İngilizce Türkçe Sözlük







30 Ocak 2018 Salı

Post Malone – White Iverson (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 15

Post Malone – White Iverson (Türkçe Çeviri)

Saucin’, saucin’, I’m saucin’ on you,
I’m swaggin’, I’m swaggin’, I’m swaggin’ oh ooh,
I’m ballin’, I’m ballin’, Iverson on you.

Havalıyım, havalıyım, senden daha havalıyım,

Tarzım, tarzım, tarzım oh ooh,

Basketbol oynuyorum, basketbol oynuyorum, Iverson üzerinde.

Watch out, watch out, watch out, yeah,
That’s my shot, that’s my shot, that’s my shot, yeah,
Spendin’, I’m spendin’ all my fuckin’ pay.

Dikkat et, dikkat et, dikkat et evet,

Bu benim atışım, bu benim atışım, bu benim atışım evet,

Harcıyorum, harcıyorum tüm lanet ödeneğimi.

I got me some braids and I got me some hoes,
Started rockin’ the sleeve, I can’t ball with no Joes,
You know how I do it, Concords on my toes.

Biraz örgüm ve biraz kaltağım var,

Kolumu sallamaya başladım, Joes olmadan top oynayamam,

Bunu nasıl yaptığımı biliyorsun, ayaklarımla uyum içindeyim.

I ain’t rich yet, but you know I ain’t broke, I
So if I see it, I like it, buy that from the store, I
I’m with some white girls and they lovin’ the coca

Henüz zengin değilim, ama biliyorsun o kadar kırılmadım, ben

Eğer görürsem, bunu beğendim, mağazadan satın al, ben

Ben bazı beyaz kızlarla beraberim ve onlar kokaini seviyor.

Like they’re OT
Double OT like I’m KD, smokin’ OG
And you know me, in my 2-3s and my gold teeth

Onlar OT gibi

Çift OT, ben KD (Kevin Durant) gibiyim, OG sigara içiyor.

Ve biliyorsun beni. 2-3 dişim altın.

Bitch I’m smiling, bet you see me from the nosebleeds
I’m the new 3 and I change out to my new 3s

Kaltak. ben gülümsüyorum, senle bahse girelim burun kanamalarından beni göreceksin

Ben yeni bir 3’üm ve yeni 3s’lerimle değişiyorum.

White Iverson
When I started ballin’ I was young
You gon’ think about me when I’m gone
I need that money like the ring I never won, I won

Beyaz Iverson

Basketbola başladığımda gençtim

Gittiğimde benim hakkımda düşüneceksin.

Benim bu paraya ihtiyacım var, kazanamadığım yüzük gibi ihtiyacım var ve kazandım.

Saucin’, saucin’, I’m saucin’ on you
I’m swaggin’, I’m swaggin’, I’m swaggin’ oh ooh
I’m ballin’, I’m ballin’, Iverson on you
Watch out, watch out, watch out, yeah
That’s my shot, that’s my shot, that’s my shot yeah
Spendin’, I’m spendin’ all my fuckin’ pay 

Havalıyım, havalıyım, senden daha havalıyım,

Tarzım, tarzım, tarzım oh ooh,

Basketbol oynuyorum, basketbol oynuyorum, Iverson üzerinde.

Dikkat et, dikkat et, dikkat et evet,

Bu benim atışım, bu benim atışım, bu benim atışım evet,

Harcıyorum, harcıyorum tüm lanet ödeneğimi.

Cigarettes and a headband
Commas, commas in my head, man
Slumped over like a dead man
Red and black, ’bout my bread, man

Sigaralar ve kafa bandı

Virgüller kafamın içinde virgüller, adamım

Üzerime yığılmış ölü adam gibi

Kırmızı ve siyah, paramın peşindeyim adamım

I’m the answer, never question
Lace up, learn a lesson
Bitch I’m saucin’, I do this often, don’t do no talkin’
My options right when I walk in, jump all them Jordans

Cevap benim, sorma soru

Bağcıklarını bağla, bir ders öğren.

Kaltak ben havalıyım bunu sık sık yaparım konuşmak yok.

Yürüdüğüm yol doğru, tüm Jordanlarla zıpla

I’m ballin’, money jumpin’
Like I’m Davis from New Orleans
Or bitch I’m Harden, I don’t miss nothin’
Fuck practice, this shit just happens, know y’all can’t stand it

Basketbol oynuyorum, paralar zıplıyor.

New Orleans’tan Davis gibi.

Ya da kaltak ben Harden’ım, hiçbir atışı ıskalamam.

Pratiğe edeyim, bu kahrolası şey sadece olur, buna dayanamyacağımızı bilin.

I have it, I never pass it, I work my magic
High average, ball on these bastards, it makes me happy
It’s tragic, I make it happen, and all y’all Shaqtin’

Ben de var, geçmiyorum, büyüm için çalışıyorum.

Ortalama yükseklik, top piçlerin üzerinde, bu beni mutlu ediyor.

Bu trajik, bunu gerçekleştiriceğim ve hepiniz salaksınız.

White Iverson
When I started ballin’ I was young
You gon’ think about me when I’m gone
I need that money like the ring I never won, I won

Beyaz Iverson

Basketbola başladığımda gençtim

Gittiğimde benim hakkımda düşüneceksin.

Benim bu paraya ihtiyacım var, kazanamadığım yüzük gibi ihtiyacım var ve kazandım.

Saucin’, saucin’, I’m saucin’ on you
I’m swaggin’, I’m swaggin’, I’m swaggin’ oh ooh
I’m ballin’, I’m ballin’, Iverson on you
Watch out, watch out, watch out, yeah
That’s my shot, that’s my shot, that’s my shot, yeah
Spendin’, I’m spendin’ all my fuckin’ pay

Havalıyım, havalıyım, senden daha havalıyım,

Tarzım, tarzım, tarzım oh ooh,

Basketbol oynuyorum, basketbol oynuyorum, Iverson üzerinde.

Dikkat et, dikkat et, dikkat et evet,

Bu benim atışım, bu benim atışım, bu benim atışım evet,

Harcıyorum, harcıyorum tüm lanet ödeneğimi.

The Weeknd – Material Girl (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 13

I got a confession to make
Yapacağım bir itiraf var:
I don’t rush a date
Randevuyu aceleye getirmem
Commitment is an enemy to me
Taahhüt benim için bir düşmandır
But ever since her lips touched my face
Ama o kızın dudakları yüzüme değdiğinden beri
It’s like a kiss was laced
Sanki uyuşturucuya bürünmüş bir öpücük gibiydi
I’m feein’, I’m feenin’, I’m feenin’
Kurduruyorum, kuduruyorum, o kızın içine girmek için kuduruyorum
I usually like to slow down the pace
Genellikle işleyişi yavaşlatmayı severim
Love to tease and play
Flört etmeyi ve oyun oynamayı severim
But girl I need to be direct with you
Ama kızım sana karşı dolaysız olmam lazım
Cause in my mind your voice just replays
Çünkü senin sesin aklımda tekrar tekrar çalıp duruyor
Like a broken tape
Tıpkı bozuk bir kasetmiş gibi
What you do, what you do, what you do
Yaptığın şey, yaptığın şey, sen yaptığın şeylerle

Gon’ make a nigga buy a ring for your finger
Adama parmağın için yüzük
Jimmys for your feet
Ayağın için Jimmy
Jeans for that back
O göt için Jean
Lingerie for the sheets
Çarşafın için Lingerie aldırırsın
Material girl, anything you need
Erkeğe parası için aşık olan kız, sana ne lazımsa o
And I’mma give it to you, to you
Ve ben sana vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini sana alacağım

Super star undercover
Yatakta süper starsın
You’re my number one fan
Sen benim birinci hayranımsın
Give it to me right
Bana beğendiğim şekilde ver
Watch the diamond glow your hand
Sonra elmasın elinde parlayışını izle
Get you wetter than a beaver, right after the dessert
Tatlıdan hemen sonra amcığını kunduz kürkünden daha sulu yaparım
Baby you’re my dairy queen
Bebeğim sen benim dondurmamsın
Watch you make my baby cream
Seni sikimi boşaltırken izleyeceğim
Lady, you’re the one that I want to spend my cash on
Lady, üstüne para harcamayı istediğim şey sensin
Spend my cash on my baby like
Tıpkı sikim için harcadığım para gibi
Baby, just make sure that you’ll always put your man on
Baby, sadece her zaman adamını mutlu edeceğine emin ol

You gon’ make a nigga buy a ring for your finger
Sen adama parmağın için tek taş
Jimmys for your feet
Ayağın için Jimmys Choo
Jeans for that back
O göt için Jean
Lingerie for the sheets
Çarşafın için Lingerie aldırırsın
Material girl, anything you need
Erkeğe parası için aşık olan kız, sana ne lazımsa o
And I’mma give it to you, to you
Ve ben hepsini sana vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini sana alacağım

Tripping over you like a crack on the floor
Yerde yarık varmış gibi bana kontrolü kaybettiriyorsun
Can’t settle with a taste
Tek bir tatla yetinemiyorum
Baby girl, give me more
Baby girl biraz daha ver
Baby take the keys to my ride, to my home
Bebeğim arabamın da evimin de anahtarını al
Girl, I’mma make it rain like a tropical storm
Kızım tropikal fırtına varmış gibi yağmur yağdıracağım
Tripping over you like a crack on the floor
Yerde bir yarık varmış gibi sana takılıp düşüyorum
Can’t settle with a taste
Tek bir tatla yetinemiyorum
Baby girl, give me more
Baby girl bir tur daha gidelim
Baby take the keys to my ride, to my home
Bebeğim en değerli şeylerimin sahibi ol
Girl, I’mma make it rain like a tropical storm
Kızım o amcığını sanki fırtına varmış gibi suya boğacağım

Ring for your finger
Parmağın için tek taş
Jimmys for your feet
Ayağın için Jimmy Choo
Jeans for that back
O göt için Jean
Lingerie for the sheets
Çarşafın için Lingerie 
Material girl, anything you need
Erkeğe parası için aşık olan kız, sana ne lazımsa o
And I’mma give it to you, to you
Ve sana vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini sana alacağım

Ring for your finger
Parmağın için tek taş
Jimmys for your feet
Ayağın için Jimmys Choo
Jeans for that back
Götün için Jean
Lingerie for the sheets
Çarşafın için Lingerie 
Material girl, anything you need
Erkeğe parası için aşık olan kız, sana ne lazımsa o
And I’mma give it to you, to you
Ve sana vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini vereceğim
I’mma give it all, all, all, all, all, all, all
Hepsini sana alacağım

The Weeknd – Cure (Türkçe Çeviri)

Jimmy Choo:

Jean:

Lingerie:

The Weeknd’in Starboy, Beauty Behind the Madness, House of Balloons, Thursday, Echoes of Silence, Kiss Land ve The Noise EP. albümlerindeki şarkıların hepsinin çevirilerini altta linkini attığım profilimden bulabilirsiniz.

https://www.muzikbuldum.com/author/yasin

Cashmere Cat, Major Lazer ft. Tory Lanez – Miss You (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 16

Miss You (Seni Özledim)

Took time to get you
Seni kazanmam zaman aldı
Took time to let you know
Bilmene izin vermek zaman aldı
Tried to forget you
Seni unutmayı denedim
You’re unforgettable
Sen unutulmazsın

There’s 24 hours in a day
Bir günde 24 saat var
I think about you more than 24 times
Seni 24 kezden fazla düşünüyorum
Just trying not to think about you
Sadece seni düşünmemeye çalışıyorum
But you’ve been on my mind
Ama sen benim aklımdasın
I got nothing for you but time
Senin için yapabileceğim hiçbir şeyim yok ama zaman
‘Cause you always end up by my side
Çünkü sen her zaman sonuna kadar benim yanımdaydın
Through loving you, I needed time
Seni severken, zamana ihtiyacım vardı
I needed time, and now I’m like
Zamana ihtiyacım vardı ve ben şimdi gibiyim

Can I hit it like that?
Öyle vurabilir miyim?
Like this, like that?
Bunun gibi, bunun gibi?
Uh-huh, you know
Biliyorsun
Can I kiss it like that?
Böyle öpebilir miyim?
Like this, like that?
Bunun gibi, bunun gibi?
Remember that
Bunu hatırla
Heaven, it feels like that
Cennet, bu böyle hissettiriyor
I won’t lie to you, no, no
Sana yalan söylemeyeceğim, hayır, hayır
Can I hit it like that?
Öyle vurabilir miyim?
I’ve been waiting
Bekliyorum

For you, you, you
Senin için, senin, senin
Oh you, you, you
Sen, sen, sen
Oh you, you, you
Sen, sen, sen
Oh you
Sen
I’ve been waiting on and on and-
Seni bekliyorum ve

Took time to find you
Seni kazanmam zaman aldı
You left to go away
Gitmek için ayrıldım
Must I remind you, feelings don’t go astray, no
Seni hatırlamalı mıyım, yoldan çıkmışım gibi hissediyorum, hayır

There’s 24 hours in a day
Bir günde 24 saat var
I think about you more than 24 times
Seni 24 kezden fazla düşünüyorum
Just trying not to think about you
Sadece seni düşünmemeye çalışıyorum
But you’ve been on my mind
Ama sen benim aklımdasın
I got nothing for you but time
Senin için yapabileceğim hiçbir şeyim yok ama zaman
‘Cause you always end up by my side
Çünkü sen her zaman sonuna kadar benim yanımdaydın
Through loving you, I needed time
Seni severken, zamana ihtiyacım vardı
I needed time, and now I’m like
Zamana ihtiyacım vardı ve ben şimdi gibiyim

Can I hit it like that?
Öyle vurabilir miyim?
Like this, like that?
Bunun gibi, bunun gibi?
Uh-huh, you know
Biliyorsun
Can I kiss it like that?
Böyle öpebilir miyim?
Like this, like that?
Bunun gibi, bunun gibi?
Remember that
Bunu hatırla
Heaven, it feels like that
Cennet, bu böyle hissettiriyor
I won’t lie to you, no, no
Sana yalan söylemeyeceğim, hayır, hayır
Can I hit it like that?
Öyle vurabilir miyim?
I’ve been waiting
Bekliyorum

For you, you, you
Senin için, senin, senin
Oh you, you, you
Sen, sen, sen
Oh you, you, you
Sen, sen, sen
Oh you
Sen
I’ve been waiting
Bekliyorum

Oh yes, it’s true, true, true, true
Ah evet, bu doğru, doğru, doğru
I can be different for you, you, you, you
Senin için değişebilirim, senin, senin, senin
Show me the things I gotta do, do, do, do
Yapmam gereken şeyleri bana göster, yapmam, yapmam, yapmam, yapmam
I will be different for you, you, you, you
Senin için değişebilirim, senin, senin, senin
You, woah
Sen

Quit You(Fifty Shades Freed) Türkçe çevirisi

You sit battling the devil you know
Bildiğin şeytanla oturup savaşıyorsun
And I don’t disagree
Ve katılıyorum
No, I don’t see the harm
Hayır, bir zararını görmüyorum
They say: “You’re crazy, just leave him he’ll suffocate you,”
Diyorlar ki “Sen delisin, onu bırak gitsin, seni boğacak.”
But I wanna be in your arms
Ama ben senin kollarında olmak istiyorum

They say: “No, don’t pick up the phone, let them think there’s nobody
home.”
Diyorlar ki, “Hayır, telefonları açma; bırak kimsenin evde olmadığını düşünsünler.”
But I’m under your spell
Ama ben büyünün altındayım
Cause when you call my heart starts to grow
Çünkü sen aradığında kalbim büyümeye başladı
I always want more, It’s my heaven, my hell
Ben her zaman daha fazlasını istedim, bu benim hem cennetim hem cehennemim

But here in deep inside lives a voice, a voice so quiet
Ama burada, derinde, bir ses yaşıyor, çok sessiz bir ses
But I can hear the voice when your heartbeat’s next to mine
Ama ben sesi duyabiliyorum senin kalp atışın benimkinin yanındayken

I can’t quit you
Seni bırakamam

Yeah, I’m gonna regret it
Ve evet, buna pişman olacağım

For You Türkçe çevirisi

In your eyes, I’m alive
Gözlerinde, hayattayım
Inside you’re beautiful
İçinde de,çok güzelsin
Something so unusual in your eyes
Gözlerinde çok garip bir şey var
I know I’m home (yeah)
Evde olduğumu biliyorum
Every tear, every fear
Her gözyaşı, her korku
Gone with the thought of you
Seni düşünmemle yok oldu
Changing what I thought I knew
Bildiğimi düşündüğüm şey değişti
I’ll be yours for a thousand lives
Binlerce yaşamım da olsa senin olacağım

I’m free as a bird when I’m flying in your cage
Senin kafesinin içindeyken bir kuş gibi özgürüm
I’m diving in deep and I’m riding with no brakes
Derinlere dalıyorum ve frensiz gidiyorum
And I’m bleeding in love, you’re swimming in my veins
Aşk kanıyorum ve damarlarımda yüzüyorsun
You got me now
Beni kaptın

Been waiting for a lifetime for you
Senin için bir hayat boyu bekledim
Been breaking for a lifetime for you
Senin için bir hayat boyu kırıldım
Wasn’t lookin’ for love ’til I found you (oh na-na, ayy)
Seni bulana kadar aşk için bakınmıyorum
For love, ’til I found you (oh)
Seni bulana kadar aşk için…

[Liam Payne:]
Skin to skin
Tenden tene
Breathe me in
Beni içine çek
Feeling your kiss on me
Öpücüğünü üzerimde hissediyorum
Lips are made of ecstasy
Dudaklar zevkten yapılma
I’ll be yours for a thousand nights
Binlerce gece senin olacağım

29 Ocak 2018 Pazartesi

Jessie J – R.O.S.E. Confessional (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

“Artık müzik yapmak istemiyorum. Yüksek sesle söyledim, vay canına.
Durmayı denedim ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Çünkü gerçek aşktan uzaklaşmak olanaksız. Duygularımızdan, sözlerimizden, müziğimizden ve hislerimizden de. Hayatta kalmam gereken şey de buydu zaten. Dostum, bu acı beni uyandırdı. Bu ters tepki, beni anlıyor musun? Bunu yapmak istemediğim için yapmıyorum. Yapıyorum çünkü zorundayım. Her şeyi derinden hissediyorum. Bu hem kutsama hem lanet. Ve yaratma tutkumu kaybettim. İş ve sanat arasındaki ince çizgiyi. Karanlığa düştüm ve kendime bu korkuya kapılmam için izin verdim. Bu korku başkalarını ise mutlu ediyordu. Beni kim umursadı ki? Olmadığım şeye dönüşüyordum, istemediğim şeyleri yapıyordum. Bu nasıl benim ışığımdan daha önemli hale geldi? O sıralarda bu sorunun cevabını bulamadım. Gerçekten bunun daha önemli olduğunu düşündüm. Beni neyin özel yaptığını unuttum. Ne için ayaktayım, unuttum. Umutsuzca birine, bir şeylere tutunmaya çalıştım, ama başaramadım. Orada kimse yokmuş gibi hissettirdi. Ama aslında vardı. Ben oradaydım. Aşk oradaydı. Oradaydım, hiç gitmedim. Birine sihrimi verdim, sahip çıkmadılar. Ve hissettiğim bütün güç yok oldu. Aslında hiç gitmemişti. Bu yolculuğa başlamamı sağlayan tek şey benden alınamazdı. Sesim. Sadece kelimeler yazmaya ve söylemeye başladım. Tıpkı 16 yaşındayken yaptığım gibi. Kimseler yok, çelme takanlar yok, baskılar yok. Sadece ben, duygularım ve gerçekler. Ve bunu hissetmeye başladım. Geri geleceğini hissetmeye başladım. Yapmak istemediğim müzik beni hayata geri getirecekti. Öfke, dürüstlük, kalp ağrısı, acı, sevinç, güç, aşk. Bunların hepsi bir sebep içindi. Öğrenmek ve ders çıkarmak. Geri gelmemi sağlayan kelimeler. Gerçekleşme (Realisations), saplantı (Obsessions), seks (Sex) ve güç (Enpowerment). -R.O.S.E.- Her harf için bir kelime. Ve her kelime için bir şarkıyı sizinle paylaşacağım. Hissetmenize izin verecek kadar güçlüyüm artık. Anneme gül (Rose) derlerdi. Bana hayatın hediyesini verdi. Gül tomurcuklanma zamanında en güzel halini alır. Acının üstesinden geldim. Bir sürü farklı duygular için hediye olarak güller yada tek bir gül veriyoruz. Ve bu… Benim size hediyem.”

Tove Lo – Lies in the Dark (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 4

Lies in the Dark (Karanlıkta Yalanlar)

People talk, but people don’t know
İnsanlar konuşur ama insanlar bilmez
You can’t make plans, just live as I go
Plan yapamazsın, sadece ben gittikçe yaşa
People talk, they don’t understand
İnsanlar konuşur, onlar anlamaz
Love and pain go hand in hand
Aşk ve acı el ele giderler
Oh, say what they want, I’m still thinking it’s worth it
Ne söylemek isterlerse söylesinler, hala buna değdiğini düşünüyorum
Oh, little bit drunk, tell my heart you won’t hurt it
Biraz sarhoş, kalbimi kırmayacağını söyle

I love your lies in the dark
Karanlıkta yalanlarını seviyorum
Love tearing up a broken heart
Aşk kırık kalpleri ayırır
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
I love you, now take me home
Seni seviyorum, şimdi beni eve götür
Love every way you turn me on
Aşk her yolu sana çıkarıyor
Over, over, and again
Yeni, yeni, yeniden

Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
Over (aah) and again
Yeni ve yeniden

I can’t fake I’m in it for you
Yalan söyleyemem, senin içindeyim
Good people do bad things too
İyi insanlar da kötü şeyler yapar
Say you changed, don’t know if I would (nah)
Değiştiğini söyle, yapabilir miyim bilmiyorum (hayır)
Wanna be yours for real if I could
Eğer yapabilseydim gerçekten senin olmak isterdim

I love your lies in the dark
Karanlıkta yalanlarını seviyorum
Love tearing up a broken heart
Aşk kırık kalpleri ayırır
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
I love you, now take me home
Seni seviyorum, şimdi beni eve götür
Love every way you turn me on
Aşk her yolu sana çıkarıyor
Over, over, and again
Yeni, yeni, yeniden

Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni ve yeniden
Over (aah) and again
Yeni ve yeniden

Oh, say what they want, I’m still thinking it’s worth it
Ne söylemek isterlerse söylesinler, hala buna değdiğini düşünüyorum
Oh, little bit drunk, tell my heart you won’t hurt it
Biraz sarhoş, kalbimi kırmayacağını söyle

Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
Over, over, and again
Yeni, yeni, ve yeniden
Over (ah) and again
Yeni ve yeniden
(Over, over, and again) love your lies in the dark
(Yeni, yeni ve yeniden) karanlıkta yalanlarını seviyorum
(Over, ah, and again) love tearing up a broken heart
(Yeni, yeni ve yeniden) aşk kırık kalpleri ayırır
(Over, over, and again)
(Yeni, yeni ve yeniden)
(Over, aah, and again)
(Yeni, yeni ve yeniden)
(Over, over, and again) I love you, now take me home
(Yeni, yeni ve yeniden) seni seviyorum, şimdi beni eve götür
(Over, over, and again) love every way you turn me on
(Yeni, yeni ve yeniden) aşk bütün yolları sana çıkarıyor
(Over, ah, and again)
(Yeni, yeni ve yeniden)

Love your lies in the dark
Karanlıkta yalanlarını seviyorum