İngilizce Türkçe Sözlük







22 Aralık 2017 Cuma

The Weeknd – Pretty (Türkçe Çeviri) (Çeviri)

Görüntülenme: 3

Şarkı YouTube Video Link ——-> https://www.youtube.com/watch?v=Bnxe1_2wnmY

Somebody told me it was pointless for me to come back into your arms
Birisi bana senin kollarına geri dönmek anlamsız demişti
Said you fucked another man
Başka bir adama siktirdiğini söylemişti
Finally, I knew this day would come
Bu günün en sonunda geleceğini biliyordum
Cause I see fear in your eyes
Çünkü gözlerinde korku görüyorum
You’ve been living out your life
Kendi hayatının dışında yaşıyordun
As long as you know that when I land you’re mine
İndiğimde artık benim malım olduğunu bildiğin sürece

It’s been exactly 365 since I’ve seen your face
Yüzünü görmeyeli aradan tam 365 gün geçti
I’ve been living on the road
Ben yollarda yaşarken
And you’ve been living all alone, at home
Sen bir başına evde yaşıyordun
Girl I hope, he made you satisfied
Kızım umarım o adam seni tatmin etmiştir
Well baby I won’t cry
Bebeğim ben ağlamayacağım
As long as you know that when I land you’re mine
İndiğim zaman bana ait olduğunu bildiğin sürece

And you will never feel so pretty
Kendini hiç bu kadar tatlı hissetmeyeceksin
And you will never feel this beautiful
Ve kendini hiç bu kadar güzel hissetmeyeceksin
When I make it there
Oraya geldiğim zaman
Oh when I make it there
Oh, oraya geldiğim zaman

There are certain things that I’ve come to understand
Anlayışa vardığım bazı kesin şeyler var:
Expectations can kill a simple man, simple man
Beklentiler sıradan bir adamın sonunu getirebilir
I try to master the heart – of that far away love – only so much can keep a woman warm
Kalbe, o uzaktaki aşkın sadece bir kadını bu kadar çok canlı tutabileceğini öğretmeye çalışıyorum
Now it’s times like this that I say to myself
Şimdi böyle zamanlarda kendime şöyle diyorum:
We’ve been living in a cold cold, cold world
Ölü bir dünyada yaşıyoruz, ölü bir dünya
But at least I have you to rely
Ama en azından güveneceğim sen varsın
Even if for a short time
Kısa bir süre için olsa bile
As long as you know that when I land you’re mine
Oraya geldiğim zaman senin benim malım olduğunu bildiğin sürece

And you will never feel so pretty – and you will never feel this beautiful – when I make it there
Oraya geldiğim zaman kendini hiç bu kadar tatlı, hiç bu kadar güzel hissetmeyeceksin
Oh when I make it there
Oraya geldiğim zaman
And he can’t make you feel this pretty
Ve o adam seni benim sana kendini tatlı hissettirdiğim kadar tatlı hissettiremeyecek
No, he won’t make you feel this beautiful
Hayır, o adam seni benim sana kendini güzel hissettirdiğim kadar güzel hissettiremeyecek
When I make it there
Oraya geldiğim zaman
Oh when I make it there
Oh, oraya geldiğim zaman
[x3] [Ontro (French)] Quand une putain de colombe chante sa chanson, c’est tout ce qu’on entend.
Anasını siktiğimin beyaz bir güvercini şarkısını söyleyince, tek duyduğumuz şey o
Les jours se défilent comme de la ficelle dans le vent.
Günler sanki rüzgardaki ipmiş gibi yuvarlanıyor
Embobiné dans ma toile, je les dévoile à nouveaux.
Günleri ağıma yakalar, tekrar ifşa ederim
10 ans mon ami, que ne rien d’autre compte.
10 gün birader, başka hiç bir şeyin önemi yok
Elle n’était qu’une gamine à ce moment.
O zamanlar o kız sadece bir çocuktu
Souffrant d’un cœur brisé. Une douleur très profonde.
Kırık bir kalpten acı çekiyordu, çok derin bir acı
C’est là où je l’ai aperçue. Seule. Prête à entamer ses 17 ans.
Onu işte burada gördüm, yapayalnız, önündeki 17 yıla hazır

Bonus:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder