İngilizce Türkçe Sözlük







16 Haziran 2021 Çarşamba

Lily Allen – Smile İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

When you first left me, I was wantin’ more
– Beni ilk terk ettiğinde, daha fazlasını istiyordum.
But you were f–n’ that girl next door
– Ama sen yandaki kızdın.
What you do that for? (What you do that for?)
– Bunu niye yaptın? (Bunu ne için yapıyorsun?)

When you first left me, I didn’t know what to say
– Beni ilk terk ettiğinde ne diyeceğimi bilemedim.
I never been on my own that way
– Böyle tek başıma kaldım
Just sat by myself all day
– Tek başıma bütün gün oturdu

I was so lost back then
– O zamanlar çok kaybolmuştum.
But with a little help from my friends
– Ama arkadaşlarımdan biraz yardım alarak
I found a light in the tunnel at the end
– Sonunda tünelde bir ışık buldum.
Now you’re calling me up on the phone
– Şimdi beni telefonla arıyorsun.
So you can have a little whine and a moan
– Böylece biraz sızlanabilirsin ve inleyebilirsin
And it’s only because you’re feelin’ alone
– Ve sadece yalnız hissettiğin için

At first, when I see you cry
– İlk başta, seni ağlarken gördüğümde
Yeah, it makes me smile
– Evet, gülümsememi sağlıyor
Yeah, it makes me smile
– Evet, gülümsememi sağlıyor
At worst, I feel bad for a while
– En kötü ihtimalle, bir süre kötü hissediyorum
But then I just smile
– Ama sonra sadece gülümsüyorum
I go ahead and smile
– Devam et ve gülümse

Whenever you see me
– Beni ne zaman görsen
You say that you want me back (Want me back)
– Beni geri istediğini söylüyorsun (beni geri istiyorsun)
And I tell you it don’t mean jack (It don’t mean jack)
– Ve sana bunun jack anlamına gelmediğini söylüyorum (jack anlamına gelmez)
No, it don’t mean jack (It don’t mean jack)
– Hayır, bu jack anlamına gelmez (jack anlamına gelmez)

I couldn’t stop laughing
– Gülmekten kendimi alamadım
No, I just couldn’t help myself (Help myself)
– Hayır, sadece kendime yardım edemedim (kendime yardım et)
See you messed up my mental health
– Ruh sağlığımı mahvettiğini gördün mü
I was quite unwell
– Çok hastaydım

I was so lost back then
– O zamanlar çok kaybolmuştum.
But with a little help from my friends
– Ama arkadaşlarımdan biraz yardım alarak
I found a light in the tunnel at the end
– Sonunda tünelde bir ışık buldum.


Now you’re calling me up on the phone
– Şimdi beni telefonla arıyorsun.
So you can have a little whine and a moan
– Böylece biraz sızlanabilirsin ve inleyebilirsin
And it’s only because you’re feeling alone
– Ve sadece yalnız hissettiğin için

At first, when I see you cry
– İlk başta, seni ağlarken gördüğümde
Yeah, it makes me smile
– Evet, gülümsememi sağlıyor
Yeah, it makes me smile
– Evet, gülümsememi sağlıyor
At worst, I feel bad for a while
– En kötü ihtimalle, bir süre kötü hissediyorum
But then I just smile
– Ama sonra sadece gülümsüyorum
I go ahead and smile
– Devam et ve gülümse

La-la-la, la-la-la, la-la-la, la-la-la
– La-la-la, la-la – la, la-la-la, la-la-la
La-la-la, la-la-la, la-la-la, la-la-la
– La-la-la, la-la – la, la-la-la, la-la-la
La-la-la, la-la-la, la-la-la, la-la-la
– La-la-la, la-la – la, la-la-la, la-la-la
La-la-la
– La-la-la

At first when I see you cry (When I see you cry)
– İlk başta ağladığını gördüğümde (ağladığını gördüğümde)
Yeah, it makes me smile (Makes me smile)
– Evet, beni gülümsetiyor (beni gülümsetiyor)
Yeah, it makes me smile (Yeah, it makes me smile)
– Evet, beni gülümsetiyor (Evet, beni gülümsetiyor)
At worst, I feel bad for a while (I feel bad for a while)
– En kötüsü, bir süre kötü hissediyorum (bir süre kötü hissediyorum)
But then I just smile (But then I just smile)
– Ama sonra sadece gülümsüyorum (ama sonra sadece gülümsüyorum)
I go ahead and smile (I go ahead and smile)
– Sen gülmeye (devam et ben gülümseme gidip )

At first when I see you cry (When I see you cry)
– İlk başta ağladığını gördüğümde (ağladığını gördüğümde)
Yeah, it makes me smile (Yeah, it makes me smile)
– Evet, beni gülümsetiyor (Evet, beni gülümsetiyor)
Yeah, it makes me smile (It makes me smile)
– Evet, beni gülümsetiyor (beni gülümsetiyor)
At worst, I feel bad for a while (Feel bad for a while)
– En kötüsü, bir süre kötü hissediyorum (bir süre kötü hissediyorum)
But then I just smile (Then I just smile)
– Ama sonra sadece gülümsüyorum (sonra sadece gülümsüyorum)
I go ahead and smile (I go ahead and smile)
– Sen gülmeye (devam et ben gülümseme gidip )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder