İngilizce Türkçe Sözlük







27 Nisan 2021 Salı

The Wallflowers – One Headlight İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

So long ago I don’t remember when
– Çok uzun zaman önce ne zaman hatırlamıyorum
That’s when they said I lost my only friend
– O zaman tek arkadaşımı kaybettiğimi söylediler.
Well they said she died easy of a broke heart disease
– Kırık bir kalp hastalığından kolayca öldüğünü söylediler.
As I listened through the cemetery trees
– Mezarlık ağaçlarını dinlerken

I seen the sun comin’ up at the funeral at dawn
– Güneş doğarken gördüm cenazede şafakta
With the long broken arm of human law
– İnsan hukukunun uzun kırık kolu ile
Now it always seemed such a waste
– Şimdi her zaman böyle bir israf gibi görünüyordu
She always had a pretty face
– Her zaman güzel bir yüzü vardı
I wondered why she hung around this place
– Neden burada takıldığını merak ettim.

Hey-ey-ey
– Hey-hey-hey
Come on try a little
– Hadi biraz dene
Nothing is forever
– Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
Got to be something better than in the middle
– Ortasından daha iyi bir şey olmalı

Me and Cinderella
– Ben ve Külkedisi
We put it all together
– Hepsini bir araya getirdik
We can drive it home
– Eve götürebiliriz.
With one headlight
– Bir far ile

She said it’s cold
– Soğuk olduğunu söyledi
It feels like independence day
– Bağımsızlık Günü gibi geliyor
And I can’t break away from this parade
– Ve bu geçit töreninden ayrılamam
But there’s got be an opening
– Ama bir açılış olmalı
Somewhere here in front of me
– Burada önümde bir yerde

Through this maze of ugliness and greed
– Çirkinlik ve açgözlülük bu labirent aracılığıyla
And I’ve seen the sign up ahead at the county line bridge
– Ve ilçe hattı köprüsünde öndeki işareti gördüm
Sayin’ all is good and nothingness is dead
– Her şeyin iyi olduğunu ve hiçliğin öldüğünü söylemek
We run until she’s out of breath
– Nefesi kesilene kadar koşacağız.
She ran until there’s nothing left
– Hiçbir şey kalmayana kadar kaçtı.
She hit the end, just her window ledge
– Sonuna kadar vurdu, sadece pencere çıkıntısı

Hey-ey-ey
– Hey-hey-hey
Come on try a little
– Hadi biraz dene
Nothing is forever
– Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
Got to be something better than in the middle
– Ortasından daha iyi bir şey olmalı

But me and Cinderella
– Ama ben ve Külkedisi
We put it all together
– Hepsini bir araya getirdik
We can drive it home
– Eve götürebiliriz.
With one headlight
– Bir far ile

Well this place is old
– Bu çok eski bir bina
It feels just like a beat up truck
– Sadece dövülmüş bir kamyon gibi hissediyor
I turn the engine but the engine doesn’t turn
– Motoru çeviriyorum ama motor dönmüyor
Well it smells of cheap wine and cigarettes
– Ucuz şarap ve sigara kokuyor

This place is always such a mess
– Burası her zaman böyle bir karmaşa
Sometimes I think I’d like to watch it burn
– Bazen yanmasını izlemek istiyorum.
I’m so alone
– Çok yalnızım
Feel just like somebody else
– Başka biri gibi hissediyorum
Man, I ain’t changed, but I know I ain’t the same
– Dostum, değişmedim, ama aynı olmadığımı biliyorum.
But somewhere here in between the city walls of dying dreams
– Ama burada bir yerlerde ölmekte olan rüyaların şehir duvarları arasında
I think her death, it must be killing me
– Sanırım onun ölümü beni öldürüyor olmalı.

Hey, hey, hey-ey-ey
– Hey, hey, hey-ey-ey
Come on try a little
– Hadi biraz dene
Nothing is forever
– Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
There’s got to be something better than in the middle
– Ortasından daha iyi bir şey olmalı

Me and Cinderella
– Ben ve Külkedisi
We put it all together
– Hepsini bir araya getirdik
We can drive it home
– Eve götürebiliriz.
With one headlight
– Bir far ile

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder