t301086262-i1065675249_s400

Ohhhhhhhh
You got a fast car
Hızlı bir araban var
I want a ticket to anywhere
Her hangi bir yere bilet almak istiyorum
Maybe we make a deal
Belki biz bir anlaşma yaparız
Maybe together we can get somewhere
Belki birlikte bir yerlere gidebiliriz
Any place is better
Daha iyi her hangi bir yer
Starting from zero, got nothing to lose
Sıfırdan başlayıp hiç bir şey kaybetmemek
Maybe we’ll make something
Belki bazı şeyler yapacağız
But me, myself, I got nothing to prove
Ama ben kendime,hiç bir kanıtlamadımm

You got a fast car
Hızlı bir araban var
And I got a plan to get us out of here
Ve benim buradan çıkmak için bir planım var
I’ve been working at the convenience store
Kazanç mağazasında çalışıyordum
Managed to save just a little bit of money
Sadece birazcık para kazanmayı başardım
We won’t have to drive too far
Biz çok uzağa gitmek zorunda olmayacağız
Just ‘cross the border and into the city
Sadece sınırı geç ve şehre gir
You and I can both get jobs
Sen ve ben aynı işleri yaparız
And finally see what it means to be living
Ve sonunda yaşamanın ne anlama geldiğini görürsün

You got a fast car
Hızlı bir araban var
But is it fast enough so we can fly away?
Ama bizi uzağa uçuracak kadar hızlı mı ?
We gotta make a decision
Biz bir karar verdik
We leave tonight or live and die this way
Biz bu gece ayrılıyoruz ya da bu yolda yaşıyoruz ve ölüyoruz

So I remember we were driving, driving in your car
Senin arabanı sürerken bizim kullandığımızı hatırlıyorum
The speed so fast, I felt like I was drunk
Çok hızlı,içmiş gibi hissettim
City lights lay out before us
Şehir ışıkları bizi yere sermeden önce
And your arm felt nice wrapped ’round my shoulder
Ve omzuma sarılmış hoş kollarını hissettim
And I had a feeling that I belonged
Ve bana aitmiş gibi bir hisse kapıldım
And I had a feeling I could be someone, be someone, be someone
Ve ben bir hisse kapıldım bazıları olabilirdim,bazıları olabilirdim,bazıları olabilirdim
You see, my old man’s got a problem
Görüyorsun eski kocamın bir problemi var
He lives with the bottle, that’s the way it is
O şişeyle yaşıyor,onun yolu bu
He says his body’s too old for working
O vücudunun çok yaşlı işlediğini söylüyor
I say, his body’s too young to look like his
Ben onun hissettiği gibi vücudunun çok genç olduğunu söylüyorum
My mama went off and left him
Annem çıktı ve ondan ayrıldı
She wanted more from life than he could give
O verebildiğinden daha fazla hayat istedi
I said, somebody’s got to take care of him
Birilerinin onu korumaya ihtiyacını olduğunu söyledim

So I quit school and that’s what I did
Bu yüzden okuldan atıldım ve yaptığımda ne var ki
You got a fast car
Hızlı bir araban var
And we go cruising to entertain ourselves
Ve kendi eğlencemizi seyretmeye gidiyoruz
You still ain’t got a job
Senin hala bir işin yok
And I work in a market as a checkout girl
Ve ben bir kasiyer kızı olarak bir markette çalışıyorum
I know things will get better
Biliyorum bir şeyler daha iyi olacak
You’ll find work and I’ll get promoted
Sen iş bulacaksın ve ben destekleyeceğim
We’ll move out of the shelter
Biz sığınağımızın dışına çıkacağız

Buy a bigger house and live in the suburbs
Büyük bir ev satın al ve banliyöde yaşa