İngilizce Türkçe Sözlük







22 Şubat 2018 Perşembe

Marina and the Diamonds – Weeds (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Weeds (Yabani Ot)

Could have filled a garden
Bir bahçe doldurabilirdim
With all the flowers that you gave me
Bana verdiğin tüm çiçeklerle
But none of them were ours
Ama onların hiçbiri bizim değildi
You know the problem with history
Geçmişle problemini biliyorsun
It keeps coming back like weed
Yabani ot gibi arkandan gelmeye devam ediyor
And when nothing feels enough
Ve hiçbir şey yeterli hissetirmediğinde
At least you taught me how to love
En azından bana nasıl sevileceğini öğrettin
How to love, love
Nasıl sevileceğini, sevileceğini
But he keeps growing back
Ama o büyümeye devam ediyor

Like weed
Yabani ot gibi
Baby, just open your eyes to see
Bebeğim, sadece görmek için gözlerini aç
He’s growing from inside me
O içimden büyüyor
And I just don’t know what I can do
Ve ben sadece ne yapabileceğimi bilmiyorum
I thought I cut him at the root
Onu kökten kesmeyi düşündüm
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi

I miss all of my exes
Bütün eski sevgililerimi özledim
They’re the only ones that know me
Onlar beni tanıyan tek kişiler
And God knows that sex is
Ve tanrı bilir ki seks
A way to feel a bit, a little bit less lonely
Biraz hissetmemk için bir yol, biraz daha yalnız
Yeah, I tried to keep it covered up
Evet, kapalı tutmayı denedim
Yeah, I thought I cut him at the root
Evet, onu kökten kesmeyi düşündüm
But now I think my time is up
Ama şimdi bence zamanım doldu
‘Cause he keeps growing back
Çünkü o büyümeye devam ediyor

Like weed
Yabani ot gibi
Baby, just open your eyes to see
Bebeğim, sadece görmek için gözlerini aç
He’s growing from inside me
O içimden büyüyor
And I just don’t know what I can do
Ve ben sadece ne yapabileceğimi bilmiyorum
I thought I cut him at the root
Onu kökten kesmeyi düşündüm

Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Yeah, yeah
Evet, evet
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Yeah, yeah
Evet, evet

Baby, baby, baby, baby
Bebek, bebek, bebek, bebek

Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Like weeds
Yabancı ot gibi
Yeah, yeah
Evet, evet

Baby, baby, baby, baby
Bebek, bebek, bebek, bebek

Delta Goodrem In the Name of Love (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 7

In the Name of Love (Aşk Adına)

Started on the outside, worked my way in
Dışarıda başladı, benim yolumda çalıştı
Tracing the road to where it all begins
Yolun başlangıcına kadar izini sürdüm
Watching myself back, now I’ve finally got it
Kendimi geri istiyorum, sonunda sahibim
I’ve just felt so lost when I wasn’t honest
Dürüst olmadığım zaman sadece çok kayıp hissediyorum
But now
Ama şimdi

I’m standing on my feet, I’m saying how I feel
Ayaklarımın üstünde duruyorum, nasıl hissettiğimi söylüyorum
Fighting here for everything that’s real
Gerçek olan her şey için burada savaşıyorum
And even when it hurts, for all that I am worth
Ve acı çektiğinde bile, değer verdiğim her şey için
I’m fighting here for everything I feel
Hissettiğim her şey için savaşıyorum
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına

They say all is fair in love and war
Aşkta ve savaşta hepsinin mübah olduğunu söylüyorlar
But nothing ever really is
Ancak hiçbir şey gerçek değil
With best intentions they can leave you torn
En iyi niyetlerle seni kopuk bırakabilirler
But baby that’s the way it is
Ama bebeğim bu böyle
Every choice in life may not be perfect
Hayattaki her seçim mükemmel olmayabilir
But in time we’ll find it’ll be forgotten yeah
Ama zamanla unutulmuşu bulacağız

I’m standing on my feet, I’m saying how I feel
Ayaklarımın üstünde duruyorum, nasıl hissettiğimi söylüyorum
Fighting here for everything that’s real
Gerçek olan her şey için burada savaşıyorum
And even when it hurts, for all that I am worth
Ve acı çektiğinde bile, değer verdiğim her şey için
I’m fighting here for everything I feel
Hissettiğim her şey için savaşıyorum
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına
In the name of love
Aşk adına

Ay ay ay oh oh

I tell it just the way it is
Sadece böyle olduğunu söyledim

Ay ay ay oh oh

I’m standing on my feet, I’m saying how I feel
Ayaklarımın üstünde duruyorum, nasıl hissettiğimi söylüyorum
Fighting here for everything that’s real
Gerçek olan her şey için burada savaşıyorum
And even when it hurts, for all that I am worth
Ve acı çektiğinde bile, değer verdiğim her şey için
I’m fighting here for everything I feel
Hissettiğim her şey için savaşıyorum
(In the name of love)
(Aşk adına)

David Guetta, Martin Garrix ft. Brooks – Like I Do (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 9

Like I Do (Benim Gibi)

Baby, I think of you
Bebek, seni düşünüyorum
When I’m all alone and it’s half past two
Kendi başımayken ve iki buçukken
Bet you think about it too
İddiaya girerim bunun hakkında da düşünüyorum
Ain’t nobody love you like I do

Kimse seni benim sevdiğim gibi sevemez
Baby, I think of you
Bebek, seni düşünüyorum
When I’m all alone and it’s half past two
Kendi başımayken ve iki buçukken
Bet you think about it too
İddiaya girerim bunun hakkında da düşünüyorum
Ain’t nobody love you like I do

Kimse seni benim sevdiğim gibi sevemez
Like I do
Benim gibi

Like, like I do
Gibi, benim gibi
Like I do
Benim gibi
Like, like I do
Gibi, benim gibi
Like I do
Benim gibi

Like I do
Benim gibi

Baby, I think of you
Bebek, seni düşünüyorum
When I’m all alone and it’s half past two
Kendi başımayken ve iki buçukken
Bet you think about it too
İddiaya girerim bunun hakkında da düşünüyorum
Ain’t nobody love you like I do (I do)

Kimse seni benim sevdiğim gibi sevemez, benim gibi
Baby, I think of you
Bebek, seni düşünüyorum
When I’m all alone and it’s half past two
Kendi başımayken ve iki buçukken
Bet you think about it too
İddiaya girerim bunun hakkında da düşünüyorum
Ain’t nobody love you like I do

Kimse seni benim sevdiğim gibi sevemez
Like I do
Benim gibi

Like, like I do
Gibi, benim gibi
Like I do
Benim gibi
Like, like I do
Gibi, benim gibi
Like I do
Benim gibi

Like I do
Benim gibi

Baby, I think of you
Bebek, seni düşünüyorum
When I’m all alone and it’s half past two
Kendi başımayken ve iki buçukken
Bet you think about it too
İddiaya girerim bunun hakkında da düşünüyorum
Ain’t nobody love you like I do

Kimse seni benim sevdiğim gibi sevemez

21 Şubat 2018 Çarşamba

Lana Del Rey – Pawn Shop Blues (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1


Çevirileri daha rahat takip etmeniz için tüm ”Lana Del Ray a.k.a. Lizzy Grant” albümünün çevrilerini alt yazılı olarak youtube’a ekledim. Buradan bakmak istediğiniz şarkıyı bulabilirsiniz. Üsteki video da Türkçe alt yazılı.

