İngilizce Türkçe Sözlük







25 Nisan 2016 Pazartesi

Future – Low Life ft. The Weeknd (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı buluyor, kafayı buluyor, kafayı buluyor)

I just took some molly, what else? (hey) (Biraz molly {bir tür uyuşturucu} aldım, başka ne var?)
Got some bitch from Follies with us (‘scuse me, ‘scuse me) (Follies’den biraz s*rtük aldım bizimle birlikte – Afedersiniz, afedersiniz)
She gonna fuck the squad, what else? (Kız takımı s*kecek, başka ne var?)
I’m a fuck her broads, what else? (Ben onun karılarını s*kiyorum, başka ne var?)
Bitch from Pakistan, what up? (S*rtük Pakistanlı, naber?)
Ferraris and them Lambs, what else? (Ferrari’ler ve onların Lamb’ları, başka ne var?)
‘Bout to fuck this club up, what else? (Bu klübü patlatmak üzereyim, başka ne var?)
(Get, get, get) (Al, al, al)

I turn the Ritz into a poor house (Ritz’i fakir bir eve dönüştürdüm)
It’s like eviction number four now (Bu sanki tahliye numara dört şimdi)
Go ‘head and ash it on the floor now (Önden git ve zemin üzerine külle şimdi)
Girl go ahead and show me how you go down (Kızım önden ilerle ve nasıl aşağı indiğini göster)
And I feel my whole body peaking (Ve ben bütün vücudumun olduğunu hissediyorum)
And I’m fucking anybody with they legs wide (Ve ben herkesi bacakları geniş s*ikiyorum)
Getting faded with some bitches from the West Side (Batı tarafından bir kaç solgun s*rtük al)
East coast, nigga repping North Side (Doğu sahili, zenci Kuzey tarfını temsil ediyor)
Never waste a hoe’s time (Freebands) (Asla bir f*hişenin zamanını harcama)
Bitch, I’m on my own time (S*rtük, ben kendi zamanımdayım)
Fuck a nigga co-sign (Bir zenciyle ol, birlikte imzalayalım)
Always change my number and my phone line (Her zaman numaramı ve ve telefon hattımı değiştiririm)
Baby girl, I don’t lie (Bebek kız, ben yalan söylemem)
Used to have no money for a crib (Kullanacak hiç para yok araklaman için)
Now my room service bill cost your whole lot (Şimdi oda servisi faturam senin çok şeyine mal olacak)
If they try to stunt me, I go all out military (Eğer beni engellemeye çalışırlarsa, orduya gideceğim)
I’m camo’ed all out, like I’m in the military (Çok içiyorum, sanki orduda gibi)
I free up all my niggas, locked up in the penitentiary (Cezaevinde kilitli olan tüm zencilerimi serbest bırakacağım)

‘Cause I’m always repping for that low life (Çünkü ben her zaman bu alçak yaşam için temsil edeceğim)
Repping for that low life turn up (Bu alçak hayata varmak için temsil et)
Low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
Know I’m repping for that low, low life (Biliyorsun bu alçak, alçak hayat için temsil ediyorum)
Representing, I’m representing, representing (Temsil ediyorum, ben temsil edyorum, temsil ediyorum)
Said I’m repping for that low life (Dedim, bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Low life, low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
I’m representing for that low life (Bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Said I’m repping for that low life (Söyledim, bu alçak hayat için temsil ediyorum)
I’m repping, that’s repping, I’m repping
Low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
Rep, rep, rep, rep, rep, rep, rep (Temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci)
Woo, woo, woo, woo
Yeah (Evet)

Wake up, take a sip of Ace of Spade like it’s water (Uyan, Ace of Space’den {bir alkollü içki} bir yudum al sanki suymuş gibi)
I been on the molly and them Xans with your daughter (Ben Molly üzerindeydim, onlar kızınla birlikte Xans {bir tür uyuşturucu} kullanıyorlar)
If she catch me cheating, I will never tell her sorry (Eğer beni aldatırkan yakalarsa, asla üzgünüm demeyeceğim)
If she catch me cheating, I will never tell her sorry (Eğer beni aldatırkan yakalarsa, asla üzgünüm demeyeceğim)
Porsches in the valley, I got Bentleys, I got Raris (Vadide Porsche’ler, Bentley aldım, Rari aldım {araba markaları})
Taking pain pills on the plane, getting chartered (Uçakta acı hap alıyoruz, kiralanıyoruz)
Popping tags on tags, I was starving (Etiket üstüne etiket koyuyoruz)
Bitch, I got the juice and the carbon (S*rtük, meyve suyunu ve karbonu aldım)
Turn a five star hotel to a traphouse (Beş yıldızlı oteli bir uyuşturucu evine dönüştür)
Roaches everywhere, like we forgot to take the trash out (Hamamböcekleri her yerde, sanki çöpü atmayı unutmuşuz gibi)
Flood my cross with ice, getting money my religion (Buzla birlikte benim çapraz selim, dinim para alıyor)
Got my baby mamma and my side bitch kissing (Bebeğimi aldın anne ve benim tarafımda s*rtük öpüşüyor)
I turn the Ritz into a lean house (Ritz’i bir dayama evine dönüştür)
This the sixth time getting kicked out (Bu dışarı atıldığın altıncı sefer)
I can’t feel my face, I’m on Adderall, nauseous (Yüzümü hissedemiyorum, Addreall’ın {bir hap} üstündeyim, iğrenç)
Niggas tryna ride my fuckin’ wave, now they salty (Zenciler benim lanet olası dalgamı sürmeye çalışıyorlar, şimdi onlar tuzlular)
Running with the wave, get you killed quick (Dalgayla birlikte koşmak, seni çabuk öldürür)
Shoot you in your back like you Ricky (Seni arkadan vuracağım sanki sen Ricky’sin gibi)
Lil Mexico, from no life to afterlife (Lil Mexico, öbür dünayadaki olmayan yaşamdan)
My whole life, my whole life (Benim bütün hayatım, benim bütün hayatım)

‘Cause I’m always repping for that low life (Çünkü ben her zaman bu alçak yaşam için temsil edeceğim)
Repping for that low life (Bu alçak hayata varmak için temsil et)
Low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
Know I’m repping for that low, low life (Biliyorsun bu alçak, alçak hayat için temsil ediyorum)
Representing, I’m representing, representing (Temsil ediyorum, ben temsil edyorum, temsil ediyorum)
Said I’m repping for that low life (Söyledim, bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Low life, low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
I’m representing that low life (Bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Said I’m repping for that low life (Söyledim, bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Low life, I’m repping for that low life (Alçak hayat, bu alçak hayat için temsil ediyorum)
Low life, low life, low life (Alçak hayat, alçak hayat, alçak hayat)
Rep, rep, rep, rep, rep, rep, rep, woo (Temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci, temsilci)
Yeah (Evet)

Yeah, they stereotyping (Evet, onlar klişe)
‘Cause they know a nigga keep ten rifles (Çünkü onlar zencinin on tüfek tuttuğunu biliyor)
And they know a nigga keep ten snipers (Ve onlar zencinin on keskin nişancı tıttığunu biliyor)
Keep a baby bottle like we wearing diapers (Bir bebek şişe tut, sanki bebek bezi giyiyormuşuz gibi)
Yeah, they stereotyping (Evet, onlar klişe)
‘Cause they know a nigga keep twenty rifles (Çünkü onlar zencinin yirmi tüfek tuttuğunu biliyor)
And they know a nigga keep twenty snipers (Ve onlar zencinin yirmi keskin nişancı tuttuğunu biliyor)
And they know a nigga keep ten wifeys (Ve onlar zancinin on sevgili tuttuğunu biliyor)
Sniper, sniper, sniper, sniper, sniper (Keskin nişancı, keskin nişancı, keskin nişancı, keskin nişancı, keskin nişancı)
Wifey, wifey, wifey, wifey, wifey (Sevgili, sevgili, sevgili, sevgili, sevgili)
That’s your wifey, wifey, wifey, wifey, wifey? (Bu senin sevgilin, sevgilin, sevgilin, sevgilin mi?)
I think I like her, like her, like her, like her (Sanırım ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum)
That’s your wifey, wifey, wifey, wifey, wifey? (Bu senin sevgilin, sevgilin, sevgilin, sevgilin mi?)
I think I like her, like her, like her, like her (Sanırım ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum)
Oh, that’s your wifey, wifey, wifey, wifey, wifey? (Oh, bu senin sevgilin, sevgilin, sevgilin, sevgilin mi?)
I think I like her, like her, like her, like her (Sanırım ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum, ondan hoşlanıyorum)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
And I’m the reason why (Ve bende nedenim)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
Everybody getting high (Herkes kafayı buluyor)
Getting high, getting high, getting high (Kafayı bul, kafayı bul, kafayı bul)
And I’m the reason why (Ve bende nedenim)

I just took some molly, what else? (Biraz molly {bir tür uyuşturucu} aldım, başka ne var?)
Got some bitch from Follies with us (Follies’den biraz s*rtük aldım bizimle birlikte – Afedersiniz, afedersiniz)
She gonna fuck the squad, what else? (Kız takımı s*kecek, başka ne var?)
I’m a fuck her broads, what else? (Ben onun karılarını s*kiyorum, başka ne var?)
Bitch from Pakistan, what up? (S*rtük Pakistanlı, naber?)
Ferraris and them Lambs, what else? (Ferrari’ler ve onların Lamb’ları, başka ne var?)
‘Bout to fuck this club up, what else? (Bu klübü patlatmak üzereyim, başka ne var?)
‘Bout to fuck this club up, what else? (Bu klübü patlatmak üzereyim, başka ne var?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder