İngilizce Türkçe Sözlük







25 Şubat 2018 Pazar

Marina and the Diamonds – Solitaire (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 6

Solitaire (Kağıt Oyunu)

Don’t wanna talk anymore
Artık konuşmak istemiyorum
I’m obsessed with silence
Sessizlikle takıntılıyım
I go home and I lock my door
Eve gittim ve kapımı kilitledim
I can hear the sirens
Deniz kızlarını duyabiliyorum

I see buildings and bars from the window
Pencereden binaları ve barları görüyorum
And I listen to the wind blow
Ve rüzgarın uğultusunu dinliyorum
I see people and cars covered in gold
İnsanları ve altın kaplı arabaları görüyorum
And I’m happy to be on my own
Ve kendi başıma olduğum için mutluyum

Hard like a rock, cold like stone
Kaya gibi sert, taş gibi soğuk
White like a diamond, black like coal
Elmas gibi beyaz, kömür gibi kara
Cut like a jewel, yeah I repair
Mücevher gibi kes, evet tamir ettim
Myself when you’re not there
Kendimi, sen burada değilken

Solitaire
Kağıt oyunu
Something you consider rare
Bazı şeyleri nadiren görürsün
I don’t wanna be compared
Karşılaştırılmak istemedim
With that cheap shimmer and glitter
Bu ucuz parıltı ve simle
Solitaire
Kağıt oyunu

I’m in love with the ice-blue, gray skies of England
Buz mavisine aşığım, İngiltere’nin gri gökyüzüne
I’ll admit, all I wanna do is get drunk and silent
Kabul edeceğim, bütün istediğim sarhoş olmak ve sessizlik
Watch my life unfold all around me
Hayatımın her tarafıma açıldığını izle
Like a beautiful garden
Güzel bir bahçe gibi
I see flowers so tall, they surround me
Çiçekleri çok uzun gördüm, onlar beni kuşattı
Oh my heart, it became so hardened
Ah kalbim, o çok katılaştı

Hard like a rock, cold like stone
Kaya gibi sert, taş gibi soğuk
White like a diamond, black like coal
Elmas gibi beyaz, kömür gibi kara
Cut like a jewel, yeah I repair
Mücevher gibi kes, evet tamir ettim
Myself when you’re not there
Kendimi, sen burada değilken

Solitaire
Kağıt oyunu
Something you consider rare
Bazı şeyleri nadiren görürsün
I don’t wanna be compared
Karşılaştırılmak istemedim
With that cheap shimmer and glitter
Bu ucuz parıltı ve simle
Solitaire
Kağıt oyunu

And all the other jewels around me
Ve etrafımdaki bütün diğer mücevherler
They astounded me at first
İlk sefer onlar hayrete düştü
I covered up my heart in boundaries
Kalbimi sınırlarla kapattım
And all the fakes, they called me cursed
Ve bütün sahteler, onlar bana lanetli dediler
But I’m not cursed, I’m not cursed
Ama ben lanetli değilim, ben lanetli değilim
I was just covered in dirt, dirt, dirt, dirt
Ben sadece pislikle kaplanmıştım, pislik, pislik, pislik, pislik

Solitaire
Kağıt oyunu
Something you consider rare
Bazı şeyleri nadiren görürsün
I don’t wanna be compared
Karşılaştırılmak istemedim
With that cheap shimmer and glitter
Bu ucuz parıltı ve simle
Solitaire
Kağıt oyunu

Hm
Solitaire
Kağıt oyunu
Hm
Solitaire
Kağıt oyunu
Hm
Solitaire
Kağıt oyunu
Hm
Solitaire

Kağıt oyunu

Two Feet – I Feel Like I’m Drowning (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 2

You keep dreaming and dark scheming

Sen hayaller kuruyor ve karanlık planlar yapıyorsun

Yeah, you do

Evet, yapıyorsun

You’re a poison and I know that is the truth

Sen bir zehirsin ve bunun doğru olduğunu ben biliyorum

All my friends think you’re vicious

Tüm dostlarım senin kötü niyetli olduğunu düşünüyor

And they say you’re suspicious

Ve senin şüphe uyandırdığını söylüyorlar

You keep dreaming and dark scheming

Sen hayaller kuruyor ve karanlık planlar yapıyorsun

Yeah, you do

Evet, yapıyorsun

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

You’re holding me down and

Beni aşağıda tutuyorsun ve

Holding me down

Aşağıda tutuyorsun

You’re killing me slow

Beni yavaşça öldürüyorsun

So slow, oh-no

Çok yavaş

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

You’re so plastic and that’s tragic

Öyle sahtesin ki ve bu trajik

Just for you

Sadece senin için

I don’t know what the hell you gonna do

Ne halt edeceksin bilmiyorum

When your looks start depleting

Bakışların tükenmeye başladığında 

And your friends all start leaving

Ve bütün arkadaşların gitmeye başladığında

You’re so plastic and that’s tragic

Öyle sahtesin ki ve bu trajik

Just for you

Sadece senin için

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

You’re holding me down and

Beni aşağıda tutuyorsun ve

Holding me down

Aşağıda tutuyorsun

You’re killing me slow

Beni yavaşça öldürüyorsun

So slow, oh-no

Çok yavaş

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

My life’s okay

Benim hayatım yolunda

Yeah, just when you’re not around me

Evet, sadece sen etrafta değilken

My life’s okay

Hayatım yolunda

Just when you’re not around me

Sen etrafımda değilken

My life’s okay

Hayatım yolunda

Just when you’re not around me

Sen etrafımda değilken

My life’s okay

Hayatım yolunda

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

You’re holding me down and

Beni aşağıda tutuyorsun ve

Holding me down

Aşağıda tutuyorsun

You’re killing me slow

Beni yavaşça öldürüyorsun

So slow, oh-no

Çok yavaş

I feel like I’m drowning

Boğuluyor gibi hissediyorum

I’m drowning

Boğuluyorum

Two Feet – Love Is A Bitch (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

I’m flyin’, I’m flyin’ high like a bird

Uçuyorum, umuyorum yükseklerde bir kuş gibi

But my fluttering wings can’t keep you from pullin’ me down

Ama çırpınan kanatlarım alıkoymuyor beni aşağıya çekmenden

Your mama, your mama says I’m a fool

Annen, annen bir aptal olduğumu söylüyor

And yeah, maybe that’s true ’cause I can’t stop thinkin’ ’bout you

Ve evet belki bu doğrudur çünkü seni düşünmeden duramıyorum

I’m tryin’, I’m tryin’ not to forget my words

Deniyorum, deniyorum söyleyeceklerimi unutmamayı

‘Cause when I’m around you, I tend to keep changin’ my mind

Çünkü senin etrafımdayken fikrimi değiştirmeye meyilli oluyorum

I promised, I promised myself not to slip back into old habit

Söz verdim, söz verdim kendime eski alışkanlığıma geri dönmemeye dair

‘Cause heartbreak is savage and love is a bitch

Çünkü kalp kırılması acımasızdır ve aşk bir sürtüktür

Lea Michele – Hey You (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Hey you

Hey sen

It’s really good to see you

Seni görmek çok güzel

I’ve got so much to tell you

Sana söylemem gereken çok şey var

But you should know I’m doing fine

Ama bilmelisin ki ben iyiyim

Hey you

Hey sen

Had a story to tell you

Sana anlatmam gereken bir hikaye var

But honestly I can’t even remember

Ama açıkçası hatırlamıyorum bile

Really doesn’t matter

Gerçekten önemli değil

Never seen you this happy

Seni hiç böyle mutlu görmedim

Never seen you so peaceful

Seni hiç böyle huzurlu görmedim

Even though you can’t hold me

Bana sarılamasan bile

Hurts you, hurts me, but you’re here

Senin canını yakıyor, benim canımı yakıyor, ama buradasın

When the days are getting dark

Günler karanlaştıkça

Nights are getting hard

Geceler zorlaşıyor

I see you

Seni görüyorum

And when I laugh until I cry

Ve ağlayana kadar güldüğümde

I don’t even know why I feel you

Seni neden hissettiğimi bile bilmiyorum

Hey you

Hey sen

Funny thing I found that old t-shirt we thought you lost it

Komiktir ki kaybettiğini sandığımız eski tişörtünü buldum

It’s still the softest

Hala en yumuşak o

You know it made me

Bilirsin bu bana

Put on your favorite Radio Head song

En sevdiğin Radio Head şarkısını açtırdı

It took me back to

Bu beni geçmişe götürdü

When we were driving down Laurel Canyon

Laurel Canyon’undan aşağıya arabayla gittiğimiz zamanları

And too fast you know you never slowed down

Ve çok hızlı gidiyorduk biliyorsun hiç yavaşlamadın

Final days were the hardest

Son günler en zoruydu

I didn’t think they would be your last

Senin son günlerin olacağını düşünmemiştim

Hope you know I forgive you

Umarım biliyorsundur seni affettiğimi

Give anything to get them back

Onları geri getirmek için her şeyi verirdim

But know that everything’s okay

Ama şimdi her şey iyi

I’m doing okay without you

Sensiz iyiyim

I know you had to go away

Biliyorum gitmen gerekiyordu

I’ll tell you everyday I miss you

Sana her gün söyleyeceğim seni özlediğimi

Hey you

Hey sen

I know you always liked to get the last words in

Biliyorum her zaman son cümleyi söylemeyi severdin

But before you go

Ama sen gitmeden önce

You should know

Bilmelisin ki

I love you more

Ben seni daha çok seviyorum

I said so

Öyle söyledim

Lea Michele – Heavy Love (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 14

Sailing on your sea, and I fell in

Senin denizinde açılıyorum, ve düşüyorum

Don’t know how to breathe, or how to swim

Nasıl nefes alacağımı bilmiyorum, ya da nasıl yüzeceğimi

Blinded by the dream, I wanna sleep

Rüya tarafından kör oldum, uyumak istiyorum

What you give to me, is what I need

Bana verdiğin şey, ihtiyacım olan şeydi

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Heavy love

Ağır aşk

Underneath your sheets, I dissolve

Çarşaflarının altında, eridim

Safely in your heat, never cold

Sıcaklığınla güvende, asla üşümem

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Heavy love

Ağır aşk

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Dear lover, put another pill upon my tongue

Sevgili sevgilim, dilimin üstüne başka bir hap koy

Forever, wrap me in your heavy love

Sonsuza dek, beni ağır aşkınla sarmala

Heavy love

Ağır aşk

Heavy love

Ağır aşk

Heavy love

Ağır aşk

MISSIO – I Run To You (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

24 Şubat 2018 Cumartesi

Bea Miller – Burning Bridges (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 1

Burning Birdges (Yanan Köprüler)

I’ve been lonely, missing your body
Yalnızım, vücudunu özlüyorum
You’ve been out of touch, you’re so far away
Dokunulduktan sonra, sen çok uzaktasın
Wishing you would tell me you’re sorry
Bana üzgün olduğunu söylemeni diliyorum
And you know you made a big mistake
Ve büyük bir hata yaptığını biliyorsun
Close my eyes and try to forget you
Gözlerimi kpatıyorum ve seni unutmayı deniyorum
Every time I do, I just see your face
Her yaptığımda, sadece senin yüzünü görüyorum
After all this shit that we’ve been through
Yaşadıklarımızın hepsinden sonra
Why are you so willing to walk away?
Neden gitmeye çok isteklisin?

I don’t know why I stick around to watch you burn our bridges down
Neden bilmiyorum, etrafta dolanırken köprülerimizi yakışını izliyorum
I can’t help it that I need you (need you)
Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
I can’t help it that I need you (need you)
Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
Now I’m drowning underneath the water that was under me
Şimdi altımdaki suyun altında boğuluyorum
I’m still screaming that I need you (need you)
Bunu hala bağırıyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
(I can’t help it that I need you)
(Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var)

[Post-Chorus]
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak

You left me with a craving I can’t fill
Beni özlemle bıraktın, dolduramıyorum
Got me wondering what I had yesterday
Dün neye sahiptim merak ediyorum
Tell everyone I’m fine, but I’m still
Herkese iyi olduğumu söyle, ama ben hala
Sitting here, choking on the aftertaste
Burada oturuyorum, ağzımda kalan tatta boğuluyorum

Can’t stay away from you, I try, I try
Senden uzak duramıyorum, deniyorum, deniyorum
But you got a grip on my mind
Ama kafamda bir idrak var

I don’t know why I stick around to watch you burn our bridges down
Neden bilmiyorum, etrafta dolanırken köprülerimizi yakışını izliyorum
I can’t help it that I need you (need you)
Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
I can’t help it that I need you (need you)
Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
Now I’m drowning underneath the water that was under me
Şimdi altımdaki suyun altında boğuluyorum
I’m still screaming that I need you (need you)
Bunu hala bağırıyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
(I can’t help it that I need you)
(Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var)

[Post-Chorus]
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak

Can’t stay away from you, I try, I try
Senden uzak duramıyorum, deniyorum, deniyorum
But you got a grip on my mind
Ama kafamda bir idrak var

Now I’m drowning underneath the water that was under me
Şimdi altımdaki suyun altında boğuluyorum
I’m still screaming that I need you (need you)
Bunu hala bağırıyorum, sana ihtiyacım var (ihtiyacım var)
(I can’t help it that I need you)
(Buna yardım edemiyorum, sana ihtiyacım var)

Burn the bridges, burn them down
Köprüleri yak, onları yak
Burn the bridges, burn them down
Köprüleri yak, onları yak
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak
Burn the bridges, burn them down, down, down, down, down, down
Köprüleri yak, onları yak, yak, yak, yak, yak