İngilizce Türkçe Sözlük







22 Ocak 2018 Pazartesi

Jeremih – I Think Of You (feat. Chris Brown & Big Sean) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 2

I gave you the best that you ever had
Gave you one dose and got you addicted
I could own that, all night and all day
Say you on my plate, girl, you so delicious
Last night we had a good time gettin’ faded
Wake up in the morn’, you was gone
It been on my brain all day replayin’
Like we had it on record
I miss every minute
I take plenty chances
My love for you is bigger than a mansion
More than you imagine
I want all of them kisses
Mistletoe before Christmas
If you ain’t got it, don’t get it
If you got time, it’s no limit

Sana her zamankinden daha iyisini verdim
Sana bir doz verdim ve bağımlı oldun
Ona sahip olabilirim, her gece ve her gün
Tabağımdasın diyorum kızım, çok lezzetlisin
Dün gece güzelliğimizi yitirirken iyi zaman geçirdik
Sabah bir uyandım ki gitmişsin
Ama tüm gün aklımda tekrarlardı olanlar
Sanki kaydetmişiz gibi
Her anı özlüyorum
Pek çok kez şansımı deniyorum
Sana olan aşkım köşklerden bile büyük
Tüm öpücüklerini istiyorum
Noel’den önce ökse otu istiyorum
Eğer sen de yoksa, alma
Eğer zamanın varsa, sınır yok

Baby, won’t you give me something
That I wanna do?
When I see the sun set
Yeah, I think of you
I think of you
You’re all I want too
Left panties by my nightstand
Now I think of you, I think of you

Bebeğim bana yapmak istediğim
Bir şey vermeyecek misin?
Gün batımını gördüğüm an
Evet, aklıma geliyorsun
Aklıma geliyorsun
Sen tek istediğimsin
İç çamaşırlarımı komidinimde bırak
Artık aklımdasın,aklımdasın

Loving my baby, yeah, you giving me that sweet talk
Love’s up and down, it’s like living on a see-saw
Do me a favor, baby, why you blaming me for?
All I wanted was love, baby
Last night we had a real good time, we was naked
Bumping and making love
Got me with all these games you playing
It’s time for us to grow up
Don’t care ’bout winning (yeah, yeah)
Come on, baby, I got the answers (yeah, yeah)
You ain’t gotta be a dancer (yeah, yeah)
All I need is your love
Girl, you won’t change my mind
And I can see you hesitating
So, baby

Seviyorum,evet, beni tatlı dilli yaptın
Aşk inişte ve çıkışta, sankibir tahteravalli de yaşıyor gibi
Bana bir iyilik yap, bebeğim, beni ne diye suçluyorsun ki?
Tek isteğim aşık olmaktı,bebeğim
Geçen gece gerçekten iyi vakit geçirmiştik, çıplaktık
Oynaşıyor ve sevişiyorduk
Beni tüm oyunlarının içine aldın
Artık büyüme zamanı
Kazanmak umrumda değil
Haydi bebeğim cevaplar bende
Bir dansçı olamazsın
Tek isteğim senin aşkın
Kızım,fikrini değiştiremez misin
Çekindiğini görebiliyorum
Haydi bebeğim

Baby, won’t you give me something, ooh yeah
That I wanna do?
When I see the sun set, oh, girl
Yeah, I think of you, baby
I think of you
You’re all I want too
Left panties by my nightstand
Now I think of you, I think of you

Bebeğim bana yapmak istediğim
Bir şey vermeyecek misin?
Gün batımını gördüğüm an
Evet, aklıma geliyorsun
Aklıma geliyorsun
Sen tek istediğimsin
İç çamaşırlarımı komidinimde bırak
Artık aklımdasın,aklımdasın

I wish everyday was your day off
Goin’ hard every night like it’s the playoffs
You give me the energy, I like to play off
Tell me is the feelin’ mutual or am I way off?
Be real, be real, stay real
Pour your heart out, baby, I won’t let it spill
I know the ones before me probably said they never will
Them broken promises’ll break you down
But how you feel is not an illusion
I’m not tryna add to the confusion
Break your all access codes and abuse ’em
You layin’ all over me ’cause you understand me
Swear I love you so much, I love your whole family
Bedroom dresser, full of your panties
We make the room feel like summer Miami
No stressin’ whenever you leave
‘Cause ain’t nobody in the world fuck you better than me

Keşke her gün boş olsaydın
Her gece rövanş maçı gibi yapardık
Bana enerji veriyorsun rövanş oynamayı seviyorum
Söyle bana bu karşılıklı mı yoksa haddimi mi aşıyorum?
Dürüst ol,dürüst ol,dürüst kal
Kalbini dök bebeğim, saçılmasına izin vermeyeceğim
Onların tutmadıkları sözler seni yere serecek
Ama hissettiklerin bir illüzyon değil
Kargaşa çıkarmaya çalışmıyorum
Tüm erişim kodlarını kıracak ve onları kötüye kullanacağım
Üzerimde yatıyorsun çünkü beni anlıyorsun
Yemin ederim seni çok seviyorum,tüm aileni seviyorum
Yatak odası dolaplığı, senin çamaşırlarınla dolu
Miami yazı gibi bir oda yapıyoruz
Gittiğin zaman streslenmiyorum
Çünkü dünyadaki kimse seni benim gibi beceremez

I think of you

Aklımdasın

Jhene Aiko, Swae Lee – Sativa (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 5

Sativa*

Yeah, oh, oh
Evet
Yeah
Evet

[Chorus: Swae Lee] Why you make it so complicated?
Bunu neden çok karmaşıklaştırdın?
Off the drink, we concentratin’
İçmeyi bırak, konsantre oluyoruz
I know you won’t leave me hangin’
Biliyorum takılırken beni bırakmayacaksın
Smokin’ weed out the container
Konteynırın dışında ot içiyoruz
We spend cash for entertainment
Eğlence için para harcıyoruz

There’s more where that came from, that’s all I’m sayin’
Burası geldiğim yerden fazla, bütün söylediğim bu
It’s me and you and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben ve biz düzenlemeler yapıyoruz
It’s you and me and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben biz düzenlemeler yapıyoruz

[Verse 1: Jhené Aiko] Is it hot in here or is it just me?
Burası sıcak mı yoksa bu sadece ben miyim?
I’m so high in here, been smokin’ on this weed
Burada çok uçtum, hala ot içiyorum
Told ’em, “Go on, take a shot on three”
Onlara söyle, ‘’Devam et, üçüne bir şans ver’’
Told ’em, “Drinks is on me”
Onlare söyle ‘’İçkiler benden’’
Yeah, the drinks are on me
Evet, içkiler benden
I said now go and take a shot on me
Şimdi git ve bana ateş et dedim
Only drug a bitch is on the tree
Sadece uyuşturucu ağaçtaki s****
But I lasted ten rounds like a freak
Ama son on turu ucube gibi sürdüm
Like a G
G gibi*

[Pre-Chorus: Jhené Aiko] Get ready (oh, yes, I’m ready)
Hazır ol (Evet, ben hazırım)
Now we’re on (And if we’re on)
Şimdi geldik (Ve eğer geldiysek)
I said I’m ready (I said I’m ready)
Hazırım dedim (Hazırım dedim)
Hold the phone (please hold the phone)
Telefonu tut (Lütfen telefonu tut)
Get ready (oh, please get ready)
Hazır ol (Lütfen hazır ol)
I am on one (oh, I am on one)
Bir tane üzerindeyim (Bir tane üzerindeyim)
Where you be at? (where you gon’ be at?)
Neredesin? (Nereye gideceksin?)
Later on (later on)
Daha sonra (daha sonra)[Chorus: Swae Lee & Jhené Aiko] Why you make it so complicated?
Bunu neden çok karmaşıklaştırdın?
Off the drink, we concentratin’
İçmeyi bırak, konsantre oluyoruz
I know you won’t leave me hangin’
Biliyorum takılırken beni bırakmayacaksın
Smokin’ weed out the container
Konteynırın dışında ot içiyoruz
We spend cash for entertainment
Eğlence için para harcıyoruz[Verse 2: Jhené Aiko] I’ll keep it simple, baby
Bunu kolaydan alacağım, bebeğim
I’ma keep it simple with you, baby
Bunu seninle kolaydan alacağım, bebeğim
You know I don’t ever play no games
Biliyorsun hiç oyun oynamadım
You know I don’t ever complicate it
Biliyorsun hiç karışık hale getirmiyorum
Got me feelin’ some type of way
Bir tür hissettim
Concentratin’, concentratin’ on the way
Bunun için konsantre oluyorum, konsantre oluyorum
You keep the rhythm
Ritmi tutuyorsun
Oh my God, I’m glad you came
Aman tanrım, geldiğine sevindim
You came through with that sativa
Sativayla* geldin

Indica be havin’ me stuck
Indica beni sıkıştıracak*
You know just how to keep me up
Biliyorsun bu sadece beni nasıl tutacağın
You know it, better believe it
Bunu biliyorsun, inansan iyi olur

[Pre-Chorus: Jhené Aiko] Get ready (oh, yes, I’m ready)
Hazır ol (Evet, ben hazırım)
Now we’re on (And if we’re on)
Şimdi geldik (Ve eğer geldiysek)
I said I’m ready (I said I’m ready)
Hazırım dedim (Hazırım dedim)
Hold the phone (please hold the phone)
Telefonu tut (Lütfen telefonu tut)
Get ready (oh, please get ready)
Hazır ol (Lütfen hazır ol)
I am on one (oh, I am on one)
Bir tane üzerindeyim (Bir tane üzerindeyim)
Where you be at? (where you gon’ be at?)
Neredesin? (Nereye gideceksin?)
Later on (later on)
Daha sonra (daha sonra)
 [Chorus: Swae Lee & Jhené Aiko] Why you make it so complicated?
Neden bunu çok karmaşık yapıyorsun?
Off the drink, we concentratin’
İçmeyi bırak, konsantre oluyoruz
I know you won’t leave me hangin’
Biliyorum takılırken beni bırakmayacaksın
Smokin’ weed out the container
Konteynırın dışında ot içiyoruz
We spend cash for entertainment
Eğlence için para harcıyoruz
There’s more where that came from, that’s all I’m sayin’
Burası geldiğim yerden fazla, bütün söylediğim bu
It’s me and you and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben ve biz düzenlemeler yapıyoruz
It’s you and me and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben biz düzenlemeler yapıyoruz
Off the drink, we concentratin’
İçmeyi bırak, konsantre oluyoruz
I know you won’t leave me hangin’
Biliyorum takılırken beni bırakmayacaksın
Smokin’ weed out the container
Konteynırın dışında ot içiyoruz
We spend cash for entertainment
Eğlence için para harcıyoruz
There’s more where that came from, that’s all I’m sayin’
Burası geldiğim yerden fazla, bütün söylediğim bu
It’s me and you and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben ve biz düzenlemeler yapıyoruz
It’s you and me and we makin’ arrangements
Bu sen ve ben biz düzenlemeler yapıyoruz

[Outro: Swae Lee] Dive in that, I’ma really dive in that
Bunun içine dal, gerçekten bunun içine daldım
Dive in that, mmm, I’ma dive in that
Bunun içine dal, bunun içine daldım
Dive in that, mmm, let me dive in that
Bunun içine dal, içine dalmama izin ver
Dive in that, mmm, I’m gon’ dive in that
Bunun içine dal, bunu içine dalacağım
Dive in that
İçine dal

Sativa: Bir çeşit uyuşturucu/kenevir türü
G: İçki 

Drake – Diplomatic Immunity (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Diplomatic immunity, fuck ’em
Diplomatik dokunulmazlıklara lanet olsun
All that peace and that unity
Tüm bu barış ve birlik
All that weak shit’ll ruin me, fuck ’em, yeah
Tüm bu zayıflıklar beni rezil edecek,lanet olsun evet
‘Cause niggas started talkin’ to me like I’m slowin’ down
Çünkü zenci dostlar modam geçmiş gibi benimle konuşmaya başladı
Opinions over statistics, of course
Şahsi fikirler istatistiklerin üzerinde tutuluyor tabii ki
Gassed off journalistic
Gazetelerin abartması
Come at me and all you’ll get is the ballistic report
Gelin de size mermilediklerimin belgelerini (satış başarısından bahsediyor) göstereyim
Booked a private room at Wylie’s, waiter twistin’ the cork
Wylie’ de özel bir oda tutuldu, garson şampanyayı açıyor
I got multi-colored rings like the Olympics, of course
Olimpiyatlardaki gibi renk renk yüzüklerim var tabii
At award shows, cuttin’ through the tension, of course
Ödül törenlerinde gerginlikten geberiyorum tabii ki
Girls huggin’ me then askin’ me, “What scent that is, boy?”
Kızlar bana sarılıp sonra da ‘Bu koku ne,oğlum?’ diyorlar
I be walkin’ around the Six like I invented it, boy
Six (Altı) gibi etrafta yürüyorum sanki onu ben icat etmişim gibi oğlum
Yeah, who am I? The do or die
Evet,ben kimim ki? Yap ya da öl’üm
The one with the fewest lies and the truest ties
En az yalanlı ama en gerçek bağları olanım
They try to compare us
Bizi karşılaştırmaya çalışıyorlar
But like a job straight outta high school there’s no you and I
Ama lise çıkışındaki iş gibi sen ya da ben yok
I taught you everything you know, now you got student pride
Sana bildiğin her şeyi öğrettim, artık bir öğrenci ihtişamın oldu
All factual, I call the house “the embassy”
Tüm samimiyetimle, eve ‘elçilik’ diyorum
The studio “the chapel”, I hate to travel
Stüdyoya ‘tapınak’, seyahatten nefret ediyorum
I just pulled up on Solana show, the girl’s a natural
Solona’yı (bilinen adıyla SZA) şovuma çektim, bu kız çok doğal
I knew her way back when Hollywood was international
Onu Hollywood uluslararası olmadan önce de tanıyordum
Yeah, the furthest I’ve been, that’s word to my ends
Evet,ilerleyebileceğim kadar ilerledim, bu sonlarıma sözümdür
Word to the flags that belong in the hood of my Benz
Mercedes’imin kaputuna ait olan bayraklara sözümdür
Very presidential, I broke all the codes for zonin’ in my residential
Çok başkanca, ikametgahımı çekip çevirmek için tüm şifreleri çözdüm
I broke spirits that I never meant to
İstemediğim ruhları çözdüm
My body isn’t much of a sacred temple, with vodka and wine
Vücudum votka ve şarap varken kutsal bir tapınak değil
And sleep at the opposite times
Ve olmadık zamanlarda uyur
Promise shit is gettin’ outta line like when you make a stencil
Bir şablon yapıyormuşsun gibi sınırları yok edeceğim söz
Or gettin’ outta line like when you break a pencil
Ya da bir kalem kırıyormuşcasına sınırları yok edeceğim
Champagne is the alias, but no cease and desist in I
Champagne (şampanya)benim mahlasım ama vazgeçmek ya da bırakmak yok
I refuse to comply with regulations
Düzenlemelere uymayı reddediyorum
I listen to heavy metal for meditation, no silence
Meditasyon için ağır metal dinliyorum, sessizlik yok
Like Sanders on the Detroit Lions
Detroit Lions (Amerikan futbol takımı) ‘taki Sanders gibiyim
Get a run around and I’ll bury you where they won’t find ya
Koşturacağım ve seni kimsenin bulamayacağı bir yere gömeceğim
Motor City Casino, I’m at the cage with my old license
Motor City Casino’da tarihi geçmiş ruhsatımla kafesteyim
They tell me “don’t worry, I got your money” like Osirus
Bana ‘ boş ver , paran bende ‘ diyorlar Osirus gibi
(I’m the Osiris of this shit)
(Ben bu hikayedeki Osiris’im)
Dirty 30, workin’ on me
Kirli 30’lu yaşlar bende işe yarıyor
Tired of women that may tag me in pictures airin’ my dirty laundry
Kadınların kirli iç çamaşırımı koklarken beni resimlere etiketlemesinden bıktım
Caterin’ is from Giorgio Baldi, Robyn’s favorite
Giorgio Baldi’den yemek servis ediliyor. Robyn’in en sevdiği yer (Rihanna’nın en sevdiği restoran)
Shit is nice, but I prefer Madeo
Güzel yer fakat ben Madeo’yu tercih ediyorum (başka bir İtalyan restorant)
Calamari rings and tomato
Kalamar halkaları ve domates
I got the sauce and now shorties keep claimin’ preggo
Sosum (havam) var ve artık kadınlar benden hamile kaldıklarını iddia ediyorlar
Wakin’ up at 6 PM like, “Where does the day go?”
Akşam 6’da uyanıp ‘gün nasıl bitti?’ diyorum
Forecastin’ tornadoes, brainstormin’ retaliation at dinner tables
Kasırgaları tamin ederek, yemek masasında beyin fırtınası yapıyoruz
2010 was when I lost my halo
2010’da meleğimi kaybetmiştim (büyükannesinin ölümünden bahsediyor)
2017 I lost a J. Lo
2017’de ise bir Jennifer Lopez kaybettim
A Rotterdam trip had me on front page though
Bir Rotterdam gezisi beni ön sayfalara taşıdı
I had to lay low, Hot Topic like your everyday clothes
Yere serilmek zorunda kaldım, günlük kıtyafetlerin gibi manşetlerdeydim
Closed off but I could never stay closed
Kapattımama asla uzak kalamadım
Billboard awards, I claimed 13 out in Vegas like Sureños
Billboard ödülleri, 13 ödül kazandım Vegas’ta bir mafya gibi
Black excellence, but I guess when it comes to me it’s not the same though, all goodie
Siyahi üstünlüğü, ama sanırım bu mesele bana gelince olmuyor
That just pushed me to do the things we all couldn’t
Yapamayacağımız şeyleri yapmaya itti bu beni
Niggas stakin’ out the crib, it’s all gravy
Zenci dostlar beşikten sarkıyor, kolay para
Protection that God gave me
Tanrı bana bir koruma verdi
Shit is complex like short niggas ’round tall ladies
Kısa boylu zenciler uzun hanımların yanındaymış gibi karmakarışık her şey
I gotta watch who I’m talkin’ to like it’s all-ages
Tüm yaşlara hitap ediyor muyum diye izlemem gerek
I’ve seen buddin’ careers turn to sit around and talk about other careers, judgin’ their peers
Tomurcuklanan kariyerlerin etrafında oturup diğer kariyerlerden bahsedenleri gördüm,arkadaşlarını yargılıyordular
Knowledge from niggas who did not contribute to none of this here
Hiç bir şeye katkıda bulunmayan zencilerden öğrendim bunu
Cover my ears, my security government tier
Kulaklarımı ört, benim güvenlik hükümetim katlanıyor
Yeah, advance the venue so we know the exits
Evet, çıkışı bilerek mekanı ilerletebiliriz
Check the guest list
Konuk listesine bir bak bakalım
If opps make an appearance at least it’s expected
Eğer aksilikler çıkıyorsa en azından bekleniyordur
Tell ‘em I don’t wanna link like a broken necklace
Onlara kırık bir kolye gibi bağlanmak istemediğimi söyle
I’ll be in better company with my own reflection
Kendi yansımam ile kalsam daha iyi
Mirror, mirror, on the ceiling of my suite in the Royal Palace
Ayna,ayna, Royal Palace’deki sütimdeki tavanda
The TV playin’ Al Jazeera
Televizyonda Al Jazeera
Inshallah, I hope the mission keeps on gettin’ clearer
İnşallah, umarım görev daha da net olmaya devam eder
Whenever, wherever, OVO will always be together like Shakira
Her ne zaman,her ne zaman, OVO (Drake’in şirketi) Shakira gibi sıkı olacak

I love, I love
I love, I love it
Baby, I

Seviyorum,seviyorum
Seviyorum,Bunu seviyorum
Bebeğim

21 Ocak 2018 Pazar

XXXTENTACION – Jocelyn Flores (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 23

[Shiloh Dynasty]

I know you so well, so well

Darling, I can do better than he can

I’ve been pretty—

Seni çok iyi tanıyorum, çok iyi

Sevgilim, onun yapabileceklerinden daha iyisini yapabilirim.

Hoş biriydim.

[XXXTentacion]

I know you’re somewhere, somewhere

I’ve been trapped in my mind, girl, just holding on

I don’t wanna pretend we’re something, we’re nothing

I’ve been stuck thinking ’bout her, I can’t hold on

Biliyorum bir yerlerdesin, bir yerlerde

Aklımın içinde hapsoldum kızım, sadece bekliyorum.

Bir şeymişiz gibi (sevgiliymişiz gibi) davranmak istemiyorum, biz hiçbir şeyiz.

Durmadan onu düşünüp duruyorum, kendime hakim olamıyorum.

I’m in pain, wanna put 10 shots in my brain

I’ve been trippin’ ’bout some things, can’t change

Suicidal, same time I’m tame

Picture this, in bed, get a phone call

Girl that you fucked with killed herself

That was this summer and nobody helped

And ever since then, man, I hate myself

Wanna fuckin’ end it, pessimistic

All wanna see me with no pot to piss in

But niggas been excited ’bout the grave I’m diggin’

Havin’ conversations ’bout my haste decisions

Fuckin’ sickenin’; at the same time

Memories surface through the grapevine

‘Bout my uncle playin’ with a slip knot

Post-traumatic stress got me fucked up

Been fucked up since the couple months they had a nigga locked up

Acı içindeyim, beynime 10 kere sıkmak istiyorum.

Değiştiremeyeceğim bazı şeyler hakkında tripteydim.

İntihara eğilimliyim ama aynı zamanda uysalım.

Hayal et, bir telefon alıyorsun.

Yattığın kızın kendini öldürdüğünü öğreniyorsun.

Bu, bu yaz oldu ve kimse yardım etmedi.

Ve o zamandan beri, dostum, kendimden nefret ediyorum.
Şu lanet işi bitirmeliyim, karamsarım.
Hepsi beni işeyecek bir kabım bile olmadan görmek istiyor.
Fakat kazdığım mezar zencileri heyecanlandırıyor.
Acele verdiğim kararlar hakkında konuşuyorum.
Aynı zamanda; tiksinç!.
Anılar kulaktan kulağa yayılıyorlar.
Aynı zamanda amcam bir düğümle oynuyor.
Travma sonrası stres beni mahvetti.
İki aydır berbat durumdayım, bir zenciyi bitirdiler resmen!.

‘ll be feelin’ pain, I’ll be feelin’ pain just to hold on

And I don’t feel the same, I’m so numb

I’ll be feelin’ pain, I’ll be feelin’ pain just to hold on

And I don’t feel the same, I’m so numb

Acıyı hissediyor olacağım, Sadece dayanabilmek için acıyı hissediyor olacağım.

Ve artık aynı hissetmiyorum, Çok hissizim.

Acıyı hissediyor olacağım, Sadece dayanabilmek için acıyı hissediyor olacağım.

Ve artık aynı hissetmiyorum, Çok hissizim.

[Shiloh Dynasty]

I know you so well, so well

Darling, I can do better than he can

I’ve been pretty—

Seni çok iyi tanıyorum, çok iyi

Sevgilim, onun yapabileceklerinden daha iyisini yapabilirim.

Hoş biriydim.

 Not; Şarkı hem X’in arkadaşı hem de hayranı olan ve bir otel odasında intihar eden  Jocelyn Flores adınadır . Şarkıda X  Jocelyn ile aynı hissetmesini , Jocelyn’in intihar haberini alışından bahsetmektedir.

CliQ – Wavey (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 10

Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey

Sarhoş ol
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen
Sarhoş ol
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen

So let me tell you like this
I’m who you’re looking for, I’m the wiz
You ain’t seen another like this
There ain’t no one to do what I did
There ain’t no one to do it like I
I changed the game, I changed your whole life
I’m irreplaceable, that’s no lie
Been toking on the grade I’m so high

Bana bundan hoşlandığını söyle
Ben aradığın kişiyim, ben bir dehayım
Böylesini göremezsin
Benim yaptığımı yapan yok
Benim gibisini yapan yok
Oyunu bozdum,tüm hayatını değiştirdim
Benim yerim doldurulamaz, yalan yok
Sınıfta bile dumanlanıyordum çok sarhoşum

Stamina
Hit a quick a pose for the camera
Why you sittin’ down you an amateur
I don’t play about
Bring out the next challenger

Yaşama gücü
Kamera için çabuk bir poz ver
Neden amatör gibi oturuyorsun
Oyun falan oynamıyorum
Bir sonraki meydan okuyan gelsin

Stamina
Hit a quick a pose for the camera
Why you sittin’ down you an amateur
I don’t play about
Bring out the next challenger

Yaşama gücü
Kamera için çabuk bir poz ver
Neden amatör gibi oturuyorsun
Oyun falan oynamıyorum
Bir sonraki meydan okuyan gelsin

Ima make you get
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey

Sarhoş edeceğim seni
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen
Sarhoş ol
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen

So let me tell you like this
I’m who you’re looking for, I’m the wiz
I am the littest girl up in here
Came on my own I buy my own drinks
He wanna take me home oh he wish
Bad gyal inna London
Two two twerk gas up the mandem
Go work at 8 in the morning

Bana bundan hoşlandığını söyle
Ben aradığın kişiyim, ben bir dehayım
Buralardaki en minik kızım
Kendi çabamla buralara geldim kendi içkilerimi kendim alırım
Beni evine atmak istiyor ah rüyasında görür
Kötü kız Londra’da
İki twerk yapmak milleti coşturuyor
Sabah 8 de işe gidiyorsun

Beat strong
Bassline bumping my feet gone
Outere grinding on people
DJ hit a wheel up for the sequel

Ritim güçlü
Bass ayaklarımı yerden kesti
İnsanları öğütüyor
Dj devam etsin diye havaya soktu

Ima make you get
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey

Sarhoş edeceğim seni
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen
Sarhoş ol
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen

Ima make you get
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey
Get high
Get lit
Get drunk
Get wavey
Get wavey

Sarhoş edeceğim seni
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen
Sarhoş ol
Kafayı bul
Kendinden geç
Hareketlen
Hareketlen

The Weeknd – Dark Times (feat. Ed Sheeran) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 31

[Ed Sheeran:]
Waking up, half past five
Beşi buçuk geçe uyandım
Blood on pillow, one bruised eye
Yastığımda kan, bir gözümde de morluk var
Drunk too much, you know what I’m like
İçkiyi fazla kaçırmışım, nasıl biri olduğumu bilirsin
But you should’ve seen the other guy
Ama bir de diğer adamın halini görmeliydin

This ain’t the right time for you to fall in love with me
Şuan bana aşık olman doğru bir zaman değil
Well baby I’m just being honest
Bebeğim sadece gerçeği söylüyorum
And I know my lies could not make you believe
Ve yalanlarımın seni inandıramayacağını biliyorum
We’re running in circles that’s why
Kendi etrafımızda dönüp durduğumuz için

In my dark time I’ll be going back to the street
Kederli zamanımda sokağa geri dönüyorum
Promising everything I do not mean
Hiçbirinde ciddi olmadığım sözler veriyorum
In my dark time, baby, this is all I could be
Kasvetli zamanımda, bebeğim olabileceğim tek şey bu
Only my mother could love me for me
Benim için sadece annem sevgi besleyebilir
In my dark time, in my dark time
Kederli zamanımda

[The Weeknd:]
Light one up, let me bum a smoke
Bir tane ateşledim, bir tane sigara ver – bum = ödünç olarak bir şey almak. Ayrıca İngilizcede ”bum a smoke” diye bir kalıp var. Çevirisi Türkçeye cümlede çevirdiğim gibi geçiyor ama burada daha farklı anlam var gibi duruyor çünkü Abel şarkıda yalnızmış gibi, hatta bir önceki cümlede zaten bir tane ateşledim diyor, birinden sigara istemesi saçma. Ne yazacağımı bilemedim o yüzden direk türkçeye geçen çevirisini yazdım, affedin.

Still coming down, dripping throat
Hala çektiğim kokainin etkisinden çıkmaya çalışıyorum
I got another man’s blood on my clothes
Kıyafetlerimde başka bir adamın kanı var
But it ain’t his fault, it’s the life I chose
Ama bu onun suçu değil, sadece seçtiğim hayatımın sonucu

This ain’t the right time for you to fall in love with me
Şuan bana aşık olman doğru bir zaman değil
My baby I’m just being honest
Bebeğim sadece açık sözlü oluyorum
And I know my lies can never make you believe
Ve yalanlarım seni asla inandırmayacak, biliyorum
Running in circles, that’s why
Kendi etrafımızda dönüp duruyoruz, bu yüzden

In my dark times I’ll be going back to the street
Kederli zamanlarımda sokağa geri dönüyorum
Promising everything I do not mean
Hiçbirinde ciddi olmadığım sözler veriyorum
In my dark times, baby, this is all I could be
Kasvetli zamanlarımda, bebeğim, olabileceğim tüm şey bu
Only my mother could love me for me
Beni sadece annem sevebilir
In my dark times, in my dark times
Kederli zamanlarımda

[Ed Sheeran & The Weeknd:]
In my dark times I’ve still got some problems, I know
Kasvetli zamanlarımda hala problemlerim var, biliyorum
Driving too fast but just moving too slow
Şöhrete çok hızlı sürüyoruz, yalnızca çok yavaş hareket ediyoruz
And I’ve got something I’ve been trying to let go of
Ve üstümden atmaya çalıştığım bir şey var, ve o şey
Pulling me back every time
Sürekli beni kendisini geri çekip duruyor

In my dark time, taking in back to the street
Kederli zamanımda sokağa geri alınıyorum
Making those promises that I could not keep
Tutmayacağım sözler veriyorum
In my dark times, baby this is all I could be
Kasvetli zamanlarımda, bebeğim olabileceğim tek şey bu
Only my mother could love me for me
Beni sadece annem sevebilir
In my dark time taking in down to the street
Kederli zamanımda sokaktan aşağı alınıyorum
Making those promises that I would never keep
Asla tutmayacağım sözler veriyorum
In my dark times this is all I could be
Kasvetli zamanlarımda olabileceğim tek şey bu
Only my mother could love me for me
Benim için sadece annem sevgi besleyebilir
In my dark times, in my dark time
Kasvetli zamanlarımda, kederli zamanımda
In my dark times
Kasvetli zamanlarımda

The Birds part 1 ve part 2’yi dilimin döndüğü kadar açıklamalı olarak tekrar güncelledim, tekrar baksanız çok güzel olur.

The Weeknd – The Birds (Part 1) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd – The Birds (Part 2) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd – The Birds (İnterlude) [Türkçe Çeviri]

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise EP. albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım profilimden bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Miguel – Remember Me (feat. Natalia Lafourcade) [Türkçe Çeviri] (Çeviri)

Görüntülenme: 47

Remember me, though I have to say goodbye
Remember me, don’t let it make you cry
For even if I’m far away I hold you in my heart
I sing a secret song to you each night we are apart
Remember me, though I have to travel far
Remember me, each time you hear a sad guitar
Know that I’m with you the only way that I can be
Until you’re in my arms again
Remember me

Hatırla beni, elveda demek zorunda olsam da
Hatırla beni, bunun seni ağlatmasına izin verme
Çok uzaklarda olsam da seni kalbimde tutuyorum
Ayrı olduğumuz her gece sana gizli bir şarkı söylüyorum
Hatırla beni, uzaklara gitmek zorunda kalsak da
Hatırla beni, her hüzünlü gitar duyduğunda
Olabileceğim tek yolla seninle olduğumu bil
Sen tekrar kollarımda olana kadar
Hatırla beni

Que nuestra canción no deje de latir
Sólo con tu amor yo puedo existir
Recuérdame
Que nuestra canción no deje de latir
Sólo con tu amor yo puedo existir

Şarkımızın durmamasını istiyorum
Sadece senin aşkınla var olabilirim
Hatırla beni
Şarkımızın durmamasını istiyorum
Sadece senin aşkınla var olabilirim

Recuérdame, si en tu mente vivo estoy
Recuérdame, mis sueños yo te doy
Te llevo en mi corazón y te acompañaré
Unidos en nuestra canción, contigo ahí estaré

Hatırla beni, sadece aklında yaşasamda
Hatırla beni, sana hayallerimi veriyorum
Kalbimdesin ama yanında da olacağım
Şarkımızla yanında olacağım

Recuérdame, si sola crees estar
Recuérdame, y mi cantar te irá a abrazar
Aún en la distancia nunca vayas a olvidar, que yo contigo siempre voy
Recuérdame

Hatırla beni, yalnız olduğunu sansan da
Hatırla beni, şarkı söylemem seni kucaklayacak
Mesafeleri asla unutamasan da, her zaman seninle gideceğim oralara
Hatırla beni

If you close your eyes and let the music play
Keep our love alive, I’ll never fade away
If you close your eyes and let the music play
Keep our love alive, I’ll never fade away
If you close your eyes and let the music play
Keep our love alive, I’ll never fade away
Remember me, for I will soon be gone
Remember me, and let the love we have live on
And know that I’m with you the only way that I can be
So, until you’re in my arms again
Remember me

Eğer gözlerini kapar ve şarkıyı dinlersen
Aşkımızı diri tutarsın, asla yok olmayacağım
Eğer gözlerini kapar ve şarkıyı dinlersen
Aşkımızı diri tutarsın, asla yok olmayacağım
Eğer gözlerini kapar ve şarkıyı dinlersen
Aşkımızı diri tutarsın, asla yok olmayacağım
Hatırla beni, yakında gitmem için
Hatırla beni, ve aşkın ortaya çıkmasına izin ver
Olabileceğim tek yolla seninle olduğumu bil
Sen tekrar kollarımda olana kadar
Hatırla beni

Que nuestra canción no deje de latir
Sólo con tu amor yo puedo existir
Remember me
Que nuestra canción no deje de latir
Sólo con tu amor yo puedo existir
Remember me

Şarkımızın durmamasını istiyorum
Sadece senin aşkınla var olabilirim
Hatırla beni
Şarkımızın durmamasını istiyorum
Sadece senin aşkınla var olabilirim