İngilizce Türkçe Sözlük







22 Ocak 2018 Pazartesi

Drake – Diplomatic Immunity (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Diplomatic immunity, fuck ’em
Diplomatik dokunulmazlıklara lanet olsun
All that peace and that unity
Tüm bu barış ve birlik
All that weak shit’ll ruin me, fuck ’em, yeah
Tüm bu zayıflıklar beni rezil edecek,lanet olsun evet
‘Cause niggas started talkin’ to me like I’m slowin’ down
Çünkü zenci dostlar modam geçmiş gibi benimle konuşmaya başladı
Opinions over statistics, of course
Şahsi fikirler istatistiklerin üzerinde tutuluyor tabii ki
Gassed off journalistic
Gazetelerin abartması
Come at me and all you’ll get is the ballistic report
Gelin de size mermilediklerimin belgelerini (satış başarısından bahsediyor) göstereyim
Booked a private room at Wylie’s, waiter twistin’ the cork
Wylie’ de özel bir oda tutuldu, garson şampanyayı açıyor
I got multi-colored rings like the Olympics, of course
Olimpiyatlardaki gibi renk renk yüzüklerim var tabii
At award shows, cuttin’ through the tension, of course
Ödül törenlerinde gerginlikten geberiyorum tabii ki
Girls huggin’ me then askin’ me, “What scent that is, boy?”
Kızlar bana sarılıp sonra da ‘Bu koku ne,oğlum?’ diyorlar
I be walkin’ around the Six like I invented it, boy
Six (Altı) gibi etrafta yürüyorum sanki onu ben icat etmişim gibi oğlum
Yeah, who am I? The do or die
Evet,ben kimim ki? Yap ya da öl’üm
The one with the fewest lies and the truest ties
En az yalanlı ama en gerçek bağları olanım
They try to compare us
Bizi karşılaştırmaya çalışıyorlar
But like a job straight outta high school there’s no you and I
Ama lise çıkışındaki iş gibi sen ya da ben yok
I taught you everything you know, now you got student pride
Sana bildiğin her şeyi öğrettim, artık bir öğrenci ihtişamın oldu
All factual, I call the house “the embassy”
Tüm samimiyetimle, eve ‘elçilik’ diyorum
The studio “the chapel”, I hate to travel
Stüdyoya ‘tapınak’, seyahatten nefret ediyorum
I just pulled up on Solana show, the girl’s a natural
Solona’yı (bilinen adıyla SZA) şovuma çektim, bu kız çok doğal
I knew her way back when Hollywood was international
Onu Hollywood uluslararası olmadan önce de tanıyordum
Yeah, the furthest I’ve been, that’s word to my ends
Evet,ilerleyebileceğim kadar ilerledim, bu sonlarıma sözümdür
Word to the flags that belong in the hood of my Benz
Mercedes’imin kaputuna ait olan bayraklara sözümdür
Very presidential, I broke all the codes for zonin’ in my residential
Çok başkanca, ikametgahımı çekip çevirmek için tüm şifreleri çözdüm
I broke spirits that I never meant to
İstemediğim ruhları çözdüm
My body isn’t much of a sacred temple, with vodka and wine
Vücudum votka ve şarap varken kutsal bir tapınak değil
And sleep at the opposite times
Ve olmadık zamanlarda uyur
Promise shit is gettin’ outta line like when you make a stencil
Bir şablon yapıyormuşsun gibi sınırları yok edeceğim söz
Or gettin’ outta line like when you break a pencil
Ya da bir kalem kırıyormuşcasına sınırları yok edeceğim
Champagne is the alias, but no cease and desist in I
Champagne (şampanya)benim mahlasım ama vazgeçmek ya da bırakmak yok
I refuse to comply with regulations
Düzenlemelere uymayı reddediyorum
I listen to heavy metal for meditation, no silence
Meditasyon için ağır metal dinliyorum, sessizlik yok
Like Sanders on the Detroit Lions
Detroit Lions (Amerikan futbol takımı) ‘taki Sanders gibiyim
Get a run around and I’ll bury you where they won’t find ya
Koşturacağım ve seni kimsenin bulamayacağı bir yere gömeceğim
Motor City Casino, I’m at the cage with my old license
Motor City Casino’da tarihi geçmiş ruhsatımla kafesteyim
