İngilizce Türkçe Sözlük







20 Ocak 2018 Cumartesi

Die Antwoord – Rich Bitch (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 22

Rich bitch
Rich bitch
I’m a rich bitch
A mothafuckin’ rich bitch

Zengin sürtük
Zengin sürtük
Ben zengin bir sürtüğüm
Ben anasını sattığım zengin sürtüğüyüm

I do my own thing when the phone rings
Maybe I’ll answer, maybe I’m busy (yo yo yo Yo-Landi)
I want some next shit
I got connections
Only speak to people I wanna speak to
Sophisticated, fokken larney
Nutella on my sarmie
Fokken dik gesmeer, bra

Telefon çaldığında kendi işimle ilgilenirim
Belki cevap veririm, belki de meşgulüm
Bir sonları şeylerden istiyorum
Bağlantılarım var
Sadece konuşmak istediğim insanlarla konuşurum
Sofistike, sikik sosyete
Ekmeğimde nutella
Fazla sürülmüş

I shop at Woolworths
With my own paper, eh, flava
When I recite a poem
On the fuckin’ microphone (yo yo yo Yo-Landi)

Woolworthstan alışveriş yaparım
Kendi paramla, oh, flava
Şiirimi okurum
Sikik mikrofona

Wasn’t always a rich bitch
Used to be a poor girl
Ag, shame, die arme meisie
Ek wassie wysie (yo yo yo Yo-Landi)

Her zaman zengin bir sürtük değildim
Eskiden fakir bir kızım
Ah utanç verici zavallı kız
Acıklı bir hikaye

I was a victim of a kak situation
Stuck in the system
With no fokken assistance
I know it sounds strange
But I used to count change
On the counter at pick ‘n pay
Or Shoprite-Checkers
No butter on my broodjie
Geen koeldrank nie, net my strootjie
But then I got my game on
Yo flame on

Berbat durumdaki bir kurbandım
Sisteme sıkılmış
Hiç sikik yardımıcısı olmayan
Kulağa tuhaf geldiğini biliyorum
Ama önceden yer değiştirirdim
Çekme ve ödemeyle ilgili sayaç üzerinde
Ya da Shoprite-Chechkers’da
Sandviçimde tereyağı yok
Soğuk içecek yok, sadece samanım
Ama sonra oyunum başladı
Ateş alevlendi

Now I’m a rich bitch
Rich bitch
I’m a rich bitch
A mothafuckin’ rich bitch
Rich bitch
Rich bitch
I’m a rich bitch
A mothafuckin’ rich bitch

Şimdi zengin bir sürtüğüm
Zengin sürtük
Ben zengin bir sürtüğüm
Ben anasını sattığım zengin sürtüğüyüm
Zengin sürtük
Zengin sürtük
Ben zengin bir sürtüğüm
Ben anasını sattığım zengin sürtüğüyüm

To all my mense
In a tight situation
Getting closer to god
Do you hear that?
I flow from the heart
Fuck the upperclass
Versigtig, ek’s nog steeds fokken giftig
Yo, fuck a rich bitch

Tüm insanlarıma söylüyorum
Sıkı bir durumdayken
Tanrıya daha da yaklaşın
Bunu duyuyor musun?
Kalpten akıyorum
Sikerim üst tabakayı
Dikkat et, hala sikik bir zehirliyim
Sikik bir zengin sürtük

Rich bitch
Rich bitch
I’m a rich bitch
A mothafuckin’ rich bitch
Rich bitch
Rich bitch
I’m a rich bitch
A mothafuckin’ rich bitch

Zengin sürtük
Zengin sürtük
Ben zengin bir sürtüğüm
Ben anasını sattığım zengin sürtüğüyüm
Zengin sürtük
Zengin sürtük
Ben zengin bir sürtüğüm
Ben anasını sattığım zengin sürtüğüyüm

The Weeknd – Acquainted (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 23

Baby you’re no good
Bebeğim sen hayırsızsın
‘Cause they warned me bout your type girl
Çünkü beni senin gibi kızlar için uyarmıştılar
I’ve been ducking left and right
Senden kaçmak için sağa sola eğiliyordum
Baby you’re no good
Kızım sen hayırsızsın
Think I fell for you, I fell for you, I fell for you
Galiba kendimi sana kaptırdım, sana kaptırdım

You got me puttin’ time in, time in
Beni beklemeye aldırttın, beklemeye
Nobody got me feeling this way
Başka hiç kimse beni böyle hissettirmemişti
You probably think I’m lying, lying
Sen şimdi yalan söylediğimi düşünüyorsundur, yalan söylediğimi
I’m used to bitches comin’ right ‘way
Ben orospuların gelip gitmesine alışığım

You got me touchin’ on your body
Beni vücuduna ellettirdin
You got me touchin’ on your body
İçinde bulunduğumuz aşkın tehlikeli olduğunu söylemek için
To say that we’re in love is dangerous
Beni vücuduna ellettirdin
But girl I’m so glad we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza çok sevindim
I’ll get you touchin’ on your body
Seni kendine ellettireceğim
I’ll get you touchin’ on your body
Seni kendine ellettireceğim
I know I’d rather be complacent
İlgisiz olmayı daha çok tercih edeceğimi biliyorum
But girl I’m so glad we’re acquainted, we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza çok sevindim

Baby you’re no good
Bebeğim sen hayırsızsın
All my niggas think I’m crazy cause I’m thinkin’ ’bout us lately
Son zamanlarda birbirimizi düşünüyorum diye tüm tayfa beni deli zannediyor
But really if I could
Ama gerçekten unutabilseydim
I’d forget about you, ‘get about you, ‘get about you
Unuturdum, unuturdum, seni unuturdum

You got me puttin’ time in, time in
Başka orospu sikmemem için beni beklemeye aldırttın
Nobody got me feeling this way
Hiç kimse beni böyle beklemeye koydurmamıştı
You probably think I’m lying, lying
Sen şimdi yalan söylediğimi düşünüyorsundur
I’m used to bitches comin’ right ‘way
Ben orospuların gelip gitmesine alışığım

You got me touchin’ on your body
Beni vücuduna ellettirdin
You got me touchin’ on your body – to say that we’re in love is dangerous
İçinde bulunduğumuz aşkın tehlikeli olduğunu söylemek için beni vücuduna ellettirdin
But girl I’m so glad we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza çok sevindim
I got you touchin’ on your body
Seni kendine ellettiriyorum
I got you touchin’ on your body
Seni kendine ellettiriyorum
I know I’d rather be complacent
Kayıtsız olmayı daha çok tercih edeceğimi biliyorum
But girl I’m so glad we’re acquainted, we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza gerçekten sevindim

Momma caught me cryin’, cryin’, cryin’, cryin’
Annem beni ağlarken yakaladı
‘Cause I won’t find somebody that’s real (she wants somebody that’s real)
Çünkü gerçek olacak birini bulmayacağım (gerçek birini istiyor)
‘Cause every time I try to, try to, try to run
Çünkü ne zaman kaçmaya çalışsam
The fast life keeps gaining on me
İçinde yaşadığım hayat peşimden gelmeye devam ediyor   —– Fast life dediği şey Thursday albümünü yayımladıktan sonraki hayat tarzından bahsediyor. Başka bir deyişle Starboy tarzı hayat; sürekli orospu siken, uyuşturucu kullanan, zengin bir yaşam.

Shit
Amına koyayım
But ever since I met you
Ama seninle tanıştığımdan beri
I couldn’t believe what you did
Yaptığın şeye inanamadım
So comfort me babe, ain’t no rush from me babe
O yüzden teselli et beni bebeğim, ben aceleye getirmeyeceğim babe
(Woooooh)

I’ll keep on touchin’ on your body
Sana ellemeye devam edeceğim
I’ll keep on touchin’ on your body – to say that we’re in love is dangerous
İçinde bulunduğumuz aşkın tehlikeli olduğunu söylemek için sana ellemeye devam edeceğim
But girl I’m so glad we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza çok sevindim
I got you touchin’ on your body
Seni kendine ellettiriyorum
I got you touchin’ on your body
Seni kendine ellettiriyorum
I know I’d rather be complacent
Pervasız olmayı daha çok tercih edeceğimi biliyorum
But girl I’m so glad we’re acquainted, we’re acquainted
Ama kızım tanışmış olduğumuza çok sevindim

I’m not trying to talk at all
Konuşmaya çalıştığım filan yok
‘Cause I’m trying to love you crazy
Çünkü seni delicesine sevmeye çalışıyorum
Put some more inside your cup
Bardağının içine biraz daha koy
And drink ’til you numb the pain
Sonra acıyı giderene kadar iç
I got you touchin’ on your body
Seni kendine ellettiriyorum
These girls keep touchin’ on their body
Bu kızlar kendilerine elleyip duruyorlar
They got accustomed to the life we live
Bizim yaşadığımız hayata alıştırılmışlar
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok tehlikeli
I got ’em thinkin’ that they want me – although they know they not the only
Beni isteyen kızlar bir tek kendileri olmadıklarını bilseler bile o kızlara onların beni istediklerini düşündürttürüyorum
I got ’em wanting to embrace their sins
Onlara günahlarını benimsemelerini istettiriyorum
These girls born in the 90’s are dangerous
Bu 90’lı yıllarda doğmuş kızlar çok yaramaz

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise EP. albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım profilimden bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Drake – God’s Plan (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 38

Yeah they wishin’ and wishin’ and wishin’ and wishin’
They wishin’ on me

Evet istiyorlar,istiyorlar,istiyorlar (diliyorlar)
Benim için istiyorlar

I been movin’ calm, don’t start no trouble with me
Tryna keep it peaceful is a struggle for me
Don’t pull up at 6 AM to cuddle with me
You know how I like it when you lovin’ on me
I don’t wanna die for them to miss me
Guess I see the things that they wishin’ on me
Hope I got some brothers that outlive me
They gon’ tell the story, shit was different with me

Sakince davranıyordum, benimle kavgaya tutuşma
Barışçıl olmak benim için bir mücadele haline geldi
Bana sarılıp yatmak için sabahın 6’sında kalkma
Beni sevmenden ne kadar hoşlandığımı biliyorsun
Beni özlesinler diye ölmek istemiyorum
Sanırım benim için diledikleri şeyleri görebiliyorum
Umarım benden daha uzun yaşayacak kardeşlerim vardır
Onlar hikayeyi anlatacaklar, benimleyken farklıydı

God’s plan, God’s plan
I hold back, sometimes I won’t
I feel good, sometimes I don’t
I finessed down Weston Road
Might go down a G.O.D.
I go hard on Southside G
I make sure that north-side eat
And still

Tanrı’nın planı, Tanrı’nın planı
Bazen tedbirli oluyorum bazen olmayacağım
İyi hissediyorum bazen olmuyorum
Weston Road’a (memleketi) incelik getirdim
G.O.D (Drake’in bir şarkısı/lakabı) ‘ı mahvedebilirim
Güney tarafında sıkı çalışıyorum
Kuzey tarafını da unutmuyorum
Ve hala

Bad things
It’s a lot of bad things
That they wishin’ and wishin’ and wishin’ and wishin’
And they wishin’ on me
Bad things
It’s a lot of bad things
That they wishin’ and wishin’ and wishin’ and wishin’
And they wishin’ on me
Yeah, aye, aye

Kötü şeyler
Bir sürü kötü şey var
Benim için istedikleri ve istedikleri ve istedikleri ve istedikleri
Ve benim için istiyorlar
Kötü şeyler
Bir sürü kötü şey var
Benim için istedikleri ve istedikleri ve istedikleri ve istedikleri
Ve benim için istiyorlar
Evet,evet,evet

She say, “Do you love me?” I tell her, “Only partly”
I only love my bed and my momma, I’m sorry
50 dub, I even got it tatted on me
81, they’ll bring the crashers to the party
And you know me
Turn the 02 into the 03
Without 40, Oli, there would be no me
Imagine if I never met the broski’s

‘Beni seviyor musun?’ diyor, ona ‘ kısmen’ diyorum
Ben sadece yatağımı ve annemi severim kusura bakma
50 tane şarkı, dövmesini bile yaptırdım
81,çapkıları partiye getirecekler
Ve beni tanırsın
02’yi 03’e çeviririm
40 (drake’in ekibi) olmadan,Oli, ben olmazdım
Düşünsene ya dostlarımla tanışmasaydım

God’s plan, God’s plan
I can’t do this on my own (aye, no, aye)
Someone watching this shit close (yep, close)
I’ve been me since Scarlett Road (aye, road, aye)
Might go down as G.O.D. (aye, wait)
I go hard on Southside G (aye, wait)
I make sure that north-side eat
And still

Tanrı’nın planı, Tanrı’nın planı
Kendi gücüm yetmez
Birisi yakından izliyor olanları
Scarlett Road’tan beri böyleyim
Belki G.O.D (Tanrı) olarak inebilirim (mahvolabilirim)
Güney tarafında sıkı çalışıyorum
Kuzey tarafını da unutmuyorum
Ve hala

Bad things
It’s a lot of bad things
That they wishin’ and wishin’ and wishin’ and wishin’
And they wishin’ on me
Yeah, yeah
Bad things
It’s a lot of bad things
That they wishin’ and wishin’ and wishin’ and wishin’
And they wishin’ on me
Yeah

Kötü şeyler
Bir sürü kötü şey var
Benim için istedikleri ve istedikleri ve istedikleri ve istedikleri
Ve benim için istiyorlar
Evet evet
Kötü şeyler
Bir sürü kötü şey var
Benim için istedikleri ve istedikleri ve istedikleri ve istedikleri
Ve benim için istiyorlar
Evet

19 Ocak 2018 Cuma

Dusk Till Dawn Türkçe çevirisi

Not tryna be indie*
İndie olmaya çalışmıyorum
Not tryna be cool
Havalı olmaya çalışmıyorum
Just tryna be in this
Sadece bunun içinde olmaya çalışıyorum
Tell me how you choose
Bana nasıl seçtiğini söyle
Can you feel why you’re in this
Sen neden bunun içinde olduğunu hissedebiliyor musun?
Can you feel it through
Sen de hissedebiliyor musun?

All of the windows
Bütün pencereler
Inside this room
Bu odanın içinde
‘Cause I wanna touch you, baby
Çünkü sana dokunmak istiyorum bebeğim
And I wanna feel you, too
Ben de seni hissetmek istiyorum
I wanna see the sunrise and your sins
Güneşin doğuşunu ve günahlarını görmek istiyorum
Just me and you
Sadece ben ve sen
Light it up, on the run
Işıkları aç, yolda
Let’s make love, tonight
Haydi sevişelim, bu gece
Make it up, fall in love, try
Bir arada olalım, aşık olalım,deneyelim
But you’ll never be alone
Ama sen asla yalnız olmayacaksın
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
I’ll hold you when things go wrong
Eğer bir şeyler ters giderse seni tutacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
We were shut like a jacket
Biz ceket gibi kapandık
So do your zip
Yani, fermuarı çek
We will roll down the rapids
Suyun en coşkulu olduğu yere yuvarlanalım
To find a wave that fits
Bize uyan dalgayı bulmak için
Can you feel where the wind is
Rüzgarın nereden estiğini hissedebiliyor musun?
Can you feel it through
Sen de hissedebiliyor musun?
All of the windows
Tüm pencereler
Inside this room
Bu odanın içinde
‘Cause I wanna touch you, baby
Çünkü sana dokunmak istiyorum bebeğim
And I wanna feel you, too
Ben de seni hissetmek istiyorum
I wanna see the sunrise and your sins
Güneşin doğuşunu ve günahlarını görmek istiyorum
Just me and you
Sadece ben ve sen
Light it up, on the run
Işıkları aç, yolda
Let’s make love, tonight
Haydi sevişelim, bu gece
Make it up, fall in love, try
Bir arada olalım, aşık olalım,deneyelim
But you’ll never be alone
Ama sen asla yalnız olmayacaksın
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
I’ll hold you when things go wrong
Eğer bir şeyler ters giderse seni tutacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım

I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
Go, give love to your body
Git ve bedenine aşkı ver
It’s only you that can stop it
Bunu durdurabilecek tek kişi sensin
Go, give love to your body
Git ve bedenine aşkı ver
It’s only you that can stop it
Bunu durdurabilecek tek kişi sensin
Go, give love to your body
Git ve bedenine aşkı ver
It’s only you that can stop it
Bunu durdurabilecek tek kişi sensin
Go, give love to your body
Git ve bedenine aşkı ver
Go, give love to your body
Git ve bedenine aşkı ver

But you’ll never be alone
Ama sen asla yalnız olmayacaksın
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım
I’ll hold you when things go wrong
Eğer bir şeyler ters giderse seni tutacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
I’ll be with you from dusk till dawn
Şafaktan gün batımına kadar seninle olacağım
Baby, I’m right here
Bebeğim tam buradayım

IDGAF Türkçe çevirisi

You call me all friendly
Beni tamamen arkadaşça gördün

Tellin’ me how much you miss me
Bana beni ne kadar özlediğinden bahsettin

That’s funny, I guess you’ve heard my songs
Bu komik, sanırım şarkılarımı duydun

Well, I’m too busy for your business
Şey, senin işin için çok meşgulüm

Go find a girl who wants to listen
Gidip dinlemek isteyen bir kız bul

‘Cause if you think I was born yesterday
Çünkü eğer dün doğduğumu düşünüyorsan

You have got me wrong
Çok yanlış geldin

So I cut you off
Ben seni kesip attım

I don’t need your love
Senin aşkına ihtiyacım yok

‘Cause I already cried enough
Çünkü zaten yeteri kadar ağladım

I’ve been done
Bittim

I’ve been movin’ on since we said goodbye
Vedalaştıktan sonra hayatıma devam ettim

I cut you off
Seni kesip attım

I don’t need your love, so you can try all you want
Aşkına ihtiyacım yok, istediğin kadar deneyebilirsin

Your time is up, I’ll tell you why
Zamanın doldu, sana neden olduğunu söyleyeceğim
You say you’re sorry
Üzgün olduğunu söyledin

But it’s too late now
Ama artık çok geç

So save it, get gone, shut up
Yani kendine sakla, kaybol ve çeneni kapat

‘Cause if you think I care about you now
Eğer seni önemsediğimi düşünüyorsan;

Well, boy, I don’t give a fuck
Şey, umurumda değil
I remember that weekend
O haftasonunu hatırlıyorum

When my best friend caught you creepin’
Arkadaşım seni yerde sürünürken bulduğunda

You blamed it all on the alcohol
Tamamen alkolü suçlamıştın

So I made my decision
Karar verdim

‘Cause you made your bed, sleep in it
Çünkü yatağını yaptın, içinde uyu

Play the victim and switch your position
Kurbanı oyna ve pozisyonunu değiştir

I’m through, I’m done
İşim bitti, tamamım
So I cut you off
Ben seni kesip attım

I don’t need your love
Senin aşkına ihtiyacım yok

‘Cause I already cried enough
Çünkü zaten yeteri kadar ağladım

I’ve been done
Bittim

I’ve been movin’ on since we said goodbye
Vedalaştıktan sonra hayatıma devam ettim

I cut you off
Seni kesip attım

I don’t need your love, so you can try all you want
Aşkına ihtiyacım yok, istediğin kadar deneyebilirsin

Your time is up, I’ll tell you why
Zamanın doldu, sana neden olduğunu söyleyeceğim
You say you’re sorry
Üzgün olduğunu söyledin

But it’s too late now
Ama artık çok geç

So save it, get gone, shut up
Yani kendine sakla, kaybol ve çeneni kapat

‘Cause if you think I care about you now
Eğer seni önemsediğimi düşünüyorsan;

Well, boy, I don’t give a fuck
Şey, umurumda değil
I see you tryna’ get to me
Beni rahatsız etmeye çalıştığını görüyorum

I see you beggin’ on your knees
Dizlerinin üzerinde yalvardığını görüyorum

Boy, I don’t give a fuck
Oğlum, umurumda değil

So stop tryna’ get to me
Beni rahatsız etmeyi kes

Tch, get up off your knees
Tch, dizlerinin üzerinden kalk

‘Cause, boy, I don’t give a fuck
Çünkü, umurumda değil

About you
Sen
No, I don’t give a damn
Hayır, cidden umurumda değil

You keep reminiscin’ on when you were my man
Benim adamımken olan anıları konuşmaya devam ediyorsun

But I’m over you
Ama ben seni aştım

Now you’re all in the past
Şimdi tamamen geçmiştesin

You talk all that sweet talk, but I ain’t comin’ back
Tatlı tatlı konuşabilirsin ama geri dönmeyeceğim

Cut you off
Seni kesip attım

I don’t need your love
Aşkına ihtiyacım yok

So you can try all you want
İstediğini deneyebilirsin

Your time is up, I’ll tell you why
Zamanın doldu, sebebini söyleyeyim

You say you’re sorry
Üzgün olduğunu söyledin

But it’s too late now
Ama artık çok geç

So save it, get gone, shut up
Yani kendine sakla, kaybol ve çeneni kapat

‘Cause if you think I care about you now
Eğer seni önemsediğimi düşünüyorsan;

Well, boy, I don’t give a fuck
Şey, umurumda değil
I see you tryna’ get to me
Beni rahatsız etmeye çalıştığını görüyorum

I see you beggin’ on your knees
Dizlerinin üzerinde yalvardığını görüyorum

Boy, I don’t give a fuck
Oğlum, umurumda değil

So stop tryna’ get to me
Beni rahatsız etmeyi kes

Tch, get up off your knees
Tch, dizlerinin üzerinden kalk

‘Cause, boy, I don’t give a fuck
Çünkü, umurumda değil

Liam Payne – Kind of Beautiful (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Kind of Beautiful (Güzel Olduğun Tür)

Killing them all
Hepsini katlediyorsun
Yeah, you killing them all in a minute
Evet, hepsini bir dakikada katlediyorsun
And you get what you want, yeah
Ve sen ne istersen alırsın
Making me stop, making me stop what I’m doing
Beni durduruyorsun, ne yapıyorsam durduruyorsun
And you got what I want, yeah, yeah, yeah
Ve sen istediğime sahipsin, evet, evet, evet

Breathe it in, let it go
İçine çek, bırak gitsin
While I watch you through the smoke
Seni dumanın içinden izlerken
While the spotlight plays along (spotlight plays along)
Spot ışıkları birlikte oynarken (spot ışıkları birlite oynuyor)
Take a hint, understand that I am a channel man
İpucunu al, ben maceraperest bir adamım bunu anla
We can do this right or wrong
Doğru ya da yanlış yapabiliriz

When you walk into the room
Sen odaya girdiğinde
Everyone goes invisible
Herkes görünmez oluyor
That’s the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür (senin)
Yeah, you are so bad and you know
Evet, sen çok kötüsün ve biliyorsun
Makes me feel like an animal
Bana hayvanmışım gibi hissettiriyorsun
That’s the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
That’s the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
That’s the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür

You empty your glass
Bardağın boşalttın
You empty your glass, and you fill it
Bardağını boşalttın ve doldurdun
Like it’s you’re last, oh yeah, yeah, yeah
Senin sonuncunmuş gibi
How can you dance?
Nasıl dans edebilirsin?
How can you dance in the mirror?
Aynanın içinde nasıl dans edebilirsin?
The way you’re looking back, oh yeah, yeah, yeah
Bu senin geri çekilme şeklin, evet, evet, evet
Breathe it in, let it go
İçine çek, bırak gitsin
While I watch you through the smoke
Seni dumanın içinden izlerken
While the spotlight plays along (spotlight plays along)
Spot ışıkları birlikte oynarken (spot ışıkları birlite oynuyor)
Take a hint, understand that I am a channel man
İpucunu al, ben maceraperest bir adamım bunu anla
We can do this right or wrong
Doğru ya da yanlış yapabiliriz

When you walk into the room
Sen odaya girdiğinde
Everyone goes invisible
Herkes görünmez oluyor
That’s the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür (senin)
Yeah, you are so bad and you know
Evet, sen çok kötüsün ve biliyorsun
Makes me feel like an animal
Bana hayvanmışım gibi hissettiriyorsun
That’s the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
That’s the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
That’s the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür (senin)
That’s the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
Thats the kind of beautiful
Bu senin güzel olduğun tür
That’s the kind of beautiful you are (you are)
Bu senin güzel olduğun tür (senin)

Kylie Minogue – Dancing (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 12

Dancing (Dans Ediyorum)

No one wants to stay at home
Hiç kimse evde kalmak istemiyor
Nobody wants to be alone
Hiç kimse yalnız olmak istemiyor
When you come knocking, I’ll be at your door
Sen çalmaya geldiğinde ben kapında olacağım
I don’t ever wanna stop
Hiç durmak istemiyorum
I’m gonna give it all I’ve got
Bütün sahip olduğumu sana vereceğim
And when they ask me, “who could ask for more?”
Ve onlar bana ‘’Kim daha fazlası için sorabilir?’’ diye sorduğunda

Can’t stand still
Hala dayanamıyorum
I won’t slow down
Yavaşlamayacağım

When I go out, I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda, dans etmek istiyorum
Ah-ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah
When I go out, I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda, dans etmek istiyorum
Ah-ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah
I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda dans etmek istiyorum

I wanna go out
Dışarı çıkmak istiyorum
I wanna go out, dancing
Dışarı çıkmak istiyorum, dans istiyorum

This is where I wanna be with you
Burası seninle olmak istediğim yer
Your arms wrapped around me
Kolların bana dolandı
And fireworks reflecting in your eyes
Ve havai fişekler gözlerinde yansıdı
This is how I wanna feel
Bu benim nasıl hissettiğim
The wild kiss, the music reeling
Vahşi öpücük, müzik sersemletiyor
Getting down, riding all the highs
Tüm ışıklar yanıyor, aşağı düşüyor
Can’t stand still
Hala dayanamıyorum
I won’t slow down
Yavaşlamayacağım

When I go out, I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda, dans etmek istiyorum
Ah-ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah
When I go out, I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda, dans etmek istiyorum
Ah-ah-ah-ah, ah-ah-ah-ah
I wanna go out dancing
Dışarı çıktığımda dans etmek istiyorum

I wanna go out
Dışarı çıkmak istiyorum
I wanna go out, dancing
Dışarı çıkmak istiyorum, dans istiyorum

Everybody’s got a story
Herkes bir hikayeye sahip
Let it be your blaze of glory
Senin başarının ateşi olmasına izin ver
Burning bright, never fade away
Yakıcı aydınlık, asla solup gitmez
And when the final curtain falls, we could say we did it all
Ve son perde kapandığı zaman biz bunun hepsini yaptık diyebilirdik
The never ending of a perfect day
Hiç bitmeyen mükemmel gün

Can’t stand still
Hala dayanamıyorum
(Can’t stand still)
(Hala dayanamıyorum)
I won’t slow down
Yavaşlamayacağım
(Won’t slow down)
(Yavaşlamayacağım)