Well, I didn’t know it would come to this but
Bu noktaya geleceğini bilmiyordum ama
That’s what happens when you’re on your own
Kendi başınayken bunlar olur
And you’re alright with letting nice things go
Ve senin için güzel şeyleri bırakmak hiç sorun değil

Well, I pawned the earrings that you gave me golden metal flowers dangling
Bana verdiğin sallanan altından metal çiçek küpeleri sattım
And I almost cried as I sold them all
Ve neredeyse hepsini sattığım için ağlayacaktım
I don’t mind living on bread and oranges, no no
Ekmek ve portakal yiyerek yaşamamın benim için mahsuru yok, hayır yok
But I gotta get to and from where I come
Ama geldiğim yere gitmek zorundayım
And it’s gonna take money to go
Ve bunun için para lazım
Oh no, oh oh, oh oh…

In the name of higher consciousness
Daha yüksek biri için
I let the best man I knew go
Şuana kadar tanıdığım en iyi adamın ellerimden gitmesine izin verdim
‘Cause it’s nice to love and be loved
Çünkü sevmek ve sevilmek çok hoş
But it’s better to know all you can know
Ama bilebildiğin her şeyi bilmek daha iyidir
I said it’s nice to love and be loved
Sevmek ve sevilmek çok hoşdur dedim
But I’d rather know what God knows
Ama daha çok tanrının bildiği şeyi bilmeyi yeğlerim
Oh no, oh no, oh no…

I can do this once more
Bunu bir kez daha yapabilirim
No man can keep me together
Hiçbir adam beni bütün tutamaz
Been broken since I was born
Ben doğduğumdan beri parçalıydım – Broken = bir insanın yolunu kaybetmiş veya depresyonda olması. Birinin toplumda bir işe yaramıyor olması. Bir insanın içinden ölü olması, parçalanmış olması.

Well, I didn’t know it would come to this but
Bu noktaya geleceğini bilmiyordum ama
That’s what happens when you’re on your own
Yanında başka kimse yoksa bunlar olur
And you’re alright with letting nice things go
Ve senin için benim gibi hoş şeyleri bırakmak hiç sorun değil

20 Şubat 2018 Salı

Jessie J – Who You Are (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

Who You Are (Kimsin Sen?)

I stare at my reflection in the mirror
Aynadaki yansımama bakıyorum
Why am I doing this to myself?
Bunu kendime neden yapıyorum?
Losing my mind on a tiny error,
En ufak bir hatada aklımı kaybediyorum
I nearly left the real me on the shelf
Neredeyse gerçek beni rafa kaldırdım
No, no, no, no
Hayır, hayır, hayır, hayır

Don’t lose who you are, in the blur of the stars
Yıldızların bulanıklığında kim olduğunu kaybetme
Seeing is deceiving, dreaming is believing,
Görmek aldanmaktır, hayal kurmak inanmaktır
It’s okay not to be okay
İyi olmak, iyi olmak demek değildir
Sometimes it’s hard, to follow your heart
Bazen kalbini takip etmen zordur
Tears don’t mean you’re losing, everybody’s bruising,
Gözyaşları kaybettiğin anlamına gelmez, herkes yaralanıyor
Just be true to who you are
Sadece dürüst ol, kimsin sen?

Brushing my hair, do I look perfect?
Saçlarımı tarıyorum, mükemmel görünüyor muyum?
I forgot what to do to fit the mold, yeah
Kalıba girmek için ne yapacağımı unuttum
The more I try the less it’s working, yeah,
Daha çok deniyorum, daha az çalışıyorum, evet
‘Cause everything inside me screams, no, no, no, no, yeah
Çünkü içimdeki her şey hayı, hayır, hayır, hayır diye çığlık atıyor

Don’t lose who you are, in the blur of the stars
Yıldızların bulanıklığında kim olduğunu kaybetme
Seeing is deceiving, dreaming is believing,
Görmek aldanmaktır, hayal kurmak inanmaktır
It’s okay not to be okay
İyi olmak, iyi olmak demek değildir
Sometimes it’s hard, to follow your heart
Bazen kalbini takip etmen zordur
Tears don’t mean you’re losing, everybody’s bruising,
Gözyaşları kaybettiğin anlamına gelmez, herkes yaralanıyor
There’s nothing wrong with who you are
Burada kim olduğunla ilgili yanlış hiçbir şey yok

Yes, no’s, egos, fake shows
Evetler, hayırlar, egolar, sahte şovlar
Like woo, just go, and leave me alone
Vay canına gibi, sadece git, ve beni yalnız bırak
Real talk, real life, good love, goodnight
Gerçek tartışma, gerçek yaşam, iyi aşk, iyi geceler
With a smile , that’s my own
Yalnız başıma bir gülümsemeyle
That’s my own, no, no, no, no, no
Yalnız başıma, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır

Just be true to who you are, yeah, yeah, yeah

Don’t lose who you are, in the blur of the stars
Yıldızların bulanıklığında kim olduğunu kaybetme
Seeing is deceiving, dreaming is believing,
Görmek aldanmaktır, hayal kurmak inanmaktır
It’s okay not to be okay
İyi olmak, iyi olmak demek değildir
Sometimes it’s hard, to follow your heart
Bazen kalbini takip etmen zordur
Tears don’t mean you’re losing, everybody’s bruising,
Gözyaşları kaybettiğin anlamına gelmez, herkes yaralanıyor
Just be true to who you are
Sadece dürüst ol, kimsin sen?

Sky Ferreira – Easy (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 7

Easy (Kolay)

I know it sounds funny but I just can’t stand the pain
Biliyorum kulağa komik geliyor ama ben sadece acıya dayanamıyorum
And I’m leaving you tomorrow
Ve yarın seni terk ediyorum
Seems to me girl, you know I’ve done all I can
Kızım bana öyle geliyor ki, biliyorsun elimden gelen her şeyi yaptım
You see I begged, stole and I borrowed
Yalvardığımı gördün, ve ödünç aldım

That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım
That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım

Why in the world would anybody put chains on me?
Neden dünyada birileri beni zincirliyor?
I’ve paid my dues to make it
Yapmak için aidatlarımı ödedim
Everybody wants me to be what they want me to be
Herkes onların istediği olmamı istiyor
I’m not happy when I try to fake it, no
Sahte olmaya çalıştığım zaman mutlu değilim, hayır

That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım
That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım

I wanna be high, so high
Sarhoş olmak istiyorum, çok sarhoş
I wanna be free to know the things I do are right
Yaptığım işlerin doğru yaptığımı bilmek istiyorum
I wanna be free
Özgür olmak istiyorum
Just me
Sadece ben

That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım
That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım

Cause I’m easy
Çünkü ben kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım
That’s why I’m easy
Bu yüzden kolayım
I’m easy like Sunday morning
Pazar sabahı gibi kolayım

Marina and the Diamonds – Savages (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 9

Savages (Vahşiler)

Murder lives forever
Katiller sonsuza dek yaşar
And so does war
Ve savaş da öyle
It’s survival of the fittest
Bu hayatta kalmaya uygun
Rich against the poor
Zengin karşısında fakir
At the end of the day
Günün sonunda
It’s a human trait
Bu insan özelliği
Hidden deep down inside of our DNA
DNA’mızın derinlerinde gizli

One man can build a bomb
Bir adam bomba yapabilir
Another run a race
Başka bir yarış koşusu
To save somebody’s life
Birilerinin hayatını kurtarmak için
And have it blow up in his face
Ve yüzüne patlattın mı
I’m not the only one who
Ben tek kişi değilim
Finds it hard to understand
Anlamaşılmasını zor bulmak
I’m not afraid of God
Tanrıdan korkmuyorum
I am afraid of Man
Adamdan korkuyorum

Is it running in our blood
Bu bizim kanımızda mı dolaşıyor
Is it running in our veins
Bu bizim damarlarımızda mı dolaşıyor
Is it running in our genes
Genlerimizde mi dolaşıyor
Is it in our DNA
Bu bizim DNA’mızda mı?
Humans aren’t gonna behave
İnsanlar davranmayacak
As we think we always should
Her zaman olması gerektiği gibi insanlar davranmayacak
Yeah, we can be bad as we can be good
Evet, iyi olduğumuz kadar kötü olabiliriz

Underneath it all, we’re just savages
Hepsinin altında, bizler sadece vahşileriz
Hidden behind shirts, ties and marriages
Bluzlerin, kravatların ve evliliklerin arkasına gizlendik
How could we expect anything at all
Nasıl bir şey bekleyebiliriz?
We’re just animals, still learning how to crawl
Biz sadece hayvanlarız, hala nasıl emekleneceğini öğreniyoruz

We live, we die
Yaşıyoruz, ölüyoruz
We steal, we kill, we lie
Çalıyoruz, öldürüyoruz, yalan söylüyoruz
Just like animals
Hayvanlar gibi
But with far less grace
Ama çok daha az lütufla
We laugh, we cry
Gülüyoruz, ağlıyoruz
Like babies in the night
Gecede bebekler gibi
Forever running wild
Sonsuza dek vahşice koşacağız
In the human race

Another day, another tale of rape
Başka bir gün, başka bir tecavüz masalı
Another ticking bomb to bury deep and detonate
Derine dalmak ve patlatmak için başka bir bomba
I’m not the only one who finds it hard to understand
Anlamasını zor bulan tek kişi ben değilim
I’m not afraid of God
Tanrıdan korkmuyorum
I’m afraid of Man
Adamdan korkuyorum

You can see it on the news
Haberlerde görebilirsiniz
You can watch it on TV
Televizyonda izleyebilirsiniz
You can read it on your phone
Telefonunzdan okuyabilirsiniz
You can say it’s troubling
Bunun rahatsız edici olduğunu söyleyebilirsiniz
Humans aren’t gonna behave
İnsanlar davranmıyor
As we think we always should
Her zaman olması gerektiği gibi insanlar davranmayacak
Yeah, we can be bad as we can be good
Evet, iyi olduğumuz kadar kötü olabiliriz

Underneath it all, we’re just savages
Hepsinin altında, bizler sadece vahşileriz
Hidden behind shirts, ties and marriages
Bluzlerin, kravatların ve evliliklerin arkasına gizlendik
How could we expect anything at all
Nasıl bir şey bekleyebiliriz?
We’re just animals, still learning how to crawl
Biz sadece hayvanlarız, hala nasıl emekleneceğini öğreniyoruz

Underneath it all, we’re just savages
Hepsinin altında, bizler sadece vahşileriz
Hidden behind shirts, ties and marriages
Bluzlerin, kravatların ve evliliklerin arkasına gizlendik
How could we expect anything at all
Nasıl bir şey bekleyebiliriz?
We’re just animals, still learning how to crawl
Biz sadece hayvanlarız, hala nasıl emekleneceğini öğreniyoruz

All the hate coming out from a generation
Bizim kuşağımızdan gelen nefret
Who got everything, and nothing guided by temptation
Kim herkese sahipse ve günaha bağlı olmayan hiçbir şey
Were we born to abuse, shoot a gun and run
Kötüye kullanma için doğduk, silahı ateşle ve kaç
Or has something deep inside of us come undone?
Veya içimizde derin bir şey var mı?
Is it a human trait, or is it learned behavior
Bu insan özelliği mi yoksa öğrenilmiş bir davranış mı?
Are you killing for yourself, or killing for your savior?
Kendin için öldürür müsün? Yoksa kurtarıcın için mi öldürürsün?

Underneath it all, we’re just savages
Hepsinin altında, bizler sadece vahşileriz
Hidden behind shirts, ties and marriages
Bluzlerin, kravatların ve evliliklerin arkasına gizlendik
How could we expect anything at all
Nasıl bir şey bekleyebiliriz?
We’re just animals, still learning how to crawl
Biz sadece hayvanlarız, hala nasıl emekleneceğini öğreniyoruz
Underneath it all, we’re just savages
Hepsinin altında, bizler sadece vahşileriz
Hidden behind shirts, ties and marriages
Bluzlerin, kravatların ve evliliklerin arkasına gizlendik
How could we expect anything at all
Nasıl bir şey bekleyebiliriz?
We’re just animals, still learning how to crawl
Biz sadece hayvanlarız, hala nasıl emekleneceğini öğreniyoruz