etkisinde olduğun
Ve kendimi seni benden uzak tutmayı hatırlatırken buldum

And there’s a storm you’re starting now
And there’s a storm you’re starting now
And there’s a storm you’re starting

Ve şimdi senin başlattığın bir fırtına var
Ve şimdi senin başlattığın bir fırtına var
Ve senin başlattığın bir fırtına var

I’m a wanderess
I’m a one night stand
Don’t belong to no city
Don’t belong to no man
I’m the violence in the pouring rain
I’m a hurricane
Ha ah ah ha ah ah ah
I’m a hurricane
Ha ah ah ha ah ah ah
I’m a hurricane

Ben bir avareyim
Tek geceliğim
Hiçbir şehre ait değilim
Hiçbir erkeğe ait değilim
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdaki şiddetim
Ben bir kasırgayım
Ha ah ah ha ah ah ah
Ben bir kasırgayım
Ha ah ah ha ah ah ah
Ben bir kasırgayım

He says, “Oh, baby, beggin’ you to save me.
Well lately, I like ’em crazy.
Oh, maybe, you could devastate me.
Little lady, come and fade me.”

”Oh,bebeğim,beni kurtarman için yalvarıyorum
Son zamanlarda onları çılgın seviyorum
Oh,belki sen beni harap edebilirsin
Küçük bayan, gel ve beni soldur” diyor

I’m a wanderess
I’m a one night stand
Don’t belong to no city
Don’t belong to no man
I’m the violence in the pouring rain

Ben bir avareyim
Tek geceliğim
Hiçbir şehre ait değilim
Hiçbir erkeğe ait değilim
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdaki şiddetim

Come and fade me
Come and fade me
I’m a hurricane

Gel ve beni soldur
Gel ve beni soldur
Ben bir kasırgayım

oğuzhan şen

Halsey – Colors (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

BADLANDS (Deluxe)

Your little brother never tells you but he loves you so
You said your mother only smiled on her TV show
You’re only happy when your sorry head is filled with dope
I hope you make it to the day you’re 28 years old

Küçük kardeşin sana asla söylemiyor ama seni çok seviyor
Annenin sadece televizyon şovunda gülümsediğini söyledin
Sen sadece üzgün kafanın içi uyuşturucuyla doluyken mutlusun
Umuyorum ki, 28 yaşına geldiğinde de bunu becerirsin

You’re dripping like a saturated sunrise
You’re spilling like an overflowing sink
You’re ripped at every edge but you’re a masterpiece
And now I’m tearing through the pages and the ink

Islak bir gündoğumu gibi damlıyorsun
Taşan lavabo gibi akıtıyorsun
Her kenardan sökülüyorsun ama sen bir başyapıtsın
Ve şimdi ben mürekkep ve sayfalar sayesinde gözyaşı akıtıyorum

Everything is blue
His pills, his hands, his jeans
And now I’m covered in the colors
Pulled apart at the seams
And it’s blue
And it’s blue

Her şey mavi
Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Everything is grey
His hair, his smoke, his dreams
And now he’s so devoid of color
He don’t know what it means
And he’s blue
And he’s blue

Her şey gri
Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

You were a vision in the morning when the light came through
I know I’ve only felt religion when I’m lying with you
You said you’ll never be forgiven ’til your boys are too
And I’m still waking every morning but it’s not with you

Sabahları ışık doğrudan geldiğindeki bir hayaldin
Biliyorum ki sadece seninle uzanırken inancı hissetmiştim
Bana çocuklarının da affedilebilir oluncaya değin, asla affedilir olmayacağını söyledin
Ve ben hala her sabah uyanıyorum fakat seninle değil

You’re dripping like a saturated sunrise
You’re spilling like an overflowing sink
You’re ripped at every edge but you’re a masterpiece
And I’m tearing through the pages and the ink

Islak bir gündoğumu gibi damlıyorsun
Taşan lavabo gibi akıtıyorsun
Her kenardan sökülüyorsun ama sen bir başyapıtsın
Ve şimdi ben mürekkep ve sayfalar sayesinde gözyaşı akıtıyorum

Everything is blue
His pills, his hands, his jeans
And now I’m covered in the colors
Pulled apart at the seams
And it’s blue
And it’s blue

Her şey mavi
Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Everything is grey
His hair, his smoke, his dreams
And now he’s so devoid of color
He don’t know what it means
And he’s blue
And he’s blue

Her şey gri
Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

You were red and you liked me ’cause I was blue
You touched me and suddenly I was a lilac sky
And you decided purple just wasn’t for you

Kırmızıydın ve ben mavi olduğum için benden hoşlanmıştın
Sonra bana dokundun ve ben birden lila gökyüzü oldum
Ve sen mor renginin sana göre olmadığına karar verdin

Everything is blue
His pills, his hands, his jeans
And now I’m covered in the colors
Pulled apart at the seams
And it’s blue
And it’s blue

Her şey mavi
Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Everything is grey
His hair, his smoke, his dreams
And now he’s so devoid of color
He don’t know what it means
And he’s blue
And he’s blue

Her şey gri
Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

oğuzhan şen