They tell me “don’t worry, I got your money” like Osirus
Bana ‘ boş ver , paran bende ‘ diyorlar Osirus gibi
(I’m the Osiris of this shit)
(Ben bu hikayedeki Osiris’im)
Dirty 30, workin’ on me
Kirli 30’lu yaşlar bende işe yarıyor
Tired of women that may tag me in pictures airin’ my dirty laundry
Kadınların kirli iç çamaşırımı koklarken beni resimlere etiketlemesinden bıktım
Caterin’ is from Giorgio Baldi, Robyn’s favorite
Giorgio Baldi’den yemek servis ediliyor. Robyn’in en sevdiği yer (Rihanna’nın en sevdiği restoran)
Shit is nice, but I prefer Madeo
Güzel yer fakat ben Madeo’yu tercih ediyorum (başka bir İtalyan restorant)
Calamari rings and tomato
Kalamar halkaları ve domates
I got the sauce and now shorties keep claimin’ preggo
Sosum (havam) var ve artık kadınlar benden hamile kaldıklarını iddia ediyorlar
Wakin’ up at 6 PM like, “Where does the day go?”
Akşam 6’da uyanıp ‘gün nasıl bitti?’ diyorum
Forecastin’ tornadoes, brainstormin’ retaliation at dinner tables
Kasırgaları tamin ederek, yemek masasında beyin fırtınası yapıyoruz
2010 was when I lost my halo
2010’da meleğimi kaybetmiştim (büyükannesinin ölümünden bahsediyor)
2017 I lost a J. Lo
2017’de ise bir Jennifer Lopez kaybettim
A Rotterdam trip had me on front page though
Bir Rotterdam gezisi beni ön sayfalara taşıdı
I had to lay low, Hot Topic like your everyday clothes
Yere serilmek zorunda kaldım, günlük kıtyafetlerin gibi manşetlerdeydim
Closed off but I could never stay closed
Kapattımama asla uzak kalamadım
Billboard awards, I claimed 13 out in Vegas like Sureños
Billboard ödülleri, 13 ödül kazandım Vegas’ta bir mafya gibi
Black excellence, but I guess when it comes to me it’s not the same though, all goodie
Siyahi üstünlüğü, ama sanırım bu mesele bana gelince olmuyor
That just pushed me to do the things we all couldn’t
Yapamayacağımız şeyleri yapmaya itti bu beni
Niggas stakin’ out the crib, it’s all gravy
Zenci dostlar beşikten sarkıyor, kolay para
Protection that God gave me
Tanrı bana bir koruma verdi
Shit is complex like short niggas ’round tall ladies
Kısa boylu zenciler uzun hanımların yanındaymış gibi karmakarışık her şey
I gotta watch who I’m talkin’ to like it’s all-ages
Tüm yaşlara hitap ediyor muyum diye izlemem gerek
I’ve seen buddin’ careers turn to sit around and talk about other careers, judgin’ their peers
Tomurcuklanan kariyerlerin etrafında oturup diğer kariyerlerden bahsedenleri gördüm,arkadaşlarını yargılıyordular
Knowledge from niggas who did not contribute to none of this here
Hiç bir şeye katkıda bulunmayan zencilerden öğrendim bunu
Cover my ears, my security government tier
Kulaklarımı ört, benim güvenlik hükümetim katlanıyor
Yeah, advance the venue so we know the exits
Evet, çıkışı bilerek mekanı ilerletebiliriz
Check the guest list
Konuk listesine bir bak bakalım
If opps make an appearance at least it’s expected
Eğer aksilikler çıkıyorsa en azından bekleniyordur
Tell ‘em I don’t wanna link like a broken necklace
Onlara kırık bir kolye gibi bağlanmak istemediğimi söyle
I’ll be in better company with my own reflection
Kendi yansımam ile kalsam daha iyi
Mirror, mirror, on the ceiling of my suite in the Royal Palace
Ayna,ayna, Royal Palace’deki sütimdeki tavanda
The TV playin’ Al Jazeera
Televizyonda Al Jazeera
Inshallah, I hope the mission keeps on gettin’ clearer
İnşallah, umarım görev daha da net olmaya devam eder
Whenever, wherever, OVO will always be together like Shakira
Her ne zaman,her ne zaman, OVO (Drake’in şirketi) Shakira gibi sıkı olacak

I love, I love
I love, I love it
Baby, I

Seviyorum,seviyorum
Seviyorum,Bunu seviyorum
Bebeğim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder