İngilizce Türkçe Sözlük







29 Mayıs 2021 Cumartesi

Barbra Streisand – I’m The Greatest Star İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I got 36 expressions!
– 36 ifadem var!
Sweet as pie to tough as leather
– Deri gibi sert pasta gibi tatlı
And that’s six expressions more than all them Barrymores put together.
– Ve bu, Barrymore’ların bir araya getirdiğinden altı ifade daha fazla.
Instead of just kicking me why don’t they give me a lift?
– Beni tekmeleyeceğine neden beni bırakmıyorlar?
Well, it must be a plot!
– Bu bir komplo olmalı!
‘Cause their scared that I got… such a gift?
– ‘Onların var olduğunu korkuyor çünkü… böyle bir hediye mi?
Well, I’m miffed
– Gidelim.

Cause I’m
– Çünkü ben
The Greatest Star
– En Büyük Yıldız
I am by far!
– Şimdiye kadar benim!
But no one knows it
– Ama bunu kimse bilmiyor
They’re gonna hear a voice
– Bir ses duyacaklar
A silver flute (ah ooh ah ooh)
– Gümüş bir Flüt (ah ooh ah ooh)
They’ll cheer each toot
– Onlar her toot tezahürat edeceğiz
(Hey, that kid is terrific, mmm)
– (Hey, bu çocuk harika, mmm)
When I expose it
– Onu açığa çıkardığımda
(Now can’t ya see to look at me that)
– (Şimdi bana bakmak için göremiyorum)
I’m a natural Camille.
– Ben doğuştan Camille’im.
As Camille I just feel
– Camille gibi hissediyorum
I’ve so much to offer
– Çok teklif aldım
(Hey, listen kid I know I’d be divine because)
– (Hey, dinle evlat, ilahi olacağımı biliyorum çünkü)

I’m a natural cougher
– Ben doğal bir öksürüğüm
(Ahoo, aheh, ahay)
– (Ahoo, aheh, ahay)
Some ain’t got it, not a lump
– Bazılarında yok, bir yumru değil
I’m a great big clump of talent
– Ben büyük bir yetenek kümesiyim
Laugh!
– Gülmek!
(Ha ha ha ha)
– (Ha ha ha ha)
They’ll bend in half
– Yarıya kadar eğilecekler.
(Did you ever hear the story about the traveling salesman?)
– (Seyahat eden satıcı hakkındaki hikayeyi hiç duydunuz mu?)
A thousand jokes
– Bin espriler
(Stick around for the jokes!)
– (Şakalar için etrafta kal!)
A thousand faces
– Bin yüz
I reiterate
– Tekrar ediyorum
When you’re gifted, then you’re gifted
– Yetenekli olduğun zaman, o zaman yeteneklisin
These are facts
– Bunlar gerçekler
I’ve got no axe to grind
– Öğütecek baltam yok.
Hey, whaddaya blind?
– Hey, whaddaya kör mü?
In all of the world so far
– Şimdiye kadar tüm dünyada
I’m the greatest star
– Ben en büyük yıldızım

No autographs, please.
– İmza yok, lütfen.
Ya think beautiful girls are gonna stay in style forever?
– Sence güzel kızlar sonsuza dek şık mı kalacaklar?
I should say not.
– Hayır demeliyim.
Any minute now they’re gonna be out.
– Her an çıkabilirler.
Finished!
– Bitti!
Then it’ll be my turn
– O zaman benim sıram olacak
Hmph!
– Hmph!

Who is the pip with pizzazz?
– Pizzazz ile pip kim?
Who is all ginger and jazz?
– Zencefil ve caz kim?
Who is as glamourous as?
– Kim kadar çekici?
Who’s an american beauty rose?
– Amerikalı bir güzellik gülü kim?
With an american beauty NOSE!
– Amerikan güzellik burnu ile!
And ten american beauty toes?
– Ve on Amerikan güzellik parmağı?
Eye on the target and wham
– Hedefe göz kulak ol ve bam
One shot. One gun shot and BAM!
– El. Bir silah sesi ve BAM!
Hey Mister Keeney!
– Bay Keeney!
Here I am!
– İşte buradayım!

I’m the greatest star
– Ben en büyük yıldızım
I am by far
– Ben çok uzaktayım
But no one knows it
– Ama bunu kimse bilmiyor
That’s why I was born
– Doğdum bu yüzden
I’ll blow my horn
– Boynuzumu üfleyeceğim
Till someone blows in
– Birisi içeri girene kadar
I gotta break the lights
– Işıkları kırmalıyım.
Gotta flash of light
– Işık yanıp sönmeli
I’ll flicker then flare up!
– Titreyeceğim ve sonra alevleneceğim!
All the world’s gonna stare up!
– Bütün dünya dik dik bakacak!
Looking down you’ll never see me,
– Aşağı bakınca beni asla göremeyeceksin.,
Try the sky cause that’ll be me!
– Gökyüzünü dene, çünkü o ben olacağım!

I can make ’em cry!
– Onları ağlatabilirim!
I can make ’em sigh!
– İç çekmelerini sağlayabilirim!
Someday they’ll clamor for my drama
– Bir gün benim dramım için çığlık atacaklar
Have ya guessed YET!
– Henüz tahmin ettin mi!
Who’s the best yet?
– Kim daha iyi?
If ya ain’t, I’ll tell ya one more time
– Eğer yapmazsan, sana bir kez daha söyleyeceğim
You’ll bet your last dime
– Son kuruşuna bahse girersin.
In all of the world so far
– Şimdiye kadar tüm dünyada
I am the greatest, greatest
– Ben en büyüğüm, en büyüğüm
Staaaaaaar!
– Staaaaaaar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder